Bu Hafta İçin Saatler

13 AV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5777

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:57

20:11

-----

Yeruşalayim

18:51

20:04

Tel Aviv

19:14

20:13

5 AĞUSTOS

Tel Aviv

19:08

20:06

İstanbul

20:03

20:43

2017

İstanbul

19:53

20:34

İzmir

19:58

20:47

İzmir

19:51

20:39

VAETHANAN- ואתחנן



Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Devarim 3:23-7:11)

 

Moşe her ne kadar Yeoşua'nın kendisinden sonraki lider olarak seçilmesinden memnunsa da, buna rağmen Erets-Yisrael'e özgü mitsvaları yerine getirebilmek için buraya girmesine izin verilmesi konusunda dua eder. Ancak Tanrı bu isteği kabul etmez. Moşe Bene-Yisrael'e Sinay'daki eşsiz tecrübelerini hatırlatır.

Tora'yı aldıklarında Tanrı'nın Sesi'ni duymuşlar, ancak Tanrı'yı fiziksel olarak algılayabilecekleri herhangi bir şekil görmemişlerdi. Moşe Bene-Yisrael'e, Tanrı'nın Sinay'da açığa çıkışının sadece elit birkaç kişinin değil, Bene-Yisrael'in tümünün şahit olduğu eşsiz ve benzersiz bir tecrübe olduğunu özellikle hatırlatır ve başka hiçbir ulusun Tanrı'nın kendileriyle Bizzat konuştuğunu iddia edemeyeceğini vurgular. Moşe halka özel bir direktif vererek, bu dönüm noktası niteliğindeki olayın her nesilde sürekli anlatılmasını ister.

Moşe daha sonra Bene-Yisrael'in Erets-Yisrael'e girdikten bir süre sonra günah işlemeye başlayacaklarına ve bu sebeple ileride bu topraklardan sürüleceğine dair - doğruluğu tarihçe de kanıtlanmış - bir kehanette bulunur. Bu sürgün boyunca Yahudiler, diğer milletler arasına küçük gruplar halinde yayılmak zorunda kalacaklar ve nüfusları her zaman düşük seyredecektir. Ancak sonunda Bene-Yisrael Tanrı'ya dönecek, Tanrı da onları kabul ederek, ülkelerine geri getirecektir.

Moşe, hata sonucu ölüme sebebiyet veren bir kişinin kaçabilmesi için üç tane "sığınak şehir" belirler. Ardından On Emir'i halka tekrarlar ve onlara Yahudilik'in en temel prensiplerini içeren Şema'yı öğretir. Şema'nın ilk cümlesi Tanrı'nın var ve Biricik olduğuna dair bir tanıklıktır. Moşe daha sonra halkı, maddiyatçılığın tuzaklarına düşmemeleri ve maneviyatı yüksek bir millet olmaları gerektiğini unutmamaları konusunda uyarır. Peraşa, Moşe'nin Bene-Yisrael'e, Erets-Yisrael'e girdikten sonra başka milletlerle karışık evlilik yapmamalarını emretmesiyle sona erer. Zira karışık evlilikler yapıldığı anda halkın kutsal benliği sekteye uğrayacak ve diğer halklardan farkları kalmayacaktır.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
DUALARA FARKLI BİR BAKIŞ

 


Vaethanan peraşası Moşe Rabenu’nun Erets Yisrael’e girebilmek için Tanrı’ya yakarışı ile başlar. Rabiler “Vaethanan” sözcüğünün sayısal değerinin beş yüz on beş olduğunu ve Moşe’nin bu sayıda farklı Tefila yaparak yakardığını ancak Tanrı’nın bunları kabul etmediğini öğretirler. Bizler bu yazımızda günlük duaların ne anlama geldiğini bir kez daha anlamaya gayret edecek farklı bir bakışla onları inceleyeceğiz.

DUA ETMEK NE DEMEKTİR?

Dua etmek ne anlama gelir? Kişi ne zaman ve kimin için dua etmelidir? Dua mutlaka İbranice mi olmalıdır? Dua etmek kişilerin eline transliterasyonu olan bir kitap verip sadece onu okumalarından veya izlemelerinden ibaret midir?

Hepimizin çoğunlukla aşina olduğu sorular bunlar. Birçoğumuz bu sorulardan bazılarına evet bazılarına da hayır cevabını veririz. İçinde bulunduğumuz çağda bütün dersler bilgisayar ortamında öğrenilirken bizler Yahudi eğitiminde hala eski kaynakları ve o zamanın açıklamalarını okuyoruz. Buna gerek var mıdır? Eğer bu soruya cevabımız evet ise yukarıda sorduğumuz soruların yanıtlarını da günümüze göre eski ama değeri açısından ebedi olan yazılarda aramak gereklidir. Örneğin şimdi anlamaya çalışacağımız “barayta” ikinci yüzyılda hazırlanan Mişna adlı esere dahil edilmeyen ama sözlü Tora olarak kabul gören öğretileri içermektedir. Yani öğreneceğimiz metin ikinci yüzyıla aittir ve günümüze ilişkin mesajlar içermektedir.

DURMAK MI?

Bu “barayta” (Gemara 26 A) günlük ibadetlerin atalar tarafından belirlendiğini öğretmektedir. Avraam Şahrit duasını belirlemiştir. Bunun için Tora Bereşit 19’da Avraam’ın Tanrı karşısında “durduğunu” söyler. Talmud devam eder. “Amida” yani duruş bir Tefila yani duadır. Buradaki duruşun amacı aslında Avraam’ın Tanrı ile pazarlık yapmasıdır. Yapılan pazarlık Yahudi toplumunun geleceği için veya Avraam’ın refahı için değil kötü oldukları tescilli olan iki şehir Sedom ve Amora içindir. Buradan Tefila yapanlara önemli bir ders çıkar. Tefila dünyayı, insanlığı kısacası her şeyi kucaklamalıdır. Sukot bayramında yetmiş ayrı millet için yetmiş selamet kurbanının kesilmesi tesadüfi değildir. Yahudilerin bulundukları yerlerde o memleketin iyiliği için dua etme emrini uygulamaları da dikkat çekicidir. Dünyayı kucaklayan Tefila kabul görmeye yakındır. Avraam nasıl Sedom ve Anora için endişelendiyse ve dua ettiyse bizler de dünyanın herhangi bir yerindeki sıkıntı için endişelenmeli ve dua etmeliyiz.   Evrensel bir Tefila hepimizin iyiliği içindir.

Ancak barayta TaNaH’tan bir cümle getirmek sureti ile önemli bir noktayı hatırlatmaktadır. Verilen bu cümle Teilim 106’da yer alan cümledir. Mizmor Mısır çıkışından başlayıp Pinhas’a kadar geçen olayları anlatmakta ve Pinhas için “Vayaamod Pinhas vayfalel – Pinhas kalktı ve adaleti sağladı” demektedir. Bamidbar kitabına bir göz atacak olursak atalarımızın çöldeki yaşayışlarını inceler. Dikkat edilecek şey bu yaşayışların her zaman cezalar, isyanlar ve başkaldırışlarla karşımıza çıkmasıdır. Bamidbar kitabında zikredilen nadir olumlu olaylardan birisi Balak’ın Bene Yisrael’i lanetlemek için tuttuğu Bilam adlı yabancı peygamberin ağzından lanet yerine dua çıkmasıdır. Ancak Bilam yine halka büyük zarar verir. Moav kızlarının İsrael içine girmelerini sağlar ve halktan yirmi dört bin kişinin ölümüne neden olan salgın meydana gelir. Bu salgını durduran Moav prensesi ile Şimon kabilesi liderini aynı anda öldüren Pinhas’tır. Evet Tora’da Avraam evrensel olmayı öğretir. Herkes için endişelenmek ve dua etmek doğrudur ama Teilim kırmızı çizgiyi de çeker. “Asla kimliğini kaybetme.” Evrensel olmak kimlik kaybına neden olmadığı zamanlarda yarar sağlar.

Burada “leitpalel” yani dua etmek fiilinin aynı zamanda “vayfalel” yani yargılamak fiili ile akraba olduğunu hatırlamak gerekir. Dua ederken kendimizi üç boyutlu bir şekilde yargılarız. Bunun ilk ayağını Tora’da  Avraam, Teilim’de ise davranışı ile Pinhas öğretmektedir. Herkes için dua et, insanlığı hatırla ancak asla ve asla öz kimliğini unutma ve bundan taviz verme.

DİALOG MU?

Barayta’nın devamında Bereşit 24’de yer alan bir bölüm öğretilmektedir. Yitshak Minha duasını getirmiştir. Her akşamüstü açık araziye çıkmakta ve Tanrı ile konuşmaktadır. Burada Tora “lasuah – dialog kurma” fiilini kullanır. Barayta da “siha – dialog” sözcüğünün dua anlamına geldiğini öğretir. Yitshak burada iyi bir eş ve kendisi için dua etmektedir. Avraam nasıl dışa açılımın üstadıysa Yitshak da içe açılımın içselliğin üstadıdır. O halde Yitshak bizlere kendimiz için de Tefila yapmayı, kendimize dönmeyi öğretir. Bu da Tefila’nın esaslarından biridir. 

Barayta burada da Teilim 102’den bir cümle getirmektedir. “Mazlum bir insanın duası, kendinden geçip sözlerini Tanrı önünde döktüğü zaman; bilgeler burada kendi içine dönmüş gibi görünen insanın aslında kendisini yalnızlığa kaptırdığını ve sosyal ortamdan uzaklaştığını anlatırlar. Sanki bu mizmoru yazan bir depresyon içindedir. Bunu anlamak için mizmorun devamına bakmak gerekir. “Dövülmüş ot gibi kurudu kalbim, çünkü ekmeğimi yemeyi unuttum. İniltilerimden kemiğim etime yapışıyor çöldeki pelikan gibiyim boş arazideki baykuşa benzedim. (Teilim 102/ 5 – 8). Çünkü külleri ekmek diye yedim ve içeceğimi gözyaşı ile karıştırdım. Kızgınlığın ve öfken yüzünden beni yükseklere çıkardın ve yere attın. Günlerim uzayan gölge gibi ve ot gibi kurudum. (102/10 – 12) Teilim burada farklı bir ders vermektedir. Kendine dönmek, içselleşmek ve meditasyon iyidir ama bu hiçbir zaman depresif bir hal almamalı, kişi sosyal yaşamdan kopmamalı, toplum içinde yaşadığını unutmamalıdır. Sadece kendimizi düşündüğümüz zaman işin sonu depresyona varabilir. O halde dua ederken sadece kendimiz için değil sorumlu olduğumuz kişileri de düşünmek gerekir. Şimdi de ikinci boyutu öğrenelim. Kendi içine dön kendin ve sorumlu olduğun kişiler için dua et ama asla depresif olma.   

BULUŞMAK MI?

Atalar içinde Arvit duası Yaakov tarafından getirilmiştir. Bunun için de Barayta Bereşit 28’de yer alan bir öğretiyi paylaşır. Burada Yaakov Beer Şeva’dan çıkmakta ve Haran’a doğru gitmektedir. Güvenli olmadığı için Yisrael topraklarını terk etmektedir. Yaakov’un aradığı güven kardeşi Esav’ın sağladığı tehlikeli ortam ile ilgili değildir. Yeni bir toplum oluşturmak için Yisrael toplumunun şekillenmesi için ortam müsait değildir. Gelecekte Yisrael adını alacak ve toplumun babası olacak olan Yaakov daha evlenmemiştir.  Daha önce Rivka ve Yitshak’ın da belirttiği gibi Kenaan kızları Yaakov’un evlenmesi için uygun değildir. Yaakov ülkeyi terk ederken Moriya dağına gelir ve burada o yerle “buluşur.” Tora burada vayifga – buluştu” ifadesin kullanmakta Barayta da buluşmanın aslında dua etmek olduğunu öğretmektedir. Yaakov burada merdiven rüyasını görecek ve geleceğini planlamaya başlayacaktır. Yaakov burada hem kendisi hem de oluşmak üzere olan Yisrael toplumu için dua eder. Yaakov bize ulusal ve cemaat kimliğimizi ve parçamızı öğretir.

Barayta’nın burada verdiği TaNaH cümlesi Yirmiyau 7/16’dan gelmektedir. “Bu halk için dua etme, onlar için ağlama şefaat isteme çünkü seni dinlemeyecekler.” Yirmiyau peygamber kötümser br peygamberdir çünkü yıkım zamanında yaşamıştır. Hayatı yalancı peygamberlerin söylediği sözlerin gerçek olmadığını kanıtlamak, o sözlerin gerçekliğine inanların verdikleri tepkilerle uğraşmakla geçmiştir. Yirmiyau Tanrı’dan aldığı kelamda yıkımın olacağını söylerken yalancı peygamberler de Bet Amikdaş’ın var olduğunu, Tanrı’nın orada olduğunu ve hiçbir şey olmayacağını söylemektedirler. Yirmiyau haklı çıkar. Bet Amikdaş yıkılır. Yüz bin kişi öldürülür ve Babil sürgünü başlar. Tanrı Yirmiyau’ya şöyle demiştir. Burada oturmak için bunu hak etmeli ve olmanız gereken bir toplum olmalısınız. Yoksa burada kalamazsınız.

Cemaatin için her zaman dua et. Bununla birlikte kendi cemaatinin olması gerektiği gibi bir yer olması için çaba göster.

YANİ…

Dua etmenin farklı boyutlarını öğrenince girişte sorduğumuz sorular da kendiliğinden yanıt bulacaktır.  Kişi her zaman ve her yerde dua edebilir. Dualarında kendisi cemaati, Evrensel değerler ve insanlık için dua etmelidir. Kimliğine sahip çıkmalıdır. İbranice dua etmek Yahudi toplumunu bütünleştirir. İbranice’nin enerjisi diğer dillerden daha yüksektir. Ancak samimi bir dua her dilde yapılabilir. Kadınlar, erkekler çocuklar herkes dua etmelidir. Birlikte yapılan dualarda amaç sadece yazılı metni bir an evvel okuyup bitirmek değil o metnin içine girerken Tanrı’dan bir şeyler isteyebilmektir. Bu da devamlı dua edip mitsvaları uygulamak ile sağlanabilir. 

DİVRE TORA
Rav Selim Eskenazi

 

“VeAavta et Ad. El. …”

“Aş-em Elokeha’yı seveceksin…”

Aş-em’i sevmek mi? İnsanoğlu gibi neşaması vücudunun içinde hapsedilmiş olan bir yaratılanın, Yaratan’ı sevmesi nasıl bir mitsva olabilir? Eğer bir kişi bu duyguyu hissedemiyorsa, bu mitsvayı nasıl yerine getirebilir? aRambam, ünlü alahik eseri Yad aHazaka’nın birinci fasikülü olan Yesode aTora’nın (Tora’nın Temel Prensipleri) 2. bölümünde Aş-em’i sevmenin, Aş-em’den korkmanın, Aş-em’e yapışmanın, 1. bölümde açıkladığı Emunat Aş-em (Aş-em’e İman) ile birlikte Tora’nın temellerini oluşturduğunu öğretmektedir. Öyleyse Tora aKedoşa, bu önemli mitsvaları öğretmek için ne sebeple Devarim Kitabını beklemiştir? Şemot Kitabında Yitro Peraşasında 10 emirin birinci emrinde Aş-em’e iman etmemiz gerekliliği öğretildiği gibi, Aş-em’i sevmek, Aş-em’den Korkmak da gene orada Emunat Aş-em ile beraber öğretilmeliydi? 

Or aHayim aKadoş, bu soruların cevabının bir sonraki pasukta olduğunu öğretmektedir. “Veayu adevarim aelle, aşer anohi metsaveha ayom al levaveha”, “Sizlere emretmiş olduğum bu mitsvalar kalpleriniz üzerinde olmalıdır”. Tora’nın burada bahsettiği sevme emri, duygusal bağlamda direk sevgi değil bu sevgiyi yakalamak için aranması gereken yollardır. Bu mitsvayı yerine getirmenin çıkarımı/sonucu bahsi geçen direk sevgiye ulaşmaktır. Baal Şem Tov’un isminde de bu şekilde öğretilmiştir. Rambam’ın Yad aHazaka kitabı, alahalar kitabıdır, musar kitabı değildir. Öyleyse mitsvayı yerine getirme şekli bahsettiğimiz gibidir.

Toldot Yaakov Yosef adlı kitap bu konsepti enine boyuna açıklar ve der ki “Bütün Tora ve Mitsvalar, Aş-em’i sevmeye bir hazırlıktır.

Bu konsepti Rambam’ın aynı kitabında İlhot Deot’taki benzer bir öğretisi ile pekiştirelim.

Vücudun geçirdiği hastalıklarda, hasta olan kişi acıyı tatlı, tatlıyı acı hisseder, aynı şekilde manevi olarak hasta olan kişiler de kötü karakter özelliklerini sevip arzularken iyi yoldan nefret ederler. Demek ki hasta olan kişi emet’in tam tersini hissetmektedir. Hastalığından iyileştiği zaman doğru lezzet o kişiyi geri döner. Tora ve mitsvalar, insanın manevi dünyasında yaşadığı hastalıkları iyileştirir, bunun sonucu olarak gerçekten sevmesi gereken şeylere geri döner. Avraam Avinu çocuklarına iyi karakter özelliklerine sahip olmanın Dereh Aş-em (Aş-em’in Yolu) olduğunu öğretir. Yani Tora’daki mitsvaların dışında iyi karakter özellikleri de bahsi geçen tedaviyi gerçekleştirir. Baal Şem Tov insanın yasak sevgilerin arkasından gitmesini şu şekilde açıklar. Gökten kesinlikle kötülük yağmaz. Aş-em, sevgi konseptini Aş-em’i sevmek için, Am Yisrael’i sevmek için insanoğluna hediye etmesiyle beraber insanoğlu bu sevgiyi alçaltıp, doğru olmayan yollar için kullanmaktadır.

Bu derin anlayışı fazla derine girmeden açıklamamızın ardından, başta sorduğumuz şu soruya da cevap bulabiliyoruz. Niçin Tora Aş-em Sevgisi’ni emretmek için Devarim kitabını beklemiştir? Ancak ve ancak Tora’daki mitsvalar (sevgiye ulaşma yolları) öğretildikten sonra, harcayacağımız eforların sonucunda, Aş-em’i sevmeye layık olabiliriz.

İçinde bulunduğumuz teselli günleri, yaptığımız hataların bizi bu sevgiden uzaklaştırmasının ardından, tekrardan bu yolları arzulayıp, Aş-em’i Sevme Emrini yerine getirebilmemiz için özel bir zamandır.

Eşler arasındaki sevgi de bu konseptin bir sonucudur. Sevgiye ulaşmanın karşılıklı yollarını aramak, eşler arasında kalıcı sevgiyi getirecektir.

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

“Benim Önümde, senin için başkalarının tanrıları [muteber] olmasın.” Devarim 5:7

Eskiden putlara tapınmak büyük bir sorundu. Her insanın içinde bir dürtü vardı ki o dürtü birisinin umutsuzca bir putun önünde eğilmesini sağlıyordu. Ancak zamanımızda böyle değildir. Tam tersine, günümüzde birkaç taş ve tahta parçasında oluşan bir şeyin önünde eğilmeyi oldukça saçma buluyoruz. O zaman Tora’da Putlara tapınma konusunda bulunan bütün uyarıların günümüz yaşantısıyla nasıl bir bağlantısı vardır.

Putlara tapmak Adam Arişon’un torunu olan Enoş’la başlamıştı. Enoş; Büyükbabasının kusursuz bir şekilde Tanrı’nın ta kendisi tarafından yaratıldığını bildiği için, Tanrı’ya inanıyordu. Ancak, onun neslindeki insanlar yıldızlar ve galaksiler konusunda çok meraklıydılar ve göklerdeki cisimleri Tanrı’nın elçileri olarak dünyaya tanıtarak onurlandırmaları gerektiği hissine kapılmışlardı. Aynen bir Kralın bakanlarının onurlandırıldığı gibi ve bunu da Tanrı'nın isteğini yerine getirmek için bütünüyle gönüllü olarak yaptıklarını söylüyorlardı. Hatta gök cisimlerinin kendilerine kulluk etmeleri için onları kendi amaçları doğrultusunda yönlendirmeye bile çalışmışlardı - ve bunu yapabilmenin sırlarını biliyorlardı. Putların Tanrı’dan bağımsız olarak işlev göremeyeceği gibi bir gerçek olmasına rağmen - Çünkü güçlerini Tanrı’dan alıyorlardı - insanların kendilerinden istedikleri şeyleri yerine getirebiliyorlardı. Mesela Tanrı bir kuraklık olmasını sağlarsa, puta tapan insanlar doğayı kontrol edip yağmur yağmasını sağlayabiliyorlardı.

Putlara tapınma ilgili olan kötülük şudur ki yaratılışın asıl amacı Kendi mükemmeliyetimizle Tanrı’ya yaklaşmaktır. İnsanların hiçbir gelişme göstermemelerini sağlayan ve eskiden insanların kendi amaçları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştıkları putlar yaratılışın asıl amacını boşa çıkartıyor. Çünkü Tanrı’nın kuraklık olmasını sağlaması aslında herkesin kendilerini geliştirip kendisine yaklaşmasını sağlamaktı.

Tanrı’nın bizi sınadığı zamanlarda, yolumuzun önüne bir engel koyarsa, kestirme çözümler ararız. Ancak, Tanrı bizden kendimizi geliştirmemizi ister. Bu emeğinizi, bu sınanmayı, maneviyata ilerlemenin bir aracı olarak kullanın. Kolay yolu aramakta bir putperestlik şeklidir. Yaratılışın amacını boşa çıkarır. Ne zaman karşınıza bir engel çıkarsa şu soruyu sormanız lazımdır: “Acaba sınanmayı bir külfet olarak mı görüyorum yoksa gelişmek için bir fırsat olarak mı?”   

YAZILI VE SÖZLÜ TORA
Rav İsak Alaluf
KETUVİM – İYOV

 

Kırk bir bölüm ihtiva eden İyov kitabının yazarı belli olmasa da kuvvetli bir görüşe göre Moşe Rabenu tarafından kaleme alınmıştır. İyov bir tsadiktir ve çok zor sınavlara tabi tutulur. Bu sınavlarda ailesini, mal varlığını ve sağlığını kaybeder. Bu fırtınadan sonra arkadaşları onu ziyarete gelirler ve teselli etmeye çalışırlar. Bu hazin aynı zamanda ibret verici hayat öyküsü İyov’un Tanrı iradesini daha güçlü bir şekilde kabullenmesiyle mutlu bir şekilde noktalanır. Bu kitabın “telata depuranata” olarak bilinen üç musibet haftası ve özellikle Tişa be Av günü öğrenilmesi gelenektir. Her ne kadar Tişa be Av günü kalbe mutluluk verdiğinden Tora öğrenmek yasak olsa da bu kitabın hüzünlü karakteri öğrenmeyi mümkün kılar.

MİMAAYAN
Rav İsak Alaluf
DEVARİM KİTABI

 

Devarim kitabı genelde Mişne Tora yani Tora’nın tekrarı olarak kabul edilir. Moşe bu dünyadan ayrılmadan kısa bir süre önce kırk yıllık geçmişi tekrar etmek ihtiyacını duymuş ve gereğinde Bene Yisrel’i son derece sert bir şekilde azarlamıştır. Moşe genellikle halkın isyanlarını, söz dinlememelerini ve karşı gelmelerini büyüteç altına almış ve tekrar üzerinde düşünmemizi sağlamıştır.

Bene Yisrael artık yeni bir yaşamın kıyısındadır. Moşe’nin bu tekrarı Yarden nehrinin yakınında yapması ilgi çekicidir çünkü bu nehir geçilirken artık o onlarla olmayacaktır. Kendilerine Tanrı sözünden çıkmaları ve itaat etmemeleri halinde son derece açık olarak kutsal toprakları kaybedebileceklerini ihtar eder.  

Her ne kadar bu kitapta Moşe sert ikazlara yer verdiyse de yine de kalbinin derinliklerinden gelen olağanüstü berahalarla halkı cesaretlendirmiştir. Çünkü gerçek ve büyük bir lider olan Moşe halkın kendisini dinlememeleri belki de Erets Yisrael’e girmesini engelleyecek ortamı yaratmalarına rağmen halkını her şeyden daha fazla sevmektedir. Moşe Tanrı halkı cezalandırırken bile defalarca kendi hayatını riske atarak Tanrı’nın merhametini uyandırmaya çalışmıştır. Moşe Zohar’da da belirtilen esası çok iyi bilmektedir. Tanrı, Yisrael ve Tora tam bir birliktir. Tanrı olmadan hiçbir şeyin varlığı söz konusu değildir. Tora olmadan dünyanın varlığı olamadığı gibi Bene Yisrael olmadan Tora’nın gerçek değerini bulduğu iddia edilemez. Moşe için Bene Yisrael’in olmadığı bir yaşam, yaşam olarak kabul edilmez.    

Dr. Twerski’ye göre birçok Tora otoritesi Devarim kitabını ilk MUSAR yani ETİK kitap olarak değerlendirir. Bu kitabın defalarca okunması ve tekrar edilmesi gerekir. Çünkü bu kitap az bir yerde inanılmaz sayıda önemli dersler ihtiva eder.

HER HAFTA İKİ ALAHA

 

*Şema okurken özellikle ilk cümleyi “Şema Yisrael Ad… E.loenu Ad. Ehad” söylerken Tanrı’nın efendimiz olduğunu ve İsmini kutsamamız gerektiğini düşünmek gerekir.

*Kişi ilk cümlede aklını oraya vermemişse tekrar etmesi uygundur. Fakat Şema’nın kalan kısımlarını konsantrasyon olmadan söylese dahi geri dönüp tekrar etmesine gerek yoktur.

HAFTANIN SÖZÜ

 

Teselli edin kavmimi teselli edin. (Yeşayau 40/1)