Bu Hafta İçin Saatler

24 ŞEVAT

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:41

17:55

-----

Yeruşalayim

16:47

18:01

Tel Aviv

16:57

17:56

6 ŞUBAT

Tel Aviv

17:03

18:02

İstanbul

18:12

18:54

2021

İstanbul

18:20

19:03

İzmir

18:16

19:07

İzmir

18:24

19:15

YİTRO- יתרו


12-13 ŞUBAT 2021 ROŞ HODEŞ ADAR
13 ŞUBAT 2021 ŞABAT ŞEKALİM

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Şemot18:1-20:26)


Moşe'nin kayınpederi Yitro, Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmiş olduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan'dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır. Yanında Moşe'nin eşi Tsipora ile iki oğlu Gereşom ve Eliezer'i de getirir. Yitro Moşe'ye, halkın yönetimi ve adaletin dağıtımı görevinde kendisine yardım edecek hiyerarşik bir ekip kurmasını önerir. 

Bene-Yisrael Sinay dağının karşısında kamp kurarlar ve Tanrı burada onlara, kendilerini Kendi "Koenler Krallığı ve kutsal Halkı" olarak belirlediğini bildirir. Halk buna, Tanrı'nın söylediği her şeyi yerine getireceklerini beyan ederek cevap verir.

Üçüncü ayın (Sivan) altıncı gününde, yani Mısır'dan Çıkış'tan tam yedi hafta sonra, tüm Bene-Yisrael Sinay dağının eteğinde toplanır. Tanrı şimşek, gök gürültüleri, bulut ve duman içinde açığa çıkar ve Moşe'yi dağa çıkmaya davet eder.

Tanrı On Emir'i aktarır. Bunlara göre, Yisrael Tanrı'ya inanacaklar, putlara ibadet etmeyecekler, Tanrı'nın İsmi'ni boş yere telaffuz etmeyecekler, ebeveynlerini onurlandıracaklar, Şabat'ı gözetecekler, cinayet, zina ve hırsızlıktan tamamen uzak duracaklar, yalancı tanıklık yapmayacaklar ve başkasına ait herhangi bir şeyi arzulamayacaklardır. Halk Moşe'ye başvurur ve yaşadıkları tecrübenin çok güçlü olması nedeniyle hayatta kalamayacağından korktuğunu söyleyerek, Tanrı ile aralarında aracılık yapmasını ister.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

Şimşekler ve Meşaleler

Resmi görmek: Peraşamızın giriş cümlesinde Yitro’nun diğer tüm etrafta oturanlar gibi Tanrı’nın Bene Yisrael’i kurtarmak için neler yaptığını duymuştur. Ancak cümlede yer alan “kol – bütün”  sözcüğü ilk başta gereksiz gibi görünür. Rabiler Yitro’nun resmin tamamını görebildiğinin bu sözcükle izah edildiğini öğretir.

Sözgelimi Moşe ve Paro’nun ilk karşılaşmasında Aaron’un asası yılana dönüşmüş aynı hareketi başka güçler kullanarak Mısır’ın büyücüleri de yapmıştır. Bu eylem Paro’nun inanmaması için yeterlidir ancak orada önemli bir ayrıntı vardır. “Vayivla mate Aaron et matotam – Aaron’un asası onların asalarını yutar.” Buradaki olay asanın yılana dönüşmesi değildir. Durum bu ayrıntıda gizlidir. 

Dever cezasında bütün hayvanlar ölmez. Paro atların neden ölmediklerini anlamak istemez. Halbuki Bene Yisrael çıktıktan sonra onları izlemek için atlar gereklidir. Tanrı bu yüzden onları hayatta bırakmıştır. 

Barad cezasında bütün her şey yok olmaz. Çünkü hemen ardından çekirge cezası gelecektir. Tanrı o ceza için bazı şeylerin yok olmamasını sağlar. Paro bunu Tanrı’nın yetersizliği gibi görür. Yitro bunları da ayırt eder. Yitro “duyduklarının” etkisi ile onlara katılmaya gelir.    

Zamanı beklemek: Yitro daha Moşe ile tanışmadan Midyan ülkesinde başrahip iken putperestlikten uzaklaşır. Bu uzaklaşma ona başlangıçta büyük sıkıntılar getirir. Yitro geçirdiği bu süre içinde neden Tanrı’nın kendisine yardımcı olmadığını sorgulamaz. Doğruyu seçtiğinin bilincinde doğruya inanmaya devam eder. Raşi bu davranışın ödülünün Moşe gibi birini kızı ile evlendirmek olduğunu paylaşır.

İnsanoğlu da doğru yaptığında neyin nereye gideceğini bilemez. Bunun için de doğruyu seçtiğinde çektiği sıkıntıları sorgular. Başına neden bunların geldiğini anlayamaz. Gelecekte elbette doğru yaptığının karşılığını alacaktır ancak bunun için gerekli zamanın gelmesi gerekir.

Bu sadece insan ile Tanrı arasındaki mitsvalarda geçerli değildir. Özellikle insanlar arasındaki mitsva ve ilişkilerde çok önemlidir. Pirke Avot “her insanı olumlu bir şekilde yargıla” derken yapılması hiç de kolay olmayan bir öğretiyi paylaşmaktadır. İnsan her zaman büyük resmi göremez. Hatta görmek bile istemez. Bu yüzden de sorunlar yaşar.

Öyküler: Otobüslerin az olduğu bir yerde açık bir günde işini bitiren kişi otobüs durağına doğru ilerler. Nedense hava kapanır ve iyi bir yağmur yapmaya başlar. Bu sırada uzaktan kendisine birçok iyilik yapmış olduğu bir arkadaşının arabayla yaklaştığını görür. Sevinç içinde elini kaldırsa da araba durmaz hatta üzerine ciddi miktarda su sıçratır. Bekleyen adam doğal olarak defalarca iyilik yaptığı bu arkadaşının davranışına içerler. Ancak alahaya göre durum farklıdır. Daha geniş düşünmek ve durumu değerlendirmek gerekir. 

Amerika’da tuvalet kağıdı üreticisi bir Yahudi iş insanı tuvalet kağıtlarını bin metrelik rulolar halinde piyasaya sunar. Zaman içinde her rulodan keseceği yarım metrenin kendisine neler kazandıracağını fark eder ve birkaç yıl boyunca bunu yapar. Nitekim insanlar tuvalet kağIdını ölçerek kullanmazlar. Çoğunluğu “goy” olan bir yerde bunun yanlış sayılmayacağını düşünür. Zaman içinde Tora derslerine ilgi gösteren bu iş insanı bir Gemara dersinde “goy” tabir edilenlerden de çalmanın yasak olduğunu öğrenir. Tora’ya dönüş yolunda olan bu kişi Rabisine ne yapması gerektiğin sorar. Rabi eksik üretimin ne kadar süreyle yapıldığını öğrenmek ister. İş insanı bunun süresini belirtince bu günden itibaren “çalma” işlemini yaptığı süre kadar yarım metrelik ekleme yapmasını ister. İş insanı buna uyar. Bir süre sonra tüketici dernekleri tuvalet kağıtlarının eksik metre olarak piyasaya sunulduğunu iddia eder ve bir araştırma başlatır. Bu araştırma sonunda kimi markaların eksik kimilerinin de olması gerektiği gibi dürüst olduğu ortaya çıkar. Bu arada adı geçen iş insanının da rulolarının yarım metre fazla olduğu keşfedilir. Bu keşif ona büyük fayda olarak geri döner.

Tanrı ile beraber yürüme kararı alan bunun doğru yol olduğuna inanan ve olması gerektiği gibi davranan kişiye Tanrı zamanı geldiği zaman hak ettiği ödülü mutlaka verecektir. Önemli olan o kararı almak ve o yolda yürürken çekilen sıkıntıların sabırla üstesinden gelmeye çalışmak ve doğru zamanı beklemektir.

Şimşekler ve meşaleler: Sinay dağına yaklaşan toplum bir takım uyarılarla karşılaşır. Tanrı Bene Yisrael’in “mamlehet Kohanim vegoy kadoş” olması gerektiğinin altını çizer.

Sinay dağında Moşe tarafından dağın eteklerine toplanan Bene Yisrael sakin olan Sinay dağında “kolot – sesler” ile “berakim – şimşekler” görmeye ve duymaya başlarlar. Bu süreç Bene Yisrael’in Tora almaya hazırlandığı zamanlarda devamlı bir şekilde süregelmiştir. Tora alındıktan sonra Tora bu söylemi değiştirir. Bene Yisrael’in “roim et akolot veet alapidim” pasuğu gereğince sesleri ve meşaleleri “gördüğü” ifade edilir. Toplumun meşaleleri görmesi garip değildir ama sesleri görmesinin açıklanmaya ihtiyacı vardır.

Tora’nın alınmasından önce ve sonra gerçekleşen bu söylem değişikliğinin nedenini Rabiler etik bir yaklaşımla öğretirler.

Her iyi ve dürüst insan bir şimşek gibi zaman zaman çakar. İçinde bir şeyler uyanır ve yükselmek için bir atılım yapar. Bu atılım bazen başarıya ulaşsa da bazen de başarısızlıkla sonuçlanır. Nitekim Tora alınmasından önce Bene Yisrael’in gördüğü zaman zaman çakıp kaybolan şimşeklerdir. Halbuki Tora alımından sonra o şimşekler yerini devamlı yanan meşalelere devreder. Yükselmek isteyip de o ateşi devamlı olarak canlı tuttuğumuzda yükselmemiz devam edecektir. Bunun tek çaresi her gün aksatmadan mutlaka Tora öğrenimi ile meşgul olmaktır. Vücudumuz günde üç öğün yemeğe ihtiyaç duyar. Neşama da günde en az bir öğün manevi beslenmeye ihtiyaç duymaktadır. Bunu aklından çıkarmayan kişi meşalesini söndürmez. RaMHaL fiziki olan vücudumuzun fiziki dünyada her gün maneviyat ile ilgili bir savaş vermekte olduğunu öğretir. Fiziksel ihtiyaçlarımızı karşılamak için gösterdiğimiz çaba o kadar fazladır ki manevi ihtiyaçlarımızı genellikle göz ardı ederiz. Çünkü biz de yaşadığımız dünya da fizikidir. Önemli olan maneviyatı bu günün içine yerleştirebilmektir.



DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon
Tora’yı Almaya Kim Hak Kazanır?

‘’Moşe, kayınpederini uğurladı, Yitro ülkesine geri döndü.’’

Bu pasukla ilgili olarak Yitro; büyük bir gayretle, damadı Moşe’nin yanına gelmesine, ona çok önemli bir ders vermesine rağmen (halkı yargılarken, yetkilendirilmiş kişiler seçerse yükü hafifleyecekti) Akadoş Baruh U’nun, Moşe’ye Yitro’nun geri gönderilmesi gerektiğini söylediğini öğreniyoruz. Sebep olarak da Mısır esaretini ve sıkıntılarını yaşamayan birinin, Sinay’daki deneyimi (Tora’nın alınışı) yaşayamaz dediğini Midraş bize öğretiyor. Moşe, Mısır’a giderken eşini ve çocuklarını da yanında götürmesine rağmen Yitro’ya, onları da yanına alarak Midyan’a dönmesini söylemiştir. Midraş’a göre, eşini ve çocuklarını Mısıra götürdüyse niye onları Tora’yı almak gibi bir deneyimden uzak tutmuştur? Neden Tora’mızı  hak etmek için Mısır’da eziyeti çekmek gerekiyordu?

Ramban, bize bu konuda ışık tutar.  Moşe, Mısır’a gelirken eşini ve çocuklarını yanına alması, Bene Yisrael’e çok büyük bir güç ve çıkacaklarına dair bir inanç katmıştır. “Ben çocuklarımla geliyorsam, bunun sebebi çok kısa bir süre sonra buradan hep birlikte çıkacağımıza inandığım, bildiğim içindir. Üzülecek bir şey yok” demiştir. Akuzari kitabının yazarı, Rabi Yeuda Alevi, Rav  Even Ezra’ya sorusunda, “Neden Akadoş Baruh U On Emirde, kendisini ‘Ben seni Mısır’dan çıkaran Tanrı’yım’ şeklinde kendini tanıtıyordu?” şeklinde bir soru sorar. Rav Even Ezra şöyle cevap verir: “Tanrı’nın amacı, bizi köle olduğumuz Mısır’dan çıkarıp, onun inançlı toplumu yapmaktır. Çıkıştan itibaren bu bilinçle hareket etmek gerekiyordu.”

 Aşela Akadoş ise ‘’Akadoş Baruh U’nun bizi, Mısıra sokma nedeni, köle ne demek öğrenip, çıkışımızda Tora’nın emirlerini uygularken zorluk çekmemekti.’’ demektedir. Menorat Amaor Rav Yitshak Abuaf ise ‘’Bene Yisrael Tora’yı almaya en uygun halktı çünkü köleliği öğrendi.’’ Şeklinde yorum yapmaktadır. Asifri adlı kaynak ise şöyle sorar; Neden Tora’da birçok mitsvada Mısır çıkışı hatırlatılmaktadır? Buna bir örnekle cevap vermektedir. Kralın oğlu bir yemin eder, başka bir kral onun bu yeminini, kendisinin kölesi olmayı kabul ederse iptal edebileceğini söyler prens, kabul eder ve kendisini köle yapan belgeyi imzalar. Prens bu belgeyi imzaladığında, artık prens değil bir köledir yoksa yemini iptal olmayacaktır. Hayatı boyunca bunu unutmamalıdır. Ancak bazen kendini eskisi gibi prens görüp, öyle davranınca kral ona imzaladığı belgeyi göstererek arada bir hatırlatır. Bu örnek bizi anlatıyor. Akadoş Baruh U bizim köleliğimizi iptal etti çünkü artık ona hizmet etmemiz gerekiyordu. Biz Yahudiler istemiyorum ben bir prensim, her şey benim kontrolümde dersek Tanrı da bize ‘’NAASE VE NİŞMA’’ sözümüzü hatırlatır verecek cevabımız olmadığı için de Mısır’dan daha kötü bir köleliğe maruz kalabiliriz.

Moşe’nin Yitro’yu gönderme sebebi de budur. Köle nedir? Bilmeyen Tora’yı da içselleştiremez karısı ve çocukları da Mısır’a inerken güç verdiler belki ama onlar da köle olmadılar. Biz kölelikle sıkıntılarla tanıştık, Tanrı’nın toplumu olmak için imza attık ve mutlu hizmetkarları olduk bu imza ömür boyu atılan bir imzadır. Mutluluk, huzur ve güzel yaşam Tanrı’ya hizmet ettikçe bizimle olacaktır.
ŞABAT ŞALOM

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Koanim berahası ayakta mı yoksa oturarak mı dinlenmeli?

Talmud Sota 38’de Birkat Kohanim berahasının “ko tevarehu et bene Yisrael amor laem -  İsrael Milletini böyle kutsayacaksınız” ifadesiyle Tora’da yazdığı belirtilir. Kohen’lerin halkı kutsamaları Tora’nın yapmamız yönünde verdiği bir emridir. Beraha’nın içeriğini Tanrı tarafından öğretilmiştir.  Beraha söylenirken Kohenler ayakta olmalıdır. Bunu da Tora’da kabilelerin Gerizim ve Eval dağlarında bulunan altışar kabilenin durumundan söz edildiği Tora bölümünde   “elle yaamdu levareh et aam- ayakta durup halkı kutsayacaklar” ifadesinden öğrenmekteyiz. Bu bilginin ışığında Kohenler kutsama sırasında ayakta dururlar.

Şulhan Aruh 128. bölümde dinleyenlerin oturabileceği yazar ancak Talmud Sota da en iyi şeklin ayakta dinlemek olduğunu Beraha verenin saygınlığı açısından gerekli olduğunu vurgular. Sağlık ve benzeri problemi olanlar otururlarsa sorun olmaz.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf
הבדלה – NER AVDALA

Şabat gününün çıkışında yapılan Avdala duasında elde tutulan objelerden biri de Ner Avdala’dır. Bu mum Şabat günü çıkışında yakılır. En az iki fitilden oluşması gerekir. Alaha bu mumun bir meşale gibi yanması gerektiğini söyler. Bu yüzden birçok fitilin bir arada olduğu değişik Avdala mumları yapma geleneği vardır. Adam Arişon ilk yaratıldığından manevi büyüklüğünden dolayı vücudu tırnaklarımızın görüntüsüne benzeyen parlak bir deri ile kaplıdır. Hatayı yaptıktan sonra bu özelliğini kaybeder ve şu anki durumumuza döner. Bizler ışığın altında tırnaklarımıza bakıp günah işlemeden önceki durumu hatırlarız.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf

Sefer Ahinuh otuz yedi numaralı mitsvada yalancı şahitlik yasağını gündeme getirir. Şemot kitabında 20/13’de yer alan bu mitsva on emir içindeki yerini de almıştır. Kökene inersek yalan eğitimli insanların gözünde kötü ve iğrençtir. Yalancı şahitlik genellikle yıkımlara neden olur. Bu mitsva pratikte kimlerin mahkeme ve tanıklık gerektiren durumlarda tanıklık yapabilecekleri konusunu gündeme getirir.

HAFTANIN SÖZÜ

“Yapacaklarınız bunlardır. Kişi akranına doğruyu söylemelidir. Kapılarınızda gerçek adalet ve barışla hüküm verin.” (Zeharya 8/16)