Bet AmikdaşBet-Amikdaş’ın ilk amacı halk ile Tanrısı arasındaki anlaşmanın sembolü olan Tanrı’nın ahit sandığına bir mekan olmaktı.

Bu nedenle Bet-Amikdaş’a Rab’bın evi dendi. Tıpkı kralın veya herhangi birinin evi dendiği gibi. Kral Şelomo tarafından inşa ettirilen Bet Amikdaş, çok kısa bir sürede milli ve dini bir merkeze ve Yahudilerle Tanrı’ları arasındaki anlaşmanın sembolüne dönüştü.

Bet-Amikdaş tüm Yahudi halkının korban sunmak için bir araya geldiği yerdi. Halk Bet-Amikdaş’a gerek günah ve şükran korbanlarını, gerekse dualarının kabulü için korban kesmeye gelirdi.

Bayramlarda Bet-Amikdaş’da toplanmaya özel bir özen gösterilirdi. Bet-Amikdaş milli merkez olarak görülür ve ilahi varlık burada bulunduğu için oraya gelinirdi. Ancak Bet-Amikdaş’da dua etmek, korban kesilmesinden sonra ikincil önemde yapılırdı.

Bet-Amikdaş’ın yıkılışından sonra Yahudiler Babil’de dağılarak sinagogu yarattı. Yeruşalayim’de artık Mabet yoksa oldukları yerlerde mini mabetler inşa etmeliydiler. Tanrı’nın varlığı bir mekanla sınırlanamazdı. Sinagog Tanrı’yı evrenselleştiriyordu. O, her yerde bulunabilirdi. Sürgün artık Yahudi halkını Tanrı ile iletişim kurmaktan alıkoyamıyordu. Kurban, sadece Yeruşalayim’deki Bet Amikdaş’a getirilebildiğinden, hayvan sunmanın yerini dua aldı. Ve sinagogda dua eden herkes, nerede olursa olsun, yönünü Kudüs’teki Bet-Amikdaş’a çevirmiştir.

Sinagog olarak adlandırdığımız yerin, İbranice’de üç ismi vardır:

Bet A-Kneset – Toplanma Evi, Bet Tefilla – Dua Evi, Bet Midraş – Öğrenim Evi

Toplanma Evi

Bet A-Kneset- Toplanma evi, sinagogun sosyal rolünü vurgular. Cemaat faaliyetlerine olanak tanır. İnsanların düzenli olarak bir araya gelmesine, dostluk ve destek ilişkileri sürdürmesine fırsat verir. Toplanma ve selamlaşma yeridir.

Dua Evi

Rabiler, grup halinde edilen duanın, tek başına edilenden çok daha etkin olduğundan emindi. Gerçekten de en kutsal dualardan bazıları, ancak minyan (Yahudi Kanunu uyarınca bir cemaat oluşturmak için gereken asgari (on kişi) sayı varsa okunabilir. Rabiler grup deneyiminin, daha ruhani bir ortam yarattığını açıklar.

Topluluk halinde dualar, özel olanlardan daha az bencilcedir. Bir cemaatin üyesi olarak Tanrı’dan sadece kendimiz için değil, bütün cemaat için yardım isteriz. Başka insanların acılarını hissederiz, ıstırabımızda tek başımıza olmadığımızı biliriz, kendi küçük kaygılarımızdan sıyrılır daha geniş bir bakış açısı elde ederiz. Yahudi duaları “ben” değil, her zaman “biz” der. Hiçbir zaman bana uzun ömür, sağlık ve kuvvet ver demeyiz. Her zaman bize deriz.

Bu yüzden dua evi olarak sinagoga ihtiyacımız var. Tek başımıza dua ne o kadar iyi, ne de o kadar etkindir.

Öğrenim Evi

Sinagog yüzyıllar boyunca, Yahudilerin sadece dua etmek için değil, öğrenim yapmak için de gittiği bir yer oldu. Tora Öğrenimi, Tanrı’nın insanlara konuşmasıdır. Tanrı’nın dualarımızı duymasını istiyorsak, O’nun bizden ne istediğini dikkatle dinlemeliyiz.

Semboller

Evin olduğu gibi, sinagogun da kendine has sembolleri vardır.

Tora ruloları “Aron Akodeş” adı verilen dolapta saklanır.

Aron Akodeş, Bet-Amikdaş’da On Emir’i içinde barındıran Ahit Sandığı’nın simgesidir.

Sinagoga neredeyse Bet-Amikdaş kadar önem verildiğinden sinagogda yemek, içmek, konuşmak, uyumak, sinagoga kötü hava şartlarından korunmak ya da birinden kaçmak için girmek, sinagogdan koşarak çıkmak uygunsuz olur.