Bu Hafta İçin Saatler 

30 KİSLEV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5779

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

15:59

17:14

-----

Yeruşalayim

16:01

17:16

Tel Aviv

16:15

17:15

8 ARALIK

Tel Aviv

16:16

17:17

İstanbul

17:21

18:01

2018

İstanbul

17:21

18:02

İzmir

17:29

18:19

 

İzmir

17:30

18:21

MİKETS-מקץ


8-9 ARALIK 2018 ROŞ HODEŞ TEVET

 

PeraşaÖzetİ
[www.chabad.org]
(Bereşit 41:1-44:17)

 
Yosef'in, içki ve unlu mamuller sorumlularının rüyalarını doğru olarak çözümlemesinin ardından iki yıl geçmiştir. Paro iki rüya görür. Bu rüyaları açıklama denemelerinden tatmin olmaz. İçki sorumlusu Yosef'i hatırlayınca Paro'nun emri ile Yosef hapishaneden çıkarılır. Rüyaları dinler; bunların yakında yedi sene bolluk ve ardından yedi sene ağır bir kıtlık olacağına işaret olduğunu belirtir.

Ardından Paro'ya, bu olağanüstü durumu halledecek düzeyde zeki birini tutmasını tavsiye eder. Paro bu görevi Yosef'e verir, onu Potifar'ın kızı Asenat'la evlendirir. Yosef işini iyi yapar ve Mısır dünyanın silosu haline gelir. Yosef'in iki oğlu olur: Menaşe ve Efrayim.

Kıtlıktan Kenaan da etkilenir. Yaakov oğullarını yiyecek almaları için Mısır'a gönderir. Yosef'in önüne geldiklerinde Yosef onları tanır, fakat onlar Yosef'i tanımazlar. Satılmasına sebep olan rüyalarını hatırlayan Yosef, kardeşlerine karşı sert bir Mısır'lı lider rolünü oynamaya başlar ve onları casuslukla suçlar. Onlara yiyecek satar, fakat dürüstlüklerinden emin olmak için Binyamin'i getirmelerini söyleyerek bu arada Şimon'u rehin tutar. Bir yandan da hizmetkarlarına ödenen paraları çuvallara gizlice geri koymalarını emreder. Geri dönüş yolunda paraları keşfeden kardeşler paniğe kapılırlar. Başlarından geçenleri Yaakov'a anlatırlar. Yaakov Binyamin'in Mısır'a götürülmesini reddetse de, kıtlık ağırlaşınca durumu kabullenmek zorunda kalır. Yeuda Binyamin'in güvenliğini garanti eder ve kardeşler tekrar Mısır'a inerler.

Yosef kardeşlerini onurlu konuklara yaraşır biçimde ağırlar. Hem babasından hem de annesinden olan tek kardeşi Binyamin'i görünce kendisini tutamaz ve odasına çekilerek ağlamaya başlar. Daha sonra hizmetkarına paraları çuvallara tekrar geri yerleştirmesini, kendi kadehini de Binyamin'in çuvalına koymasını emreder. Kadeh bulununca da Binyamin'in ceza olarak kölesi olmasına karar verir. Yeuda karşı çıkar ve Binyamin yerine kendisini teklif eder; ancak Yosef reddeder.

 

 


ZAHOR ET YOM AŞABAT – ŞABAT GÜNÜNÜ HATIRLA

 

Şabat akşamı eve gelişte vakit kaybetmeden “Şalom Alehem” ve “Eşet Hayil” söylemek gerekir. “Şalom Alehem” bizi takip eden iyi meleklere “hoş geldin” demeyi amaçlar. Şabat gününe evi hazırlayan evin annesine övgüler evin babasından “Eşey Hayil” ilahisi ile gelir. Bu ilahi Mişle otuz birinci bölümde yer almaktadır.

HAFTANIN SÖZÜ

 


Yaratılanlara karşı nefret insanı dünyadan eder. (Pirke Avot 2/11)

 

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
RABİ AKİVA BEN YOSEF

 

 Kardeşler Binyamin’i de alıp Mısır’a geldikten sonra kardeşler hakkında genellikle “anaşim” ifadesi kullanılır. “Bene Yaakov” veya “Ahim” gibi ifadelere ise çok yer verilmez. Eğer bir sözcük peşpeşe pasuklarda kullanılıyorsa o zaman mutlaka işaret etmek istediği bir anlam olacaktır. Bu anlamı keşfetmek için Rabenu Bahya’nın öğretilerine bakacağız.

Rabenu Bahya Yosef’in kardeşlerine neden kötü davrandığını anlamakta zorlanır. “Tsadik” unvanına sahip birinin intikam duyguları ile hareket etmesi mümkün değildir. Ancak Yosef kardeşlerin büyük bir günah işlediklerinin bilincindedir ve bu günahın sıkıntılarından onları kurtarmak için kardeşlerine sıkıntılı anlar yaşatmaktadır. Aslında her şey “Ketonet” dediğimiz çizgili gömlek ile başlar. kardeşler bu gömleği kana bulayıp babalarına göndermişler ve “zot matsanu” diyerek babalarına inanılmaz bir acı yaşatmışlardır. Nasıl ki “ketonet” vücudu örten bir giysi ise ruhumuzu örten giysi olan vücutlarının bu nedenle ceza görmesi gerekmiştir. Yosef vefat ettikten sonra Mısır’da başlayan kölelikte İsrael oğullarının vücutları işkencelerle cezalandırılmıştır. Ve tabii ki kardeşlerin gilgul olarak tekrar bu dünyaya gelmiş halleri olan on büyük bilgenin vücutları cezalandırılmış inanılmaz işkencelerle katledilmişlerdir. Vücut yani guf ruhun ketoneti olarak kabul edilir. Bu yüzden bu peraşada kardeşler tam on kez “anaşim” olarak zikredilir. Rabenu Bahya bu ifadelerin on büyük bilgeye atıfta bulunduğunu öğretir.

Burada açık bir başka soru daha sorulabilir. Yosef’in satılmasından dokuz kardeş sorumludur. Yosef’in kendisi mağdurdur. Binyamin buna karışmamıştır. Reuven ise Yosef’i kurtarmak için kuyuya atılmasını istemiştir. O zaman neden on bilge cezalandırılmıştır?

Rabenu Bahya aslında Reuven’in de sorumlu olduğunu ancak günahının Yosef ile ilgili değil de babasının mahremiyetine girmesi ile ilgili olduğunu söyler. Ancak kimin kimin gilgul formu olduğunu bilen Rabenu Ha Ari Reuven’in gilgul formunun Rabi Eliezer ben Orkenos olduğunu öğretir. Rabi Eliezer Agadol olarak bilinen bu bilge bu on bilge arasında değildir. Onuncu bilgenin kim olduğunu anlamak için Rav Hida’nın Midbar Kedemot kitabının öğretilerine bakmak gerekir.

Kabala’da “av” yani baba sözcüğü asıl biyolojik babayı işaret etmez. Bu sözcük kişinin ilk dünyaya gelmiş olan formuna gönderme yapar. “Ben” dediğimiz oğul da daha sonra gelen gilgul formlarıdır. Viduy duasında hem kendimiz hem de babalarımız için itirafta bulunuruz. Buradaki babalar biyolojik babalar değildir. Yanlışın tikunu yapıldığında “av” dediğimiz ruhun da aşağıya indiğini öğreniyoruz.

Yanlış sadece kardeşlerin yanlışı değildir. Yosef de hata yapar. Kardeşlerinin yanlışlarını babasına ileterek onları zor durumda bırakır. Gördüğü rüyalarla üstünlük taslar. Bu yapılanlar zamanla kardeşlerin nefretini körükler. Kardeşleri Yosef’i satmak sureti ile günah işlerler. Yosef de buna çanak tutan kişidir. Bilgeler içinde Rabi Akiva’nın ruhunun büyüklüğü iyi bilinir. Rabi Akiva Yosef’in gilgul olarak dünyaya gelmiş şeklidir. Bu yüzden Akiva ben Yosef olarak bilinir. Hem kendi babasının Yosef olması hem de gilgulunun Yosef’e dayanması nedeniyle bu isimle bilinmektedir. Onuncu bilge bu nedenle Rabi Akiva’dır. 

Baal Şem Tov birine tikun yapmak için o tikunun bir parçası olmak gerektiğini söyler. Yosef her şeyin sonunda “alu leş.alom el avihem – babanıza barış içinde gidin” demiştir. Burada Yosef’in kast ettiği baba Yaakov değildir. Buradaki baba göklerdeki babamızdır. 

Gale Amukot adlı kaynak Tanrı’nın merhamet yüklü isimlerinden biri olarak “şem Ayin Bet” ismini verir. “Ayin Bet” birlikte yetmiş iki sayısını verir ki bu da “hesed” sözcüğünün sayısal değeridir. Hanuka bayramında okunan ilk berahada on üç sözcük vardır. Her gece bu beraha ile on üç merhamet özelliğinden biri yeryüzüne iner. Sekizinci gece kalan bütün özelliklerin indiğini biliriz bu yüzden sekizinci gece çok önemlidir. Yosef Gavia’yı çuvala koyarken on üç kez “ayin bet” isminin yeryüzüne inmesini sağlar. Bu sözcük “gimel – bet – yud – ayin” harfleriyle yazılır. Bu da on üç kez “ayin bet” demektir. Gavia aynı zamanda sözcüğü “gilgul Akiva ben Yosef” sözcüklerinin ilk harfidir. Önümüzdeki hafta okuyacağımız “Vayigaş” peraşasında Yosef’in kardeşlerinin üzerinde ağladığını “vayevk aleem” sözleriyle anlıyoruz. Aslında Yosef “onlar için” ağlamaktadır.  “Aleem” sözcüğü de “atidim liyot aruge malhut” sözcüklerinin ilk harflerinden oluşur.

Rabi Akiva Şema duasını okurken vefat eder. Vayigaş peraşasında Yaakov Yosef ile karşılaştığında Yosef’in ağladığını ancak babasının ağlamadığını görürüz. Raşi’nin öğretisine göre Yaakov o sırada Şema duasını okumaktadır. “Et Ad… E.loeha tira” cümlesi kişinin Tanrı’dan korkar gibi Rabisinden de çekinmesi gerektiğini öğretmektedir. Yosef’in Rabisi de babasıdır. Dolayısı ile Şema söylemek yerine Şehina’ya yani öğretmenine saygı göstermektedir. Burada Yosef bir kez Şema duasını okumayı kaçırır.  Bunun tikununu Rabi Akiva hayatını tamamlarken gerçekleştirir. Gemara “aşreha Akiva” ne mutlu sana Akiva ruhunu “ehad” sözcüğü ile teslim ettin demektedir. 

Kabala üstatları hayatını kaybeden bilgelerin aslında her birinin altı yüz bin neşama’ya denk olduklarını öğretir. Bu da bizlere altı milyon sayısını verir. Rabiler Holocaust’un modern çağda meydana gelmiş bir “aseret aruge malhut” olduğunu öğretmektedir. Reuven tekrar kuyu başına gelmiş ve orada Yosef’in olmadığını görünce elbiselerini tırtarak “vaani ana aniba – ben nereye gideyim” ifadesini kullanmıştır. “Ani ana” ifadesi çok sonraları David Ameleh tarafından Teilim’de doksan dört numaralı mizmorda farklı bir şekilde kullanılır. “E.l nekamot Ad… E.l nekamot ofia.” Tanrı zamanı geldiğinde elbette bunların hak ettikleri cezayı verecektir. Maşiah’ın günleri yaklaştıkça günlerin sonundaki barış ortamı da yakınlaşmaktadır. 

 

DİVRE TORA
Rav İzak Peres
TANRI’YA KARŞI SONSUZ İNANÇ DUYMAK

 


Yosef’in içkici başının rüyasını doğru yorumlamasından sonra, hapisten çıkmak için içkici başıya güvenmiştir. Ancak Yosef hapiste iki sene daha kalmak zorunda kalır. Ravlarımıza göre Yosef’in cezasının uzamasının sebebi, özgürlüğüne kavuşmak için Tanrı’dan ziyade içkici başından medet ummuş olmasıdır.

Fakat Yosef’in bundan dolayı neden cezalandırıldığını anlamak pek de kolay değildir. Biliyoruz ki Tanrı bize yardımı doğal yollardan gönderir. O zaman Yosef’in kurtulmak için içkici başına güvenmiş olmasında ne sakınca vardır? Sorun şu ki; başına gelen her şeyde Tanrı’nın rolünü açıkça gören Yosef kadar büyük birinin tüm inancını içkici başına bağlamaması gerekirdi. Dahası, başkasına güvenecekse de itibarsız bir içkici başına değil de sadik birine güvenmeliydi.

Tanrı’ya sonsuz bir inançla bağlanmak kolay bir iş değildir. Ancak çok önemlidir. Tanrı’ya duymamız gereken bu inancın muhafaza edilmesi de büyük önem taşır.

Geçinecek kadar parası olmadığından şikayet eden bir adam bunu konuşmak üzere bir Rav’a gider. Rav şöyle cevap verir: Tanrı’ya sonsuz inanç duy. Eğer O’na inanırsan sana 1000 dolar gönderecektir.’ İçi rahatlayan adam evine döner.

Fakat bir ay sonra geri gelerek ‘ Uzun zamandır paranın gelmesini bekliyorum ama hiçbir şey gelmedi.’ der.

‘Tanrı’nın sana 1000 dolar vereceğine gerçekten inandın mı? Diye soran Rav ‘Evet’ cevabını alınca şöyle devam eder: ‘Benim 500 dolarım var. İstersen 1000 doları beklemek yerine bu parayı alabilirsin.’

Adam büyük bir istekle parayı almayı kabul eder. Bunun üzerine Rav şöyle konuşur:

‘Evet, görüyorum ki, Tanrı’nın sana parayı göndereceği konusunda pek de emin değilsin. Eğer olsaydın, sana söylenen 1000 doları beklemek yerine benden 500 doları almayı kabul etmezdin.’

‘Bitahon’, inanca sahip olmak korkularımızı yenmemize yardım eder, sinirlerimizi yıpratan bir hayat yaşamaktan bizi korur. Biliyoruz ki Tora’ya bağlı kaldığımız sürece geleceğimizle ilgili endişelenmek zorunda kalmayız.

Berdiçev Ravı Levi Yitzhak bir adamı koşarken görür: ‘Nereye yetişiyorsun böyle?’ diye sorar.

‘Parnasama ( Geçimime)’ cevabı alan Rav:

‘Parnasanın arkanda değil de önünde olduğunu nerden biliyorsun? Nihai başarına güven ve bu kadar telaşla koşuşturma. Arada bir dur ve Tora öğren. Uğruna çabaladığın şeylerin değerini bil. Allah’a inan ve güven. O zaman bu kadar koşuşturmana gerek kalmayacaktır.’ şeklinde cevap verir.

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 


“Yosef Paro’ya cevap verdi. “[Bu yetenek] Benim üstümdedir” dedi. “Paro’nun esenliği ile ilgili cevabı Tanrı verecektir”.” Bereşit 41:16


Kardeşleri onu yılanlar ve yengeçlerle dolu bir kuyuya attıklarında Yosef sadece 17 yaşındaydı. 4 kez satılmıştı ve son olarak da ahlaksızlıklarla dolu Mısır’a köle olarak gelmişti. Yine de, Yosef’in manevi seviyesi güçlü kalmıştı. Sahibinin karısı bir sene boyunca onun aklını çelmeye çalıştı, ama Yetser Arasıyla savaştı. Bir gün onu Yosefi yakaladı ama o onu kenara çekti ve evden kaçtı. Sahibinin karısı onu suçladı ve Yosef hapse düştü. Arzularına karşı savaşmanın ödülü bu muydu? Hapse düşmek miydi? Hapiste yıllar geçirdi, hiçbir zaman serbest kalıp kalmayacağını bilmeden. Yine de, Yosef Tanrı’ya olan güveni bir an bile olsa sarsılmamıştı.


Hapiste kaldığı 12 yıldan sonra Paro’nun huzuruna çağrıldı. Özgürlük için eline altından bir fırsat düşmüştü. Eğer sadece Paro’yu sakinleştirseydi hayatına yeniden başlayabilirdi. Yosef Paro’nun Tanrı’ya inanmadığını biliyordu - Paro kendisinin Tanrı olduğunu düşünüyordu. Paro ona şöyle der, “Rüyaları yorumlayabildiğini duydum.” Yosef şöyle cevaplar, “Üzgünüm, ben yanlış kişiyim, rüyaları yorumlayan Tanrı’dır.” Bunu söyleyerek fırsatı kaybedebilirdi ve tekrardan zindana atılabilirdi! O zamanın her şeyi Tanrı’ya atfetmek için doğru zaman olmadığını kabullenmeliydi. Ama yine de her yeteneğini Tanrı’ya atfetmek için bir an bile düşünmemişti.             


Birisi her işin içinde Tanrı’nın elinin olduğunu görmelidir ve her zaman bir ana planın olduğunu bilmelidir, olayı idrak etmenin çok zor olduğu zamanlarda bile. Mesela, her sabah Şahrit’ten önce Tora çalışma kararı aldın. Sonraki sabah, erkenden canlı bir şekilde arabana gittin, anahtarı çevirdin ve hiçbir şey olmuyor, araba çalışmıyor. O anda düşünürsün “Neden şimdi? Bunu haketmiyorum! Bunu sadece senin için yapıyorum - Tanrım!” Yosef’ten öğrenmeliyiz. Her durumda Yosef’in Tanrı’ya olan güveni demirle kaplıydı; kardeşleri onu öldürmek istesede veya Yetser Ara’sına karşı geldi diye hapse girsede, her şeyin kendi iyiliği için olduğunu anlamıştı.

 

ARKADAŞINI SEVMEK
(PELE YOETS’TEN DERLEMELER)

 
Pele Yoets arkadaşımızı, yakınımızı sevmek mitsvasının büyüklüğünden söz eder ve bunun Tora’da Rabiler tarafından büyük bir ilke olarak belirtildiğinin altını çizer. Emir “veaavta lereaha kamoha” şeklindedir. Sinat Hinam yüzünden Bet Amikdaş’ın yıkıldığı düşünüldüğünde bu mitsvanın yerine getirilmesinin ne kadar önemli olduğu daha da belirginleşir.