Bu Hafta İçin Saatler

29 İYAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5780

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:58

20:15

-----

Yeruşalayim

19:03

20:20

Tel Aviv

19:15

20:18

23 MAYIS

Tel Aviv

19:20

20:22

İstanbul

20:06

20:47

2020

İstanbul

20:12

20:53

İzmir

20:01

20:52

İzmir

20:06

20:57

BAMİDBAR -במדבר


24 MAYIS PAZAR ROŞ HODEŞ SİVAN
29 – 30 MAYIS 2020 ŞAVUOT

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Bamidbar 1:1-4:20)

 


Sinay çölünde, Tanrı Yisrael'in on iki kabilesini kapsayan bir nüfus sayımı yapılmasını emreder. Moşe, askere alınabilecek yaşta (20 ile 60 yaş arası) 603.550 erkek sayar; Levi kabilesinin, sayıları 22.300'ü bulan ve yaşları 1 aylıktan büyük olan erkekleri ise ayrıca sayılır.

Leviler Mişkan'da hizmet edecekler, Altın Buzağı olayı sonrasında kutsal göreve uygunluklarını kaybeden Behorlar'ın yerine geçeceklerdir. Yerlerini alacak bir Levi bulamayan 273 Behor ise kendilerini azat etmek için beş şekel "fidye" ödeyecektir.

Bir kamp dağıldığı zaman, üç Levi ailesi Mişkan'ı parçalarına ayırıp bir sonraki kampın tam ortasında yeniden kurardı. Daha sonra Mişkan'ın çevresine kendi çadırlarını kurarlardı. Mişkan'ın özel eşyalarını (Menora, Aron vs.) kendi özel örtüleri içerisinde omuzlarında taşıyan Keat ailesi, Mişkan'ın güneyine kamp kurardı. Mişkan'ın goblenleri ve çatı örtülerinden sorumlu olan Gerşon ailesi ise Mişkan'ın batısında kamp kurardı. Duvar kalaslarını sütunlarını taşıyan Merari ailesi ise kuzeye yerleşirdi. Mişkan'ın giriş kapısının karşısında, yani doğusunda ise Moşe, Aron ve Aron'un oğullarının çadırları yer alırdı.

On iki kabile, Levi ailelerinin oluşturduğu dairenin dışında her birinde üç kabile olan dört grup halinde kamp kurarlardı. Doğuda Yeuda (nüfus: 74.600), Yisahar (54.400) ve Zevulun (57.400) kabileleri; güneyde Reuven (46.500), Şimon (59.300) ve Gad (45.650) kabileleri; batıda Efrayim (40.500), Menaşe (32.200) ve Binyamin (35.400) kabileleri ve kuzeyde Dan (62.700), Aşer (42.500) ve Naftali (53.400) kabileleri bulunurdu. Bu kamp düzeni seyahat ederken de korunurdu. Her kabilenin kendi Nasi'si (prensi ya da lideri) ile kabile renklerini ve amblemini taşıyan bir bayrağı vardı.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ

פרשה – Peraşa

Bet Amikdaş yıkıldıktan sonra Tora öğreniminin devamlılığını sağlamak Rabiler için en önemli öncelik olmuştur. Bet Amikdaş varken yedi senede bir okunan Tora yerine her hafta bir Tora parçası okunması sistemi geliştirilmiştir. Buna göre Tora elli dört Peraşa şeklinde bölünmüştür. Ezra Asofer tarafından yapılan bu taksim belli peraşaların belli zamanlarda şaşmaz bir şekilde okunmasını sağlamıştır. En basit şekliyle Tişa be Av öncesinde mutlaka Devarim, sonrasında ise mutlaka Vaethanan okunur. Bazı seneler bayramlar Şabat gününe denk gelir. Düzeni bozmamak için bazı haftalar da çift Peraşa okunur. Erets Yisrael ile Diaspora arasında bazı haftalar bayramların Diaspora’da kutlanan fazladan günleri nedeniyle farklılık olsa da mutlaka bir yerde buluşma gerçekleşir.


Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
TORA’YI ALMAYA HAZIRLANIRKEN  

 

Meleklerle Tartışma: Gemara Masehet Şabat 88’de Moşe Rabenu’nun Sinay dağında Tora’yı almak için çıktığında olan olayları anlatır. Rabi Yeoşua ben Levi’ye göre melekler Moşe Rabenu’yu göklerde kendi mekanlarında gördükleri zaman “insanoğlunun burada ne işi var” diye sorarlar. Tanrı Tora’yı almak üzere geldiğini söyleyince melekler durumu protesto ederler. “Kainatın yaratılışından dokuz yüz yetmiş dört nesil önceden beri burada bulunan bu hazine nasıl olur da et ve kandan oluşan insanoğluna teslim edilebilir?” Tanrı Moşe’ye cevap vermesini söyleyince Moşe ağızlarından çıkacak nefesin şiddetinden korktuğunu söyler. Bunun üzerine Tanrı Moşe’nin onursal tahta tırmanmasını ve öyle cevap vermesini emreder. Moşe “on emir” içindeki ilk emirle başlar: “İlk emir ben sizi Mısır’dan esaretten çıkaran Tanrı’yım, melekler sizler Mısır’da kölelik yaptınız mı? O zaman neden Tora size ait olsun. Tora başka ilahların olmayacak der sizin başka ilahınız zaten yok. O halde neden buna ihtiyacınız var? Şabat günü dinlenmekten söz eder. Siz çalışıp yorulur musunuz ki dinlenmeden söz edelim. Yalancı şahitlik meselesi var siz zaten yalan söyleyemezsiniz. Anne baba saygısı emirlerde var. Sizin anne babanız yok.” Sadece “on emir” ile girişilen bir tartışmadan sonra bile melekler Tora’nın Moşe’ye verilmesine protestodan vaz geçerler. Midraşa göre her melek Moşe’ye gizli bir sırrı öğreterek de bir hediye vermiş olur.

Gemara’da yazılı olan bu tartışmanın kimler arasında geçtiğini göz önünde bulundurarak analiz etmek gerekir. Bu tartışma Tanrı’nın melekleri ile Moşe arasında geçmektedir. İlk bakışta Moşe’nin savları son derece açıktır. Tora elbette meleklere ait değildir. Ancak melekler Moşe’ye meydan okudukları zaman ne düşünmüşlerdir. Elbette onlar Mısır köleliği yapmadıklarını ve anne babaya sahip olmadıklarını bilmektedirler. Moşe ne demiştir de melekler ikna olmuştur? Bu meleklerin sözleri ve Moşe’nin verdiği yanıtlar ile bir kez daha incelenmelidir.

Bir örnek verelim: Dubna Magid’i bu konudaki açıklamasını bir öyküye dayandırır. Bir şehirde uzun yıllar halkına sadakatle hizmet vermiş bir Rabi vardır. Rabi uzun yıllar süren hizmetin sonunda artık daha küçük ve sakin bir kasabaya gitmeyi düşünür. Bunun için de idarecilere haber verir. İdareciler gitmekte serbest olduğunu söylerler. Hatta şimdiye kadar vermiş olduğu bütün hizmetler için de teşekkür ederler. Rabi’nin ayrılacağı günde evinin önünde o yerde yaşayan kalabalık bir topluluk vardır ve Rabi’nin gitmesine engel olurlar. Rabi bütün planlarını bu şekilde yaptığını ve gitmesi gerektiğini söylese de halk fikrini değiştirdiğini ve onu göndermek istemediklerini dile getirir. Rabi o yerden yeni kasabasına doğru gitmeye çalışır. Ancak yeni kasabanın girişinde onun kasabaya girmesini engelleyen eski şehrinden bir gurubun olduğunu görür. Sonunda zor da olsa Rabi kasabaya girer. Rabi eski şehrinden gelenlere neden bunu yaptıklarını önceden razı iken neden fikirlerinin değiştiği sorar. Komitedeki insanlar bunu yapma nedenini Rabi’nin kendileri için ne kadar değerli olduğunu ve yeni kasabadaki insanların bunun farkına varmalarını sağlamak için yaptıklarını söylerler.   Çünkü Rabi onlar için çok değerlidir. Sonrasında kimse Rabi’ye engel olmaz. Rabi de eski şehrindeki insanlara teşekkür eder.

Benzer bir şekilde melekler Tora’nın kendilerine ait olmadığının ve göklerde kalmasının bir anlamı olmadığının bilincindedirler. Ancak Tora’nın ne kadar değerli olduğunu göstermek ve Moşe’nin bu konuda müteşekkir olmasını sağlamak için bu karşı gelmeyi gerçekleştirirler.

Bir başka açıklamaya göre meleklerin amacı Tora’yı gökyüzünde barındırmak değildir. Onların niyeti Bene Yisrael’e Tora’yı öğretmektir. Moşe çok önemli bir prensibi hatırlatarak bunu reddeder. Davranışlar her zaman sözcüklerden daha etkilidir. Bir Tora öğretmeninin öğrencilerin kalbine bunu nakletmesi için öncelikle bunun uygulayıcısı olması gerekir. Konuyu bilen ve uygulayan kişi ancak sahip olduktan sonra öğretilebileceğini göstermektedir. Moşe’nin meleklere söylemek istediği de tam olarak budur. Şabat’ı öğretmek istiyorsunuz. Siz Şabat gününü koruyor musunuz? Anne baba saygısını anne ve babaya sahip olmadan nasıl öğretebilirsiniz? Tora emirlerinin uygulayıcısı olmadıklarından uygulamadıkları bir şeyi öğretmek gibi bir şey söz konusu olmamıştır.

Bu düşünce bir örnekle desteklenmektedir. Anne karnında bir melek bebeğe Tora’nın tamamını öğretir. Doğumdan hemen önce melek bebeğin dudağına hafifçe vurur ve öğrendiği her şeyi unutmasını sağlar. Bu dokunuş anne tarafından salgılanan ve bebeğin doğum için kanala girmesini sağlayan “oxytocin” adlı enzimin salgılanması sonucunda olur. Burada sormamız gereken sonu neden bütün Tora öğrenilmişken yeniden unutması sağlanmaktadır? Bebek pekala Tora bilincine sahip bir şekilde dünyaya gelebilirdi. Bunun yanıtı yukarıda açıklamaya çalıştığımız şeyi desteklemektedir. Kendisi Tora uygulayıcısı olmayan biri tarafından öğretilen Tora’nın bir etkisi yoktur. Meleğin böyle bir uygulama alanı yoktur öğrettikleri de unutulmaya mahkumdur.

Bu açıklamamız önemli bir genellemeyi de beraberinde getirir. Anne babaların çocuğun yetiştirilmesine daha az zaman harcamaları anne baba olmak konusunda kendilerini yetişmeleri için daha çok zaman ve emek harcamaları istenir. Çünkü çocuğa bir şeyler anlatabilmenin yolu kendi davranışlarına odaklanmak ve onları geliştirmek ile mümkün olabilecektir. Bu anne baba olmanın en önemli şartlarından biridir. 

Davranış önemlidir: Bir Rabi’nin çocuklarına Birkat Amazon okutması ile ilgili bir öyküye bakalım: Rabi sürekli olarak çocuklarına Birkat Amazon’un öneminden ve gerekliliğinden söz etmektedir. Ancak bir türlü çocukların bu mitsvayı düzenli bir şekilde yapmalarını sağlayamamaktadır. Günün birinde çok önemli bir telefon sonrasında Rabi Birkat Amazon okumadan evden çıkar. Telefonun gerektirdiği işi halleder ve yeşiva’sına döner. O sırada Birkat Amazon okumadığını anımsar. Derhal arabasına binerek evine geri döner. Kapıyı açan oğlu “bu saatte orada ne aradığını” sorunca Birkat Amazon okumayı unuttuğu için okumak için eve geri geldiğini söyler. Oğlu buna şaşırır ve o anda mitsvanın önemini anlar. Artık hiç bir zaman Birkat Amazon mitsvası çocuklar tarafından kaçırılmaz. Babanın mitsva yapmak için gösterdiği gayret sözlerden çok daha fazla etkili olmuştur.

Rabi Yaakov Kametensky etkilenmek anlamına gelen “maşpia” teriminin kökünün “şipua” yani eğim sözcüğü ile aynı kökten geldiğini öğretir. Çatılar eğimlidir. Tepeden bir şey bıraktığınız anda eğim sayesinde hemen aşağıya iner. Bu sanki otomatik gelişir. İşte çocuklarımız da davranışlarımızdan otomatik olarak etkilenir. Biz onlara olumlu örnek oldukça bu etkilenme de olumlu olur. Bunu sağlamak için her zaman tetikte ve uyanık olmak gereklidir.

Bütün bu ifadeler bizlere Tora’nın gerçek sahiplerine neden verildiğini anlatmaktadır. Bene Yisrael Tora’yı naase ve nişma demek suretiyle kabul etmiştir. Bu iki esasla da uygulamaya devam edecektir.   Hepimize şimdiden Hag Şavuot Sameah.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
Kaynak: www.hidabroot.org
Rav İzak Peres

İşitme cihazları Yom Tov günü nasıl kullanılır?

İşitme cihazı olan kişiler bayram boyunca sorunsuz kullanabilmeleri için   her Yom Tov arifesinde pillerini kontrol etmelidir. Ancak her hangi bir sebepten pilin bitmesi durumunda bir goya pilin değiştirilme talimatını verebilir.  

Buna benzer olarak da sinagoglarda ısıtıcının veya klimanın YOM TOV günlerinde sorun çıkardığı durumlarda yine toplum ihtiyaçları doğrultusunda bir goya müdahale etmesi söylenebilir.

 

DİVRE TORA
Rav Selim Eskenazi

 

Tora aKedoşa; Haftanın Peraşası’nda, Aaron’un oğullarından bahsederken; onları, Aaron’un ve Moşe’nin soyları diye belirtir. Raşi açıklar: Moşe, Aaron’un çocuklarına Tora öğretmiştir. Kim ki akranının çocuklarına Tora öğretirse, sanki o çocukları, o doğurmuş gibi sayılmaktadır. Yani o çocuklar, onun evlatları gibi sayılmaktadır.

Am Yisrael’in temel taşlarından bir tanesi, 5,6,7,… yaşlarındaki günahsız çocuklara Tora öğreten, Tora öğretmenleridir.

Talmud Tora adlı tüm gün Tora öğretimi veren okullardaki Kutsal Öğretmenlerin yanı sıra, İstanbul’da olduğu gibi, küçük çocuklara Sidur’dan İbranice okumayı öğreten aMore/a’ler, Madrih/Madriha’lar da, Şamayim’den onlara verilmiş görevin önemini ve herkese nasip olmayan bu özel zehut’un değerini bilmelidirler.

Maalesef, içinde bulundukları maddi ve manevi zor durumlardan dolayı son asırda, ruhani değerlerini ciddi bir ölçüde kaybeden toplumumuz, asimile olmaya devam etmektedir. Tanrı’nın yardımıyla ruhani alevi yanmaya devam eden, görüş mesafesi açık olan her kardeşimiz, kendisini ve ailesini kurtarmanın dışında, tüm çevresine, ruhani ışığı yaymak zorundadır.

Haftanın Peraşası’nda, Yisrael Milleti’nin sayımı yapılırken, Yisrael Ordusu (Tsava Yisrael) ifadesi kullanılmaktadır. Ortada gözüken fiziksel bir savaş yoktur. Erets Yisrael’in ele geçirilme işlemi, Tnrı’nın kuvvetiyle yerine getirilmiştir. O zaman, niye burada Ordu ifadesi kullanılmaktadır?

Am Yisrael, Sinay Dağı’nda Tora’yı kabul edebilmek adına, fiziksel arzuları karşısında, diğer milletlere benzemeyip, Tanrı’nın Milleti olabilmek adına, çok zorlu ve yorucu geçen bir savaş vermektedir. İşte bu sebeple ordu ifadesi kullanılmaktadır.

Sayımın yapılmasının sebebi, Am Yisrael’in Ordusu’ndaki her bir askerin, Maşiah gelene kadar (ki gelişi hızlıca yaklaşsın) tüm nesiller boyunca bu savaşı verirken, sadece o askere özel olan bir görevi olduğunu göstermektir.

Nesiller boyunca, Am Yisrael’i, Tanrı’dan ve Tora’sından koparmak isteyen, kötü niyetli kişilerin karşısında, bahsi geçen savaş yapılmaya devam etmektedir. Bu savaşın farkında olmayan ciddi sayıda saf ve temiz kardeşimizin evlatları, asimile olmuştur.

Nitekim bu ruhaniyet savaşında, tarafsız kalmak söz konusu değildir. Ya Aş-em ve Tora’sı için savaşacaksın ya da Yetser aRa’nın eline düşüp asimile olmaya doğru gittiğini bile fark edemeyeceksin.

Yaşadığın yerde, Tora adına bir şey yaptığın zaman, örnek olarak, yerine getirdiğin bir mitsva veya gemilut hasadim, gözlerine fiilen küçük gözükse bile, makro boyutta savaşın kazanılması için çok büyük bir etken oluşturabilmektedir.

Her bir Yahudi, 2 cephede savaşmaktadır. Birinci cephe, kendi içinde yaptığı ruhani savaş… Kötü karakter özelliklerini yenmek adına, Tora öğrenimini arttırabilmek adına, mitsvaları titizlikle yerine getirebilmek adına. İkinci cephe, dış kuvvetler ile yapılan savaş… Kampı kutsiyet içinde koruyabilmek adına, tek bir Yahudi Neşaması’nın bile yabancı kuvvetlerin eline geçip asimile olmaması adına.

İşte bu sebeple, her bir Yahudi tek tek sayılmaktadır. Çünkü bu savaşta her askere görev düşmektedir.

Ve yine bu sebeple, Bamidbar Peraşası, her sene, Tora’nın alındığı Şavuot Bayramı’ndan evvelki Şabat’ta okunmaktadır.

HAFTANIN SÖZÜ

Oğlum Tora’mı unutma ve emirlerimi kalbine yerleştir. (Mişle 3/1)

  NOT: Haftalık peraşa bültenimize abone olmak için "This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it."  adresine mail atmanız yeterli olacaktır.