Bu Hafta İçin Saatler |
9 TEVET |
Gelecek Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
5777 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
16:15 |
17:30 |
----- |
Yeruşalayim |
16:21 |
17:35 |
Tel Aviv |
16:30 |
17:31 |
7 OCAK |
Tel Aviv |
16:36 |
17:37 |
İstanbul |
17:38 |
18:19 |
2017 |
İstanbul |
17:45 |
18:26 |
İzmir |
17:45 |
18:36 |
|
İzmir |
17:52 |
18:43 |
VAYİGAŞ- ויגש |
||||||
|
Peraşa
Özetİ |
Kardeşler utançla büzülürler, ama Yosef onları teselli ederek, tüm olanların aslında Tanrı'nın bir planı olduğunu söyler. Yaakov'a onlarla bir mesaj gönderir ve tüm aileyi Mısır'daki Goşen bölgesine yerleşmeye davet eder. Tanrı Yaakov'a Mısır'a gitmekten, buranın manevi olumsuzluklarından korkmamasını söyler. Çünkü Tanrı Bene-Yisrael'i, ahlaksızlığın ve yozlaşmışlığın çok yaygın olmasına karşın burada büyük bir millet haline getirecektir.
Tora daha sonra Yaakov'un ailesini listeler ve Moşe Rabenu'nun annesi Yoheved'in doğumunu ima eder. Mısır'a toplam 70 kişi iner ve Yosef, 22 yıl ayrı kaldığı babasına kavuşur. Onu kucaklar ve sevincin verdiği duygusallıkla ağlamaya başlar. Yosef, babasını ve kardeşlerini Paro'yla tanıştırır; Yaakov Paro'yu mübarek kılar. Yosef, kıtlığın etkilediği halka, buğday karşılığında, sahip oldukları her şeyi - hatta köle olarak kendilerini - Paro'ya vermeleri gerektiğini bildirir. Bene-Yisrael ülkeye yerleşirler ve sayıları gittikçe artmaya başlar.
Mİ-DRAŞ YİTSHAK |
Yosef’in özelliklerini öğrenirken bir gerçeğin farkına varmak gerekir. Kültürümüzde üç tane ata vardır ve onların seviyelerine ulaşmak çok kolay değildir. Eğer dördüncü bir ata olma şansı olsaydı bu Yosef’den başkası olamazdı. Her kabilenin kendine göre bir üstünlüğü bir özelliği vardır ancak Yosef onlar içinde çok özeldir.
Yosef’in yaptığı bazı şeyler inanılmazdır. Bayan Potifar ona göz koyduğu zaman ve o günde Yosef giysisini kadının elide bırakarak dışarı kaçar. Bunun neden olduğuna inanmak zordur. Çünkü Yosef o yaşta elbette Potifar’ın eşinden çok daha kuvvetlidir. Arkada delil bırakmamak ve başına bir şey gelmesini engellemek için bunu yapabilirdi. Gemara Yaakov’un da diğer kabilelerin de çok güçlü olduklarını söyler. Yaakov’un su kuyusunun taşını yerinden oynatmasını Gemara bir şişenin kapağının açılması kadar kolay görür. Yosef de rahatlıkla o giysiyi Potifar’ın eşinden geri alabilirdi.
Bunu neden yapmadığı konusunda aklımıza gelen muhtemel sorunun ilk bakıştaki cevabı Yosef’in bir yanlış yapmak üzere olduğu anda can havliyle manevi alamda yaşamını kurtarmak için giysiyi kadının elinde bırakarak dışarı kaçtığıdır. Yosef o anda yester ara karşısında en güçsüz halindedir ve kendini dışarı atarak geleceğini kurtarma peşindedir. RaMBaN burada çok ilginç bir yaklaşım ortaya koyar. Bilgin “hanımının onuru için” o giysiyi elinde bıraktığını ve zorla elinden almadığını öğretir. Bu çok etik bir davranıştır. Anlaşılması zordur ama sözünü ettiğimiz kişi Yosef’tir.
Başka bir örnekte yine inanılmaz bir davranış görelim: Yosef’in hapisten çıkması için gereken şartlar oluşmuştur. Pasuk “Paro Yosef’i çağırdı, Toraş oldu elbiselerini değiştirdi ve Paro’nun huzuruna geldi demektedir. On iki senedir berbat bir çukurda Mısır’ın en azılı haydutlarıyla birlikte yaşayan Yosef neden tıraş olmaya ve elbiselerini değiştirmeye gerek duymuştur. Neticede geldiği yer bellidir.
Aklımıza gelen ilk yanıt Yosef’in “iyi bir izlenim bırakmak için” bunu yaptığıdır. Neticede Yosef çok yakışıklıdır ve bu iyi izlenim Paro’nun gözünde iyi bir davranış olacaktır. Raşi duruma farklı bir yönden bakar. “Mipene kevod amalhut – krallığın onuru için” Yosef bunu yapmıştır. Yoksa Yosef sakallı da gelse rüyaların yorumu değişmeyecektir.
Günün birinde büyük bilge Rabi Mordehay Kametensky Washington’da önemli bir devlet dairesine gider. Hava sıcaktır ve Rabi setresini elinde taşımaktadır. Binaya girmek üzereyken ceketini giyer ve bunun kavod için olduğunu öğretir.
Yosef bolluk yıllarında da kıtlık yıllarında da Mısır’ı yönetmiştir. Genellikle tarihte Yahudiler saraya, devlete yakındırlar. Sözgelimi büyük bilgin Rabi Don İzak Abravanel İspanya kralının maliye bakanıdır. Meşhur savunmasını ve ithamını kral Ferdinand’ın huzurunda yapmıştır.
Bir önceki Fas kralı ile şimdiki Fas kralının Yahudilerle iyi ilişkiler içinde olduğunu biliyoruz. Bunun nedeni midir bilinmez ama kralın en yakın danışmanlarından biri Azulay adında bir Yahudidir.
Yosef ile ilgili bir örneğe daha bakalım. Yosef yedi yıl boyunca yiyecekleri biriktirir. Tora yiyeceklerin denizin kumu gibi sayılamayacak kadar fazla biriktiğini söylemiştir. Soru Yosef’in bunu nasıl yaptığıdır. RaMBaN buna iki farklı yaklaşım gösterir. Ilk yaklaşıma göre Yosef bu ürünleri düşük fiyata satın almış ve daha sonra da daha yüksek fiyata satarak ülkeye gelir sağlamıştır.
İkinci görüş daha farklıdır. Paro bu ürünleri halkın elinden zorla almıştır. Paro’nun gerekçesi haklıdır. Kimse yiyecekleri yedi yıl boyunca bozulmadan saklayabilme teknolojisine sahip değildir. Yosef bunu bilmektedir ve bu konuda Paro’yu hazırlamıştır. Paro bunu bildiğine inanarak halka zorla bu tedbiri aldırmıştır.
Pasuk “Yosef u as alit – Yosef o sorumlu idi” şeklinde bilgi vermektedir. Yosef işini büyük bir dürüstlükle yapmaktadır. Kimin nereden geldiğine, ne istediğine bakarak karar vermekte ve bu kararını da titizlikle uygulamaktadır. Bütün o bölgeden kıtlıktan etkilenen insanlar Yosef tarafından araştırılmaktadır. Yosef sattığı buğdayın cinsini bile bölgelere göre belirlemektedir. Kardeşleri Kenaan topraklarından gelen temsilcilerdir ve ona göre davranmıştır. Yosef son derece dürüst çalışmaktadır. Yosef bu dürüstlüğü babasından öğrenmiştir. Nasıl ki Yaakov Lavan gibi birinin yanında dahi sıfır yanlışla çalıştıysa, her şeyi dürüstlükte gerçekleştirdiyse Yosef de babasının izinden gitmiştir. Çocuklarımızın bizim izimizden gideceklerini düşünerek onlara dürüstlüğü öğretmemiz gerekir. Unutmamak gerekir ki onların davranışları sadece biz yaşarken değil öldükten sonar bile bizleri etkilemeye devam edecektir.
Yosef kendini tanıttıktan sonra babasına haber gönderir, yanına çağırır ve Goşen eyaletinde oturacaklarını onlara ekonomik açıdan bakacağını bildirir. Yosef için daha kolay olanı Kenaan topraklarına bir miktar yiyecek göndermektir. Her tarafa o verdiği için bunun sözü bile edilmeyecektir. RaMBaN tarafından sorulan bu soruda ince bir detay vardır. Yosef yiyecek göndermesinin mümkün olmadığını gönderilen yiyeceğin kendi çıkarı için kullanılabileceği şüphesinin uyandırılabileceği üzerinde durur ve bunu yapmaya hakkı olmadığını düşünür. Çünkü Yosef İbrani’dir ve gözler hep üzerindedir. Bir Yahudi’nin de ticari anlamda yaptığı her dürüst iş bir Kiduş Aşem ancak yaptığı her olumsuz iş gerçek bir Hilul Aşem’dir. Çünkü bütün dünyanın gözü Yahudiler’in üzerindedir. Yosef Mısır’da üç negatif özelliğe sahiptir. Her şeyden önce İbrani’dir. Şarapçı bunu söylemiştir. Arkasından hem genç hem de köledir. Şarapçı bu ikisini de söylemiştir. Hatta bir cümle içinde kullanmıştır. “Veşam itanu naar ivri eved lesar atabahim.” Ancak ne çare ki Mısır genelinde onun gibi bir adam yoktur ve en yukarıya tırmanabilmiştir.
Yosef babasını Mısır’a davet ederken bir şey göndermek niyetinde değildir. Bunu en iyi bilen Paro’dur. Paro Yosef’in Mısır’ın tek bir kuruşuna bile kendi çıkarı için dokunmayacağının bilincindedir. Bu yüzden kardeşlere giderken “Mısır ülkesinin zenginliklerinden almalarını emreder” ve babalarını onurla Mısır’a getirmelerini ister. RaMBaN iktidarda olanların ve yakınlarının bu kudretten faydalanmalarının insanın doğası içinde olduğunu öğretir. Bu gün dahi sadece devlette değil en basit gücü olanların kendilerinin ve yakınlarının bu gücün olumlu taraflarından faydalandıklarını görmemek mümkün değildir. Ancak Yosef bütün kudretine rağmen bu yanlışa düşmez. Bu da bir başka Kiduş Aşem örneğidir.
Mısır’da para tükenir. Yosef satışta Mısır’ın ütün parasını toplar ve bu parayı “beta paro – Paro hazinesine” getirir. Kendisi için tek kuruş almaz. RaMBaN bu toplama işini Yosef’in bilgelikle ve en önemlisi dürüstlükle yaptığını öğretir. Kral ona sonuna kadar güvenmektedir. Bu yaptığı ile sadece kralın değil Mısır halkının da güvenini sevgisini kazanır.
Mısır halkı İbraniler’den nefret eder. Birlikte yemek dahi yemezler. Ama başka çare olmadığından Yosef baştadır. Ancak Yosef yaptıklarıyla sonunda Mısır halkının bile sempatisini kazanmayı başarır.
Mısır esareti iki yüz on yıl devam eder. Başya Yosef’in kazandığı sempati çok çabuk unutulmuştur. Nefret yine ortadadır ve bu köleliğe yansır. Çıkış yaklaştığında Tanrı “karanlık” cezasını gönderir. Mısırlılar görmek şöyle dursun hareket yeteneğinden dahi yoksundurlar. Bu süre içinde İbraniler hakları olan iyi yüz on senelik ödemeyi alabilecek durumdadırlar. Nitekim Mısır halkı evlerinde dolaşan kimselerin varlığını hissetmektedir. Karanlık cezasının sonunda Mısır halkı tek bir kuruşun dahi alınmadığını görür. Bütün nefretlerine ve kinlerine rağmen burada yapılan Kiduş Aşem Yosef örneğinde olduğu gibi halkın sempatisinin kazanmasını sağlamıştır. Bu Kiduş Aşem kurtuluşu beraberinde getirmiştir.
Hikayenin geneline bir bakalım. Yosef uzun zamandır yoktur ve Yaakov keder içindedir. Kenaan’da kıtlık vardır ve mutlaka yiyecek alınması şarttır. Kardeşler Mısır’a gelir ve birden casus olmakla suçlanırlar. Savunmalar bir işe yaramaz. Hatta paralarını geri veren Yosef olmasına rağmen bu konuda da suçlandıklarını ve Şimon’un bu yüzden hapse atıldığını söyleyenler de vardır. Kardeşler durumu babalarına anlatırlar ve Binyamin’i almak isterler. Yaakov kesinlikle reddeder ama kıtlık buna müsaade etmez. Yeuda kefil olur. Kardeşler yeniden Mısır’a gelir. Her şey tam düzelmiş gibi görünürken Binyamin kadehi çalmakla suçlanır. Herkes kendini köle olmak için öne atıp Binyamin’i kurtarmak isterken Yosef Binyamin’i köle olarak ister. Yeuda o ünlü konuşmasını yapar. Her şey kapkaranlıktır. Neredeyse bir kapışma olmak üzeredir. İşte bu sırada Yosef iki sözcükle durumu aydınlığa kavuşturur. “Ani Yosef.”
Kurtuluş tam karşıda durmaktadır ancak kimse bunun farkında değildir. Aslında hayatta olan şey de çok farklı değildir. Sorunlar bazen kapkara bulutlar olarak üzerimize çöker. Umutsuzluk çok fazladır ama birden her şey çözümlenir. Umutsuzluğa düşmek toplum olarak yapacağımız en son şey olmalıdır. Final geula da en zor anlarda iki sözcükle gelecektir. “Ani Aşem.” İşte bu anda her şey aydınlanacak Tanrı inancı ve barış okyanusları kaplayan sular gibi dünyaya hakim olacaktır, amen.
DİVRE
TORA |
Aslında Yaakov’un tedirginliği, Tanrı’nın ona oğullarının köle olacağını söylemiş olmasından kaynaklanıyordu. Ve şimdi Yaakov, Yosef Mısır’da olduğunda kendisinin ve ailesinin de Yosef’i takip etmesi gerektiğini öğrendiğinde esaret zamanının gelmiş olmasından endişelendi.
Yaakov kendisi için değil, ancak torunlarının refahı için korkuyordu. Onların Mısır topraklarında bir süreliğine kalacağını biliyordu ve yabancı bir toplumda yaşamanın zorluklarına katlanıp katlanamayacaklarından emin değildi. Yaakov, çocuklarının Yisrael kimliklerini kaybedeceklerinden, Mısırlılara dönüşeceklerinden ve anavatanlarına hiç dönmeyeceklerinden korkuyordu. O zaman Tanrı’nın, Avraam’ın torunları için Yisrael’de Yahudi bir millet yaratma sözü ne olacaktı? İşte Tanrı tüm bu korkulara cevap verdi. Mısır’da pek çok sene geçirecek olmalarına rağmen torunlarının Kenaan topraklarına çok daha güçlü ve sayıca çok daha fazla olarak döneceklerine dair Yaakov’a güvence verdi.
Yosef Yaakov’a kavuşmadan önce, Yosef’in babasına eski bir şarap hediye ettiği söylenir. Neden özellikle eski bir şarap? Bu hediye sadece hoşluk olsun diye gönderilmemiştir, bu Yaakov’a bir teminat niteliğindeydi. Yosef, babasına, ayrı kaldıkları seneler boyunca babasının prensiplerine bağlı kaldığını anlatmaya çalışmıştır. Eski şaraplar, yeni şişelerde nasıl aynı kalıyorsa, Yosef de yeni görünüşüne rağmen saflığını ve temizliğini muhafaza etmiştir. Bir şarabın zamanı geçtikçe nasıl güzelleşirse, Yosef’in kişisel özellikleri de zamanlar gelişmiştir.
Sonunda Yosef ve Yaakov kavuştuklarında sarıldılar ve (Tora der ki) ağladı. Neden Tora’da ‘ağladılar’ yerine ‘ağladı’ kelimesi kullanılmıştır? Ravlar’a göre sadece Yosef ağladı çünkü Yaakov o sırada başka bir şeule meşguldü. O esnada şema okuyarak Tanrı’ya dua ediyordu.(Raşi: 46:29)
Peki tam o sırada Yaakov neden şema okuyordu? Yaakov, oğluyla kavuşacağı anı tam 22 yıl beklemişti. Bu arzusu gerçekleştiğine göre, Yosef’le ağlayacağı yerde neden Tanrı’ya dua ediyordu?
Tabii ki, Yaakov Yosef’e kavuştuğu için derinden etkilenmişti. Fakat kendisi o kadar ruhani bir seviyedeydi ki duygularını oğluna yansıtamıyordu. Bugünü yaşamasını sağlayanın Tanrı olduğunu bildiğinden, o muhteşem anda Tanrı’yı unutamazdı. Bu yüzden, kavuştukları anda Yosef babasına olan sevgisini ifade ederken, Yaakov da Tanrı’ya olan sevgisini şema okuyarak göstermişti.
GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ |
Bu haftaki peraşada Yosef en sonunda kardeşlerine “Yosef” olduğunu ve onu sattıkları için üzülmemelerini söyler, çünkü bunların hepsi Tanrı’nın bir planıydı. Yosef’in Mısır’ın başına geçmesi sayesinde, kıtlık yılları boyunca ailesi rahat bir şekilde yaşamıştır, ki daha kıtlığın bitmesine beş sene vardır. Bu olayın ardından Yosef kardeşlerine hemen babasını çağırmalarını söyler. Ve Yaakov’da Yosef’in yaşadığını duyunca çok sevinir ve bütün ailesini yanına alarak Yosef’in yanına gider.
Yaakov
Mısır’a geldiğinde yukarıdaki pasukta da yazdığı gibi Yosef, Yaakov’un
omuzlarına düşer ve hem kuvvetli hem de sürekli bir şekilde ağlar. Ancak Yaakov
Yosef’in ne boynuna sarılmakta ne de onu öpmektedir. Hahamlarımız bunun
nedeninin o sırada Şema’yı söylediğini söyler. Peki Yaakov Şema’yı okumak için
neden özellikle bu anı seçmiştir? Gur Arye Yaakov’un neden bu anı seçtiğini
şöyle açıklar: Üst düzey Tsadikler Tanrı’ya hizmet etmek için her türlü fırsatı
kullanırlar. Yaakov’da uzun ve acılı bir ayrılıktan sonra sevgili oğlunu
gördüğünde büyük bir sevinç duymuş ve zirveye ulaşmış olan duygularını bir
fırsat bilerek, duygularını hemen Tanrı’ya yöneltmiştir. Şema’nın okunması,
Tanrı’nın mutlak hakimiyetini kabul etmektir ve Yaakov üst düzey duygular
içinde olduğu böyle bir anda, hemen bunu yapmıştır.
YAZILI VE SÖZLÜ TORA |
MİMAAYAN |
Kotel'in baş Hahamı Rabbi Nebenzahl ile ilgili kısacık bir öykü paylaşalım:
Kotel'den ayrılırken geleneğimiz sırtımızı dönmeden, geri geri gitmektir. Bazıları bunu bir kaç adım ile uygular, bazıları ise ana girişe kadar geri geri giderler. Rabbi Nebenzahl da bu ikinci gruba dahilmiş.
Bunu gören ve Rabbi Nebenzahl'in ne kadar tzadik ve mitzvotlar konusunda dikkatli olduğunu bilen bir genç Rabiye bu geri geri giderken ne tur bir kavana (konsantrasyon) içinde olduğunu sormuş. Acaba Tanrı’nın isimlerinin bazı şekillerini mi düşünmektedir yoksa bazı Kabalistik düşüncelere mi gömülmektedir. Rabi gencim merakını gidermek için şu cevabı vermiş.
" Geri geri giderken aklında olması gereken en baş "kavana" istemeden birine çarpıp zarar vermemek olmalıdır."
İşte bir tsadiğin bize verdiği basit ama anlamlı bir ders.
HER HAFTA İKİ ALAHA |
*Kutsal bir yer olduğu için sinagogta dua edilmelidir. Sinagog olmasına rağmen evinde sebepsiz dua etmeye devam eden kişi uygun davranmamaktadır.
*Ziyaret amacı ile bile sinagoga gelen bir kişi buradan ayrılmadan TaNaH’tan birkaç pasuk okumalıdır. Sinagog güneşten veya soğuktan kaçma yeri olarak kullanılamaz. Sinagog kestirme yol olarak da kullanılmamalıdır.
HAFTANIN SÖZÜ |
Kendini bana göster, sesini duyur, çünkü
sesin tatlı, görünüşün güzeldir. (Şir Aşirim 2/14)