bultenYisrael halkına, her kişinin yarım gümüş şekel ile Mişkan'a katkıda bulunması söylenir. Mişkan'daki su havuzu, mesh yağı ve tütsüsü ile ilgili talimatlar verilmiştir.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

   6 Mart

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2010

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

5:05

6:17

-----

Yeruşalayim

5:10

6:22

Tel Aviv

5:20

6:18

20 Adar

Tel Aviv

5:25

6:24

İstanbul

5:47

6:27

5770

İstanbul

5:55

6:35

K İ   T İ S A

Hatırlatmalar

ü Şabat Para

ü 13 Mart Şabat: Şabat Ahodeş

ü 16 Mart Salı: Roş Hodeş Nisan

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Şemot 30:11-34:35)

[www.chabad.org]

Yisrael halkına, her kişinin yarım gümüş şekel ile Mişkan'a katkıda bulunması söylenir. Mişkan'daki su havuzu, meshetme yağı ve tütsüsü ile ilgili talimatlar verilmiştir. "Bilge yürekli" zanaatçılar Betzalel ve Aoliav, Mişkan'ın inşaatı ile görevlendirilirler ve halka Şabat'a uyması tekrar emredilir.

Moşe Sinay Dağı'ndan beklenen zamanda dönmeyince, halk altın bir buzağı yapar ve bazıları ona doğrudan tapar. Tanrı, doğru yoldan sapan ulusu yok etmeyi önerir; ancak Moşe, onlar için araya girer. Moşe dağdan inerken, üzerinde On Emir'in hakkedilmiş olduğu Tanıklık Levhaları'nı taşımaktadır. Halkı putun etrafında dans ederken görünce, levhaları kırar, Altın Buzağı'yı öğütür ve başlıca suçluları ölümle cezalandırır. Sonra Tanrı'ya doğru döner ve şöyle der: "Eğer günahlarını bağışlarsan [çok iyi]. Yoksa, lütfen beni yazmış olduğun Kitabın'dan sil!" (Şemot 32:32).

Tanrı affeder; ama halkın günahlarının birçok nesil süresince hissedileceğini söyler. Tanrı önce onlarla birlikle meleğini göndermeyi önerir; ama Moşe, Tanrı'nın, Erets-Yisrael'e giderken Halkı'na Bizzat eşlik etmesi için ısrar eder.

Moşe iki yeni levha hazırlar ve bir kez daha dağa tırmanır. Tanrı orada anlaşmayı bu İkinci Levhalar'a tekrar yazar. Dağda iken Moşe'ye İlahi Merhametin On Üç Niteliği hakkında bir vizyon da gösterilir. Geri döndüğünde Moşe'nin yüzü öylesine ışıldamaktadır ki, yüzünü bir maskeyle örtmek zorunda kalır. Bu maskeyi sadece Tanrı ile konuşurken ve halkına Tanrı'nın kanunlarını öğretirken çıkaracaktır.

Bu hafta, peraşaya ek olarak Para peraşası (Bamidbar 19:1-22) okunur. Ölü biriyle temas etmiş bir kişinin Bet-Amikdaş'a girmesi yasaktı. Bu manevi engelin düzeltilmesi için kızıl bir inek (Para Aduma) korban edilir, yakılır ve külleri su ve başka maddelerle karıştırılarak söz konusu kişinin üzerine serpilirdi.

DEVAR TORA

["Kol Hakollel" / Rabi Pinhas Avruch - www.torah.org]

 

Gereken Güce Sahipsin

Bu haftaki peraşa Yahudi tarihinin en kötü üne sahip olaylarından birini, Altın Buzağı günahını ele alır. Erimiş altından yapılmış bu felaket niteliğindeki heykelin yapılışı Sinay Dağı'nın eteklerinde On Emir'in görkemli bir gösteriyle verilişinden altı hafta sonra gerçekleşmişti. Sinay Dağı'ndan inerken buzağının çevresindeki cümbüşe tanık olan Moşe On Emri içeren iki levhayı yere fırlattı ve paramparça etti. Halkın affedilmesi için Tanrı'ya yakaran Moşe yeni levhalar almak üzere Sinay Dağı'na döndü. Sadece Tanrı tarafından yontulmuş olmakla kalmayıp, aynı zamanda yazıları da Tanrı tarafından hakkedilen ilk levhalardan farklı olarak, yine Tanrı'nın yazacağı bu yeni levhalar bu kez Moşe tarafından yontulacaktı. Tanrı Moşe'ye şöyle dedi: "Kendine baştakiler gibi iki taş levha yont. Bu levhaların üzerine, kırmış olduğun ilk levhalarda olan sözleri yazacağım" (Şemot 34:1) İkinci levhaların neden Tanrı değil de Moşe tarafından yontulması gerekmekteydi?

En büyük Yahudi liderler arasında yer almış ve 1895-1986 yıllarında yaşamış olan, Metivta Tiferet Yeruşalayim Yeşivasının Başkanı Rabi Moşe Feinstein bunun sebebinin, Altın Buzağı günahının arkasında yatan mantığın yer aldığını açıklar. Altın Buzağı bir putperestlik eylemi olarak başlamamıştı. Yahudiler Moşe'nin dönüş tarihini yanlış hesaplamışlar ve gecikmesini öldüğüne dair bir işaret olarak algılamışlardı. On Emir'in yapısal olarak eşsiz bir Tanrısallık içerdiğini biliyorlardı ve ölümlülerin bu emirleri tüm derinliğiyle anlayamayacaklarını düşünüyorlardı. Tanrısal kaynakların yardımına ihtiyaçları olduğunu biliyorlardı. Onlara göre, Moşe yaşamış olsaydı bu güçlerden onlara yardım etmelerini rica edecekti. Ama onun ölmüş olmasından korktukları için bir başka yaklaşıma ihtiyaç duydular. Tora verildiği sırada Bene-Yisrael Tanrı hakkında bir vizyona tanık olmuşlardı ve bu vizyon doğrultusunda buzağı şeklinin İlahi Taht ile bir bağlantısı olduğunu biliyorlardı [nitekim Peygamber Yehezkel'in bu konudaki vizyonuna göre İlahi Araba'daki bazı görüntülerden biri bir boğa şekliydi]. Dolayısıyla bu şekilde Tanrı ile iletişim kurabileceklerine ve O'nun kutsal Torasını kavrayabileceklerine inanıyorlardı.

Ama takdir edemedikleri bir prensip vardı: Tora herkese açıktır ve Tora'yı anlamak için hepimiz en yüksek manevi seviyelere ulaşma kabiliyetine sahibiz. Rabi Feinstein'a göre böylece, etten ve kemikten bir insan olan Moşe'nin bu On Emir levhalarının yontulmasının bir parçası olduğunu vurgulamak üzere, Tanrı ona ikinci levhaları yontması talimatını vermiştir. Bu şekilde herkes ihtiyaç duyduğu Tora bilgilerini edinmek ve manevi gelişimini tamamlamak için kutsal yardımı tam olarak kendisinde bulabileceğini bilecekti.

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in bakış açısıyla verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Bir arkadaşımın evine yapmış olduğum ziyaret bittiği zaman ev sahibi evin dışında kısa bir mesafeye kadar bana eşlik eder. Rahatsız olmasına gerek olmadığını söylediğim zaman, güvenliğim açısından bunun gerekli olduğunu bana söyler. Şehir içinde böyle bir endişeyi yersiz buluyorum ve benim de kendi misafirlerime bu şekilde mi davranmam gerektiğini kendi kendime soruyorum. Yapılacak en doğru şey nedir?

 

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

Altıncı Kitap: AFLAA / AYIRMA

 

"Altıncı kitaba, kişinin yemin ederek veya vaatte bulunarak kendine bazı şeyleri yasakladığı takdirde sorumlu olacağı emirleri dâhil edeceğim. Bu kitaba Ayırma Kitabı adını verdim."

30. Şevuot - Yeminler

a) Yemin Türleri

1) Yalan yeminler: Yalan yere yemin etmek yasaktır. Pasukta söylendiği gibi, "İsmim üzerine yalan yere yemin etmeyin" (Vayikra 19:2). Geçmişteki veya gelecekteki ve yanlış bir olay hakkında yemin eden kişi, söz konusu olay ya da fiilin bu kişinin olanakları dâhilinde olması [ve yasak olmaması] kaydıyla, yalan yere yemin etmiş olur. Bu tipteki bir yemin "telaffuz yemini" (şevuat bituy) olarak adlandırılır. Pasukta söylendiği gibi: "Veya bir kişi, kötülük ya da iyilik edeceğine dair dudaklarıyla telaffuz etme suretiyle yemin ederse..." (Vayikra 5:4).

2) Boş yeminler: Boş yere yemin etmek yasaktır. Pasukta söylendiği gibi: "Tanrın Aşem'in İsmi'ni boşa kullanma" (Şemot 20:7; Devarim 5:11) sözünde belirtildiği gibi, boş yere yemin etmek yasaktır. Dört çeşit boş yemin vardır: [a] Herkesçe bilinen bir şeyin olduğuna [b] ya da olmadığına yemin etmek. [c] Bir mitsvayı gözetmemeye yemin etmek. [d] Yapılması mümkün olmayan bir şeyi yapmaya yemin etmek. Bir mitsvayı gözeteceğine dair yemin eden bir kişi yasak çiğnemiş olmaz ama bu geçersiz bir yemindir.

3) Borçlar veya emanetler hakkında yeminler: Eğer bir kişi bir başkasının taşınır malını borç, hırsızlık, gasp nedeniyle veya onu bulduğu için elinde tutuyorsa ve bu taşınır mal ondan geri isteniyorsa, onun bunu inkâr etmesi yasaktır. Pasukta söylendiği gibi: "[Haklı bir iddiayı] İnkâr etmeyin" (Vayikra 19:11). Ayrıca bu konuda yalan yere yemin etme hakkında ek bir yasak vardır. Pasukta söylendiği gibi: "Birbirinize yalan söylemeyin" (Vayikra 19:11). Bir kişi böyle bir yemin ederse ve bu, gerçeği kabul etmesi halinde bir miktar ödeme yapmasını gerektirecek idiyse, bu miktara %25 ekleyerek ödeme yapmalıdır. Böyle biri, Bet-Amikdaş'ın var olduğu dönemde bir de günah korbanı getirmekle yükümlü olurdu. Pasukta söylendiği gibi: "Bir kişi günah işleyip Tanrı'ya karşı uygunsuz davranış içine girerek, akranına [şu konularda] inkârda bulunursa [kanun aşağıdaki gibidir: Bu,] Bir emanet, bir iş antlaşması veya bir soygunculuk [konusundaki inkâr olabilir]; veya akranının alacağını [ondan] esirgemiştir; veya kayıp bir şey bulmuştur, ama bunu inkâr etmektedir. İnsanın, yapmakla hakkında günah işlediği tüm [bu ihlaller]den biri üzerine yalan yere yemin de etmiştir. [Bu şekilde] Günah işleyip suçlu duruma düştüğünde, [öncelikle, ilgili şeyi] geri vermelidir: Çalmış olduğu çalıntı malı, esirgemiş olduğu esirgenmiş alacağı, kendisine emanet edilmiş olan emaneti, bulmuş olduğu kayıp şeyi, veya hakkında yalan yere yemin etmiş olduğu her türlü şeyi. Onu başmal haliyle tamamen tazmin etmeli ve üzerine beşinci paylarını [yani başmalın dört paydan müteşekkil olduğu düşünülürse, bu paydan bir tane daha; +%25] eklemelidir. [Hilekârlık konusu olan şey] Kime aitse, suçunu kabul ettiği günde, bunu [ona] teslim eder"  (Vayikra 5:21-24).

4) Tanıklıkla İlgili Yeminler: Eğer taşınabilir bazı mallar üzerinde hak iddia eden bir kişi, bu iddiasını kanıtlama amacıyla bazı tanıklara başvurursa ve bu tanıklar onun bu iddiasından kaynaklanan hakkını alabilmesinin tek yoluysa, ama tanıklar yalan söyleyerek bu konuda tanıklık edebilecek bilgiye sahip olmadıklarını öne sürerler ve üzerine bir de yemin ederlerse, teşuva yaptıklarında (Bet-Amikdaş döneminde) bir günah korbanı getirmeliydiler. Pasukta söylendiği gibi: "Eğer bir kişi [belli başlı konularda] günah işlerse [kanun, aşağıdaki gibidir: Eğer bir davada tanıklık etme konusundaki] Yemin çağrısını kabul etmişse ve [gerçekten bu konuda] tanıksa - görmüşse ya da biliyorsa; tanıklık etmediği takdirde günahını taşıyacaktır... İşlemiş olduğu hatası nedeniyle, Tanrı Adına Aşam-korbanını getirir" (Vayikra 5:1-6).

5)Yargıçlar tarafından ettirilen yeminler: Eğer birine karşı parasal bir dava öne sürülür ve o kişi bunu kısmen [ve Hahamlar'ca öngörülen kurala göre tümüyle bile olsa] inkâr ederse veya ona karşı tek bir tanık tanıklık ederse veya bu bir emanetçiyse ve kendisine emanet edilen bir şeye gelen zararda sorumlu olmadığını iddia ediyorsa, bu kişinin mahkemede yemin etmesi gerekir. Pasukta söylendiği gibi: "...ikisi arasında ‘Aşem ‘yemini gerçekleşir" (Şemot 22:10).

Bunların yanında Hahamlarımız tarafından, bazı iddialara yönelik farklı yemin türleri de öngörülmüştür. Ve bir kişi bu yeminlerden herhangi birini yalan yere ederse, borçlar veya emanetler konusunda yalan yemin yasağını ihlal etmiş olur.

MODERN ÇAĞ Ve TORA

["Şabat BeŞabato" - www.zomet.org.il]

 

Bir Kamu Çalışanının Etik Kuralları Çiğnemesi Yüzünden Kovulması

Hiçbir zaman cereyan etmemiş veya inşallah etmeyecek bir şey düşünün: Olmaz ya, bir kamu çalışanı fonları zimmetine geçirmekten suçlanmaktadır. Suçlamaların ispatlanmadığını ama araştırmanın başladığını farz edelim. O kişiyi bu kadar erken bir aşamada işten çıkarmak mümkün müdür, hatta gerekli midir?

Kamusal fonlardan sorumlu olan bir kişi, yetimlere ait bir malı idare etme görevini üstlenen bir vasiye benzetilir. Şulhan Aruh'taki bir kurala göre, eğer böyle bir vasi kişi "daha önce harcadığı paradan fazlasını harcar, yer ve içerse, yetimlerin parasını kullandığı farz edilebilir ve o mevkiden uzaklaştırılması gerekir" (Hoşen Mişpat 290:5). Bu durum mahkeme tarafından tayin edilen bir vasi için geçerlidir. Ancak ölmüş bir babanın tayin ettiği bir vasi kovulmaz, çünkü yetimlere ait parayı kullandığını kanıtlayacak tanıklar olmadığı sürece, bir piyango bileti kazanarak veya başka masum bir yöntemle zengin olduğu varsayılır. Halktan alelade bir kişi ise mahkeme tarafından tayin edilmiş bir vasiyle aynı konumdadır ve kuşku onu görevinden almak için yeterli bir neden teşkil edebilir.

Diğer taraftan Raşba (Rabi Şelomo ben Aderet), [Rambam'ın kanun kodeksini temel alan] bu kuraldan pek tatmin olmamıştı. Bir insan kanıtlanmamış bir kuşku yüzünden nasıl işinden kovulabilir? O ana kadar o kişi dürüst bir insan sayılırken, neden şimdi konumu değişsin? Bunun cevabı da, kamusal bir atamanın sürekli yenilenen bir şey olarak kabul edilmesinde yatmaktadır. Diğer bir deyişle, bu kişi çalıştığı sürece her an "işe alınıyor" haldedir ve işten çıkarılması, önceki konumunda değişiklik yapıp onu işten "kovma" şeklinde aktif bir eylem değil, onun bundan sonra aynı "işe alınmasını durdurma" şeklinde pasif bir eylem olarak kabul edilir. Aynı durum mahkeme tarafından atanan bir vasi için de doğrudur. Ama yetimlerin babası tarafından atanmış bir vasi söz konusu olduğunda durum farklıdır ve orada kalıcı bir atama söz konusudur ve böyle bir durumda işe son vermek için sağlam kanıtlara ihtiyaç vardır ve yalnızca kuşku yeterli değildir.

Yukardaki tartışma, doğrudan kamu çalışanının kendi göreviyle bağlantılı olarak günah kuşkusu doğuran konularla ilgilidir. Ancak işiyle ilgili olmayan günahlarda, bunlar ne kadar ciddi olursa olsun, kuşku ve rivayet kovulmak için yeterli nedenler değildir. Yukarıdaki kuralın kaynağı olan Rambam, "hakkında ağza alınamayacak rivayetler olan"  bir Hazan'ın işine son verme konusunda farklı bir cevap yazmıştır: "Sadece rivayetler yüzünden bir insanı işinden kovmak uygun değildir"  ve dedikoduların kaynağının onun düşmanları olduğu düşünülebilir. Bu durum Hazanın göreviyle doğrudan ilgili olmayan konular için geçerliydi. Mahkemenin atamış olduğu bir vasi örneğinde ise dedikodular sorumlu olduğu fonların kötüye kullanılmasıyla ilgilidir ve bu durumda tek bir dedikodu yeterlidir.

Kaynak: Rabi Avram Şerman "Tehumin" , syf. 248-245

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[El Gid Para El Pratikante - Rabi Nisim Behar]

 

Dini Terbiye

1. Her baba küçük çocuklarını mitsvalar konusunda eğitmekle yükümlüdür. Erkek ya da kız olsun, bir çocuk anlayış kazanmaya başladıktan itibaren, onu Tora'nın yasakladığı şeylerden uzak tutmak, bir görevdir.

2. Bar/Bat Mitsva yaşına gelene kadar çocuk küçük sayılır. Bu yaş erkeklerde 13 yaş ve bir gün, kızlarda ise 12 yaş ve bir gündür. Çocuklar, bu yaştan itibaren, Tora'nın emirlerini yerine getirmekle yükümlü hale gelirler.

3. Çocukların eğitiminde başarılı olmak isteyen anne ve babaların, öncelikle kendilerinin örnek bir davranış içinde olmaları gerekir. Çocukların gerçek bir Yahudi ortamında yetişmesi, sadece ebeveynlerin, mitsvaları sevgi ve istekle yerine getirmesiyle mümkündür.

4. Anne ve babalar, çocuklarının Tora yolunda büyümeleri ve iyi karakter özelliklerine sahip olmaları için Ulu Tanrı'ya her vesilede dua etmelidirler.

5. Çocukların terbiyesi konusunda annenin etkisi babanınkinden daha kuvvetlidir; zira o çocuklara her zaman daha yakındır. Onlara yemek verir, giydirir ve tüm hareketlerini takip eder. İyi ahlaka sahip bir anne, bu özelliklerini çocuklarına da yansıtacaktır. Bu yüzden iyi ve yararlı terbiye, annelerin elindedir.

6. Aileler çocukların yalandan ve yeminden uzak durmaları için azami dikkati göstermelidirler.

7. Babalar çocuklarını terbiye ederken, sol elle onları iter [yani sert davranır] görünüp, sağ elle de onları yaklaştırmalıdır [yani sıcak davranmalıdır].

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Talmud'a göre, bir başkasına dört ama (yaklaşık 2m.) bile eşlik eden kişi bütün yol için güvenlik sağlamış olur. Şehir içinde bir evde başlayan bir yolculuk bile olsa, bunun neden geçerli olduğunu Maarşa şu şekilde açıklar:

Bu kısa eşlikle sağlanan güvenlik doğaüstüdür. Eşlik eden kişinin arzusu misafirine güvenlik sağlamaktır ve onun iyi niyeti başarılı bir sonuca yol açar. "Tanrı Kendisi'nden korkanların arzularını yerine getirir" (Teilim 145:19). [Bir prensibe göre, yapılan her mitsva bir melek yaratır. Bu doğrultuda,] Başka bir görüşe göre, eşlik etme ve uğurlama mitsvasının yerine getirilmesiyle yaratılan özel melekler misafiri gözetlerler ve onu güven içinde gideceği yere ulaştırırlar.

Sonuç olarak, arkadaşınızdan değerli bir ders aldınız. Şimdi bunu uygulayın.

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Hayatın amacı amaç dolu bir hayat sürmektir.

-- William Trump

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.