Bu Hafta İçin Saatler

17 ŞEVAT

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:35

17:49

-----

Yeruşalayim

16:41

18:55

Tel Aviv

16:51

17:50

30OCAK

Tel Aviv

17:57

18:56

İstanbul

18:03

18:45

2021

İstanbul

18:12

18:54

İzmir

18:08

18:59

İzmir

18:16

19:07

BEŞALAH- בשלח


10 ŞUBAT 2020 TU BİŞVAT


Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Şemot13:17-17:16)


Bene-Yisrael'in Mısır'dan çıkışına izin verdikten kısa bir süre sonra, Paro onları zorla geri getirmek üzere peşlerine düşer ve Bene-Yisrael kendilerini Paro'nun orduları ile deniz arasında kıstırılmış halde bulurlar. Tanrı, Moşe'ye asasını suyun üzerinde kaldırmasını söyler; deniz yarılarak Bene-Yisrael'in geçişine imkan tanır ve sonrasında, onları takip eden Mısır ordusunun üzerine kapanır.
Moşe ve Bene-Yisrael, Tanrı'ya şükran ve övgü içeren bir şarkı söylerler.

Çölde halk susuzluk ve açlık sebebiyle çeşitli kereler Moşe ve Aaron'aşikayette bulunur. Tanrı, Mara'daki acı suları tatlılaştırır, başka bir yerde de Moşe'nin kayaya asasıyla vurması sonucu kayadan su çıkar. Tanrı gökten Man adı verilen mucizevi bir yiyecek yağdırır. Man çöl boyunca her sabah tan vaktinden önce yağacaktır. Bunun yanında Tanrı her gece Yisrael kampına sülün sürüleri yollar. 

Bene-Yisrael'e, Cuma günler iki porsiyon Man toplamaları talimatı verilir; zira Tanrı'nın tam bir iş bırakma günü olarak belirlediği Şabat günü Man yağmayacaktır. Bazıları bunu dikkate almayıp Şabat sabahı Man toplamaya çıkarlar, fakat bir şey bulamazlar. Aaron az miktarda Man alıp, gelecek nesiller için bir tanık olması amacıyla bir kaba koyar.

Refidim'de halk Amalek'in saldırısına uğrar; fakat Moşe'nin duaları sayesinde Yeoşua'nın komutasındaki ordu saldırganları bozguna uğratır.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

Tu Bişvat ve Emuna

Beşalah peraşası genellikle Tu Bişvat bayramının kutlandığı günlere denk gelir. Bu nedenle sözlerimize “Mişle’de yer alan “ki aadam ets asade – insan doğadaki ağaç gibidir” sözüne bağlayarak bu konuda birkaç etik öğretiyi paylaşmak suretiyle başlamak istedik.

Doğada ağaçlar kışa hazırlanırken yapraklarını döker. Çünkü kışın geceler uzun ve gündüzler kısadır. Fazla ışık yoktur. Dolayısı ile ağaç bütün yapraklarını besleyecek kadar gıdayı temin edemez. Bu yüzden de yapraklarını döker. Kış boyunca uykuda sanki ölü gibidir. Tu Bişvat gelince bazı değişimler olmaya başlar. Günler uzar böylelikle ışık da fazlalaşır. Badem ağacı başta olmak üzere ağaçlar çiçeklenir yapraklar görülmeye başlar.

İnsanı ağaca benzettiğimize göre bazen insanın da yaşama sevinci olmayabilir. Yaprakları olmayan ölü bir ağaç gibidir. Kış mevsimini yaşar. Sıcaklık ve ışık yoktur. İnsanın canlanması için ona sıcaklık ve ışık gereklidir. Kişiye kalpten söylenecek her güzel söz onun kalbine bir sıcaklık verecektir. Tanrı insanı o kadar özel yaratmıştır ki ikizler bile birbirlerine mutlak derecede benzemez. Her insan için sorumlu bir melek vardır. İnsan çok önemlidir. Özeldir. İşte bu yüzden kendini geliştirmeli ve kendine verilen özel görevi bulup onu yerine getirmelidir. İnsan kendini özel hissetmelidir. Her insan daha da özeldir. Çünkü onun gidilecek bir yolu başarılacak görevleri vardır. Kalbinde güzel sözlerle sıcaklık hisseden insan bu özel yolu bulmak için çaba gösterir. 

Işık için de kaynak bellidir. Mişle “ki ner mitsva veTora or – mitsva mum Tora da ışık gibidir” demekte kaynağın nerede olduğunu belirtmektedir. RaMHaL bilim konusunda birçok öğrenen olduğunu bilgisinin fazlalığının onda iyi davranışların şekillenmesine mutlaka yardımcı olmadığını paylaşır. Bilim dünyasında fazla bilen ve öğrenen kibirlidir, öfkelidir yanına pek kimse sokulamaz. Halbuki Tora tahsil eden kişinin öğrendiği Tora sayesinde “midot” dediğimiz özelliklerini geliştirmeli güzelleştirmelidir. Eğer midot düzelmiyorsa öğrendiğinin hiç bir yararı olmamıştır. Bilimin aksine Tora öğrenenlerin ruhlarının da güzelleşmesinin nedenini RaMHaL Tora sözcüklerinde Tanrısal ışığın olmasına bağlar. Bu ışık insanın Neşama’sını aydınlatır. Bilim konusunda ilerleyen kişi kendini övmekten geri kalmaz. Mişle 27/2’de yealelha zar velo piha – seni başkaları övsün ağzın değil” demektedir.  Cümleyi “başkaları seni övmüyorsa ağzın övsün” şeklinde okumak da mümkündür. Ancak bu kişisel övgünün tek bir amacı olmalıdır o da verdiği nimetler için Tanrı’ya teşekkür etmektir. Kişisel potansiyelini ortaya çıkarmak amacıyla kendini öven insan her nimetin kaynağının Tanrı olduğunu ve bunun bilincinde olmazsa bu hediyenin ondan alınacağını çok iyi idrak etmelidir. Kişi o mutsuzluktan arındığı zaman bir anlamda kendi Tu Bişvat’ını yaratacaktır.

İnsan hayatında her zaman koşullar yaz gibi tatlı, sıcak, aydınlık geçmez. Bazen kışı da yaşamak gerekebilir. Kâinatın yaratılışında bile Tanrı bu mesajı vermiştir. “Vayi erev” dediğinde ortada düzeltilmesi gereken bir karmaşa vardır. Ardından “vayi boker” gelir ve karmaşa ortadan kalkar düzen gelir. Gün de bu şekilde tamamlanmış olur. Miha 7/8’de yer alan cümle çok anlamlıdır. “Al tismehi oyavti li ki nafalti kamti ki eşev bahoşeh Ad... or li – düşmanım sakın sevinme düştüğüm gibi kalkarım. Karanlıkta otursam da Tanrı benim için ışıktır.”

Bazı ağaçlar yapraklarını hiç dökmez. Bunu insana nasıl bağlayabiliriz. Yapraklarını hiç dökmeyen ağaç gibi mutsuz durumlarda ümitsizliğe düşmeyen insanların Tanrı ile devamlı bir bağlantısı vardır. Bu bağlantı da inanç ve güven üzerinedir. Kış da olsa bahar da olsa güvende bir değişme olmaz. İşte bu hafta okuduğumuz Beşalah peraşasının ana teması da Tanrı’ya karşı güvendir.

Hepimiz denizin kıyısında neler olduğunu duymuşuzdur. Bene Yisrael ve hatta Moşe Tanrı’ya dua ederken Tanrı “bana neden bağırıyorsun” der. İyi de sıkıntılı anlarda dua etmek kadar doğal bir şey yoktur ve Bene Yisrael çok büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Tanrı burada sadece Bene Yisrael’e yürümesini söyler. Burada önemli bir ilke öğreniyoruz. Elbette ki dua etmek büyük bir güçtür. Dua ile birçok şeyi değiştirmek mümkündür. Ancak Tanrı adına bir fedakarlık yapmak daha da büyük bir güçtür. Nahşon, Avidan ve diğerleri denize girerek Tanrı adına bir fedakarlığın kapısını aralamışlardır. Bu fedakarlık denizdeki kurtuluşun da anahtarıdır.

“Şirat ayam – denizin şarkısı” başlamadan önce Tora’nın kullandığı cümle çok önemlidir. “Vayaaminu B’Ad... uvMoşe avdo – Tanrı’ya ve kulu Moşe’ye inandılar.”

Emuna dediğimiz inanmak kavramı çoğu yerde yanlış kullanılır. Birçok insan Tanrı’nın varlığını kabul eder. Elbette O’nu göremez ama “Tanrı vardır” ifadesi yabancı değildir. İbranice’de buna “emuna” değil “yedia” denir. Bir şeyin varlığını kabul ediyorsak ve biliyorsak bunun imanla ilgisi yoktur. İnanmak Tanrı’nın varlığını bilmenin yanı sıra O’nun her şey ile ilgilendiğini ve hükmettiğini kabullenmektir. Bizim yaptıklarımız Tanrı’yı ilgilendirir. Özellikle verdiği emirlere uyup uymamamız O’nun umurundadır. Çünkü her insan gerektiğinde Yaakov’un rüyada gördüğü merdiven gibi olabilir. Ayaklarımız burada topraktadır ama başımız göklere dünyaların ötesine kadar erebilir. Bu potansiyelimiz vardır ama isteklerimiz ve arzularımız buna erişimi çoğunlukla engellemektedir. Yukarıda okuduğumuz pasukta Tanrı’ya ve Moşe’ye inanmaları sadece var olduklarını bilmeleri anlamına gelmez. Evet Tanrı onları Mısır’dan elçisi Moşe aracılığıyla kurtarmıştır. Durumu görmüşlerdir. Bilmektedirler. İnandıkları şey artık Tanrı’nın onların hep yanında olacağı, onları umursayacağı ve Moşe’nin onlara hep yol göstereceğidir.   Bilmek dediğimiz “yedia” bir süre sonra inancı yani “emuna” getirmiştir.

Rabenu Bahye Hovot Alevavot adlı kitabının “Şaar Abitahon” bölümünün girişinde insanın Tanrı’ya güveninin ne olması gerektiğini açıklar. Hepimiz Tanrı’ya güveniriz. Bu konuda sıkıntı yoktur. Önemli olan o güvenin derecesinin ne olduğudur. Rabenu Bahye bizlere bunu öğretir: “Maut abitahon i menuhat nefeş aboteah. Şeyiye libo samuh ubatuah al mi şebatah alav şeyaase atov veanahon avuro – Tanrı’ya güvenin derecesi insanın canının huzur içinde olmasıdır. Kişinin kalbi güvendiğine yakın ve güven dolu olmalı ve onun için her zaman iyi ve doğruyu yapacağına inanmalıdır.”

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

Vaera ve Bo peraşalarında Tanrı’nın Mısır’a getirdiği on felaketi gördükten sonra Beşalah peraşasını okumaktayız. Onuncu felaket olan behorların ölümünden sonra Paro artık Bene İsrael’i bırakacaktır. Mısır’dan çıkış Tanrı’nın büyük bir gücü ile olmuştur. Tanrı Bene İsrael’i Kızıldeniz “Yam Suf” kıyılarına getirir. Bu arada Moşe Rabenu Yosef’in bir vasiyetini yerine getirir. Ölmeden önce kardeşlerine kemiklerinin orada bırakılmaması için yemin ettirmişti. İşte bu vasiyeti Moşe Rabenu yerine getirir.

Paro bene İsrael’in gittiğini görünce verdiği karardan pişman olur ve 600 atlı ile peşlerine düşer. Bene İsrael zor durumdadır. Önünde deniz arkasında 600 atlı ve Paro. Haykırırlar Moşe Rabenu’ya, “Bizi buraya neden getirdin?” diye. Şikayette bulunurlar. Halkın bir kesimi tekrar Mısır’a dönelim, bir kısmı kendimizi denize atalım der. Moşe Rabenu çok rahatlatıcı sözlerle Korkmayın! Bakın Tanrı bizlere ne büyük mucizeler gösterecek. Tanrı sizleri kurtaracak, yalnız inancınızı güçlü tutun.

Tanrı, Moşe Rabenu’ya “Bana ne haykırıyorsun Bene İsrael’e yollarına devam etsinler de. Sen asanı al denize dokundur.” O arada Nahşon ben aminadav, Yeuda kabilesinden bir kişi ilk adımını denize atar. Deniz ortadan yarılır. Sağ ve sol taraflarda bir kale gibi oluşur. Bene İsrael denizden geçer. Peşlerinden gelen Paro ve atlılar tekrar denizin kapanması ile telef olurlar. Artık halk bağımsızlığına kavuşmuştur. Bu deniz geçişinde Moşe Rabenu ve halk bir ağızdan bir ilahi söylerler: “az yaşu Moşe” Bu ilahiye “Şirat ayam”- deniz ilahisi denir. Bu nedenle Beşalah peraşasını okuduğumuz şabat ‘a Şabat Şira adı verilir. Bu ilahide Tanrı’nın mucizeleri Moşe Rabenu ve halk tarafından dile getirilir. Halkta Tanrı ve Moşe Rabenu’ya karşı büyük bir inanç belirmiş olur. Bir yandan da Aaron’un kardeşi tabi ki Moşe Rabenu’nun ablası Miryam kadınları toplar ve bir ağızdan ilahiler söylerler.

Denizi geçtikten sonra sur çölüne gelirken orada su problemi yaşarlar. Zira sular çok acıydı. Bu nedenle buraya “mara” yani acı adını verdiler. Tanrı onlara bir ağaç dalı gönderir ve suyu tatlandırır. Bulundukları Mara’dan Tanrı onlara iki kural öğretir. Şabat Para adına ve bunun gibi ilerde halka verilecek Tora’nın bazı kuralları. Artık halkın Tanrı’ya inançları, O’nun mucizelerine sarılmanın zamanı gelmiştir. O anda Moşe Rabenu bizlerinde her duanın sonunda söylediğimiz bir cümleyi tekrarlar.

“Vayomer İm Şamoa Tişme” Eğer Tanrı’nın sözünü dinlersen her zaman O’na karşı dürüst davranırsan, emirlerini yerine getirirsen bütün hastalıkları senden uzaklaştıracağım gün ben sana şifa veririm.

Peraşamızda 40 yıl çölde Tanrı’nın bizlere yağdırdığı Man ilahi gıdayı da görmekteyiz. İlahı gıda her sabah ince bir çiğ tabakası üzeri Tanrı tarafından yağan bir gıdaydı. Halk sabahleyin toplar ve çölde onların beslenmesine teşkil ederdi. Aynı zamanda su ihtiyaçlarını Miryam’ın zehutu için oluşmuş bir kuyudan temin ederlerdi.  Peraşamızda Bene İsrael’in su istemeleri, Tanrı’nın emri ile Moşe Rabenu’nun Tanrı’nın gösterdiği bir kayaya asası ile vurmakla oluşmuştur. Bir cümle ile Beşalah peraşası bizlere Tanrı’ya inancımızın ne kadar güçlü ve kuvvetli olmasını geniş bir şekilde öğretmektedir.

 

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Otobüste, gemide veya trende Tefila söyleyebilir miyiz?

Seyahat halindeki kişi Tefila’yı kaçıracağını fark ettiği zaman seyahat aracının durumuna göre bir kenarda ayakta durup Tefila söyleyebilir. Ayakta duramıyorsa eğer ciddiyetle oturup başını öne eğip bacaklarını birleştirip ve vücudunu Yeruşalayim yönüne birazcık çevirerek Tefila söyleyebilir. Eğer bu şekilde konsantre olamayacağını düşünüyorsa Tefila söylememesi uygundur. Vardığı garantili bir yerde veya evinde bir sonraki Tefilayı ödemesiyle beraber (Taşlumim) yapar.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf

נעילה – NEİLA

Kipur gününün kapanış duası olarak bilinir. Tanrı’nın yargı kapılarını artık kapatma ve kilitleme zamanı gelmiştir. Bu yüzden dua “linol – kilitlemek” fiilinden türeyen bir isimle anılır. Aynı zamanda kararların da kilitlenmesinin zamanı gelmiştir. Her ne kadar senenin bütün günlerinde teşuva yapmak ve Tanrı’ya dönmek imkanı varsa da Kipur gününün özel ortamında bu dua daha heyecanlı ve umutlu olmamızı sağlar. Neila diğer kipur dualarına göre daha kısadır. Bu duada akşam saatinden hemen önce Birkat Kohanim gerçekleştirilir. Akşam saatinden yirmi dakika sonra ise Kipur günü tamamlanır. İzmir gibi bazı şehirlerde Kipur Şofarı akşam saatinden yarım saat sonra çalınır.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf

Şabat günü “melaha” yapma yasağından söz edeceğiz. Sefer Ahinuh Venezzia versiyonunda otuz üç numarada verilir. Melaha yasağı sadece bizim için değil çocuklarımız, bizim için çalışanlar (ifadede köle sözcüğü vardır) ve hayvanlarımız için de geçerlidir. Şemot 20/10’da bu belirtilmektedir. İsteyerek “melaha” yapan kişi Sanhedrin günlerinde ölüm cezası ile cezalandırılırdı. Tahmin edileceği gibi Şabat gününün kutsanması ve “melaha” yapılmaması gereği on emir içinde de zikredilmiştir.

HAFTANIN SÖZÜ

“Şabat gününü koruyan kişi bütün Tora’yı yerine getirmiş gibidir.” (Bilgelerimizden)