Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

3 TAMUZ

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5782

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:09

20:31

-----

Yeruşalayim

19:08

20:30

Tel Aviv

19:29

20:33

2 TEMMUZ

Tel Aviv

19:29

20:32

İstanbul

20:25

21:07

2022

İstanbul

20:23

21:04

İzmir

20:18

21:08

İzmir

20:17

21:06

KORAH- קרח



Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bamidbar 16:1-18:32)

Korah, Midraş'a göre Moşe'nin eskiden beri karşıtı olan Datan ile Aviram'la birlikte, Moşe'nin liderliğine ve Aaron'un Koenlik sıfatına meydan okuyan bir isyan başlatır. İsyancıların arasında, halkın ileri gelenlerinden, Koenlik müessesesine layık olduklarını ispatlamak için kutsal Ketoret (tütsü) sunmaya kalkan 250 kişi de vardır. Sonuçta toprak açılıp asileri yutar ve bir ateş ketoret sunumlarını yakıp tüketir.

Bunu takip eden salgın hastalık, Aaron'un Ketoret işlemini gerçekleştirmesiyle sona erer. Aaron'un asası, mucizevi şekilde tomurcuklanır ve Tanrı'nın onu Koen Gadol olarak atayışının bir kanıtı olarak badem üretir. Tanrı, Koenler'e, her tahıl ürününden, şaraptan ve yağdan "Teruma" adlı bir bölümün, davar ve sığırın ilk doğanlarının ve diğer bazı armağanların verilmesini emreder.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

TUZ

Korah peraşasında Tanrı Aaron ve oğulları başta olmak üzere Kohenler’e verilmesi gereken hediyeler ile ilgili emirleri de vermektedir. “Matanot Kehuna” olarak adlandırabileceğimiz bu hediyeler anlatılırken ilginç bir ifade dikkatimizi çeker. Tanrı antlaşmayı “berit melah olam – ebedi bir tuz antlaşması” olarak nitelendirmektedir. Divre Ayamim ikinci kitabında da söz edilen bu antlaşma bozulmazlık özelliği olan ve hatta bozulmaktan koruyan tuz ile özdeşleştirilmiş ve Raşi’nin görüşüne göre ebedi statüde bir antlaşma olarak kayda geçmiştir. Bir başka deyişle Raşi Tanrı’nın tuzu asla bozulmayacak bir şekilde yarattığı için Aaron’un Kohenlik statüsünün sonsuza kadar geçerli olduğunu paylaşmaktadır.

Farklı bir açıklama için Gemara Masehet Berahot 34/A’da yer alan öğretiye bakacağız. Gemara birinde Tefila’yı Hazan olarak yönetmesi istendiğinde o kişinin önce bu isteği reddetmesi gerektiğini söyler. Kendisine birkaç kez sorulduktan sonra ise daha fazla reddetmeden o görevi ifa etmesinin doğru olacağı kanısı vardır. Görevi hemen kabul etmesi durumunda Gemara olayı tuzsuz bir yemeğe, gereğinden fazla reddetmesi durumunda ise olayı tuzu fazla bir yemeğe benzetmektedir. Nasıl ki yemek tam olarak doğru miktarda baharat gerektiriyorsa, yeterince baharatsız ve tuzsuz yemek yumuşak, aşırı baharatlı yemek çok sertse, aynı şekilde dini yaşam da alçakgönüllülük konusunda mükemmel bir denge gerektirir. Kibirden ve aşırı tevazudan kaçınmak son derece önemlidir. Kamusal bir rol üstlenmeye davet edildiğimizde, aradaki hassas dengenin korunması gerekir.

Sefat Emet olarak bilinen Rabi Yehuda Arye Leib Alter bu açıklama ışığında Aaron’un Kehuna statüsünün ve tuz antlaşmasının açıklamasını yapar. Aaron gerçek bir dengeyi temsil etmektedir. Mişkan çadırında kendisine Kohen Gadol görevi verildiğinde önce kabul etmek istememiş, Moşe’nin kendisine “kerav el amizbeah vaase – mizbeah’a yaklaş ve yap” demesinden sonra görevini olması gerektiği şekilde ifa etmiştir. Aaron’un bu dengesi Moşe’den bile farklıdır. Moşe yanan çalıda Tanrı ile ilk karşılaşmasında kendisine verilen görevi defalarca geri çevirmiştir. Rabiler Moşe’nin aynı zamanda Kohen Gadol olması gerektiğini ancak kendisine verilen liderlik görevini defalarca reddettiği için bu görevin kendisinden alınarak Aaron’a verildiğini öğretirler.  

Burada elbette neden bir kişinin Hazan görevini önce reddedip sonra kabul etmesi gerektiğini bir soru olarak sorabiliriz. Eğer sonunda zaten bu görevi yerine getirecekse neden önce reddedip sonra kabul etme prosedürünü uygulaması gerekecektir?

Hazan rolü cemaate liderlik ettiğinden ve cemaatin Tefila konusunda “hovadan” çıkmasına yardımcı olacağından son derece önemli bir görevdir. Kişi önce tevazu gereği bu göreve layık olmadığı düşüncesiyle görevi geri çevirmelidir. Ancak daha sonra cemaatin bu rolü üstlenmesini istediğini ve buna ihtiyacı olduğunu görmeli ve güvenle bu görevi yerine getirmek için ilerlemelidir. Bu aynı zamanda yanında “tsibur” dediğimiz cemaatin erdemini de getirir. Burada önemli olan dengenin olması gerektiği şekilde sağlanmasıdır. Tevazu sahibi bir kişi olarak eksik taraflarımızın bilincinde olmalı ancak liyakatleriyle Tanrı'nın önünde dua edebileceğimize kesin olarak inanan Yahudi kardeşlerimize saygı göstermeli ve bize duyulan güveni hak edecek şekilde davranmalıyız. Aaron, geçmişleri ne olursa olsun tüm kardeşlerine karşı duyduğu derin sevgi ve saygıyla tanınır. Pirke Avot, Aaron'u "barışı seven, barışın peşinden koşan, insanları seven ve onları Tora’ya ve Tanrı hizmetine yakınlaştıran" olarak tanımlar.

Şulhan Aruh’a yazdığı açıklama ve yorumlarla tanınan Krakow’lu Rabi Moşe İserles ekmek için beraha okunduğunda sofrada tuz olması gerektiğini öğretir. Rama adı ile bilinen Rabi Bet Amikdaş’ta yapılan tüm korbanlara tuz eklenmesi gereğini hatırlatır ve Bet Amikdaş’taki mizbeah’a benzeyen soframızda da tuz bulunmasının gereğine işaret eder. Rama aynı zamanda sofraya tuz konmasının sofrada bulunanları olumsuz etkilerden de uzak tuttuğu görüşünü de ekler.

Gördüklerimizin ve okuduklarımızın ışığında bu geleneği de anlayabilmek mümkündür. Tuz, kardeşler arasında saygı ve sevgiyi temsil eder. Tuz dengesi aynı zamanda insanın ayarlaması gerektiği tevazu dengesini gösterir. İnsanlar masanın etrafında birbirlerini beklerken oturduklarında, birbirlerine karşı düşmanlık ve küskünlük düşünceleri beslemeleri muhtemeldir. Bu “Sameh Mem” dediğimiz yetser ara için bulunmaz bir fırsattır. Aaron AKohen’in bize ilham veren örneğini hatırlamak suretiyle kim olursa olsun bütün kardeşlerimizle sevgi ve saygı çerçevesinde bir arada olmamız gerektiğini tuz ile ilgili geleneği hatırlayarak yaşamımızın bir parçası haline getirebiliriz.

İnsanlar arasında kibir ve çatışmanın nelere meydan verebileceğini çok iyi anlatan ve bu konuda dersler veren Korah peraşasında bu anlamlı öğretinin de yer alması tesadüf değildir.



DİVRE TORA
Rav İzak Peres

Korah’ın Moşe ve Aaron’un liderliğine karşı olan isyanı Yahudi tarihinin trajik bir kısmını oluşturur. Buradaki en üzücü şey ise Korah’ın hatırı sayılır bir takipçisi olmasıydı.

Korah halkı nasıl etkiledi? Korah çok dikkat çekici bir argüman öne sürdü: Moşe ve Aaron ne hakla İsrael halkının tek liderleri olmuşlardı? Tüm İsrael halkı bir bütün olarak kutsal bir millet değil miydi? O zaman neden herkes halkı yönetmek için eşit haklara sahip değildi? Neden liderler demokratik bir şekilde seçilmiyordu?

Bu argüman çok dikkat çekici gözükse de aslında insanları yanlış yönlendirmektedir. Öncelikle Korah bu isyanın öncülüğünü yapmaktaydı. Fakat amacı Moşe ve Aaron’un liderliğini tartışarak Klal İsrael’i güçlendirmek değildi. Gerçekte, kendi pozisyonunun güçlendirmek istedi. Moşe ve Aaron’un kuzeni olarak ( babaları kardeşti) kendisine liderlik için eşit hakların verilmediğini düşünüyordu. İşte bu yüzden çok ikiyüzlü davranıyordu.

Sonuç olarak Korah’ın isyanı tamamen şahsi menfaatlere dayanıyordu, bu Klal İsrael milletinin bütünlüğüne mal olsa da… Korah’ın protestoları yapıcı olmaktan ziyade yıkıcıydı ve amaç Tanrı’nın emirlerini yerine getirmek değil tamamen kendi yararına sonuç elde etmekti. İşte bu yüzden Ravlarımız ‘ Hangi argüman Tanrı adına yapılmadı? Korah’ın yandaşlarınınki. ’demiştir. İlk cümle insan davranışlarının Tanrı’nın kanunları yönünde ilerlemesine yardımcı olmak içinken, ikincisi tamamen bir insanın egosunu ve kıskançlığını tatmin etmek için yer almıştır. O zamanlar İsrael Milletini daha çok öğrenmeye iten şey Bet Hilel ile Bet Şamay arasındaki yapıcı tartışmalarken, onların ölümüne Korah ve yandaşlarının yıkıcı protestoları sebep olmuştur.

Fakat İsrael’deki demokrası nasıldı? Korah bunun için savaşmakta haksız mıydı?

Demokrasi, milletlerin hükümetleri oluşturmaları için koydukları asil bir hedeftir. Fakat İsrael Oğullarının durumunda demokrasi Tanrı’nın istekleriydi çünkü halk, genelde liderler konusunda çok doğru seçimler yapsa da yanlış yaptıkları zamanlar da vardı. Bazen adayların çekici tekliflerine, görünüşlerine ya da vaatlerine kanabiliyorlardı. Bu onların harika liderler olacakları anlamına gelmiyordu tabii ki. Hatta halkı öfkelendirmemek adına onların hoşuna gitmeyecek kararalar almaktan kaçınıyor da olabilirlerdi. Oy kazanmak uğruna kendi prensiplerinden ödün veriyor olabilirlerdi. Bu prensipler, dini inanışa bağlı prensiplerse, bu durum bir felaket olurdu. Oy toplamak adına Tanrı’nın kanunlarından taviz veren bir lider aslında bu kanunları baltalıyor demekti.

Bu yüzden, Tora kanunlarının değişmeyeceğinden emin olmak adına Tanrı liderleri kendi seçmiştir. Bu liderler de Moşe ve Aaron’du. Ravlar’ın söylemine göre Moşe’nin konuşkan olmasından dolayı seçildiği düşünülmesin diye konuşma problemi vardı. Liderlikleri tamamen Tanrı tarafından belirlendiği için, Tanrı’ya sonsuz bağlılıkları vardı. Bu yüzden Tora liderliği politik yollardan belirlenmez.

İsrael’in yüce karar mekanizması Motze Gedole Atora üyeleri, bu sebeple, seçimle belirlenmez. Onun yerine, evrensel olarak tanınan Tora bilgilerine bağlı olarak seçilirler. Bu şekilde Tanrı’ya olan bağlılıkları şüphe götürmez.


GÜNLÜK YAŞAMDAN
Kaynak: www.hidabroot.org
Rav İzak Peres

Anne ve kız aynı anda Şabat mum yakma durumundaysa, nasıl bir yol takip etmeleri gerekir?

Sefarad geleneğinde  anne kızın evinde misafir olduğu zaman yemek yenilen yerde ikisi de mum yakarlar ancak bir kişi beraha söyler. Kızı annesini onurlandırmak amacıyla mum yakma işlemini annesinde yapmasını istemek zorunda değildir çünkü ev kızının evidir.  Anne  misafir konumundadır. Kızı isterse elbette annesinden bunu isteyebilir.  Anne berahayı kızından duyarak ve “amen “ diyerek mitsvayı gerçekleştirmiş sayılacaktır. Bu berahayla herkes kendi için mum yakacaktır. Eğer anne kendine verilen odada yakmak isterse orada da yakabilir. Alahaya göre iki kadın aynı odada aynı anda beraha söylemez.

Aşkenaz geleneğinde ise  herkes kendi adına beraha söyleyebilir.

YAHUDİ BESTEKARLAR

Kanuni David Behar

Kanuni David Behar 1918 Silivri doğumludur. Dini eğitim de alan Behar Maftirim’e duyduğu ilgi çerçevesinde Kemal Abenatar’dan ders almıştır. İstanbul Belediye Konservatuarında müzik eğitimi alan bestekâr birçok makamda Maftirim parçaları bestelemiştir. Onaltı makamda altmış üç Maftirim eserini notaya alarak Ribi İsak Maçoro ve Ribi David Sevi ile birlikte seslendirmiş ve toplumumuza kazandırmıştır. Bestelediği eserlerden biri olan Hüzzam makamındaki “Mi Yemalel” parçası en iyi bilinenlerden biridir.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf

Tanrı’nın Tek’liği

Şema duasının ilk cümlesinde yazan Tanrı’nın Tek olduğu mitsvası bu cümlenin verdiği en önemli mesajdır. Kişi “yap” şeklinde emredilen bu mitsvaya göre Tanrı’nın Tek olduğunu bilmeli ve buna inanmalıdır. Rabiler bu mitsvayı “yap” emri şeklinde değerlendirir. Çünkü bu mitsva Şema duasının birinci paragrafında belirtilen Tanrısal boyunduruğu kabul etmenin temeli olarak bilinir. Rabiler Şema duasının paragraflarını incelerken öncelikle Tanrısal boyunduruğu kabul etmenin gereğini öğretirler. Bu da Şema duasının ilk paragrafında yer alır. Mitsvaların boyunduruğunu kabul etmek ise ikinci paragrafın konusudur. Şema’nın üçüncü paragrafı Tora’da daha erken bir peraşada gelse bile Mişna Masehet Berahot ilk iki paragrafın gece ve gündüz geçerli olduğunu Tsitsit mitsvasının ise gündüze ait bir mitsva olduğunu söylerler.

HAFTANIN SÖZÜ

Alçakgönüllü olmanın saygıyı desteklediği Mişle’de belirtilir. Bu ifade kimi Midraş’a göre Moşe Rabenu’yu kimine göre Sinay dağını kimine göre de Moşe’nin Sözlü Tora’yı ilk devrettiği kişi olan Yeoşua’yı anlatır. Hangisi olursa olsun Tora öğrenmenin yolunun ne olduğunu bizlere öğretir. (Rabi Hayim Palaçi - Darhe Hayim kitabından)