Haftanın Peraşası BülteniSinay çölünde Bene-Yisrael'in nüfus sayımı tamamlanır ve Mişkan'ı taşıma işini üstlenmek üzere Levi kabilesinden 30 ila 50 yaşları arasında toplam 8.580 erkek sayılır.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  22 Mayıs

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2010

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:58

8:14

-----

Yeruşalayim

7:03

8:19

Tel Aviv

7:14

8:17

9 Sivan

Tel Aviv

7:18

8:22

İstanbul

8:08

8:48

5770

İstanbul

8:14

8:54

N A S O

Hatırlatmalar

ü Erets-Yisrael'de 25 Mayıs, Diaspora'da 26 Mayıs'a kadar (dâhil) Tahanunim yoktur.

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bamidbar 4:21-7:89)

[www.chabad.org]

Sinay çölünde Bene-Yisrael'in nüfus sayımı tamamlanır ve Mişkan'ı taşıma işini üstlenmek üzere Levi kabilesinden 30 ila 50 yaşları arasında toplam 8.580 erkek sayılır.

Tanrı, Moşe'ye "Sota - [Kocasına sadık olmadığından kuşkulanılan] Yoldan Çıkmış Kadın" kanunlarını açıklar. Şarap içmemeye ve saçını uzatmaya yemin eden ve bir ölüyle temas etmesi yasak olan "Nazir" ile ilgili kanun da verilir. Aaron ve soyundan gelen Koenler'e, Yisrael halkını nasıl mübarek kılacakları konusunda talimat verilir.

Yisrael'in on iki kabilesinin liderleri, sunağın açılışı için armağanlarını getirirler. Armağanlar aynı olmakla birlikte, her biri farklı bir günde getirilir ve hepsi Tora'da detaylarıyla tarif edilir.

DEVAR TORA

["Kol Hakollel" / Rabi Moşe Peretz Gilden - www.torah.org]

 

Sizin Onurunuz

 

Bu haftaki peraşa Bene-Yisrael'deki On İki Kabile başkanının her birinin Mişkan'a getirdiği armağanlar ve bağışlarla sona ermektedir.

Bu peraşada neredeyse her zaman sorgulanan konu, kabile başkanlarının getirdikleri armağanların harfiyen birbirinin aynı olmasına rağmen, Tora'nın bunları uzun uzadıya tam on iki kez tüm ayrıntılarıyla yazmasıdır. Tora hiçbir gereksiz bilgi içermez ve bazı kurallar fazladan bir harfin varlığından ortaya çıkarılmış ve şifrelenmiştir. Burada ise gereksiz görünen bir tekrar söz konusudur. Bu tekrarın ne gibi bir amacı vardır?

1194-1270 yılları arasında İspanya'nın Gerona kentinde yaşamış, 1263'te Barselona'da yapılmış çarpıcı tartışmada Yahudiliği başarıyla savunmuş olan Ortaçağ'ın önde gelen Tora bilginlerinden Rabi Moşe ben Nahman veya kısa ismiyle Ramban'a göre, Tora, Tanrı'nın O'na karşı saygı ve huşu duyanları nasıl onurlandırdığını anlamamız için aynı konuyu on iki kez tekrarlamıştır. Kabile liderleri armağanlarını sunmak üzere hepsi aynı gün hazırdı. Ancak onları aynı anda getiremediler; bunu belli bir sırayla yapmaları gerekiyordu. Başkanlardan ilkinin hediyesinin içeriğini, onun ismiyle zikredip, sonra "diğerlerinin isimleri de şunlardır ve hepsi aynı hediyeyi getirdiler" demek uygun olmayacaktı, çünkü bu tarz diğer başkanlara gösterilen saygıyı azaltacaktı.

Bu nedenle, Tanrı'nın her birini ismiyle ve getirdiği tüm armağanların bir listesiyle zikretmiştir. Her kabile başkanı ayrı bir gün içinde bu armağanları getirmiştir. 1884-1974 yılları arasında yaşamış olan ve dünyada (Polonya'da) Mir ile Ponivej (Bene Barak, İsrail) adlı en meşhur iki yeşivanın manevi hocası Rabi Yehezkel Levinstein'e göre, Tora'nın uygun şerefi bahşetmek için böyle uzun bir anlatımı tercih etmesi, günlük hayatımızda başkalarına gösterdiğimiz saygıyı sürdürmek için vermemiz gereken uğraş hakkında bir fikir vermektedir.

Bir keresinde Yeruşalayim'de Ets Hayim yeşivasının başkanı Rabi İsser Zalman Meltzer, öğrencisi Rabi David Finkel ile geç saatlere kadar Tora öğrenirlerken, kapıdan gelen bir ses onların dikkatlerini dağıtır. Bir delikanlı içeri girerek, yaşlı hahamdan ona özel olarak zaman ayırmasını ister. Rabi İsser Zalman gülümseyerek onu ağırlar ve misafirini yan odaya götürür. Birkaç dakika sonra Rabi Meltzer üzgün bir şekilde odadan dışarı fırlar. Öbür odaya girerken kapıyı kapatıp bir müddet yalnız kalınca kendi kendine, "böyle bir kural karşısında nasıl hoşgörülü davranabilirim" diye mırıldanmaktadır. Eşi Rabanit Meltzer kocasının sağlığı için endişelenmeye başlar. Bu yaşta böyle bir stresin zararlı olabileceğinden korkmaktadır. Kocasının sağlığına göz kulak olabilmek için öğrencisi Rabi Finkel'i odaya gönderir. Rabi Finkel titreyerek odaya girer.

Hocası yatağında oturmuş başını tutarak derin düşüncelere dalmıştır. Rabi Finkel "Ne oldu?" diye sora. Ancak Rabi Meltzer ısrarla hemen yalnız kalmak istediğini belirtir. Rabi Finkel Rabanit Meltzer'in yanına geldikten az sonra, kapı sonuna kadar açılır ve Rabi İsser Zalman hızla odaya girip misafirinin yanına yaklaşır. Odadan ev sahibinin "Bu olamaz. Yahudi bir genç kızın öldürülmesine izin veremeyiz. Kesinlikle hayır!" diye bağırdığını duyarlar. Genç misafir Rabi'yi dinledikten sonra evi terk eder.

Rabi Meltzer daha sonra şaşkınlık içinde kalakalan eşine ve öğrencisine, delikanlının seçkin bir ailenin kızı ile nişanlandığını açıklar. Doktorları müstakbel geline ileride çocuk sahibi olup olamayacağını bilemediklerini anlatmışlardır. Müstakbel damat, Tora'nın çocuk sahibi olma emri yüzünden, nişanı düğünden önce bozup bozamayacağını sormaya gelmiştir. "Büyük bir ikilem içindeydim" diye anlatır Rabi Meltser. Bir taraftan itaat gerektiren bir Tora emri vardır; ama diğer taraftan, genç kızın duyacağı utanç ve acı vardır. Sonunda, genç kızın çocuk yapamayacak olmasının kesin değil yalnızca bir olasılık olduğu sonuna vararak, nişanı bozmaması gerektiğine karar verdim. Nişanın bozulması durumunda genç kızın çok üzülmesi, hatta utanç duyması ve küçük düşmesi kesindi. Bir Yahudi'nin utanç duymasına neden olmak da Tora'nın bir yasağı, hatta Hahamlarımıza göre cinayetle eşdeğerdir! Daha sonra, Tanrı'nın onlara bir çocuk bahşetmesi dileğimi dile getirdim ve gelecek sene beni Berit-Mila törenine çağırmasını istedim."

Diğer insanları kardeş görüp onların onurunu koruma ihtiyacını gerçekten hisseden kişinin tepkisi işte böyledir. Ve evet; Rabi İsser Zalman Meltzer gerçekten de bir sonraki sene Berit-Mila törenine katılmıştır!

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in bakış açısıyla verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Gıda malzemesi almaya gittiğim zaman, bazen her şeyi tek bir dükkânda bulmam mümkün olmuyor. İlk dükkândan aldığım alışveriş torbası ile, almış olduğum şeylerin de satıldığı ikinci bir dükkâna girip de ödeme yapmadığım zaman, bir mağaza hırsızı olabileceğim kuşkusu doğabilir. Ben gerçeği biliyorum, ama yapılacak en doğru şey nedir?

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

Yedinci Kitap: ZERAİM / TOHUMLAR

39. Bikurim İm Şear Matnot Keuna ŞebiGvulin

Turfandalar ve Koenler'e Verilen Diğer Armağanlar

 

Tora Koenler'e 24 tane armağan vermiştir. Bunlar şöyledir:

[1-9] Ola-korbanlarının derileri, Aşam ve Hatat-korbanlarının ve toplumsal Şelamim-korbanlarının eti ve tahılla gerçekleştirilen Minha-korbanlarında yakılmayan kısımlar, bir metsoranın getirdiği zeytinyağı. Deriler haricinde bütün bunlar sadece Bet-Amikdaş sınırları içinde erkek Koenler tarafından tüketilebilir. Pasukta söylendiği gibi: "En üst düzeyde kutsal olanlarda, ateşte [yapılan işlemlerde]n [sonra] şu[nların bazı kısımları] sana ait olacaktır: [Bene-Yisrael'in,] Her türlü Minhaları, her türlü Hatat-korbanları ve her türlü Aşam-korbanları şeklinde Bana geri vermeleri gereken tüm korbanları. [Bunlar] ‘En üst düzeyde kutsal' [niteliğiyle] sana ve oğullarına aittir. [Bunlardan her birini] Kutsallar kutsalı bölgede yemelisiniz. Onu her erkek [Koen] yiyebilir. Senin için kutsal olacaktır" (Bamidbar 18:9-10).

[10-14] Şelamim-korbanlarının, Toda-korbanlarını ve bir Nazirin getirdiği korbanların bir kısmı, Kaşer cinsten kobrana uygun hayvanların behor yavrusu ve ilk meyvelerin (Bikurim) hepsi. Bunları sadece Yeruşalayim'de, Koen erkekler veya kadınlar yiyebilir. Pasukta söylendiği gibi: "Bunları sana, oğullarına ve yanındaki kızlarına verdim" (Bamidbar 18:11). Ama bunlar sadece görev başında olan Koenlere verilir.

[15-19] Teruma payları (hem tahıldan ayrılan teruma gedola, hem de Leviler'in aldıkları Maaser Rişon'un onda biri) ve hamurdan ayrılan Halla payı (bunlar kutsaldır), kırkılan koyunların ilk yünü ve Bet-Amikdaş'a bağışlanmış olup Yovel yılına kadar kurtarılmamış topraklar (bunlar kutsal değildir). Tora'ya göre bunlar sadece Erets-Yisrael'de uygulanır, sonuncusu hariç hepsi, ister erkek, ister kadın olsun, Koen ailesinden herhangi bir kişiye verilebilir; sonuncusu ise sadece görev başında olan Koen grubuna verilebilir.

[20-24] Kesilmiş bir hayvanın sağ kolu, dille birlikte alt çenesi ve işkembesi; behor oğullar için verilen Pidyon parası ve eşeklerin behor yavrularının Pidyonu için verilen kuzu, ölmüş ve mirasçı bırakmamış bir Ger'den o hayattayken çalınmış ve geri verilen mal, ve Herem adı altında bağışlanan mallar. Bunların ilki, ister kadın, ister erkek olsun Koen ailesinin herhangi bir mensubuna verilebilir. Diğerleri sadece görev başında olan Koenlere verilebilir. [Bu bölüm korbanlarla ilgili olmayan ve daha önceki bölümlerde sözü edilmemiş sunulara ayrılmıştır]

a. Turfandalar (Bikurim)

Bet-Amikdaş'ın olduğu dönemlerde Erets-Yisrael'de (ve Hahamlar'ın öngördüğü komşu bazı bölgelerde) yetişmiş olan ürünlerin turfandalarını Bet-Amikdaş'a getirmemiz emredilmiştir. Pasukta söylendiği gibi: "Toprağının ilk turfandalarını, Tanrın'ın Evi'ne getir" (Şemot 23:19 ve 34:26). Bu ürünler sadece buğdaydan, arpadan, üzümden, incirden, nardan, zeytinden ve hurmadan getirilir ve Şavuot ile Hanuka arasında getirilir. Bu ürünleri getiren kişi onları Bet-Amikdaş'da zeminin üstüne yerleştirmeli ve "itiraf" adı verilen bir beyanda bulunmalıdır (bkz. Devarim 26:2-10). Bunlar,  görev başındaki Koenlere verilebilir; ama onların bunu Bet-Amikdaş'a getirilmeden önce, ya da Yeruşalayim'in dışında yemeleri yasaktır. Pasukta söylendiği gibi: "Tahılının, şıranın ve yağının maaserini, sığırının ve davarının behorlarını, taahhüt edeceğin tüm genel vaatlerini, belirli bağışlarını ve elinin bağışını [ise] kendi şehirlerinde yiyemezsin. Bunları sadece Tanrın'ın Huzuru'nda, [yani] Tanrın'ın seçeceği yerde yiyeceksin..." (Devarim 12:17-18). Buradaki "elinin bağışı" ile kastedilen Bikurim'dir. Ne şekilde yenmeleri gerektiğiyle ilgili kurallar teruma bağışlarına ait kurallarla aynıdır. Bunun yanı sıra, yas tutan bir kişinin de bunları yemesi yasaktır. Pasukta söylendiği gibi: "[Böylece,] Tanrın Aşem'in sana ve ailene vermiş olduğu tüm iyilikle neşeleneceksin" (Devarim 26:11).

MODERN ÇAĞ Ve TORA

["Şabat BeŞabato" - www.zomet.org.il]

                                                                                                  

Birkat Koanim'le İlgili Bir Soru

 

Bu hafta peraşamızda Birkat Koanim emri verilmektedir. Koen sessiz Amida duasını bitirmiştir ve şimdi Koenler'in verdiği Birkat Koanim berahasına hazırlık olarak ellerini yıkayabileceği ve ayakkabılarını çıkarabileceği bir yere gitmek istemektedir. Yanında henüz Amida duasını tamamlamamış birisi varsa, Koen ne yapmalıdır? Ne de olsa, dua etmekte olan birinin yakınından geçmek yasaktır (bu nedenle, örneğin, eğer bir kişi Amida duasını bitirmişse bile, eğer arkasında henüz bitirmemiş biri varsa onun çevresine yaklaşmamak için geriye üç adım atmak için beklemelidir). Bir Koen'in Birkat Koanim'e çıkabilmesi için "Retse" paragrafı başlamadan önce o yönde ilerlemeye başlamış olması gerekir; aksi takdirde Birkat Koanim'e çıkamaz; ama diğer Koenler beraha verirken kendisi orada da kalamaz ve sinagogun dışına çıkmalıdır. Bizim ellerini yıkama derdindeki Koenimiz, Hazan'ın Amida'yı sesli bir şekilde tekrarlarken "Retse" paragrafına geldiğinde, yanındaki kişinin dua etmeyi bitireceğini tahmin etmektedir. Ama bu durum onun Birkat Koanim öncesinde ellerini yıkamasına zaman bırakmayacaktır. O halde ne yapması gerekir?

Dua eden kişinin yanından geçme yasağının iki olası nedeni vardır: Ya bu onu rahatsız edip konsantrasyonunu bozabilir ya da dua eden kişiyle Tanrı'nın "arasına girmenin" saygısızlık olduğu düşünülebilir. İlk nedene dayanarak, eğer dua eden kişi yanından geçen diğer bir kişiden herhangi bir yarar sağlayacaksa (örneğin, belki ona bir dua kitabı - Sidur - getirecektir), o zaman rahatsız olmayacağını, hatta bu yardımı takdir edeceğini varsayabiliriz. Bu açıdan cemaate beraha verme zorunluluğu sadece Koenler için bir yükümlülükten ibaret olmayıp, aynı zamanda duaya katılan herkes için yararlıdır. Bu bakımdan, dua eden kişinin önünden geçmek ona da yarar sağlayacağından Koen'in bu kerelik o kişinin önünden geçmesinde sorun olmadığını düşünebiliriz.

Diğer olasılığa göre, eğer dua eden kişinin yanından geçme yasağının nedeni Tanrı ile arasına girme şeklindeki bir saygısızlık ise, bizim ortaya koyduğumuz durumda bir saygısızlık olmadığını söyleyebiliriz; zira Koen bunu keyfi için değil, cemaate beraha verme mitsvası için yapmaktadır. Bu da kesinlikle saygısızlık olarak görülemez.

Ancak her iki durumda da bu, içinden çıkılması güç bir durum için verilen, "geçerli nedene dayalı birer izin" sınıfındadır. Oysa bu güç duruma hiç girmemenin de bir yolu vardır. Şöyle ki, eğer Koen, etrafındaki insanların Amida duasını uzatabileceğini öngörüyorsa, o zaman Amida'dan kısa bir süre önce ellerini yıkamalıdır. Eğer ellerini yıkadıktan sonra dikkatini başka bir şeye vermemişse - ki normalde öyle olmalıdır; zira duasıyla meşguldür - ellerini Amida'dan önce yıkamış olmasına güvenebilir ve tekrar gidip yıkamasına ve dua eden kişinin önünden geçmesine gerek kalmayacaktır.

Kaynak: Rabi Avigdor Neventsal, "Tehumin" cilt 24, s. 432.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[El Gid Para El Pratikante - Rabi Nisim Behar]

Tora Öğrenimi

1. İster zengin ister fakir, ister sağlıklı ister hasta, ister genç ister yaşlı olsun, her Yahudi erkek Tora öğrenmekle yükümlüdür. Fakir biri, Tora öğrenimi için, sabah ya da akşamleyin sabit bir zaman ayırabilmek için gerekirse Tsedaka bile istemelidir.

2. Tora öğrenimi, diğer tüm mitsvalar arasında benzersizdir; zira Tora'nın öğrenilmesi, birçok ödevin yerine getirilmesini sağlar.

3. Bir kişi, öldüğü güne kadar Tora öğrenmekle yükümlüdür. Ve öğrenmediği sürece, bildiklerini unutacaktır.

4. Bir kişi eğer [örneğin bir cenazeye eşlik etmek gibi] bir mitsvavesilesine denk gelmişse; fakat aynı zamanda Tora öğreniminden geri kalmak istemiyorsa, şu şekilde davranmalıdır: Eğer söz konusu mitsvayı bir başkası yapabiliyorsa, öğreniminden geri kalmamalıdır; fakat başkası yoksa, mitsvaya öncelik vermeli, sonra öğrenimine dönmelidir.

5. Okumayı hiç bilmeyen ya da meşgaleleri sebebiyle öğrenime vakit ayırması mümkün olmayan bir kişi, Tora öğrenen kişilere ve bu amaçlı kurumlara para yardımında bulunmalıdır. Bu şekilde, kendisi öğrenmiş gibi kabul edilir.

6. Buna rağmen, kişi her gündüz ve her gece, kendi imkânlarını zorlamalı ve Tora öğrenimi konusundaki şahsi yükümlülüğünü de yerine getirmelidir.

7. Tanrı, Tora öğrenen bir kişinin isteklerini yerine getirir ve yaptığı işlerde başarıya kavuşmasını sağlar.

8. Bir kişi tüm hareket ve davranışlarında kusursuz ve dürüst olsa bile, eğer Tora öğrenmezse, bunun gölgesinde kalır.

9. Tanrı, Tora öğrenme imkânı olup bunu yapmayan bir kişinin başına çok sıkıntı getirir.

10. Bu dünyadan ayrılan kişiye ilk sorulan soru şudur: "Tora öğrenimine sabit zamanlar ayırdın mı?".

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Reuven ve Gad kabilelerine, Erets-Yisrael'den arzu edilen toprak parçasını alma koşulları söylendiği zaman, bu kabileler "Tanrı'ya ve Yisrael'e karşı [sorumluluktan] muaf olacakları" şekilde davranmaları için uyarılmışlardır. Bu da, herkesin, kesinlikle dürüst olmasına - ve Tanrı bunu biliyor olmasına - rağmen, her zaman, başka insanların kuşkulanmasına yol açmayacak bir şekilde bir davranış standardı benimsemesini gerektirir.

Yukarda tanımladığınız örnekte, dükkân sahibinin veya müşterilerin gözünde kuşku uyandırma olasılığı yüksektir. İkinci dükkân sahibine daha önce başka yerden alış veriş ettiğinizi açıklamak biraz rahatsız edici olabilmesine rağmen, "diğer insanların gözünde sorumluluktan muaf" olmalarının tek yolu içeri girerken torbayı kasadaki tezgâha bırakmak ve oradan aldığınız malın parasını ödedikten sonra torbayı geri almaktır.

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Bir insanın yüceliği üstlendiği sorumlulukla ölçülür.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.