Bu Hafta İçin Saatler

6 ŞEVAT

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5779

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:18

17:33

-----

Yeruşalayim

16:24

17:39

Tel Aviv

16:34

17:35

12 OCAK

Tel Aviv

16:40

17:41

İstanbul

17:41

18:22

2019

İstanbul

17:49

18:31

İzmir

17:49

18:40

İzmir

17:56

18:47

BO- בא



PeraşaÖzetİ
[www.chabad.org]
(Şemot10:1-13:16)

 


Mısır'da gerçekleşen on belanın son üç tanesi aktarılmaktadır: Bir çekirge istilası, tüm ürünleri ve bitki örtüsünü tüketir, koyu ve elle dokunulabilir bir karanlık, ülkeyi etkisi altına alır ve Nisan ayının 15'i gece yarısını vurduğu sırada Mısır'ın tüm behorları ölür.

Tanrı, Bene-Yisrael'e bir halk olarak verilen ilk mitsvayı bildirir: Ay'ın hareketlerine göre düzenlenmiş bir takvim belirlemek. Bene-Yisrael'e bunun yanında Tanrı Adına bir Pesah-korbanı getirmeleri emredilir. Buna göre bir kuzu ya da oğlak alınıp kesilecek ve Mısırlı behorları öldürmek üzere geldiğinde, Tanrı'nın Yahudi evlerini pas geçmesi için, bu hayvanın kanı evlerin kapı sövelerine sürülecektir. Korbanın ateşte çevirme yapılarak pişirilen eti, matsa (mayalanmamış ekmek) ve maror (acı otlar) ile birlikte yenecektir.

Behorların ölümü, sonunda Paro'nun direnişini kırar ve Bene-Yisrael'i ülkesinden kelimenin tam anlamıyla kovar. Yahudiler ülkeden o kadar tela? İçinde çıkmak zorunda kalırlar ki, yoğurdukları hamurlar mayalanmaya vakit bulamaz ve yolluk olarak yanlarına sadece mayalanmamış yiyecekler alırlar. Çıkışlarından önce Mısırlı komşularından altın gümüş ve giysiler isterler ve Mısır'ı servetinden ederler.

Bene-Yisrael'e tüm behorları kutsal olarak ayırmaları emredilir. Ayrıca her yıl, yedi (Diaspora'da sekiz) gün boyunca iyeliklerinde hiç (tahıl bazlı) mayalı yiyecek bulundurmayarak, matsa yiyerek ve kurtuluşlarını çocuklarına aktararak, Mısır Çıkışı'nın yıldönümünü kutlayacaklardır. Bunun yanında Mısır Çıkışı'nın ve bunun sonucunda Tanrı'ya olan sadakatlerinin bir hatırlatıcısı olarak kol ve başlarına tefilin takacaklardır.


ZAHOR ET YOM AŞABAT – ŞABAT GÜNÜNÜ HATIRLA

 


Şabat mumlarını yakma mitsvasını yemeğin yeneceği yerde yapmak gereklidir. Mumları yakmadan önce hayır kurumları için biraz para ayırmak önemlidir. Şabat mumunu söndürmek yasaktır. Bu amaçla kapı veya pencere de açılmaz. Şabat kandili yakıldığında kadınlarımızın güzel dileklerle dolu bir dua okumaları geleneği vardır. Şabat mumlarının evin barışı için yakıldığı hep anımsanmalıdır

HAFTANIN SÖZÜ

 


Dualardaki sözler kalbin, melodiler ise ruhun mızrabıdır.
(Liadi’li Rabi Şneur Zalman)

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
İBRANİCE HARFLER VE İSİMLER KİTABI

 

Tora’nın ikinci kitabı Şemot – İsimler adı ile bilinir. İngilizcede bu kitabın adı “Exodus” iken Türkçe kullananlar için “Çıkış” adı ile bilinir. Ancak İbranicedeki ismi Şemot’tur ve Tora’nın ilk beş kitabı arasında olabildiğine göre bu ismin de bir anlamı vardır. Aslında kitabın aynı adı taşıyan ilk peraşasının girişine baktığımız zaman Mısır’a inen Yaakov’un oğullarının isimleri sıralanmaktadır. Ancak bu kadar basit bir özellik bu kitabın bu ismi almasına yeterli olabilir mi? Bu kitap önemli bir sürgünü yani Mısır sürgününü ve oradan kurtuluşu anlatmaktadır. O halde pekala bu kitabın ismi Sefer Ageula – Kurtuluşu Kitabı veya Sefer Aherut – Özgürlük Kitabı olarak verilebilirdi. Tora’nın verildiği bu kitap elbette Sefer Har Sinay – Sinay Dağı Kitabı olarak adlandırılabilirdi. Ancak bunlardan hiç biri gerçekleşmemiştir. Kitabın ismi Şemot – İsimler olarak bilinir.

Bunu açıklamadan önce İbranice diline biraz yakından bakmayı deneyelim. İbranice “laşon akodeş – kutsal lisan” olarak bilinir. Bunun nedeni hakkında farklı görüşler vardır. RaMBaM More Nevuhim adlı eserinde İbranice’nin kirli ve çirkin sözcük içermediği için bu şekilde adlandırıldığını iddia eder. RaMBaN ise Tanrı’nın peygamberlerle iletişim kurduğu dil olarak nedeni açıklamaya çalışır. Çünkü peygamberler genellikle “ko amar Ad – Tanrı böyle söyledi” sözleri ile Tanrı’nın sözlerini iletmeye başlarlar. Bir başka görüşe göre bu lisan kainat sözle yaratılırken Tanrı’nın kullandığı lisandır. Pirke Avot beşinci bölüme göre Tanrı kainatı “on sözle – baasara maamarot” ile yaratmıştır. Bir başka görüşe göre de Babil kulesi meselesine kadar yeryüzündeki “safa ahat” tek lisandır. Tek lisan sözünün açıklamasını Raşi “laşon akodeş” olarak vermektedir. Gerçekten de isimler bu yönde destekleyici olurlar. Adam toprak anlamına gelen “adama” sözcüğü ile bağlantılıdır. “Kadın” anlamına gelen “işa” sözcüğü “ki meiş lukoha zot – erkekten alındı” ifadesini anımsatır. “Noah” ismi teselli ermekten yani “yenahamenu” sözcüğünden türer. İbranice o kadar temel bir dildir ki birçok dilde etimolojik olarak İbranice ile bağlantılı sözcükler vardır.

Pele Yoets adlı kaynak İbranice konuşmanın neşama üzerinde olumlu etki yarattığı görüşündedir. Bu yüzden birçok eğitmen, Rabi, öğretmen bir cümleyi açıklayacağı zaman önce “laşon akodeş” olarak cümleyi okur daha sonra açıklamaya geçer. Konuştuğumuz modern İbranice’nin özellikle son yıllarda yaygın olan sözcükleri için geçerli değildir. Çünkü ne yazık ki bu dilin de “temiz olmayan” bir konuşma şekli mevcuttur ve bunun “laşon akodeş” ile ilgili yoktur.

İbranice harfleri normal harfler gibi değildir çok farklı bir yapıya ve enerjiye sahiptir. Sözgelimi “a” sesi sadece bu harfin verdiği bir sestir. Ancak “a” sesi gibi düşünülen “Alef” harfi sadece o ses değildir. “Alef” inşa etmekte kullanılan bir blok gibidir. Talmide hahamim yani bilgeler “bonayih – inşa edenler” olarak bilinir. Bu inşaat da İbranice’nin yirmi iki harfi ile hayat bulur. David Ameleh Teilim’de “beha nenageah tsarenu – sıkıntılarımızı “Senle” yeneceğiz” demiştir. “Seninle” sözcüğünün karşılığı olan “beha”nın sayısal değeri yirmi ikidir ve yirmi iki İbranice harfi temsil eder.

Bayram Tefila’sında okuduğumuz “ata behartanu mikol aamim aavta otanu veromamatanu mikol aleşonot – bizi bütün kavimler arasından seçtin, bizi sevdin ve bütün lisanlar arasından yücelttin” ifadesi Laşon akodeş konuşma ve anlamanın insana ne kadar büyük önem verdiğini göstermektedir.

Yosef rüyalarını açıklayacağı Paro ile karşılaşmasından bir gece önce melek Gavriel’den yetmiş lisan öğrenir. Ancak Yosef bunları öğrenmeyi reddeder. Bu yüzden de hatırlamaz. Teilim’de yer alan “edut biYeosef samo – şahitliğini Yosef’e yerleştirdi” cümlesi gereğince Tanrı Yosef’in ismine bir “he” harfi ekler ve yabancı dillerin kendisinin ruhuna zarar vermesini engeller. Bu da laşon akodeş dediğimiz İbranice anlamanın ve bilmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterir.

Sinay dağı tecrübesinde “vehol aam roim et akolot – bütün halk sesleri gördü” ifadesi yer alır. Ses duyulur ama görülmez diyenler için Prof. Dr. Jacob Googenheim’in bir denemesine yer verelim. Ses dalgalarını belirleyen ve yazıya döken bir cihaz her harf söylendiğinde belli bir şekli ortaya koymaktadır. Ancak söylenen İbranice harfler olunca her söylenen harfin şekli o ses dalgalarını yazan yazıcı tarafından şekil olarak ortaya çıkar. Bu da İbranice harflerin diğer harflerden farklılığını ve seslerin nasıl görüldüğünü ortaya koyar. İbranice ruhani bir lisandır.

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

 

                                                           
Şemot kitabında Bene Yisrael’in Mısır’da çektikleri zorlukları ve de Tanrı’nın Bene Yisrael’i kurtarmak için MoşeRabenu’yuParoya gönderdiğinde görürüz ki Paro Bene Yisrael’e yaptığı kötülükleri artırır. MoşeRabenu hayretler içinde Tanrı’ya yakınır ve Tanrım! Bu halka neden bu kadar kötülük edilmesine izin veriyorsun? Beni neden Paroya gönderdin, Paroya konuştuğum andan beri kötülüklerini artırdı. Tanrı Moşe Rabenu’ya: Şimdi yapacağım mucizeleri göreceksin. Kendi Bene Yisraei’i gönderip bağımsızlıklarına kavuşacak. Tanrı ile Moşe Rabenu’nun bu konuşmalarından sonra geçen hafta okuduğumuz “Eser Makot” Tanrı’nın Mısır’a gönderdiği felaketleri görmekteyiz. Vaera Peraşasında yedi felaketi gördükten sonra. Bu hafta okuyacağımız Bo Peraşasında üç felaketi görmekteyiz. Bu üç felakette Paro, Moşe Rabenu ile istişareye girişir. Son üç felaket çekirge, karanlık ve Behorların ölümü idi. Bu üç felaketin Bo Peraşasında bir grup halinde yazılı oluşu üçünün de karanlık içinde oluşması idi. Toramızda çekirge felaketini: Çekirgeler tüm yeryüzünü kapladı, yeryüzü görülmez oldu ve önceden oluşan dolu felaketinde kalmış olan her şeyi yok ettiler, yeryüzü karardı. Tarlalardaki ve bahçelerdeki tüm ürünleri yediler. Peraşadaki pasuğa göre “yeryüzü karardı ve çekirgeler ürünleri yediler” Bir açıklamaya göre: İnsanın doyabilmesi için yediğini görebilmesi gerekir. Yani yediğini görmek, doymasını sağlayan bir faktördür. Çekirgeler karanlık nedeniyle yediklerini görmediklerinden her tarafı talan ettiler.

Karanlık felaketi: Kesif bir karanlık yeryüzünü kapladı. Ayakta olan oturacağı yeri göremiyordu, oturanda ayağa kalkamıyordu. Peraşada şöyle ifade ediliyor, kimse kimseyi göremiyor kimse yerinden kalkamıyordu. David Ameleh Teilim kitabında bu olayı şöyle yazar: Şalah hoşeh vayahşih- ve lomar u et devaro. Tanrı dünyayı kararttı, güneşte buna karşı gelmedi. Tora üzerine açıklamaları olan Rabenu Bahye olayı şöyle açıklar: Tanrı gökyüzünün tüm yollarını kapadı güneş dahi aydınlatma yolunu bulamadı. Bütün bu felaketler yalnız Mısır’da vuku buluyordu.

 MakotBeharot: Onuncu felaket olan Behorların (ilk doğan evlat) ölümü de karanlıkta oluştu. Peraşamızda yazılı olduğu gibi: Gece yarısı Tanrı tüm behorları vurdu, o zaman Paro gece vakti Moşe ve Aaron’u çağırır. Baştan sona kadar okuduğumuz on felaket Paro’nun kalbini sertleştirmesi, bütün bunların Tanrı’dan gelmediğinin inancı içinde oluşundan kaynaklanmıştır. Şelomo Ameleh’in bir sözü vardır. Anlayışsız kişi felaketle karşılaşır. Yine Şelomo AmelehMişle kitabında: Tanrı’dan korkan her zaman mutludur der. Bu sözlerden çıkardığımız ders: İnsan yumuşak kalpli olup, Tanrı’dan korkması gerekir. David Ameleh Teilimin birinci mezmurunda: Mutlu kişiyi böyle tanımlar: Kötülerin yolunda gitmeyen, günahkarların yanında durmayan kişidir. Aynı zamanda Tora’ya bağlı olan onun yolunda gitmeyen, günahkarların yanında durmayan kişidir. Aynı zamanda Tora’ya bağlı olan onun yolunda giden kişi mutludur. Tanrı’nın Paroya getirdiği felaketler şu özellikleri taşıyordu: Çok güçlü ve zarar verici o zamana kadar görülmemiş ve görülmeyecek karakterini taşıyordu. Ayrıca bu felaketler yalnız Paroya bir ders vermek için Mısır’da oluştu. Gelen felaket ancak Moşe Rabenu’nun Tanrı’ya yakarışı ile izole olabiliyordu. Tanrı’nın Moşe Rabenu’ya dediği şimdi yapacağım mucizeleri göreceksin. Sizleri Paro böyle azad edecek.

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

 

“(Bunu) Ayrıca, Mısır’la nasıl alay ettiğimi ve onlarda gerçekleştirdiğim İşaretlerim’i çocuklarına ve torunlarına anlatman için (yaptım) – böylece Benim Tanrı olduğumu kavrayacaksınız.” Şemot 10:2


Tanrı Mısırlılara 10 bela yollamıştı. Eğer belaların amacı Paro’yu Yahudileri Mısır’dan göndermek için zorunda bırakmaksa, neden çok büyük bir bela yeterli değildi?

               

Birisi kendisi için bir yemek yaptığında, yemeğin nasıl olması gerektiğini bilir. Yemeğin çeşidini, miktarını ve sevdiği baharatları, hepsini bilir. Ancak, birisi satmak için yemek yaptıysa herkesin damak zevkini bilemez, bu yüzden birçok çeşit yemek yapmalıdır ki herkes için bir şey olduğundan emin olmak için.


Bu belaların amacı Bene-Yisrael’e, hatta gelecek nesillere, Tanrı’nın uzakta olmadığını öğretmek, ilgisiz bir yaratıcı değil - tam tersine, her gün evrenin efendisi ve sürdürücüsü olduğunu öğretmektir. İnsanlar mucizeleri çocuklarına aktarırlardı, çocuklarda çocuklarına aktarırlardı ve böyle devam ederdi. Farklı kişilerin farklı şeylerden etkilenmesinden dolayı, Tanrı türlü türlü mucizeler gerçekleştirmiştir ki herkesin bunlardan birinden etkilenip gelecek nesillere aktarması için.

Her kişinin kendi kişiliği ve olaylara bakış açısı vardır. Bazı çocukların çok daha yaratıcı akılları vardır bazılarının da çok kolaylıkla  bilgileri hatırlamak için yeteneği vardır. Her çocuk bir şeyden büyülenir.  Bu yüzden, her çocuk gereğince büyütülmelidir. Hepsinin aynı “kek kalıbına” sığabileceğini düşünmemeliyiz - tam tersine çocukların eğitimlerini kendi ihtiyaçlarına göre şekillendirmeliyiz.

YEMEK VE İÇMEK
(PELE YOETS’TEN DERLEMELER)

 


Kişi yediği ve içtiği şeylerin berahasını söylemek suretiyle öğünlerine ve yediklerine kutsallık kazandırır. Yemek yemeden önce ellerin temizliğini ve saflığını “Netilat Yadayim” yaparak gerçekleştirmelidir. Beraha okurken beraha sırasına dikkat etmeli ve sözleri ağzından teker teker ve tam olarak çıkarmalıdır. Özellikle Tanrı’nın isimlerini telaffuz ederken bütün benliği ile bunu hissetmelidir.