aile perasasiHepimizin elinde çok güçlü ama gizli bir silah vardır: Konuşma kabiliyetimiz.

Hatta eski Yahudi kaynakları, uygun konuşmanın ( yani dedikodu, iftira ya da başkaları hakkında kötü konuşmaktan kaçınan konuşmanın) hem yapılması gereken doğru hareket olduğunu, hem de kendimizi ve başkalarını her türlü problem ve tehlikeden manevi olarak korumanın en etkili yolu olduğunu açıklar.

Bu haftanın Peraşası'nda, Tanrı, insanların uygun konuşmadığını görünce onları özel bir yolla uyarır ve kendilerini düzeltmesini ister. Bugün, söylediklerimize çok dikkat etmeliyiz ve dilimizin "gizli silahını" iyi bir şekilde kullanmaya, sadece güzellikler hakkında konuşup etrafımıza iyilik getirmeye özen göstermeliyiz.

HİKAYE

Hikayemizde, bir kız, konuşmanın gücü hakkında bir sır keşfeder.

DİLİNİ TUTMAK

Bazen insanlarla çok garip yerlerde karşılaşırsınız. Örneğin, bir dişçi muayenehanesinin küçük bir toplantı salonuna dönüşebileceğini kim düşünebilirdi ki? Geçen hafta Çarşamba günü doktor beyin bekleme odasında otururken böyle bir durumla karşılaştım.

Diş ağrıma rağmen, arka planda çalan hafif müzikle rahatlıyor, sıramın gelmesini beklerken en sevdiğim dergilerin birini okumaya hazırlanıyordum. Birdenbire, tanıdık bir sesin sekreterle konuştuğunu duydum. O tarafa baktım ve inanılmaz şaşırdım.

"Şirli, bu gerçekten sen misin? " diye bağırdım. Eski okul arkadaşım bir kaç saniye bakıp beni tanımaya çalıştı ve ardından kocaman bir gülümsemeyle bana karşılık verdi.

"Merhaba Eran" dedi " Buna inanamıyorum. Buraya geri mi döndün artık?"

Güldüm. "Malesef hayır. Sadece dişçi için geldim. Annem, her zaman, iyi bir dişçi bulduğumda, dünyanın yarısını dolaşmama gerek kalsa bile bırakmamam gerektiğini öğütlerdi."

Yıllardan beri görmediğim arkadaşımla sohbet etmek için yanına oturdum ve okuduğum dergiyi bir kenara bıraktım. Eminim, son zamanlardaki dedikodular, dergideki haberlerden çok daha ilginç olacaktı.

Şirli, sadece genel bir kontrol için gelmişti ve beni gördüğüne çok memnun olmuştu. Hevesle, okulda yaptıklarından, okuduğu kitaplardan bahsetti. Ancak ne zaman eski arkadaşların birinden ve son zamanlardaki haberlerinden söz etsem, rahatsız oluyor ve hemen lafı değiştirmeye çalışıyordu. Sorun neydi?

En sonunda daha fazla dayanamadım. "Şirli, sen benden bir şeyler mi saklıyorsun?" diye patladım. "Güzel bir kaç dedikodu duymak için bunca zamandır bekliyorum. Sen de gelmiş herkesin iyi olduğunu anlatıyorsun".

Arkadaşım bana bir an sessizce baktıktan sonra, bir daha asla unutamadığım bir şey söyledi. "Görüyorsun Eran, artık başkaları hakkında çok fazla konuşmamaya karar verdim. Sanki her zaman, er ya da geç, bir şekilde, utandırıcı ya da kırıcı bir şeylere geliyor laf. Bu nedenle konuşmak için daha az tehlikeli konular seçiyorum"

O anda ağzım hayretten o kadar açılmıştı ki, diş ağrımı bile unutmuştum. Herhangi bir dedikodu öğrenemeyeceğim için biraz hayal kırıklığına uğramıştım ama sanırım ne demek istediğini anlamıştım. Dinlemeye değer her dedikodunun içinde biraz kötü yan da mutlaka bulunurdu.

Ama anlayamadığım bir şey vardı: "Şirli, "tehlikeli konular" demekle neyi kastetmek istedin?" diye sordum.

"Söylemek istediğim şu: Başkaları hakkında kötü şeyler söylemekten kaçınırsak, Tanrı, hem bizim hayatımıza hem de dedikodusunu yapmadığımız kişinin hayatına iyilik getirir. Bunlar, bizim kaybetmek istemediğimiz iyiliklerdir. Bence bu, dedikodudan uzak kalmaya değer öyle değil mi?"

Onunla bu konuda tabii ki tartışamazdım." Hiç işe yaradığını gördün mü?" diye sordum.

Şirli gülümsedi. "Buna kesin bir cevap veremem, ama sana, dedikodu yapmaktan ve başkaları hakkında kötü konuşmaktan vazgeçtiğim zaman hayatıma bir çok iyi şeyin girdiğini söyleyebilirim. Ama bundan da ötesi, daha iyi bir insan haline geldim."

Belki sözlerinden, belki de kendine güvenen gülümseyişinden etkilenmiştim bilmiyorum ama, onun haklı olduğunu bir şekilde fark ettim. Elimi, ağrıyan dişime koyarken, o anda, ağzıma girenlere dikkat etmenin yanında, ağzımdan çıkanlara da çok dikkat etmem gerektiğine karar verdim.

TARTIŞMA SORULARI

3-5 yaş

Soru: Eran, eski arkadaşıyla beraber oturduğu ilk anda neler hissetti?

Cevap: Eski arkadaşlar hakkında bir kaç dedikodu duyabileceği için heyecanlıydı.

Soru: En sonunda neler hissetti?

Cevap: Başkaları hakkında kötü sözler söylemenin ve dedikodu yapmamanın çok daha iyi olduğunu anladı.

6-8 YAŞ

Soru: Kısa bir dedikodu yapmanın nesi kötüdür?

Cevap: İlk başta bu oldukça zararsız görünebilir, ne de olsa sadece sözlerle yapılan bir şeydir. Ama sözlerimiz, fark ettiğimizden çok daha güçlüdür. Doğru bir sözcük, bir insanın hayatını kurtarabilirken, yanlış olanı hayatı mahvedebilir. Sözcükler, başkaları hakkındaki duygularımızı etkileyebilir, hatta sonsuza kadar sürebilen izlenimlere kapılmamıza neden olabilirler. Bir insanın konuşma şekli,
nasıl bir insan olduğunu ortaya koyar. Konuşma şeklinin, hem insanın kendisine hem de etrafındakiler üstünde büyük etkisi vardır.

Soru: Başkaları hakkındaki olumsuz yorumları ve dedikoduyu önlemek için neler yapabiliriz?

Cevap: Söylediklerimiz doğru olsa da, herkes bunu önceden bilse de, insanlar bizi konuşmaya zorlasa da, hakkında konuştuğumuz kişi önümüzde olsa da, sadece şaka amaçlı konuşsak da, sadece belli bir grup hakkında genel konuşsak da, hatta ilk başta öteki kişi bizim hakkımızda kötü konuşmuş olsa da, yapılması gereken doğru şey, bu tip konuşmalardan kaçınmaktır.

10 YAŞ VE ÜSTÜ

Soru: Dilimizi tutmak, bizi zorluklardan veya tehlikelerden nasıl korur?

Cevap: Nasıl konuştuğumuza dikkat etmek, başkalarıyla daha iyi geçinmemizi sağlamanın dışında, çok güçlü manevi bir zırh yaratmamızı da sağlar. Tanrı bizi, kısasa kısas değerlendirir, yani burada nasıl davranırsak, yukarıda da bize öle davranılır. Bu da, başkaları hakkında kötü konuşmadığımız takdirde, bu zarar verici dedikodunun da yukarıda gerçekleşmeyeceği anlamına gelir. Bu çok derin bir kavramdır, ancak bilinmesi gereken esas konu, kendimiz ve başkaları için yapabileceğimiz en iyi
ve en pratik işin dedikodudan ve kötü konuşmalardan uzak kalmak olduğudur.

Soru: Başkaları hakkında kötü konuşmak güzel değildir. Pekiyi, bu tip konuşmaları sadece dinlemekte bir zarar var mıdır?

Cevap: Aslında, dedikoduyu ve kötü konuşmalara seyirci kalmak da, bunları yapmak kadar kötüdür. Bu, dedikodu yapan kişinin etrafına zarar vermesine neden olur. Zaten, kimse, etrafında dinleyicileri yoksa konuşmaz. İnsanların itibarını zedeleyen ve zarar görmelerine neden olan, bizim dinlememiz, ve özellikle de duyduklarımıza inanmamızdır. Ayrıca, bu tip şeyleri duymak, aklımızı zehirler ve elecekte aynı biçimde konuşmaya yatkın olmamıza neden olur. Yapılması gereken doğru ve ahlaklı davranış, dedikoduyu ve dedikoduları ortadan kaldırmaktır.