Haftanın Peraşası BülteniSinay çölünde Bene-Yisrael'in nüfus sayımı tamamlanır ve Mişkan'ı taşıma işini üstlenmek üzere Levi kabilesinden 30 ila 50 yaşları arasında toplam 8.580 erkek sayılır.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

7 Haziran

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2008

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

7:08

8:25

-----

Yeruşalayim

7:11

8:28

Tel Aviv

7:23

8:28

4 Sivan

Tel Aviv

7:26

8:31

İstanbul

8:21

9:01

5768

İstanbul

8:24

9:04

N A S O

 Hatırlatmalar:

ü Omer sayımının son günleri.

ü 9 Haziran Pazartesi: Şavuot

ü 10 Haziran Salı: Şavuot II (Diaspora'da)

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bamidbar 4:21-7:89)

[www.chabad.org]

 

Sinay çölünde Bene-Yisrael'in nüfus sayımı tamamlanır ve Mişkan'ı taşıma işini üstlenmek üzere Levi kabilesinden 30 ila 50 yaşları arasında toplam 8.580 erkek sayılır.

Tanrı, Moşe'ye "Sota - [Kocasına sadık olmadığından kuşkulanılan] Yoldan Çıkmış Kadın" kanunlarını açıklar. Şarap içmemeye ve saçını uzatmaya yemin eden ve bir ölüyle temas etmesi yasak olan "Nazir" ile ilgili kanun da verilir. Aaron ve soyundan gelen Koenler'e, Yisrael halkını nasıl mübarek kılacakları konusunda talimat verilir.

Yisrael'in on iki kabilesinin liderleri, sunağın açılışı için armağanlarını getirirler. Armağanlar aynı olmakla birlikte, her biri farklı bir günde getirilir ve hepsi Tora'da detaylarıyla tarif edilir.

 

DEVAR TORA

["Legacy" / Rabi Naftali Reich - www.torah.org]

 

Hepsi Teslimata Dâhil

 

İçerdiği 176 pasukla Tora'nın en uzun peraşası olan Naso, daima Şavuot'tan hemen sonraki veya bu sene olduğu gibi seyrek olarak Şavuot'tan hemen önceki Şabat'ta okunur. İlginç olan şey, Teilim'in en uzun pereki olan Perek 119'da da 176 pasuğun, Talmud'un en uzun Masehet'i, yani bölümü olan Baba Batra'da da 176 sayfanın olmasıdır.

 

En uzun Teilim parçasını böyle yapan nokta, bir Yahudi ile Tanrısı arasındaki ilişkiyi birçok yönden incelemesidir. Benzer şekilde Talmud'un Baba Batra kısmı da yoğun olarak gayrimenkul konusunu enine boyuna incelediği için uzun olmasının mantıklı bir sebebi vardır. Ama aynı şey bu haftaki peraşa için söylenebilir mi? Peraşamızı bu denli uzun yapan nedir?

 

Evet; aslında bu konu Haftanın Peraşası broşüründe geçmişte de farklı açılardan işlendiği için cevabı biliyorsunuz. Bu peraşada Mişkan'ın hizmete açılışı vesilesiyle tüm kabile başkanlarının getirdikleri armağanlar konu edilmektedir ve konuyu garip kılan, herkesin tıpatıp aynı hediyeyi getirmiş olması ve Tora'nın bu listeyi her kabile başkanı için tekrarlamasıdır. Şüphesiz listeyi bir kez verip "diğer başkanlar da aynısını getirdiler" demek mürekkepten ciddi bir tasarruf anlamına gelecektir. Ama tek bir lüzumsuz harf bile içermeyen Tora, bu ayrıntılı listeyi tam 12 kez tekrarlamayı gerekli görmüştür. Öyleyse, görünürde gereksiz görünen bu harf yığınında, mutlaka doğaüstü âlemden bir mesaj olması gerekmektedir. Nedir bu mesaj?

 

Bunun yanı sıra, Midraş kabile prenslerinin adaklarını Kızıldeniz'in yarılmasında Bene-Yisrael'in söyledikleri neşeli şarkıya, yani "Şirat Ayam - Deniz Şarkısı"na benzetir. Bu iki olay arasında naısl bir benzerlik vardır?

 

Otoriteler, kabile prenslerinin bağışları sadece dış görünüşte "aynıydı". Ama her bir insanın hediyesinin temel unsuru bağışın fiziksel varlığında değil, temsil ettiği bağlılığın coşkusunda, duygularında ve ifadesindeydi. Bu açıdan, getirilen armağanlar, kabile başkanlarının birbirlerinden farklı olmaları kadar farklıydılar ve her armağan, getiren kişinin zihinsel ve duygusal halinin özel bir ifadesiydi.

 

Ama şu soru hâlâ cevap beklemektedir: Herkesin armağanı farklı bir mesaj taşıyor idiyse, neden farklı armağanlar getirmemişlerdir?

 

Bu haftaki peraşada Tora'nın mesajının püf noktası da işte buradadır. Çeşitli içsel ifadeleri açığa vurmak için dış kalıplar bulmak şart değildir. Tora mükemmel olan fiziksel formu tanımlar ve bu form sınırsız sayıda farklı şekilde ifade edilebilir. Kızıldeniz'in yarılması sırasında altı yüz bin insan kelimesi kelimesine aynı şarkıyı söylemiştir. Kuşkusuz her bir insanın kendi farklılıkları ve o şarkıya kattığı kişisel bir yorumu vardı; ama buna rağmen aynı şarkı, sevinçten dolup taşan altı yüz bin farklı yüreğin mutluluk ifadesi olarak açığa çıkmıştır. Kabile prenslerinin armağanları da aynı düzeni izlemiştir. Tora, armağanın mükemmel fiziksel kalıbını belirlemiş ve her bir bireyin en derin düşünceleri ve duyguları bu kalıp aracılığı ile ifade bulmuştur.

 

Bu kavram bizim Yahudiliği anlayışımızda ne kadar önemlidir? Açıkçası, eğer Tora bu mesajı zihinlerde kazmak için kabile prenslerinin adaklarını on iki kez tekrarlamayı uygun gördüyse, demek ki bu kavram son derece önemlidir.

 

Kendi yaşantımızda sürekli bu tezatla karşı karşıya kalırız. Duaların sabit bir formu vardır, mitsvaların uygulamasının zamanı ve tarzı Alaha tarafından kesin olarak tanımlanmıştır. Sıkıntılı insanlar için, bazen sabit formu düzeltmek, değiştirmek ve uydurmak bazen cazip gelebilir, ama bunlar kesinlikle yasaktır. O halde kişisel ifade ve yaratıcılık söz konusu olduğunda, Yaradan ile kişisel bir ilişkinin gelişmesi hangi boşlukta gerçekleşecektir?

 

İşte o boşluk, tam olarak orada, satırların arasındadır. Kızıldeniz'in yarılmasına ve Mişkan'ın açılışı vesilesiyle aynı armağanları getiren kabile başkanlarına tanık olan Yahudilerin örneği bu konuda öğreticidir. Onlar Tanrı tarafından emredilen ve belirli bir forma sahip olan kuralları alıp, bu  mitsvalardaki kişisel farklılık ve yaratıcılık için mevcut olan sonsuz potansiyeli görebilmeyi başarmışlardır. Aynı şekilde, Tora veya Hahamlarımız da Tora'ya bağlılığın ideal şekillerini bize sundukları zaman, gözardı edilmesi mümkün olmayan dış fiziksel kalıplardan ziyade, bunların geliştireceği içsel bağlılık duygularına odaklanarak yaratıcılığımıza hareket özgürlüğü vermeliyiz. Maneviyat madeninin zengin damarları bizi orada beklemektedir. Onların sadece kazılıp çıkarılmaya ihtiyacı vardır.

 

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in gözüyle verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Kişinin tepesinin atmasının tehlikelerinden haberdarım ve bu duruma gelmekten kaçınmak için elimden geleni yapmaktayım. Ama çocuklarım kontrolden çıktıkları zaman, davranışlarına ne kadar sinirlendiğimi göstermeden onları terbiye etmekte zorlanıyorum. Yapılacak en doğru şey nedir?

DEVAR TORA

[Rabi Eli Mansour - www.dailyhalacha.com]

 

Sota ve Nazir

 

Naso peraşasında, yani kocasının şüphesini çeken ve belirli bir adamla bir yerde baş başa kalmaması için kocasından uyarı almış bir kadın ile ilgili kanunları okuruz. Eğer iki tanık kadının, kocasının uyarılarına uymadığını ve o adamla bir yerde baş başa kaldığını doğrularsa, o zaman koca, kadını Bet-Amikdaş'a götürür ve mucizevi bir prosedür uygulanırdı. Bu prosedür dâhilinde, içmesi için kadına acı su verilirdi. Eğer kadın zina yapmışsa, o zaman bu su kadının karnının çatlamasına neden olup onu öldürürdü. Ama eğer bir şey olmazsa, kadının suçsuz olduğu anlaşılırdı. Bu olayda konu edilen kadın Sota olarak adlandırılır.

 

Tora bu bölümden hemen sonra, bir Nazir ile, yani başta şarap olmak üzere, bazı dünyevi zevklerden kaçınmak için vaatte bulunmuş olan biriyle ilgili kanunları tartışmaya başlar. Gemara Tora'nın neden bu iki konuyu peş peşe sunduğunu sorar ve şöyle açıklar: "Bir Sota'yı düşkün halinde gören kişi, şarabı kendisine men etmelidir." Tora Sota konusundan hemen sonra, Nazir'den söz eder, çünkü Bet Amikdaş'ta bir Sota sahnesine tanık olan kişi, Nazir vaadinde bulunmakla tepki gösterecektir.

 

Bir Sota'nın geçtiği zorlu prosedüre tanık olan kişinin tepkisi neden Nazir olmaktır?

 

İnsanlar doğaları gereği çok kolay etkilenirler. Bir insanın gördüğü ve duyduğu her şeyin, zihninde ve karakterinde güçlü bir etkisi vardır. Bir insan Sota'nın zina eyleminin ürkütücü sonuçlarını gördüğü zaman, bir taraftan günah işlemekten kaçınacaktır. Ama aynı zamanda, böyle üzücü bir günah işlemiş olan birini görmek, insanın o tür günahın ciddiyetine karşı duyarlılığını da köreltir. Eğer o zamana kadar böyle korkunç bir günah işlemeyi hiç hayal bile etmemişse olsa da, gerçekten bu günahı işlemiş birini gördüğü zaman, onu olasılıklar kümesine katmış olur. O günah artık ona eskisi kadar uzak veya yasak görünmez; artık daha kısa bir mesafededir.

 

İşte böyle bir durumda, o kişi Nazirlik kısıtlamalarının sorumluluğunu uygun bir şekilde üzerine almak isteyecektir. Sota'yı bu hale sokan süreç hiç yoktan ortaya çıkmış değildir. Evli kadınla zina yaptığı erkeğin birbirlerine yakınlaşmalarına olanak tanıyan bir ortamda tanıştıkları ya da bulundukları bellidir. Bunun "dostça" bir kadeh kaldırma sırasında gerçekleşmiş olması kuvvetli ihtimaller arasındadır. Oysa şarap kişinin zihnini bulandırır ve içmeden önce asla söylemeyeceği veya yapmayacağı şeyleri söylemesine ve yapmasına neden olur. Önce de belirtildiği gibi, bir Sota gören kişi, önceleri böyle bir günaha karşı hissettiği şiddetli tepkisini kaybeder. Bu yüzden, zina yapan kadının düştüğü aynı tehlikeli tuzaktan kaçınmak için, kendini Nazir olarak ilân etmesi, böylece kendisini benzeri rahat ortamlardan uzak tutacak geçici bir dönem yaşamayı tercih etmesi mantıklı bir tepkidir.

 

Eğer Sota'yı sadece "düşkün halinde" görmek bile kişinin üzerinde böyle kuvvetli bir etki yaratıyorsa, yani kadının çok berbat bir şekilde ölümüne tanık olmak bile böylesi ağır bir günahı artık eskisi gibi uzakta görmeme etkisine sahipse, hele bu günahın yüceltildiği bir ortama maruz kalan kişinin üzerindeki etkiyi bir düşünün! Günümüzde birçok televizyon programı ve sinema filmleri, kitaplar ve görsel malzemeler, zinayı kabul edilebilir bir davranış olarak, evli erkekler ve kadınlar için geçerli bir seçenek olarak göstermektedir. Hatta izleyici öyle bir duruma gelmektedir ki, kişi, kendisi böyle bir günahı mantıken bile kabul etmeyen biri olmasına rağmen, verilen senaryonun etkisiyle, kendisini zina etmiş bir erkek ile kadının ateşli bir taraftarı halie gelmiş bulabilmektedir! Zina ve ahlaksızlık bazen örnek alınacak bir şey olarak bile sunulmaktadır. Böyle bir malzemeye maruz kalmak kişinin zihninde derin bir etki bırakır. Başka koşullarda iğrenç ve imkânsız görünen davranış artık garip ve itici görünmemeye başlar. Kendisi bu günahı kesinlikle işlemeyecek biri bile, "Yazık; birbirlerini bu kadar seviyorken neden acı çeksinler?" diyecek duruma gelir. Sonuç olarak böyle konulara seyirci olmak, kişinin, özellikle evlilik müessesesine karşı bakış açısını berbat bir şekilde değiştirme etkisine sahiptir. Şüphesiz mantıklı bir kişi, aklına böyle mesajların girmesini istemez. Bu nedenle, çocuklarımız ve biz bu tür konulara maruz kalmaktan kaçınmalı ve ahlâksız, etik olmayan davranışların üzücü doğasına karşı duyarlılığımızı sürdürmeliyiz.

 

MİTSVA / UYGULAMA

[Rabi Şemuel Holstein - www.komemiut.org]

 

Mitsva: Şavuot bayramında Melaha adı verilen yasak işleri yapmaktan kaçınmak Tora'nın "yap" şeklindeki emirlerindendir. Pasukta söylendiği gibi: "Bu gün bir kutsiyet çağrısı ilan edeceksiniz" (Vayikra 23:21).

 

Uygulama: Şavuot bayramı, 49 gün sayılan Omer'in bitiminde, 50. gün kutlanır. Eskiden her ayın ilk gününü, yani Roş Hodeş'i yeni ayı gören şahitlerin ifadeleri doğrultusunda Bet-Din'in ilan ettiği dönemlerde, Şavuot bayramı 5 ila 7 Sivan tarihlerinden birine rastlayabilirdi. Ancak günümüzde takvim sabit olduğu için Şavuot bayramı daima 6 Sivan tarihine rast gelir. Şavuot bayramının başında Arvit duasına normale göre biraz geç başlamak gelenektir; zira Omer sayımıyla ilgili olarak Tora "Yedi tam hafta sayacaksınız" demiştir. Başka bir deyişle Omer'in 49. günü sonuna kadar tamamlanmış olmalıdır. Bu nedenle normal günlerde Arvit duası gerekirse güneş tam batmadan önce bile okunabilmesine rağmen, Şavuot gecesi yıldızlar çıktıktan sonrası beklenir.

 

Şavuot bayramı gecesinde tüm gece boyunca uyanık kalıp Tora öğrenme geleneği yerleşmiştir. Hahamlarımız bunu şöyle açıklarlar: Tora'nın verildiği sabah Bene-Yisrael uyuya kalmışlar ve Tanrı Tora'yı vermek için onları uyandırmak durumunda kalmıştır. Uyuya kalmak, yeteri kadar heyecan duymamanın bir sonucudur. Bu nedenle söz konusu uygun olmayan davranışın tamir edilmesi amacıyla, Tora'ya olan sevgimizi göstermek için Şavuot gecesi boyunca Tora öğrenilir. Büyük Kabala ustası Ari Zal, o gece hiç uyumadan Tora öğrenen bir kişinin uykusuzluktan kaynaklanan bir zararı olmayacağını garanti eder.

 

Tora'nın verilişinin onuruna evler ve sinagogları çiçekler ve yeşilliklerle süsleme geleneği vardır. Bunun sebebi, Tora verildiği zaman, Sinay dağının taze yeşilliklerle kaplanmış olmasıdır. Şavuot'a özel geleneklerden biri de bol bol sütlü yiyecekler yemektir ve bunun için birçok farklı sebep verilmiştir.

 

Rabenu Nisim ve Şela Akadoş, yazılarında, Şavuot bayramında Tanrı'nın Yahudiler'i Tora öğrenimi konusunda yargıladığını vurgularlar. Bu nedenle kişinin bu bayramda, bir sonraki Şavuot'a kadar olan geçecek süre içinde Tora'yı, başka her türlü şeyden arınmış halde, sırf onu öğrenmek uğruna öğrenecek düzeye gelebilmek ve Tora tacına layık olabilmek için Tanrı'ya özel bir dua etmesi uygun olacaktır.

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Sizin ikileminiz Talmud'daki Hahamlar tarafından ele alınmıştı (Şabat 105b).

 

Rabi Yohanan ben Nuri öfkeyle eşyalarını harap eden veya parasını tüketen birini puta tapan birisine benzetir. (Böyle bir davranışın klasik bir örneği, yakın geçmişte, İsrail'de, ailesinin bir üyesine kızıp, ailenin birikimlerinden üç milyon şekeli alarak yakan bir adamdır). Böyle bir öfke sergilemenin amacı, aile bireylerine, davranışlarına ne kadar büyük bir şiddetle itiraz ettiğini göstermekse, o zaman sembolik bir kırma eylemi gerçekleştirmeye izin verilebilir.

 

Rabi Moşe Hayim Luzzato Mesilat Yeşarim adlı klasik eserinde, Talmud'da isimleri geçen Hahamlarımız'ın, öfkelerini sergiledikleri zaman bile, bunu sadece bir gösteriden ibaret kıldıklarını, zira onların yüreklerinde öfkeye yer olmadığını kaydeder. Çocuklarınızı eğitirken bu sizin kılavuzunuz olmalıdır. Öfkeyi sadece rol olarak göstermeyi öğrenin, ama içinizde sakin olduğunuzdan emin olun, çünkü gerçek öfke sizin kontrolünüzü kaybetmenize ve zararlı bir şekilde hareket etmenize neden olabilir.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

                                                                                        

Amotsi Kuralları

1.             Eller yıkanıp Netilat Yadayim berahası söylendikten sonra ardından hemen Amotsi yapmak gereklidir.

2.             Masada tuz olmadığı sürece ekmek kesilmez.

3.             Şabat günü masaya iki tam ekmek koyup Amotsi yapmak gerekir (Şabat değilse iki bütün ekmeğe gerek yoktur). Şabat akşamı iki ekmek ele alınır ve alttaki ekmekten büyük bir parça kesilip masadakilere dağıtılır, kalan da sofrada kullanılır. Fakat Şabat gündüz ve diğer bayramlarda üstteki ekmek kesilip beraha söylenir. Kadınlar da erkekler gibi iki ekmekle Amotsi yapmakla yükümlüdürler.

4.             Amotsi berahası söylendiği sırada, Tanrı'nın İsmi (AD...) söylendiği zaman ekmek havaya kaldırılır. Şabat ve bayramlarda, iki ekmek havaya kaldırılır ve şu beraha söylenir: "Baruh Ata AD... E-loenu Meleh Aolam, Amotsi Lehem Min Aarets".

5.             Beraha söylendikten hemen sonra, ara vermeden, kesilen ekmek tuza batırılıp hemen yenir.

                       

Haftanın Sözü

[Rabi Şelomo İbn Gvirol - Mivhar Apninim]

 

Başkalarını incitmekten sakınmak bir erdem değildir, ama incinmemize neden olan bir olaya sabır göstermek bir erdemdir.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 538 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.