Bu Hafta İçin Saatler

14 TAMUZ

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5777

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:13

20:29

-----

Yeruşalayim

19:11

20:26

Tel Aviv

19:29

20:32

8 TEMMUZ

Tel Aviv

19:27

20:29

İstanbul

20:23

21:05

2017

İstanbul

20:20

21:02

İzmir

20:18

21:07

İzmir

20:15

21:05

BALAK- בלק


11 TEMMUZ 2017 SALI TAANİT ŞİVA ASAR BE TAMUZ

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Bamidbar 22:2-25:9)

 

Moav kralı Balak, Bene-Yisrael'e lanet okuması için peygamber Bilam'ı çağırır. Yolda, Tanrı ona engel olması için bir melek gönderir. Meleği gören eşek ters davranışta bulununca, durumun farkında olmayan Bilam tarafından dövülür. Bilam ancak eşeğin dilinin mucizevi şekilde açılması sonucunda meleği fark eder.


Balak'a ulaşan Bilam, üç kez, üç farklı seyir noktasından Bene-Yisrael'e lanet okumaya çalışır; fakat her seferinde, lanet yerine ağzından berahalar çıkar. Balam, ayrıca tarihin sonu ve Maşiah'ın gelişi hakkında da kehanetlerde bulunur.
Halk, Moav kızlarının çekiciliklerinin tuzağına ve Baal Peor adlı puta tapma hatasına düşerler. Tanrı halk içine bir salgın gönderir. Yüksek rütbeli Yahudi, Midyanlı bir prensesi alenen çadırının içine alınca, Koen Gadol Aaron'un torunu olan Pinehas, her ikisini de öldürür ve salgın son bulur.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
ŞALOŞ REGALİM – ÜÇ ZİYARET BAYRAMI

 

Balak peraşasını okurken tarihin en kıdemli antisemitlerinden birini ve yaptıklarını tanıma fırsatımız olur. Bilam gözlerini kör eden nefretle bizleri lanetlemeye giderken Tanrı istemediği sürece bunu başaramayacağını bile göz ardı edebilmiştir. Yolda meydana gelen bindiği eşeğin konuşması gibi hayret veren hatta korkutucu olaylar karşısında tepkisizliğini anlayabilmek çok da mümkün değildir. Nefreti şaşkınlığını gizlemiş ve yolundan dönmemiştir. Dile geldiğinde eşeğinin ona söylediği başarısızlığının da işareti olmuştur: “Lama ze ikitani ze şaloş regalim – neden bana üç kezdir vuruyorsun.” “Regalim” sözcüğü aslında zaman anlamına gelse de “üç ziyaret bayramı”nı hatırlatması açısından önemlidir. Raşi bu cümleyi açıklarken eşeğin Bilam’a başarılı olmasının imkansız olduğunu çünkü Bene Yisrael’in Üç Ziyaret Bayramı’nı gözettiğini vurgulamak istediğini söyler. Şaloş Regalim’in gözetilmesi antisemitik ataklar karşısında kalkandır.

BİLAM’IN DAYANAĞI

Bilam Bene Yisrael’i lanetlemesi için öncelikle Tanrı’nın öfkesini alevlendirmesi bir başka deyişle Bene Yisrael’in bir günahını gündeme getirmesi gerekmektedir. Bilam bunun için çöle doğru döner. Pasuk “vayaşet el amidbar panav – yüzünü çöle döndü” derken Targum “veşave lekabel eglaveavdu Yisrael bemadbera” demekte altın buzağı günahını anımsatma çabasını yazmaktadır. Bilam’ın bu çabası da boşunadır. Çünkü bilgelere göre Şaloş Regalim bu günahın olumsuzluklarına karşı da koruma sağlamaktadır.

TANRI’NIN CEZALANDIRMA YÖNTEMİ

Bilgelerin görüşüne göre altın buzağı günahı Bene Yisrael’in işlediği en büyük suçlardan biridir ve bunun için Tanrı her nesilde onları bir miktar cezalandırır. Genel toplumsal bir sıkıntı veya trajedi yaşandığında bilinmelidir ki birçok nedenini yanı sıra içinde altın buzağı günahının da katkısı vardır. Burada elbette Tanrı neden her nesilde cezalandırmayı seçmiştir sorusunu haklı olarak sormak gerekir. Bunu anlamak için Rabiler küçük bir hikaye ile örneklendirmeyi seçer.

Günün birinde babasını çok fazla kızdıran prens babası tarafından cezalandırılmak istenir. Kral büyük bir kayayı alıp oğlunun üzerine fırlatacağına dair yemin eder. Bir süre sonra bu yemininden pişmanlık duyar. Çünkü o büyük kaya büyük bir ihtimalle oğlunun ölümüne sebep olacaktır. Zamanın bilgelerine danışır. Bilgeler kayayı çekiçle parçalamasını ve her gün bir parça fırlatmasını önerirler. Böylelikle ceza gerçekleşecek ancak prens ölümcül bir zarar görmeyecektir. Benzer şekilde Bene Yisrael de her nesilde bu günahtan dolayı bir miktar ceza görmektedir. Ancak Rabilerimiz Şaloş Regalim’i gözetmenin bu konuda da kalkan görevi gördüğünü öğretirler.

ALTIN BUZAĞI VE BAYRAMLAR

Şaloş Regalim’in altın buzağı ile ilişkisinin ne olduğunu anlayabilmek için o zaman Bene Yisrael’in söylediği bir cümleye bakmak gerekir. Altın buzağı için toplum “elle eloeha Yisrael – bu senin tanrındır Yisrael” ifadesini kullanmıştır. Şaloş Regalim’in belirtildiği Tora bölümü de “elle moade Ad… - bunlar Tanrı’nın bayramlarıdır” şeklinde başlar. Buradan hareketle Şaloş Regalim’in altın buzağı günahını nötralize etmede faydalı olduğu sonucunu Rabilerimizden öğreniyoruz.

ALTIN BUZAĞI VE ATALAR

Altın buzağı günahı sonrasında Moşe bizi savunmak için çare ararken “zehor LeAvraam, Yitshak ve Yisrael” cümlesini söyler. Ataların zehutunun büyüklüğünü Moşe ortaya koyarken Bene Yisrael’e verilecek cezalar hakkında da görüş bildirir. Eğer ateş yollayarak Bene Yisrael yok edilecekse Avraam Tek Tanrı inancı uğruna kendini ateşe atmaktan çekinmemiştir. Eğer kılıç ile yok edilmek isteniyorsa Yitshak kendisini kılıcın altına atmıştır. Eğer ceza sürgün olacaksa Yaakov babasının evinden sürgüne gitmiştir. Moşe bu itirazları yaparak Tanrı’nın merhamet özelliğini ön plana çıkarması için dua etmektedir. Zohar’ın öğretisine göre bu üç atanın yaptıkları o kadar büyüktür ki sadece isimlerini zikretmek bile insana beraha kaynağıdır.  

Üç atanın üç bayramla ilintisinin ne olduğunu anlamaya çalışalım. Melekler Avraam’ı ziyarete geldiklerinde Gemara’nın verdiği bilgiye göre pişirilen yemeklerden biri matsadır. Çünkü Pesah bayramı zamanıdır ve Avraam Mısır çıkışından çok evvel bile bu bayramı kutlamaktadır. Şavuot bayramında Tora alırken Şofar sesleri eşliğinde olay gerçekleşir. Burada soru aslında çok açıktır. O Şofar nereden gelmiştir? Akedat Yitshak olayında Yitshak yerine kurban edilen koçun iki boynuzundan iki Şofar imal edilmiştir. Bunlardan bir tanesi Tora’nın alındığı günde çalınmıştır. İkinci Şofar’ın çalınacağı gün Maşiah’ın geliş günüdür. Kipur dualarında Maşiah’ın geldiği gün çalınacak Şofar’ın Yitshak’ın yerine kurban edilen koçun boynuzundan imal edileceği belirtilir. Yaakov yirmi iki yıllık sürgün hayatı boyunca barınmak için Suka inşa etmiştir. Hatta konakladığı yerlerden biri de “Sukot” adını taşır. Görüldüğü gibi üç ata üç bayramla ilintilidir. Moşe Tanrı’ya dua ederken sadece üç atanın zehutunu değil aynı zamanda bu üç atanın temsil ettiği bayramların gözetilmesini de savunmasına eklemiştir.

ON BEŞ GÜN, ÜÇYÜZALTMIŞ SAAT

Gemara’nın verdiği bilgiye göre altın buzağı günahı aslında Moşe’nin dağda durduğu kırk günün yanlış hesaplanması sonucu meydana gelmiştir. Gemara bu günahın sadece “altı” saat sürdüğünü öğretir. Alaha’ya göre etli bir yemeğin içine yanlışlıkla bir damla süt düşecek olursa ve eğer o damlanın altmış misli etli yemek zaten orada varsa o yemek yenebilir. Bu kural “batel beşişim – altmış misli ile nötralize etme” olarak bilinir. Şimdi buna göre altı saatin nötralize edilmesi için üç yüz altmış saatlik bir zamana ihtiyaç vardır. Pesah yedi, Sukot yedi, Şavuot da bir gün sürmektedir. Yani Şaloş Regalim toplamda on beş gündür. On beş günlük süre de üç yüz altmış saat anlamına gelir. Gemara Masehet Pesahim’de “kol amebaze et amoadot keilu oved avoda zara” demektedir. Yani bayramlara gerekli özeni, saygıyı göstermeyen kişi putperestlik yapmış gibi kabul edilmektedir. Raşi burada yaptığı açıklamada sadece “yom tov” olarak bilinen bayram günlerinin değil aynı zamanda “hol amoed” dediğimiz yaygın Ladino söylemde “medyanos” şeklinde tabir ettiğimiz günlerin de gerektiği gibi gözetilmesi gerekir. Ancak o zaman on beş günlük yani üç yüz altmış saatlik süre gözetilmiş olmaktadır. Raşi “avoda zara – putperestlik” günahının burada zikredilmesinin nedeni olarak altın buzağı günahını gösterir. Buradan da Şaloş Regalim’in altın buzağı günahını kapara yapmak için yardımcı olduğunu görmekteyiz.


BİRKAT KOHANİM VE ALTIN BUZAĞI

Her gün okuduğumuz Birkat Kohanim de aslında altın buzağı ile ilintilidir. İlk pasuk Tanrı’nın bizleri maddiyatla bereketlendirmesi üzerinedir. Bu bereketlendirmenin ardında “veyişmereha – seni korusun” ifadesi maddiyatı yanlış yerlerde kullanmaktan bizleri koruması amacını taşır. Gerçekten de Bene Yisrael bu yanlışta maddiyatı yanlış amaçlar uğruna kullanmışlardır. İkinci cümle “vihuneka – sana acısın” ifadesi ile sona erer. Burada “acımak” sözcüğü aslında “lütuf bulmak” olarak kullanılmıştır. Moşe duasında “ki matsati hen beeneha – çünkü Sen’in gözünde lütuf buldum” demektedir. Birkat Kohanim Tanrı’nın gözünde her zaman bunu kazanabilmemiz konusunda beraha vermeyi amaçlar. Altın buzağı günahı sonrasında bu günaha karışanlar Tanrı emri ile cezalandırılır. Bu aslında bir iç savaş görüntüsü verir. Birkat Kohanim’in son cümlesi de “Ş.alom – barış” ile nihayet bulur. Birkat Kohanim üç pasukla, Şaloş Regalim’e, on beş sözcükle de Şaloş Regalim’deki on beş güne gönderme yapmaktadır.  

DİVRE TORA
Rav İzak Peres
Bilam’ın ortaklığı ve aç gözlüğü

 

Tora’da çok az peraşa kişilerin isimlerini taşır. Bu yüzden, bu peraşanın Yisraelleri yok etmeye çalışan kötü biri olan Balak’ın ismini taşıması oldukça şaşırtıcıdır. Peraşanın adı Tanrı’yla konuşan ve Yahudiler’i kutsayan Bilam’ın adı olabilirdi. Neden bu şerefe Bilam değil de Balak nail oldu?

Ravlarımıza göre bu sorunun cevabı şudur: Tüm kötülüğüne rağmen Balak’ın bir iyi özelliği vardı: Dürüstlük.

Balak, Yisraelliler’e karşı duyduğu nefreti hiç saklamadı. En azından herkes onun ne olduğunu biliyordu. Halbuki Bilam’da bu özellik yoktu. Kutsal bir adammış ve sadece Tanrı’nın arzularını yerine getirmeye çalışıyormuş gibi davranıyordu. Yaptıkları ne kadar ikiyüzlü olduğunu ortaya koymuştur. Balak’ın habercileri, Bilam’a Yisraellirler’e karşı olması durumunda ona, para vermeyi teklif ettiğinde onları açıkça reddetmedi. Aksine, onlara geceyi onunla geçirmelerini Ve Tanrı’nın kararını beklemelerini söyledi. Tanrı’nın bu teklifi kabul etmesi için kendisine izin vermesini ümit ediyordu. Fakat isteği reddedildi. Ancak, haberciler daha büyük bir servet teklifiyle gelince Bilam yine onları evinde ağırladı. Dersini almamıştı ve isteğinin kabul edilmesini umuyordu. Tanrı’nın seçmiş olduğu insanlara lanet etmesi gerekse de tüm bu zenginliği nasıl geri çevirebilirdi? Ve bu kez Tanrı ona izin verdiğinde, görevini yerine getirmek üzere büyük bir hızla hareket etti. Hiç kimse onu bu amacından geri döndüremezdi artık. Eşeği, yolun ortasında durduğunda ona acımasızca vurdu. Bilam’ın kutsallık maskesi düşmüş açgözlü kişiliği ortaya çıkmıştı.

Maalesef bugün de toplumumuzda Bilam gibi, ahlaklı görünüp daha sonra da ilk fırsatta para için tüm ahlaki kuralları bir kenara iten insanlar var. Zengin olmak için çaba harcamakta fakat paranın amaç değil de araç olduğunu unutmaktadırlar.

Hafets Hayim bu tip bir adamdan bahseder. Bu adam zengin olmak için çalışır, tüm parasını her şeyin en iyisini almak için harcar. Maalesef ondaki bu para hırsı, onu ülkesinin sırlarını düşmana satan bir vatan hainine dönüştürür. İhaneti ortaya çıktığında ülkesinin lideri onu, sıra dışı bir şekilde cezalandırmaya karar verir. Adam, sahip olduğu tüm servetini elinde tutabilecek ancak bir uçurumun eşiğindeki bir kulede yapayalnız yaşayacaktı. Adam, servetinin keyfini sürmek ister ancak pencereden her dışarı baktığında hevesi kursağında kalır. Nasıl olur da ölümle burun burunayken elindeki bu para ona kendini güvende hissettirebilir?

Bu huzursuzluk tüm zengin insanlar tarafından aynı şekilde hissedilebilir. Para mutlaka bir takım güzellikler sağlar, fakat paraya Tanrı’ymış gibi tapanlar tek başlarına yüksek bir kulede yaşamaya mahkum edilirler.

Hayatlarında paradan başka bir hazinesi olmayan açgözlü kişiler fakirleşmekten nasıl kaçabilirler ki?

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

“Eşek, Bilam’a “Ben kendini bildiğin günden bu güne kadar üstüne bindiğin eşeğin değil miyim?” dedi. “Hiç sana böyle yapmayı âdet edindim mi?” “Hayır” dedi [Bilam].” Bamidbar 22:30

Düşünün ki bir düğünden gecenin geç bir saatinde çıkmış eve gidiyorsunuz. Saatlerdir dolanıyorsunuz ve bitmiş durumdasınız. Tek düşündüğünüz şey yatağa yatmak. Eve yaklaşırken fark ediyorsunuz ki komşunuzun arabası yolunuzu kapatmış. Bu durumda büyük ihtimal kudurursunuz ve ardından düşünürsünüz ki,” Nasıl böyle bir şeyi yapar! Arabamı park etmem gerektiğini bilmesine rağmen” ardından 10 dakika boyunca park yeri bulabilmek için dolaşırsınız, ancak dolaşırken ondan nasıl öç alacağınızı düşünürsünüz.

Ardından hatırlarsınız ki Tora’da yazar ki bir başkasını yargılarken olumlu bir şekilde yargılaman ve onun suçsuz olduğunu kabul etmeniz lazım. Ancak düşünürsünüz ve  “Ama ben bu adamı nasıl suçsuz sayarım- Benim arabamı park etmem gerektiğini bilmesine rağmen yolumu kapattı!” dersiniz.

Bilam Yahudilere beddua etmek için giderken eşeğini sürüyordu, ancak eşek bir anda durduğunda, ve hareket etmeyi reddettiğinde eşeğe vurur. Ve eşek bir anda konuşmaya başlar, ve şaşkınlık içinde soru sorar “Bu ne içindi?!” Bilam karşılık verir ve “Elimde kılıç olsa seni şuracıkta öldürürdüm!” der.

Eşek cevap verir, “Ben kendini bildiğin günden bu güne kadar üstüne bindiğin eşeğin değil miyim?” dedi. “Hiç sana böyle yapmayı âdet edindim mi? Ve neden ben sana zarar vermeye çalışayım ve senin gitmene engel olayım ki?!” der.

Eşek ona birisinin belirgin bir şekilde ona kötülük ettiğine odaklanmasını söylemeye çalışıyordu, yalnız olaya değil. Eğer fail, Sana ihanet etmeye alışkın değilse O zaman çok farklı bir senaryonun gerçekleşmesi gerektiğini varsaymak daha mantıklıdır. Eşek olayında, Bilam’ın çok önceden olağandışı bir şey olduğunu fark etmesi gerekirdi. Çünkü aslında önlerinde eşeğin ilerlemesini engelleyen bir melek vardı.

Aynı mantık, komşunuzun araç yolunu engellemesi için de geçerlidir. Ki aslında komşunuzun böyle bir hareketi yapması imkansız. Bu yüzden düşünmeniz lazım ki komşunuz acil bir durum çıktığı için yolunuzu kapattı, sizi takmadığından değil.

İnsanları suçsuz bir şekilde sayarak, hayatlarımız, ilişkilerimiz ve günlük etkileşimlerimiz daha başarılı ve daha olumlu bir hale gelir- ve dünyayı daha iyi bir yer haline getiririz.

YAZILI VE SÖZLÜ TORA
Rav İsak Alaluf
NEVİİM – YEHEZKEL

 

Kırk sekiz bölümden oluşan ve mistik ifadelerle dolu bir kitaptır. Babil sürgününden önce Babil’e sürgün edilen gurup ile birlikte Babil’e gelmiştir. Peygamberliği Yisrael dışında alan nadir peygamberlerden biridir. Daha ilk bölümden mistik ifadelerin ve imgeleri kullanmıştır. Birçok bayram ve Şabat gününde Yehezkel kitabından bölümler Aftara olarak okunur. Yehezkel kitabının otuz yedinci bölümünde hem "tehiyat ametim – ölülerin dirilişi” hem de Maşiah günleri ile ilgili ifadeler vardır. Yehezkel Babil’de yaşamını tamamlamıştır. 

MİMAAYAN
Rav İsak Alaluf
TANRI’YA YAKIN HİSSETMEK

 


 “Ad… E.loeha imah lo hasarta davar – Tanrı seninle beraberdir hiçbir şeyin eksik olmadı.” (Devarim 2/7)


Şlomo Ameleh Kohelet adlı eserinin 5/9 bölmünde şöyle der: “Parayı seven kişi asla paraya doymaz.” Amerika’nın önde gelen mülti milyarderlerinden J. Paul Getty bir soru ile karşı karşıya kalır: “Ne kadar para yeterlidir?” Getty’nin cevabı da aslında yukarıda verdiğimiz pasukla tam bir paralellik içindedir. “”Bir az daha fazla.”


Bu olay sadece para değil bütün dünyevi ihtiyaçlar için benzerdir. Bizler dünyevi ihtiyaçlarımızın sonuna gelmeyecek derecede aç ve doyumsuz davranır ömür boyunca kendi ihtiyaçlarımızı doyurmaya gayret ederiz.


Talmud Pirke Avot 6/4’de “ekmek ile tuz ye, ölçü ile su iç ve yerde yat bu halde bile Tora öğren ” şeklinde bir öğreti getirir. Bunun anlamı insanın son derece zor bir yaşam sürmesi demek değildir. Ancak zor şartlarda Tora öğrenmeyi bir yaşam tarzı haline getiren bir kişi konforlu olduğu zamanlarda da Tora öğrenmeye devam eder. Fakat konfor ve rahatlığı hayatımızın tek gayesi haline getirecek olursak asıl gayemiz olması gereken Tora öğrenimi ve uygulamasını göz ardı edebiliriz. İnsan öncelikle kendisini Tanrı’ya yakın hissetmelidir. O zaman bu duygunun ne kadar tatmin edici olduğunu anlayacaktır.

HER HAFTA İKİ ALAHA

 

*Mizmor Letoda’yı ayakta söyleme adeti vardır. Fakat oturarak da söylenebilir. İzmir cemaati bu mizmoru ayakta söyler. Bu mizmor Roş Aşana ve Kipur günlerinde Baruh Şeamar sonrasında İzmir’de okunur. İstanbul’da böyle bir gelenek yoktur.

*Günde üç kez “Teila leDavid” söyleyen kişi gelecek dünyadaki yerinden emin olabilir. Bu mizmorda “poteah et yadeha” okunurken konsantrasyon bu sözcüklerde olmalıdır. Eğer konsantrasyon başka yerdeyse bu cümle tekrar edilmelidir. Bu cümle parnasa yani geçimin temel cümlesi olarak bilinir.

HAFTANIN SÖZÜ

 

Tanrı Yisrael toplumuna şöyle seslenir:
Eğer sizlerle yapmış olduğum anlaşma olmasaydı, gece ve gündüz ve doğa yasalarını koymazdım. (Yirmiyau 33/25)