Yazdır

aile perasasi

İnsan, bezen sinirlerine hakim olamadığını hisseder. Hepimiz, zaman zaman, sabrımızı deneyen veya bizi neredeyse delirten insanlarla veya durumlarla karşılaşırız. Bu haftanın Peraşa'sında, Yahudiler, Tanrı'nın sabrını çok sert bir şekilde denemişlerdir.

Moşe, Sina Dağı'nın tepesinde Tanrı'nın, Yahudiler'e vereceği en muhteşem armağanı olan Tora'yı getirmeye hazırlanmaktaydı. O sırada, insanlar, Tanrı'nın tam da yapmamalarını söylediği bir şeyi gerçekleştirdiler ve ibadet etmek için bir altın buzağı yaptılar. Bu çok kötü bir hataydı. Tanrı, bu davranışlarından dolayı çok kızdı ve büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Ama yine de, Moşe'ye insanları sevdiğini, onlara karşı sabırlı davranmaya devam edeceğini ve doğru yolu bulmaları için şans vereceğini söyledi. Buradan, yaşamımızda, bizi sinirlendiren veya hayal kırıklığına uğratan insanlara karşı daha sabırlı ve anlayışlı olmamız gerektiğini öğreniriz.

HİKAYE
Hikayemizde, bir çocuk, zor olmasına rağmen, sabırlı ve anlayışlı davranmaya gayret eder.

"PROBLEM ÇOCUK "
Serin, güneşli bir öğlendi. Mişel Fins ve arkadaşı Dani, futbol antrenmanlarından sonra evlerine doğru yürüyorlardı. İki çocuk da, yorucu ve dinamik bir çalışmanın ardından çok yorulmuşlardı. Çoğu zaman, antrenmanlarından sonra, birbirleriyle konuşamayacak kadar yorgun hissederlerdi kendilerini. Çocukların uğraşmak isteyecekleri en son şey, o anda arkadan adım adım yaklaşan Sami gibi, insanı sinirlendiren biriyle uğraşmaktı.
Çocuklar daha onu fark etmeden, Sami gizli gizli gelip onları " Boo!" diye bağırarak, korkutmayı başarmıştı bile. Çocuklar arkalarında döndüğünde, Sami, çıkarabileceği en tiz sesiyle, "Koktunuz değil mi?" diye kıkırdamaya başladı.
Dani, kanının kaynadığını ve tüylerinin diken diken olduğunu hissetmeye başladı. Ama Mişel, sakince, kısa boylu çilli çocuğa baktı ve hatta gülümseyerek, "Merhaba Sami. Nasılsın?" dedi.
"Sana ne!" diye cevap verdi çocuk sinir bozucu bir şekilde.
"Şuna haddini bildirelim mi?" diye söylenmeye başladı Dani arkadaşına.
Ama Mişel, sabırla başını iki yana salladı ve Sami ile normal bir sohbete başlamak için çaba sarf etti. Ama Sami'nin tek ilgilendiği, saçma şakalar yapmak, çocuklara isim takmak ve sürekli etrafını rahatsız edecek hareketler yapmaktı.
Aradan dakikalar geçti ve Dani patlayacağını hissetti. Çocuğun nasıl bu kadar rahatsızlık verebildiğine hayret etmişti. Ama asıl hayret ettiği, arkadaşı Mişel'in ona gösterdiği sabırdı. Mişel hiç sinirlenmemiş, hatta Sami'nin saçma şakalarına sırıtmıştı bile. Bir süre sonra, Sami en sonunda sıkıldı ve başka birini rahatsız etmek için çocukların yanlarından ayrıldı. Çocuklar, yorgunlukla evlerine doğru gitmeye devam ettiler.
Dani, bir mendil çıkartıp alnını sildi. "Bu sinir çocuğa nasıl bu kadar sabırlı davranabildin?" diye sordu arkadaşına.
Mişel omuzlarını silkti. "Bunun nesi zor ki? İnsanların Sami'ye zor dayanabildiğini biliyorum ama herhalde o da bir gün büyüyecektir. Herkes zavallı çocuğa sinirleniyor. Ben de onun şakalarına gülümseyerek ve kendini iyi hissetmesini sağlayarak, çocuğu biraz rahatlatmak istedim."
Dani, düşünceli bir şekilde durdu. " Sanırım, bu bakış açısından düşününce, ne demek istediğini anlayabiliyorum. Sami'nin espri anlayışını çok sevmesem de, sanırım onda bir sorun yok. Arada bir onun şakalarına gülebilirim belki de..."

TARTIŞMA SORULARI

3-5 YAŞ

Soru: Sami yanlarına gelip, kendilerini rahatsız etmeye başladığında, Dani neler hissetti?

Cevap: Gerçekten çok rahatsız oldu ve çocuğun gitmesini istedi.

Soru: Mişel kendini nasıl hissetti?

Cevap: Mişel, Sami'ye karşı sabırlı olmayı denedi ve sinirlenmemeye çalıştı.

6-9 YAŞ

Soru: İnsanlara karşı sabırlı olmak neden önemli bir değerdir?

Cevap: Sabırlı bir davranış tarzı geliştirmek, hem kendimiz hem de etrafımız için iyidir. Bu şekilde, insanlar, oldukları şekilde kabul edildiklerini görerek kendilerini daha iyi hissederler. Bizler de, daha sakin, daha şefkatli bir insan oluruz.

Soru: Zor insanlara karşı daha sabırlı ve anlayışlı olabilmemiz için ne gibi stratejiler geliştirebiliriz?

Cevap: Yapabileceğimiz ilk şey, kendimizi karşımızdakinin yerine koymak ve yaptıkları rahatsız edici davranışların aslında istemeden yapıldığını fark etmektir. Ayrıca, bu tip olayların, diğer her durumda olduğu gibi, kendimizi manevi açıdan geliştirebilmemiz için Tanrı'nın gönderdiği sınamalar olduğunu aklımıza getirmeliyiz.

10 YAŞ VE ÜSTÜ

Soru: Alimlerimiz, başkalarına karşı ne kadar anlayışı ve sabırlı olursak, Tanrı'nın da bize karşı o kadar anlayışlı ve sabırlı olacağını söylerler. Sizce bu neden böyledir?

Cevap: Tanrı hepimizi çok sever ve hepimiz için sonsuz bir sabır besler. Ancak, bizler, Tanrı'nın sevgisini anlayabilme ve hissedebilme derecemizi, başkalarına karşı sabır ve sevgiyle yaklaşarak arttırabiliriz. Kendi içimizde bu özelliklerimizi geliştirirsek, kendimizi daha güvenli, daha mutlu ve daha güzel bir dünyanın içinde buluruz.

Soru: Bir insanın başkasına sinirlenmeye hakkı var mıdır?

Cevap: Öfkemizi göstermekte haklı olacağımız, bir takım "tehlike anları" gibi durumlar yaşanabilir. Ancak, bu gibi durumları en aza indirmek en iyisidir. Ayrıca, içimizde sakin kalırken, yüzeysel bir sinir göstermeye de gayret etmeliyiz. Başka bir deyişle, bazı zamanlar sinirimizi kullanmamız uygun olsa da, asla kontrolümüzü kaybetmemeliyiz.