Bu Hafta İçin Saatler

27 İYAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5782

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:57

20:19

-----

Yeruşalayim

19:01

20:23

Tel Aviv

19:17

20:21

28 MAYIS

Tel Aviv

19:21

20:26

İstanbul

20:11

20:52

2022

İstanbul

20:16

20:59

İzmir

20:05

20:56

İzmir

20:10

21:00

 BEHUKOTAY-בחקתי


29 MAYIS 2022 YOM YERUŞALAYİM
31 MAYIS 2022 ROŞ HODEŞ

 

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Vayikra 25:1-26:2)


Behukotay peraşasında ise Tanrı, Yisrael halkı emirlerine uyduğu takdirde, onların maddi refaha kavuşacaklarına ve anavatanlarında güvenli biçimde yaşayacaklarına söz verir. Kendisi ile anlaşmalarını terk etmeleri durumunda sürgün edilecekleri, zulme uğrayacakları ve başlarına başka kötülükler geleceği konusunda sert bir uyarıda bulunur. Ancak "düşmanlarının topraklarında bulundukları zaman bile onları terk etmeyeceğim; onları hiçbir zaman hor görmeyecek, yok etmeyecek ve onlara Anlaşmamı bozmayacağım çünkü Ben, onların Tanrısıyım" demekten de geri kalmaz. Peraşa, Tanrı'ya verilen çeşitli antların değerinin nasıl hesaplanacağı konusundaki kurallarla sona erer.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

BİRLİKTE ÖĞRENMEK

Matematiksel eşitsizlikler:  Behukotay peraşasının açılışında Tanrı’nın Bene Yisrael’e Tora’ya uymaları halinde vermeyi vaad ettiği büyük ödüller anlatılmaktadır. Bu ödüller alfabenin ilk harfi olan “alef” harfi ile başlar. Son harfi olan  “tav” harfi ile sona erer. Bunun anlamı bilgelerimize göre Tora’ya uymamız halinde bütün bereketler bizler için hazır edilmiş durumda olacaktır.  Bu ödüllerden bir tanesi askeri bir zaferden söz etmektedir. Pasuk şöyle demektedir: "Beş kişi yüz kişinin peşine düşecek,  yüz kişi de on bin kişinin peşine düşecektir." Raşi bu noktada pasukta yer alan matematiksel ilişkinin biraz garip seyrettiğini öğretir. Eğer beş kişi yüz kişiyi izleyebiliyorsa buradaki oran yirmide birdir. Buna göre yüz kişinin izleyeceği düşman kişi sayısının iki bin olması gerekirken verilen sayın on bin gibi abartılı bir değerdir. Çünkü buradaki oran yüzde bire kadar yükselmiştir.

Farklı bir açıklama: Pasuk her ne kadar askeri bir durumdan söz etse de Raşi durumun daha farklı açıklanması gerektiği sinyalini verir. Raşi’ye göre bir kişinin Tora’yı uygulaması ile birkaç kişinin Tora’yı uygulaması aynı etkiyi yaratmaz. Çok sayıda insan Tora uygulamak için bir araya geldiğinde potansiyelleri orantılı olarak değil katlanarak artacaktır. Sözgelimi bir arada Tora öğrenen on kişi tek başına öğrenenin on katını değil kat kat fazlasını başaracaktır.  

Tek başına mı birlikte mi: Hafetz Haim adı ile bilinen Rabi Yisrael Meir Kagan  Biur Alaha adlı çalışmasında bu kavramı Tora çalışmasıyla ilgili olarak detaylandırır. Şulhan Aruh  Orah Hayim bölümünde, kişinin Tora çalışması için zaman fikse etme zorunluluğu olduğunu yazar. Kişi tek başına zaman fikse ederek Tora öğrendiğinde bu mitsvayı yerine getirmiş olur. Ancak daha da güzel olan bir gurup içinde öğrenilerek kişinin kendisini mümkün olduğu kadar geliştirmesini temin etmektir.  Böylelikle bir arada olan birçok kişi Tora öğrenmek suretiyle Tanrı’yı onurlandırabilmektedir. Bilge kişinin Tora'yı bir grup içinde ve diğer insanlarla birlikte öğrenmenin, tek başına öğrenerek elde ettiğinden daha büyük bir ödül kazandığını öğreten açıklayıcılardan sayısız ifadeye atıfta bulunur. Bu öğretilerden birine göre bir kişi Tora'yı öğrendiğinde Şehina mevcut olmasına rağmen, bir grup öğrenmek için bir araya geldiğinde, Şehina onları selamlamak için önce gelir.

Rabiler burada Tora öğrenmenin çok önemli bir yolunu bizlerle paylaşırlar. Kişi eğer iyi bir Tora bilgisine sahip olmak istiyorsa bunu tek başına değil bir gurupla birlikte öğrenerek gerçekleştirebilir. Kişi tek başına öğrendiğinde konuyu paylaşacak, tartışacak kimse olmadığından yanlış öğrenme ihtimali de vardır. Guruplarda ise yanlış anlamalara meydan vermemek için konu tekrar tekrar öğrenilir ve tartışılır. Bu tartışmalar hem daha fazla bilginin açığa çıkmasına hem de yanlış anlama ihtimallerinin bertaraf edilmesine neden olur.  Bu yüzden yeşiva dediğimiz Tora öğrenilen yerlerde “hevruta” dediğimiz bir sistem yaygındır. Bu sisteme göre Tora iki kişinin birlikteliği ile öğrenilir. Derslere katılım sağlandıktan sonra dersin tekrarı ve içselleştirilmesi yine “hevruta” şeklinde birlikte yapılır.

Günümüzde teknolojinin nimetleri, her insanın nerede olursa olsun her zaman öğrenmesini mümkün kılmıştır. Bu gerçekten değerli bir kaynaktır. Herkes seyahat ederken, işte mola verirken veya evde vakit varken Tora derslerini dinleme fırsatından tam olarak yararlanabilir hatta yararlanmalıdır.  Bununla birlikte, bu öğrenme ne kadar değerli olsa da, Tora'yı birlikte öğrenmek için bir araya gelen bir grubun gücüyle hiçbir şey kıyaslanamaz. Sözgelimi 50 kişinin birlikte öğrenmesinin etkisi, tek başına öğrenen bir kişinin 50 katından çok daha fazladır; katlanarak daha güçlüdür. Sadece teknolojinin bireysel çalışma için sunduğu sayısız fırsatlardan değil, aynı zamanda Tora'yı öğrenmek ve Tanrı’yı yüceltmek için başkalarıyla bir araya gelmek için topluluğumuzda sahip olduğumuz sayısız fırsatlardan da yararlanalım.

Askeri zaferin arka planı: Oldukça ilginçtir. Peraşa bir askeri zaferden söz ederken bizler durumu daha farklı şekillerde irdelemekteyiz. Tarih boyunca kazanılan askeri zaferler asıl amaç ile birleştirilmedikçe anlamsız olmaktadırlar. Hepimizin bildiği Hanuka bayramından söz edelim. Hanuka bayramının gerçekleşmesinde Makabiler’in kazandığı inanılmaz büyük bir zafer vardır. Ancak nedense kutlanan bir güne yetecek kadar yağın sekiz gün yetmesi ile gerçekleşen mucizedir. Hanuka mucizesi aslında kültürel asimilasyon çabalarına karşı kazanılan inanılmaz bir yengidir. Bu yengide her fırsatta bir araya gelerek hayatlarını tehlikeye atma pahasına oyun içinde Tora öğrenen çocuklardan, Bet Amikdaş’taki kutsal değerlerin yerine gelmesi için çaba gösteren bilgelere kadar herkesin bir payı vardır. Bundan çıkacak sonuç bellidir. Tora öğrenerek, Tora’ya bağlı kalarak ve bunu bir yaşam biçimi şekli olarak benimseyerek kat be kat büyük kültürel zaferlerin kazanılması işten bile değildir.

DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

Mitsvaların Ödülü

"İM BEHUKOTAY TELEHU VEET MİTSVOTAY TİŞMERU VAASİTEM OTAM"

"EĞER KANUNLARIMIN IZINDEN GİDER, EMİRLERİMİ ONLARI YERİNE GETİRMEK ÜZERE KORURSANIZ..."

BEHUKOTAY peraşasında, Toramız, mitsvaları koruyan ve kanunları gözetenleri bekleyen berahaları açıklayarak bu hafta anlatıma başlıyor. Sonra maalesef uzun ve oldukça ağır ikazlarla,  Toramızı ve mitsvaları ihlal edenleri bekleyen sıkıntılarla devam ediyor. 

Toramızın,  bu bölümüne göre mitsvalara yaklaşıma göre ödül ve ceza sistemi olduğu açıkça vurgulanıyor.  Bu ifadeler,  Rabilerimizin bize öğrettikleri bir prensiple çelişiyor Toramızda kastedilen ödüllerin veya cezaların hiçbiri bu dünya için değildir. Çünkü mitsvaların ödülü o kadar manevi bir hazdır ki fiziksel dünyada bunun tadını almamız mümkün değildir. 

Bu çelişki, Rambam tarafından açıklanmaktadır. One göre Toradaki berahalar ve ikazlar, ödül ya da ceza olarak anlaşılmamalıdır. Tora sadece mitsvaları koruyan ve Tora kanunlarını gözetenlerin yaratılış amaçlarını keşfedip, ruhsal zenginliğe ulaşacakları sözünü vermektedir. Onlar doğal sıkıntılardan, hayat koşuşturmasından muaf olacaklardır.  Ruhsal gelişime engel olan bir şey kalmayacaktır.  

Mişna Avot perek:3 mişna 5'te yazdığı gibi; Rabi Nehunya ben Akana şöyle söyler "Her kim ki Tora yükünü üzerine alırsa,  ondan devletin,  hayatın ve başkalarının yüklediği yükler alınır ancak Tora’yı ağır bir yük görüp, onu taşımayanlar bu ağır yükleri sürekli taşıyacaklardır."  

Teruma peraşasında, bu söylemin gerçek olduğunu okuduk.  Bene Yisrael Israel topraklarına geldiklerinde Tanrı'nın onlara vaad ettiği berahalar aynı Adam Arişonun Gan Eden' de sahip olduğu berahalar gibiydi. Ancak Adam, bunu yaptığı hatayla,  yani ben bu yükü istemiyorum diyerek kaybetti. Başka ağır yükleri üstlendi. Adam Arişonun bu ruhsal düşüşü, bütün enerjisini,  fiziksel hayattaki sorunlara harcamasına sebep oldu.  Adam gibi Bene Yisrael'ede söz verildi  Tanrı ' nın antlaşmasına uyarsak hayatımız Tanrı tarafından kontrol altında ve sürekli berahalarla dolu olacak. Enerjimizi hayatımızı kazanmak kadar ruhsal gelişimimize de harcamamız gerekir o zaman sorun sandığımız her şey biranda çözüme kavuşacaktır. İkazlar sadece ruhsal gelişimimize destek olmak için asla bizi yok etmek için değildir Tanrı hazinesinin en değerli parçasını yine en değerli çocuklarına verdi yani Torayı bize verdi sadece bizi çok sevdiği için Tora ve mitsvaları takip edelim ve hep birlikte Tanrı'nın şehinasına ve Maşiahın gelişine nail olalım. Amen

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Birçok tuvalette bulunan hava üfleyen makineyi kullanarak netila sonrası  elleri kurutmak alahaya uygun mudur?

Gemara Masehet Berahot’ta şöyle bir öğreti vardır: “Ellerini kurutmadan ekmek  yiyenler saf olmayan bir ekmekten yiyor gibidir.” Bu yüzden “netila” işlemi yapıldıktan sonra ellerin mutlaka kurutulması gerekir. Günümüzde birçok tuvalette kağıt havlu yerine hava üfleyerek elleri kurutan makineler vardır. Eğer kişi ellerine yeterli miktarda (86 ml ve üstü) su döktüyse artık elinde “tuma” dediğimiz saf olmayan durum yoktur. Bu nedenle bilgelerin öğretisine göre ellerin güneş veya hava üfleyen makinelerde kurutulmasında sakınca yoktur. Doğal olarak bu makinelerin Şabat ve bayram günlerinde kullanımı mümkün değildir.

LEHU NERANENA L’AD
Rav İsak Alaluf

Rabi Moşe Ibn Ezra tarafından yazılan bir başka “piyut” çoğumuzun yakından bildiği “Anna keav zedoni” olarak bilinir. Selihot dediğimiz Elul ayının başından Kipur öncesine kadar sabaha karşı düzenlediğimiz af dileme ritüelinde en temel parçalardan biri olarak karşımıza çıkar. Gerek İstanbul gerekse İzmir geleneklerinde Sazkar makamında okunan bu piyut hatalarımızın çok olduğunu ve bunların affı için yakarışlarımızı ihtiva etmektedir. 

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf
Şabat Musaf Korbanı

Şabat, Roş Hodeş ve bayram günlerinde yapılan ek korban Musaf olarak bilinir. Musaf sözcüğü “ek” anlamındadır. Bet Amikdaş döneminde getirilen bu korban diğer korbanlarda olduğu gibi günümüzde yapılmamaktadır. Ancak bunun yerine Oşea peygamberin “unşalma parim sefatenu” cümlesi gereğince Tefilalar’da Musaf duası getirilmiştir. 

HAFTANIN SÖZÜ

Bir spor taraftarı ile takımdaki bir oyuncu arasındaki fark, taraftarın oyuna olan ilgisini kaybetmesi, ortada bırakabilmesidir. Kendimizi ya Tanrı’nın takımındaki oyuncular olarak ya da tribünlerdeki taraftarlar olarak görebiliriz. (Lubavitcher Rebbe)