Bu Hafta İçin Saatler

20 AV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5777

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:51

20:04

-----

Yeruşalayim

18:44

19:56

Tel Aviv

19:08

20:06

12AĞUSTOS

Tel Aviv

19:01

19:58

İstanbul

19:53

20:34

2017

İstanbul

19:43

20:25

İzmir

19:51

20:39

İzmir

19:42

20:30

EKEV- עקב



Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Devarim 7:12-11:25)

 

Moşe Bene-Yisrael'e, insanların genelde "topuklarıyla ezercesine" gözardı ettikleri "az öneme sahip" oldukları varsayılan mitsvaları bile yerine getirdikleri takdirde, yeryüzünün en bereketli toplumu olacaklarına dair söz verir. Moşe halka, Kenaan Ülkesi'ni yavaş yavaş ele geçireceklerini bildirir.

Buna göre, ülke birden boşalmayacak ve bu şekilde vahşi hayvanlar, Bene-Yisrael hakim olana kadar buraları kaplamayacaklardır. Bene-Yisrael'in, Kenaan milletlerinin tapındığı putların hepsini yakmaları ve yok etmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatan Moşe Rabenu, daha sonra Tora'nın bölünmez bir bütün olduğunun ve sadece belirli bölümlerinin kabul edilmesinin yanlış olacağının altını çizer. Moşe Erets-Yisrael'in buğday, arpa, üzüm, incir, nar, yağlık zeytin ve hurmanın özellikle bulunduğu bir ülke olduğunu belirtir.

Moşe halkı, ileride berekete kavuştukları zaman böbürlenmemeleri ve Erets-Yisrael'deki başarılarının sadece kendi çaba ve kuvvetleri sonucu geldiği fikrine kapılmamaları konusunda uyarır; zira zenginlik ve başarıyı verecek olan, Tanrı'dır. Moşe ayrıca, Tanrı'nın Kenaan'daki milletleri Bene-Yisrael'in müthiş dürüstlüğü sebebiyle değil, bu milletlerin günahları sebebiyle kovalayacağını hatırlatır. Ne de olsa Sinay'dan bu noktaya kadar olan yolculuk, halkın Moşe'ye ve Tanrı'ya yönelik irili ufaklı isyan ve günahlarının bir katalogu niteliğindedir. Tanrı'nın Sinay'da 10 Emri Bizzat verişini takip eden olayları anlatırken Moşe, Kipur günü ikinci On Emir levhaları ile dönüşüne değinir.

Aaron'un ölümü ve Levi kabilesi mensuplarının Tanrı hizmetine atanmaları hatırlatılır. Moşe, Mısır'a inen 70 kişinin, bu noktada göklerdeki yıldızlar kadar çok üyeye sahip bir ulus haline geldiğine dikkat çeker. Erets-Yisrael'in sıradışı özelliklerini belirttikten sonra, Moşe, Şema'nın ikinci paragrafını söyler ve bu şekilde, mitsvaların yerine getirilmesinin sonucu olacak bereketi, ve aksi takdirde halkı bulacak laneti kavramsallaştırır.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
TOPUK

 

Ekev peraşasına başlarken bereketlendirmelerin birbiri arkasına geldiğini ve inanılmaz güzel berahaların sıralandığını görürüz. Hemen peraşamızın başında “veaya ekev tişmeun” derken bu berekete Tanrı’nın emirlerini dinleyeceğimiz zaman ulaşabileceğimizi görürüz. Bu açık bir durumdur ama her görünen o kadar da basit değildir. Raşi hemen peraşanın başında “ekev” sözcüğüne dikkat çekmekte bu sözcüğün aynı zamanda “topuk” anlamına geldiğini de söylemektedir. Kişi yolda gördüğü nemsiz, basit, gereksiz şeyleri topuğu ile ezer. Çünkü onun için önemi ya yoktur ya da çok azdır. Topuğumuzla ezdiğimiz, gözetmediğimiz, umursamadığımız veya fazla önem vermediğimiz mitsvalar da vardır ki aslında Raşi bu mitsvalardan söz etmektedir. Bir konuşmasında Rabi Eli Mansour bunların daha ziyade insan ile insan arasındaki mitsvalar gurubuna girdiğini söyler. Çünkü mitsvaları takip etmeye çalışan bir kişi olarak “ben adam lamakom” dediğimiz Tanrı’ya karşı olan görevlerimiz genellikle daha ağır basmaktadır. Şabat, Kaşerut, Taarat amişpaha, Talit, Tefilin, Tefila gibi mitsvalar nedense gözümüze daha büyük ve önemli görünür. Halbuki “ben adam lahavero” dediğimiz insan ilişkilerini düzenleyen mitsvalar da Yahudi inançlısının yaşamında son derece büyük önem arz eder. Bazılarımız ritüellere çok fazla önem veririz. İyi bir Talit ve Tefilin sahibi olmak, güzel bir Suka’da oturmak, Şabat gününü gereğince kutsamak çok önemlidir. Bazılarımız için ise iyi bir insan olmak, arkadaşlarına yardım etmek, tsedaka ve hesed gibi faaliyetlerde bulunmak büyük önem arz eder. Her iki gurup da kendi düşüncelerinin doğru olduğu konusunda diretebilirler ancak her iki düşünce tarzı da yanlıştır. Yahudi yaşam tarzı bu iki gurup arasında bir dengeyi şart koşmaktadır. Kişinin Şabat, Kaşrut gibi konulara verdiği önemin benzerini insan ilişkilerine de vermesi gerekir. Ancak iyi bir insan olmak yolunda ilerleyen bir inançlının da aynı önemi Tanrı’ya karşı olan vazifelerine vermesi şarttır. Kısacası Yahudilik bir denge işidir.

Avraam evinin kahyası Eliezer’i Yitshak’a eş bulmak amacı ile gönderdiğinde Rivka “hesed” konusunda çok başarılı olduğunu kanıtlar. Eliezer’e su veren hatta develerine de içiren Rivka bu sınavı başarıyla geçmiştir. Bu tesetten sonra Eliezer Rivka’ya iki bilezik hediye eder. Gemara bu iki bileziğin aslında Sinay dağında alınacak iki tablete gönderme yaptığını öğretir. Evet Rivka hesed konusunda çok başarılıdır ama Avraam’ın evinde her iki gurup mitsvaya aynı önem verilmektedir. Eliezer bu hediye ile Rivka’nın nelere dikkat etmesi gerektiğini hatırlatmaktadır.

Raşi küçük şeylerden söz ederken Hafets Hayim ile ilgili bir öykü bunların neler olduğunu anlamamızı sağlar. Bir Rabi yeşiva için para toplarken çok da dindar olmayan ama Rabileri çok seven bir kişinin evine uğrar. Rabi bağışı aldıktan sonra çok dindar olmayan o kişiye Rabilere olan sevgisinin nereden kaynaklandığını sorar. Adam küçükken zorla Hafets Hayim’in yeşivasına babası tarafından gönderildiğini söyleyerek anlatmaya başlar. Girerken kendisine uygulanan testi başaramaz ve yeşivaya kabul edilmez. O gün için Yeşiva’da kalmak ister ama Hafets Hayim onu evinde ağırlayacağını belirtir. Gece oldukça soğuk bir ortamda Hafets Hayim çocuğun uyanık olduğunu bilmeden ona bakmaya gelir. Çocuğun çok üşüdüğünü düşünerek kendi ceketini çıkarır ve çocuğun üzerine örter. Adam o ceketin sıcaklığını elli yıl sonra bile hatırladığını ifade ederek Rabilere olan sevgisinin kaynağını açıklamış olur.

Birçok kitap yazmış olan Hafets Hayim küçük ziyaretçisine dev eseri Mişna Berura’yı hediye etmiş olsaydı bir etki yaratamayacaktı. Çünkü o çocuğun bu yönde bir eğilimi yoktu. Çocuğa hediye edebileceği “laşon ara” ile ilgili bir kitap da herhangi bir şey ifade etmekten uzak kalacaktı. Ceketini çocuğun üzerine örtmesi Raşi’nin belirttiği küçük şeylerin neler başarabileceğini göstermesi bakımından çok önemlidir. 

Rabi Simon Schwab dürüstlüğü ile ünlenen bir Rabidir. Her zaman tertipli, düzenli ve iyi giyimlidir. Gemara Tora öğrenen kişilerin kıyafetlerine dikkat etmesi gerektiğini öğretir. Rabi Schwab ile ilgili anlatılan bir öykü bunun ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Rabi Schwab bir yanlış anlamadan dolayı Naziler tarafından suçlanır ve hakkında araştırma başlatılır. Bu olaydan sonra Rabi’nin kıyafetleri ile uyuduğu görülür. Bunun nedeni sorulduğunda ibret verici bir cevap verir. Naziler kişileri evlerinden uykularının ortasında alarak meydanda herkese ibret olsun diye asmaktadırlar. Yahudi cemaatinin liderlerinden birinin herkesin ortasında pijamalarıyla asılması topluma iyi bir şekilde yansımayacaktır. Bu yüzden Rabi kıyafetleri ile uyumaktadır. Rabi Schwab dürüstlüğünün yanı sıra toplumuna verdiği önem ile bizlere önemli bir ders vermiştir.

Hırsızlıktan dolayı hapse düşmüş olan bir kişiyi Rabi Sukot bayramında elinde Lulav ve Etrog ile ziyarete gelmiştir. Günümüzde bazı Etroglarda üstteki dal parçası yoktur. Etrog Kaşerdir. Hapiste olan kişi bu Etrog’u görünce bununla beraha söylemek istemediğini Etrog’un üstündeki o parça konusunda hassas olduğunu Rabiye iletir. Rabi bu parçaya dikkat eden ve bu konuda hassas olan bir kişinin hırsızlık konusunda nasıl hassas olamadığını anlamakta zorlandığını kendisine iletir. Yahudilikte her iki gurup mitsva için bir dengenin olduğu hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır.

Saba Melikesi Kral Şlomo’yu ziyarete geldiğinde ona bir takım sorular sorar. Bu soruların hepsine de doğru yanıtlar alır. Bir sorusunda kralın karşısına birbirinin aynı gibi görünen elli çocuk dizeceğini söyler. Kral hangisinin Yahudi olup olmadığını bulacaktır. Şlomo iki tane çanak alır. Bir çanağa salkım halinde diğer çanağa da ayrı ayrı şekilde üzümleri koyar. Salkım halinde üzümleri alan çocukların hepsinin Yahudi olduğunu söyler. Saba melikesi bunun nedenini sorunca Yahudilerin eylemlerinin birbirinden farklı olabileceğini ama aralarında bir bağ olduğunu öğrenir. Talmud “kol Yisrael arevim ze baze” derken her Yahudi’nin bir başkasından sorumlu olduğunu öğretmektedir.

Günün birinde Amerika’da bir okulda öğrenciler dağlara tracking amacıyla gezmeye götürülür. Kızlardan biri yolunu kaybeder. O geziyi düzenleyen organizasyon başta olmak üzere birçok gönüllü insan o kızı aramaya çıkar. Amerika’nın her tarafından gelen Yahudiler ismini, ailesini hatta kim olduğunu bilmeden hem arama çalışmalarına katılırlar hem de o kızın iyiliği için Teilim okurlar. Çünkü Yahudiler birbirlerine bir salkımın taneleri gibi bağlıdırlar.

Yaptığımız olumlu şeyler bizleri olumlu etkilerken yanlışlarımız da hepimize zarar vermektedir. Yukarıda Talmud’dan yazdığımız ve hepimizin birbirimize karşı sorumlu olduğu gerçeği her iki yön için de geçerlidir. Toplum olarak yaptığımız mitsva ve Kiduş Aşem bizleri yüceltirken yaptığımız yanlış ve Hilul Aşem ne yazık ki bizleri zor durumda bırakmaktadır.

Küçük şeyler bazen büyük sonuçlar doğurur. Raşi’nin peraşamızın başında söylediği topuklarımızın altında ezdiğimiz küçük mitsvalarla kazanacağımız çok şey vardır. Gözümüze küçük ve önemsiz görünen yanlışlardan uzak kalmak bizleri daha büyük sorunlardan da koruyacaktır.  

DİVRE TORA
Rav İzak Peres
Tanrı Sevgisi

 


Şema’nın birinci ve ikinci kısmını karşılaştırdığımızda ikisinin arasında büyük bir farklılık görürüz. Birinci kısım kişiye direkt hitap ederken- ‘Ve aavta- ve seveceksin’ (Devarim 6:5), ikinci kısım bir gruba hitap etmektedir. ‘Ve aya im şamoa tişmeu el mitzvotay- ve eğer emirlerimi dinlerseniz olacak’ (Devarim 11:13) Vurgudaki bu değişim nedendir?

Ravların açıklamalarına göre Şema’nın ikinci kısmı, grup halinde yapıştığında daha etkin olan mitsvaların yerine getirilmesinden bahsetmektedir. Örneğin Tefila ve limud. Bunlar tek başına yapılsa da Yahudiler’in bir arada Tanrı’ya dua etmeleri yapılan mitsvanın önemini arttırır. Öte yandan, Şema’nın birinci kısmı Tanrı sevgisi ile ilgilidir. Tanrı’ya karşı olan bu duygusal bağlılık, kişi bazında farklı seviyelerde gerçekleştirilebilir. Bu yüzden, bu kısımda ikinci tekil şahıs (SEN) kullanılmıştır.

Yine aynı sebepten dolayı, ödül ve cezalardan sadece ikinci kısımda bahsedilmektedir. Mitsvaların yerine getirilmesi ödüllerle teşvik edilirken, günah niteliği taşıyan davranışlar da ceza uyarısı ile engellenebilir. Fakat Tanrı’yı sevmek, ödül ya da ceza ile etkilenecek bir duygu değildir. Doğal olarak gelişen duygusal bir tepkidir ve Tanrı’nın kişinin hayatındaki önemini farketmesi sonucu ortaya çıkan bir duygudur.

Tarih boyunca Tanrı’ya karşı sevgisini gösteren Yahudiler’e ait sayısız hikayeler vardır.

Bir gün Korits Ravı Pinhas, Rav Baruh’un evine gelir ve uyuduğunu görür. Rav Pinhas yanındaki arkadaşına dönerek  ‘Şimdi Rav Baruh’u dikkatlice izle. Sıra dışı bir şey göreceksin. ‘der. Adam Rav Rav  Pinhas da kapıya giderek elini mezuzanın üstüne koyar. Rav Baruh bir anda huzursuzlanır ve yatağında dönüp durmaya başlar. Rav Pinhas elini mezuzadan çektiğinde Rav Baruh tekrar huzurlu uykusuna geri döner. Rav Pinhas şaşıran arkadaşına şöyle söyler:’ Rav Baruh’un ne kadar mübarek olduğunu gördün mü? Uykusunda bile Tanrı’ya karşı bir bağlılık hissediyor ve O’nunla arasında bir kopukluk oluştuğunda huzursuz oluyor.’

Bir kişinin Tanrı’ya olan sevgisinin nihai testi Tanrı için ölmesi gerektiğinde ortaya çıkar. Bu testi geçen pek çok Yahudiden biri bir nesil önceki Radiziner Rav’ıdır.

BU Rav Nazilerin öldürücü hareketlerini tüm Avrupa’ya yaydıkları dönemde yaşayan Yahudi bir liderdi. Kasaplar (Caniler) yaklaştıkça Radiziner Ravı halkı için kaçış planı yapmaya başlar. Fakat planı duyulunca, kendisi kaçmak zorunda kalır. Kasabaya gelen Gestapo Radiziner’in dönmesini talep eder. Ya Radiziner Ravı teslim olacaktır ya da tüm halk öldürülecektir.

Kasabanın Gabayı bunu duyduğunda, Kittel ve talletini giyerek Radiziner olduğunun iddia ederek Almanlar’a teslim oldu. Almanlar onun Radiziner olduğuna inanarak hemen onu ele geçirip öldürdüler. Gabay, liderini kurtarmak uğruna kendi hayatını feda etmişti.

Fakat Almanlar durumu kısa sürede öğrendiler. Öfkeleri arttı ve son şartlarını sundular. Ya Rav Radiziner saklandığı yerden çıkacaktı ya da kasaba halkı teker teker öldürülecekti.

Radiziner bunu duyduğunda saklandığı yerden çıktı ve ‘ Rav Radiziner benim. Yahudi arkadaşlarım yerine ölmeye ve Tanrı’ya hizmet etmeye dünden razıyım.’ dedi. Acımasız Naziler Radiziner’i halkın önüne getirerek onu hemen orada öldürdüler. Fakat son kurşunu yemeden önce Rav Radiziner şöyle haykırdı: BU katillere teslim olmayın! Direnin! Tanrı’ya sadık kalın! Şema Yisrael, Aşem Elokenu Aşem ehad! (Dinle Yisrael. Tanrı bizim efendimizdir. Tanrı tektir.)

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

Ekev Peraşasında çok özel bir Mitsva olan Gerleri sevme Mitsvasını görürüz. Gerler’in Yahudi yaşamı içerisinde çok önemli bir yeri vardır. Bunun nedeni de Gerlerin kahramanca bir şekilde yaptıkları tanıdık çevrelerinden ayrılarak, kaderlerini Yahudilerle devam ettirmeleridir.

Atalarımızın çoğu - Avraam, Sara, Rivka, Rahel- hepsi birer Ger’di! Atalarımız gibi Talmud’daki büyük Hahamlar’dan Şemaya ve Avtalyon’da Ger’di. Aynı şekilde Çoğu İbranice Tora Kitaplarında bulunan Aramitçe çevirisini Yazan Onkelos’ta Ger’di.

Peki Tora neden özellikle Gerlere iyi davranmamızı söyler? Yorumcular bize şöyle anlatırlar, doğuştan bir Yahudi’nin kendisini koruyacağı bir yakını vardır; ancak Gerlerin yoktur, ve buda özellikle gerleri savunmasız yapar.

Daha derine inersek, Tanrı’nın direkt olarak Gerleri koruduğunu öğreniriz. Bu yüzden bu Peraşa’da Gerleri sevmemiz gerektiği yazar “(Siz de) Ger’i sevmelisiniz, zira (siz de) Mısır Ülkesi’nde birer yabancıydınız.” Nasıl her şeye gücü yeten Tanrı bizi koruyup Mısır’dan çıkardıysa, aynı şekilde Gerleri’de korur.

Aslında her bir Gerin içinde Yahudi Ruh’u bulunduğunu söyleyen çok etkileyici bir Kabalistik görüş vardır, ve hatta bu görüşe göre Gerler’in ruhları Sinay Dağın’da Tora alınırken Yahudilerin ruhlarıyla birlikte orada bulunmuşlardır. Söylendiği gibi Bene-Yisrael dışındaki milletlerin Tora’yı reddetmesine rağmen, bu milletlerin içindeki bazı kişiler Tora’yı kabul etmek istemişlerdir. Ve bu kişilerin Ruhları her nesilde olursa olsun Yahudiliğe geçmiş olarak kabul edilir.

Bu arada, “Gelecekteki Gerler’in Ruhlarının Sinay Dağın’da bulunmuş olmaları” görüşü bize neden Yahudiliğin temel gereksinimlerinden birinin  613 Mİtsva’yı kabul etme sözü verilmesi (aynen Yahudilerin Sinay Dağın’da yaptıkları gibi)  gerektiği olduğunu anlatır.

YAZILI VE SÖZLÜ TORA
Rav İsak Alaluf
KETUVİM – ŞİR AŞİRİM

 

Şlomo Ameleh’e atfedilen bir şaheserdir. Sekiz bölümden ibarettir. Birçok cemaatte Cuma akşamları Şabat Arvit duasından önce okunur. Cemaatimizde Pesah ile Şavuot arasındaki yedi haftada okuma geleneği vardır. Şir Aşirim Rabi Akiva tarafından “kutsalların kutsalı” olarak nitelendirilir. Tanrı ile Bene Yisrael arasındaki sevgi bu kitapta iki nişanlının birbirlerine karşı duydukları sevgiye benzetilir. Şir Aşirim geleceğe yönelik de birçok mesaj verir. Geçmişte olan olaylar ile gelecekteki olaylar arasında bir bağ kurar.



MİMAAYAN
Rav İsak Alaluf
GELECEĞE ODAKLANMAK

 

“Veaya Ekev tişmeun et amişpatim aelle uşmartem vaasitem otam veşamar Ad... E.loeha et aberit veet ahesed aşer nişba laavoteha - Bu ilkeleri dinler, onlara özenle uyarsanız Tanrı atalarınıza and içerek verdiği söz uyarınca sizinle yaptığı antlaşmaya bağlı kalacak.” (Devarim 7/12)

Midraş Veaya ile başlayan cümlelerin bir sevince, vayi bime ile başlayan cümlelerin de bir trajediye gönderme yaptığını bizlere öğretir. Bu da bir gerçektir. Neşeli insanlar genellikle önlerine bakar ve geleceğe odaklanır. Üzgün insanlar ise geçmişte takılır ve geçmişin sıkıntılarını bir türlü içinden atamaz.

Dr. Twerski annesinin Şabat akşamları geleneksel anlamda “farfel” diye bir yemek pişirdiğini anlatır. Bu yemeğin ismi aslında bir kelime oyunu olarak karşımıza çıkar. Bu aynı zamanda Baal Şem Tov’un da bir uygulamasıdır. Bu yemeği servis ederken aile geçmişte yaşanan olumsuzluklara bir sünger çekmekte ve geleceği umutla bakmaktadır çünkü bu yemeğin dilimize “geçmişte kaldı” şeklinde çevrilmektedir.

Cuma akşamı geçmişte yaşananların geride bırakılması gereken akşamdır. Çünkü artık Şabat girmiştir. Bu gün sadece bataryaların şarj edilmesi gereken bir gün değildir.   Şabat günleri Tefilaları ile seudaları ile Tora sohbetleri ve dersleri ile, kendi kendimize okuduğumuz Tora ile son derece özel bir gün olarak hayatımızda yer alır. Bu günde ruhani olarak kendimizi daha da yukarılara taşımak için bulunmaz bir fırsattır. Ailenin bir araya gelmesi, konuşması ve gerçek bir birlikteliği göstermesi gerekir ki bu da toplumun birliğine işaret eder.

HER HAFTA İKİ ALAHA

 

*Şema üç bölümden okunur. Birinci bölümü Vaethanan, ikinci bölümü Ekev üçüncü bölümü de Şelah Leha peraşalarında yer alır.

*İlk pasuk herhangi bir yanılmaya meydan vermemek için yüksek sesle okunur.

HAFTANIN SÖZÜ

 

Raban Gamliel şöyle der: Tanrı'nın arzusunu kendi arzun gibi gerçekleştir ki Tanrı senin isteklerini Kendi arzusu gibi gerçekleştirsin. Tanrı’nın istekleri için kendi isteklerinden vazgeç ki, başka kişilerin kötü düşüncelerinden Tanrı seni korusun. (Pirke Avot 2/4)