bultenBene-Yisrael'inMısır'dan çıkışına izin verdikten kısa bir süre sonra, Paroonları zorla geri getirmek üzere peşlerine düşer ve Bene-Yisraelkendilerini Paro'nun orduları ile deniz arasındakıstırılmış halde bulurlar...

Bu Hafta İçin Saatler

15 ŞEVAT

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5777

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:46

17:59

-----

Yeruşalayim

16:52

18:04

Tel Aviv

17:02

18:00

11 ŞUBAT

Tel Aviv

17:08

18:06

İstanbul

18:19

19:00

2017

İstanbul

18:28

19:09

İzmir

18:23

19:14

İzmir

18:31

19:22

BEŞALAH- בשלח


11 ŞUBAT 2017 TU BİŞVAT

PeraşaÖzetİ
[www.chabad.org]
(Şemot13:17-17:16)

 

Bene-Yisrael'in Mısır'dan çıkışına izin verdikten kısa bir süre sonra, Paro onları zorla geri getirmek üzere peşlerine düşer ve Bene-Yisrael kendilerini Paro'nun orduları ile deniz arasında kıstırılmış halde bulurlar. Tanrı, Moşe'ye asasını suyun üzerinde kaldırmasını söyler; deniz yarılarak Bene-Yisrael'in geçişine imkan tanır ve sonrasında, onları takip eden Mısır ordusunun üzerine kapanır.


Moşe ve Bene-Yisrael, Tanrı'ya şükran ve övgü içeren bir şarkı söylerler.

Çölde halk susuzluk ve açlık sebebiyle çeşitli kereler Moşe ve Aaron'aşikayette bulunur. Tanrı, Mara'daki acı suları tatlılaştırır, başka bir yerde de Moşe'nin kayaya asasıyla vurması sonucu kayadan su çıkar. Tanrı gökten Man adı verilen mucizevi bir yiyecek yağdırır. Man çöl boyunca her sabah tan vaktinden önce yağacaktır. Bunun yanında Tanrı her gece Yisrael kampına sülün sürüleri yollar.
 

Bene-Yisrael'e, Cuma günler iki porsiyon Man toplamaları talimatı verilir; zira Tanrı'nın tam bir iş bırakma günü olarak belirlediği Şabat günü Man yağmayacaktır. Bazıları bunu dikkate almayıp Şabat sabahı Man toplamaya çıkarlar, fakat bir şey bulamazlar. Aaron az miktarda Man alıp, gelecek nesiller için bir tanık olması amacıyla bir kaba koyar.

Refidim'de halk Amalek'in saldırısına uğrar; fakat Moşe'nin duaları sayesinde Yeoşua'nın komutasındaki ordu saldırganları bozguna uğratır.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
DENİZİN ŞARKISINDAKİ BOŞLUKLAR

 

Beşalah peraşası içerdiği “denizin şarkısı” nedeniyle özel bir peraşa gibi durur. Şulhan Aruh her gün okunması gereken Tora parçalarının bulunduğunu ve bunlardan birinin de Şirat Ayam olduğunu söyler. Başka Tora parçaları Şulhan Aruh tarafından okunmalıdır dese de sadece bu parça günlük dualara girmiştir. Şirat  Ayam Yahudi peygamberlik gücünün istemsiz bir şekilde bütün toplum tarafından dört bir yana haykırışıdır. Şirat Ayam kurtuluşu yaşayan bir toplumun en derin hislerinin ve çok üst seviyedeki bir peygamberlik vizyonunun açığa çıkışıdır. İşte bu yüzden bu parça büyük önem arz etmektedir.

Parçanın hemen başında kullanılan “az yaşir Moşe” sözlerindeki “yaşir – söyleyecek” ifadesi kafaları karıştırır. Çünkü bu parça kurtuluştan sonra söylenmiştir ve burada gelecek zaman kullanılması gereksizdir. Raşi bu şarkının kavana olarak kalplerde ve beyinlerde bulunduğunu mahaşava – düşünce olarak var olan sözlerin daha sonra açığa çıktığını ve bu yüzden de gelecek zaman kullanıldığını yazar.

Gemara Masehet Berahot 33’de bu parçanın özel bir şekilde yazıldığını uzaktan bakan birinin hemen bunu fark edebildiğini öğretir. Gerçekten de sözler arasında ciddi boş alanlar vardır ve sefertora’da bu şekilde yazılı başka bir parça yoktur. Şulhan Aruh’un yazarı Rabi Yosef Karo’nun amcası Rabi Yitshak Karo adı geçen Gemara’yı şöyle açıklar: “Günün birinde bir hazan Rabi Hanina’nın önünde Tefila söylemektedir. Tefila sırasında Tanrı’ya atfettiği birçok sıfatı peş peşe sıralamaya başlar. Rabi Hanina buna karşı gelir. Neden bu kadar çok sıfatı peş peşe sıralayarak dinleyenleri yorduğunu sadece “aEl agadol agibor veanora” demesinin yeterli olduğunu söyler. Tanrı’yı övmek için birçok sıfatı arka arkaya sıralamaya gerek yoktur. Belli sıfatları söylemek ve kalanını dinleyenlere bırakarak daha kısa gitmek gerekir.” Şirat Ayam sırasında olan mucizeyi anlatmak için sadece bir şarkı değil sayısız şarkı yazmak gerekirken Yahudiler sözlerini kısa tutmuşlar söyleyemediklerini aradaki boşluklarla ifade etmişlerdir. Bir anlamda o boşluklar kalplerde olan ama dile getiremedikleri methiyeler demektir. Söyleyebildiklerini söylemişler kalanını boşlukla ifade etmeye çalışmışlardır. Bu boşluklar daha söylenecek çok şey var anlamına gelir.

Günün birinde Rabi Eli Mansour Stalin’in doğduğu yer olan Guri kasabasındaki yeşivada bir ders vermeye gider. Oranın yetkilileri onu öncelikle bir derin mahzende bulunan matsa imalathanesine götürürler. Büyük sıkıntı altındaki yıllarda yaptıklarını gösterirler. Daha sonra Rabi akademide bir ders verir. Ders verirken Stalin’in heykeli pencereden görülmektedir. Rabi pencerenin açılmasını rica eder. Rusya’da bütün çabalara rağmen Yahudiliğin var olduğunu ve var olmaya devam edeceğini Stalin’e duyurmak ister gibidir.

Yine günün birinde genç bir Rabi Yamim Noraim için Rusya’ya gider. Gitmeden önce öğretmeninden orada ne söylemesi gerektiği konusunda fikir almak için onu ziyaret eder. Rabi ona bir hikaye anlatır.

Bir zamanlar Ukrayna’nın Berdichev şehrinde yaşayan Rabi Levi Yitshak katliam ve sert kanunlardan bunalmış halkın sinagogta toplanmasını ister. Büyük bir kavana ile bir Tefila düzenlenir. Bu Tefila sonunda Yahudiler’e karşı olan yaptırımlar biraz olsun hafifler. Halk büyük bir sevinçle Rabilerine dualarının kabul edildiğini söyler. Rabi Levi Yitshak özellikle vagon sürücülerinin dualarının göklerde yer bulduğunu ifade eder. Halk buna şaşırır. Çünkü o gurup okumayı dahi bilmeyen cahiller topluluğu gibidir. Onlara nasıl dua ettiklerini sorunca gurup çok anlamlı bir cevap verir. “Bizler gerçekten okumayı bile bilmiyoruz. Sadece harfler hakkında bilgimiz var. Biz de harfleri peş peşe kavana ve gözyaşı ile Tanrı’ya söyledik. Sonra da bu harfleri düzenlemesi ve kavanaları eklemesi için yalvardık. Kavana ile yapılan duamız ne mutlu ki kabul edildi.

Genç Rabi cebinde bu hikayeyle şehrin yolunu tutar. Beş yüz kişinin doldurduğu sinagogta yer kalmamıştır. Rabi öyküsünü anlatır ama yaşlı bir adam yanına yaklaşır. “Ne mutlu onlara ki harfleri biliyorlardı. Bizler harfleri bile bilmiyoruz ne yapabiliriz?” Bunun üzerine genç Rabi tek tek harfleri halka söyletmeye başlar. Halk büyük bir konsantrasyonla bunları söyler ve Tefila tamamlanır. Rabi duanın sonunda Tanrı’ya seslenir. Harfleri söylediklerini ve bunları düzenlemesi için de Tanrı’ya yakardıklarını ifade eder. Bayramlar sonrası evine geri dönen Rabi öğretmeni tarafından tebrik edilir. Rabi bu arada bir soru sorar: Sadece harfleri söylemekle bu iş nasıl olabilir? Öğretmeni ona Şir Aşirim’de yer alan bir cümlenin Mezerich Magid’i tarafından verilen açıklaması ile yanıt verir: “İm lo tede ilah ayafa banaşim   et gediyotayih al mişkenot aroim.” Eğer Tefila’nın güzelliklerini bilmiyorsan kuzuların lisanı gibi sadece harfleri söyle. Tanrı onlara büyük çobanların büyük Rabilerin kavanalarını ekleyecek ve bu en saf duygularla yapılmış dua yerini bulacaktır.”

Her gün kavana ile söylenen “az yaşir” işte böyle bir etkiye sahiptir. Rav Hida bu şarkıyı kavana ile söyleyenlerin saf duygularla dua edenlerin bütün günahlarının “kapara” olacağını öğretir. Bu sözcükler denize gömülü olan bütün isteklerin, bütün güzelliklerin denizden koparak Yahudi toplumuna gelmelerine sebep olmuştur. Bütün isteklerin yanıtı burada bulunmaktadır. Kavana ile bu şarkının her gün söylenmesi bu isteklerin gerçekleşmesi için bir anahtar niteliğindedir. Sıkıntı zamanında bu şarkı kurtuluşu getiren şarkı olarak bilinir. Bu şarkıya konsantre olan herkes bundan mutlaka fayda sağlar. Şarkıda bayomaulemor – o günde söylendi” ifadesi yer alır. Bu da şarkının sadece bir kez değil devamlı ve herkes tarafından kavana ile okunması halinde fayda getireceğini öğretir.

DİVRE TORA
Rav İzak Peres
KIZIL DENİZ MUCİZESİ

Mucizelerin varlığını inkar eden birileri hep vardır. Bu insanlar, Tanrı’nın mucizelerinin doğal olgular olduğunu iddia ederler. Kızıl denizin ikiye ayrılışı hakkında da bu şekilde düşünülüyordu. Kızıl denizin, bir deprem sonucu ikiye ayrılmış olabileceği ya da bunun başka bir doğa oluşumu olduğunu düşünmüş olabilirler.

Bu tür inançları engellemek adına Tanrı Kızıl deniz mucizesini abartmıştır. Sadece kızıl denizi değil, dünyadaki tüm suları (ikiye) ayırmıştır.(Şemot14:21, Raşi) Bir fincandaki suyu bile iki yana ayırmıştır. Bu yüzden, Kızıl Deniz’in ikiye ayrılışının Tanrı’nın gerçek bir mucizesi olduğunu kimse inkar edememiştir. Tıpkı Mısır’daki on bela gibi.

Yisrael Oğulları, Kızıl Deniz sahilinde düşmanlarının her dakika daha da yaklaştıklarını izlerken dehşete kapılmışlardı. Ne yapabilirlerdi ki? Aralarından biri Nahşon Ben Aminadav, öne çıkarak Kızıl Deniz sularına atladı. Tanrı’nın kendisini kurtaracağından emindi. Nahşon suya girdiği anda sular ayrıldı ve Yisraelliler suların arasından yürüdüler. (Sotah 37a) Yahudiler’i kurtaran bu mucizeye yol açan olay Nahson’un Tanrı’ya olan inancıydı.

Bu olay, Yahudilerin bir felaketin eşiğindeyken, düşmanların yaklaştığını görürken Tanrı’ya olan inançları sayesinde kurtulmalarını sağlayan pek çok mucizeden sadece biridir.

Buna benzer başka bir örnek Rabi Şimon ben Gamliel’in başına gelmiştir. Oğlu dünyaya geldiğinde, Yaudiler hakkında çok acımasız kararlar ilan edilmişti. Bunlardan biri de Beritmila’nın yasaklanmış olmasıydı. Çocuğuna Beritmila yaptıranlar, ölümle tehdit ediliyordu. Buna rağmen, Rabi Şimon ben Gamliel Beritmilayı gerçekleştirdi.

İmparator, Rabi Şimon ben Gamliel’in kanunlara karşı geldiği söylentilerini duyduğunda onu mahkemeye çağırttı. Mahkemeye giderken, Rabi Şimon ben Gamliel ve karısı bir yerde konakladılar ve orada yaşayan aristokrat bir aileyle arkadaş oldular. Aristokratın eşi de daha yeni doğum yapmış bir bayandı. Rabi Şimon ben Gamliel’in durumunu öğrendiğinde geçici olarak çocuklarını değiştirmelerini teklif etti.

Bu sayede, bebeğini İmparator’a göstermesi istendiğinde, Rabi Şimon ben Gamliel henüz sünnet olmamış bir çocuğu göstermiş oldu. Kendisine karşı yöneltilen suçlamaların haksız olduğu ortaya çıktı. Rabi’nin oğlu da büyüdüğünde büyük bir Rav oldu: Rav YehudaHanasi.

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar
BENE YİSRAEL’İN ÇÖLDEKİ YOLCULUĞU

 

“Paro halkı salıverdiğinde, Tanrı onları, yakın olduğu için,Pelişti Yolu’na yönlendirmedi; çünkü Tanrı, halkın savaş gördüğünde fikir değiştirip Mısır’a dönmesini engellemeyi amaçlıyordu.” Şemot13:17

Geçen haftaki Peraşanın sonlarına doğru Behorların ölümü Belası gerçekleşmişti. Bu belada Paro’nun oğlu dahil Mısır’daki tüm behorlar ölmüştü. Bunu gören Paro’da en sonunda Bene Yisrael’İ Mısır’dan göndermek zorunda kaldı ve onları gönderdi. Bu haftanın peraşasının başında ise Paro Bene Yisrael’İ göndererek ne kadar büyük bir hata ettiğini fark eder, çünkü Mısır’da ki işçilerin çoğunu Bene Yisrael oluşturuyordu. Bu yüzden de Paro ordusunu toplar ve Bene Yisrael’in peşine düşer. Ve ardından da o meşhur Kızıldeniz olayı gerçekleşir.

Şimdi ise Tanrı’nın neden Bene Yisrael’i kısa yoldan değil de uzun yoldan götürdüğünü inceleyelim.

Mısır’dan EretsYisrael’ e giden en kolay, hızlı ve kestirme yol kuzeydoğuda, Akdeniz kıyısını takip eden ve Kutsal Topraklar’ın batı kıyısındaki Pelişti bölgesinden geçen yoldu. Fakat bu, nasıl Mısır’ı terk etmek için en kolay yolsa bile geri dönmek için en kolay yoldu. Tanrı, savaşı seven Peliştiler Yahudi “istilacılarla” kesinlikle savaşacakları için, halkın cesaretinin hemen kırılıp, Mısır’a geri dönmek isteyeceğini bilmektedir. Bunu engellemek için, Tanrı onları Sinay Çölün’den geçen, önce doğu yönünde Erets Yisrael’in güneyinden dolaşan, sonra da kuzeye giden daha dolambaçlı bir yola çıkarmaktadır. Böylece Kutsal Topraklar’a Yarden nehrinin doğu kıyısından gireceklerdir. Bu yol onları Mısır’dan o kadar uzaklaştıracaktır ki. Imkansızolmasa bile geri dönmeyi düşünmek artık daha uzak bir olasılık olacaktır. Böyle olduğu halde, çöldeyken Bene Yisrael’inMoşe’yişikayet ettikleri ve Mısır’ dönmek istedikleri zamanlar olmuştur. Fakat bu hep sözde kalmıştır. Diğer yandan yol kısa ve kolay olsa, zor bir durumla karşılaştıkları zaman geri dönmeyi deneyeceklerdi.

YAZILI VE SÖZLÜ TORA
Rav İsak Alaluf
ŞEMUEL –ŞAUL’UN KRAL SEÇİLMESİ

 


Binyamin kabilesinden Şaul adlı bir genç babasının kaybolan hayvanlarını aramak için ormanda dolaşmaktadır. Şaul peygamber Şemuel ile karşılaşır. Tanrı bir gün önce peygambere karşılaşacağı kişinin kral olacağını bildirmiştir. Şaul peygamber tarafından başına yağ dökmek sureti ile takdis edilir ve kral tayin edilir. Bir süre sonra peygamber Şemuel bu tayini halkla paylaşır. Halkın çoğunluğu bu tayinden memnun olsa da bu konuda hoşnut olmayanların da bulunduğunu TaNaH bizlerle paylaşmaktadır. Şaul bu tayin sonrasında evine döner ve basit bir insan gibi adetleri yapmaya ve toprağı sürmeye devam eder.

MİMAAYAN
Rav İsak Alaluf
72 İSİM

 


Peraşamızda yer alan üç pasuğa dikkatinizi çekelim ve bu pasukları anlamaya çalışalım.

“Vayisa malah AE:loim aoleh lifne mahane Yisrael veyeleh meahare em vayisaamu deanan mipeneem vayaamod meahareem.  Vayavo ben mahane Mitsrayim uven Mahane Yisrael vayie anan veahoşeh vayaer et alayla velo karav ze el ze kol alayla. VayetMoşe et yado al ayam vayoleh Ad..et ayam beruah kadim aza kol alayla vayasem et ayam leharava vayi bakeu amayim – Tanrı’nın Yisrael kampının önünde ilerleyen meleği hareket edip arkalarına geçmişti dolayısıyla bulut sütunu da önlerinden hareket edip arkalarında yer alarak Mısır kampı ile Yisrael kampı arasına girmişti. Bir yanda bulut ve karanlık varken diğer yanda ateş sütunu geceyi aydınlatıyordu. Böylece gece boyunca biri diğerine yaklaşamadı. Moşe elini denizin üzerine uzattı. Tanrı bütün gece boyunca denizi kuvvetli doğu rüzgarıyla iteledi. Deniz yatağını kuru zemin haline getirdi sular yarılmıştı Hizkuni Zohar’a dayandırdığı açıklamasında bu üç pasuğun da 72 harf içerdiğini iddia eder. Tora’nın hiçbir yerinde peş peşe sıralanan üç pasuğun da toplan harf sayılarının 72 olduğu hiçbir yer yoktur. Bunlardan da Tanrı’nın 72 harflik ismi çıkar. Bu isimlerin her biri üç harf içermektedir. Her isim farklı bir sorunu çözmek için kullanılır. Bu peraşada bu üç cümlenin bulunmasının nedeni denizin yırtılması olayında bu isimlerin hepsinin kullanılmış olmasıdır. Çünkü Tanrı sadece o nesle özgü bir mucize yaratmamıştır. Burada nesiller sürecek bir mucizeden söz edilmektedir.  

HER HAFTA İKİ ALAHA

 


*Tercihen güzel bir yün Talit almak mitsvadır.

*Kişi sabahleyin Şema duasını okumadan önce dört Tsitsit’i elinde toplar. Bu bölümün okunması bitene kadar da elinden bırakmaz. Bu hareket Tanrı’nın bize vermiş olduğu Tsitsit emrini yerine istekle getirdiğimizi gösterir.

HAFTANIN SÖZÜ

 

Yüce Tanrım hükmüm senden çıkar çünkü sen gerçeği görürsün. (Teilim 17/2)