Bu Hafta İçin Saatler

9 ELUL

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5783

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:32

19:48

-----

Yeruşalayim

18:24

19:39

Tel Aviv

18:52

19:50

26AĞUSTOS

Tel Aviv

18:44

19:41

İstanbul

19:34

20:14

2023

İstanbul

19:22

20:03

İzmir

19:30

20:19

İzmir

19:20

20:08

Kİ TETSE- כי תצא



Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Devarim 21:10-25:19)

Savaşta esir alınmış bir kadınla evlenmenin tek yolu açıklanır. Bir kişi iki kadınla evlenirse ve ilk doğan (Behor) oğlu, daha az sevdiği eşinden ise; bu oğulun, babasının mirasından diğer kardeşlerine göre iki kat pay alma hakkı, babanın, daha çok sevdiği eşinden olan çocuğuna iltimas gösterme ihtimaline karşı koruma altındadır.

Canavar bir suçlu haline gelmesi kaçınılmaz olan isyankâr bir oğul için öngörülen ceza, taşlamadır. İdamdan sonra, bir ceset gece olmadan önce darağacından indirilmelidir; zira suçlu da olsa, kutsal bir ruha barınak olmuştur. Kayıp bir eşya sahibine iade edilmelidir. Erkeklerin kadın, kadınların da erkek kıyafeti giymesi yasaktır. Anne kuş, yumurtalarıyla birlikte alınmamalıdır. Bir evin çatısı etrafına korkuluk yapılmalıdır. Tohumları karıştırarak ekmek, bir boğa ile bir eşeği birlikte sabana sürmek, bir kıyafette yün ve keteni birlikte dokumak yasaktır. Dört köşeye sahip bir elbisenin köşelerine Tsitsit bağlamak gerekir. Yasak evlilikler listelenir. Bene-Yisrael savaşa gittiği zaman, ordu kampı manevi saflık kurallarına uygun bir şekilde yönetilmelidir. Kaçak bir köle, sahibine iade edilmemelidir. Bir Yahudi'den, kendisine verilen borca karşılık faiz almak yasaktır. Bene-Yisrael adak tarzı sözler vermemelidirler. Bahçede çalışan bir işçi, toplamakla görevli olduğu meyveleri yiyebilir. Boşanma ve tekrar evlilik kuralları verilir. Evliliğin ilk yılında, damat askerlik görevinden muaftır; evde durup eşiyle mutlu olur. İş araçları rehin tutulamaz; zira bu, borçlu kişinin hayatını kazanmasını engelleyecektir. Fidye için adam kaçırmanın cezası ölümdür. Tsaraat (cüzzam benzeri manevi bir rahatsızlık) işaretlerini ortadan kaldırmak yasaktır. Gecikmiş bir borç için bile olsa, borç veren kişi rehin aldığı eşyayı, borçluya her gün geri vermelidir. İşçilerin ücretleri geciktirilmemelidir. Suçlu bir kişinin cezası, masum bir yakınına çektirilemez. Kolay incine bilirlikleri sebebiyle Ger'lerin (Yahudiliği kabul etmiş kişi) ve yetimlerin özel korunma hakları vardır. Fakirlerin hasattan payları vardır. Bir mahkeme, kırbaç cezası verme yetkisine sahiptir. Harman yapıldığı sırada öküze ağızlık takılmamalıdır. Bir kişi çocuksuz olarak ölürse, erkek kardeşinin, ölenin dul eşiyle evlenmesi mitsvadır. Tartılar ve ölçüler ayarlı olmalı ve dürüstçe kullanılmalıdır. Peraşa, Mısır'dan yeni çıkmış olduklarını bilmesine rağmen Bene-Yisrael'e saldırmakta mahsur görmeyen Amalek'in hatırasının silinmesini gerektiren mitsvayla sona erer.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

KAPTAN GEÇİYOR DİKKAT!!

Yoksulluk: Bir zamanlar mali çöküntüye saplanmış, borçları yüzünden çok zor durumda olan bir adam oğlu ile beraber bir dükkanın önünden geçmektedir. Oğlu birden susadığını söyleyince içeriye girerler ve adam oğluna bir şişe soda alır.  Adam çok fakir olduğunu, faturalarını ödeyemediğini ancak oğlu susadığı için bir şişe soda almak istediğini söyler ve sodanın parasını veremeyeceğini ima eder. Dükkan sahibi durumu anlar ve nezaketle bunu kabul eder. 

Neden sonra fakir adam elini cebine sokar biraz bozuk para çıkarır ve dükkan sahibine sodanın yarısını verebileceğini söyler. Dükkan sahibi takdirini sıcak bir şekilde dile getirir ve parayı alır. Çocuk oldukça şaşkındır. Parası olduğunu bilmesine rağmen neden babasının sodayı para vermeden almak istediğini dükkan sahibine söylediğini anlayamamıştır.  

Babası cevap verir: “Görüyorsun, dükkâncıya bir kutu fiyatının sadece yarısına sahip olduğumu hemen söyleseydim ve o fiyata bana verip veremeyeceğini sorsaydım, bu çok kaba olurdu.   Büyük ihtimalle bu şekilde davranmama izin vermezdi. Ancak fakir olduğumu söylediğim için bana yapılan bu jesti karşılıksız bırakmak çok doğru gelmediği için bu şekilde davrandım” der.

Bu hikaye, geçtiğimiz yıl boyunca davranışlarımızdan dolayı yargılandığımız Roş Aşana'ya hazırlanırken Elul ayı boyunca okuduğumuz Selihot dualarının anlamını açıklamak için iyi bir örnek olarak görülmektedir.  

Bir başka açıdan durumumuz fakir adamı anımsatmaktadır. Hepimiz parası olmayan adam gibi mitsvot konusunda oldukça yoksul durumdayız.   Her zaman olması gerektiği gibi davranmıyor, gerektiği gibi konuşmuyoruz. Elbette bu hiçbir şeyimiz olmadığı anlamına gelmez. Hepimiz birçok mitsvayı yerine getirmek için çaba gösteririz. Ancak hikayedeki adam gibi biz Tanrı’nın huzuruna çıktığımızda öncelikle hiçbir şeyimiz olmadığını söyleyerek merhamet bekliyoruz. Selihot dualarında kusurlarımızı kabul ederek bunları dile getiririz. Beklentilerin çok gerisinde kalmamıza rağmen yine de Tanrı’nın bizleri bağışlaması için dua ederiz. Roş Aşana günü geldiğinde ise Tanrı’nın karşısına yaptığımız azıcık mitsvot ile çıkarız. Yani yarı fiyat veya elimizde ne kadar varsa onu gösteririz. Ne mutlu bize ki Tanrı bizleri geri çevirmez ve O’na yaklaşmamız için bir fırsat daha verir.

Elul geldi:  Rabi Yisrael Salanter, kendi zamanında, hazan Roş Hodeş Elul ile ilgili “yei ratson” okunduğunda, insanların titremeye başladığını iletir.   Elul anons edildiğinde Hafets Hayim gibi olağanüstü bir Rabi’nin ağlamaya başladığı anlatılır. Bunu anlamak zor değildir. Çünkü Elul doğal olarak yukarıdaki minik hikayede anlatmaya çalıştığımız gibi bir endişe yaratmaktadır. Bizler adı geçen büyük Rabilerin seviyesinde değiliz. Ancak bu ay bizlerin gönül rahatlığını biraz bozmalı ve bizlere nereye yaklaştığımızı anlatmalıdır. Yargının başlayacağı zamanda “ödeme” zamanının geldiğini bilmeli ve buna göre hareket etmeliyiz.

Alaha bizlere önemli bir şey öğretir. Teşuva için atılması gereken ilk adımlardan biri düşünmektir. Önce düşünmeyi öğrenmeliyiz. Davranışlarımızı, yaşamımızı daha uygun ve anlamlı bir hale getirmek için neler yapmamız gerektiğini düşünmeliyiz. “Otomatik pilot” modunda yaşamayı, düşüncesizce,  hareket etmeyi bırakmalı ve işleri gerektiği gibi yapıp yapmadığımızı ciddi olarak düşünmeye başlamalıyız. İşte Elul ayı ile birlikte düşünmenin de zamanı gelmiştir.  Elul, belki de bazı şeylerin değişmesi gerekip gerekmediğini düşünmenin zamanıdır.

Kaptan geçiyor: Bir grup arkadaş kumsalda oynarken içlerinden bir çocuk kıyıya yanaşır ve merakla gözlerini ufka diker. Çocuğun arkadaşlarından ayrı kalması bir adamın dikkatini çeker ve ona bunu nedenini sorar. Çocuk geçecek bir gemiyi görmeyi beklediğini söyler. Adam buna şaşırır. Neticede gemiler kıyıya çok yakın geçmezler. Ancak çocuk kendinden emindir. Büyük bir gemi birazdan geçecektir. Adam gemiyi neden görmek istediğini sorunca çocuk onu şaşırtan başka bir cevap verir. Çocuk gemi kaptanına el sallayacak o da çocuğa karşılık verecektir. Kaptanın el sallayacağından bu kadar emin olması adamı şaşırtır ve bunun nedenini sorunca gerçek ortaya çıkar. Kaptan çocuğun babasıdır. Denizde olduğundan uzun zamandır birbirlerinden uzak kalmışlardır. Kaptan gemisini kıyıya yanaştıracaktır ve birbirlerine el sallayarak özlem gidereceklerdir.

Tanrı aslında gemi seyahatine çıkan babamızdan farklı olarak hep aynı yerdedir ancak bizim düşüncelerimiz ve eylemlerimiz tatile çıkmıştır. Bizler sene boyunca Tora öğrenir veya mitsva yaparken bile olması gerektiği kadar Tanrı’ya yakın durmayız. Elul ayında ise gemi kıyıya yanaşmaktadır. Tanrı’nın bizden istediği O’na yakınlığımızı göstermek için el sallamamızdır. 

Büyük şirketlerin hep zirvede kalmaları için çalışmalar yaptıkları sır değildir. Bu çalışmalardan biri sürekli olarak daha iyi yerlere gelebilmek için bir iyileştirme içinde olabilmektir. Bunun için çaba gösterilir ve yeni projeler üretilir. Bazıları başarılı olurken bazıları ise sonuç vermeyebilir. Ancak cesaret kırılmadan daha iyi olma çabası sürdürülür.  

Yani anlaşılacağı üzere hepimiz daha iyi insanlar daha iyi Yahudiler olmak için çaba göstermek zorundayız. Bunda başarılı olmamızın yolu, sürekli yeni adımlar atmak, işleri daha iyi yapmanın yeni yollarını denemektir.   Başarsak da başaramasak da bizden beklenen bu yolda kalıcı adımlar atabilmektir.  

Önemli olan, başarılı bir şirket gibi yeni bir şeyler deniyor olabilmektir.   Büyük, kalıcı bir yaşam değişikliği ihtimalinden korkmaya da gerek yoktur.   Yaptığımız değişiklik büyük olmak zorunda değil ve geçici olması da sorun değildir.   Sadece bir şeyler deneyebileceğimizi gösterebilmek gerekir.  Sevgi dolu Babamız “Kaptan”, bu özel Elul ayı boyunca yanımıza gelirken bunu ister.

Bir öykü ve final: Rav Shimshon Pincus Roş Aşana günü sinagogu terk ederken koridorda oturan ve ağlayan on yedi yaşında bir öğrenci görür.  Rabi çocuğun yanına gider ve neden üzgün olduğunu sorar. Genç, “Her Roş Aşana, kendisine önümüzdeki yılın farklı olacağını söylediğini, yıllar boyunca değişime hazırlandığını ancak bir türlü değişimi yakalayamadığını söyler. Genç adamın artık cesareti kırılmıştır.

Rabi Kipur savaşında yaşanan bir olayı anlatır. Bir asker yaralı bir şekilde hastaneye getirilir ve ameliyat edilir. Asker bir süre sonra taburcu edilmek istenir ama o bunu reddeder. Herkes savaş alanında son derece kritik mücadeleler verirken evde oturmayı kabul etmez. Arkadaşlarına yardım için yeniden cepheye gider. Evet asker başarılı olamamış ve yaralanmıştır ama esas olan mücadeleyi kazanmaktır. Bu yüzden savaşmaya devam etmek amacıyla yeniden cepheye gitmiştir. Yeniden denemiştir.

Hayat sonu gelmez bir mücadeledir.    Üstesinden gelmemiz gereken zorluklar vardır.   Bazen bunlarla baş eder bazen de edemeyiz. Asıl olan denemeye devam etmektir. Her düşüş yeni bir kalkışın habercisi olmalıdır. Mesele bundan ibarettir. İşte Elul budur - deneme zamanı.   Geçen yıl, ondan önceki yıl, ya da son yirmi yılda ne olduğu önemli değildir.   Önemli olan şu anda ne olduğu, Tanrı gemi ile yanımızdan geçerken nasıl davrandığımızdır. Tanrı azmimizi de, çabamızı da, iyi niyetimizi de bilmektedir.

DİVRE TORA
Rav İzak Peres

Tora, bize savaş anında bir kadını esir alan İsrail’linin o kadın ile hemen evlenemeyeceğinden bahseder. Çünkü kadının çekiciliğini yitirmesi durumun da adamın da arzusunun bitip bitmeyeceğini görmek gerekir.

Tora bizi tutku ile hareket etmemiz konusunda uyarmaktadır. Kişi tutkularının esiri olmamalı ve kontrolünü kaybetmemelidir. Aksine, fiziksel dürtülerimizin geçmesini beklemeliyiz.  Ancak o zaman mantıklı ve tedbirli davranabiliriz. Bu durum, kendimize eş seçerken de geçerlidir. Eğer kişi, sadece fiziksel bir çekim hissettiği biri ile evlenirse, bu evlilik kaygan bir zemin üzerine oturtulmuş olur. Eğer eşler, birbirlerine karşı olan o çekimi kaybederlerse, o zaman evlilikleri de tehlikeye girer. Bu tür çiftlerin çocukları çok fırtınalı bir evliliğe tanıklık etmiş olacaklar ve sonuçta ciddi yaralar alacaklardır. İşte tam da bu sebeple Tora, tutsak bir kadınla evlenmeyi ve isyankar bir çocuk yetiştirmeyi aynı görür. Gerçek aşk yerine, sadece güzelliği baz alarak yapılan bir evlik saygısız bir evlat ile sonuçlanabilir. Öte yandan, kendisine eş seçerken titiz davranan, iyi karakterli birini bulmayı kendisine öncelik edinen kişi, dürüst ve saygılı çocuklar ile ödüllendirilir. Aron a Kohen tsadik Aminodov’un kızı Elişeva ile evlenmiştir. Torunlarının arasında bir sonraki Kohen a Gadol Eliezer ve Pinhas da vardır. Hiç şüphe yok ki Pinhas’ın karakteri ebeveynleri ve büyük baba ve anneleri tarafından yoğrulmuştur. Bu kişilerin karakterleri yetişme çağındaki bir çocuk için çok güzel bir örnek teşkil etmiştir.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Bulunduğumuz ortamda bir kahve içiyoruz. Buna “şeakol” berahası söyledik. Bir süre sonra tekrardan kahve içtiğimizde yeniden “şeakol” berahası söylemek zorunda olur muyuz? Bu durum “mezonot” için de geçerlidir.

Bulunduğumuz ortam değişmemiş ve süre kısıtlaması konmadıysa yeniden beraha söylemek zorunda değildir. Bir örnekle anlatalım. Sabah saat sekiz gibi kahve içtiğinde bir daha öğlene kadar kahve içmeyeceğini söylerse bu kez süre kısıtlaması olmuş olur ve beraha gerekir.

AKLIMIZDAN GEÇENLER
Rav İsak Alaluf

Evlikikle ilgili bir soruyu gündeme getiriyoruz.

30 yaşındayım ve evlenen arkadaşlarımın çoğunun evlendikten sonra çabuk boşandıklarını görüyorum. Evlenmek istiyorum ama yanlış kişiyle evlenmekten korkuyorum. Önermek için herhangi bir yönergeniz var mı?

Rabimiz soruyu şöyle yanıtlar.

Avraam Yitshak’a  bir eş bulması için hizmetkarı Eliezer'e talimat verir.  Eliezer, doğru kişiyi bulmak için Tanrı'dan yardım ister. Çölde bir kuyuya gider ve su istediğinde, Tanrı'nın Yitshak’ın eşi olmaya uygun kişinin  sadece Eliezer’e değil, develerine de su sunarak karşılık vermesi için dua eder.  Bu öykü Bereşit kitabında yazar.

Küçükken okuduğumuz masallardan biri olan “Uyuyan Güzel”de Prens prensese aşık olduğunda, onun hedefleri veya karakteri hakkında hiçbir şey bilmiyordur. Çünkü prenses uyumaktadır.  Onun hakkında bildiği tek şey çekici olduğudur. Masal onların sonsuza dek mutlu yaşadıklarını anlatır.

Peri masallarıyla büyüyen insanlar onlara inanma eğilimindedir. Ancak Eliezer, evliliğin daha derin bir şeye dayanması gerektiğinin farkındadır.  Karakteri ve hedefleri olan bir kadın bulmak peşindedir.  Birkaç tavsiye vermeye çalışalım:

Nezaket: Nazik olmak, Kibar olmaktan çok farklıdır.  Genellikle kibar insanlar toplum tarafından yanlış veya iğrenç kabul edilen şeyleri yapmazlar. Böyle sözler söylemezler. Kibarlık bir garson veya bir görevli için önemli bir özelliktir. Ancak nezaket çok daha nadir bulunan ve daha önemli bir özelliktir. Nazik biri, sadece kendi iyiliği için hareket etmez. Karşındakinin iyiliğini ve zevkini önemser. Nazik olmayan biriyle başarılı bir evlilik yapmak çok kolay değildir.

Sadakat: Sadakat olmadan evlilik imkansızdır. İki insanın hayatını bir araya getirmek bir meydan okumadır. Evlilik taahhüdü bitmiş bir anlaşma değildir. Anlaşma yırtılıp atılabilir ancak evlilik öyle olmamalıdır.

Hedefler: Hayattaki hedefleri sizinkiyle eşleşen birini bulmanız lazımdır.  Bir ev satın almak veya bir işte terfi kazanmak hayattaki bir hedef değildir. Bir yaşam hedefi, birlikte yaşamak çok farklıdır.

Ortak yaşam hedefleri olmadan evlilik imkansızdır. Nereye gittiğinizi bilmiyorsanız, biriyle yaşam sürdüremezsiniz. Hayatın amacı evlenmek olamaz. Evlilik, kim olduğumuzu ortaya çıkarır. Yaşam hedeflerimizi daha etkili bir şekilde takip etmemize izin verir. Depresif ve amaçsız kişiler evlenince depresif ve amaçsız evliler ortaya çıkar.

Yani gerçek hayatta, Uyuyan Güzel ve prens sonsuza dek mutlu yaşamazlar. Evlilikleri yaklaşık üç yıl sürer.

HAFTANIN SÖZÜ

İki tür kanun vardır: Hayatı yaratan kanunlar ve hayat tarafından yaratılan kanunlar. İnsan yasaları yaşam tarafından yaratılmıştır, dolayısıyla koşullara göre ülkeden ülkeye değişirler. Her Şeye Gücü Yeten'in Tora’sı yaşamı yaratan Tanrısal bir yasadır. O’nun Tora'sı gerçeğin Tora'sıdır, her yerde, her zaman aynıdır. Tora ebedidir. (Lubavitch'li Rabi Yosef Yitshak)