Bu Hafta İçin Saatler

9VEADAR 

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5782

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:13

19:30

-----

Yeruşalayim

18:18

19:35

Tel Aviv

18:33

19:32

 12 MART

Tel Aviv

18:38

19:37

İstanbul

19:06

19:50

2022

İstanbul

19:14

19:57

İzmir

19:06

19:57

İzmir

19:13

20:04

VAYİKRA- ויקרא

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Vayikra 1:1-6:7)


Koenler'i ilgilendiren birçok kural içerdiği için "Torat Koanim - Koenler Yasası" olarak da bilinen Vayikra kitabı, çoğunlukla korbanları konu eder. İlk korban grubu "Ola - [Tamamen Yakılan ve Dumanı] Yükselen"dir. Hayvan önce Mişkan'ın girişine getirilir. Hayvan büyükbaş ise, korbanı getiren kişi elini hayvanın başına koyar. Ardından hayvan kesilir ve Koen, kanı sunağa serper. Deri yüzülür ve hayvan parçalara ayrılır. Sonra bu parçalar düzenlenir, yıkanır ve sunak üzerinde yakılır. Diğer hayvanlar ve kuşlar söz konusu olduğunda da benzer bir prosedür uygulanır. 

Peraşada ayrıca unla yapılan sunular (Menahot) konu edilir. Bu sununun bir bölümü sunakta yakılır, kalan bölümü de Koenler tarafından yenir. Sunuya herhangi bir şekilde hamets bir madde ya da bal karıştırmak yasaktır. 

"Şelamim - Barış" korbanı, ister büyükbaş ister küçükbaş hayvanlarla gerçekleştirilebilir ve bir bölümü sunakta yakılırken, bir bölümü de getiren tarafından yenir. Tora, kan ve "Helev - İç Yağı" yemeyi yasaklar. Peraşa daha sonra sırayla, bir Koen Gadol'un, Sanedrin'in (71 Tora otoritesinden oluşan Yahudi üst kurulu), bir liderin ve normal bir vatandaşın hata sonucu işlediği bir günahın affı için getireceği korbanları detaylar. Bazı sözel hatalar ile manevi saflık kurallarının ihlali sonucu gerçekleştirilen günahların affı için getirilen "Aşam - Suç" korbanları listelenir. Peraşa, normal bir suç korbanına parası yetmeyenler, "Kutsal" olarak ayrılmış malların (Ekdeş) bu amaç dışında kullanılmasıyla hata işleyenler ve "soru işaretli bir suç"tan sorumlu olanların getireceği un sunuları ile gayri-dürüstlük sebebiyle getirilen sununun detaylarıyla sona erer.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

İÇİMİZDEKİ ATEŞİN DÖNÜŞÜMÜ

Güzel bir öykü: Korbanların anlatıldığı günümüzde doğrudan uygulaması olmayan bir kitaba Vayikra peraşalarına “merhaba” diyoruz. Bu kitaba başlarken Rabi Aaron Levi tarafından aktarılan değişik bir öykü ile başlayarak yeryüzünde yaşadığımız hiçbir şeyin tesadüfi olmadığını tekrardan anlatmaya gayret etmek isteriz.

New York’un bir mahallesinde Rav olarak görev yapan Yitshak adında bir genç günün birinde konuşmalarından çokça etkilendiği bir başka Rabi olan Aaron Levi ile karşılaşır. Aaron onu görmekten son derece memnundur. Çünkü etrafında birçok kişiyi karışık durumlardan kurtaran Yitshak Rabi olarak çok başarılıdır. Bu ilk karşılaşmada Yitshak nedense ona öyküsünü anlatır.

Dindar bir aileden gelen Yitshak Yeruşalayim’de yeşiva eğitimi almaktadır ve çok da iyi bir öğrencidir. Bir süre sonra bu eğitim ve uygulamalardan sıkılan Yitshak dışarıya karşı son derece dikkatli davranmasına rağmen kendi içinde eğitimini aksatmaya hatta mitsvaları “takmamaya” başlar. Sonunda bu eğilimine yenilir ve ailesine durumu açıklar, yeşivadan ayrılır ve güney Amerika’ya gider. Burada akla gelebilecek herkesle dost olur bir arayış içindedir. Mitsvalardan uzaktır ama kalbinde onları yerine getirmediği için de üzüntü duymaktadır. Bu durumda bile Tora öğrenmeye devam eder. Günün birinde Amerika Birleşik Devletleri’nin oradaki konsolosu ile karşılaşır. Konsolos Yitshak’ı çok sever ama Yitshak onun konsolos olduğuna bile inanmaz. Konsolos onu makamında beklediğini söyler ve ayrılır. Yaklaşık iki ay sonra sıra almanın bile aylar sürdüğü konsolosluk binası önünde durmaktadır. Çok uzun çaba ve münakaşalar sonunda konsolosa haber uçurmayı başarır ve on dakika içinde ofise girmeye muktedir olur. Hal ve hatır sorulmasından sonra konsolos onu Birleşik Devletler’e gitmeye ikna eder ona vize sağlar ve Yitshak kendini başka bir ortamda bulur. Konsolos ona para kazanabileceği sayısız seçenek de sunmuştur. Çünkü ondaki müthiş yeteneğin farkına varmıştır.

Yitshak Rabi Aaron’a önceden neden onunla karşılaşmak istemediğini de anlatır. Yeşivayı terk etmeden önce oradakilerden biri Yitshak’a Rabi Aaron ile buluşmasını önermiştir. Rabi Aaron’un konuşmalarını bile Yitshak bunu istemez çünkü onu yolundan döndüreceğini düşünür. Yitshak’ın kalbi de kafası da güney Amerika’dadır ve hiç kimsenin onu yolundan çevirmesini istememektedir. Ancak Yitshak Birleşik Devletler’e geldikten sonra maddi hayatının bir anlam ifade etmediğini kavrar ve Rabi Aaron’un derslerini dinlemeye yeniden başlar. Bu dersler ve yeteneği sayesinde geri dönmeyi başaran Rabi Yitshak artık bir cemaatin dini lideridir ve o cemaate sayısız faydalı işler yapmaktadır. Rabi Yitshak hikayesini bitirir Rabi Aaron ise cevap veremez çünkü duygulanmıştır. Bir süre sonra Rabi Yitshak soruyu sorar: Şüphem yok sorgulamak da istemem ama neden Tanrı bizim daha önce karşılaşmamızı sağlamadı? Neden bütün bu serüveni yaşamak zorunda kaldım? Yeşiva günlerinde karşılaşsaydık her şey daha kolay olmaz mıydı?

İçimizdeki ateş: Rabi Aaron gülerek yanıt verir. Elbette belki seni yeşiva günlerinde etkileyebilirdim ama eğer bunu başarsaydım bu gün burada bu cemaatin başında olup yüzlerce çocuğu sıkıntıdan kurtarabilir miydin? Tanrı bazı insanlara özel yetenekler verir ve bu yetenekleri kullanması için de bazı fırsatlar yaratır. Bu fırsatlara erişmek için demek ki senin için hazırlanan bu programı yaşamak zorundaydın. Vayikra peraşasının başında da Raşi açıklamalarında şöyle der: Tanrı Moşe’yi çağırıp ona konuştuktan sonra Bene Yisrael’e seslenmesini ve onlar için kendisine konuştuğunu söylediğini belirtir. Tanrı Moşe’den halkın gönlünü okşayacak sözler kullanmasını ister. Çünkü Moşe gibi birinin olağanüstü peygamberlik düzeyine erişmesinin sebebi Bene Yisrael’dir.   Rabi Yitshak burada bir soru sorar. Moşe elbette Tanrı ile konuşabilecek seviyededir bu konuşma sadece Bene Yisrael’in zehutu için mi gerçekleşmiştir?

Dönüşüm: Rabi Aaron peraşanın devamı ile bir örnek verir. Kohenler Mizbeah’a dışarıdan ateş getirmelidirler. Ancak ateş zaten ilahi bir şekilde göklerden gelmektedir. Dışarıdan ateş getirmenin anlamı ne olabilir sorusunun yanıtı da açıktır. Çünkü insan dünyevi yükümlülüklerini göz ardı etmemelidir.

Rabi Aaron burada Rabi Yitshak’ı da resmin içine dahil eder. Sadece içindeki ateşin yanması yeterli değildir. Göklerden ateş indirebilmek için bunu ancak Bene Yisrael için yapabileceğinden bu serüveni yaşamak zorunda kaldın. Evet sen her durumda Tora öğrenmeye devam etmiş olabilirsin ama sadece içindeki ateşi körüklemiş oldun. Bene Yisrael sayesinde bir şeyler yapabilmek için de göklerdeki ateşi indirmeyi becerdin. Senin hikayenin amacı bundan ibarettir. Bir süre mitsva yapmaya ara veriş olabilirsin ama içindeki ateş seni konsolos ile karşılaştırdı. Onun içindeki ateş de seni bu gün olman gereken yere taşıdı.

Hepimiz bu dünyadaki görevlerimizi başarmak için elimizde bir malzeme kutusu ile geliriz. Bunları kullanabilmek için de iki şeye ihtiyacımız vardır. Öncelikle içimizdeki ateşi kendimiz yakmak ve onu canlı tutmak. Bir diğeri ise Tanrısal ateşi yani onun yardımının doğru yerlerde kullanılmasının gereğini göz ardı etmemek. Kendi ateşimiz ile Tanrısal ateşin arasındaki fark nedir? Tanrı ateşi bir yaktı mı o ateş artık sönmez. Yani Bene Yisrael için bir adım atmaya başladığımız zaman artık o adımların ardı arkası kesilmeyecektir.


DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

“Kİ YAKRİV MİKEM KORBAN LAD…”

‘’ARANIZDAN BİRİ, TANRIYA KORBAN SUNACAĞI ZAMAN…’’

Korbanların asıl amacı hakkında birçok açıklama olmasına rağmen, asıl neden gizlenmiş gibi görünmektedir. Kesin olan şudur ki, Tanrı’nın bizim korbanlarımıza ihtiyacı yoktur. Üstelik korbanlar, bir amaç değil asıl hedefe odaklanmamızı sağlayan  bir araçtır. Bunlar bizi Tanrı’ya yaklaştırıp, daha iyi biri olmamızı sağlar. Tanrı’nın asıl isteği korban değil, bizim kalbimizdir.     

Engizisyon zamanında, Portekiz’den kaçan bir Yahudi hakkında bir hikaye anlatılır. Diğer birçok ‘’Marranos’’ lar gibi zorla Hristiyanlığı seçmek zorunda kalan Yahudiler gibi gizli bir şekilde Yahudiliğini yaşamak zorunda kalmıştır. Ancak Yahudi mirası hakkında oldukça cahil kalmıştır. İsrail’e Safed şehrine yerleşmeyi uygun bulmuştur. Sebebi büyük rabi ve kabalist Arizal’in burada yaşıyor olmasıdır. Zamanla yaşadığı kutsallık bölgesi sayesinde Yahudi mirasını tekrar kazanmaya başlamıştır.

      

Bir gün şehrin rabisi sinagogta , Mİşkandan yani tapınaktan ve tapınak içinde bulunan objelerden bir de ‘’lehem apanim’’ den bahsetmiştir. Lehem apanim, bir hafta boyunca mişkandaki şulhanda duran ve tazeliğini ilk günkü gibi koruyan ekmeklerdir. Rabi, bu ekmeklerin her Cuma günü pişirilen 12 ekmekten oluştuğunu anlatır. Şabat günü bu ekmeklerin, tapınakta bulunan bir haftalık ekmeklerle yer değiştirdiğini de ekler. Eski ekmekler Koenlerce paylaşılır ve yenilirdi. Mucizevi bir şekilde ilk piştiği andaki tazeliklerini korurlardı. Rabi, Koenlerin bu ekmekleri yaparken 13 kez unu elekten geçirdiklerini de öğretmiştir. Bizim Yahudi, büyük dikkatle rabiyi dinlerken çok hislenir ama ‘’maalesef der rabi bugün Bet Amikdaş olmadığı için böyle bir uygulama yapamıyoruz.’’ Diyerek deraşasını bitirir. Bizim Yahudi şöyle düşünür Bet Amikdaş yoksa bugün Bet Midraş( tefila yapılan ve Tora öğrenilen mekan) var  aynısını burada yapabilirim der ve evine koşar. Karısına konuyu anlatır hemen un alır ve lehem apanim pişirmesini ister. Her Cuma bu ekmekleri alıp, Şabata girmeden sinagoga götürecek ve Aron Akodeşe (sefer toraların bulunduğu dolap) koyacaktır. Böylece bu uygulama Tanrı’yı Bet Amikdaş yeniden kurulana kadar mutlu edecektir. İlk Cuma günü düşüncesini uygular ekmekleri alır, Bet Midraş’a koşar,  Aron Akodeşi açar ve şöyle bir tefila yapar, ‘’Evrenin hakimi, tapınak varken her şabat sana 12 tane ekmek sunulurdu. Ben sana sadece iki ekmek getirdim bunu tapınak tekrar kurulana kadar lehem apanim gibi kabul et.’’  Sonra dolabı kapatıp, eve döner. Akşam tekrar Minha ve arvit duaları için geri döndüğünde Aron Akodeşi açar ve ekmeklerin olmadığını görünce “Tanrı sunumu kabul etti.” Diyerek müthiş duygulanır ve mutlu olur. Evine dönünce karısına olanları anlatır.” Tapınak zamanı ekmekler sadece şabat günü alınırdı ama bak Tanrı benim sunumu Cuma gününden kabul etti.’’ Bu uygulama aylarca devam etti ta ki bir Cuma günü ekmekleri Aron Akodeşe koyarken Rabi sinagoga erken gelmiş ve duruma müdahele ederek ‘’ne yapıyorsun sen?’’ diye sorarak onu engellemiştir.’’ Sen gerçekten Tanrı’nın bu ekmekleri yediğini mi sanıyorsun? Bizim Yahudi Rabiye ‘’ama Rabi, bugün tapınak olmadığı, korban sunamadığımız için Tanrının üzgün olduğunu bize öğrettin bende böyle onu mutlu etmek istedim ayrıca aylardır bunu yapıyorum Tanrı da bu ekmekleri kabul ediyor.’’ Rabi ekmeklere ne olduğunu anlamak için onunla biraz kalmasını ve gabayla bu konuyu konuşacağını söylemiştir. Sonunda, gabay her Cuma saat 14 ‘te haftanın peraşası için sefer torayı hazırlamaya geldiğini ve Ehali açtığını ve sepet içinde bu ekmekleri bulduğunu anlatır ve Tanrının ona bu ekmekleri yolladığını düşünerek her Cuma akşamı Şabat seudasında bunları afiyetle yediğini de ekler. Rabi bizim Yahudiye dönerek ‘’Gördün mü? Sen bunları Tanrıya getirdin gabay da bu ekmekleri Tanrıdan aldı. Yaptığın bu…’’ bizim Yahudi de ‘’ o zaman yanlış mı davrandım acaba?’’ diye sorar çekinerek... Rabi de’’ seni Tanrı affedecektir çünkü masum bir düşünceyle bunu yaptın.’’ Diyerek onu teselli eder. O öğleden sonra bizim Yahudi, karısına artık ekmek pişirmemesini söyler, ona olanları anlatır. “Gabayın karısı ona kendisi pişirebilir.” diyerek konuyu kapatır. Aynı gün Şabata girmeden Rabiye, Arizal den bir mesaj getirilir. Mesajı getiren kişi ‘’ Arizal beni size gönderdi ve vasiyetinizi bugün Şabat olmadan yazmanızı, yarın artık hayatta olmayacağınızı söylememi istedi.’’ Rabi dehşete kapılır, Arizal’e koşar ve günahının ne olduğunu sorar. Arizal ona anlatır, tapınak yıkıldığından beri Tanrı’yı, bu Yahudinin yaptığı eylem dışında hiçbir şey mutlu etmedi. Kimsenin tefilası bu kadar güçlü olamadı ama bu Yahudi yaptığı bu eylemle Tanrı’ya müthiş bir huzur verdi. Ama sen onu durdurdun artık ekmek getirmiyor bu hareket senin için kötü karar çıkmasına sebep oldu diyerek konuyu kapatır maalesef Rabi ertesi gün Şabat vefat eder.

Tanrı, korbanlardan değil onlarla birlikte sunulan temiz kalp, saf düşüncelerden ve ona güvendiğimizi göstermemizden zevk alır.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Şabat günü top oynamak mümkün müdür? 

Aşkenaz kardeşlerimize göre top bir yerden bir yere taşınmadığı veya “eruv” sayesinde taşınabilir olduğu yerlerde top oynamakta sakınca görülmez. Sefarad geleneğinin takip ettiği Rabi Yosef Karo’nun görüşüne göre ise yasaktır. Ancak Şabat’ı korumak konusunda ilk adımları atan ailelerin çocukları Şabat’ın korunması konusunda sıkıntı çekmesinler diye Sefarad geleneği de buna izin verir.

AKLIMIZDAN GEÇENLER
Rav İsak Alaluf

Ahit Sandığı'nın (Aron Aberit) bugün nerede olduğunu bilen var mı? Tapınak yıkıldığında Romalılar tarafından mı alındı?

Rabimiz soruyu yanıtlar:

İlginç konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederiz. Talmud Masehet Yoma, Sandığın oldukça erken bir tarihte, Birinci Tapınak döneminin sonunda Tapınaktan çıkarıldığını ve İkinci Tapınak'ta hiç böyle bir sandığın bulunmadığını açıklar.

Bir görüşe göre, Babil kralı Nabukadnetsar Yeruşalayim’i aldıktan sonra sandığı kral Yehıonya ve Bet Amikdaş’ın değerli eşyaları ile birlikte sürgüne gönderdiği sırada Babil'e götürür. Divre Ayamim’in görüşüne göre son on bir yılda Yeuda tahtına Tsidkiyau oturur. İkinci bir görüşe göre, dürüst Kral Yoşiyau, Tapınağın yakında yıkılacağını bildiğinden Sandığı saklar.

Talmud şu olayı kaydeder:

Bir zamanlar, ikinci tapınağın odun depolamak için ayrılmış yan odalarından birinde bir Koen açıkça kurcalanmış ve diğerleriyle aynı hizada olmayan) bir taş fark eder. Sandığın orada saklandığı şüphesiyle arkadaşına söylemek için koşar ancak bunu yapamadan hayatını kaybeder.

Talmud'daki bir başka görüş de Sandığın Kutsallar Kutsalı'ndaki yerine, altındaki toprağa gizlendiğini belirtir.

Yorumculardan bazılarına göre Kral Şelomo tapınağın eninde sonunda yıkılacağını bildiğinden Tapınağın yıkılması durumunda Ahit Sandığını gizlemek için Tapınak arazisinin altında karmaşık bir tünel düzenlemesi tasarladığı belirtilir. Kral Yoşiyau sandığı orada saklar. Talmud Sota tapınak dağının altındaki tünellerden söz eder. Bunu bulmak için yapılan kazı çalışmaları bazı politik çekişmelere neden olduğundan istenen başarıya ulaşmaz.

Üçüncü Tapınak yeniden inşa edildiğinde, Sandık ve antik çağlardan beri çalınan veya kaybolan tüm kutsal eşyalar bulunacak ve yerini alacaktır.

HAFTANIN SÖZÜ

Dünya teşuvanın günahkarlar için olduğunu düşünüyor. Ama aynı zamanda tamamen doğru olan kişi de teşuva yapmalı, yani ruhunun kök kaynağına dönmelidir. (Liadi'li Rabi Schneur Zalman)