Bu Hafta İçin Saatler

9 AV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5779

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:53

20:06

-----

Yeruşalayim

18:46

19:59

Tel Aviv

19:10

20:09

10AĞUSTOS

Tel Aviv

19:03

20:01

İstanbul

19:56

20:37

2019

İstanbul

19:47

20:27

İzmir

19:51

20:40

İzmir

19:43

20:31

DEVARİM-דברים


ŞABAT HAZON

11 AĞUSTOS 2019 PAZAR TİŞA BE AV

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Devarim 1:1-3:22)

 

Bu peraşa, Tora'nın Beş kitabının sonuncusunun başlangıcıdır. Devarim kitabı aynı zamanda "Mişne Tora - Tora'nın Tekrarlanışı" olarak da bilinir. Bu kitap Moşe'nin, hayatının son beş haftasında, Yarden (Ürdün) Nehri'ni geçerek Erets-Yisrael'e girmeye hazırlanan Bene-Yisrael'e söylediklerini kaydeder.

Moşe mitsvaları tekrar gözden geçirerek, halkın yeni ülkelerine girince başlayacağı yeni yaşam tarzını vurgular: Moşe'nin rehberliğindeki doğaüstü çöl yaşantısından, Yeoşua'nın yönetiminde, Erets-Yisrael'de, bildiğimiz yerleşik normal yaşam düzenine geçeceklerdir.

Bu hafta, peraşanın merkezi teması, casusların (Meragelim) işledikleri günahtır. Peraşa, Moşe'nin, çölde ölen bir önceki neslin günahlarına gönderme yapmasıyla başlar. Moşe casusları Erets-Yisrael'e göndermemiş olsalar ne olacağını halka açıklar. Böyle olsaydı, Tanrı, tüm ülkeyi, Akdeniz'den Fırat Nehri'ne kadar, Amon, Moav ve Edom'un toprakları da dâhil olmak üzere, hem de hiçbir çarpışmaya gerek kalmadan Bene-Yisrael'e verecekti. Moşe daha sonra, casusların günahının dolaylı olarak sebep olduğu diğer günahları açıklar ve konuyu özetler: Tüm nesil çölde ölecek ve Moşe, Erets-Yisrael'e giremeyecektir.

Moşe daha sonra, halka, Tanrı'nın kararını duydukları andaki ilk tepkilerinin, günahı affettirme amacıyla "gidip savaşma isteği" şeklinde gerçekleştiğini hatırlatır. Moşe onlara, artık düşmanlarını mucizevi bir şekilde yenme haklarını kaybettikleri gerekçesiyle gitmemelerini öğütlemiş, ancak onu dinlemeyen topluluk, toplu bir katliama maruz kalmıştır.

Moşe devam eder: Bene-Yisrael'e, Esav (Edom), Moav ve Amon milletleriyle savaşmaması emredilmiştir - zira bu topraklar o dönem için Erets-Yisrael'in parçası olarak öngörülmemişti. Kenaan'ın fethi Sihon ve Og savaşlarıyla başladığında ise, savaş doğal yollarla gerçekleşecekti.


ZAHOR ET YOM AŞABAT – ŞABAT GÜNÜNÜ HATIRLA

 


Yahudi olmayan birine sadece büyük bir tehlike veya hastalık durumunda iş verilebilir. Şabat günü soğuk olan yerlerde Yahudi olmayan birine soba veya ateş yaktırılabilir. Çünkü soğuğun karşısında herkes hasta sayılır.

HAFTANIN SÖZÜ

 

Tanrı doğru kişiyi aç koymaz, kötülerin isteğini boşa çıkarır. (Mişle 10/3)

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
LAŞON ARA

 

Kabala’nın büyük üstadı Arizal bu gün yaşadığımız bütün sorunların kaynağının Bet Amikdaş’ın yıkılmasına bağlı olduğunu öğretir. Bat Amikdaş bizleri sıkıntılardan koruyan bir kalkan gibidir ve günümüzde artık yoktur. Bizler de sorunlarla daha fazla karşı karşıyayız. Gün be gün karşılaştığımız sorunlar ve sıkıntılar için bu günde ağlamak ve matem tutmak bir gelenektir. Ancak bir şey için daha matem tutmak gerekir: 

Romalılar Bet Amikdaş’ı yıkmak için geldiklerinde öncelikle binayı yağmalamak isterler. Yosef Meshita adlı bir haine Bet Amikdaş’ın içine girmesini ve istediği bir şeyi almasını, bunun da kendisine ait olacağını söylerler. Yosef içeriye girer ve oradan elinde Menora’yı taşıyarak çıkar. Romalılar bundan etkilenmekle birlikte özenle hazırlanmış bu objenin yeteri kadar özel olmadığını söylerler ve Yosef’ten farklı bir şey almak için yeniden girmesini isterler.

Yosef “Yaradan’ı yeteri kadar kızdırmadım mı” şeklinde düşünür ve yeniden girmeyi reddeder. Romalıların bütün baskılarına ve tehditlerine rağmen düşüncesi değişmez. Yosef sonunda işkenceyle öldürülür.
Burada garip olan Yosef Meshita’nın bir hain, kendi toplumuna sırt çevirerek Romalılara katılan biri olmasına rağmen neden bu şekilde davrandığıdır. Neden birden bire Tanrı’yı kızdırdığını düşünmüştür? Bilgeler bunun nedeninin Bet Amikdaş’ın kutsiyetinde bulunduğunu öğretirler. Bir kez içeri girerek Tanrı’nın kutsallığını hisseden Yosef ruhani olarak değişmiş ve yeniden yanlış yapmamak için direnmiştir. 

Bet Amikdaş kusursuz kutsallıkta ruhani bir güce sahiptir. Sadece onun bulunduğu yerde bulunmak bile insanı ruhani olarak olumlu etkiler. Kişi kendini Tanrı’ya yakın hisseder. Çünkü orası Tanrı’nın ikamet ettiği yerdir ve bu ikamet bizleri bereketlendirir. İşte Tişa Be Av bunun kaybı için de matem tutmak zamanı olarak kabul edilir. Gaon mi Vilna o dönemde yaşamış bir kişiyle karşılaşamamanın verdiği özlemi hep hissettiğini söyler. O dönemde yaşamış en düşük düzeyde olanların bile Vilna Gaon’unun döneminin en büyük bilgelerinden daha üstün olduğu söylenir. Çünkü onlar Bet Amikdaş sayesinde ruhani olarak yüksek ve Tanrı’ya yakın olan bir durumdadırlar.

Ancak Tişa be Av için en üzücü olan şey Tanrı’nın oranın yıkılışı ile çektiği sıkıntıdır. Gemara Masehet Berahot’ta her gece birkaç kez Tanrı’nın bir aslan gibi kükrediğini ve Bet Amikdaş’ın yıkılışı için üzüldüğü belirtilmektedir. Sürgünde olan sadece bizler değiliz. Tanrı’nın Kendisi de sürgün yaşamaktadır. Sürgünde dahi olsak evlerimiz vardır. Ancak Tanrı’nın bir “evi” yoktur. İki bin yıla yakın bir zamandır Tanrı “evsiz” konumdadır. 

Tişa be Av Arvit duasında bir gelenek vardır. Bet Amikdaş’ın yıkılışının üzerinden geçen yılların söylendiği zamanda herkes yere oturur ve ışıklar söndürülür. Sadece Hazan’ın önünde bir mum kalır. Birçok cemaatte Talmud Yeruşalmi Masehet Yoma 1/1’de yer alan cümle söylenir: “Bet Amikdaş’ın inşa edilmediği her nesil ve nesil boyunca sanki o nesilde yıkılmış gibi kabul edilir.” Daha sonra yıkılışın üzerinden kaç yıl geçtiği söylenir. İfade Eha ağıtından “nafla ateret roşenu oy na lanu ki hatanu – başımızın tacı düştü vay bize ki hata işledik “cümlesi ile tamamlanır. Rabilere göre Bet Amikdaş’ın yeniden inşa edilmemesinin ve bunu görme zehutumuzun olmamasının sebebi işlediğimiz günahlardan başka bir şey değildir. Zamanında yıkılışa neden olan yanlış yollar devam ettikçe inşa edilmesi de gecikmektedir. Mişne Tora Taanit kuralları 5/1’de RaMBaM oruç tutmanın nedenini teşuva yapmak için bir fırsat olarak değerlendirir. Atalarımızın günah işlediği gibi bizler de onların yollarını sürdürmekteyiz. Oruçla bunun ayırdına varmak ve yeniden inşa edilmesi için yanlış yolları bırakmak gerekir. 

Rabenu Yona laşon ara konuda teşuva yapmak isteyenlerin de çok zorlandıklarını öğretir. Her şeyden önce her gün oldukça faal bir biçimde konuşulur ve ara vermek hiç de kolay değildir. Daha da zoru teşuva şartlarından biri günahı işlediği kişiden özür dilemektir ve “laşon ara” yapmış olan birinin bunu yapabilmesi imkansız gibi bir şeydir.

Hafets Hayim büyük eseri Şmirat Alaşon ikinci bölüm yedinci parçada “laşon ara”nın Bet Amikdaş’ı yıkacak kadar büyük kudretinden söz eder ancak onu yeniden inşa etmek için de çarenin yine bu şekilde bulunabileceğinden bahseder. Hafets Hayim kalabalıklar halinde birlikte konuşmanın bu günah önlemek için anlamlı olmadığını öğretir. Rabinin verdiği en önemli tavsiye “laşon ara” ile ilgili “alaha”ların sürekli öğrenilmesidir. Bu şekilde kişi kendinin hangi durumda olabileceğini ve gidişatın ne olacağını anlayabilme şansına sahip olacaktır.

Tanrı eğer izin verecek olsa Yahudiler Bet Amikdaş’ı yeniden inşa etmek için zaman, servet ve çaba sorunu yaşamayacaklardır. Hafets Hayim’e ait olan bu söz hali hazırda bunun için Tanrı’nın izin vermediği görüşü ile son bulmaktadır. Çünkü Tanrı bizlerin Bet Amikdaş’ı yeniden inşa edebilmek için gerekli saflığa ve özelliklere sahip olmamızı, buna neden olan günahlardan uzaklaşmamızı ister. Ancak yapabileceğimiz mutlaka bir şey vardır. Eğer her şekilde zaman veya servet bağışlamak konusunda sıkıntı duymuyorsak öncelikle kendimiz için günde birkaç dakika bağışlamaya ve bu zamanda “laşon ara” kurallarının ne olduklarını öğrenmeye başlayalım. Biz kendi üzerimize düşeni yaptıkça bu belki birçok kişi için örnek olacak ve Bet Amikdaş’ın günlerimizde yeniden inşa edildiğine tanık olacağız.

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

 

Devarim Kitabı Tora’nın beşinci kitabıdır. Devarim Kitabının bir adı da Mişne Tora yani Devarim Kitabından önce gelen dört kitabın tekrarı ve de bazı yeni bilgiler ve kurallar. Devarim Peraşasında Moşe Rabenı’nun Bene Yisrael’e bütün dönemi boyunca yaptıkları hataları onları incitmeden, çok nazik bir şekilde hatırladığını okuruz. Zira insanı veya insanları toplum içinde mahcup etmek güzel bir davranış değildir. Peraşamızın ilk bölümünde Moşe Rabenu’nun Bene Yisrael’e konuştuğu yöre isimlerini sayar. Bu yöre isimleri şunlardı: Midbar, Arava, Molsuf, Paran, Tofel Lavan, Hatserot, Dizaav.

 Bu isimlerin her biri Bene Yisrael’in yaptıkları bir hatayı hatırlatmaktaydı.

Midbar- çöl: Mısır’dan çıktıklarına pişman oldukları yer.

Molsuf: çölde oluşlarını dile getirip niye bizleri getirdin diye Moşe Rabenu’ya şikayet ettikleri yer. Paran: Moşe Rabenu’nun vaad edilmiş topraklara gönderdiği on iki kişinin getirdikleri bilgiler açıkladıkları yer.

Tofel Lavan: ilahi gıdadan yakındıkları yer.

 Hatserot: Korah olayını olduğu yer

Dizaav: altın buzağının yapıldığı yer

 Bu mevkilere Moşe Rabenu Bene Yisrael’i götürüp, sayarak onlara nazil bir şekilde 40 sene içinde yaptıkları hataları hatırlattı. Tabi ki Bene Yisrael Moşe Rabeunu’nun amacını çok iyi anlamıştı. Yaptıklarına çok pişman olup aradı. “Teşuva” tövbe ettiler. Teşuva – tövbe kurallarına göre: Kişi yaptığı bir hatadan tövbe ederse o hata sevaba dönüşür. Zira Teşuvanın yapmanın değeri çok ulvi ve büyüktür. Bu nedenle Moşe Rabenu Teşuva yapmış olan Bene Yisrael’e ağır bir şekilde yaptıkları hataları anlatır, hatırlatır ve söyler dolayısıyla gelecek sonraki nesillere Moşe Rabenu’nun bu sözleri rehber olmuştur. Rabenu Bahyenin bir tefsirine göre, Tanrı’nın beşinci Kitabı Devarim kitabı, ondan önce okuduğumuz dört kitap olan Bereşit – Şemot – Vayikra- Bamidbar kitaplarından ayrı ve özel bir kitap değidirl. Onların tamamlayıcısı ve devamı olan bir kitaptır. Rabenu Bahye buna bir örnek getirir. Sukot Bayramında ibadetlerimizde Lulav ve etrog hurma dalı- mersin dalı- söğüt dalını, bir demet yaparak yanında Etrog denilen turunçgillerden bir meyve ile bir bütün teşkil ettirip beraha söyleriz. Etrog yani turuçgiller meyvesi demete dahil değil yanında tutulur buna rağmen etrog yoksa beraha söylenmez. Aynı şekilde Toramız beş kitaptan oluşmuştur. Ve bu şekilde Devarim kitabı Toramızın beşinci kitabı ve de Toramızın tamamlayıcısıdır. Moşe Rabenu Bene Yisrael’e son günlerinde mübarek kılar ve onlara dualarını yapar. Bene Yisrael’i gökteki yıldızlara benzeterek Tanrı sizleri gökteki yıldızlar gibi çoğaltsın der. Tanrı Avraam Avinu’yu mübarek kıldığında şu iki dua ile mübarek kılsın. Neslin yeryüzündeki kumlar gibi sayılamayacak kadar çok olacak. Tanrı’nın Avraam Avinu’ya yaptığı ikinci dua da ise Gökyüzüne bak, gökyüzündeki yıldızları sayabilir misin? İşte neslin böyle olacak der. Yıldızlar ve kum birbirinin tamamlayıcısı olup her ikisinin artı ve eksi yönleri vardır. Yıldızlar her biri ayrı ayrı ve ışık verip geceyi aydınlatır, gündüz görülmez. Kum taneciklerinin tek başına bir değeri olmayıp toplanırsa bir yığın veya tepe haline gelir. Sonuç olarak şu bilgiye varabiliriz: kum tanecikleri yığın veya bir tepe haline gelebilmek için suya ihtiyacı vardır.

 En mayim ela Tora. Tora bizleri bir bütün haline getirir.

 

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

“Bana yaklaştınız – hepiniz – ve “Önümüzden adamlar gönderelim” dediniz. “Ülke’yi bizim için keşfedip, (oraya) çıkmakta kullanacağımız yol ve gireceğimiz (ilk) şehirler hakkında bize rapor getirsinler.” Devarim 1:22

Moşe Halkı azarlamaya işledikleri günahları ve başkaldırışlarını hatırlatarak başlar. Bu söylediği olayların birisi de meragelim yani casuslar olayıdır. Bene Yisrael 10 casusun Erets Yisrael’i karaladığı rapora inanır ve Yeoşua ve Kalev’in getirdiği Erets Yisrael’i iyi bir yer olarak gösterdikleri rapora inanmazlar.

Bunu anlamak çok zordur çünkü Yeoşua ve Kalev diğerlerine karşı sayıca çok daha azlardı ona karşı iki. Neden Bene Yisrael Yeoşua ve Kalev’i dinlemedikleri için azarlanmışlardı - Çoğunluğu takip etmeleri gerekmiyor muydu?
Yeoşua ve Kalev sayıca az olmalarına rağmen, mantıksal olarak onların raporlarının diğer on kişinin raporuna göre çok daha güçlü bir temeli vardı. Bu on kişi ülkeye girmemelerini söylemişlerdi, ama hiç kimse onların doğruyu söyleyip söylemediklerini bilemeyecekti. Ama Yeoşua ve Kalev halka ülkeye girmelerini söylemişlerdi ve halk biliyordu ki eğer ülkeye girerlerse onların doğruyu söyleyip söylemediklerini göreceklerdi.

Bu on kişinin karalanmış olarak getirdikleri rapora inanmanın günahı insanların akıllarını kullanmadıkları için gerçekleşmiştir. Bir adım geri atıp düşünüp taşınmaları gerekiyordu, ki böylece gerçeğin ne olduğunu kavramış olacaklardı.

Bir insanın işleyebileceği en büyük günah Tanrı’nın kendisine hediye ettiği aklı terk etmektir. Tanrı her bir insanı öyle bir zekayla ve anlayışla donatmıştır ki Tanrısal bilgeliği kavrayabilecek aletlere sahibizdir. Bizi hayvanlar aleminin üstüne taşıyan ve daha da yükseklere ulaşmamızı sağlayan asıl şey aklımızdır.

               

BERAHA VE BERAHA SÖYLEMEK
(PELE YOETS’TEN DERLEMELER)

 

Tanrı’ya karşı olan ibadet kalpten yapılan ibadettir. Bu yüzden kişi dua ve öğrenim sırasında ağzından çıkan sözlerin anlamına konsantre olmalıdır. Mitsva bir başka mitsvayı takip eder genellemesi gereğince bunu yapan kişi Tanrı’ya sağlam bir kalp ve neşeyle ibadet edecektir.