Bu Hafta İçin Saatler

4 HEŞVAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5783

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

17:13

      18:30

-----

Yeruşalayim

16:07

17:24

Tel Aviv

17:33

18:31

29 EKİM

Tel Aviv

16:27

17:25

İstanbul

17:51

18:30

2022

İstanbul

17:41

18:21

İzmir

17:55

18:44

İzmir

17:47

18:36

NOAH -   נח



Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit 6:9-11:32)

İlk insanın yaratılışından Noah’a kadar on nesil geçmiştir. İnsanlık, dünyayı ahlaksızlık, putperestlik ve hırsızlıkla son derece yozlaştırmıştır. 

Tanrı, beğenisini kazanan Noah ve ailesi ile dünyayı tekrar canlılarla doldurmaya yetecek kadar hayvan dışında, dünyanın tüm sakinlerini yok etme kararı alır. Noah'a, dünya üzerine getirmeyi planladığı tufandan kurtulmasını sağlayacak bir gemi inşa etmesini emreder. Gökten yağmurlar, yeryüzünden su kaynakları dünyayı kırk gün boyunca suya boğar ve en yüksek dağlar bile su altında kalırlar. 150 gün sonra sular çekilmeye başlar. Gemi Ararat dağında karaya oturur. Noah, suların yeteri kadar çekilip çekilmediğini anlamak için gönderdiği güvercin zeytin dalı ile geri döndüğünde karaya çıkabileceklerini anlar.

Tanrı Noah ve ailesine gemiyi terk etmelerini söyler. Noah gemide özellikle bu amaç için bulunan hayvanlardan Tanrı'ya korban sunar ve Tanrı tüm dünyayı yok edecek bir tufanı bir daha gerçekleştirmeyeceğine söz vererek bunun işareti olarak gökkuşağını belirler. Sadece bitki yiyen Adam’dan önceki on nesilden farklı olarak, Noah ve tüm insanlığa et yeme izni çıkar. Tanrı tüm insanlığı bağlayan yedi tane kural belirler: Buna göre, 1.Putperestlik, 2.Cinsel ahlaksızlık, 3.Hırsızlık, 4.Tanrı'ya lanet etme 5.Cinayet 6.Canlı bir hayvanın etinin yenmesi yasak olacak, ayrıca 7. İnsanların bir kanun sistemi geliştirmeleri gerekecektir.

Bunların ardından, dünyanın iklimi günümüzdeki halini alır. Noah bir bağ diker, ürününden yaptığı şarabı içerek sarhoş olur. Noah'ın oğullarından Ham, babasını sarhoş ve çıplak bir halde görmekten zevk alırken, kardeşleri Şem ve Yefet, geri geri yürüyerek babalarının çıplaklığını örterler. Bu olay sebebiyle Ham'ın oğlu Kenaan kölelikle lanetlenir.

Noah'ın soyu, on nesil sonra tek bir dili konuşan, ortak kültüre sahip tek bir halk haline gelir. Fakat o nesilde, kendi yenilmezliklerini simgeleme amacıyla yüksek bir kule (Babil kulesi ) inşa etmeye kalkışarak, Yaratıcılarına karşı gelirler. Tanrı onların dillerini bozar; öyle ki, artık biri, diğerinin söylediğini anlayamaz hale gelir. Sonunda proje iptal edilmek zorunda kalınır; insanlar, gruplar halinde yeryüzünün farklı kesimlerine dağılarak gelecekteki yetmiş ana ulusu oluştururlar. 

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

LÜTUF

Noah peraşasının hemen öncesinde dünyanın kötülükle dolduğu ve insan ömrünün yüz yirmi sene ile sınırlandırıldığını okuruz. Bunun dışında herkesin kendi yolunu bozması dünyayı bekleyen sonu devreye sokmuştur. Dünya tufanla yok edilecektir ama bir insan Noah ailesiyle birlikte kurtulmayı hak etmektedir. Bereşit peraşasının son cümlesi Noah’ın Tanrı’nın gözünde lütuf bulduğu ile ilgilidir. Açıklayıcılardan biri genel olarak bir toplum alyhine bir karar çıktığında içindeki dürüst azınlığın da bu karardan etkilendiğini yazar. Bir başka deyişle Tsadik olan Noah da tufanda yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Ancak pasuk bizlere Noah’ın Tanrı gözünde “hen” yani lütuf bulduğunu söylemekte peraşamızda da okuduğumuz gibi Noah ve ailesi tufandan etkilenmemektedir. Hepimiz kendilerinde bir şeyler, belli bir özellik, insanların beğenisini ve sevgisini çeken, sevgi ve dost canlısı insanları tanıyoruz. Görünüşe göre Noah, Tanrı gözünde bu niteliğe sahiptir. Ona Tanrı'nın lütfunu ve lütfunu kazandıran, tufandan kurtulmasını sağlayan belli bir özelliğinden söz etmek mümkündür ve bunun ne olduğunu Rabiler haklı olarak sormaktadırlar.

Soru en açık şekliyle şöyle sorulabilir: “Hen” dediğimiz Tanrı’nın gözünde lütuf bulmak nasıl elde edilir? Noah bunu nasıl elde etmiştir. Daha önceki yazılarımızda Tanrı’nın kimseye iltimas yapmadığını açıkça yazmıştık. Bizleri birçok keskin ve zor karardan koruyabilen bu özellik nasıl elde edilir?

Cevap ararken Mişle 3/34’de yazılı olan bir cümleye dikkat çekmeye çalışalım: “Laanavim yiten hen – O alçakgönüllü olanlara lütuf gösterir.” Kişi, gösteriş, övünme ve dikkatleri üzerine çekme yerine alçakgönüllü davranarak, tevazu yoluyla Tanrı’nın lütfunu kazanır. Çevremizdeki insanların lütfunu ve güvenini kazanmak söz konusu olduğunda yolun buradan geçtiği de açıktır. Mişle’deki pasuk bunun yolunu açıkça göstermektedir. Kibirden kendini öne çıkarmaktan uzak tevazu sahibi bir insan Tanrı’nın lütfunu kazanabilir.

“Hen” yani lütuf sahibi olmak için elimizde oldukça verimli ve önemli bir element daha vardır. Bu da Tora öğreniminin ta kendisidir. Gemara gece Tora öğrenen kişinin ertesi gün üzerinde son derece olumlu bir hava taşıdığıma işaret eder. Tora öğreniminin karakterimiz ve davranışlarımız üzerinde etkisi vardır ve üzerimizde olumlu bir hava oluşmasında yardımcı olur. Gemara’nın bir başka yerinde Rabi Zera’nın yetki belgesini aldığı günde meslektaşlarının kendisine şarkılar söyledikleri yazılıdır. Meslektaşları Rabi Zera’nın olumlu görünmek için başka hiç bir şeye ihtiyacı olmadığını eklerler. Raşi bu öğreti üzerinde yaptığı açıklamada Tora öğreniminin kişiyi güzelleştiren kozmetikler gibi davrandığını ekler. Tora öğrenimi de Tanrı’nın gözünde lütuf kazanmak için en sağlam yardımcılardan biridir.

Sözün özünde Tanrı’nın gözünde “hen” sahibi olabilmek için hem tevazuya hem de Tora öğrenimine ihtiyacımız vardır. Bu ikisinin bileşimi hepimizi olumsuz ve zor durumlardan koruyacaktır. Talmud tevazu ve Tora öğreniminin gerçekleştirdiği kombinasyonun olumsuz şartlar karşısında bir kalkan gibi davrandığını öğretir. Noah buna verilebilecek en iyi örneklerden biridir.

DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

GÜNAHIN ETKİLERİ 

"VATIŞAHET AARETS LIFNE AELOKİM VATİMALE AARETS HAMAS " 

" YERYÜZÜ TANRININ ÖNÜNDE GUNAHLA DOLDU VE TAMAMEN HIRSIZLIKLA YASANDI"

Bu haftanın peraşasında, tufan neslinin tamamen yolsuzluk ve hırsızlıkla dolu bir yaşam sürdürmüş olduklarından bahseder. Raşi'ye göre sadece insanlar değil hayvanlar bile türleri dışındakilerle ilişki yaşayacak kadar yozlaşmışlardır. 

İnsanların sapkın düşünceleri kısmen açıklanabilir ama hayvanlar nasıl olurda bozulabilir? Elbette insanların özgür seçimi vardır ve karşı cinsten bir kişiye ilgi duyar ve hoşlanabilir ama hayvanlar da türü dışında bir cinse ilgi duyması hayvani güdülerine rağmen normal değildir. O zaman bu Midraş nasıl açıklanabilir?

Rabbi Eliyau Lufian, insanın ahlaksız ve günah dolu davranışına sebep olan sebeplere dikkat çeker.  Bu davranışlar sadece bunu yapan için değil, tüm çevresini etkileyen manevi bir kirliliğe sebep olur. Öyle ki etrafındaki cansız nesneler bile bu kirlilikten etkilenir. 

İnsan yanlışları normalmiş gibi yapmaya devam edip, pratiğe dökerse ortamın havası bile ahlaksızlıkla kirlenir.  Sadece bakteriyel mikroorganizmalar değil, ruhsal güçlerden de hava etkilenir ve enfekte olur. Bu yüzden bütün yeryüzü günahla doldu ve hayvanların doğasıda etkilendi. 

Rabi Yosef ben Porat bir yazısında San Fancisco'da yaşayan ve nesli tehlikede olan bir kuş türünden bahseder. Araştırmalar, onun neslinin tükenme riski taşımasının sebebinin kaçak avlanma olduğunu düşündüler. Ve özel yasalarla bu türü koruma altına almak istediler. Bu yöntem işe yaramayınca derin bir araştırma yapılır. Sonuçlar çok şaşırtıcıydı. Kuşlar arasında eşcinsel yönelim fazlaydı bu yüzden karşı cinse olan ilgi azalmış ve nesil tükenme riski altına girmişti.  Aynı Noah'ın nesli gibi... San Francisco araştırmalara göre en fazla eşcinsel yönelimin olduğu şehir ve bu yönelim hayvanlarda da baş göstermiştir. İnsanlık sadece kendinden değil tüm çevresinden sorumludur ve bu sorumluluk ancak Tanrının bize gösterdiği rehberle yani Tora sayesinde uygulanabilir. 

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Yeni alınan bir mutfak eşyasının Kaşer mutfakta kullanım şartı nedir?

Bir mutfak eşyası kullanılmadan evvel “tevila” yapılmalıdır. Tevila eşyanın Mikve’ye daldırılması anlamına gelir. Bu şekilde üzerinde muhtemel mevcut olan safsızlık bertaraf edilir. Bunun berahası:

“Baruh Ata Ad… E.loenu meleh aolam aşer kideşanı bemitsvotav vetsivanu al tevilat kelim.” Eğer tek bir eşya Tevila yapılıyorsa “kelim” sözcüğü yerine “keli” sözcüğü kullanılır.

AKLIMIZDAN GEÇENLER
Rav İsak Alaluf

Bu haftaki sorumuz gökkuşağı ile ilgili. Önce soruyu paylaşalım:

Gökkuşağı görmek iyi midir yoksa kötü mü? Bir yandan, Tanrı'nın görkemli bir eserini ve güzel bir doğa olayı olduğunu biliyoruz. Öte yandan, bize bunun Tanrı'nın dünyayı yok etmek istediğinin bir işareti olduğu ve bunu yalnızca Noah'la olan antlaşması nedeniyle yapmadığı bize öğretilmiştir. Gökkuşağı gördüğümüzde nasıl hissetmek gerekir?

Rabiler bu soruyu şöyle yanıtlıyorlar:

Görkemli güzelliğine rağmen gökkuşağının aynı anda iki şeyi temsil ettiği konusunda haklısınız. Tora’da bize tanıtıldığı durum çok olumsuzdur. Tanrı, Noah'a, dünyayı yok edilmeye layık gördüğü zamanlarda gökkuşağının görüneceğini söyler. Bu, (deyim yerindeyse) Tanrı'ya, dünyayı bir daha asla sular altında bırakmayacağına ve yok etmeyeceğine dair vaadinin bir hatırlatıcısı olarak hizmet edecektir. Yine de görünüşü, Tanrı'nın başka türlü vaat etmemiş olsaydı, dünyanın o anda yok edilmesi gerektiğini gösterir. (Bereşit 9:8-17).

Aslında buna dayanarak Yahudi kanunu, bir kişinin bir gökkuşağı gördüğünde bunu kimseye söylememesi gerektiğini, çünkü bu bir tür kötü haberi paylaşmak olacağını belirtir (Mişna Berura 229:1).

Aynı şekilde bir Midraş da vardır ki, bazı çok erdemli nesiller boyunca(– örneğin adil Kral Hizkiyau veya büyük Kabalist Rabi Şimon bar Yohay’ın zamanları gibi) dünyanın açıkça yıkımı hak etmediği zamanlarda gökkuşağı asla ortaya çıkmamıştır (Midraş Bereşit Raba35: 2).

Ancak bu, bir gökkuşağı gördüğümüzde kişisel olarak mutsuz olmamız gerektiği anlamına gelmez. Dünyanın bugün çok da erdemli olmadığı doğru olabilir, ancak bu zaten bilmediğimiz bir şey değil. Her halükarda, dünyanın günahkarlığı için kişisel olarak kendimizi suçlamak zorunda değiliz. Her birimiz dünyayı daha iyi bir duruma haline getirmek için üzerine düşeni yapmaya çalışmalıyız. Gökkuşağı gördüğümüzde, bugün dünyanın üzücü durumunu hatırlatsa da, Tanrı'nın dünyayı koruma vaadini yerine getirdiğini ve bu nimeti aklından çıkarmadığını hala takdir edebiliriz.

HAFTANIN SÖZÜ

Hakarete uğramayan tsadik yoktur. (Midraş)