Bu Hafta İçin Saatler

11 HEŞVAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5783

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:07

17:24

-----

Yeruşalayim

16:02

17:20

Tel Aviv

16:27

17:25

5 KASIM

Tel Aviv

16:21

17:21

İstanbul

17:41

18:21

2022

İstanbul

17:35

18:14

İzmir

17:47

18:36

İzmir

17:41

18:30

LEH LEHA-  לך לך

 

 

 

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit 12:1-17:27)

Noah'tan sonra on nesil daha geçmiştir. İnsanoğlu bir kez daha manevi düşüş içindedir. Yaratılış'ın 20. nesli olarak Avram doğar. Dünyayı gözlemleyerek, Avram Tanrı'nın Varlığı'na dair kaçınılmaz gerçeğe ulaşır ve sonunda Tanrı'nın kendisi ile iletişim kurmasına hak kazanır.
Tanrı Avram'a ülkesini, akrabalarını ve babasının ailesini terk ederek, kendisine göstereceği bilinmeyen bir ülkeye gitmesini söyler ve orada büyük bir millet haline geleceğini vaad eder. Avram söyleneni yapar, yanına eşi Saray'ı, yeğeni Lot'u, hizmetkarlarını ve Tanrı'ya yaklaştırmış olduğu diğer insanları alarak yola koyulur. Kenaan topraklarına geldikleri zaman, Tanrı Avram'a görünür ve buranın, Avraam'ın çocuklarına vereceği ülke olduğunu bildirir. 

Kenaan 'da kıtlık başlar ve Avram yiyecek sağlamak için Mısır'a göç etmek zorunda kalır. Avram Kenaan Bölgesine, Mısırlılar'ın kendisine verdiği büyük bir zenginlikle döner. Çobanları arasında çıkan "iyi otlak" kavgası sonucunda Avraam, yeğeni Lot ile yollarını ayırmaya karar verir. Lot, Yarden ovasındaki zengin, ancak sınır derecesinde yozlaşmış Sedom kentinde yaşamayı tercih eder.

Bölge krallıkları arasında patlak veren savaşta Sedom yenilgiye uğrar; Lot esir düşer. Avram, adamlarını toparlar ve kendisinden sayıca çok fazla olan karşı gücü yenilgiye uğratarak Lot'u kurtarır. Sedom kralının ganimetten pay teklifini ise reddeder.

Kehanetsel bir anlaşma ile Tanrı Avram'a, çocuklarının yabancı topraklarda 400 yıl boyunca sığıntı olacaklarını, ancak bunun sonunda, ebedi mirasları Kenaan'a, büyük bir zenginlikle döneceklerini bildirir.

Kısır olan Saray, Mısır'lı hizmetkarı Agar'ı, aileye bir çocuk kazandıracağı ümidiyle Avram'a ikinci eş olarak verir. Agar, hamile kalır ve Yişmael'i doğurur.

Tanrı Avram'a sünnet olmasını ve Kendisi ile yapmış olduğu antlaşmanın simgesi olarak tüm nesillerinin de sekiz günlükken sünnet (Berit-Mila) olmalarını emreder. Tanrı Avram'ın ismini Avraam, Saray'ınkini de Sara olarak değiştirir. Kendisinin 99, Sara'nın ise 89 yaşında olduğu bir zamanda, Tanrı'dan, Yitshak'ın doğacağına dair söz alan Avraam, daha önce hem kendisi sünnet olur, hem de Yişmael ve kendisine bağlı diğer tüm erkekleri sünnet eder.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

ZORLUKLAR VE MUCİZELER

Leh Leha peraşasının girişinde Tanrı’nın Avraam’a emri bilindiği gibi baba evini, toprağını ve doğduğu yeri terk etmesi yönündedir. Her ne kadar bu emir ile Tanrı bir istikamet göstermediyse de hedef Avraam’ın Erets Yisrael’e gelmesidir. Pirke Avot’ta yer alan Avraam’ın on tane sınavdan geçirildiği ifadesinde Tora’ya göre ilk testi bu emre itaatidir. Her ne kadar Midraşik kaynaklarda Nimrod tarafından ateşe atılması ilk sınav gibi verilse de Leh Leha birçok bilgenin ortak görüşüdür. Bilgeler Akedat Yitshak olarak bilinen Yitshak’ın kurban edilmesi olayını da onunda ve en zor testi olarak verirler. İşte bu iki emir arasında veriliş açısından önemli bir benzerlik göze çarpar. Tora Leh Leha emri için bu ifadeyi kullanırken Aedat Yitshak için de “Leh leha el erets Amoriya” ifadesine yer verir. Bu olayın vuku bulduğu yer olan Moria dağı gelecekti Bet Amikdaşlar’ın kurulacağı bölge olmuştur.

Bu kadar önemli iki emre ifade olarak konan “Leh Leha” ne anlama gelmektedir sorusu bilgeler tarafından “senin iyiliğin için git” şeklinde açıklanmaktadır. Ancak biraz daha derinlere indiğimizde bu ifade bizlere ne öğretmektedir:

Arizal adı ile bilinen Rabi Yitshak Luria, her insana benzersiz, ayırt edici bir ruh verildiğini öğretir. Öyle ki bu özellik sayesinde kişinin bu hayatta benzersiz ayırt edici ve ulaşması gereken bir amacı vardır. Hayattaki en önemli hedefimiz ruhumuzu mükemmelleştirmektir. Her ruh farklı olduğundan hepimizin yolu da buna paralel olarak farklıdır. Her birimiz, ulaşmamız gereken hedefe ulaşmak için, ruhumuzun özel ihtiyaçlarına göre yaşamlarımız boyunca benzersiz bir dizi zorluk, sınav ve mücadeleyle karşı karşıya kalırız. Rabi Eli Mansour söylediklerimizi kullandığımız gözlüklere benzetir. Her insanın gözlük ihtiyacı farklıdır ve kendine özgüdür. Gözlüklerimizi unuttuğumuzda başkalarından gözlük almak durumunda kalırız ve bu kendi gözlüğümüzle aynı etkiyi yaratmaz. Aynı şekilde, her insan kendi ruhundaki benzersiz eksikliklere karşılık gelen farklı bir dizi manevi zorluklarla karşı karşıya kalırız. Hepimiz farklı mücadelelerle karşı karşıyayız ve bu nedenle bir kişi için doğru olan, başka bir kişi için mutlaka uygun olmayabilir.

Arizal tarafından açıklanan “leh leha” ifadesini bir de bu yönden anlamaya çalışalım: Hayatta karşımıza bir zorluk veya bir sınav çıktığında bu dünyadaki görevimizi tamamlamak için bir fırsat demektir. Ne zaman bir zorlukla karşılaşsak, hedefimizi tutturmak, ruhumuzu mükemmelleştirme yolunda bir sonraki adımı atmak ve böylece yaratılma amacımıza ulaşmak için bir şans elde etmiş oluruz. Hayatımızdaki sınavların birçoğu “leh leha” anlamını taşır. Bu sınavları başarıyla geçmek kendi yararımıza gerçekleşecek bir adım demektir. Raşi bu sözcükleri açıklarken “kendi yararına” tanımlamasını kullanmaktadır.

İlginç bir şekilde İbranice’de “Nisayon” tecrübe veya sınav dediğimiz sözcük “Nes” sözcüğü ile ilintilidir. Bu sözcük mucize anlamına geldiği gibi Amida duasında söylediğimiz gibi “bayrak” anlamını da taşır. Amida “vesa nes lekabets galuyotenu – sürgünü sona erdirmek için bayrağı kaldır” ifadesine yer verir. İşte geçirdiğimiz her “nisayon” yani sınav, kazandığımız her tecrübe bizleri bir bayrak gibi daha yukarılara çekecektir. Zorluklardan yılmamak hatta onları kucaklamak gerekir. Karşılaştığımız ve başarıyla üstesinden geleceğimiz her zorluk bir büyüme atağı olarak karşımıza çıkar. Mancınıkla atılan gülleler gibi bu sınavlar bizleri daha yükseğe ve hedefin olduğu yere fırlatır. Hayatta yaşanan zorluk ve tecrübelerin amacı ruhani anlamda daha yukarılara ruhumuzu yükseltmektir.

Evet zorluklar olacaktır. Kiminden başarıyla kiminden ise yenilgiyle çıkmak hayatın bir gerçeğidir. Zorlukları nasıl karşıladığımız da çok önemlidir. Bu dünyaya gelişimizin amacı eğer kendimizi daha da geliştirmekse zorlukların bu konuda yardımcı olacağı açıktır. Hayatımızda yapabildiğimizin en iyisini yapmak ve bu dünyaya anlamlı bir eser bırakmak amacımız olmalıdır. On tane tecrübeyle sınanan ve hepsinden muzaffer çıkan Avraam Avinu hepimiz için örnek kişidir.

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

Bereşit Kitabında bizleri yönlendiren ve dualarımızda onların güzel davranışlarının nedeni ile Tanrı’nın bizleri korumasını dua ettiğimiz Avraam Yitshak ve Yaakov’un örnek yaşamlarını okumaktayız. Dünyanın yaradılışı ve ilk insanın yaşantısından sonra Noah’ın öz geçmişi ve karakterinin ilginç yönlerini görmekteyiz. Avraam döneminin bizlere aydınlık bir yol çizmesi, O’nun bir sıfat kazanmasına neden olur. Avraam’ın kazandığı sıfat “Avinu” babamız yani söz konusu Avraam olunca her zaman Avraam Avinu yani babamız Avraam olarak söz ederiz. Avraam Avinu zamanında yaşayan insanların, inançlarının çok menfi olduğunu görür. Güçlü insanları ve tabiat olaylarını ilah kabul edip onlara tapmaları ve beklentilerini buna benzer olaylara bağlamaları O’na ters görünür. Küçük yaşta bu güzel dünyanın ve insanların çok güçlü bir güç tarafından yaratıldığına kanaat getirip buna bütün kalbi ile inanır. İşte bu güç görünmeyen güçlü, tek olan benzeri bulunmayan Ulu Tanrı’dır. İşte Avraam Avinu’nun amacı; artık Ulu Tanrımızı insanların inancına kazandırmak olmuştur. Tanrı Avraam Avinu’yu on kez denemiştir. İlk denemesi konumuz olan Leh Leha peraşasının ana konusunu teşkil eder. Tanrı Avraam Avi u’ya şöyle seslenir: Ülkeni, akrabalarını, baba evini bırak. Sana göstereceğim ülkeye git. Seni büyük bir toplum haline dönüştüreceğim. Seni kutsayacağım. Sana ün kazandıracağım. Bereket kaynağı olacaksın. Avraam Avinu Tanrı’dan bu emri aldığında yetmiş beş yaşındaydı. Karısı Sara’yı yeğeni Lot’u kazandıkları malları alıp Kenan ülkesine doğru yola çıkar. Avraam Avinu yerleştiği Kenan topraklarında çok denecek zenginliği ve sürülere sahip olur. Aynı zamanda yeğeni Lot’ta aynı zenginliğe sahip olur. Yerleştikleri toprak yüzünden Lot’un çobanları Avraam’ın çobanları arasında tartışma çıktı. Avraam Lot’a; Biz akrabayız bu yüzden aramızda da çobanlarımız arasında da kavga çıkmasın. Bütün topraklar senin karşında. Biz ayrılalım. Sen sola gidersen ben sağa, sen sağa gidersen ben sola gideceğim. Bu şekilde Avraam’la Lot birbirlerinden ayrıldılar. Bu arada Lot’un yaşadığı bölgede savaş çıkar. Lot bu savaşta esir düşer. Avraam’a Lot’un esir düştüğü haberi gelince Avraam adamlarını alır ve Lot’u kurtarır. Bu olayda Avraam’ın ne kadar iyiliksever bir insan olduğunu görmekteyiz. Lot’un en güzel toprakları alıp Avraam’dan ayrılmasını nazar itibarı almayıp, onu esir olmaktan kurtarmak için gözünü kırpmamdı. Bu olayda da Avraam’ın örnek bir kişiliğe sahip olduğunu açıkça görmekteyiz. Navi Yeşaya bizlere güzel öğütler verirken Avraam Avinu ve eşi Sara’yı örnek olarak gösterir. Sözlerine şöyle başlar: Tanrı’ya yönelen sizler, beni dinleyin. “Yontulduğunuz kayaya, çıkarıldığınız taş ocağına bakın. Atanız Avraam’a ve sizi doğuran Sara’ya bakın. Çağırdığımda tek kişiydi Avraam ama ben onu kutsayıp çoğalttım. Yani onu her zaman örnek alın.

Peraşamızın akışında Avraam’ın 99 yaşındayken Tanrı ona görünür, onunla daimi bir antlaşma yaptığını, bunun nişanesi olarak önce Avram olan adının Avraam olacağını ve karısı Sara’nın Saray olan adının Sara olacağını bildirir. Bu bağlamda Avraam’a Berit Mila tavsiyesinde bulunur. Avraam Avinu 99 oğlu Yişamael 13 yaşında (sünnet) Berit mila oldular. Aynı gün Avraam Avinu’nun mahiyetinde yaşayan tüm erkekler Berit Mila (Sünnet) antlaşmasına giderler.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Her yıl “Meldado” yapmanın önemi nedir?

Büyük Kabalist Arizal’in görüşüne göre ebeveynlerin ebediyete intikalinden sonra çok uzun yıllar geçse dahi onlar için “Meldado” yapma gereği vardır. Çünkü Arizal’e göre her yıl ebeveynler çocukları üzerinden  tekrar tekrar yargılanır. Eğer yetiştirdikleri çocuklar Tanrı’nın yolundan gidiyorlarsa müteveffa çok daha yüksek derecelere ulaştırılır. Eğer bunun tam tersi söz konusu ise ebediyette de tam tersi gerçekleşir. Bu yüzden her sene onların ruhlarını taziz etmek için gerçekleştirilen “Limud” yani Meldado onların aziz ruhlarını daha da yukarılara taşıyacaktır.   Anne baba saygısı nedeni ile Meldado’nun sinagogta duaya iştirak ile gerçekleştirilmesi gereklidir.

AKLIMIZDAN GEÇENLER
Rav İsak Alaluf

Bu hafta güncel bir sorunun yanıtını bulmaya çalıştık. Önce sorumuzu görelim:

Doğa, yaşama ve hayvanlara saygı, sürdürülebilirlik vb. konulardan bahseden Tora kaynakları arıyorum. Yahudiler olarak doğaya ve bu gezegendeki diğer yaşam türlerini korumaya karşı bir sorumluluğumuz var mı? Özellikle ağaçlar ve ormansızlaşma ile ilgileniyorum. Eğer öyleyse, "Yeşil Yahudiliğe" en iyi şekilde ulaşabileceğimizi nasıl düşünüyorsunuz?

Yanıtını Rabi’miz örnekleyerek bir şekilde verir.

Bereşit’te (1:28), Tanrı insana "dünyayı doldurmasını ve onu idare etmesini" emreder. Tora, dünyayı uygun gördüğümüz şekilde kullanmamıza izin verir. Ancak birkaç pasuk sonra (Bereşit 2:15), Tora, Tanrı'nın insanları (tüm dünyanın simgesi gibi gördüğü Eden Bahçesine "onu işlemek ve onu korumak için" koyduğunu söylemiştir. Bir şeyi korumak onu sahiplenmek anlamına geldiğinden, Tanrı hem dünyayı kendi ihtiyaçlarımız için kullanmamızı hem de dünyayı korumaya ve yok etmemeye özen göstermemizi ister.

Bu hassas dengenin bir örneği Devarim kitabında görülür. Bir ordu bir şehri kuşattığında ve bir ağacı koçbaşı olarak kullanmaya hazırlandığında, Tora meyve veren bir ağacın bu amaçla kullanılamayacağını söyler. Meyve veren ağaç kullanılırsa, meyve gereksiz yere yok edilecektir, çünkü aynı amaç meyve vermeyen bir ağaçla da gerçekleştirilebilir. Gereksiz yıkım “Baal Taşhit” şeklinde yorumlanır.

Bobov'lu Rabi Bentsiyon, akademik sohbete derinden dalmış bir öğrenciyle dolaşmaktadır. Bir ağacın yanından geçerken, öğrenci akılsızca bir yaprak koparır ve bilinçsizce parçalara ayırır.

Rabi durur. Öğrenci şaşırarak neyin yanlış olduğunu sorduğunda Rabi ona cevaben, ağacın yaprağını neden kopardığını sorar. Şaşıran öğrenci, yanıt veremez.

Rabi, tüm doğanın - kuşların, ağaçların, hatta her bir çimen yaprağının - Tanrı'nın bu dünyada yarattığı her şeyin, Yaratıcısına kendi övgü biçimini söylediğini açıklar. Yiyecek ve rızık için ihtiyaç duyulursa, kullanılırlar ve daha yüksek türlerin şarkısının bir parçası olurlar. Ama bir ağaçtan hiçbir amaç için bir yaprak koparmak, onun şarkısını savurganca susturmak, sanki ona doğanın senfonisindeki başka herhangi bir enstrümana katılmak için hiçbir başvuruda bulunmamak demektir.

Şehir planlaması ve güzelleştirme ile ilgili olarak, sağlıklı bir ekolojik denge, şehir ve kırsal alanlar arasında mesafe bırakılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle Tora (Bamidbar 35:2), Levili şehirlerin herhangi birinin çevresinde 1000 arşınlık bir yarıçap içinde herhangi bir ağaç dikme veya inşa etmeye izin vermez.

HAFTANIN SÖZÜ

Işık için ezilmiş saf zeytinyağı, sonsuz bir alev yakmak içindir. (Bet Amikdaş’ta Menora’yı aydınlatmak için kullanılan yağın tanımı ile ilgili bir söz)