Bu Hafta İçin Saatler

13 HEŞVAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:15

17:25

-----

Yeruşalayim

16:09

17:22

Tel Aviv

16:31

17:28

31 EKİM

Tel Aviv

16:26

17:23

İstanbul

17:49

18:28

2020

İstanbul

17:40

18:19

İzmir

17:53

18:41

İzmir

17:45

18:34

LEH LEHA-  לך לך

 
7 KASIM 2020 -15 KASIM SİNAGOG SALDIRILARINI ANMA GÜNÜ
(6 KASIM 2020 CUMA GÜNÜ SAAT 12:15 TE AŞKENAZ SİNAGOGUNDA ANMA TÖRENİ YAPILACAKTIR)

 

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit 12:1-17:27)

Noah'tan sonra on nesil daha geçmiştir. İnsanoğlu bir kez daha manevi düşüş içindedir. Yaratılış'ın 20. nesli olarak Avram doğar. Dünyayı gözlemleyerek, Avram Tanrı'nın Varlığı'na dair kaçınılmaz gerçeğe ulaşır ve sonunda Tanrı'nın kendisi ile iletişim kurmasına hak kazanır.
Tanrı Avram'a ülkesini, akrabalarını ve babasının ailesini terk ederek, kendisine göstereceği bilinmeyen bir ülkeye gitmesini söyler ve orada büyük bir millet haline geleceğini vaad eder. Avram söyleneni yapar, yanına eşi Saray'ı, yeğeni Lot'u, hizmetkarlarını ve Tanrı'ya yaklaştırmış olduğu diğer insanları alarak yola koyulur. Kenaan topraklarına geldikleri zaman, Tanrı Avram'a görünür ve buranın, Avraam'ın çocuklarına vereceği ülke olduğunu bildirir. 

Kenaan 'da kıtlık başlar ve Avram yiyecek sağlamak için Mısır'a göç etmek zorunda kalır. Avram Kenaan Bölgesine, Mısırlılar'ın kendisine verdiği büyük bir zenginlikle döner. Çobanları arasında çıkan "iyi otlak" kavgası sonucunda Avraam, yeğeni Lot ile yollarını ayırmaya karar verir. Lot, Yarden ovasındaki zengin, ancak sınır derecesinde yozlaşmış Sedom kentinde yaşamayı tercih eder.

Bölge krallıkları arasında patlak veren savaşta Sedom yenilgiye uğrar; Lot esir düşer. Avram, adamlarını toparlar ve kendisinden sayıca çok fazla olan karşı gücü yenilgiye uğratarak Lot'u kurtarır. Sedom kralının ganimetten pay teklifini ise reddeder.

Kehanetsel bir anlaşma ile Tanrı Avram'a, çocuklarının yabancı topraklarda 400 yıl boyunca sığıntı olacaklarını, ancak bunun sonunda, ebedi mirasları Kenaan'a, büyük bir zenginlikle döneceklerini bildirir.

Kısır olan Saray, Mısır'lı hizmetkarı Agar'ı, aileye bir çocuk kazandıracağı ümidiyle Avram'a ikinci eş olarak verir. Agar, hamile kalır ve Yişmael'i doğurur.

Tanrı Avram'a sünnet olmasını ve Kendisi ile yapmış olduğu antlaşmanın simgesi olarak tüm nesillerinin de sekiz günlükken sünnet (Berit-Mila) olmalarını emreder. Tanrı Avram'ın ismini Avraam, Saray'ınkini de Sara olarak değiştirir. Kendisinin 99, Sara'nın ise 89 yaşında olduğu bir zamanda, Tanrı'dan, Yitshak'ın doğacağına dair söz alan Avraam, daha önce hem kendisi sünnet olur, hem de Yişmael ve kendisine bağlı diğer tüm erkekleri sünnet eder.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
“Küçük Kardeşimiz” Avraam

Peraşamız Avraam’ın hayatın denemeleri konusunda nasıl olmamız gerektiğini bizlere öğrettiği değerli mesajlarla doludur. Peraşamızın başında kendisi “Avram” adı ile bilinir. Bu isim Aran halkının babası anlamına gelir. Avram daha sonra Tanrı tarafından Avraam olarak çağırılır. Avraam “av amon goyim – birçok milletin babası” anlamına gelir. Avraam bir baba olarak, bir eş olarak hatta bir oğul olarak yapması gerekenleri yerine getirmiştir. Avraam yol yapan birisine benzetilir. Bu yolu yaparken büyük sıkıntılar çeker ancak arkasından gelenler daha rahat ederler. İşte Avraam bunun için bütün dünya toplumları tarafından “ata” olarak kabul edilir.

Peraşamızın giriş cümlesi de birçok soruya gebedir. Cümle “leh leartseha aşer areka – gösterdiğim toprağa git” şeklinde olsaydı sorun yoktu. Ancak peraşanın ismi olan Leh Leha bile birçok sorunun kaynağıdır. Rabiler “leha” sözcüğünün Avraam’ın iç dünyasını bulması konusunda bir emir olduğunu öğretirler. Burada “leha” sözcüğü “leatsmeha – kendine” olarak tanımlanmaktadır. Avraam’dan istenen gerçek kimliğini bulması için kendi özüne dönmesidir. Avraam Tanrı’yı kendi arayışı sonucunda bulur. Kainatın mükemmel işleyişi İbranice’de “ateva” dediğimiz doğada gördüklerimiz Avraam’ın yaratıcısını bulmasına yardımcı olmuştur. Mükemmel işleyişi olan doğa kelime olarak “ateva” Tanrı anlamına gelen “E.loim” sözcüğü ile aynı sayısal değere sahiptir.

Adamın biri büyük bir saraya girer. Hazır bir masa vardır. Yer içer dinlenir. İkramlar ağırlamalar eksik olmamaktadır. Bu bir süre sonra “akarat atov – kadirşinas” olan adamın dikkatini çeker. O sarayın sahibini aramaya başlar. Amacı ona sunduğu bu imkanlar için teşekkür etmektir. Adamdaki iyi niyeti seze sarayın sahibi de sonunda kendini gösterir. Midraş’ın anlattığına paralel bir şekilde Avraam da yaratıcısını bu şekilde aramış ve bulmayı başarmıştır.

Avraam Midraş’a göre ilk sınavını Nimrod’un önünde geçirir. Herkesin bildiği bu öyküye Şir Aşirim’de “Ahot lanu ketana – küçük kardeşimiz var” şeklinde gönderme yapılmaktadır.   Burada yer alan küçük kardeş Avraam’ın ta kendisidir. Çünkü sadece Tanrı’ya inandığını söylemekte ancak bu konuda fazla bir harekette bulunmamaktadır. Henüz gelişmemiş bir inancın sınavlarla güçlendirilmesi gerekir. İşte Avraam’ın ateşe atılması gündeme gelince Tanrısal yargı kurumu olan Bet Din lemaala konuşmaya başlar. Avraam’ı kurtarmak doğa kanunlarını değiştirmek demektir. Bu ona layık mıdır? Bu sorunun yanıtı Tanrı tarafından yine Şir Aşirim’deki cümlelerde verilir. “İm homa i nivne alea tirat kasef veim delet i natsur alea luah arez – eğer sur gibi ise onu gümüş vererek kurtaralım ama eğer kapı gibi ise ne yapacağı belli değil ise erz ağacı gibi davranalım.” Tanrı burada Avraam’ın sur gibi sağlam durmasını beklemektedir. O zaman nasıl ki gümüşe ateşte bir şey olmazsa doğa kanunları değişecek ve Avraam zarar görmeyecektir. Ancak ne yaptığı belli olmaz gibi davranırsa o zaman erz ağacı gibi yapılması gereken doğanın gücüne teslim olup yanmaktır. Avraam bu testi başarıyla geçer ama kardeşi Aran “kapı” gibi davranır ve ateşte yanar. Yine Şir Aşirim’de Avraam şöyle der: “Ani homa veşaday kamigdalot – ben bir sur gibiyim ardımdan gelenler de duvar gibi sağlam olacaktır. “Az ayini beenav kemotsae ş.alom – gözlerinde de barışı getiren olacağım.” Doğa değişmiş Avraam barış içinde ateşten çıkmıştır.

Bizlerin de bazen böyle sınavları olmaktadır. Şabat günü çalışmak istemeyen ama çalışmadığı zaman zarar edecek olanlarımız az değildir. Rabiler bu konuda da Avraam’ın nesli gibi sağlam durmak gerektiğini söylerler. Eğer alahik olarak çare bulunabiliyorsa o uygulanır yoksa Tanrı mutlaka bunun karşılığını verecektir diye inanmak gerekir. Tanrı için yapılan fedakarlığın karşılık bulmadığı bir olay vaki değildir. Steipler Rabi ne kadar fedakarlık yapılırsa karşılığın o denli büyük olacağını belirtir.

İlk pasuğa dönersek öncelikle “meartseha – toprağından” çıkması gerekmektedir. Bu sadece yaşadığı memleket anlamına gelmez. Bu aynı zamanda kendi topraksal benliğinden cismani benliğinden çıkmak anlamına gelir. Bu benlik aynı zamanda toplumun baskısı ve değerleriyle şekillenir ki bu değerler bu noktada Avraam için hiç de uygun değildir. Tanrı durumu bir adım daha ileriye taşır. “Moladteha – doğum yeri” Kişinin doğum yeri sadece bulunduğu ülke değil daha yakın çevresinin etkisi altındadır. Bazen galut dediğimiz sürgüne çıkmak ruhani yükseliş için çok daha doğrudur. En son adım olan “bet aviha – baba evi” en zor ama en zorunlu olandır. Baba evinde görülen davranışlar, değerler insanın genetiği gibi içine işler ve onlardan kurtulmak hiç de kolay değildir. Bunun için de o ortamdan mutlaka uzaklaşmak gerekir. Yanlış eğilim ve değerler ruhani gelişmeyi her zaman zorlayıcı olmuştur. Avraam baba evinde gördüğü olumsuzluklardan uzaklaşmalıdır. Sözgelimi Tefilin takmayan bir babanın oğluna Tefilin mitsvasını benimsetmesi çok da mümkün değildir. Bazen çocuk gerçekten bunu aşar ancak bu çok sık görülen bir davranış değildir. Anne ve baba telefonda konuşurken, araba kullanırken, birbirlerine hitap ederken bile çocukların etkileneceğini düşünerek hareket etmelidir zira gerçekten anne baba olmak hiç kolay değildir.

Avraam için de ilk deneme sanki bir soru barındırır. Tanrı’nın gösterdiği diyara gitmek zordur ancak Tanrı çok net bir şekilde çocuk hatta toplum sahibi olacağını, büyük zenginliğe kavuşacağını, bizzat kendisinin bir bereket kaynağı olacağını söylemektedir. Burada nasıl bir deneme veya sınav olduğu düşünülebilir?

Bunun yanıtını Tora metninin üzerinde bulmak mümkündür. “Vayeleh Avram kaaşer diber elav Ad... – Tanrı ona söylediği gibi Avram gitti.” Tanrı’nın vaatlerinin yerine geleceği kesindir. Ancak Avram’ın evini terk etmesinin sebebi Tanrı’nın emridir.

İnsan olarak bazı mitsvaları daha iyi bir yaşam, zenginlik, sağlık ve daha birçok nedenden ötürü yaparız. İnsanın karakterinde bu vardır. Birçoğumuz emirleri Tanrı emrettiği için yaptığımızı aklımıza bile getirmeyiz. Gemara’ya göre “Leolam yaasok aadam batora uvamitsvot afilu şelo lişma şemitoh lelo lişma ba lişma – insan Tora ve mitsvalarla “şelo lişma” bile olsa ilgilenmelidir. Çünkü başlangıçta Tanrı adına olmasa bile zamanla Tanrı adına yapılan davranışlar gelecektir. Teilim “taamu uru ki tov Ad... – Tadın göreceksiniz ki Tanrı iyidir” demektedir. Bir kişi bazı şeyleri görmeden asıl hedefe ulaşamaz.

DİVRE TORA
Rav İzak Peres
Bilge İnsanlarla Birlikte Yürümek

Leh leha meartseha- Ülkenden git (12:1) Kral Şelomo şöyle der (Mişle 13:20) Bilge biriyle yürüyen kişi bilgeleşir, fakat aptallar insana zarar verir. Bu pasuk bize, insanların bilge ve dindar insanlara yakın olmaları ve kötü insanlardan uzak kalmaları gerektiğini öğretmektedir. Bilge kişiye yapışan kimse Tanrı’nın varlığını sürekli aklında tutar. Halbuki, kötü birine yakın duran kişi de Tanrı’yı unutur ve birlikte olduğu o kötü kişinin yaptıklarını taklit eder. ‘oy laraşa, oy lişheno.’- ‘Vah kötüye, vah komşusuna.’

Avram, Tora’ya uymak ve Tanrı’ya en uygun biçimde hizmet etmek istiyordu. Gimara’da, Avram’ın tüm emirlere uyarak Tora’yı yerine getirdiği yazmaktadır. Bu yüzden Tanrı, Avram’a ‘ Ülkenden git. Babanın evinden git.’ Demiştir, çünkü o topraklarda yaşayanlar kötüydü.

Ravlar, Avram’ı kötü kokulu bir yerde saklanan, güzel kokulu bir parfüm şişesine benzetirler. Fakat insanlar bu güzel kokunun aromasının farkında değildirler. Ancak ortadan kaybolduğunda, bu kokunun eksikliğini fark ederler. Buna benzer bir şekilde, sadik Avram, putlara tapan insanlar arasında yaşamaktaydı. Bu yüzden Tanrı ona ülkesinin terk etmesi gerektiğini, böylelikle iyiliğinin herkes tarafından fark edileceğini söylemiştir.

ÇOCUKLAR-SERVET-ŞÖHRET

Veesha- legoy gadol: Sizi büyük bir millet yapacağım. (12:2)

Ravlar şöyle demektedir: Bir adam seyahat ettiğinde üç şeyden mahrum kalır: Seyahat ederken çocuk sahibi olamaz. Para kaybeder ve iyi bir şöhret edinme fırsatını da kaçırır. Tanrı bu yüzden, Avram’a emrine uyması durumunda bir şey kaybetmeyeceğine dair söz verir. Aksine; ‘Sizi büyük bir millet yapacağım.’ der. ‘Gelmiş olduğun topraklarda çocuk sahibi olmayı hak etmiyordun, fakat burada çocuk sahibi olacaksın.’ ‘Ve isminizi yücelteceğim.’- ‘Size şöhret getireceğim.’ ‘Sizi kutsayacağım:’- ‘Zenginlikle kutsanacaksınız.’

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Geceleyin Teilim okunur mu?

Mistik Rabilerin ön görüleri doğrultusunda geceleyin TaNaH okumak uygun değildir. Ancak dua, haykırış, hasta sağlığı vb gibi ihtiyaçlar için Teilim ve TaNaH bölümlerinin okunması uygundur hatta tavsiye edilir. . Hasta için dua eden “Betoh şaar kol hole amo yisrael - sadece kendine değil bütün İsrael hastalarına dua et.” İfadesini aklından çıkarmamalıdır. Duasını sadece kendi hastası için değil, tüm hastalar için etmelidir.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf

סידור – SİDUR

Sidur “düzen” anlamına gelen “seder” sözcüğümden türetilmiş bir isimdir. Duaların belli bir düzende yer aldığı günlük dua kitabına verilen isimdir. Sidur Vilna Gaon tarafından kalıcı bir şekilde düzenlenmiştir. Farklı geleneklere göre farklı Sidur türleri vardır. Aşkenaz kardeşlerimizin kullandığı Sidur ile Sefarad kardeşlerimizin kullandığı Sidur birbirinden oldukça farklıdır. Buradaki fark dua düzeni veya duaların ne olduğunda değildir. Fark geleneksel anlamda karşımıza çıkmaktadır. Daha önceleri yazdığımız gibi Roş Aşana, Kipur ve Şaloş Regalim günlerinde kullanılan dua kitapları Sidur olarak değil “Mahzor” olarak adlandırılır.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf

Bu hafta söz edeceğimiz mitsva Bereşit kitabında yer alan son mitsvadır. Yaakov Avinu melekle olan güreşinde Yaakov’a üstün gelemeyen melek onun siyatik sinirini incitir. Buradan da “Bene Yisrael” siyatik sinirinin bulunduğu bölgeyi yemez. Konu Bereşit 32/33’de işlenir. Sefer Ahinuh’un öğretisine göre o bölgenin yenmemesinin nedeni o bölgeye bir zarar verilmiş olması olarak değerlendirilir. Aynı kaynak bütün sıkıntılara rağmen Bene Yisrael’in var olmaya devam edeceğine ilişkin inancın kaynağı olarak da bu mitsvayı gösterir. Bu yüzden o sinir ve etrafındaki tabaka çıkarılmadığı zaman hayvanın “but” kısmı yenmez. Sinirin çıkarılma işlemi “nikur” olarak bilinir. Son derece meşakkatli bir iş olduğundan birçok cemaatte bu işlem yapılmaz. Türkiye cemaatinde de “nikur” işlemi yapılmamaktadır. Bu yüzden hayvanın but kesiminin yenebilmesi söz konusu değildir.

HAFTANIN SÖZÜ

“Ellerimi temizlik için yıkayacak, Mizbeahın'ın etrafında dolaşacağım" (Teilim 26/6)