Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  31 Mart

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2007

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

5:22

6:34

-----

Yeruşalayim

6:26

7:39

Tel Aviv

5:37

6:36

12 Nisan

Tel Aviv

6:41

7:41

İstanbul

7:14

7:54

5767

İstanbul

7:22

8:02

T S A V

 Hatırlatmalar:

ü  Şabat Agadol

ü 1 Nisan Pazar Gecesi: Bedikat Hamets (Kal Hamira)

ü 2 Nisan Pazartesi: Erev Pesah - Taanit Behorot

En son hamets yeme ve bulundurma vakitleri için Ravlar'a başvurunuz.

ü 3 Nisan Salı: Pesah I

ü 4 Nisan Çarşamba: Pesah II (Diaspora'da Yom Tov)

ü 9 Nisan Pazartesi: Pesah VII

ü 10 Nisan Salı: Pesah VIII (Diaspora'da Yom Tov)

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Vayikra 6:1 - 8:36)

[www.ohr.org.il]

Tora, Aaron ve oğullarına seslenmekte ve kendilerine özel ek kuralları öğretmektedir. Korban Ola'nın külleri, ketenden yapılmış özel giysisini giyen bir Koen tarafından temizlenecektir. Ola korbanı, herhangi bir pozitif ("yap" şeklindeki) emri yerine getirmeyi unutan biri tarafından getirilecekti. Mizbeah [sunak] üzerindeki ateş sürekli yanar halde olmalıydı. Korban Minha, un, yağ ve bazı baharatlardan oluşan bir sunudur. Bunun avuç dolusu bir bölümü Mizbeah'ta yakılacak, kalanı ise Hamets olmadan (mayalanmadan) önce Koen tarafından yenecekti.

 

Peraşa, Koen Gadol tarafından her gün sunulan, ayrıca diğer Koenler'in her nesilde, görev başına geldikleri gün sunacakları özel korbanları da konu eder. Kazara işlenmiş bir günahın ardından getirilen Korban Hatat tanımlanır; suç işlendiği zaman getirilen Korban Aşam'ın kesiliş ve kanının serpilişi ile ilgili kurallar açıklanır. Ardından Korban Şelamim (barış sunusu) detaylanır ve ardından Korban Toda'nın (teşekkür sunusu) arta kalan bölümlerinin sabaha kadar tüketilmesi konusundaki gereklilik bildirilir. Yenebilecekleri süre sona eren ve hala yenmeyen tüm korbanlar yakılacaktır. Korbanlar manevi saflıklarını yitirdiklerinde (yani Tame olduklarında) yenemezler ve yakılmalıdırlar. Aynı şekilde Tame biri de korbanları yiyemez. Kan ve Helev (iç yağı) yenmesi yasak olan bölümlerdir. Aaron ve oğulları (Koenler) her Korban Şelamim'in göğüs ve baldır bölümlerine Tora tarafından layık görülmüşlerdir. Peraşanın sonunda Aaron, oğulları, Mişkan ve tüm eşyalarının adanma törenleri anlatılır.

DEVAR TORA

[Rabi Berel Wein - www.torah.org]

 

Ebedi Işık

 

Herhangi bir sinagogun vazgeçilmez öğelerinden biri de Ner Tamid'dir. Bu, Sefer Toralar'ın yerleştirildiği Ehal Akodeş'in yakınında sürekli olarak yanar halde bulunan kandildir. Ner Tamid'in kaynağı, bu haftaki peraşa Tsav'da bulunmaktadır. Bu peraşada, Bene-Yisrael'e, Mişkan'daki ve daha sonra da, Yeruşalayim'deki Bet-Amikdaş'taki Mizbeah'ın üzerindeki ateşi sürekli yanar halde olması emri verilir. Midraş, Mizbeah'ın üstündeki bu ateşin çömelmiş bir aslan şeklinde olduğunu ve bu ateşin, Mişkan çöl yolculuğu sırasında nakledilirken bile söndürülmediğini, hatta yolculuk sırasında Mizbeah'ın üzerini örten nakliye brandalarının da, hemen altlarındaki bu ateşten herhangi bir zarar görmediğini anlatır.

 

Bu mucizevî ve devamlı yanan ateş, Tanrı'nın Yisrael ulusunun arasındaki ebedi mevcudiyetinin bir başka simgesidir. Ancak ateş, bundan daha fazlasını simgeler. Geleneksel Yahudi hayatının her zaman temsil ettiği Tora'nın ışığını ve sıcaklığıdır bu simge. Ebediyete dair, yaşam ve olaylara uzun vadeli bakışa dair, Tanrı ile Halkı, Bene-Yisrael ile Tora arasındaki sönmeyen sevgiye dair dersi öğretir. Kral Şelomo bunu Şir Aşirim'de şöyle tanımlar: "Coşkun sular bile bu sevgiyi söndüremeyecek, nehirler onu sürükleyemeyecektir". Bu ateş, Bene-Yisrael'inü Tanrı'ya ve Torası'na yönelik sevgisini ve bağlılığını gösterme fırsatının üstüne atlamaya her an hazır yaylanmakta olan çömelmiş bir aslandır. Bene-Yisrael'i bugüne kadar koruyan, bu sonsuzluk ateşi olmuştur.

 

Hahamlarımız, bu ateşin göklerden geldiğini ve hiç sönmediğini öğretirler. Buna rağmen Koenler, yani Aaron'un soyuna mensup yüksek hizmet görevlileri, bu sürekli yanan ateşin devamlılığını sürdürme yükümlülüğünü taşırlardı. Yani gerçekte ateşi canlı tutan Tanrı olmasına rağmen, bu, Koenler'in insani çaba gösterme yükümlülüğünde bir azalma anlamına gelmiyordu.

 

Tanrı, Bene-Yisrael'in tümünün bir "Koenler krallığı ve kutsal bir ulus" olmasını emretmiştir. Dolayısıyla Koenler'e ait olan bu görev, daha geniş ve sembolik manasıyla bugün tüm Yahudiler'i ilgilendirmektedir. Hepimiz, bir bütün olarak, ailemizin, cemaatimizin ve Yahudi ulusunun içinde, sonsuz alevi sürdürmekle yükümlüyüz. Sonsuz ateşi canlı tutan İlahî İrade'nin, bize bu görevde daima yardımcı olduğuna hiç şüphe yoktur. Ancak bu, bizim alevi koruma sorumluluğumuzu hiçbir şekilde azaltmaz. Talmud'daki Hahamlarımız, çok uzun zaman önce, mucizelere güvenmemek gerektiği konusunda bizi uyarmışlardır. Mucizeleri yaratan asıl unsur, sürekli hayatta kalışımızı, hayal gücümüzü ve canlılığımızı garantileyen Tora'ya ve geleneğe bağlılığımızdır.

 

Ebedi ateş tarih boyunca bizimle ilerler. Bizi ısıtma ve rahatlatma yeteneğine sahip olmasına rağmen, bizi yakmaz veya incitmez. Tora, duygularımızı paylaşarak bizi ısıtır; bu ışığın sönmesine izin vermez. Çalışmak, Tora eğitimi, mitsvaları uygulama, ahlaklı davranışlar ve iyimser bir bakış bu alevi korumanın ve sönmesine izin vermemenin yollarıdır. Geniş karanlık noktaların ve umutsuzluğun varolduğu bir dünyada, Yahudi geleneğinin çömelmiş aslan şeklindeki ateşi, daha iyi bir geleceğe doğru yolumuzu aydınlatır ve onu, gelecek nesillere aktarmak, bizim neslimizin gerçek sorumluluğu ve sınavıdır. Bu sınavda hiçbir şekilde başarısız olma lüksümüz yoktur.

 

DEVAR TORA

[Rabi Şelomo Freundlich - www.tfdixie.com]

 

Araştırma Kampanyası

 

Pesah bayramı yaklaştıkça, evlerimizi, Yahudi kurallarına göre temizlemeye ve her türlü hamets izinden arındırmaya çok dikkat ederiz. Bu mevsim, genellikle sakin olan ev hanımının - ve kocasının - hangi odalarda, hangi yiyeceklerin yenebileceği konusunda katı kurallar koyduğu, ailelerine karşı daha agresif bir tutum takındıkları bir mevsimdir. Hepimiz, bir şekilde Pesah'tan dolayı birden ateşli bir hal alırız. Unutmamak gerekir ki, Tora, Yahudiler'in hamets ile olan ilişkisini üç değişik kademede yasaklar: (1) Yemek, (2) Sahip olmak, (3) Ondan yarar sağlamak ve zevk  almak. Kişinin, kendi evini hazırlarken, bir miktar Pesah "çılgınlığı" yaşaması beklenebilir, hatta, belki de, haklı kabul edilebilir.

 

Rabi Şimon bar Yohay tarafından derlenen, Kabala'nın esas çalışması Zoar, içimizdeki  Yetser Ara'nın (kötü eğilimin), hametse benzetildiğini öğretir. Dolayısıyla büyük bir özenle fiziksel hamets yiyecek maddelerini arayıp yok ettiğimiz gibi, bizi Tora'dan uzaklaştıran içimizdeki bütün dürtüleri ve yanlış karakter özelliklerini yok etmeye gayret etmemiz gerekir. Fırınlarımızı ovarken kullandığımız aynı özeni ve dikkati, arkadaşlarımızla ve sevdiklerimizle konuşurken kullandığımız sözlerde de gösteriyor muyuz? Bedikat Hamets'te (Pesah'tan önceki akşam evde mumla yapılan hamets araması) evlerimizin karanlık köşelerine ve aralıklarına mumlarımızı yönlendirdiğimiz gibi, Tora'nın aydınlatıcı derslerinin de, hayatlarımızı yönlendirmesine izin veriyor muyuz?

 

Yahudi Kanun Kodu Şulhan Aruh, kişinin hamets kırıntıları olmadığından emin olmak için ceplerini de kontrol etmesi gerektiğini kaydeder. Bu kanuni anlamda bir gereklilik olduğu gibi, sembolik anlamda da bağlayıcıdır: Ceplerimizi dolduran paraların, Tora'ya tamamen uyarak, dürüstlükle kazanılıp kazanılmadığını kontrol ediyor muyuz? Yetser Ara son derece zorlu bir rakiptir. Kişinin, sorumluluklarına bağlı kalması için, sürekli tetikte olması gerekir. Bu da ancak, gayretle ve düzenli olarak, Tora öğrenerek gerçekleşir.

 

Alaha yani Yahudi Kanunu, bize, bir hamurun "yoğrulmadan" 18 dakika beklemesi halinde hamets olacağını belirtir. Ancak yoğurma işlemi sürdüğü sürece saatler geçse bile hamur hamets olmaz. Burada da sembolik açıdan bakıldığında, benzer şekilde kendi benliğinden hametsi, yani Yetser Ara'yı kovmaya çalışan bir Yahudi de, Yetser Ara ile hiçbir uzlaşmaya yer olmadığını bilir. Çabalarımızı, Tanrı'ya hizmetten öteye çevirdiğimiz an, Yetser Ara ile olan bir muharebeyi kaybetmiş oluruz. Bu yıl, Pesah Bayramı'nı kutlarken, sadece evlerimizin ve yiyeceklerimizin değil, aynı zamanda "kendimizin" de Kaşer Lepesah olacağını ümit edelim.

 

BİR MİtSVA

[Rabi Hayim Aşer Levene - www.torah .org]

 

Sipur Yetsiat Mitsrayim: Bir Varmış, Bir Yokmuş

 

Mitsva: Seder gecesinde, ebeveynlerin, çocuklarına, Mısır'dan Çıkış'ta gerçekleşen bütün harika mucizeleri, Tanrı'nın Mısırlılar'ı On Bela ile nasıl cezalandırdığını ve Bene-Yisrael'i baskıdan kurtarmak için, Kızıldeniz'i nasıl yardığını anlatması Tora'nın "yap" şeklindeki emirlerinden biridir (Şemot 13:8).

 

Mısır'dan Çıkış'a sadakat, Yahudiliğin temel taşlarından bir tanesidir.

 

Tora'da, "Yetsiat Mitsrayim - Mısır Çıkışı"ndan 50 kez söz edilmektedir. 613 mitsva içinde Mısır'dan Çıkış'ı hatırlatma öğesini içeren mitsva sayısı da hiç azımsanacak kadar değildir. Tefilin ve Tsitsit mitsvaları sadece iki örnektir.

 

Bütün bunlar, Mısır Çıkışı'nın Yahudi tarihinde, alelade bir tarihi olayın çok daha ötesinde bir öneme sahip olduğunu gösterir. Bunun Yahudi tarihinin en başından beri sürekli olarak gündemde ve canlı tutulması, bu olayın, bir Yahudi'nin "ne" ve "kim" olduğu hakkındaki soruya cevap bulmakta ne kadar merkezi bir role sahip olduğunu göstermektedir.

 

Ancak bu olayın önemi tam olarak nedir? Ve neden Seder gecesi geleneğinin ayrılmaz bir parçasıdır? Gelecek nesillere Mısır'dan Çıkış olayının aktarılması neden bu kadar önemlidir? Ve neden Agada'da söylediğimiz gibi, "kişi ne kadar çok anlatırsa, o kadar övgüye layıktır"?

 

"Zeman Herutenu - Özgürlüğümüzün Bayramı" olan Pesah, Yahudiler'in kölelikten, katı baskıdan ve Mısır kültürünün bozuk ahlaklı etkisinden kurtuluşlarının anısına kutlanır. Yahudiler bu büyük günde varolmaya başlamışlardır.

 

Ancak hedeflenen asıl amaç, Yahudi halkının fiziki oluşumu değildi. Bu bir ara aşamaydı. Şüphesiz, 210 yıllık bir sürgünden sonra, Paro'dan ve zulmünden kurtuluş çok olumlu bir şeydir. Fakat fiziksel olarak bir ulusun oluşumu, başka etkenlerden bağımsız olarak değerlendirilemez.

 

Mısır'dan Çıkış'ın asıl anlamı ve Yahudi zihninde onun silinmeyen izi, "bu tarihi olayın neyi tetiklediği" açısından önemlidir. Pesah Bayramı'na ve onun göz kamaştıran mucizelerine, daha geniş bir açıdan, 50 gün sonra kutlanacak olan Şavuot Bayramı ile bağlantılı olarak bakılmalıdır.

 

Bu milleti gerçek bir millet yapan, Tanrı'nın Tora'yı vermek üzere seçtiği ve böylece özel bir görevle görevlendirdiği özel bir halk haline getiren, Sinay dağındaki olağanüstü tecrübedir. Yahudiler, Sinay'da, Evrenin Efendisi'nden gelecek olan İlahî Kanunu ancak özgür kalıp, zalimlerden ve Mısırlı efendilerinden kurtulduktan sonra kabul edebilirlerdi.

 

Özellikle Seder gecesinde, kurtuluşumuzun ayrıntıları ve Tanrı'nın, dünyanın tarihine doğaüstü müdahalesi anlatılır ve bu olay, bir nesilden diğerine renkli bir üslupla aktarılır.

 

Pesah'ta gerçekleşen ulusal kurtuluşun son aşaması Şavuot'tur. Bizi Yahudiler olarak özel bir ulus yapan Tora'ya olan bağlılığımızdır. Yahudi milletini tanımlayan ve ona hayat veren, Tora'dır (Rav Saadya Gaon). Bu yüzden, On Emrin ilki, doğrudan Mısır'dan Çıkış'a atfedilir. "Ben sizi Mısır'dan, kölelik evinden çıkaran Tanrınız Aşem'im" (Şemot 20:2). Ve şüphesiz, Tora'da Mısır Çıkışı'ndan 50 kez bahsedilmesi, Bene-Yisrael'in Tora'yı kabul edecekleri ve gerçek özgürlüğe kavuşacakları Şavuot'a kadar olan 50 güne, yani yedi haftaya paraleldir.

 

Pesah Bayramı, bizim "Yahudi ulusu" haline geldiğimiz zamandır. Şavuot ise, "Tanrı'nın Özel Halkı" olarak statümüzün mühürlendiği gündür. Buna bağlı olarak, kişinin, Tora'yı çocuklarına öğretmesinin Tora'nın bir mitsvası olması gibi (Devarim 6:7), aynı şekilde Pesah'taki kurtuluş hikayemizi çocuklarımıza aktarma konusunda da bir emir vardır.

 

Seder gecesinde, babadan oğula ve bir nesilden diğerine, severek anlatılması gereken ve anlatılmaya devam eden, bu inançtır. Yahudiler bunu tam 3319 yıldır aksatmadan yapmışlardır. Bu, devamlılığımızın sırrı ve garantisi olduğu gibi, geleneksel Tora zincirimizin hiçbir zaman kopmamış olduğunun da bir kanıtıdır.

 

Her GÜn YAPILAN MİTSVALAR

[www.pirchei.com]

 

Tsitsit'in Kontrolü ve Berahası

 

Talit Gadol veya Talit Katan giymeden önce beraha söylenir. Talit Gadol için söylenmesi gereken beraha "B. A. A. E. M. A. Aşer Kideşanu Bemitsvotav, Vetsivanu Leitatef Betsitsit - Bizleri Emirleriyle Kutsal Kılan ve Bize Tsitsite Sarınmayı Emreden Sen, Tanrımız, Tüm Bereketin Kaynağısın" iken, Talit Katan için "B. A. A. E. M. A. A. K. B. V. Al Mitsvat Tsitsit - ... Bize Tsitsit Mitsvası Üzerine Emir Veren..." berahası söylenir. Berahadan önce, tsitsitler tek tek kontrol edilmeli, kopuk iplik olup olmadığı denetlenmelidir.

 

Talit Gadol'un berahası Talit Katan'ın berahasını kapsadığı için, genel uygulama, sabah Talit Katan giyerken beraha söylememek, sonra Talit Gadol giyildiği sırada Talit Katan'ın beraha yükümlülüğünü de gidermeye niyetlenerek beraha söylemek şeklindedir. Ancak bir kişi gün içinde Talit Katan değiştirmişse, giydiği temiz Talit Katan için "Al Mitsvat Tsitsit" berahasını ayrıca söylemelidir.

 

KAYNAKLARIMIZDAN - YAHUDİ TERBİYESİ

[Sefer Maase Avot]

 

"Akranını Kendin Gibi Sev"

 

·                Her Yahudi, bir başkası hakkında kötü ün yayılmasına sebep olmama konusunda son derece dikkatli olmalıdır. Moşe Rabenu'nun Erets-Yisrael'e giremesinin sebeplerinden bir sebebi, Altın Buzağı olayı sonrasında "Bu halk çok ağır bir günah işledi" sözlerini kullanmasıdır. O bunu iyi niyetle ve çok ağır bir günah sonrasında söylemiş olmasına rağmen, yine de ağzından halk hakkında olumsuz söz çıkardığı için hata etmiştir.

·                Peygamber Eliyau zamanında sadece yedi bin kişi haricinde tüm Yahudiler putperestliğe bulaşmış haldeydi. Eliyau Tanrı'ya "Bu halk senin Antlaşman'ı terk etti" diye şikâyette bulundu. Eliyau'nun bu denli ağır bir düşüş yaşamış halk hakkında Tanrı'ya şikâyette bulunması gayet anlaşılır görünmektedir. Ancak Tanrı, Eliyau'yu böyle bir ortamda bile sertçe azarlamış, "Benim Çocuklarım hakkında nasıl böyle olumsuz konuşursun?" demiştir. Tanrı bununla kalmamış, Eliyau'ya bir de ceza vermiştir: "Bundan sonra Bene-Yisrael'in gerçekleştirdiği tüm Berit Mila (sünnet) törenlerinde bulunacak, Bana onların Antlaşmam'ın işaretini kendi bedenlerine işlemeye nasıl devam ettikleri hakkında rapor getireceksin. Böylece yanıldığını her seferinde itiraf etmek zorunda kalacaksın!" Eliyau ateşten atların çektiği ateş bir arabayla yeryüzünden alınmış ve bir melek konumuna yükselmiştir. Yapılan her Berit Mila törenine gelir ve Tanrı'ya rapor verir. Bu nedenle her Berit Mila töreninde Eliyau Anavi'ye ayrılmış boş bir iskemle bulundurulur.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Keriat Şema Kuralları

1.      Kişi Şema'yı zamanında, kelimesi kelimesine, büyük saygıyla ve ağızdan çıkanları anlayarak söylemekle yükümlüdür [Zoar Akadoş şöyle yazar: Şema'yı harfi harfine ve "Kavana - Konsantrasyon" ile söyleyen bir kişiyi, Tanrı, kötü yazgılardan kurtarır].

2.      Şema'yı okurken, özellikle ilk cümleyi ("Şema Yisrael! AD...
E-loenu; AD... Ehad!
- Dinle Yisrael! Aşem Tanrımız'dır; Aşem ‘Bir'dir!") söylerken; Tanrı'nın "Efendimiz" olduğunu, İsmi'ni kutsamamız gerektiğini, düşünmeliyiz.

   Kişi, ilk pasukta aklını oraya vermemişse (yani Kavana tutmamışsa) geri dönüp tekrar söyler. Fakat Şema'nın geri kalan kısmını Kavana'sız söylerse bile geriye dönmeye gerek yoktur.

3.      Şema, Tora'nın üç bölümünden oluşur. Bunlar: Şema'dan Uvişareha'ya, Veaya İm Şamoa'dan Kime Aşamayim Al Aarets'e ve Vayomer'den Ani AD...  E-loehem'e kadardır.

4.      İlk pasuk, şaşırmaya meydan vermemek ve hiçbir yanılma olmaması için yüksek sesle okunur.

1.             Sabahleyin Şema söyleme vakti, gün doğuşundan, günün uzun ya da kısa olmasına bakılmadan, günün ilk çeyreğine kadardır. "Gün", güneşin doğuşundan batışına kadar olan zamandır.

Haftanın Sözü

[Rambam - Şaşırmışlar İçin Rehber]

 

Herhangi bir görevle görevlendirilen herkes "melek" sınıfındadır. Bunun yanında, bir insanın bedeninde barınan tüm kuvvetler ve tüm duygular birer melektir.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kâğıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.