aile perasasi

Bu haftanın Peraşası, bize, biriyle nasıl, 'verici olarak' yakınlaşacağımızı öğretir. Peraşa, Tanrı'nın Mişkan'da sunmamızı istediği farklı korban çeşitlerinden bahseder. "Korbanot" kelimesi İbranice'de, 'yakınlaşmak' sözcüğünden gelir.

Tanrı'nın bizim armağanlarımıza ihtiyacı yoktur. Bütün dünya ve içindeki her şey zaten O'nundur. Ancak O bize Kendisine yakınlaşmamız ve O'na bağlı olduğumuzu hissedebilmemiz için yardım etmek ister.

HİKAYE
Hikayemizde iki kız kardeş, tahmin edilmeyen bir biçimde yakınlaşmaya başlar.

BARIŞA BİR ŞANS VERMEK

YASAK BÖLGE! YARAMAZLARIN GİRMESİ YASAKTIR! diye bir işaret asılıydı Vera'nın kapısının üstünde ve bu yazının kimin için yazıldığı da bir sır değildi. Vera için kız kardeşi Nensi, kendisini rahatsız etmekten başka işe yaramazdı ve bu nedenle ondan olabildiğince uzak kalmaya çalışıyordu. Nensi onu sürekli takip etmeye çalışıyorsa da Vera onunla ilgilenmediğini her biçimde gösterirdi. Okul servisinde ayrı yere oturuyor, farklı masalarda yemek yiyor ve Nensi'nin ortalıkta olmadığı her fırsatı yakalamaya çalışıyordu.
Bu nedenle anneleri günün birinde kahvaltı sofrasında bombayı patlattığında çok bozuldu. "Vera, yarın, bir haftalığına bir iş gezisine gitmem gerekiyor. Baban da bütün gün işte olduğu için, bu süre içinde senin yardımına ihtiyacım var. "
"Tabii ki Anne, senin için ne yapabilirim?"
"Kendine bakabilecek kadar büyüdün ama Nensi senin gibi değil. Bu nedenle kardeşine de bakmanı rica ediyorum. Yani servise bindirmek, öğle yemeğini hazırlamak ve bunu gibi şeyler işte..."
Vera'nın yedikleri nerdeyse boğazında kalacaktı. Kardeşinden uzak kalmak için elinden gelen her şeyi yapıyordu ama şimdi bir haftasını ona bakmakla geçirmek zorunda kalacaktı. Vera'nın bütün itirazlarına, göz yaşlarına rağmen annesi fikrini değiştirmesi ve ertesi gün Vera kendini korkunç haftaya hazırlamaya çalıştı.
"Haydi, kalk ve giyin. Acele etmezsen servisi kaçıracaksın. Ve eğer seni bekleyeceğimi zannediyorsan, unut bunu !" dedi Vera. Tıpkı bir komutan gibi konuşuyordu. Sonra aşağıya inip kahvaltıyı hazırlamaya başladı. "Neden bütün bunlar benim başıma geldi?" diye düşünüp duruyordu fındık ezmeli ekmekleri hazırlayıp kız kardeşinin çantasına sıkıştırırken.
Vera ve Nensi kapıdan koşarak çıkıp neredeyse kaçıracakları servise zar zor yetiştiler. Nensi'yi oturttuktan sonra, her zaman olduğu gibi servisin ayrı bir tarafına geçti Vera. Ama " Off, şu anda ondan tamamen sorumlu sayılırım, belki de onu en azından görebileceğim bir yere oturmalıyım" diye düşündü be kız kardeşinin yanına olmasa da epey yakınlarına oturdu.
Okuldan döndükten sonra Vera her zamanki gibi kapısını kilitleyerek odasında oturacaktı ki, birden belki de azıcık aralık bırakmasının iyi bir fikir olabileceğini düşündü. O gece Nensi'yi yatırdıktan sonra Vera kendini oturma odasındaki koltuğun üzerine attı. Zor bir gün olmuştu ve biraz rahatlamak istiyordu. Kısa bir süre sonra Nensi'nin odasından garip seslerin geldiğini işitti. Yukarı çıkıp neler olduğuna baktığında Nensi'nin ağladığını gördü.
"Hey, neyin var senin?"
"Annemi özledim ve yalnız olmaktan korkuyorum" dedi Nensi.
Acil bir durum olmadığını gören Vera, sessiz olup tekrar yatmasını söyleyecek sonra da dışarı çıkacaktı. Sonra yatağın içinde kıvrılmış küçücük Nensi'ya baktı. "Zavallı çocuk " diye geçirdi içinden "Onun yaşında olsaydım herhalde ben de korkardım" dedi..
"Peki Nensi. İstersen sana güzel bir hikaye okuyayım. Belki kendini daha iyi hissedersin. Nensi gülümsedi ve birkaç dakika sonra tatlı bir uykuya daldı.
O geceden itibaren garip şeyler olmaya başladı. Nensi'ye bakmak Vera'nın tahmin ettiği kadar kötü bir şey değildi sanki.Vera bile bunun nasıl olduğunu anlamamıştı ama kardeşine yardım etmek kendisini daha iyi hissetmesini sağlıyordu.
Her gün Vera Nensi'ye daha tatlı davranıyor, öğle yemeklerini hazırlarken daha çok özeniyor ve kapısını bir parça daha aralık bırakıyordu. Bunu Nensi'ye hiç söylemeyi düşünmediği halde, onun gitgide daha tatlı ve şirin bir olduğunu düşünmeye başlamıştı.
Aradan bir hafta geçti ve annelerinin geleceği gün geldi çattı. Vera şaşkınlık içindeydi. Acaba gerçekten de Nensi'ye bakmayı özleyecek miydi? Kahvaltısını hazırladıktan sonra Vera Nensi'yle okul servisine yürüdü. Yol boyunca tatlı tatlı sohbet ettiler. Vera Nensi'yi oturttuktan sonra ta yanına geçince, servis şoförü bile bu duruma şaşırdı.
Öğleden sonra eneleri eve geldi. Kapıyı açtığında evin huzur içinde olduğunu görünce rahatladı. Ama en güzel sürpriz iki kız kardeşi Vera'nın odasında oynarken bulduğunda yaşadı. "YASAK BÖLGE" uyarısının yerinde şimdi "HOŞ GELDİN ANNE!" asılıydı.
"Vera, benim için sorumluluklarını yerine getirdiğini için teşekkür ederim. Umarım senin için çok sorun olmadı bunlar."
Vera gülümsedi. "Anne, her şey yolundaydı. Bana gerçekten tatlı biriyle yakınlaşma fırsatı verdiğin için sana çok teşekkür ederim. "

TARTIŞMA SORULARI

3-5 YAŞ

Soru: Vera, ilk başta Nensi'ye nasıl bakacağını düşünmüştü?

Cevap: Nensi'nin yaramaz olduğunu düşünüyor ve ona bakmak istemiyordu.
Soru: En sonunda neler hissetti?

Cevap: ona bakmak Nensi'ye yakınlaşmasını sağladı ve bun yapmaktan mutlu oldu.

6-9 YAŞ

Soru: O hafta Vera ne keşfetti?

Cevap: Birine, verici bir insan olarak nasıl yakınlaşabileceğini keşfetti. Küçük kız kardeşine pek bağlı hissetmezdi kendini ama ona bir hafta baktıktan sonra ona çok daha fazla yakınlaştı.

Soru: Sizce bu neden oldu?

Cevap: hepimizin kalbinde büyük bir sevgi vardır ama bazen sevgi orada kilitlenir ve onu hissedemeyiz. Verici bir insan olmak ve başkalarına yardım etmek, kalplerimizi açmanın ve sevgiyi açığa çıkartmanın sırrıdır.

10 YAŞ VE ÜSTÜ

Soru: Verici biri olmak sizce bizi tanrı'ya yakınlaştırır mı?

Cevap: İnsanın doğası gereği, kendine benzeyenlere yakın hisseder. Tanrı, en büyük Veren Varlıktır. Evrendeki her yaratıkla ilişkisi tamamen saf "verme"ye dayanır. Hayatımızdaki ilişkilerimizde kendimizden verirsek, Tanrı gibi davranmış oluruz ve doğal olarak kendimizi o'na daha yakın hissederiz.

Soru: Başkasına, ondan bir şeyler alarak da yakınlaşabilir miyiz?

Cevap: Bu niyetimize bağlıdır. Eğer sadece kendimiz bir şey kazanıyorsak, daha yakınlaşmayız. Ancak almaktaki niyetimiz, veren kişinin değerli olduğunu hissettirmekse, alma eylemimiz ve bir çeşit "verme"ye dönüşür ve bu yakınlaşmamızı sağlar.