Haftanın Peraşası BülteniKorah, Midraş'a göre Moşe'nin eskiden beri karşıtı olan Datan ile Aviram'la birlikte, Moşe'nin liderliğine ve Aaron'un Koenlik sıfatına meydan okuyan bir isyan başlatır...

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

28 Haziran

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2008

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

7:13

8:30

-----

Yeruşalayim

7:14

8:30

Tel Aviv

7:28

8:33

25 Sivan

Tel Aviv

7:29

8:33

İstanbul

8:27

9:07

5768

İstanbul

8:27

9:07

K O R A H

 Hatırlatmalar:

ü 3-4 Temmuz Perşembe-Cuma: Roş Hodeş Tamuz

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bamidbar 16:1-18:32)

[www.chabad.org]

 

Korah, Midraş'a göre Moşe'nin eskiden beri karşıtı olan Datan ile Aviram'la birlikte, Moşe'nin liderliğine ve Aaron'un Koenlik sıfatına meydan okuyan bir isyan başlatır. İsyancıların arasında, halkın ileri gelenlerinden, Koenlik müessesesine layık olduklarını ispatlamak için kutsal Ketoret (tütsü) sunmaya kalkan 250 kişi de vardır. Sonuçta toprak açılıp asileri yutar ve bir ateş ketoret sunumlarını yakıp tüketir.

Bunu takip eden salgın hastalık, Aaron'un Ketoret işlemini gerçekleştirmesiyle sona erer. Aaron'un asası, mucizevi şekilde tomurcuklanır ve Tanrı'nın onu Koen Gadol olarak atayışının bir kanıtı olarak badem üretir.

Tanrı, Koenler'e, her tahıl ürününden, şaraptan ve yağdan "Teruma" adlı bir bölümün, davar ve sığırın ilk doğanlarının ve diğer bazı armağanların verilmesini emreder.

 

DEVAR TORA

["Legacy" / Rabi Naftali Reich - www.torah.org]

 

Tek Taraflı Tartışmalar

 

Beklentiler büyük, gerginlik ise dayanılmaz bir haldeydi. Moşe'nin elleri en baştan beri dolu olmasına rağmen, daha önce hiç böyle bir şey olmamıştı. Kavgacı, tartışmacı, memnun edilmesi zor, dik başlı, "sert enseli" Yahudi halkı onu defalarca sınamış, buna rağmen onun yetkisine hiç itiraz etmemişlerdi. Ama şimdi aristokratik Korah ve onun takipçileri Moşe'nin yönetme hakkına muhalefet ediyorlardı ve filizlenen çekişme, ulusu bölmekle tehdit ediyordu. Felaketi, ancak muhaliflerin mucizevî bir şekilde dünyanın en dibine kadar inmeleri önledi.

Tora, Korah'ın muhalefetini yıpratıcı bir çatışma örneği, kaçınılması gereken tartışmaların bir modeli olarak resmeder. Tora bize şöyle der: "Korah ve onun cemaati gibi olmayın!" Tora'nın niyeti tabii ki, Yahudiler'in görüşlerini ifade etme ve herhangi bir konuda anlamlı bir diyaloga girme haklarını kısıtlamak değildir. O halde Korah meselesine, çatışan görüşlerin kabul edilmez ifadesi olarak damga vuran özellikler nelerdir?

Mişna bu konuda bize bir ipucu verir. Mişna şöyle der: İllel ve Şamay'ınkiler gibi, Tanrı onuruna yapılan tartışmaların kalıcı bir gücü vardır. Hâlbuki Korah ve yandaşlarınınki gibi, Tanrı onuruna yapılmayan tartışmaların kalıcı gücü yoktur. Ama bir tartışmanın kalıcı gücü neden onun ardındaki motivasyona bağlı olmalıdır?

Bu Mişna dikkatlice okununca ek bir ipucu keşfedilecektir. Tanrı onuruna yapılan tartışmalardan söz ettiği zaman, Mişna, Alaha konusunda binlerce kez birbirlerine ters düşen iki önemli muhalif olan "İllel ve Şamay"dan söz eder - yani tartışmanın iki tarafından. Tanrı onuruna olmayan tartışmanın örneğini verirken ise, Mişna "Korah ve yandaşları" demektedir - yani tartışmanın aynı tarafındaki insanlardan! Otoritelere göre bu sözlerde, yani "Korah ve yandaşları" ifadesinde, Mişna'yı kavramanın anahtarı yatmaktadır.

İllel ve Şamay, Alaha'nın nasıl olması gerektiğini tartıştıkları zaman, münakaşa ne kadar hararetli ve yoğun olursa olsun, aralarında hiçbir zaman kişisel bir kin yoktu. İkisi de açık bir amaca - mutlak gerçeğin keşfine - odaklanmıştı. Bu nedenle, gerçek anlamda, onlar muhalif değil, gerçeğin asil arayışı içinde olan müttefiklerdi. Çatışan görüşlerin çarpışması, öne sürülen tüm tezlerin güçlü ve zayıf taraflarına ışık tutmaya yardımcı olur ve herkesi ortak bir amaçla birbirine yaklaştırırdı. Bu bağlamda bunlar gerçekten de "İllel ve Şamay'ın" görüş ayrılığıdır, çünkü bu entelektüel girişimde, ikisi de eşit derecede ortaktırlar.

Diğer taraftan, Korah ve yandaşları gerçeğin arayışına girmemişlerdi. Sadece kişisel güç elde etme peşindeydiler. Sorunları açığa kavuşturmak için Moşe'yi entelektüel bir münakaşanın içine sokmamışlardı. Onlar sadece dizginleri ele almak için, Moşe'nin yollarından çekilmesini istiyorlardı. Bu nedenle, bu tartışmada Moşe taraf değildi ve Mişna haklı olarak bundan "Korah'ın ve yandaşlarının tartışmaları" diye söz eder. Kişisel çıkar için gerçeği feda eden böyle bir tartışmanın kalıcı gücü yoktur.

Bir sinagogun önemli bir üyesi, çaba gerektiren başkanlık konumunu kabul etmesi için cemaat hahamı tarafından ikna edilmişti. Kendisi sorumluluklarını çok ciddiye almış ve cemaatin ihtiyaçları için uzun saatler harcamıştı.

Bir gün haham sordu: "Evet, nasıl gidiyor? Bu görevi kabul etmiş olmaktan memnun musun?"

Yeni başkan "İşi çok tatmin edici buluyorum, ama sürekli bende kusur bulan ve yaptığım her şeyden şikâyet eden bir üye var. Bu durum beni sürekli rahatsız ediyor."

"Gerçekten mi? Söyle bana, şehirde ana caddede yürürken, bir barın önünde bir serseri nara atıp sana hakaret ederse, şahsen incinir misin?" diye haham sordu.

"Tabii ki hayır. O beni kastetmiyor ki, o herkese bağırıyor."

"Aynen öyle. Aynı şey seni rahatsız eden kişi için de geçerlidir. O sadece kendi sıkıntılarını ve güvensizliklerini dışa vuruyor ve acısını senden çıkarıyor. Bunu kişisel olarak algılama." diye haham cevap verdi. Ve ekledi: "Ama eğer seni, gösterdiğin çaba için takdir ediyor ve bazı konularda kendi görüşünü yapıcı bir şekilde ifade ediyorsa, o zaman onu ciddiye al ve daha iyiye ulaşmak için onu dinle."

Kendi yaşantımızda Korah olayındaki durumun, sinagog ve işyeri siyasetindeki gibi, ailevî durumlardaki gibi birçok farklı sahnede tekrar tekrar oynandığını görürüz. Görünürde tartışmalar her konuda ortaya çıkabilirler, ama neredeyse değişmeyen şey şudur: Gerçek sorunlar yüzeyin, yani gücün, itibarın ve imtiyazın altında yatarlar. Eğer bu tartışmaların neden cereyan ettiklerini fark edebilirsek, patlama noktalarını etkisiz hale getirebilir, gizli ıstırapları ve yürek acılarını önleyebiliriz. Korah ve yandaşlarının acı bir şekilde öğrendikleri gibi, bu tartışmaların hiçbir zaman mutlu bir sonu yoktur.

 

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in gözüyle verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Sık sık kamu alanlarında veya gazete ilânlarında, bulanın ödüllendirileceği kayıp bir eşya ile ilgili yazılar okurum. Kayıp bir eşyayı sahibine geri vermemiz Tora tarafından emredildiğine göre, böyle bir ödülü kabul etmek doğru mudur?

DEVAR TORA

[Rabi Eli Mansour - www.dailyhalacha.com]

 

Rav Ay Gaon'un "Cevaplar"ında yazılı olan çok önemli bir cevap vardır. Orada haham kısa bir öykü anlatır ve bunun, önemli dersler içeren bir öykü (Maşal) olduğunu ilâve eder.

Aslan tilkiye gidip aç olduğunu ve yemek istediğini söyler. Muhtemelen aslan tilkiyi yemek istemektedir. Tilki kurnazdır; aslana yemek olarak neden bir tilki seçeceğini sorar. Tilki sözlerine devam ederek, daha lezzetli bir et olarak başka seçeneklerin de olduğunu belirtir. Tilki aslana bir insan yemesini önerir. Tilki insanların üstü örtülü bir çukur hazırladıklarını bilmektedir. Planlarına göre aslan, insanın peşine düştüğü zaman tuzak olarak hazırlanmış olan o çukura düşecek ve tamamen bertaraf edilecektir. Aslan ise kaygılıdır; tilkiye insanın dua edebileceğini ve böylece kendisinin tuzağa düşebileceğini söyler. Tilki aslana haklı olabileceğini, ama insanın dualarının ne onu, ne de çocuklarını etkilemeyeceğini, daha ziyade torunlarını etkileyeceğini belirtir ve endişelenecek hiçbir şey olmayacağına dair aslanı ikna eder. Tilki aslanı insanları görmesine bile gerek kalmayacağı ve onların dualarının da uzun zaman etkili olmayacağı konusunda güven verir. Böylece aslan tilkinin önerisini kabul eder ve insanı yemek için peşine düşer. Tilkinin hesabı tutar ve aslan düşüp yakalanır. İşte o zaman aslan, başına hiçbir şey gelmeyeceğini söyleyen tilkiye kızarak bağırmaya başlar. Ama tilki istifini bozmaz. Ona hemen mantıklı bir açıklama verir: Belki de daha önceki nesillerde bir insan, aslanın kendi büyükbabasına karşı dua etmiş ve bu dua büyükbabanın torunu olarak bizim aslanda gerçekleşmiştir. Durum böyleyse aslanın tilkiyi sorumlu tutacak bir şeyi yoktur...

Rav Ay Gaon bu misalin çok önemli bir ders içerdiğini söyler. Her şeyden önce bu misal çocuklara ait bir masal kitabında değil, Rav Ay Gaon'un "Ceavaplar"ı içinde yer almaktadır. Rav Ay Gaon, Geonim döneminde kendi neslinin en büyük hahamlarından biriydi. O kadar büyük bir hahamdı ki, ondan Gaon (Dâhi) diye söz edilirdi. Kendisi 13 yaşında Roş Yeşiva konumuna gelmiş ve bu misali yazmıştı. Misalin içerdiği ders Korah peraşasıyla bağlantılıdır.

Korah akıllı bir adamdı. Bilge bir adamdı. Ama güç peşinde koşup körleştiği için en basit şeyleri ve temel mantığı unutmuştu. Yandaşlarının "süt ve bal akan bir ülke" olarak tanımladığı Mısır'a dönmeyi tercih ettiğini söyledi. Bütün mucizeleri gerçekleştiren Moşe Rabenu'ya karşı yönetimi ele geçirmek istiyordu. En çılgın şeyleri yaptı ve temel bilgiyi ise göz ardı etti. Neden? Hep arzularının peşinde koşmak istediği için! İşte bu onu körleştirmişti. Sonunda tuzağa düştü ve tuzağa düştükten sonra farkına varıp şunları söyledi: "Moşe Emet, Tora Emet, VaAnahnu Badaim - Moşe gerçektir, Tora gerçektir ve bizler bir grup çılgınız."

Aslan ormanın kralıdır. Aslan akıllı ve bilge bir hayvandır, ama kral kendi arzuları yüzünden körelmiştir. Tilki ona diğer etin daha lezzetli olduğunu söyler. Aslan endişe içinde insanın ona karşı dua edeceğini belirtir. Ama tilki karşılık vererek, endişe etmemesini ve duanın ona karşı etkili olmayacağını ekler. Aslan körelmiştir. Bunun daha önce cereyan etmiş olabileceğini düşünmez. Büyük babasının da aynı duruma düşmüş olabileceğini ve seneler önce insan duasının kendisini etkileyecek şekilde cevap bulabileceğini düşünemez. Aslında bu basit mantığın gereğidir, ama yine de tilkinin söylediğini mantıklı bulur. İnsan tutkudan körleştiği zaman, gerçeği göremez ve olayları kendi kafasında çarpıtır. Peraşada gördüğümüz gibi, "Moşe Rabenu'ya karşı" savaş açmanıza bile neden olabilir.

Rav Ay Gaon'un dersi bugün bile geçerlidir. Maalesef, Toramız'ı yanlış yorumlayan birçok insan vardır. Tora'yı okurlar, bazı büyük Tora şahsiyetlerine taş atarlar ve tüm hayatlarını olması gereken bağlamın dışına çıkarırlar. Bunun nedeni de, tutkuları yüzünden körleşmiş olmalarıdır. Kendi maddiyatçılıklarını doğrulama ihtiyacını hissettikleri için, iyi bir ortamda olduklarını söyleyerek bunu yaparlar. Kendilerini David Ameleh veya Avraam'a benzetmek isterler. Onları izlediklerini iddia ederek, Tora'yı her şekilde saptırırlar. Bunun nedeni tutku dolu arzulardır. Tutkuları yüzünden körleşirler. Tora'nın gerçekten ne anlama geldiğini sadece gerçeği ideal olarak gören bir kişi, kişisel önyargılarından ve derin arzularından kendini soyutlayan kişi kavrayabilir.

Korah, Moşe Rabenu'ya karşı mücadele ederek bir hata yapmıştı. Korah büyük bir adamdı. Ruah Akodeş'e  (kutsiyet ruhu) sahipti. Ama gördüğümüz gibi, tutku bir kez kişinin önüne konduğu zaman, en bilge adamı bile yıkabilir, çünkü en basit şeyleri bile fark etmesi zorlaşır.

Aslan belki büyükbabası bir insana saldırdığı ve o insan dua ettiği için yakalanabileceğini, bunun torununun yakalanması ile sonuçlanabileceğini düşünememiştir. Kendi torunun kurban konumuna girebileceği şekilde kendisinin de kurban olabileceğini aklına görememiştir. Temel mantıktan sonuç çıkaramamıştır. Aç olduğu ve lezzetli bir et istediği için esas mantığı kullanamamıştır.

Peraşanın dersi çok katıdır. Her zaman tarafsız olmak bizim için zordur, çünkü hepimizin kişisel önyargıları vardır. Bu nedenle, bir Rabi'ye ve bir eşe sahip olmak önemlidir. Hahamlar derler ki, bir erkeği dengede ve düzgün tutmak için ona bir eş verilir. Tora, bir erkeğin karısını "Ezer Kenegdo - Kendisine Karşı Bir Yardımcı" şeklinde tanımlar. Eş ona yardımcı olmalıdır. Nasıl? Gerektiği zamanlarda ona karşı gelerek! Onu uygun bir perspektif içinde tutarak, kişisel onurunun veya arzularının peşine düşmesine izin vermeyerek yardım eder. Kocasının gerçekten sapmaması ve düz çizgide odaklanmasını sağlamak için onu mantığa davet etmek kadının görevidir.

Rav Hay Gaon'un, tilki ile aslanın büyük dersi budur. İnsan tek başına kendisine karşı nesnel olamaz ve tutkularının esiri olmamak için kendisini gerçekten seven objektif birine ihtiyacı vardır.

 

MİTSVA / UYGULAMA

[Rabi Şemuel Holstein - www.komemiut.org]

 

Mitsva: Gerler'i [Yahudilik'i sonradan kabul etmiş kişileri] sevmek, Tora'nın "yap" şeklindeki emirlerinden biridir. Pasukta söylendiği gibi: "Gerler'i sevin".

Uygulama: Sefer Ahinuh bu mitsvayla ilgili şöyle yazar: Bu mitsvanın köklerinde şu vardır: Tanrı, Yisrael'i Kendisi'ne ait kutsal bir halk olmaları yönünde görevlendirmiş ve onlara liyakat kazandırmak istemiştir. Buna bağlı olarak onları merhametli ve şefkatli olma yönünde yönlendirmiş, kendilerini gören herkesin gözünde beğeni bulmaları için her türlü hoş karakter özelliğiyle süslenmeleri konusunda onları uyarmıştır. Böylece herkes ‘Bunlar gerçekten Tanrı'nın Halkı' diyecektir. Bir Ger, Tanrı'nın Şehinası'nın kanatları altına girme uğruna tüm geçmişini, ailesini, baba evini, ulusunu terk etme fedakârlığını göstermiş biridir. Böyle birine samimiyet, yakınlık ve şefkat göstermek, iyilikseverlikte bulunmak elbette son derece önemlidir."

Hafets Hayim şöyle der: Tanrı Tora'yı vermeden önce diğer ulusların arasından geçip Tora'yı onlara teklif ettiklerinde uluslar Tora'yı reddetmelerine karşın, aralarında onu isteyenler de vardı. İşte bu isteği gösterenlerin ruhlarının Yahudilik'i kabul edip Ger konumuna girme eğilimleri vardır.

Tora her Yahudi'yi sevmeyi emreder: "Veaavta Lereaha Kamoha - Akranını Kendin Gibi Sev". Bir Ger, her açıdan Yahudi'dir ve Tora, bu emre ek olarak Gerler'i sevmeyi ayrı bir emir olarak vermiştir. Böylece bu mitsvayı yerine getiren kişi, iki emri birden yerine getirmiş olur.

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Bu soru, Bene Berak'ta Ramat Elhanan cemaatinin hahamı olan Rabi Yitshak Zilberstein'e soruldu ve kendisi, kayıp eşyanın sahibi bir ödül sunsa bile, o eşyayı geri getirdiği için kişinin ödül almasının yanlış olduğu cevabını verdi. Bir Yahudi kayıp bir eşya bulduğu zaman onu geri verir, çünkü ona bunu Tora emretmiştir; bir mitsva yapıldığı için ödül kabul etmek veya istemek uygun değildir.

Cevabına ek olarak, bir kişinin kayıp ilanı verdiği zaman bu ilana, kayıp eşyayı bulanın, ödülünü Tanrı'dan alacağı ibaresini eklemesini salık verir.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

                                                                                        

Mayim Aharonim Kuralları

1.             Birkat Amazon (yemek sonrası beraha) söylenmeden önce el parmakları yıkanır. Buna  "Mayim Aharonim - Son Su" denir.

2.             Mayim Aharonim için  çok az miktarda su bile yeterlidir.

3.             Bir kabın içinde [daldırarak] yıkanılamaz, su ellere dökülmelidir.

4.             Mayim Aharonim'de kullanılmış olan su, insanların geçtiği yerlere dökülmemelidir.

5.             Sıcak suyla Mayim Aharonim yapılmaz.

6.             Mayim Aharonim yaptıktan sonra masada boş tabak kalmamasına özen gösterilmelidir.

7.             Mayim Aharonim'den Birkat Amazon söyleyene kadar yemek yenmez, içilmez, dini konularda bile konuşulmaz.

                       

Haftanın Sözü

[Zoar, Bereşit 56b]

 

İyiler yaşamın rutini içinde yozlaşmamaları için genç ölürler; kötüler ise teşuva şansını elde edebilmek veya erdemli kişiler olacak torunların doğabilmesi için uzun yaşarlar.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 538 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.