Haftanın Peraşası BülteniSinay’dakitecrübenin ardından Tanrı Yisrael Ulusu için bir dizi kanun verir.

Bu Hafta İçin Saatler

27 ŞEVAT

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5779

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:37

17:51

-----

Yeruşalayim

16:43

17:57

Tel Aviv

16:53

17:53

2 ŞUBAT

Tel Aviv

16:59

17:58

İstanbul

18:07

18:48

2019

İstanbul

18:15

18:57

İzmir

18:12

19:03

İzmir

18:20

19:11

MİŞPATİM- משפטים


 
5-6 ŞUBAT 2019 ROŞ HODEŞ ADAR

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Şemot 21:1-24:18)

 

Sinay'daki tecrübenin ardından Tanrı Yisrael Ulusu için bir dizi kanun verir. Bunlar arasında, Yahudi köleler; cinayet, adam kaçırma, saldırı ve hırsızlık konularındaki cezalar; zarar ve tazminatları konu alan medeni kanunlar; borçlanma kuralları; dört çeşit emanetçi ve mahkemelerde adaletin yerine getirilmesi için gereken kurallar vardır.

Peraşa ayrıca yabancılara karşı yanlış davranmamak, yıl içindeki bayramlar, Yeruşalayim'deki Bet-Amikdaş'a getirilmesi gereken tarımsal bağışlar, et ve sütün birlikte pişirilmesi yasağı ve dua konularına değinir. Böylece Mişpatim peraşası, 23 "yap", 30 "yapma" şeklinde olmak üzere, toplam 53 mitsva içerir.

Tanrı Bene-Yisrael'i Erets-Yisrael'e getireceğine söz verir ve buranın sakinlerinin putperest uygulamalarından etkilenmemeleri konusunda uyarır. Bene-Yisrael, Tanrı'nın emrettiği her şeyi "yapacaklarını ve dinleyeceklerini" beyan ederler. Moşe Rabenu, Yisrael kampının sorumluluğunu Aaron ve Hur'a bırakarak Sinay dağına çıkar ve Tanrı'dan Tora'yı almak üzere orada kırk gün kırk gece kalır.


ZAHOR ET YOM AŞABAT – ŞABAT GÜNÜNÜ HATIRLA

 

Şabat günü üç Seuda yapmak gerekir. Her seuda ekmek ile yapılmalı, ekmek yemeye gayret edilmeli ve “amotsi” yapılmalıdır. Her seuda’da masaya iki tam ekmek konmalıdır. Seuda Tanrı’nın bize kazandırdıkları için bir şükran zamanıdır. Bu zamanda şarkılar söyleyerek bunun farkında olduğumuzu göstermek gerekir.

Her gün yüz tane beraha yapma zorunluluğu Şabat günü Amida duasında sadece yedi beraha olduğundan daha zor yerine getirilir. Rabiler bunun için meyve yemenin, güzel kokular koklamanın yüz beraha’yı tamamlamaya yardımcı olacağını öğretirler.

HAFTANIN SÖZÜ

 


Günahların affı için sessiz kalmak oruç tutmaktan çok daha etkilidir.
(Mişna Berura siman “tav kuf ayin alef”)

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
DUYMA UYGULAMA VE DÜRÜSTLÜK

 

Mişpatim peraşasının hemen başında yer alan bir öğretiye göre köle durumuna düşmüş bir Yahudi, altı yıl çalıştıktan sonra yedinci yılda özgürlüğüne kavuşur. Kölelik, daha çok “hizmetkarlık” veya birinin yanında çalışma olarak tanımlanabilir. Yine Tora’nın öğretisine göre bir Yahudi hizmetkar altı yılın sonunda durumundan memnun olup efendisinin yanından ayrılmak istemezse, kapı pervazına getirilir ve burada efendisi kulağında bir ile bir delik açar. Bunun ardından, hizmetkar Yovel yılına kadar bu konumda kalacaktır. Talmud (Kiduşin 22b) bu mini tören sırasında özellikle kulağın delinmesinin sebebini şöyle açıklar: “Çünkü kulağı Sinay’da ‘Benim kullarım olacaksınız’ sözlerini duymuş olmasına karşın, yine de köleliği seçti. Daha sonra serbest kalma fırsatı eline geçmesine rağmen yine de köle kalmayı tercih eden bu kişinin kulağı cezaya layıktır.” İzmir’de birçoklarımızın öğretmeni olan Amore Şemuel Kohen (Z’’L)durumu, özgürlük fırsatını değerlendirmeyene verilen ceza olarak tanımlamaktadır.


Sefat Emet adlı kaynak, Talmud’un bu saptamasını “suç kulakta değil ki; beyinde!” diyerek tartışmaya açar. Kulak sadece bir alıcıdır; sesleri çekmek için bir araçtır. Sefat Emet kendi açtığı tartışmayı karara bağlarken, asıl hatalının geçekten de kulak olduğunu, çünkü mesajın kulakta kaldığını belirtir. Bu insanın sorunu, Tanrı’nın Sesi’ni sadece “duymuş” olmasıdır – “duymuştur” ama “dinlememiştir veya dinlemek istememiştir”. Tanrı’nın “Kullara kul olmayacaksın, Bana kul olacaksın” şeklindeki mesajını özümsememiştir. Onun hatası bu noktadadır.
 
Rabi Twerski hastaları ile ilgilenirken ilginç bir durum fark ettiğini belirtir. Terapi gören hastalar çoğunlukla bir problemi tartışabilmekte ve çözüme kendi kendilerine ulaşabilmektedirler. Ancak yine sıklıkla, buldukları bu sonucu uygulama konusunda başarılı olamamaktadırlar. Yapılması gereken şeyi duymakta, ancak dinlememekte ve özümsememektedirler.

Rabi Twerski bir bağlantı kurarak, günümüz toplumunun seyirciliği tercih eder görünümde olduğuna dikkat çeker. İnsanlar o kadar çok film ve televizyon dizisi seyretmektedirler ki, onların hayatları da sanki birer diziye dönüşmüştür. İnsanlar kendi hayatları konusunda bile birer seyirci konumuna gelmiştir. Bu sebeple kendi yaşamlarını geliştirme konusunda herhangi bir çaba gösterememekte ve günlük yaşamın kendilerini yönetmelerine izin vermektedirler.

Vurgulanması çok önemli bir nokta vardır. Yahudilik’te ön planda olan, “seyretmek” değil, “dinlemek”tir. Yahudiler bu karakteristiklerini Tora’yı aldıkları zaman dile getirmişlerdir: “Naase Venişma – Yapacağız ve Dinleyeceğiz” Bu karakteristiklerini korudukları takdirde, delik kulakla dolaşmalarına gerek kalmayacaktır. Yahudilikte esas olan hem dinlemek hem de uygulamaktır. Rabiler uygulaması olmayan bir öğrenimin sonunda kaybolacağını belirtirler. 

Rabilerin ruhani gelişimimizi ve yaşamımızı bozmaması için koyduğu birçok ihtiyatlı düzenlemeler vardır. Tora bazen bir yanlış davranış hakkında “aramıza mesafe koymaktan” söz eder. Örneğin peraşamızda “midevar şeker tirhak – yalan sözden uzak durun” demektedir.  Tora daha ileride yalan söylemememiz konusunda Vayikra kitabında bizleri uyarmaktadır ancak burada farklı bir şekilde karşımıza bir emirle çıkmaktadır.

Tora’nın burada belirtmeye çalıştığı şey nedir? Yalan sözlerden uzak durmak ne anlama gelmektedir. Tora yalan söyleme ihtiyacı duyabileceğimiz yollardan uzak durmamızı tavsiye etmektedir.  Yapacağın şeylere dikkat et. Gideceğin yolu titizlikle değerlendir. Eğer doğru olmaktan imtina edeceğin bir yolun başında isen o yoldan hemen uzak durmaya çalış. Çünkü bu yolun içine dalarsan eninde sonunda yalan söylemekle karşı karşıya kalabilirsin. Bu da seni daha büyük çıkmazların içine sürükleyebilir. Peygamber Yirmiyau 10/10 bölümünde doğruya açılan her gediğin Tanrı’dan uzaklaşmak olduğunu öğretmektedir.

Breshed’li Rabi Refael yalancılığın olumsuz yönlerini anlatan bir ders verirken topluluktan bir kişi birdenbire kalkar ve ortamı terk eder. Daha sonra bu kişi Rabi ile konuşurken kendisini ders sırasında son derece suçlu hissettiğini ifade eder. Bu kişi seyyar bir satıcıdır ve mallarını satarken bütünüyle dürüst davranmamaktadır. Rabi’ye bunun üstesinden gelmenin tek çaresinin bu meslekten vazgeçmek olduğunu ifade eder.

Rabi hemen ona cevap verir. “Eğer malların hakkında tam anlamıyla dürüst olursan çok fazla bir kaybın olmayacaktır. İstersen bir hafta sadece küçük bir kazancın olan mallarda benim dediğim gibi bütünüyle dürüst ol ve bir hafta sonra tekrar benimle konuşmaya gel.” Bir hafta sonra satıcı Rabi’ye gelir ve düşük kazançlı mallarda fazla kaybının olmadığını ifade eder. Rabi gitgide bütün malları için adım adım dürüst olması için satıcıyı teşvik eder ve sonunda bütün malları için dürüst şekilde davranmasını sağlar.

Gemara Masehet Tamid 32 A’da bilge bir kişinin geleceği görmek yeteneğine sahip olduğunu yazar. Bu o kişinin peygamber olması anlamını taşımadığı açıktır. Bilgelik ileriyi görmek ve zor durumlarda ani ve doğru kararlar vermekle ortaya çıkar.  Yalan yollardan uzak durmak kişiyi doğru öngörüler yapmak, doğru kararlar almak ve doğru bir şekilde yaşamını devam ettirmek konusunda her zaman olumlu bir şekilde yönlendirir. 

DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

 

İnsanlar arası ilişkilerimizin temelini oluşturan Mişpatim peraşası, bizden diğer insanlara sadece nezaket ve davranmamızı değil, malımız ve paramızla da onlara destek olmamızı ister. Bazı kişiler başkaları için zamanlarını ve güçlerini sonuna kadar harcamayı bir görev olarak sayarken, zorlukla kazanmış oldukları paralarıyla yapacakları maddi yardımları sadece nezaket ve dürüstlükle davranmamızı değil, malımız ve paramızla da onlara destek olmamızı ister. Bazı kişiler başkaları için zamanlarını ve güçlerini sonuna kadar harcamayı bir görev olarak sayarken, zorlukla kazanmış oldukları paralarıyla yapacakları maddi yardımları bu görevin dışında tutarlar.

Mistik öğretilere göre, insanlara karşı verici gücünü kullanarak  –merhamet, sevgi, iyilikseverlik davranışları sayesinde Tanrı’ya yaklaşırız.  Gerçek anlamda dini bütün insan, başkaları ile paylaşma konusunda gereken hassasiyeti yüksek seviyede olan ve kalbi temiz düşüncelerle hareket eden insandır.

Diğer taraftan, insanlarla olan ilişkilerimizde yalnızca alıcı gücümüzü kullanarak - kendimizi düşünmek, daha fazla materyal peşinde olmak, saygı ve egomuzu tatmin etmek adına yaptıklarımız yüzünden Tanrı’dan uzaklaşırız.

Elbette insanoğlu yaratılışından beri tabiatında en basit maddi ihtiyaçlarını karşılama adına alma gücü potansiyelini kullanmadan yaşayamaz. Fakat bu noktada şayet bu alma gücü potansiyelini gereğinden fazla kullanıp abartırsa Tanrı ile ilişkisinden sapma noktasına gelebilir.

Yaşamımızda verme gücüne sahip olan karakterde insanları biliriz. Bu tip insanlar toplumda genelde cömert, sevilen, sayılan, merhametli ve güvenilen insanlar olarak tarif edilir. Bu tip insanlarla tanıştığımızda yüzlerinde Tanrı’nın ışığını bir anlamda kendilerinde Tanrı’nın suretini görmüş gibi hissederiz. Bu kişiler içten gelen samimi bir istekle başkalarına yardım etmek, paylaşmak, insanlık adına hizmet etmek ve katkıda bulunmak arzusundadırlar.

Bu tür insanlar, mütevazidirler ve yaptıkları iyi şeylere karşılık hiçbir menfaat ve karşılık gözetmezler.

 Buna karşılık bencil ve kendini düşünen ve yalnızca kendi yaşamına odaklanmış olan karakterde insanları biliriz. Bu insanlar, genelde arkadaş gibi hareket eder ve yüzlerindeki tebessümleri eksik olmaz. Fakat onları tanıdıkça yüzlerindeki gülüşlerinin sahte ve arkadaşlıklarının tamamen menfaat üzerine kurulduğunu hissederiz. Kurdukları ilişkide kendilerini verici ve samimi taraf olarak göstermeye çalışırlar ama ilgilendikleri nokta tamamen kendi menfaatleri ve yararları üzerinedir. Başkalarının yaptığı başarıya ortak olmaya çalışırlar. Yapılan işlerde az bir performans göstererek daima gündemde kendilerinin olmasını arzularlar. Güçlü ve söz sahibi olan insanların sevgisini ve beğenilerini kazanmak için, onlara daima kendilerini düşünmekten çok başkalarına verme arzusunda olduklarını göstermek için, iyi bir rol oynamaya çalışırlar. Bu nedenle kendilerini cömert, şefkatli olarak tanıtmaya çalışırlar. Ama arkalarında yatan en büyük amaç, kendilerinden bir şeyler vermekten çok, başkalarından ne kadar alacaklarıdır. Bu tip insanlar genelde toplumdaki bir sürü insanı kandırmaya başarırlar. Ama unutmamaları gereken Tanrı’yı kandıramazlar.  

Hile yapan kişi benim evimde yaşayamaz; yalan söyleyen kişi gözümün önünde duramaz. (Teilim 101:7)

Sözünü tutmayan bir kişi puta tapan bir kişiyle eşdeğerdedir. (Sanedrin 92)

Dini bütün bir insan kendisini geliştirirken verme gücü karakterini en üst seviyelere getirmek için çaba harcamalı ve o noktaya gelme adına can atmalı ve bunu çok istemelidir. Gereken seviyeye ulaşmak için samimi, yardımsever ve dürüst olması gereklidir.

Toplum ve insanlık adına yapacağımız tüm yardımlar, katkılar kalpten, saf duygularla, içten ve tevazu içinde yapılmalıdır. Tanrı; her gün, gizlice yardım eden tsedaka yapan zenginleri över. (Talmud Pesahim 112)             

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 


“Eğer akranın giysisini (borca karşılık) teminat olarak alırsan, onu güneş batana kadar, ona geri vermelisin. Çünkü tek örtüsü budur; derisi için giysisidir o – neyle yatsın? Bu yüzden, Bana feryat ederse, dikkate alacağım – çünkü Lütufkar’ım Ben.” Şemot 22:25-26.

Tora bize Yahudi kardeşlerimize borç para vermemizi emrediyor. Eğer parayı alan geri vermezse, parayı veren kişi borç alan kişiden teminat için bir eşya alabilir. Ancak, parayı veren kişi borç alan kişiye, ihtiyacı olduğu zamanlarda eşyayı geri vermelidir. Eğer eşyayı geri vermezse, cezalandırılacaktır çünkü Tanrı borç alan kişilerin feryadını dinler.

Sorabilirsiniz ki: Parayı veren kişinin borç alan kişinin bir eşyası üstünde hakları var. Parayı geri alacağından emin olması lazım. Borç veren kişiye ihtiyacı olduğu zaman eşyasını geri vermemenin nesi günahtır? - Eğer parayı veren kişiden eşyasını alması lazımsa parayı veren kişi parasını geri istemelidir

Tanrı birisine ihtiyacı olandan daha fazla para verir, başkalarına yardım etmesi ve vermesi için. Tanrı tarafından ihtiyacı olanlara verilmek üzere verilmiş olan bu yedek paraya bakmak lazımdır. Bu yüzden, bir anlamda birinin fazla olan parasını ihtiyaçlı olana vermesi zorunludur ve de karşılığında hiçbir eşya beklememelidir. Ancak, Tora teminat için eşya almasına izin verir ki bu parayı başkalarına da verebilsin. Yine de, borç alan kişi verdiği paltoya ihtiyaç duyuyorsa parayı veren kişi geri vermelidir - Bilgi dışında hiçbir şey, kendi mülkiyeti bile, kendisine ait değildir.

Masehet Baba Batra’da Yeuda’nın Romalı Valisi Turnus Rufus’un Rabi Akiva’ya soru sorduğu bir olay vardır. Turnus Rufus Rabi Akiva’ya şöyle sorar: “Eğer Tanrı’nız fakirleri seviyorsa, neden onları desteklemiyor?” Rabi Akiva şöyle cevap verir: “ Cehennem de yardımseverlik yapmadığımız için cezalandırılmamak için!” Tanrı bana fazladan para veriyor çünkü başkalarına yardım edip kazanmam için. Bu düşünceyle birlikte, birisi gelip bir şeyi borç olarak almak istediğinde, kötü bir neden yaratmak yerine vermeye çalış ve şöyle de “Bana bu fırsatı verdiğin için teşekkür ederim!”

YEMEK VE İÇMEK
(PELE YOETS’TEN DERLEMELER)

 


Tanrı’nın sınırlarını büyüttüğü (maddi anlamda bereketli kıldığı) kişilerin Seuda’sının bir kısmını ihtiyaç sahipleriyle paylaşması onun bu dünyada da gelecek dünyada da sınırlarını genişletecektir (bereketli kılacaktır). Evinde yetimleri büyüten kişi ise her yemekte bu mitsvaya devamlı olarak sahip olacaktır.