Haftanın Peraşası BülteniEmor ("Söyle") peraşası, Koenler, Koen Gadol ve Bet-Amikdaş'taki ibadet ile ilgili özel kanunlarla başlar...

 

Bu Hafta İçin Saatler

17 İYAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5777

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:51

20:07

-----

Yeruşalayim

18:56

20:13

Tel Aviv

19:08

20:10

13 MAYIS

Tel Aviv

19:13

20:15

İstanbul

19:57

20:40

2017

İstanbul

20:04

20:47

İzmir

19:52

20:43

İzmir

20:04

20:55

EMOR- אמור


14 MAYIS 2017 PAZAR LAG BAOMER

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Vayikra 21:1-24:23)

 

Emor ("Söyle") peraşası, Koenler, Koen Gadol ve Bet-Amikdaş'taki ibadet ile ilgili özel kanunlarla başlar. Bir insan, ölüyle temas ettiği takdirde, manevi saflığını kaybeder ("Tame" olur). Bu, kötü değil, aksine bazı durumlarda kaçınılmaz bir durumdur; sadece belirli bir arınma sürecini gerektirir.


Normal Yahudiler'den farklı olarak, bir Koen'in ise, yakın bir akrabasının ölümü vesilesi dışında, bir cesetle temas ederek Tame olması yasaktır. Bir Koen boşanmış ya da karanlık bir geçmişi olan bir kadınla da evlenemez. Koen Gadol ise ancak bir bakire ile evlenebilir. Fiziksel bir kusuru olan bir Koen, Kutsal ibadette aktif olamaz. Kusurlu bir hayvan, korban olarak getirilemez.

Yeni doğmuş bir buzağı, kuzu veya oğlak, yedi gün boyunca annesiyle bırakılmalıdır. Bir hayvanı, yavrusuyla aynı gün içinde kesmek yasaktır.

Emor'un ikinci kısmı, yıllık "Kutsiyet İlanı" Günleri'ni, yani Yahudi takviminin bayramlarını listeler: 14 Nisan'da Pesah korbanı getirilir; Pesah'ın 2. günü ilk arpa hasadından Omer korbanı getirilir. O gün Omer sayımına başlanır ve 50. günde Şavuot bayramı kutlanır. 1 Tişri'de "Şofar sesinin hatırlanması" gerçekleştirilir; 10 Tişri'de kutsal bir oruç günü (Yom Kipur); 15 Tişri'de ise yedi gün boyunca çardaklarda yaşamamız ve dört tür bitki ile bazı işlemler yapmamız gereken Sukot Bayramı vardır.

Emor, Tanrı'ya küfrettiği için idam edilen bir adamla ilgili olay, adam öldürmenin cezası (idam) ve bir kişiyi yaralamanın veya malını mülkünü yıkmanın cezası (parasal tazminat) ile sona erer.

 

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
NESİLLERİ AYDINLATMAK

 

Emor peraşasının ilk cümlesi ile geçen hafta okuduğumuz Kedoşim peraşasının son cümlesi arasında bağlantı kuran Midraş soru veya sorun olduğunda kimlere gidilmesi gerektiğinin de işaretini vermektedir. Kedoşim peraşası büyücü veya benzerlerine gidenlerin aslında ölümü hak ettiklerini belirtmektedir. Pasuğun hemen devamında peraşamızın ilk cümlesi yer alır ki “emor el akohanim bene Aaron” bir soru veya sorun olduğunda istikameti Kohenler’e doğru yönlendirmektedir. Çünkü Kohenler sahip oldukları bilgi ve Urim – Tumim sayesinde her türlü soruyu yanıtlayacak şekilde donatılmışlardır.

SAF İLE SAF OLMAYAN

Midraş bu bağlantıyı kurarken de büyücü ve benzerlerinin kudretlerini “tuma” dediğimiz kirli taraftan sağladıklarını ancak Kohenler’in bilgisinin “taor” yerden geldiğini de ifade etmektedir. Kohenler kendilerini kirletmediklerinden hep aydınlık tarafta kalmaktadırlar.

Özellikle günümüzde birçok felsefe akımı veya şifa vericiler olarak adlandırılan kesim gücünü genellikle “tame” dediğimiz güçlerden sağlamaktadır. Bu gücün kaynağı kişi veya kişilere bir süre sonra zarar vermektedir. Rabi Yaakov İllel gibi günümüzün bilinen Kabala üstatları pratik Kabala’yı kesinlikle kullanmamaktadırlar. Bu yasak Arizal döneminden beri geçerlidir. Rabi Yaakov İllel’e göre Arizal bu yeteneği ve bilgiyi en güvendiği öğrencisi olan Rabi Hayim Vital’e bile aktarmamıştır.

Günümüzde sözünü ettiğimiz anlamda Kohanim yoktur. Ancak Talmide Hahamim onların görevlerini üstlenmişlerdir. Pirke Avot “marbe etsa marbe tevuna” diyerek Talmide Hahamim tarafından geliştirilen düşüncelerin anlayışımızı kuvvetlendirdiğini öğretmektedir. Birçok bilgenin ortak görüşü Tora’da yer almayan bir çarenin olmadığı doğrultusundadır. Yine Pirke Avot “vehol maaseha basefer nihtavim – bütün yaptıkların defterde yazılıdır” derken Rabi Hayim Volojin her yaptığımızın bir karşılığının Sefertora’da bulunduğunu söylemektedir. Gedole Yisrael olarak bildiğimiz büyük Rabiler yaptıklarımızı ve çaresini bizim göremediğimiz şekillerde bulmak ve öğretmek yetkisine sahiptirler.

SÖYLE!

Peraşamız “emor el aKohanim – Kohenler’e söyle” şeklinde başlayıp “veamarta aleem – onlara söyle” şeklinde devam etmektedir. Bir cümle içinde iki kez aynı fiili ve benzer emri kullanması pek rastlanır bir şey değildir. Raşi bu konudaki açıklamasında eğitim kurumunu işaret etmekte ve büyük olanlar emri alır ve küçüklere iletir şeklinde bir hiyerarşi ortaya koymaktadır. Buradan çıkan en önemli mesaj eğitimin büyüklerden küçüklere doğru hiç kesilmeden devam etmesi gerekliliğidir. Burada haklı olarak bir soru sorma ihtiyacı vardır. Eğitimin devamı sadece Kohenler’in görevi değildir. Bu herkese verilmiş bir zorunluluktur. O zaman neden bu görev sanki sadece Kohen ailesine aitmiş gibi gösterilmektedir?

Kohenler’in büyük avantajları vardır. Ancak bu avantajlar onlara büyük bir sorumluluk ve çok fazla kısıtlama da getirmektedir. Bu kısıtlamalar eğitimi daha da zor bir hale getirmektedir. Çünkü bunların gelecek nesle gereği gibi anlatılması gün geçtikçe daha da zorlaşmaktadır. Aslında bu gün hepimiz bir Kohen gibiyiz. Çünkü diaspora denen şartlar altında bir Yahudi gibi yaşam sürmek her gün daha da zor olmaktadır. Bu eğitimi çocuklarımıza gerektiği gibi vermek Kohen’in yaşam tarzını kendinden sonraki nesle öğretmesi kadar zordur. Normal cemaat yaşamı Yahudi gibi yaşamak isteyen biri için kolay değildir. Her adım ve her yer bazı tuzaklar ve aşılması gereken sorunlarla doludur. Rabiler bu konuda sadece anne ve babaya değil çocuklarla her gün daha fazla zaman geçiren öğretmenlere büyük iş düştüğünü söylemektedir. Hatta işini gerektiği gibi yapmayan öğretmeni TaNaH sert sözlerle paylamaktadır.

Düğün töreni çoktan bitmiş eğlence ve Tora sohbeti bütün hızıyla devam etmektedir. Damat ve gelin hem eğlenceye iştirak etmekte hem de Rabilerin sözleri ile onore edilmektedir. Düğüne katılan Rabiler içinde en yetkin olanı birden bire ayağa kalkar ve öğretmenlerin ertesi sabah ders verecekleri için artık eve gidip uyumalarını ister. Çünkü öğrenci sınıfta karşısında uykusu olduğundan ayakta bile durmakta zorlanan birinden hiçbir şey hele hele Tora öğrenemez.

NESİLLERİ AYDINLATMAK

Raşi’nin verdiği basit anlamını anladıktan sonra yine Raşi tarafından verilen biraz daha derin yani Midraşik anlama bakacağız. Burada Raşi “leazir gedolim al aketanim” derken büyüklerin küçükleri gerektiğinde uyarmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Ancak “leazir” sözcüğü aynı zamanda “zoar - aydınlık” sözcüğü ile aynı kökten gelmektedir. Burada büyüklerin kendi davranışlarını çocukların karşısında parlatmaları, aydınlatmaları güzelleştirmeleri kast edilmektedir. Çünkü eğitimin en önemli noktalarından biri kişisel örnek olabilmektir.

Çoğunlukla çocuğumuzun yaptığı yanlış hareketler konusunda onu suçlarız. Aslında çocuğumuz kendimizin bir aynasıdır. Bizim ona gösterdiğimiz davranışları öğrenir ve hayata geçirir. Bir çocuk eğer gerektiği gibi davranmıyorsa öncelikle anne babanın davranışlarına bakmak gerekir. Bir çocuk kullanmaması gereken sözcükleri kullanıyorsa bunun sebebi anne babanın çocuğun yanında bu sözcüklere yer vermeleridir.

Okul veli toplantılar bazı veliler için bir gurur kaynağı bazıları için ise bir kabustur. Öğretmen sadece akademik anlamda değil davranışsal olarak çocuğun bozukluklarını veliye anlatmaktadır. Burada nedense öğretmen veya okul çocuğa sağladığı olumsuz ortandan bir kez bile söz etmez. Ancak anne baba kadar çocuğun bu duruma gelmesindeki ikinci büyük etken okul hayatı ve öğretmenleridir.

Peraşamızın sonunda “megadef” dediğimiz olay yer alır. Bu olayda bir kişi Tanrı’ya lanet okumaktadır. Bu kişinin babası bir Mısırlıdır. Annesi ise Yahudidir. Çocuğun veya babasının ismi Tora tarafından zikredilmemektedir. Ancak annesinin ismi “Şlomit bat Divri” olarak kayıtlıdır. Gemara bu kadının en büyük yanlışının ismine yansıdığını “bat divri – çok konuşkan” olduğunu öğretir. Gemara’nın öğretisine göre bu kadın gereğinden fazla konuşması ile ünlenmiştir. Mısır esareti sırasında bir Mısırlı bununla ilişkide bulunmuş ve bu ilişkiden adı geçen çocuk dünyaya gelmiştir. Aslında Şlomit evli bir kadındır. Kocası erken saatte esaret kurallarınca çalışmak üzere evden çıkınca Mısırlı eve gelmektedir. Bu ziyaretlerin birinde koca durumun farkına varır. Mısırlı İbrani’yi susması için döverken orada olaya tanık olan Moşe Rabenu Mısırlı’yı kuma gömerek cezalandırır ve bilindiği gibi sonra da kaçmak zorunda kalır.     

Çocuk büyüme sürecinde örnek olarak hep annesini ve konuşmalarını görmüş bu olumsuz örnek onun da çok konuşmasına ve sonunda Tanrı’ya lanet okumasına neden olmuştur.

Kohenler sadece Bet Amikdaş’taki kutsal görevlerin devamını sağlamakla yükümlü değillerdir. Onlar aynı zamanda eğitim ile de sorumluluk almışlardır. Bir kişi eğitim olayına önce kendisinden sonra ailesinden ve yakın çevresinden başlamalıdır.

KİDUŞ AŞEM

Peraşamızda yer alan en önemli kavramlardan biri Tanrı’nın ismini yüceltmektir. Buna kısaca “Kiduş Aşem” demekteyiz. Bunu yapmanın birçok yolu vardır. Bunlardan biri bu uğurda hayatını feda etmektir. Tarihimiz bu uğurda hayatını feda eden milyonlarca Yahudi’den söz edebilir. Yahudi olduğu için bu inançtan feragat etmediği için hayatını vermek zorunda kalanların sayısı oldukça fazladır.

Orta çağlarda Avrupa’da bazen Yahudilerin de suç çeteleri gündeme gelmiştir. Bunlardan bir tanesi Yosi ha ganav – Hırsız Yosi’nin öyküsüdür. Yosi bir şekilde kiliseden çetesiyle bir şeyler çalmak için harekete geçer ancak ne yazık ki yakalanır. Kısa süren bir yargılama sonucunda yakılarak ölüme mahkum edilir. Tek kurtuluş şansı Hıristiyanlığı kabul etmektir ancak o bunu reddeder. İdam son derece sıkıntılı ve acı vericidir ve defalarca papazlar tarafından din değiştirmesi ile ilgili ikna edilmeye çalışılır. Ancak Yosi Yahudi doğduğunu ve böyle öleceğini söyler. Yosi bu uğurda canını veren biridir. Şehrin Rabisi’nin yanındaki mezara defnedilir. Mezar taşının üzerinde de Yosi ha Ganav yazılıdır.

Elbette Kiduş Aşem uğruna ölmek büyük bir davranıştır. Ancak asıl olan Kiduş Aşem uğruna yaşamak bunu her yaptığımız mitsva ile gösterebilmektir. Asıl zor olan budur. Çünkü pasuk “velo tehalelu… venikdaşti” demektedir. Bu pasukta anlaşılması zor olan şey eğer kirletilmeyecekse kutsanacaktır. Neden her ikisini de yazmak durumu hasıl olmuştur. Rabiler bu pasuğu şöyle okurlar. Tanrı’nın ismini kutsarken dahi kirletmemeye özen göstereceksin. Yani bütün iyi niyetinle bir mitsvayı yerine getirirken dahi Hilul Aşem yapmamaya özen göstermelisin. Görevin zor tarafı buradan gelmektedir. 

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

 

Emor peraşası Koenlerin her zaman temiz olmaları ve hiçbir şekilde ve hiçbir zaman mekruh olmamalarından söz eder.
Ağızdan her zaman güzel sözler çıkaran insan çok değerlidir. Tora sözleri konuşan, okuduğunu ve öğrendiğini uygulayan insan Tanrı huzurunda değerlidir, hasiddir ve tsadiktir. Böyle bir kişinin ölümü de Tanrı’nın bir öpücüğü ile olur. Aynen Moşe Rabenu ve Aaron Akoen’in ölümü gibi. Al pi Aşem sözcüğü bunu anlatıri Tanrı’nın ağzı ile…

Miryam için de Toramız’da böyle yazar. Avraam, Yitsak ve Yaakov’un ebediyete intikal etmeleri de bu şekilde olmuştur. Talmud literatüründe çok büyük bir bilge olan Rabenu Hakadoş’dan da şöyle söz eder: Rabenu Hakodoş vefat ettiği zaman Rabi Yanay bir duyuru çıkarır. Duyurusunda şunu vurgular. Bu gün “Keuna  Koenlik müessesi” yoktur. Bu nedenle tüm Koenler Rabenu Akadoş’un naaşı ile meşgul olacaklardır. Zira Rabenu mekruh (tame) değildir ve kimseyi mekruh etmez. Ona ölüm meleği gelmemiştir. Tanrı onu yanına almıştır. Bu nedenle Rabenu Akodoş’u Koenler defnetmişlerdir. Emor peraşasında Koenlerin hiç bir zaman naaşlarla meşgul olamayacaklarını ve uzak kalmaları gerektiğini söyler.

Rabi Yanay neden böyle bir duyuru çıkardı? Zohar, bir insan vefat edince yani can bedenden ayrılınca o beden “tame” mekruh olur. Fakat Rabenu Hakadoş herkese Tora öğretmiştir. Bu nedenle bütün Talmud da Rabenu Hakadoş RABİ adıyla anılır. Rabi olan, Tora öğrenen herkes artık Rabimiz kabrinden Tora sözleriyle seslenecektir. Talmud da İbranice olarak şöyle açıklar. Siftotav doverot bakever, dudakları kabrinden konuşuyor. David Ameleh şu sözleri söylemiştir: Agura beaoleha olamim. Ben her zaman senin mekanında yaşayacağım. Bu sözler bu dünya ve ebediyeti anlatır. Gimara’nın bir sorusu: İnsan iki dünyada nasıl yaşayabilir? David Ameleh bu sözleri ile şunu kast etmiştir. Ölümünden sonra onun adına ve ruhuna Tora okusunlar, öğrencileri ondan öğrendiklerini okuyup uyguladıkları zaman kendi kabrinden tekrar ediyor gibi olacaktır. Tora öğretmiş Rabiler vefatlarından sonra da öğrettikleri tekrar edilince aynen onlar söylüyorlarmış gibi olur. Koen Gadol Keonlerin en büyüğü başı ve önderidir. Bu konuda çok daha titiz davranmalı, temizlikte, aile yaşantısında, Koen Gadol müessesi çok değerliydi. Diğer Koenlerden daha tsadikti. Koen Gadol’un özelliklerini Talmud şöyle sıralar: Yakışıklı, güçlü, varlıklı, bilgili, cüsseli… Bütün bu özellikler ona daha çok saygınlık kazandırabilirdi.

Peraşamız aynı zamanda bayramlarımızdan da söz eder. Roş Aşana, yılbaşı oluşu, Roş Aşana da önemli olan şofarın dinlenmesi, şofar sesleri ile kendimizi uyarmamız. Hataları terk edip doğru yolu seçmemiz.

David Ameleh teilimde şofar hakkında şöyle demiştir: Şofar sesinin bize verdiği mutluluk, Tanrı’nın ışığı altında onunla yürümemizi sağlar. Tanrı bize göklerden ışığını gönderir, biz bu ışık altında yeryüzünde yanılmadan hareket ederiz. Kipur günü ibadet ve taanit teşuva yeryüzünde tertemiz insanlar olmamızı sağlar.

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

“Bene-Yisrael’e konuş ve onlara [bunları] söyle: “Kutsal bayramlar olarak kutlayacağınız Tanrı’ya ait [bazı] özel vakitler [vardır.] Bu özel Vakitlerim bunlardır: [Öncelikle;] Altı gün boyunca iş yapılabilir; ancak yedinci gün işten tamamen el çekmeyi gerektiren bir Şabat’tır, kutsal bir bayramdır; hiçbir melaha yapamazsınız. O [gün], yaşadığınız her yerde Tanrı Adına Şabat’tır.” Vayikra 23:2-3

Bu haftaki peraşada Tanrı Moşe’ye bayramlarla ilgili kanunları öğretecektir. Ancak bayramlardan hemen önce Tora Şabat’tan bahseder. Peki niçin Tora’da Şabat bayramlarla beraber bahsedilir.

İnancın iki tane kademesi vardır. Birinci kademe Dünya’nın bir yaratanı olduğuna inanmaktır. Birisinin bilmesi lazımdır ki başta hiçbir şey yoktu, ta ki Tanrı konuşup her şeyi hakikate kavuşturana kadar. İkinci kademe ise şimdiki zamanda da Tanrı’nın Dünya’daki her şeye dahil olduğuna inanmaktır. Her konuda- Küçük veya büyük bile olsa- Tanrı her işin içindedir. Her olayı her zamanda düzenler.

Şabat Tanrı’nın gökyüzünü ve yeryüzünü yarattığına dair tanıklık eder, ancak Mısır’dan çıkışta gerçekleşen mucizeleri hatırlatan bayramlar ise, Tanrı’nın Doğa’yı yani dünyayı her zaman yönettiğini ve isterse her şeyi de değiştirebileceğine tanıklık eder. Şabat’I bayramlarla birlikte tutarak, Tora bize bu iki kavramında bir Yahudi için birbirinden önemli iki kavram olduğunu öğretir. Eksik bir şekilde olan inanç, inanç değildir. Tanrı’nın Dünya’yı yaratıp ardından da geri adım atıp Dünya’yı Doğa’nın kanunları veya meleklere, başka güçlere bıraktığına inanmak, inanışa ters düşer. İnanç Tanrı’nın yaratıcı ve sürdürücü de olduğunu bilmektir.

YAZILI VE SÖZLÜ TORA
Rav İsak Alaluf
KRALLAR – ŞLOMO AMELEH

 

Çok genç bir yaşta tahta geçen Şlomo en bilge kral olarak bilinir. Tahta geçtiği zaman Tanrı ona rüyasında görünür ve dileğini yerine getireceğini söyler. Şlomo adaletli davranmak için bilgelik ister. Gerçekten de gerek idaresine gerekse yazdığı kitaplara bu bilgelik yansımıştır. Krallığının ilk yıllarında anarşi yaratan bazı kişileri etkisiz hale getirmek zorunda kalan Şlomo halkını bilgece idare eden kral olarak bilinir.


MİMAAYAN
Rav İsak Alaluf
BİR ÖYKÜ BİR DERS

 

Fas’ta Baba Sali olarak bilinen büyük bir Rabi’nin ismine kurulmuş bir Yeşiva aynı aileden bir bilge olan Rabi David Abuhatsira tarafından yönetilmektedir. Rabi David derslere girmemekte odasında her gün kendini daha da ileriye taşımak için çalışmakta, dersler öğretmenler tarafından verilmektedir. Bir Cuma akşamı öğrenciler dersleri tamamladıktan sonra Rabi David çocuklara sorular yöneltir. Bu soruların birçoğu çocuklar tarafından yanıtlanamaz. Rabi David Pazar günü evine Bet Din’i davet eder ve bütün öğretmenlerin suçlu olduklarını çünkü çocuklara bir şey öğretmedikleri için cezalandırılmalarını ister. Bet Din bu isteği kuşkuyla karşılar ve belki de bir öfke anında alınmış bir karar olabileceğini öne sürer. Bet Din durumu yerinde görmek için Rabileri Yeşiva’ya gönderir ve çocuklar teste tabi tutulur. Olay Rabi David’in dediği gibidir. Öğretmenler cezalandırılır. Bir hafta sonra Rabi David çocukların gerçekten bir şeyler öğrendiğini sevinçle görür. Öğretmenleri görevi çocukları sadece gözlemek değil bir şeyler verebilmektir.

HER HAFTA İKİ ALAHA

 

*Yahudilik çok kapısı dahi olsa her kapıya mezuza takmayı emreder.

*Mezuza girerken sağ tarafta kalacak şekilde takılmalıdır. Aksi durumda takılmamış sayılır.

HAFTANIN SÖZÜ

 

Mahçup edilse de mahcup etmeyen kendisini küçümseyen kişilere cevap vermeyen gerçekten mütevazidir.
(Gemara Masehet Gitin 36/B)