Bu Hafta İçin Saatler

25 HEŞVAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5783

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:01

17:19

-----

Yeruşalayim

15:58

17:16

Tel Aviv

16:21

17:20

19 KASIM

Tel Aviv

16:18

17:18

İstanbul

17:28

18:38

2022

İstanbul

17:24

18:03

İzmir

17:35

18:25

İzmir

17:32

18:21

HAYE SARA-חיי שרה


24-25 KASIM 2022 ROŞ HODEŞ KİSLEV


Peraşa Özeti

[www.chabad.org]
(Bereşit 23:1-25:18)


Bene-Yisrael'in ilk annesi Sara, 127 yaşında vefat eder. Avraam, eşini metheden bir konuşma yaptıktan ve kaybının verdiği acıyla ağladıktan sonra, onu Mearat Amahpela'ya (Mahpela Mağarası) gömebilmenin yollarını aramaya başlar. Burası Adam ve Hava'nın da gömülü oldukları yer olduğu için, Avraam, söz konusu yerin sahibi Hiti milletinden Efron'a yüklü miktarda ücret ödemekten çekinmez. Avraam sadık hizmetkarı Eliezer'i, Yitshak'a uygun bir eş bulması için görevlendirir ve kendisine, bu kızı sadece Avraam'ın Aram Naarayim'de yaşayan ailesinden seçeceğine dair yemin ettirir. Eliezer Aram Naarayim'e doğru yola çıkar ve Tanrı'ya, belirli bir işaret vermesi için dua eder. Kuyu başına geldiğinde karşısına Rivka çıkar. Eliezer kendisinden su isteyince Rivka sadece ona su vermekle kalmaz, Eliezer'in on devesinden her biri için de kuyudan su çeker. Bu olağandışı nezaket, Rivka'yı Yitshak için en uygun eş ve dolayısıyla Bene-Yisrael için en uygun "ikinci anne" adayı olarak işaretler. Rivka'nın babası ve daha çok dayısı Lavan ile yapılan görüşmeler sonucunda Rivka Eliezer'le birlikte Kenaan'a doğru yola çıkar. Yitshak Rivka'yı, annesi Sara'nın çadırına getirir, onunla evlenir. Rivka'yı çok sever ve bu, annesini kaybetmesinin ardından kendisine bir teselli olur.

Avraam, Agar'la tekrar evlenir. Bu noktada Agar'ın ismi, davranışlarını düzeltmiş olması sebebiyle Ketura olarak değişmiştir. Avraam bu evlilikten doğan altı çocuğuna hediyeler vererek onları doğuya gönderir. 175 yaşında vefat eden Avraam, oğulları Yitshak ve Yişmael tarafından, Mearat Amahpela'da Sara'nın yanına gömülür.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

LAVAN

Rivka ve Lavan: Haye Sara peraşası Eliezer’in bilinen öyküsüne yer verir. Avraam yardımcısı Eliezer’i kendi doğum yeri olan Aram Naarayim’e Yitshak’a eş bulması için gönderir. Eliezer bu zor görevi başarmak için Tanrı’dan yardım ister. Gemara Eliezer’in istediği yardımın çok da mantıklı ve uygun olmadığını ifade eder. Eliezer su istediği kızdan “develere de içirelim” ifadesini beklemektedir. Ancak yine Gemara’nın öğretisine göre Tanrı karşısına uygun birini Rivka’yı çıkarır.

Eliezer’in Rivka’yı seçtiği aşikâr olduğundan ve elindeki mücevherleri gördükten sonra Lavan yani Rivka’nın ağabeyi Eliezer’in yanına koşar. Tora bu anlatıma yer verir ama neden Lavan’ın koştuğundan söz etmez. Bazı açıklamalara göre Lavan'ın maddiyata çok meyilli olduğundan Eliezer’e koşar. Çünkü onun Avraam’ın evinden zenginlik dolu hediyelerle geldiğini anlamıştır. Ancak “Or Ahayim” ismi ile bilinen Rabi Hayim ben Atar farklı bir görüşe yer verir. Tora Lavan’ın değerli mücevherleri gördüğünü bir sonraki pasukta ifade etmektedir. Lavan’ın Elizer’in yanına koşmasının daha farklı bir nedeni vardır.

İsim nasıl zikredilir? Or Ahayim anlamamızı güçleştiren bir konu daha getirir. Tora Rivka’nın ağabeyini ilk tanıtırken “uşmo Lavan – ismi Lavan’dır” ifadesine yer verir. Or Ahayim, Midraş'tan bir alıntıyla, kişinin adından önce gelen "Şem - isim" kelimesinin yalnızca doğru insanları tanıtmak için kullanıldığını öğrettiği şeklinde aktarır. Bir başka deyişle önce “isim” sözcüğü sadece dürüst insanları tanıtırken kullanılır. Buna örnek olarak Rut kitabında zamanın tsadik kişisi olan Boaz tanıtılırken “Uşmo Boaz” ifadesine yer verilir. Halbuki dürüst olmayan kişilerin tanıtımı söz konusu olduğunda TaNaH önce ismi sonra da “isim” ifadesine yer verir. Sözgelimi Şemuel ‘in ikinci kitabında oldukça günahkar bir insan olan Naval’dan söz ederken “ki Naval şemo – çünkü ismi Naval’dır” cümlesi tercih edilir. Lavan da çok masum bir kişi olmadığından burada Tora’nın geleneğe uygun olarak “Lavan şemo” demesi gerekirken “Uşmo Lavan” demesi Or Ahayim’in bir açıklama araması gereğini doğurmuştur.

Koruyucu Lavan ve ödül: Or Ahayim, Lavan'ın kuyuya koştuğunu çünkü bir yabancının kız kardeşine yaklaştığını ve onunla konuşmaya başladığını fark ettiğini açıklar. Bu doğal olarak Lavan'ın şüphesini uyandırmış ve her iyi kardeşin yapacağı gibi kız kardeşini korumak için koşmuştur. Lavan burada kız kardeşi için “erdemli” davranmıştır. Bu davranışım karşılığı olarak da Tora burada Lavan’dan “erdemli” biri gibi söz eder ve “uşmo Lavan” ifadesine yer verir. Ancak Lavan hemen kim olduğunu gösterir yozlaşmış ve açgözlü bir birey olarak kardeşinin elindeki mücevherlere göre davranmaya başlar.

Or Ahayim burada bizlere önemli bir ilkeyi hatırlatır. Rabilerimizin söylediği gibi “en Akadoş Baruh U mekapeah sehar kol birya – Tanrı hiçbir yaratılanı mükafatından mahrum bırakmaz.” Rabiler açıklamaya devam eder: “Tanrı uğruna her kim bir şey yapacak olursa yapılanın büyük veya küçük olduğuna bakılmaksızın gelecekte buna ilişkin bir kaybı olmayacaktır. Hatta bu kişi Tora’nın tamamını bir kaç kez ihlal etmiş olsa bile ödülünden mahrum kalmayacaktır.” Kişi zihninde güçlü olduğunda ve kutsallık yollarına yavaş yavaş kendini alıştırdığında, sonunda tam bir teşuva içinde Tanrı’ya dönebilecek ve kutsanabilecektir. Çünkü umutsuzluk ve ümidi kesmek toplumumuzun literatüründe yer almayan bir kavramdır.

Lavan gibi Bene Yisrael’i daha oluşmadan yok etmeye çalışan bir “raşa” bile bu olumlu ediminin karşılığını almıştır. Bu nedenle, kız kardeşini uygunsuz davranışta bulunduğundan şüphelendiği bir kişiden korumak için koştuğunda, Tora ondan dürüst bir adam olarak bahseder.

Or Ahayim tarafından açıklanan bu gerçek bizim için ilke niteliğinde bir önem arz etmektedir. Her yaptığımız iyi edim bir başka mitsvanın kapılarını açmak konusunda bizim için anahtar görevi görecektir. Bizlere düşen Mitsva yapmak konusundaki kararlılığımızı devam ettirmek ve mitsvalarla yolumuzu ışıklandırmaktır.

DİVRE TORA
Rav İzak Peres

SARA’NIN BÜYÜKLÜĞÜ

Tora, Sara’nın yaşını öldüğünde 100 yaşında, 20 yaşında ve 7 yaşında olarak ifade etmiştir. (Bereşit 23:1) Neden Tora, Sara’nın yaşını üç ayrı zaman dilimine bölme gereği hissetmiştir? Ravlarımıza göre Tora bize şunu göstermek istemektedir: Sara 100 yaşına geldiğinde 20 yaşındaki kadar günahsızdı. 20 yaşındayken de 7 yaşındaki kadar güzeldi O zaman akıllara hemen şu soru gelmektedir: Nasıl olur da 7 yaşındaki bir kız, 20 yaşındaki bir kız kadar güzel olur? Fakat Tora bize şunu söylemeye çalışmaktadır: Sara 7 yaşındayken güzelliğini hiçbir kötü amaç için kullanmamıştır. Aynı şekilde 20 yaşında, daha da olgunlaşan güzelliğini de hiçbir kötü amaç için kullanmamıştır. (Bereşit 23:1, Raşi) Ve Avraam ‘Lispod le Sara ve livkota’ Sara’yı övmeye ve onun için ağlamaya gelmiştir. (Bereşit 23:2) Tora’da Lispod le Sara ve livkoşa’ cümlesinin yazılımına dair çok ilginç bir şey bulunmuştur. ‘Kaf’ harfi, Tora’daki diğer tüm harflerden daha küçüktür. Peki bu farklılığın sebebi nedir?

Sara öldüğünde, Avraam aşırı derecede yas tutmamıştır. Sara’nın ölümü bir trajedi değildi çünkü kendisi hayatını dolu dolu ve güzelliklerle geçirmişti. Hayatı boyunca birçok şey başarmış ve sayısız güzel şey yapmıştı. Elinden geldiği kadar çok misafiri evinde ağırlayarak ve onların ihtiyaçlarını karşılayarak, Avraam’ın ‘HESED’ yapmasına destek olmuştu. İşte Sara’nın bu seçkin dürüstlük ve sadakatinden ötürü Tanrı ona birçok özel kişilik özelliği bağışlamıştır. Hatta Sara’nın peygamberlik seviyesinde Avraam’dan daha büyük olduğu söylenir.

‘Kaf’ harfinin küçük olmasının sebebi de budur. Avraam tabii ki Sara için ağlamış ve yas tutmuştur ancak abartılı bir şekilde değil. Avraam’ın kaybı çok büyüktü ancak Sara’nın hayatını dolu dolu yaşamış olması bu acıya katlanmayı kolaylaştıracak bir teselliydi.

Sara gibi, hayatını başkalarına yardım ederek geçiren insanlar hem bu dünyada hem de gelecek dünyada karşılığını alırlar. Hatırları, yapmış oldukları iyilikler ve elde etmiş oldukları başarılar sonsuza kadar anılır. Öte yandan, yaşamı boyunca olumsuz olarak etkilenmiş olan diğer insanlar ise daha sonraki nesiller tarafından kötülenmekle kalmayıp gelecek dünyada da acı çekerler.

Rav Hayim Elazar, Şemer isimli asimile olmuş bir Yahudi ile karşılaşır. Konuşmaları sırasında kendisinden ‘aydınlanmış’ olarak bahseden Şemer’in birçok kitap yazmış olduğunu öğrenir. ‘Hatta ‘Bir inat uğruna din değiştiren kişi’ adlı kitabımı yeni yayınladım. ’der Şemer. Bunu üzerine Rav Hayim ‘ Sana hiç imrenmiyorum. ’der. Adamın ona şaşkınlıkla baktığını gören Rav konuşmaya devam eder: ‘Yazarlar, yazmış oldukları kitaplar ile anılırlar. Mesela ben ‘Nefeş Haya’ olarak bilinirim çünkü yazmış olduğum kitabın adı bu. O yüzden muhtemelen benim mezar taşımda da bu yer alacaktır. Bir de senin mezar taşında ne yazılı olacağını düşün: Burada bir inat uğruna din değiştiren kişi yatmaktadır.’ Pek de etkileyici değil, değil mi? Fakat hayatta ne yaptıysak, sonsuza kadar onlarla anılacağımız doğrudur. ‘ der.

İşte tıpkı bu hikayede olduğu gibi, Sara da sonsuza kadar yaşamı boyunca yaptığı güzelliklerle anılacaktır.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Bir evlat ebediyete intikal eden anne ve babası için Tora dersi düzenleyecek olursa

Ebediyete intikal eden anne ve babanın ruhlarını tazizen bir Rabi eşliğinde ve toplu olarak Tora dersi düzenlenmesi ve bunun özellikle Şabat gününe denk gelmesi o kişilerin ruhlarını çok yukarılara taşır. Rabi Hayim Palaçi’nin görüşüne göre bu ders gerçekleştiğinde ebediyette olan anne ve baba çocuklarının uzun ve sağlıklı bir ömre sahip olması için dua eder. Bu nedenle özellikle anne ve baba için düzenlenen “meldado” (limud) ve derslerin koşullar elverdiğince yüz yüze olması esastır.    

AKLIMIZDAN GEÇENLER
Rav İsak Alaluf

Üç melek misafir kılığında Avraam’a geldiğinde, onların önünde eğilir. Aynı şeyi Hitilerden önce Sara için bir mezar yeri satın aldığında yapar. Eğilmek bir tür putperestlik değil midir?

Rabimiz bu soruya şöyle yanıt verir.

İlginç noktaya değindiğiniz için teşekkürler. Avraam’ın eğilmesi bir selamlama ya da nezaket biçimidir. Bu selamlama ibadet amacıyla yapılmamıştır. Buradaki yasak ibadet amaçlı olarak bir nesnenin veya kişinin önünde eğilmek demektir. Şulhan Aruh Yore Dea bölümü 150/2’de bu yasağın detaylarını açıklamaktadır. Buna göre önümüzde bir nesne varken eğilmek de eğilir gibi yapmak da yasaktır.

HAFTANIN SÖZÜ

Gurur yıkımdan önce, ruhun kibri düşüşten önce gelir. (Mişle 16/18)