Bu Hafta İçin Saatler

29 AV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:56

20:09

-----

Yeruşalayim

18:49

20:02

Tel Aviv

19:13

20:11

7 AĞUSTOS

Tel Aviv

19:06

20:04

İstanbul

20:00

20:40

2021

İstanbul

19:51

20:32

İzmir

19:55

20:44

İzmir

19:47

20:35

REE- ראה


8-9 AĞUSTOS 2021 ROŞ HODEŞ ELUL
10 AĞUSTOS 2021 SALI NEVE ŞALOM SAŞLDIRISI ANMA GÜNÜ

 

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Devarim 11:26-16:17)

Moşe halka maneviyat merkezli bir hayatın getireceği bereketleri ve Tanrı'dan uzaklaşmanın getireceği laneti sunar. Halk, Erets-Yisrael'e gireceği zaman, putperest uygulamalarda kullanılan tüm ağaçları yakacak ve putperestliğe ait tüm heykelleri yok edecektir. Tanrı, Kutsal Varlığı'nı barındırmak üzere tek bir yer seçecektir. Korbanlar sadece bu yerde sunulabilecek ve başka hiçbir yerde kişisel sunaklar inşa edilemeyecektir.

Moşe halkı, kan yememeleri konusunda tekrar uyarır. Çöldeyken tüm hayvan kesimi Mişkan'da gerçekleşirdi; ancak Erets-Yisrael'e girdiklerinden itibaren, bu işlem - yemek amaçlı olması kaydıyla - her yerde, ama belirli kurallara göre yapılabilecekti. Moşe, sadece Yeruşalayim sınırları içinde yenebilecek bazı yiyecek kategorilerini bildirir. Ardından, diğer ulusların davranış şekillerini kendilerine adapte etmemeleri uyarısında bulunur.

Tora tam ve mükemmel olduğu için, ona herhangi bir şeyin eklemek ya da onu eksiltmek yasaktır. Bir "peygamber" halka gelip Tora'yı terk ederek putperest davranışlar içine girmelerini öğütlediği takdirde, cezası ölümdür. Benzer şekilde halkı putperestliğe teşvik eden kişinin cezası da ölümdür. Tamamen putperestliğe yönelmiş bir şehrin yok edilmesi gerekecektir. Bir yakının ölümü halinde abartılı yas ifadelerinde bulunmak - örneğin vücuda zarar vermek ya da saçları yolarak kafada kel bir nokta oluşturmak yasaktır. Moşe daha sonra, Kaşer olan ve olmayan hayvanları tekrar sınıflandırır; et ve sütün birlikte pişirilmemesi gerektiğine dair emri hatırlatır.

Ürünün ikinci onda birlik bölümü [Maaser Şeni] Yeruşalayim'e getirilip burada yenmelidir. Fakat miktar çok büyükse, parasal karşılığı Yeruşalayim'e getirilecek ve bu parayla burada yiyecek alınıp [elbette yerel halkla birlikte] tüketilecektir. Belirli bazı yıllarda ise bu ikinci onda birlik bölüm fakirlere dağıtılmalıdır. Bene-Yisrael'den daima cömert olmaları istenir. Yedinci yılda her türlü borç silinmelidir; bunu karşılığında Tanrı halkı her yönden mübarek kılacaktır. Yahudi bir köle, altı yıllık çalışmadan sonra serbest kalacaktır ve boş elle gönderilmeyecektir. Ayrılmayı reddederse, kulağı bir biz ile kapı eşiğinde delinecek ve Yovel yılına [50. yıl] kadar köle durumunda kalacaktır. Peraşa üç hac bayramı - Pesah, Şavuot ve Sukot ile sona ermektedir.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
KENDİ DEĞER YARGILARIMIZ

“Lo taasu ken L’Ad… E.loehem – Tanrı’nız Aşem’e böyle yapmayınız.”

Putperest toplumların yaptıkları: Bu cümle putperest toplumlar ile Yahudi toplumu arasındaki farkı gözler önüne sermektedir. Putperest toplumlar kendileri istedikleri ve seçtikleri yerlerde putlarına ibadet ve korban yerleri saptamışlar bulundukları toprağı putperest ibadetinin merkezi haline getirmişlerdir. Burada kullandıkları yöntemlerde oğul ve kızlarının bu putlara kurban olarak sunulması de yer almaktadır. Nitekim Krallar döneminde “Meşa” adlı kral büyük oğlunu savaş tanrısı olarak nitelendirilecek puta kurban etmiş ve uğradığı yenilginin kendi düşüncesine göre bedelini ödemiştir. Bu uygulamalar Yahudilikte kesinlikle reddedilen ve bu konuya defalarca yapılan uyarılarla dikkat çeken eylemlerdir.

Korban: Aslında Mişkan kurulmadan ve korban ibadeti başlamadan Tanrı hepimizin birer Mişkan veya Bet Amikdaş olmamızı istemiştir. Pasuk oldukça açıktır: “Veasu li mikdaş veşahanti betoham – bana kutsal bir yer yapın içinizde barınacağım.” Ancak özellikle “altın buzağı” yanlışından sonra korban ibadetinin gerekliliği görüşmüş ve korbanlar gerek Bet Amikdaş’ta ve gerekse Mişkan’da kurallara bağlanmıştır. Tanrı korban ibadetinin “Kendi seçtiği yerde” yapılabileceğini net bir şekilde ifade etmiştir. Yeruşalayim dışında yapılan korbanlardan nadiren yanıt alınmıştır ki bunlardan en bilineni Eliyau Anavi tarafından yalancı peygamberlerin kim olduklarını halka göstermek amacıyla Karmel dağında yapılan korbanlardır. 

Mizbeah yerinin önemi: Korban ibadetinin Bet Amikdaş’ta yapılmasının önemli bir nedeni daha vardır. Putperest toplumların bir gün bir şehirde kurdukları kurban yeri ertesi gün yıkıma uğrayabilir veya yeri değiştirilebilir. Burada ne yapılan ibadete ne de kutsallığına inandıklarına bir saygı vardır. Halbuki Yahudilik Tanrı’nın yazılmış isimlerinden birine dahi gösterdiği saygı ile bilinir. Tanrı’nın ismini gelişi güzel bir yerlere yazmak yasaktır. Yanlışlıkla yazılmış dahi olsa o isim “geniza” dediğimiz kutsal metinlerin gömüldüğü yere defnedilir. Gemara Masehet Makot 22/A’ya göre Nasıl ki Tanrı’nın kutsal isimlerinden birinin silinmesi yasaksa aynı şekilde Tanrı adına inşa edilmiş mizabeah’tan bir taşın dahi indirilmesi yasaktır.

Sifri adlı kaynakta Rabi Yişmael hiçbir Yahudi’nin Tanrı adına inşa edilmiş mizbeah’tan bir taş bile yıkmayacağını öğretir. Çünkü verilen emir putperest sunaklarının yıkılması yönündedir. Bunun amacı da bellidir. Putperest toplumların kabul edilemez hatta “iğrenç” olarak nitelendirilebilen davranışların Tanrı’yı ilk seçen toplumun içinde olması istenmemektedir. Burada mantıklı bir soru sormak mümkündür. Bu uygulamaların kabul edilemez olduğu Yahudi toplumu tarafından bilinmektedir. Neden bunu “emir” olarak belirtmenin gereği vardır?

Değişen zaman ve değer yargıları: Zamanın değişmesiyle bazı durumlar kabul edilebilir hale gelmektedir. Bir zamanlar “iğrenç” tabir edilen şeylerin günümüzün değişen değer yargılarıyla kabul görmesi şaşırtıcıdır.  Sadece birkaç yıl öncesine kadar toplumun değer yargılarının “kesinlikle” reddettiği durumlar bu gün kabul edilmekte hatta kabul etmeyenler dışlanmaktadır. Çağdaş ve özgürce yaşamın gereği olduğu iddia edilen uygulamalar kabul görmektedir. Değer yargılarının bu kadar kısa süre içinde değişmesinin elbette nedenleri vardır. Globalleşen ve sınırları tabiri caizse kalkan dünyamızda değer yargılarının sınırları yeniden çizilmektedir.

Tora ebedidir. Tora günceldir. Tora kesin kez ilahidir. Bu yüzden Tora’da “bunu da söylemeye gerek var mı” şeklinde o emrin neden verildiği konusunda “anlama” güçlüğümüz olsa da bir gün o emrin neden verildiğini anlamamız zaman içinde mümkün olacaktır. Tora Tanrı’nın kainatı yaratırken kullandığı el kitabıdır. Tanrı ezelden ebede kadar her şeyin hakimi olduğundan ileride nelerin değişeceğinin de farkındadır. İşte bu yüzden defalarca “onların kanunlarının hükmünce gitmeyiniz” emrini farklı şekillerde karşımıza çıkarmaktadır.

Kendi değer yargılarımız: Bene Yisrael “kendi” değer yargıları, kendi kültürü ve inancıyla yola devam ettiğinde değişen koşulların yarattığı türbülans onu fazla etkilemeyecektir. Çağdaşlık kurallara karşı çıkmak ve onları yeniden yazmak değildir. Çağdaşlık evrensel ilkelerin bu gün dahi uygar toplumlar çerçevesinde yaşanabilir olduğunu göstermektir.

Mişle bu konuda kesin görüş bildirir:

“Ki lekah tov natati lahem Torati al taazovu – sizlere iyi bir doktrin verdim Tora’mı bırakmayınız.” 

 

DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

"Kİ PATOAH TİFTAH ET YADEHA LO"

Başlangıç olarak Tora bize "eğer halkınız içinde yoksul varsa, köyünde, kapılarında (ki Tanrı’nın size verdiği topraklarda) kalbini onlara karşı sertleştirme ve elini onlara kapama o senin kardeşindir" demektedir.  Bu pasuk açık olarak tsedaka verilmesi gerektiğini yazmaktadır. Sonra Tora şöyle devam ediyor "Ona elini açtığında o kendi eksikleri yüzünden kendini kayıp hissetmeyecek" Bu cümle tsedakanın daha yüksek bir amaca hizmet ettiğini belirtmektedir.  

Vilna şehrinde özellikle yöresel tarihi araştırmayı çok seven bir Yahudi yaşamaktaydı.  Bu araştırması için tarihi Yahudi mezarlığına sıklıkla giderdi. Mezar taşlarındaki yazılar ona muazzam tarihi ipuçları verirdi. Bir gün bitişik iki mezara geldiğinde, bunların iki kardeşe ait olduklarını öğrendi. İkisi de Tora öğrenen, mitsvalar yapan iki kardeştir.  Özellikle Tsedaka konusunda olağanüstü cömert insanlardı.  Mişlenin Eşet Hayil bölümünden bilinen bir cümlenin, yarısı bir taşta, diğer yarısı ise ikinci taşa yazılıydı.  "Avucunu,  fakir için açar, " bölümü birinci taşta, "kolunu ihtiyaçlı için uzatır. " bölümü de ikinci taşta yazılıydı. Araştırmacı Yahudi çok şaşırır. Öncellikle bir cümlenin mezar taşında böyle bölündüğünü ilk kez görüyordu, bir de bu yazı genelde kadınlar için yazılırdı. Bunun arkasında ilginç bir hikaye bulacağını düşünerek şehrin en yaşlısına gitmeye karar verdi. Onları çok iyi tanıyan yaşlı adam hikayelerini araştırmacı ile paylaşır.

Bu iki kardeş yüksek seviyede Tora bilginiydi ve de oldukça zengin, eli açık insanlardı.  Cemaatte her türlü ihtiyacı onlar karşılardı.  Aniden işleri bozuldu, durumları kötüye gitti. Halk büyük bir merakla böyle cömert insanlar neden fakirleştiler diye sormaya başladı.  Vilna şehrinin Rabinik Kurulu bunu araştırmaya karar verdi çünkü böyle Talmid haham ve tsedaka veren insanların durumlarının bozulması büyük bir Hilul Aşem’e yani insanların Tanrıya isyan etmelerine sebep olabilirdi.  Rabiler,  bunu nasıl yapacaklarını sorguladılar biri onlara “kredi verelim” derken, başka biri de “hayır olmaz onları bu duruma neyin soktuğunu bulmalı  ve düzeltmeliyiz” fikrini verir. Bunu nasıl yapmaları gerektiğini sorgularken üçüncü Rabi başka bir fikir verir. “Kardeşler Bet Din’e davet edip, son birkaç yıl boyunca ne yaptıklarını sorulursa elbet cevaba ulaşılacaktır.”

 Bet Din, saatlerce kardeşleri sorguladı ve yanlış yaptıkları tek bir noktayı buldular. Ketuba Gemara’sı 50 A bölümünde, bir kişinin parasının ancak yüzde 20 ye kadar olan bölümünü tsedaka olarak verebileceğini yazar ancak kardeşler bu limiti çok aşmışlardı. Suçları “haddinden fazla tsedaka” vermekti. 

Bunu nasıl düzeltebiliriz diye birbirlerine soran Rabiler,  kardeşlerin maddi kaynaklarını kendi kontrolleri altına almayı ve tsedaka verilecek kişileri ve miktarları kendilerinin kontrol edecekleri şeklinde karar aldılar.  Bunun için Bet Dinin  belirlediği bir finans uzmanı tutuldu. 

Fakir biri,  kardeşlere gelip tsedaka isterse doğrudan bu uzmana yönlendirilecekti. Yoksullar,  bu duruma çok üzüldü kardeşler artık bir şey veremediler,  onlar hakkında artık eskisi kadar cömert değiller şeklinde söylentiler de çıkınca kardeşler çok üzüldü ne yapabiliriz para bizde değil artık diye düşünürken bu seferde evlerindeki gümüş takımlarını gelen fakirlere dağıtmaya başladılar. Bunlar da tükenince ellerinde kalan tek gümüş kaşığı tsedaka, isteyen iki kişiye bölerler. Bu olağanüstü tsedaka tutumu,  mezar taşlarında hatırlatılmak istendi cümlenin başındaki "Avucunu fakir için açar" kısmındaki Avuç,  İbranice’de Kaf olarak yazılır aynı zamanda kaşığın kaşık kısmını tanımlar,  diğer mezar taşında yazan "kolunu yoksullara uzatır" bölümündeki kol ise Yad olarak İbranice’de geçer aynı zamanda Sap olarak tanımlanır bu pasukla kardeşlerin yaptığı tsedaka eylemi hiç bir zaman unutulmayacaktı.    

Tsedaka insanı hayatta tutan,  onu yaşatan en büyük güçlerden biridir bu dünyadan ayrılınca da onu yaşatmaya devam eder her zaman vermeye nail olalım. AMEN

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Gözleri görmeyen biri Şabat mumu yakar mı?

Şabat mumları evin barışı için yakılır. Dualarda  “ışık verenleri yaratırsın” şeklinde geçen cümle yer alır. Belki ama olan biri bunu göremez ancak başkalarının görmesine vesile olabilir. Etrafına bir fayda sağladığı için gözleri görmeyen birinin Şabat mumunu yakması mümkündür.  Bu yüzden Ben İş Hay Şabat mumlarını görmemesine rağmen görenlere yardımcı olabilmesi için beraha ile yakar.

Gözleri görmeyen birinin Birkat Alevana – Ay duası veya Birkat ahama – güneş duası veya da Gökkuşağı ile ilgili beraha söylemesi mümkün değildir. Çünkü bunları görememektedir.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf

מותר – MUTAR

Sözcük anlamı olarak bu sözcük “yasak” kelimesinin tan olarak zıt anlamlısıdır. Yapılması mümkün olan şeyleri anlatır. Sözgelimi Şabat günleri “eruv” yani sınırlandırma olmayan yerlerde taşıma işlemi yapmak “asur” yani yasaktır. “Eruv” olan yerlerde ise taşıma işlemi yapılabilir yani “mutar” olarak kabul edilir. Bu sözcük harekete veya işleme izin vermek olarak da kabul edilebilir.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf
Terazi ve ölçülerde adaletli olmak

Kedoşim peraşası içinde yer alan bu mitsva Sefer AHinuh tarafından 223 numara ile verilmektedir. Terazi, tartım veya ölçüm gibi işlemlerde her türlü yolsuzluğu ve hileyi yapmak mümkündür. Bu yanlışa düşmemek için Tora bu konuda kesin emirler vermiş ve ölçüm hizalamanın ve dengelemenin adaletle ilgili olan ilişkisine değinmiştir. Bu da ticari ahlak konusunda önemli emirlerin bulunduğunu göstermektedir.

HAFTANIN SÖZÜ

Rabi Eliezer şöyle der: Ölümünden bir gün önce teşuva yap. Öğrencileri ona sorarlar: İnsan hangi gün öleceğini bilir mi? O da cevap verir. Hemen bu gün teşuva yapmalı: (Gemara Masehet Şabat 153/A)