Bu Hafta İçin Saatler

 4 AV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5783

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:03

20:23

-----

Yeruşalayim

18:59

20:18

Tel Aviv

19:24

20:26

22 TEMMUZ

Tel Aviv

19:19

20:21

İstanbul

20:16

20:57

2023

İstanbul

20:09

20:51

İzmir

20:10

20:59

İzmir

20:04

20:53

DEVARİM-דברים

 

ŞABAT HAZON 

27 TEMMUZ 2023 PERŞEMBE TİŞA BE AV

Peraşa Özeti

[www.chabad.org]
(Devarim 1:1-3:22)

Bu peraşa, Tora'nın Beş kitabının sonuncusunun başlangıcıdır. Devarim kitabı aynı zamanda "Mişne Tora - Tora'nın Tekrarlanışı" olarak da bilinir. Bu kitap Moşe'nin, hayatının son beş haftasında, Yarden (Ürdün) Nehri'ni geçerek Erets-Yisrael'e girmeye hazırlanan Bene-Yisrael'e söylediklerini kaydeder.

Moşe mitsvaları tekrar gözden geçirerek, halkın yeni ülkelerine girince başlayacağı yeni yaşam tarzını vurgular: Moşe'nin rehberliğindeki doğaüstü çöl yaşantısından, Yeoşua'nın yönetiminde, Erets-Yisrael'de, bildiğimiz yerleşik normal yaşam düzenine geçeceklerdir.

Bu hafta, peraşanın merkezi teması, casusların (Meragelim) işledikleri günahtır. Peraşa, Moşe'nin, çölde ölen bir önceki neslin günahlarına gönderme yapmasıyla başlar. Moşe casusları Erets-Yisrael'e göndermemiş olsalar ne olacağını halka açıklar. Böyle olsaydı, Tanrı, tüm ülkeyi, Akdeniz'den Fırat Nehri'ne kadar, Amon, Moav ve Edom'un toprakları da dâhil olmak üzere, hem de hiçbir çarpışmaya gerek kalmadan Bene-Yisrael'e verecekti. Moşe daha sonra, casusların günahının dolaylı olarak sebep olduğu diğer günahları açıklar ve konuyu özetler: Tüm nesil çölde ölecek ve Moşe, Erets-Yisrael'e giremeyecektir.

Moşe daha sonra, halka, Tanrı'nın kararını duydukları andaki ilk tepkilerinin, günahı affettirme amacıyla "gidip savaşma isteği" şeklinde gerçekleştiğini hatırlatır. Moşe onlara, artık düşmanlarını mucizevi bir şekilde yenme haklarını kaybettikleri gerekçesiyle gitmemelerini öğütlemiş, ancak onu dinlemeyen topluluk, toplu bir katliama maruz kalmıştır.

Moşe devam eder: Bene-Yisrael'e, Esav (Edom), Moav ve Amon milletleriyle savaşmaması emredilmiştir - zira bu topraklar o dönem için Erets-Yisrael'in parçası olarak öngörülmemişti. Kenaan'ın fethi Sihon ve Og savaşlarıyla başladığında ise, savaş doğal yollarla gerçekleşecekti.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

ŞABAT’I KORUMAK

Tişa be Av öncesi Şabat günü Şabat Hazon olarak bilinir. Hazon sözcüğü bu hafta okunan Hazon Yeşayau Aftara parçasından gelir. Normalde iyimser bir peygamber olan Yeşayau ilk bölümünde oldukça karanlık ve ağır bir tablo çizer. Bu da Tişa be Av öncesi Şabat günü okunan Aftara bölümüdür.

Şabat günü ile Bet Amikdaş arasında oldukça sıkı bir bağlantı vardır. Rabi Şlomo Alkabets tarafından yazılan “Leha Dodi” isimli ilahi ile her Cuma akşamı Şabat kaşılanır. “Mikdaş meleh ir meluhakumi tsei mitoh aafeha rav lah şevet beemek abaha veu yahmol alayih hemla – kralın tapınağı kraliyet şehri kalk, yıkıntıların arasından sıyrıl. Ağlama vadisinde çok fazla kaldın. O sana merhamet etti.” Bu cümle gibi devam eden mısralar da Bet Amikdaş ve Geula hakkında konuşur. Geula ile Şabat arasındaki bağlantıya daha yakından bakmaya çalışacağız.  

Rav Şmuel Auerbach (Z’’L) “et şabetotay yişmoru umikdaşi tirau – Şabat günlerini koruyun ve kutsal yerimden yani Bet Amikdaş’tan çekinin” pasuğuna gönderme yapar.

Gemara Masehet Yevamot 6/B’de yer alan öğretiye göre “korku” veya çekinme ifadesi hem Şabat hem de Bet Amikdaş için geçerlidir. Ancak çekinmenin kaynağı Şabat veya Bet Amikdaş’ın kendisi olmamalıdır. Bir kişi Şabat gününden çekinmez. Aksine onu korumak ve hatırlamak için özel bir programı izler. Şabat bir keyif aynı zamanda maneviyata bir dönüştür. Bet Amikdaş da bir korku kaynağı değildir. Ancak çekinilmesi ve saygı duyulması gereken Şabat emrini veren ile Bet Amikdaş’ta ikamet eden yani Tanrı’nın Kendisidir.  

Şabat da Bet Amikdaş da içlerinde Şehina dediğimiz Tanrı’nın varlığını barındırır. Şabat'a girerken insanın üzerine özel maneviyat ve mutluluk gelir. Aynı duygu Bet Amikdaş'a girerken de insanı doldurmalıdır. Günümüzde Bet Amikdaş olmayabilir ancak “mikdaş meat” dediğimiz mini Bet Amikdaşlar yani sinagoglarımız mevcuttur. Bu yüzden insan oraya giderken belli bir saygıyı muhafaza etmelidir. Bilgelere göre en cahil insanın bile yüreğinde Şabat korkusu ve maneviyatı vardır. Bu nedenle her hafta Şabat gününe kavuştuğumuzda özel bir duyguyu hissederiz. Bu sanki Bet Amikdaş’ın dünyamıza geldiği duygusuna benzer bir şekilde Bet Amikdaş’ı hatırlamaya, anmaya ve yaşamaya kendini hazırlamaya yöneliktir. Bu duygu her Şabat günü için geçerli bile olsa Tişa be Av öncesi Şabat için daha da bir anlamlıdır.

Geleneksel anlamda Av ayının ilk dokuz gününe tekabül eden Şabat günleri için bir fikir ayrılığı mevcuttur. Aşkenaz kardeşlerimiz bu Şabat günlerinde Şabat gününe özgü kıyafetlerini giymeyi tercih etmezler. Ancak Mekubalim dediğimiz Kabala ile ilgilenenler ve birçok Sefarad toplumu bu Şabat günlerinde de özel Şabat kıyafetlerini giyerler. Vilna şehrinin Gaon’u da aynı doğrultuda hareket etmiştir. Günümüzde genel anlamda görüş bu tarihlere rastlayan Şabat günlerinde de Şabat günü giyilen özel kıyafetlerin giyilmesi doğrultusundadır.

Hatam Sofer Şabat bu tarihlere rastlayan Şabat günlerinde Şabat kıyafetlerinin giyilmemesi gerektiğini savunur. Kabala ile ilgilenenlerin hafta içi günlerde Bat Amikdaş’ın yıkımını oldukça derinden ve içsel bir şeklide yaşadıklarını anlatan Hatam Sofer Şabat günü Keduşa geldiğinde özel bir konuma yükseldiklerini bu yüzden de Şabat kıyafetlerini giydiklerini anlatır. Böylelikle hafta içindeki yas durumunu Şabat gününe yansıtmamış olurlar. Ancak birçok insan bu günlerde hafta içinde bile Bet Amikdaş’ın yıkılışına gerektiği kadar duyarlı bir matem havasında değildir.

Günümüzde Şabat giysilerini çoğunlukla giymek geleneği vardır. Sefarad toplumları Kabala üstatlarını, Aşkenazlar da Vilna Gaon’un görüşünü izlerler. Şabat kıyafetlerini giymemizin nedeni ne giyersek giyelim hafta içi günlerinde bile bu zaman diliminin matemini tam olarak hissedemeyeceğimizden kaynaklanmaktadır. Onun yerine Şabat gününün kutsallığına dahil olarak, Şabat gününü kutsayarak ve koruyarak bu özel durumu muhafaza etmeye gayret ediyoruz. Özellikle Şabat hazon günü Şabat’ın kutsallığını yoğun bir şekilde duyumsamak için son derece elverişli bir zamandır.

Şabat gününün kutsallığını daha da sahiplenmek için özellikle bu zaman dilimindeki bu Şabat gününden faydalanmayı bilelim. Kendimizi bu kutsallığı daha fazla hissetmeye ve duyumsamaya adayalım. Her Şabat günü Bet Amikdaş’ın sanki yeniden inşa edildiğini hissederken o kutsallığı içimizde hissedelim. Tanrı’yı içimizde daha güçlü hissedebileceğimiz, kendimizi Ona yakınlaştırabileceğimiz, Torayı öğrenip uygulayabileceğimiz bir gün olan Şabat günü sayesinde Bet Amikdaş’ın kutsallığına kendimizi daha fazla yaklaştıralım.

Sevgili dostum Rabi Menahem Mendel Chitrick tarafından paylaşılan bir açıklamayı da ekleyerek birlik ve beraberliğimizin gerekliliğini bir kez daha vurgulamaya çalışalım.

Diaspora’da Matot ve Mase peraşalarının okunduğu geçen hafta Erets Yisrael sadece Mase peraşasını okur. Pesah bayramından beri süregelen farklı peraşa okuma durumu geçtiğimiz hafta sona ermiştir. Bazı durumlarda çift peraşa okuduğumuz bilinen bir uygulamadır. Matot ve Mase peraşalarına gelmeden de Erets Yisrael ile bir araya gelebileceğimiz “mehubarot” okunabilecek peraşalar mevcuttur. Ancak nedense birleşme Matot ve Mase haftasında gerçekleşmiştir. Rabi Chitrick Tişa be Av öncesinde bir arada olmanın gerekliliğine vurgu yaparak bu birleşmenin önemine atıfta bulunur. Bene Yisrael “sinat hinam” yani sebepsiz nefret nedeniyle bu yıkımı yaşamıştır. Hedef “aavat hinam” yani sebepsiz sevgi ve birliktir. İşte bu yüzden hemen Tişa be Av öncesinde bir kez daha birlik temin edilir. Bu güçlü mesaj belki de Maşiah’ın günlerinin yakınlaşmasına bir vesile olacaktır, amen.

DİVRE TORA
Rav Selim Eskenazi

Yeruşalayim'in İnşaası

Hazon Yeşayau ben Amots (Aftara'dan) 10 haftalık bir dönem içerisindeyiz. Aftaralar da bu dönemi yansıtmaktadır. Tlata dePuranuta veŞiva deNehemata, 3 tane felaketi, yası simgeleyen ve 7 tane teselliyi, ümidi simgeleyen Aftaralar...

10 sayısı Tora'da her yerde, 10 Sefirot'a karşılık gelmektedir. Nitekim ki bu 10 Sefirot tüm dünyanın temelidir. 

Dünya 10 Söylevle yaratılmıştır. Sinay Dağında 10 Emir'i aldık, vs. Öyleyse 10 sayısı mükemmeliyetin sayısıdır da diyebiliriz. 10 sayısı her zaman 3 ve 7 olarak ayrılmaktadır. Bu istisnası olmayan bir kuraldır. David aMeleh pasukta 7 sayısını şöyle aktarmaktadır.

"Leha Ad. aGedola ve aGevura ve aTiferet ve aNetsah ve aOd ki kol baŞamayim uvaArets"

3 sayısı ise "Keter Hohma uBina" veya "Hohma Bina vaDaat"tır.

David aMeleh sadece 7'den bahsederken, 3'ü zikretmemiştir. Çünkü 3, Şoreş yani yerin altındaki, gözükmeyen Ana Temel, Gövdedir, aNistarot LAd. El. Yani sırlar Tanrı’ya aittir. Mesela bir objeyi incelediğimiz zaman, büyüklüğü, kuvveti gibi onu oluşturan 7 sayısını görebiliriz. Ama o obje nasıl oluşmuştur? 3 sayesinde, Hohma Bina vaDaat sayesinde oluşmuştur. Demek ki herhangi bir yerde 3 ve 7 kombinasyonunu gördüğümüz zaman, 3 temeldir, 7 binadır, o temelin üzerindeki inşadır.

Ekev Peraşası’nda da bu prensibe muhteşem bir ipucu görmekteyiz. 

Pasuk şöyle diyor:

"Ki Ad. Elokeha meviaha el Erets Tova, Erets Nahale Mayim, Ayanot uTomot yotseim baBika uvaAr. Erets Hita uSora ve Gefen uTena veRimon, Erets Zet Şemen uDvaş."

Tanrın Aş-em, seni iyi Topraklara getirdiği zaman diye başlayan pasuk 3 temel ve 7 temelin üzerine inşa edilen binadan bahsetmektedir.

3 Temeller: Mayanot - Kaynak Suları, Teomot - Yer altı Suları, Nahale Mayim - Akarsular...
7 tane Erets Yisrael Topraklarının Ürünleri: Buğday, Arpa, Üzüm, İncir, Nar, Zeytin ve Hurma...  

Konumuza geri dönersek, 3 tane Yas, 7 Tane Teselli Aftaraları var dedik, demek ki 3 tane Yas, 7 tane Teselli'nin Temellerini oluşturuyor. Buradan çok müthiş bir hiduş söylüyoruz: 3 Yas Haftası, 7 Teselli Haftasını getiriyor. 

Hahamlarımızın Masehet Taanit 30b'de söyledikleri gibi: Kim ki Yeruşalayim için yas tutarsa, Onu Mutluluğunda görmeye layık olur. Özellikle Yas günlerinin kendisi Teselli'ye sebep olmaktadır. Bir An Önce Yeruşalayim'in Barışı'nı Görmeye layık olalım.

 

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Başımıza her zaman gelebilecek bir duruma bakalım. Birden bire yanaşan ambulansa sedye ile taşınan birini görüyoruz. Bu kişinin başına üşüşmek o kişiye zarar vermek olarak görülebilir mi?

Bu şekilde zor durumda olan birini sürekli olarak izlemek o kişinin sıkıntısını arttıracağından veya utanmasına neden olacağından bu harekette bulunmak bilginlerimizce doğru bulunmaz. Hatta oradaki kalabalığın dağılmasını sağlamak mitsva olarak kabul edilir.

AKLIMIZDAN GEÇENLER

Rav İsak Alaluf

Bir okuyucumuz önemli bir konuda soru sorar:

TaNaH’ın hangi bölümlerinin mecazi, hangi bölümlerinin gerçek olaylar olduğunu nasıl anlayabiliriz? Bildiğim kadarıyla dünyanın yaratılışı, Adam'ın günahı, Mısır'dan Çıkış gibi hikayelerin gerçekten anlatıldığı gibi olup olmadığını tartışanlar var. Tora'nın ne zaman gerçek anlamıyla alınıp alınmayacağını belirlemenin bir yolu var mı?

Soruyu Rabi David Rosenfeld yanıtlar:

Bu çok güzel ve önemli bir soru. Her şeyden önce, inancımızın bize Gemara Sanhedrin 99/A, RaMBaM İlhot Teşuva 3/8’da olduğu gibi Tora'daki her kelimenin, Moşe’ye dikte edildiği gibi Tanrı'nın kesin sözü olduğunu öğrettiğini belirtmeliyim.  Malahi peygamberin 2/6 bölümünde ve sıklıkla okuduğumuz “Yigdal” şiirinde Tora'dan "gerçeğin Torası" olarak bahsedilir. Bu nedenle, doğru bir şekilde ifade edilen sorumuz, Tora’mızın bazı bölümlerinin gerçek veya doğru olarak kabul edilip edilmeyeceği değildir. Tora tamamen “gerçektir” – hakikat Tanrı’sının kesin sözleridir. Soru, yalnızca Tanrı'nın sözlerinin söylendiği gibi mi yoksa bazen daha mecazi mi olarak anlaşılmasını isteyip istemediğidir.

Belirtmem gereken ikinci bir genel nokta, genel olarak konuşursak, bunun kendi başımıza çözmemiz gereken bir şey olmadığıdır. Tanrı Moşe’ye Tora’yı verdiğinde, ona Yazılı Tora’nın nasıl anlaşılması gerektiğini açıklayan Sözlü öğretileri de vermiştir. Sözlü Tora bize Tora'nın yasalarının ve bölümlerinin ne zaman harfi harfine ve ne zaman daha mecazi olarak anlaşılması gerektiğini söyler.

Bu girişlerle, bence Tevrat'ta bulduğumuz genel model, onun büyük çoğunluğunun gerçek olarak kabul edilmesidir. Kesinlikle, Tufan ve Çıkış gibi bölümlerin tamamı anlatıldığı gibi gerçekleşir.

Buna rağmen, geleneğimizin bize öğrettiği belirli olayların, ayrıntıların tam anlamıyla okunduğu gibi algılanmaması gereken örnekleri vardır. Bunun belki de en çarpıcı örneği Yaratılış hikayesidir. Tora, yaratılışı altı günde gerçekleşen basit bir süreç olarak tanımlar, ancak açıkça Tora'nın basit okumasının ima ettiğinden çok daha fazlasını içerir. Talmud, yaratılış hikayesinin aynı anda yalnızca tek bir öğrenciye öğretilebilecek olan Kabala'nın en derin sırlarından bazılarını içerdiğini düşünür.

Dahası Bilgeler, insanın yaratılışından önceki Yaratılış'ın ilk günlerini normal takvimimizin dışında tutuyor. Yaratılıştan itibaren şu anki 5783 yıllık sayım, aslında yaratılışın ilk gününden sayılmaz.  Dünyanın ilk Roş Aşana'sından önceki günler, "tohu (boşluk, kaos) yılı"nın bir parçası olarak tanımlanır. Dolayısıyla Yaratılış hikâyesinde geçen "günler"in 24 saatlik günleri değil, çağları kastetmiş olması tamamen mümkündür.

Bir başka iyi örnek de, Reuven'in Rahel'ın cariyesi Bila ile ilişkide bulunduğunu belirten bölümdür. Gemara  ( Şabat 55b ), kelimenin tam anlamıyla böyle bir şeyin olmadığını açıklar. Bunun yerine Reuven, babasının yatağını bir çadırdan diğerine taşır. Rahel'ın ölümünden sonra Lea yerine Rahel'in hizmetçisinin yanına taşındığını protesto etmek için bunu yapar. Öyle bile olsa, Tora, onun eylemini - babasının kişisel hayatıyla özgürce hareket etmeyi - suçu fiilen işlemekle eşitler.

Tora'nın adaleti “göze göz” ( Çıkış 21:24 ) talep ederken, Talmud bize cezanın aslında parasal olduğunu öğretir. Pasuğun anlamı, gerçek adaletin - saldırganın gerçekten hak ettiği şey olduğudur. Yine de uygulamada, mahkemeler böyle bir ceza vermez. Tora’nın beyanı doğrudur, ancak pratikte farklı uygulanır.

Tora'daki tüm bölümlerin alegori olarak açıklandığını bulmak olanaklı değildir.  Yine de, belirli pasukların yorumlanmasında bir dereceye kadar boşluk vardır. Bu boşluk da Sözlü Tora’nın açıklamalarıyla kapanır.

HAFTANIN SÖZÜ

Yalnızca Tanrı’nın bize karşı olan iyiliği sayesinde, Tanrısallığı elde etmek için hiçbir şey yapmadan ara sıra kendiliğinden hissedebiliriz. (Ayom Yom dergisi 20 Tamuz günü yayınından alıntı)