Bu Hafta İçin Saatler

2 TAMUZ

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:09

20:27

-----

Yeruşalayim

19:12

20:29

Tel Aviv

19:26

20:29

12 HAZİRAN

Tel Aviv

19:28

20:32

İstanbul

20:21

21:03

2021

İstanbul

20:24

21:06

İzmir

20:14

21:05

İzmir

20:17

21:07

KORAH- קרח



Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bamidbar 16:1-18:32)

Korah, Midraş'a göre Moşe'nin eskiden beri karşıtı olan Datan ile Aviram'la birlikte, Moşe'nin liderliğine ve Aaron'un Koenlik sıfatına meydan okuyan bir isyan başlatır. İsyancıların arasında, halkın ileri gelenlerinden, Koenlik müessesesine layık olduklarını ispatlamak için kutsal Ketoret (tütsü) sunmaya kalkan 250 kişi de vardır. Sonuçta toprak açılıp asileri yutar ve bir ateş ketoret sunumlarını yakıp tüketir.

Bunu takip eden salgın hastalık, Aaron'un Ketoret işlemini gerçekleştirmesiyle sona erer. Aaron'un asası, mucizevi şekilde tomurcuklanır ve Tanrı'nın onu Koen Gadol olarak atayışının bir kanıtı olarak badem üretir. Tanrı, Koenler'e, her tahıl ürününden, şaraptan ve yağdan "Teruma" adlı bir bölümün, davar ve sığırın ilk doğanlarının ve diğer bazı armağanların verilmesini emreder.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
SAATİ ZORLAMAMAK

Her sene bu peraşa okunurken tartışmalar Korah’ın yanlışının ne olduğu ve neden bu cezayı hak ettiği yönünde yoğunlaşır. Korah’ın mevki istemesi herhangi bir suç oluşturmaz çünkü hepimiz hayatta, işimizde, görevlerimizde yükselmek isteriz. Bu yükselme için de elimizden geleni yaparız. O zaman burada ters giden şey nedir sorusunun yanıtını anlamaya çalışalım.

İyi bir analiz: Her insan dediğimiz gibi yükselmeye ister ancak sınırlarının ne olduğunu bilmesi gerekir. Kendi çıkarları için toplumu bölmek, “mahloket” dediğimiz tartışma ortamı yaratmak, kendinden olmayanı dışlamak toplumun içinde guruplar oluşturmak kendisini de onu izleyenleri de yıkıma götürür. Korah bahsinde olan bundan ibarettir.

Gemara Masehet Berahot 64’de kişinin bütün çabasına rağmen istediği şey gerçekleşmiyorsa bir süre oluruna bırakmak gerekir öğretisi vardır. Gereğinden fazla zorlama kimseye hiçbir şey kazandırmayacaktır. Yine Gemara’da yer alan bir öyküyü aktararak bunun ne anlama geldiğini görelim.

Babil öğretim evlerinde iki dev çınardan söz edilir. Bunlardan bir tanesi Rav Yosef diğeri ise Raba’dır. Rav Yosef bütün Tora’yı, alahaları, kuralları son derece iyi bilen bir kişidir. Öğretiler arasında çok fazla çıkarım yapmak konusunda fazla iddiası yoktur ama kendisine “Sinay” unvanı verilir. Sanki Sinay dağı kadar Tora bilgisine sahiptir anlamına gelen bu unvan ona benzeyen herkese de uygun görülen bir ifadedir. Raba ise “oker arim – dağları söken” ifadesiyle anılır. Onun gibi bilgeler Rav Yosef kadar bilgiye hakim olmasalar da çok sağlam bilgileriyle çıkarım yapmak ve kuralları bulmak kabiliyetine sahip kişilerdir. Babil akademilerinin başındaki kişi hayat boyu bu göreve seçilir ve günün birinde zamanı geldiğinde ebedi aleme göç eder. Bilgeler bir araya gelip yeni başkan seçmek isterler ama Raba ile Rav Yosef arasında tercih yapamazlar. Soru Erets Yisrael’deki bilgelere sorulur. Onlar Sinay unvanına sahip Rav Yosef’in uygun olacağı kanısındadırlar. Bilgeler bu görevi Rav Yosef’e sunduklarında Rav Yosef görevi kabul etmez. Akademilerin başı en onurlu mevkidir ancak nedense Rav Yosef istemediğini söyler. Çaresiz kalan bilgeler ikinci seçenek olan Raba’yı göreve getirirler. Gemara “noda lo şenigzar alav başamayim şnatayim u yiye roş yeşiva – göklerden kendisine iki yıl boyunca Yeşiva başkanı olacağı Rav Yosef’e bildirildi” ifadesine yer verir. Yani bu görevi kabul etmesi halinde iki yıl sonra Rav Yosef terki alem edecektir. Nitekim Raba tarafından sürdürülen yirmi iki yıllık başkanlık döneminde Rav Yosef’in evine hekim bile uğramaz. Raba’nın vefatından sonra bu göreve seçilen yaşı epey ilerlemiş Rav Yosef iki buçuk sene sonra vefat eder.

Gemara  “saati zorlama saat dursun” şeklinde bir öğreti sunarken bir şey olmuyor görünüyorsa veya Tanrı’nın bu konuda bir engellemesi varsa o konunun üzerine gitmenin doğru olmadığını öğretmek ister. Raşi benzer konunun işlendiği Gemara Masehet Eruvin 13’deki açıklamasında doğru zaman gelene kadar kişinin beklemesini öğrenmek zorunda olduğunu ifade eder.

Zamanı beklemek: Kral David’in oğullarından Avşalom babasına karşı giriştiği isyan ile bilinir. Avşalom hem çok yakışıklı, çok karizmatik, bilge ve cesur bir gençtir. Devleti babasından daha iyi yöneteceğine inandığı için isyan etmiştir. David onunla savaşmamak için dağlara kaçsa da ordu komutanı Yoav ben Tseruya Avşalom’un ordusunu dağıtır. David oğluna bir şey yapmaması konusunda Yoav’a talimat vermiştir ancak Yoav bu emri hiçe sayar ve Avşalom’u öldürür. Rabiler zamanını bekleseydi tahtın Avşalom’a kalabileceği konusunda görüş bildirirler. Ancak Avşalom babasının danışmanı Ahitofel’in kışkırtmasıyla da bu isyanı başlatmış. Gemara’nın deyimiyle saati zorlamış saat da ona karşı gelmiştir.

Kesin aklımızdan geçmiştir. “Bilgi olarak da, yaş olarak da, yaptığım iş olarak da falancadan daha iyiyim ama neden o yükselirken ben yerimde sayıyorum diye.” Doğru zamanı beklemek dediğimiz davranış asıl bilgeliği barındırandır. Bu bilgelik sayesinde zamanı geldiği zaman olmamız gereken yerde olacağımızı bilmeliyiz. Korah bunu anlamamış ve kendisi ile birlikte takipçilerini de yıkıma sürüklemiştir.

İyi bir eş: Korah’tan söz ederken isyanı planlayan ve kişileri ikna etmek konusunda başarılı olan “On ben Pelet” sadece peraşanın başında anılır gider. Gemara On’un karısı sayesinde ölümden kurtulduğunu öğretir. Gemara büyük tartışma ve isyan girişiminden sonra On’un çadırına döndüğünü ve karısına “adalet” istediğini söylediğini öğretir. On bu nedenle isyan konusunda “haklı” olduğunu savunur. Şlomo tarafından “bilge bir kadın” olarak tanımlanan On’un karısı eşini dinler ve hiç ummadığı bir yönden karşılık verir.

“Şu anda sen bir öğrenci konumundasın. Moşe lider Aaron da Kohen Gadol. Eğer durum değişir de Korah Kohen Gadol olursa sen hangi konumda olacaksın? Yine öğrenci. Yani senin için değişen bir şey olmayacak. On yemin ettiğini söyleyince eşi bunu kendisinin halledeceğini söyler ve On’u almak üzere çadıra gelenlerle kocasını karşı karşıya getirmez.

Şlomo tarafından “bilge” olarak tanımlanan kadının bilgeliği nereden gelmektedir? Rabiler hangi yetser ara ile mücadele ediyorsak onu uzaklaştırmanın yolunun da aynı yetser ara olduğunu öğretirler. Eğer karısı Sinay dağındaki mucizelerden, Moşe’nin peygamberliğinin gerçekliğinden, Korah’ın yalancı olmasından söz etseydi On belki karısını dinlerdi ama isyancılarla beraber olurdu. Karısı isyanın esas hedefinin “onur arayışı” olduğunu görünce eşinin durumunda değişiklik olmayacağı konusunda onu ikna eder ve eşini ölümden kurtarır. Kızgınlık içindeki bir kişiye herkesin bildiği gerçekleri anlatmanın faydası yoktur.

Demir kubbe: Yetser ara ile savaşırken bir ipucunu da paylaşmak isteriz. Elbette Tora öğrenimi her olumsuzluk için “kipat barzel ruhani – manevi demir kubbe” gibidir. Ancak peraşamızda geçen “Ketoret” son derece önemli bir bölümdür. Mişkan ve Bet Amikdaş’ya yer alan Ketoret sunumu sadece güzel bir koku değildir. Ketoret aynı zamanda bütün olumsuzlukları parçalayan bir mekanizma gibidir. Günümüzde “Ketoret” sunu olarak yoktur ancak “Pitım Aketoret” dualarımız arasında vardır. Rabi Zamir Kohen Zohar kaynaklı bir öğretiye dayanarak özellikle üzerinde Tefilin ile okunan Ketoret bölümünün çok etkili bir kalkan olduğunu öğretir. Zohar’da “eğer Pitum Aketoret’te yer alan sözcüklerin gerçekten anlamlarının farkına varılsaydı her biri insanların başına taç edilirdi” ifadesine yer verilir. Rabi Hayim miVolojin duaların “anlamı” bilinmese de yapılan o duanın değerli olduğunu öğretir. Hep dilediğimiz gibi Tanrı bizleri ve sevdiklerimizi bütün olumsuzluklardan korusun, amen.  

DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

Kıskançlık, tutku ve gurur, insanı dünyadan çıkarır (Pirke Avot)

Pirke Avot’taki bu prensibe verilecek açıklamalardan biri, kıskançlık, tutku ve gurur düşkünlüğünün, hayat boyunca – hatta son ana kadar – insanın yakasını bırakmayacak bozukluklar olduğu şeklindedir. Bunlar, bizleri bilinçaltından motive eden itici güçlerdir. Şüpheli ölüm vakalarını araştıran memur, araştırmalarını tamamlayıp “ölüm sebebi” hanesini doldurduğu zaman, yazdığı, büyük ihtimalle bu üç güçten biri – hatta belki hepsi birdendir. “Kıskançlık”, başkalarının başarılarını gözlemlediğimizde hissettiğimiz duygusal meydan okumadır. “Tutku”, kendi iştah ve dürtülerimize karşı verdiğimiz iç savaşımdır. “Gurur” ise, içimizdeki üst güçlerle, (Tanrı da dâhil olmak üzere) tüm evren arasında gelişen kesin otorite konusundaki mücadeledir.

Gelin “Korah vakası”ndaki ölüm sebebini incelemeye alalım. Bu, inanılmaz derecede akıllı, zengin, ünlü ve güçlü şahsiyetin, bu konumundan, bir anda ve böylesi bir hızla düşüşünün sebebi nedir?

Kıskançlık sosyal bir hastalıktır. “Kendim” ile “başkaları” ve “gerçek ihtiyaçlarım” ve “ne olursa olsun istediklerim” arasındaki çizgilerin belirginliklerini kaybetmelerinden kaynaklanır. Görünürde zararsız, ancak gerçekte ölümcül olan bir kıskançlık dönemi, daima dıştaki bir uyarıcıdan kaynaklanır. Örneğin bir kişi bir şey satın alır; o şey bizde henüz yoktur ve bir anda kendimizi bir şeylerden mahrum bırakılmış hissederiz. Komşum mutfağını restore edene kadar, kendi evimdeki yemek pişirme ortamının bu denli küçük ve eyvahlar ötesi durumda olduğunu nedense fark etmemiştim!

Belirli bir eşyanın az bulunduğu özellikle ümitsiz durumlarda, kıskanç kişi bu kez diğerinin sahip olduğu eşyaya sabotaj uygulayacak duruma bile gelebilir. Zira o eşyanın komşusundaki varlığı, kendisini kötü hissetmesi ya da görmesi konusundaki sebebin ta kendisidir. Bunun dışında, kıskançlık duymamızı sağlayacak şeyler, sadece ve sadece bizim başarı menzilimizin içinde olan şeylerdir. Örneğin aynı yılda aynı okulun aynı sınıfından mezun olduğunuz bir başkası bir şekilde sizden çok daha başarılı bir konuma geldiyse…

Kral Şelomo’nun önüne gelen iki kadını ele alalım. İki kadından birinin bebeği ölmüş, diğerininkini çalmıştır ve sonunda olay Kral Şelomo’nun yargısına bırakılmıştır. Kral bebeği ikiye bölüp yarısını birine diğer yarısını ötekine vermeyi teklif edince, çocuğu çalan kadın “olur” cevabı vermiş, gerçek anne ise çocuğun ölmesindense, diğer kadına verilmesine razı olacağını bildirmişti. Kral da gerçek anneyi bu şekilde tespit etmiş olmuştu. Kral, kıskançlık duygusunun bu olay sırasında oldukça kuvvetli bir şekilde işbaşında olduğunu fark etmişti. Hırsız kadın, bir başka annenin hala çocuğa sahip olmasından rahatsız olmuştu. Asıl istediği çocuğa sahip olmak değil, diğer kadını çocuğundan yoksun bırakmaktı.

Korah, Moşe ve Aaron’un liderlik konumunu kendi inisiyatifleriyle gasp ettikleri görüşündeydi. Kendisini de en az onlar kadar değerli sayıyor ve Aaron’un yerine Koen Gadol olmayı istiyordu. Öne sürdüğü argümanlar arasında “tüm halk kutsal; lidere ihtiyacımız yok” vardı; ancak kendisi, buna ters düşercesine lider olmak istiyordu. Sefer Tora tomarlarıyla dolu olan bir odaya Mezuza takmaya gerek var mı? Her tarafı mavi olan dört köşeli bir giysiye de mavi sicim içeren Tsitsit bağlamak gerekli mi? Gerçekten liderlik konumuna ihtiyacımız var mı? Tüm bu soruları soruyordu; ama amacı cevap almak değildi. “Biz” diyordu; ama söylemek istediği “ben”di.

Bir Şabat gecesi, iki küçük oğluma, cevapladıkları birkaç zor soruya ödül olarak birer uzun şeker vermiştim. Başarılarından ve aldıkları ödüllerden dolayı mutluydular. Biri şekerini zevkle emmeye başladı, diğeri ise sevinçten bir bayrak gibi sallıyordu.

Göz açıp kapayacak kadar kısa bir anda bir “çıtırtı” ve ardından bir ağlama duydum. Ne olduğunu görmemiştim, ama sonradan gördüklerim durumu açıklıyordu. Çocuklardan birinin ağzı oynuyordu. Diğeri ise bir yandan ağlıyor, bir yandan da “yarım” şekerini sallamaya devam ediyordu. “Saldırgan”a, neden kardeşinin şekerini çaldığını sordum. Hiç beklemeden, oldukça akıllıca, ama yanlış bir cevap verdi: “Çalmadım ki! Sadece paylaşıyordum!” Bir baba olarak, kendisine “paylaşma” nın bir kişinin elindekinin bir bölümünü kendi isteğiyle bir başkasına vermesiyle gerçekleştiğini, başkasından bir şeyi isteği dışında aldığı zaman bunun isminin “çalma” olduğunu açıkladım.

Kendine has yöntemiyle, Korah ne Moşe’yi yerinden etme, ne de Tora’nın otoritesini azaltma niyetindeydi. İstediği şey, kendisine ait olması gerektiğine inandığı güç ve etkide pay sahibi olmaktı. Sonuçta, bu denli büyük bir kişi, kıskançlık dalgasıyla denizin – daha doğrusu toprağın – derinliğine çekildi gitti.

Kral Şelomo “Çalıntı su tatlıdır” (Mişle) demektedir. Hepimiz suyun [şekerli anlamda] tatlı olmadığını biliriz. Ancak su bir başkasına aitse – aman dikkat! Tehlikeli düzeyde çekici ve bir şekerden bile daha davetkâr olabilir!

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Lehem mişne  (Çift ekmek) nasıl olmalıdır?

Cuma günleri man yağdığı zaman “lehem mişne” yani kişi başına iki porsiyon olarak yapardı.  Bunu hatırlamak için Şabat ve bayramlarda seudalarda iki bütün ekmek koyma geleneğimiz vardır. Ancak iki bütün ekmek yok ise  “Tsedek Haemet” kitabında da yazdığı gibi  iki dilim ekmek de alınarak amotsi yapılabilir. Çünkü bu alaha olmaktan ziyade  sadece Tora’da “remez” (ipucu) olarak verilmiş bir durumdur. 

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf

TANRI’NIN İSİMLERİ

Her inançta Tanrı’nın gerçekleştirdiği eylemlere göre farklı isimler ile karşılaşırız. Yahudilikte RaMBaM Sefer Amada kitabında yedi kutsal isimden söz eder ve bunların boş yere kullanılmaması konusunda yarıda bulunur. Yazılarımızda Tanrı’nın Tora’da geçen isimlerini birkaç hafta boyunca işlemeye ve anlamlarını öğrenmeye çalışacağız.

Tanrı’nın Tora’da kullanılan ilk ismi yargı özelliğini yansıtan “E.loim”dir. Tanrı’nın kainatı yargı esası ile yarattığını bizlere öğretir. Tanrı bu ismi genellikle yargı özelliğini devreye sokacağı zaman kullanır.  Sert söylemlerde de bu ismin kullanıldığını görebilmek mümkündür. Sözgelimi On Emrin tevdii ifadesinde “Vaydaber E.loim et kol adevarim aelle lemor” cümlesini görürüz. Moşe’nin Tanrı’ya Bene Yisrael’in çektiklerini ifade etmesinden sonra Moşe’yi payladığı cümlede aynı ifade “ vaydaber E.loim el Moşe” şeklinde karşımıza çıkar. Daha sonra da göreceğimiz gibi bu isim yargıyı yumuşatmak amacıyla “mituk adinin – yargıyı tatlılaştırma” esası uyarınca birçok yerde “A-do-nay” şeklinde okunan dört harfli isimle birlikte kullanılır.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf

KİPUR GÜNÜ UYGULAMALARI

Sefer Ahinuh yüz seksen dört sayısı ile verdiği mitsvada Koen Gadol tarafından gerçekleştirilen Kipur günü mitsvalarına yer verir. “Bezot yavo Aaron el akodeş – Aaron bunlarla kutsal yere gelecektir” pasuğu gereğince Koen Gadol Kipur gününde korbanlar, viduy yani itiraflar, ketoret yakılması ve keçinin çöle gönderilmesi gibi uygulamalarından sorumludur. Her ne kadar Bet Amikdaş olmadığından bu uygulamalar günümüzde gerçekleştirilemese de Kipur günü özellikle Musaf duasında okunan ritüeller uygulamanın nasıl yapıldığını anlatır. Rabi Eli Mansour günümüzde korban uygulamalarının detaylarını okumanın işlemi yapmakla yakın derecede etkiye sahip olduğunu bizlere öğretir.

HAFTANIN SÖZÜ

Moşe Rabenu “Tanrı’yla ve insanlarla güreşen ve başarılı olan” anlamındaki Yisrael isminin gelmiş geçmiş en somut örneğidir. (Rabi Lord Jonathan Sacks’ın (Z”L) öğretilerinden)