Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

 9 AV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5782

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:53

20:11

-----

Yeruşalayim

18:46

20:04

Tel Aviv

19:13

20:13

6 AĞUSTOS

Tel Aviv

19:06

20:06

İstanbul

20:02

20:42

2022

İstanbul

19:52

20:33

İzmir

19:56

20:45

İzmir

19:48

20:37

DEVARİM-דברים


7 AĞUSTOS 2022 PAZAR TİŞA BE AV
12 AĞUSTOS 2022 CUMA TU BE AV

 

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Devarim 1:1-3:22)

Bu peraşa, Tora'nın Beş kitabının sonuncusunun başlangıcıdır. Devarim kitabı aynı zamanda "Mişne Tora - Tora'nın Tekrarlanışı" olarak da bilinir. Bu kitap Moşe'nin, hayatının son beş haftasında, Yarden (Ürdün) Nehri'ni geçerek Erets-Yisrael'e girmeye hazırlanan Bene-Yisrael'e söylediklerini kaydeder.

Moşe mitsvaları tekrar gözden geçirerek, halkın yeni ülkelerine girince başlayacağı yeni yaşam tarzını vurgular: Moşe'nin rehberliğindeki doğaüstü çöl yaşantısından, Yeoşua'nın yönetiminde, Erets-Yisrael'de, bildiğimiz yerleşik normal yaşam düzenine geçeceklerdir.

Bu hafta, peraşanın merkezi teması, casusların (Meragelim) işledikleri günahtır. Peraşa, Moşe'nin, çölde ölen bir önceki neslin günahlarına gönderme yapmasıyla başlar. Moşe casusları Erets-Yisrael'e göndermemiş olsalar ne olacağını halka açıklar. Böyle olsaydı, Tanrı, tüm ülkeyi, Akdeniz'den Fırat Nehri'ne kadar, Amon, Moav ve Edom'un toprakları da dâhil olmak üzere, hem de hiçbir çarpışmaya gerek kalmadan Bene-Yisrael'e verecekti. Moşe daha sonra, casusların günahının dolaylı olarak sebep olduğu diğer günahları açıklar ve konuyu özetler: Tüm nesil çölde ölecek ve Moşe, Erets-Yisrael'e giremeyecektir.

Moşe daha sonra, halka, Tanrı'nın kararını duydukları andaki ilk tepkilerinin, günahı affettirme amacıyla "gidip savaşma isteği" şeklinde gerçekleştiğini hatırlatır. Moşe onlara, artık düşmanlarını mucizevi bir şekilde yenme haklarını kaybettikleri gerekçesiyle gitmemelerini öğütlemiş, ancak onu dinlemeyen topluluk, toplu bir katliama maruz kalmıştır.

Moşe devam eder: Bene-Yisrael'e, Esav (Edom), Moav ve Amon milletleriyle savaşmaması emredilmiştir - zira bu topraklar o dönem için Erets-Yisrael'in parçası olarak öngörülmemişti. Kenaan'ın fethi Sihon ve Og savaşlarıyla başladığında ise, savaş doğal yollarla gerçekleşecekti.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

FEDAKAR BİR ATA – YİTSHAK AVİNU

Kaos ve sonrası: Masehet Sota’da yer alan bir Mişna Maşiah’ın gelişinden önceki zamanda dünyada kargaşa ve kaosun hakim olacağını öğretir. Gençler yetişkinlere saygısızlık ederken çocuklar anne ve babalarına yüzsüzce karşı geleceklerdir. Böyle bir durumda ümitsizliğe düşen bizler için Mişna “kime güvenebiliriz” sorusunu da sormakta ve cevabını kendisi vermektedir: Göklerdeki babamıza.

Mişna’nın geleneksel yöntemle okunmasından çıkan sonuç kurtuluş zamanından önce dünyanın karmaşa içinde olması ve korkunç bir zamanın yaşanacağını söylemektedir. Güvenmemiz gerekene yani Tanrı’ya güven sağlandığında ise Maşiah’ın ve Geula’nın geleceği müjdelenmektedir.

Kurtuluşa layık olmak: Daha derine inebileceğimiz bir açıklamaya göre Tişa be Av’ın hemen öncesinde yıkımın yasını ve sürgünün sıkıntılarını daha fazla hissettiğimiz bu dönemde hepimizin kendi kendimize sormamız gereken sorunun ne olduğuna ve cevabının ne olması gerektiğine de Mişna bir anlamda değinmektedir. Soru aslında çok açıktır: “Bizler kurtuluşa nasıl layık olacağız?” Rabilerin öğrettiği gibi toplumun manevi seviyesinin giderek düştüğü ve “yeridat adorot” dediğimiz sürede bu soruyu neden kendimize sormamız gerektiği de sorgulanması gereken bir durumdur. Bunu anlayabilmek için Gemara Masehet Şabat 89/A’dan kaynaklanan bir başka bilgiye odaklanmaya çalışacağız. Bu şekilde gelecekte neler olacağına dair bir fikir edinmeye çalışacağız.

Gemara’ya göre Tanrı Avraam Avinu’ya yaklaşacak ve çocuklarının günaha batmış olduklarını şikayet edecektir. Avraam bu şikayete Tanrı’nın İsminin onuru için öldürülenlere dikkat çekecek ve bunu öne sürecektir. Tanrı bu kez de Yaakov’a yaklaşacak ve şikayetine yine aynı cevabı alacaktır. Tanrı bu kez diğer iki atadan daha farklı olan Yitshak’a yanaşıp aynı şikayette bulunduğu zaman farklı bir cevapla karşılaşacaktır. Bu cevaba göre Yahudi halkı sadece ataların çocukları değil aynı zamanda Tanrı’nın da çocuklarıdır. Bununla birlikte Yitshak Avinu günahların göründüğü kadar çok olmadığını da dile getirecektir. Atamız insanların yirmi yaşından itibaren günahlardan dolayı cezalandırıldıklarına dikkat çekecek uyudukları ve temel ihtiyaçlarını karşıladıkları sürece de günah işlemediklerini iddia edecektir. Atamız bu nedenle insan yaşamının sadece küçük bir bölümünün günah içerebileceğini söyleyip önemli bir atak da yapacaktır. Yitshak Avinu toplumun günahlarının sorumluluğunu üstlenmek için gönüllü olacaktır. Yitshak bunu başarabilecek bir konumdadır. Çünkü kendisi gönüllü olarak mizbeah’a bağlanıp Tanrı adına bir korban olmaya hazır olmuştur. “Kendimi Sen’in önünde korban olarak adadım” diyebilecek ve toplumun günahlarının ağırlığının sorumluluğunu yüklenebilecek tek kişidir.

Bunun anlamı nedir?

Kendini feda edebilen bir ata: Zamanın sonunda günahlarımız yüzünden kurtuluşu görmeyi hak etmesek bile Yitshak Avinu’nun mizbeah’a bağlanarak sergilediği “mesirut nefeş – kendini feda etme” aracılığıyla bağışlanmayı hak edebileceğiz. Yitshak Avinu’nun yaptığı gibi Tanrı adına yapılacak büyük adanmışlıklar ve fedakarlıklar bizim için kurtuluş gününde bağışlanmanın anahtarı olacak niteliktedir.

Tekrardan Mişna’ya bakarsak biraz daha derine inerek “göklerdeki babamız” ifadesini daha değişik anlama şansına sahip oluruz. Bu ifade belki de atalarımızdan biri olan ve “avinu – babamız” ifadesiyle andığımız Yitshak’a gönderme yapmış olabilir. Her ne kadar Yitshak korban edilmediyse bu işlemi gerçekleştirmek için mizbeah’a bağlanmıştır. Yitshak bunu Tanrı isteğini yerine getirmek için yapmıştır. Onun “ temsili küllerinin” Tanrı’nın onursal tahtına kadar yükseldiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Böylelikle Yitshak külleri Tanrı’nın yanına kadar yükselen “göklerdeki babamız” unvanını hak etmektedir.

Zamanın sonunda günahlarımızın içinde batık haldeyken hangi iyi edimlerimiz bizim için kurtuluş ışığı olacaktır sorusunu sorduğumuzda yanıtını Yitshak’ın temsili külleri olarak verebilmek mümkündür. Günahlarımıza rağmen final kurtuluş gününde bizim de kurtulanlar arasında olma şansımız vardır. Bunun için Yitshak Avinu gibi büyük fedakarlıklarla bulunmak, özverili bir şekilde Tanrı’ya olan bağlılığımızı göstermek ve O’nun yolunda ilerleyerek yapmamız gereken mitsvaları yerine getirmek doğru bir seçim olacaktır.

Fedakarlık: Günümüzde hiçbirimizden dinimiz uğruna hayatımızı feda etmemizi kimse istememektedir. Korkusuzca Tora’nın gereklerini yerine getirebileceğimiz ve bundan mutlu olacağımız bir dünyada yaşıyoruz. Ancak bu “mesirut nefeş” yani fedakarlık yapmayacağımız anlamına gelmemektedir. Bir mitsvayı yerine getirmek için yaptığımız herhangi bir fedakarlık bizleri kurtuluş gününde bunu hak edecek konuma biraz daha yaklaştırmaktadır. Tsedaka için kullanılacak bir maddiyatı vermek için atılacak bir adım, sabah “minyan” ile Tefila söylemek için uykumuzdan fedakarlık etmek, sıkıntılı ve zorlu bir günün ardından Tora derslerine iştirak etmek gibi fedakarlıklar hayatımızdan eksik olmamalıdır. Şabat gününü ibadete ve maneviyata ayırmak ve bu amaçla işe gitmemek, aile saflığına dikkat etmek, yiyeceklerimizin Kaşer kurallarına uygun olmasına özen göstermek de fedakarlıklar arasında sayılabilir.

Öğrenmeye çalıştığımız fedakarlık kavramı bizler için olan önemi bizleri mitsva yapmak ve Tora öğrenmek konusunda bir motivasyon kaynağı olmalıdır. İçinde bulunduğumuz zaman ve nesil bizden önceki nesillerden manevi anlamda çok daha aşağılarda olabilir. Fakat Tanrı’nın yolunu izlemek ve bu uğurda fedakarlık yapmak için onlardan daha fazla imkanlara ve kapasiyete sahip olduğumuzu da söylemek gerekir. Özellikle günümüzün zor şartlarında bu gereklilikleri yerine getirmek için bazen daha zor sınavlar ve sıkıntılar aşmamız gerekebilir ama günümüzün insanı olarak bunların üstesinden gelebilmemiz olanak dahilindedir. Bu fedakarlıklar bizleri istediğimiz ve beklediğimiz ebedi kurtuluşa yaklaştıracaktır

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

Devarim Kitabı Toramızın beşinci kitabını teşkil eder. Devarim Kitabında Moşe Rabenu Bene Yisrael’e Şemot, Vayikra, Bamidbar kitaplarında okuduğumuz birçok konuları anımsatır. Bu nedenle Devarim Kitabına MİŞNE TORA, Tora’nın tekrarı adı da verilir.

Devarim kitabının ilk peraşası Devarim peraşasıdır. Peraşamız, Moşe Rabenu Bene Yisrael’e Yarden yakasındaki çölde Suf Arava Paran Tofel Lavan Hatserot Dizaav bölgelerinde konuştu. Bütün bu isimler Bene Yisrael’in Sinay çölünde kaldıkları 40 yıl boyunca geçtikleri ve konakladıkları yerlerin isimleriydi. İşte bu geçtikleri ve konakladıkları yerlerde Bene Yisrael’i mahcup etmeden, rencide etmeden 40 yıl boyunca yaptıkları hataları onlara Moşe Rabenu anımsatmak ister. Fakat Bene Yisrael Moşe Rabenu’nun amacını anlar, zaten Bene Yisrael hata işledikleri zaman anında tövbe ederlerdi. Moşe Rabenu bu kez artık son günlerine gelmiş bir lider gibi açıkça onlara nasihat eder. Tek başına yükünüzü taşıyamadım, Tanrımız sizleri çoğalttı, gökteki yıldızlar gibi çoğaldınız. Tanrı’mız sizi bin kat daha çoğaltsın ve söz verdiği gibi kutsasın. Bütün bu sözler içinde Moşe Rabenu vaad edilmiş topraklara gönderdiği öncüleri hatırlatır. Hepiniz bana gelip gideceğimiz toprakları araştırmak için önümüzden adamlar gönderelim dediniz, oralara nasıl gideceğiz bilgi versinler. İstediğinizi yerine getirdim, fakat sonuç olarak menfi bilgiler getirdiniz. Bu nedenle 40 yıl çölde kalmanıza katlandınız. Sizin yüzünüzden Tanrı bana da öfkelenerek sende o ülkeye girmeyeceksin dedi. Yardımcın Yeşua bin Nun, yeni neslin, vaad edilmiş topraklara girmesini sağlayacak. Moşe Rabenu hiçbir zaman Bene Yisrael’i utandırmak istememiştir. Fakat Bene Yisrael Moşe Rabenu’nun demek istediklerini anlamışlardı. Bunun üzerine Moşe Rabenu açıkça hatalarını söyler. Toramızın bir kuralı Oheah Tohiah et amiteha. Arkadaşını ikaz edeceksin. Hatalı gördüğün kişiye ikaz edip doğru yola sapmasını sağlayacaksın. Bu nedenle Moşe Rabenu son günlerinde Bene Yisrael’in yaptıkları hataları dile getirir. Aynı şekilde Yaakov Avinu ömrünün sonuna geldiği günlerde 12 evladını karşısına alır ve onları ikaz eder, hayır dualarını yapar. Moşe Rabenu ve Yaakov Avinu dua ve ikazlarını neden son günlerine bırakmışlardır? Ölüme yakın yapılan ikazlar bir vasiyet kabul edilerek insanın kalbine yerleşir ve daha faydalı olur.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Şiva asar be Tamuz ile Tişa be Av arasında deniz veya havuza girmek mümkün müdür?

Ben Ametsarim olarak bilinen bu süre içinde geleneklerimiz denize veya havuza girmeye müsaade eder. Ancak Tişa be Av’ın düştüğü hafta deniz veya havuza girilmez, et yenmez ve şarap içilmez. Tişa be Av haftası o günün bulunduğu haftadan önceki Motsae Şabat’tan Tişa be Av ertesi günü öğleye kadardır. Örnek olarak Tişa be Av Perşembe günü ise bir önceki Şabat çıkışından itibaren Cuma öğlene kadar adı geçen şeyler yapılmamalıdır.  


LEHU NERANENA L’AD
Rav İsak Alaluf
Tişa be Av Arvit öncesinde okunan bir Piyut olarak gösterilse de günümüzde pek okunmayan bir parçadan söz edeceğiz. Gerek İzmir’de gerekse İstanbul’da daha erken zamanlarda okunan “Bore Ad Ana” adlı parça Yisrael toplumunu bir güvercine benzetir ve ne zaman huzur bulacağını sorgular. Yazar burada Tanrı’ya “avi – babam” diye yalvarmakta ve sıkıntılara çare olmasını dilemektedir. Yehoram Gaon tarafından yayınlanan “De Toledo a Yerushalayim” belgeselinde bu parça hem İbranice hem de Ladino dilinde paylaşılmıştır.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf
Baş Tefilin’i kuşanmak

“Veayu letotafot ben eneha” pasuğu gereği baş Tefilin’i kuşanmak gerekir. Bu mitsva da Tefilin içinde yer alan dört peraşanın kola olduğu gibi başa takılmasını da emreder. Bu dört peraşa baş Tefilin’inde koldan farklı olarak dört ayrı klaf parçasına yazılır. Kişilerin aklında farklı düşüncelerin olabileceğini temsil eder. Burada yazılı olan peraşalar Tanrı’nın krallığının boyunduruğunu, Tanrı sevgisini ve mitsvaları yerine getirmemiz gerektiğini kabul etmek anlamına gelir. Bu peraşalar aynı zamanda Tanrı’nın Tek’liğine de işaret eder.

HAFTANIN SÖZÜ

İyilik yapmayı öğrenin, adaleti tecelli ettirmek için davaları iyice araştırın haksızlığa uğrayanın davasını düze çıkarın yetimin davasını elinize alın dulun mücadelesini verin. (Yeşayau 1/17)