bultenMoşe'ninkayınpederi Yitro, Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmişolduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan'dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır.

Bu Hafta İçin Saatler

20 ŞEVAT

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5779

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:31

17:45

-----

Yeruşalayim

16:37

17:51

Tel Aviv

16:47

17:47

26 OCAK

Tel Aviv

16:53

17:53

İstanbul

17:58

18:39

2019

İstanbul

18:07

18:48

İzmir

18:04

18:55

İzmir

18:12

19:03

YİTRO- יתרו



PeraşaÖzetİ
[www.chabad.org]
(Şemot18:1-20:26)

 


Moşe'nin kayınpederi Yitro, Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmiş olduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan'dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır. Yanında Moşe'nin eşi Tsipora ile iki oğlu Gereşom ve Eliezer'i de getirir. Yitro Moşe'ye, halkın yönetimi ve adaletin dağıtımı görevinde kendisine yardım edecek hiyerarşik bir ekip kurmasını önerir.

Bene-Yisrael Sinay dağının karşısında kamp kurarlar ve Tanrı burada onlara, kendilerini Kendi "Koenler Krallığı ve kutsal Halkı" olarak belirlediğini bildirir. Halk buna, Tanrı'nın söylediği her şeyi yerine getireceklerini beyan ederek cevap verir.

Üçüncü ayın (Sivan) altıncı gününde, yani Mısır'dan Çıkış'tan tam yedi hafta sonra, tüm Bene-Yisrael Sinay dağının eteğinde toplanır. Tanrı şimşek, gök gürültüleri, bulut ve duman içinde açığa çıkar ve Moşe'yi dağa çıkmaya davet eder.

Tanrı On Emir'i aktarır. Bunlara göre, Yisrael Tanrı'ya inanacaklar, putlara ibadet etmeyecekler, Tanrı'nın İsmi'ni boş yere telaffuz etmeyecekler, ebeveynlerini onurlandıracaklar, Şabat'ı gözetecekler, cinayet, zina ve hırsızlıktan tamamen uzak duracaklar, yalancı tanıklık yapmayacaklar ve başkasına ait herhangi bir şeyi arzulamayacaklardır. Halk Moşe'ye başvurur ve yaşadıkları tecrübenin çok güçlü olması nedeniyle hayatta kalamayacağından korktuğunu söyleyerek, Tanrı ile aralarında aracılık yapmasını ister.


ZAHOR ET YOM AŞABAT – ŞABAT GÜNÜNÜ HATIRLA

 


Şabat akşamı Arvit duasından sonra eve gelmek için acele edilir. Çünkü çok geç olmadan Kiduş okumak gerekir. Eve gelindiğinde hemen Şalom Alehem ve Eşet Hayil okunur. Şalom Alehem sinagog çıkışında bizleri evimize kadar izleyen melekler için okunur. Geleneğe göre biri iyi diğeri iyi olmayan melek evimize kadar bizi izler. Evde her şey Şabat için uygunsa iyi melek “haftaya da böyle olmasını” diler. İyi olmayan melek ağlar ve “amen” diye cevap vermek zorunda kalır. Bunun tersi de geçerlidir. Bizler her zaman iyi meleklerin dileklerinin gerçekleşmesini dileyerek Şalom Alehem ilahisini okuruz.

Eşet Hayil ise evin hanımını onurlandırmak için okunur. Mişle 31 bölümde yer alır. Alef’ten Tav’a kadar alfabetik sıra ile yazılmış bu bölümde eşlerimizin ne kadar mükemmel oldukları belirtilir.

HAFTANIN SÖZÜ

 


Adımı andığın her yerde sana gelecek ve seni mübarek kılacağım. (Şemot)


Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
YİTRO’NUN GÖRDÜĞÜ

 

Peraşamız “vayişma Yitro – Yitro duydu” sözleri ile başlarken aynı zamanda bir soruyu da beraberinde getirir: Yitro ne duymuştur? Tora pasukta “E.loim”in Moşe ve Yisrael’e yaptıklarını duyar ki Tanrı’nın dört harfli ismi onları Mısır’dan çıkardığı yazılıdır. Elbette bizler hikayeler ve örneklerle peraşamızı anlayabiliriz ama esas olan Tanrı’nın düşünce tarzını keşfetmektir. 

Raşi açıklamasında Yitro’nun iki şey duyduğundan söz eder. Birincisi Kızıldeniz’in yırtılması, ikincisi de Amalek ile olan savaş. İlk bakışta bu iki olay arasında bir bağlantı kurmak çok da kolay değildir. Meam Loez sadece Kızıldeniz’de atalarımıza elli mucize yapıldığını söyler. .

RaMBaN bir genelleme getirerek Humaş dediğimiz Tora’yı anlamamıza yardımcı olur. Bu genelleme “maase avot siman labanim” esasıdır. Şimdi biz Şemot kitabında olduğumuz için Bereşit kitabında atalara ait bir ipucu aramaktayız. Hangi ata önce denizi geçmiş sonra da Amalek saldırısına uğramıştır. Tora bize Vayişlah peraşasını ve Yaakov’u işaret etmektedir. O gecede Yaakov eşlerini ve çocuklarını alarak sahip olduğu her şeyle birlikte “Yabok” nehrini geçer. Denizin yırtılmasının krokisi bu olayda bulunmaktadır. Nehri geçtikten sonra Amalek ile değil ama Amalek toplumunun koruyucu meleği ile savaşır. Çünkü saldırıya uğrar. Yaakov incinir ama meleği yener. Hemen arkasından Esav ile karşılaşır. Yirmi iki sene görmediği kardeşini gören Esav bu büyük topluluk karşısında saçma sapan bir soru sorar: “Mi elle lah – bunlar kim?” Mantıklı olarak karşısında Yaakov, eşleri ve çocuklarını görüyorsa bu soruyu sormasına gerek yoktur. Yaakov “vayomar ayladim aşer hanan E.loim et avdeha – Tanrı’nın bana lütfettiği çocuklar” ifadesi ile Esav’ın saçma olan sorusunu mantıklı bir şekilde yanıtlar. Burada geçen olay RaMBaN tarafından ilginç bir şekilde açıklanır. “Min anisim agedolim ata mode al anisim anistarim en baem teva klal – büyük mucizelerden saklı mucizeleri anlamayı öğrenirsin bu da doğanın devamıdır.”

Bazen Tanrı açık mucizeler gerçekleştirir. Perde açılır ve her şeyi görmek mümkün olur. Kızıldeniz’in yırtılması buna en güzel örneklerden biridir. Ancak bu mucizeler çok nadir meydana gelir. Gemara Tanrı’nın doğaya fazla müdahil olmadığını “olam keminago oleh – dünya geleneği gibi devam eder” ifadesiyle öğretmektedir. Bu büyük mucize bittiği zaman doğa eski durumuna döner ancak doğanın kendisi gizli mucizelerin kaynağıdır. Kainatta şansa, tesadüfe yer yoktur. 

Amelek’in kaynağı Esav’dan gelir. Esav en büyük tuma kaynağıdır. Amalek tarafından girişilen o saldırı asla ve asla askeri bir amaç gütmemektedir. Amalek Tanrı’nın Kızıldeniz geçişi sırasında orada olmadığını söylememektedir. Amalek düşüncesine göre mucizeler sırasında Tanrı oradadır ancak bitimi ile birlikte çeker gider.  İçlerine, inançlarına şüphe tohumları ekmiştir. Saldırıdan hemen önce Refidim’de meydana gelen su sıkıntısında Bene Yisrael isyan ederek “ayeş Ad… bekirbenu im ayin – Tanrı kalbimde mi değil mi” kuşkusuna kapılmıştır. Bu pasuğun devamında Amalek’in gelişi “vayavo Amalek” sözcükleriyle verilir.

Tarihimizde antisemitler nadir değildir. Ancak nedense biz genellikle Amalek’i hatırlarız. Çünkü Amalek’in amacı bizim inancımızı sabote etmek, Tanrı’ya karşı olan güvenimizi sarsmaktır.    

Hikayemize geri dönersek Esav ve onun “okulundan” mezun olanlar gibi Yaakov’un ne kadar şanslı olduğunu, güzel tesadüflerle karşılaştığını belirtmek için “mi elle” sorusunu sorar. Yanıtı Yaakov’un cümlesinde net ve açıktır: “Vayomar ayladim aşer hanan E.loim et avdeha.” Burada Esav Amalek toplumunun babası olarak klasik ama etkili filozofik atağını gerçekleştirmektedir. Yaakov İsrael’in atası bu atağı savuşturmayı bilir.

Şimdi Yitro öncelikle doğal olanı yani Amalek saldırısını duymuştur. Pasuk “et kol asa E.loim” demektedir. Hemen ardından da dört harfli ismi kullanarak Mısır çıkışına ve Kızıldeniz olayına gönderme yapar. Burada Yitro elbette Kızıldeniz olayının önce olduğunu bilir. Ancak açık mucizelerin amacının hayatın her anında doğal ortam içinde mucizelerin varlığının bilincinde olmak olduğunu anlayan Yitro sıralamayı bu şekilde verir. Tanrı doğal ortamlarda da bizimle beraberdir. İşte Yitro bunu görmeyi başarmıştır. 

Gelelim peraşamızın ilk cümlesine. “Vayişma – duydu.” Bu sözcükten eğer üzerinde oldukça konuştuğumuz “mi” sözcüğünü çıkarırsak kalan harfler “Esav” sözcüğünü oluşturur. Yitro bu olayları duyarken Rabiler bu peraşanın ve bu ismin verilmesinin sırrının Esav’ın “mi” ifadesini kullandığı “Vayişlah” peraşasında olduğunu göstermektedir.

Pesah mizmoru olan Teilim’in yüz yedinci mizmoru “mi haham veyişmor elle veyitbonenu hasde Ad…” cümlesi ile biter. Şimdi cümleyi biraz analiz edelim: “Mi haham – bilge kimdir” sorusunun çok güzel yanıtı hemen ardından gelir “veyişmor elle – elle’yi koruyan kişi.” Bunu nereden öğrenir sorusu da “veyitbonenu hasde Ad…” Tanrı’nın iyiliğinden bir anlamda dört harfli isminden öğrenir. Bu analiz ışığında bilge olan kişi Yitro’dur. Çünkü açık bir mucize olan Kızıldeniz’in yırtılmasından gizli bir mucize olan Amalek zaferini görmüş ve bunu anlamıştır. Bu onu Yahudiliğe katılmaya doğru götürmüştür.

Ve Hatam Sofer “mi haham” sözcüklerindeki beş harfin Yitro peraşasının hemen ilk cümlesinin sözcüklerinin harflerini vermekte olduğunu öğretir. Yud – Yitro, Haf – Kohen, Mem – Midyan, Het – hoten ve diğer Mem harfi de Moşe sözcüklerine gönderme yapar.

Gemara bunları açıklayarak bu peraşaya “Yitro” isminin verilişinin haklı nedenlerini bizlere öğretmektedir.  

DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

 

"Arkadaşına ait olan bir eşyayı, arzulamaya değmez."

Peraşamızda, Aseret Adiberot’u okuduk. Burada bir sorumuz var. Bu bölümde tam olarak kaç tane emir var? Adı üstünde on adet. Ancak son emire bakarsak "lo tahmod bet reeha" ve "lo tahmod eşet reeha" olarak emir ikiye ayrılıyor. Arkadaşının evini ve eşini arzulama...
Bu durumda emirlerin sayısı 11 oluyor. Neden 10 emir olarak geçiyor? 

Çünkü bu emirler, uyarılara göre değil, pasuklara göre sayılıyor. Böylece hesap tamam, tam on emir...

Yine de son emirde çok detay var.  "Lo tahmod" olarak başlayan emir; evini, eşini, cariyesini, kölesini, davarını gibi çok detay vermesine rağmen sonunda bir daha "vehol aşer lereeha" ona ait olan her şeyi demektedir. Zaten detaylar arasında anlaşılıyorken bu cümle başkasına ait bir şeyi arzulamanın yasak olduğunu gereksiz tekrar ediyormuş gibidir.

Açıklamalardan bir tanesine göre Tora, insanların düşünme şekline göre emri vermiştir. İnsan önce arkadaşının evini, sonra eşini, sonra da mallarını arzular.  İnsan “niye onda varda bende yok” düşüncesine sahiptir. Bu yüzden Tora, onu uyarmak için "ona ait olan her şey" diye ekler.  Sadece ona ait olanı değil, aynı zamanda onun sıkıntılarını da sahiplenmeye hazır olman gerekir anlamına gelen bu ifade önemli bir uyarıyı da barındırmaktadır. İnsan arkadaşının bahçesi kendisininkinden daha yeşil olmadığını hatırlamalıdır. Admor Merofşitz, şöyle der: “Gelecekte, Maşiah geldiğinde, herkesten şunu isteyecektir. Herkes sahip olduklarından mutlu olsun. ( Mallar, sıkıntılar, bu dünyadaki sınavlar ...) Sonra herkes sıraya girecek, herkesin adına bir paket verilecek. Bu paket dünyadaki sınavlarına göre olacak ve bundan mutlu olacaktır. Amaç bu zamandan önce, şu anda her şeye teşekkür etmektir" bu yüzden her gün Birkat Aşahar duamızda buna uygun bir beraha söyleriz: "Baruh ata Ad.. Elokenu meleh aolam şeasa li kol tsorki - mübareksin sen Tanrım bu dünyanın kralı tüm ihtiyaçlarımı bana sağladın."  Her gün bu berahayı daha konsantre olarak söylemeye ve berahalara sahip olalım, AMEN

 

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

“Yisrael orada – dağın karşısında kamp kurdu. - Vayihan şam Yisrael neged aar” Şemot 19:2

Pesah Agadasında şöyle yazar: “ Bizi Sinay dağının önüne getirmekle yetinip, bize Tora’yı vermeseydi - Bize Yeterdi!”. Bu kelimeleri anlamak çok zordur, eğer Tora’yı almasaydık Sinay Dağı’na gelişimiz neyi yerine getirmemizi sağlayacaktı?

Raşi yukarıda belirttiğim pasukta ki “Vayihan - kamp kurdu” kelimesinin tekil bir şekilde yazıldığını belirtir, Tora her ne kadar milyonlarca Yahudi’nin kamp kurmasından bahsetse de. Raşi bu kelimeyi şöyle açıklar: Bu özel kurulan kampta Bene Yisrael birlik içindeydi - “ Tek kalbi olan, tek bir kişi gibi”. Sinay Çölü’ne gelirken, bütün kavgalara bir son getirdiler, kalplerini kötü niyetlerden temizlediler ve birbirlerine karşı derin bir sevgi duydular. Bene-Yisrael’in başardığı bu birliktelik, Tora’yı almasalardı bile paha biçilmezdi.

İsrael’in en yüksek görüşmesine ulaşması için, mükemmeliyete ulaşmamız için, tek bir varlık gibi davranmamız lazım farklı farklı bireyler olarak değil. Dahası, insanlar birlik oldukları zaman, Tanrı onlara zarar vermez. Babil Kulesinin hikayesinde gördüğümüz gibi, Tora’da Tanrı’nın şöyle dediği yazılıdır : “Hepsi aynı dile sahip, tek bir millet bunlar;...”. Birlik içinde olmadıkları için Tanrı onları yok etmemişti. Bunun yerine şöyle dedi: “ [Bu yüzden] Gelin inelim ve orada dillerini karıştıralım. Öyle ki, kimse bir diğerinin dilini anlayamayasın”. Birbirlerini anlayamadıkları için, kuleyi inşa edenler kavga etmeye başladı, bağsız-bağlanmamış bir hale geldiler.

Birlik, ancak ve ancak birisinin kişisel kaygılarını bir kenara koyup arkadaşıyla beraber endişelenmeye başlamasıyla oluşur.

 

YEMEK VE İÇMEK
(PELE YOETS’TEN DERLEMELER)

 

Sofrasında mutlaka Divre Tora konuşmaya veya okumaya yer vermelidir. Başkalarıyla oturmasa bile kendi başına bir şeyler öğrenmesi gerekir. Hele başkalarıyla oturursa mutlaka masada TaNaH, Mişna veya bir başka Tora bölümü okunmalı veya konuşulmalıdır.