Bu Hafta İçin Saatler

24 TAMUZ

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5778

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:13

20:29

-----

Yeruşalayim

19:11

20:27

Tel Aviv

19:30

20:32

7 TEMMUZ

Tel Aviv

19:28

20:30

İstanbul

20:24

21:05

2018

İstanbul

20:21

21:01

İzmir

20:17

21:07

İzmir

20:15

21:04

PİNEHAS- פינחס


13 TEMMUZ 2018 CUMA ROŞ HODEŞ AV

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Bamidbar 25:10-29:40)

 

Aaron'un torunu Pinehas, Şimon kabilesi prenslerinden Zimri'yi ve onun, çadırına getirdiği Midyanlı prensesi öldürmek için gösterdiği gayretten dolayı ödüllendirilir: Tanrı ona ebedi bir barış antlaşması ve Koenlik bahşeder.

Yapılan nüfus sayımında 20 ile 60 yaş arasındaki erkeklerin sayısının 601.730 olduğu saptanır. Moşe'ye, Ülke'nin, kabileler ve Yisrael aileleri arasında kurayla nasıl bölüştürüleceği hakkında talimatlar verilir. Tselofhad adlı, erkek çocuk sahibi olmadan ölen kişinin beş kızı, Moşe'den, babalarının hakkına düşen toprağı almayı talep ederler. Tanrı bu isteklerini kabul eder ve bu konuya Tora'nın miras kanunları arasında yer verir.

Moşe, kendisinden sonra görevini üstlenmesi ve halkı Erets-Yisrael'e götürmesi için Yeoşua'yı görevlendirir. Peraşa, günlük korbanlar ve Şabat, Roş Hodeş (ayın ilk günü) ve Pesah, Şavuot, Roş Aşana, Yom Kipur, Sukot ve Şemini Hag Atseret bayramlarında getirilen ek korbanlar ile ilgili detaylı bir liste ile son bulur.

AFTARA
Rav İsak Alaluf
DİVRE YİRMİYAU

 


Yirmiyau kitabının ilk bölümünün okunduğu bu hafta üç musibet haftası olarak bilinen sürecin ilk haftasının nihayetidir. Geçtiğimiz hafta Pazar günü tutulan 17 Tamuz orucu ile başlayan bu süreç Tişa be Av günü ile noktalanır. Bu Aftara Yirmiyau peygamberin yıkım kehanetlerinin de başlangıcıdır. Yıkımı yaşayan bir peygamber olarak Yirmiyau genellikle kötümser bir tablo çizer. Bu Aftara’da Tanrı her zaman Yirmiyau ile beraber olacağını bütün engellere rağmen onu koruyacağını söylerken peygamberden de sözlerini güçlü bir şekilde ifade etmesini ister.
 

HAFTANIN SÖZÜ

 


“Dikkatli ol ve canını ziyadesiyle koru. Sana öğrettiğim kuralları unutma. Çünkü onlar senin hayatındır.” (Devarim 4/9)

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
İLERİYİ GÖREBİLMEK

 


“Önlerinde çıkacak ve önlerinde girecek, onları çıkaracak ve onları getirecek. Böylelikle Tanrı’nın kavmi çobanları olmayan bir sürü gibi olmayacak.”  (Bamidbar 27/17)

Tanrı Moşe Rabenu’ya Erets Yisrael’e giremeyeceğini ve çölde öleceğini bildirdikten sonra büyük bir ileri görüşlülüğe sahip olan Moşe kendi yerine geçebilecek bir lider adayını belirlemesi için Tanrı’ya yakarır. Yukarıdaki paragraf da bu yakarışın bir kısmını ihtiva eder.

Gaon Mi Vilna bu paragrafı okurken neden “çobanları olmayan bir sürü” teriminin kullanıldığını sorar. Bunun yanıtını verirken de çobanları bazı benzetmelerle tarif eder. Bazı çobanlar vardır ki kendi sürüsünün başındadır. Onlara en güzel otlakları ve en saf suları bulmak için gayret gösterir. Onun amacı sürüsünün iyi bir şekilde beslenerek çok iyi verim veren bir sürü halini almasıdır. Bir başka çoban tipi de başkasının yanında çalışandır. O da sürünün iyi beslenmesi için elinden geleni yapar. Çünkü karşılığında sürü sahibinden belli bir miktar ödeme alacaktır. Ancak Moşe Rabenu’nun Tanrı’dan istediği “çoban” tabir edilen lider tipi bu ikisine de uymamaktadır.

Moşe’nin çizdiği çoban tipi çok daha farklıdır. Moşe birçok kez kendini öne atmış ve kendini Klal Yisrael için defalarca feda etmek konumuna gelmiştir. Sadece altın buzağı günahında değil Bene Yisrael’in her yanlışında Tanrı’nın onlara merhametli davranmasını sağlayan ve bunun için kendi hayatını öne süren hep Moşe olmuştur. “çobanları olmayan kavim” tabiri “toplumun çıkarını kendi çıkarlarının üstünde tutan lider” tabiri ile uyuşmaktadır. Moşe’nin aradığı ve istediği bu tipte bir liderdir.

Büyük liderler her zaman başkalarının çıkarlarını kendi çıkarlarını üstünde tutmuşlardır. Buna verilebilecek sayısız örnek vardır ve bunlardan biri de Hafets Hayim’in başından geçen olaydır.

Hafets Hayim’in öğrencilerinden biri bir gün ciddi bir hastalığa yakalanır ve doktorlar kendisine iyileşmesi için ümit vermezler. Öğrenci öğretmeninden bir beraha ister. Hafets Hayim kendisine bir başka öğrencisini bir beraha ile gönderir ve bunu asla ve asla kimselere söylememesi konusunda kendisini uyarır. Genç iyileşir ve sözünü belirli bir süre tutar. Evlenmenin arifesinde ise bu sırrı gelin ile paylaşır.

Uzun yıllar sonra gelinin kardeşi aynı hastalığa yakalanır. Gelin eşinden bu konuda yardımcı olmasını isteyince eşi onu kıramaz ve Hafets Hayim’den tekrar yardımcı olmasını ister. Rabi öğrencisinin yeminine sadık kalmadığını da öğrenmiş olur.

Bir süre sonra adamın hastalığı nükseder. Hemen Hafets Hayim’e gelir. Rabi bu sırada yaşlı ve kuvvetten düşmüştür ve kendisine şöyle der: Keşke sana yardımcı olabilseydim. Uzun yıllar önce sen bana ricada bulunduğunda devamlı olarak kırk gün boyunca senin iyileşmen için oruç tutup dua ettim. Şimdi bunu yapabilecek güçte değilim.

Hafets Hayim öğrencisi için kırk gün dua edip oruç tutarken “beraha” için bir başka genç adamı görevlendirmiş ve alçakgönüllü olduğunu ve “beraha” vermenin sadece kendisinde olmadığını göstermek istemiştir. Sonunda onun dilekleri kabul olmuş ve genç adam iyileşebilmiştir.

İşte Moşe Rabenu’nun aradığı özellikteki lider böylesi yüksek vasıflara sahip olmalıdır. Alçakgönüllü ve kendini gereğinde feda edebilecek kalitede bir lider Bene Yisrael’in lideri olmaya layıktır. Bu özellikleri Yeoşua’da bulan Tanrı onun Moşe Rabenu’dan sonra halkın lideri olacağını belirtir ve Moşe’den bunu halkın gözü ve şahitler önünde ilan etmesini ister.

Yeoşua Binnun’un bu önemli özelliğine rağmen öğretmeni Moşe gibi ileri görüşlü olamamıştır. Bunun sonucu olarak da kendinden sonra bir lider tayin etmeyerek İsraeloğulları için bir dalgalanma devri olarak kabul edilen “Şofetim – Hakimler” devrinin başlamasına neden olmuştur.

DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

 

Bu hafta okuduğumuz peraşada bir Yahudi liderinin hangi özelliklere sahip olması gerektiğini öğrenmekteyiz. ‘’Vayomer Ad… El  Moşe  Ale El Ar Aavarim Aze Ure Et Aarets Aşer Natati Livne Yisrael’’

Tanrı Moşe’ ye şöyle der: Bu Avarim Dağına çık ve İsrail oğullarına verdiğim diyarı gör…

Bu  emir,  Aazinu peraşasında ikinci kez tekrarlandığı gibi Tora’mızın sonunda da görülmektedir.

Büyük mucizelere tanık olmuş, İsrailoğulları’ nı esaretten çıkarmış Tanrı’yla direkt olarak konuşan Peygamberimiz Moşe Rabenu, İsrail topraklarına giremeyecekti. Bu acı ve zor anında Moşe, kendi kaderine rağmen alçak gönüllüğünü bozmadan, kendi durumunu göz önüne almadan, başa gelecek liderin kim olacağını düşünür.

‘’Vaydaber Moşe El Ad… Lemor ‘’  Moşe Tanrı’ya der: ‘’Yifkot Ad… Eloe Aruhot Lehol Basar İş Al Ayeda’’ Tanrı’dan yeni lideri tayin etmesini ister. Raşi; Moşe’nin Tanrı’ya kendisinin duygularının bulunduğu bu zor durumda yeni bir lideri tayin etmek istemesinin takdir edilecek bir hareket olduğunu vurgular. Moşe’nin bu davranışı,  bir liderin ortaya koyması gereken en doğru harekettir.  

Bir lider öncelikle:

1.Gayesine ve amacına ulaşan lider günün birinde kendi ihtiyaçlarını bir kenara bırakarak cemaatin geleceğini düşünmelidir. Sormamız gereken soru nasıl bir lider olması  gerektiğidir. Bunun cevabı bir Yahudi liderinde neler aranması gerektiğinin bilinmesi ile anlaşılır. Moşe, Sinay Dağından inişinde gecikir ve bu gecikme nedeni  ile Yahudi Milleti telaşa kapılır. Liderlerinin geriye dönmemesi karşısında  yeni bir lider arayışına başlarlar…  Aaron’a yalvararak onun kendilerine öncülük etmesini ve liderleri olmasını isterler. Onlara göre lider; kişilerin yapamadıklarını başaramadıklarını yerine getiren,  önlerinde öncülük edebilecek kişidir. Moşe’nin gecikmesi nedeni ile çaresiz kalan halk, Moşe’nin yapacaklarını yapabilecek bir şahsı aramaktadır... Bu özelliklere sahip lider Aaron’dur. Ama Moşe’nin liderlik anlayışı farklı bir boyutta olup, öğrenmemiz gereken bir düşüncedir.

 ‘’Aşer yetse lifneem vaaşer yavo lifneem, vaaşer yotsiem, vaaşer yeviem. Velo tiye adat Ad… Katson aşer en laem roe ’’

 Lider onların önünde çıksın ve onların önünde girsin ve onları dışarı çıkarsın ve onları içeri getirsin. 

2. Lider yalnızca insanların önünde yürüyen ve her şeyi onlar için yapan kişi değildir, sürekli olarak halkla beraber yürüyendir. Lider davranışlarıyla iyi bir insanın nasıl hareket etmesini gerektiğini, fertlerin birbirlerini sevip saymasını gösteren örnek birisi olmalıdır. Lider halk için her şeyi yapan değil, eksik taraflarını tamamlayıp onların yapmasını sağlayandır.  

Talmud Baba Batra bölümünde öğretildiği gibi; aile fertlerinden birisi hastalığında bilge bir kişiye, Rava giderek dua etmesi gerekliliğinden bahseder. Burada Rabilerimiz şöyle  der: Önemli olan Rav’ın gidip hasta için dua etmesi değildir. En ideali Ravın o kişiye nasıl ve hangi duayı etmesi gerektiğini öğretmesidir.

Yeuşua, Moşe’nin istediği şekilde tarif edilen lider sıfatını taşıyan kişidir... Buna uygun olarak seçilen Yeoşua  bu görev için en mükemmel insandır. Moşe’nin en iyi öğrencisi Yeoşua, Moşe’nin gitmiş olduğu her yerde onu takip eder, hocasını seyreder, söylediği her şeyi dinler ve hareketlerini de ona göre yapar... Bu sayede kendisi de Moşe gibi büyük bir lider olmayı başarır.

3. Yahudi lideri olmanın üçüncü bir özelliği de bütün insanları bir bütün halinde ortak bir amaç etrafında toplayan,  bölünmemesini sağlayan kişidir. Korah’ın iddiası: şayet bütün cemaat kutsal ortak bir amaç etrafında toplandıysa onları bir çatı altında toplayacak bir lidere ihtiyaç olmadığıydı.  

Alaha’ya göre bildiğimiz gibi; ‘’Venatenu al tsitsit akanaf petil tehelet ‘’ Elbiselerinin eteğinin saçağı üzerine lacivert ipler konmalıdır. Korah’ın iddiasına göre bütün elbise tehelet  rengindeyse o zaman Tsitsit koymaya gerek yoktur. Buna paralel olarak çıkarılan mantık eğer kişi kendini ahlaki değerlerle  geliştirdiyse,  yani tüm elbise, kişinin karakteri ve saygınlığı Tanrı’nın tarif ettiği tehelet renginin kendisi ve bu durumda mitsvotları hatırlatan tsitsitlerin yani kuralların olmaması gerektiğidir.  

Bu düşünceye paralel olarak liderin amacı insanları bir amaç altında toplayabilmek ve buna göre kişilerin bazıları ortak ahlaki değerler altında toplandıysa liderin kendisine ihtiyaç duyulmayacağıdır.   

Korah bu düşünceyle yanlışa düşmüştür. Toplumdaki kişilerin bazıları mükemmelliğe ulaşsa bile her devirde kişileri tümüyle motive edecek bir lider olması gerekir. Çünkü insan, mükemmelliğe ancak toplumun tüm fertleri ile ulaşabilir. 

Bir bakıma lider orkestra şefidir ve oyuncuları yönetendir. Ama unutulmaması gereken tüm oyuncuların kendi enstrümanını çalması gerektiğidir. O nedenle topluluktaki fertlerin bazıları mükemmelse bile o kişileri diğer kişilerle kaynaştırmayı sağlayan bir lider olması şarttır. Bu nedenle 613 emri hatırlatan tsitsit yani Tora kanunları toplumdaki bazı fertleri mükemmelleştirdiyse bile tüm fertlerin mitsvalara ihtiyaçları olduğu gibi, kişileri birleştirecek bir lidere de ihtiyaçları vardır.  Lider, Tanrı düşüncesi altında  kişileri anlayan ve motive edendir.

Bu düşünceye göre lider: 

1.    Günün birinde bayrağı başkasına teslim eden;

2.    İnsanların eksiklerini tamamlayıp onların yapmasını sağlayan;

3.    Bir bütün halinde toplumu bölmeden ortak amaç altında toplayan

4.    Kişileri tüm cemaat fertleriyle kaynaştırmayı sağlayan;

5.    Tanrı düşüncesi altında kişileri anlayan ve motive edendir.

Genel olarak nesilden nesile düzey düştükçe liderlerin de daha az vasıflı olması gerektiği sanılır.
Oysa durum tam tersidir. Nesil ne kadar zayıfsa, başına o kadar güçlü bir lider gerekir. Tıpkı bir hasta gibi. Hastalığı ne kadar ciddiyse, doktor da o kadar uzman olmalıdır.

Bene Yisrael’in, halka daima yakın olan liderlere ihtiyacı vardır. Öyle ki halktan herkes ona karşı kişisel bir yakınlık duyacak şekilde davranmalıdır; tıpkı bir çobanın sürünün tüm elemanlarıyla ilgilenmesi gibi… Kendilerine erişilmesine izin bile vermeyen gururlu liderler gibi değil…

 

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

Bu haftaki Peraşa’da Moşe’den sonraki gelecek olan liderin nasıl olması konusunda bilgiler verir: “Tüm bedenlerdeki ruhların Tanrısı Aşem cemaatin üzerine bir kişi atasın. [Bu, onların] Önlerinde çıkıp, önlerinde gelecek, onları çıkarıp [geri] getirecek [biri olsun] ki Tanrı’nın cemaati çobanı olmayan bir davar [sürüsü] gibi olmasın.” Bamidbar 26:16-17.

Raşi, bir liderin bazı krallar gibi sarayında kalıp ordularını savaşa gönderen birisi olmaması gerektiğini düşünen Sifre’den alıntı yapar. Yahudi bir lider aynen Moşe gibi olmalıdır ki kendisi Sihon ve Og’a karşı olan savaşta halkına önder olmuştur. Sifre Yeoşua ve Kral David’in de aynı Moşe gibi Halkına önderlik ettiğini söylemiştir.

Liderlik, insanlara onurlu gözükme çabası anlamına gelmemelidir. Liderlik hem yükümlülük hem de bir sorumluluktur. Bu yukarıdaki öğreti Yahudilerin karşılaştığı manevi savaşlar içinde geçerlidir. Gerçek bir Yahudi lider olabilmek için, Tora hakkındaki bilgisizliğe olan savaşta önderlik etmelidir ki bu asimilasyona ve de karışık evliliklere sebep olur.

ÇOCUK PERAŞASI

 

Tanrı Moşe'ye: "Bene Yisrael'i yeniden sayma zamanı geldi!" dedi. Bene Yisrael, çöle ilk geldikleri zaman, Bamidbar peraşası'nda sayılmışlardı. Artık aradan çok yıl geçmişti. Erets Yisrael'e gitme zamanı gelmişti. Yeni bir lider Moşe'den görevi devralacaktı. Bu gerçekleşmeden önce Tanrı onları yine saymak istedi.  Beş Yahudi genç kız Moşe'ye geldiler: "Biz Tselofhad'ın kızlarıyız." dediler.  "Duyduk ki sadece erkekler Erets Yisrael'de tarlalara sahip olacaklar. Bu bizi çok üzüyor! Babamız öldü ve erkek kardeşimiz yok. Bizim toprağımız olmayacak mı?"
Tanrı: " Tselofhad'ın kızları babalarının tarlalarını alacaklar." dedi. "Eğer bir ailede erkek yoksa kızlar babalarının tarlalarını alacaklar."  Tselofhad'ın kızları çok sevindiler. Erets Yisrael'i seviyorlardı.  Moşe Tanrı'ya: "Ben yakında öleceğim. Lütfen İsrailoğulları için başka bir iyi lider bul." dedi. Tanrı: "Bir tane seçtim bile." diye cevap verdi. "Hep senden Tora'yı öğrendi. Adı Yeoşua." Moşe ellerini Yeoşua'nın başına koydu. Bu şekilde onu lider yaptı. 
Tanrı: "Her sabah koanim mizbeah'ta (sunak) bir kuzu yakmalı." dedi. "Her öğleden sonra da başka bir kuzu yakmalılar. Bu, TÜM BENE YİSRAEL'in Tanrı'nın armağanıdır." 
Tanrı: "Her Şabat, her yom tov (bayram) ve her Roş Hodeş (yeni ayın ilk günü) mizbeah'ta fazladan hayvan yakılmasını istiyorum."
Bu fazladan yakılan hayvanlar TÜM BENE YİSRAEL'den Tanrı'ya özel bir armağandı. Bu armağanın adı korban musaf idi. 

BİR HİKAYE
CESUR DAVRANIŞ

 

O gün, her zamanki gibi başlamıştı. Reni ve arkadaşı Linda, öğleden sonra okuldan eve dönüyorlardı. Ama o anda garip bir şeylerin olduğunu fark ettiler. 
Sokağın köşesinde, bağırıp çağıran, yüksek sesle kahkahalar atan bir grup çocuk vardı. Sanki inanılmaz şekilde eğleniyorlardı. 
"Orada neler oluyor" diye sordu Reni, arkadaşına ilgili bir şekilde. 
"Bilmiyorum" diye cevap verdi Linda. "Ama sanırım uzak dursak iyi olur. Bize göre bir şey olduğunu sanmıyorum" dedi. 
Kızlar yaklaştıkça, grubun ortasında çok sıkılmış ve sinirlenmiş olduğu belli olan daha küçük bir çocuğun olduğunu gördüler. Etrafındakiler onunla dalga geçiyor, itip kakıyorlardı. 
Reni gördüklerinden şok olmuştu. "Bu çocuk da neyin nesi? Ona ne yapıyorlar?" diye sordu grubun dışında duran başka bir çocuğa. 
"Ha, o mu? Fredi... Mahallenin garip çocuğu..." diye güldü diğer çocuk. "Bizimkiler sadece biraz eğleniyor. Büyük bir şey değil..."
O sırada Fredi ağlamaya başladı. Etrafındakiler, onu daha da çok kızdırmaya başlamıştı. 
"Bu nasıl devam edebilir?" diye sordu Reni arkadaşına. Sinirlenmeye başlamıştı. "Herkes etrafta duruyor ve kimse bu zavallı çocuğa yapılanlara bir dur demiyor!"
"Ne söylemek istediğini biliyorum. Bu doğru bir şey değil, ama bizim elimizden gelen bir şey yok" diye cevap verdi Linda. 
Ama Reni kendini daha fazla tutamıyordu. "Eğer kimse bunu durdurmak için bir şey yapmazsa, ben yapacağım!"
Hiç bir şey söylemeden, çocukların içine daldı. 
Birdenbire herkes sessizleşmişti. Bir kızın gelip de tam ortalarında durduğunu görmek onları şok etmişti. Reni biraz korkmaya başlamıştı ama ne yapması gerektiğini biliyordu. Grubun en büyük çocuğu, Nedi'nin gözlerinin içine baktı. Reni, onun kız kardeşiyle arkadaştı ve kendisini biraz olsun dinleyeceğini umuyordu. "Sizin gibi iyi çocuklar nasıl olur da böyle davranabilir?" diye bağırdı. Ne kadar korktuğunu belli etmemek için çok çaba sarf ediyordu. "Bu çocuk kimseye zarar vermedi ve siz ne ona nasıl davranıyorsunuz! Utanç duymalısınız!"
Gergin bir sessizlik vardı. Herkes dönüp Nedi'ye baktı. Ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Nedi'nin başı aşağıdaydı. Yüzü kızarmıştı. En sonunca konuştu: "Sanırım haklı." diye ağzında geveledi. "Çocuğu bırakın gitsin". 
Ortada zavallı bir şekilde duran Fredi, ayağa kalktı, üstünü silkeledi ve koşmaya başladı. Giderken Reni'ye minnettar bir şekilde bakıp gülümsedi. Reni büyük bir rahatlamayla nefes aldı. Kendini mükemmel hissediyordu. Grup yavaş yavaş dağılırken, Reni de arkadaşıyla oradan uzaklaştı. 
"Çok cesursun!" dedi Linda arkadaşını bakarak. 
"Cesur değilim." Diye cevap verdi Reni. "Belki sen den daha da çok korktum, ama sadece başka şansım olmadığını hissettim. Doğru olanı yapmak gerektiği zaman, gerçekten öyle olsan da olmasan da cesur olmalısın..."