Bu Hafta İçin Saatler 

10KİSLEV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5777

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:00

17:15

-----

Yeruşalayim

16:02

17:17

Tel Aviv

16:15

17:16

10ARALIK

Tel Aviv

16:17

17:18

İstanbul

17:21

18:01

2016

İstanbul

17:22

18:02

İzmir

17:30

18:20

 

İzmir

17:32

18:22

VAYETSE-ויצא



 

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Bereşit 28:10-32:2)

 
Esav'dan kaçan Yaakov Beer-Şeva'dan ayrılır ve annesinin ailesinin yaşadığı yer olan Haran'a doğru yola çıkar ve Moriya Dağı'na ulaşır. Burada uyur ve yeryüzü ile gökler arasında uzanan bir merdiven üzerinde inip çıkan meleklerle ilgili bir rüya görür. Tanrı kendisine Erets-Yisrael'i vaad eder, büyük bir milletin babası olacağına ve onu koruyacağına dair söz verir. Yaakov uyanır ve eline geçen her şeyden Tanrı için onda birlik bir bölüm (Maaser) ayıracağına dair adak adar. 

Sonunda Haran'a ulaşır ve kuyu başında kuzini Rahel ile karşılaşır. Rahel'in babası Lavan'la, yedi yıllık çalışma karşılığında Rahel ile evlenme konusunda anlaşır. Ancak Lavan, Rahel'in yerine Lea'yı geçirerek Yaakov'u aldatır. Yaakov Rahel ile de evlenmek için yedi yıl daha çalışmayı kabul eder. Lea dört oğul doğurur - Reuven, Şimon, Levi ve Yeuda. Bunlar Bene-Yisrael'in ilk kabileleridir. Rahel ise kısırdır ve Yaakov'a kendi veremediği çocuğu kazandırmak için, hizmetçisi Bila'yı Yaakov'a üçüncü eş olarak verir. Bila Dan ve Naftali'yi doğurur. Bu arada doğurmaya ara veren Lea da aynı amaçla kendi hizmetçisi Zilpa'yı Yaakov'a eş olarak verir ve Zilpa da Gad ile Aşer'i doğurur. Daha sonra Lea tekrar doğurmaya başlar; oğulları Yisahar ve Zevulun ile Dina adını verdiği kızı doğar. Tanrı sonunda Rahel'i bir oğulla mübarek kılar. Yosef doğar.

Yaakov Lavan'dan ayrılmaya karar verir, ancak Yaakov'un kendisine kazandırdığı zenginliğin farkında olan dayısı onu göndermeye yanaşmaz. Kendisiyle bir iş anlaşması yapar. Bu yıllar boyunca Lavan Yaakov'u oyuna getirmeye çalışsa da başarılı olamaz; Yaakov gittikçe zenginleşir. Altı yılın sonunda Lavan'ın, servetine göz dikmeye başladığını hisseden Yaakov ailesini alır ve Lavan'a haber vermeden Kenaan'a dönmek üzere yola koyulur. Onları takibe koyulan Lavan, rüyasında Tanrı tarafından Yaakov ve ailesine zarar vermemesi yönünde uyarılır. İki taraf bir antlaşma yapar ve Lavan evine döner. Artık Yaakov'un düşündüğü tek şey, yıllar önce intikamından kaçtığı Esav'la gerçekleşecek tarihi yüzleşmedir.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
EMUNA

 
Vayetse peraşası Yaakov’un babasının emir ile baba evini terk etmesi ve Hara’a yola çıkması ile başlar. Hikayeleri herkes tarafından bilinen bu peraşalar aslında birbirlerinin devamı gibidir. Birini diğerinden ayırmak mümkün değildir. Geçen hafta okuduğumuz Toledot peraşasında Yaakov babasının berahasını aldıktan sonar hem Esav’dan korktuğu için dem de babasının Kenaan kızlarına olan yaklaşımını bildiği için Haran’a doğru yola çıkar. Buradaki amaçlardan bir tanesi eş bulabilmektir. Tora bu konuyu peraşanın sonunda işlerken birden bire iki pasuk ile Esav’ı anlatmaya başlar. Babasının nazarında Kenaani kızlarının iyi olmadığını gören Esav “babasını memnun etmek için” eşlerinin üzerine bir eş daha alır. Bu eş Yişmael’in kızı Mahalat’tır. Esav babasının Kenaani kızları hakkındaki düşüncelerini bilmesine rağmen eşlerinden vaz geçmez sadece onaylanacağını tahmin ettiği bir eş daha alır.

Buradaki soru Tora’nın Yaakov hakkında bilgi verirken birden bire neden Esav ile ilgili bilgi vermeye başladığıdır. Bu soruyu yanıtlamadan önce hepimizin aklında zaman zaman yer alan bir çelişkiden söz edeceğiz.

Birçoğumuz bir tsadiğin neden sıkıntı çektiğini, bir raşa’nın ise iyi durumda olduğunu sorgularız. “Tsadik vera lo, raşa vetov lo” şeklindeki bu çelişki hep aklımızdadır.

Aslında hayat matematik gibi ideal eşitliklerden oluşmaz. Bazen adil değil gibi görünür. Başkalarına yardım etmek için kendi evlerini ve yurtlarını bırakıp gerçekten tsadik bir hayat süren başkalarına mitsva yaptırmak uğruna uzak diyarlara giden tsadikler bazen bir terörist saldırısında hayatlarını kaybedebilirler. Mumbai’de meydana gelen olay buna bir örnektir.

Birçok insan Tora kurallarına göre yaşadığı halde istediklerini elde edemediğinden şikayetçidir. Yeteri kadar maddi gücü olmadığı, henüz evlenemediği, çocuklarının diğerlerinin çocukları gibi yetişmediği gibi insanca ancak sorgulayan ifadeler kullanabilir. İşte Yaakov’un büyüklüğü Tanrı’yı sorgulamamasından ve yaşadığı her şeyi kabullenmesinden kaynaklanmaktadır.

Yaakov altmış üç yaşında baba evini kaçar gibi terk ettiğinde Esav zaten evlidir ve neredeyse üçüncü eşini almak için Yişmael’e gitmektedir. Yaakov eşini bulmaya gitmeden ondört sene boyunca eğitimini sürdürür ve ancak seksen dört yaşında evliliğini yapar. Yapmasına yapar ama evlendiği kişi uğruna yedi yıl çalıştığı Rahel değildir. Bir hafta sonra ona kavuşur ama onun bedelini yedi yıl çalışarak öder. Rabiler ilk yedi yılda mükemmel bir çalışma örneği gösteren Yaakov’un ikinci yedi yılda da aynı şekilde çalıştığını söylerler. Halbuki onun bu ikinci yedi yıllık süre Lavan tarafından planlanan bir oyunun sonucudur. Yaakov için burada Tanrı tarafından verilen karar önemlidir. Lavan sadece bir aracıdır. Eğer Tanrı bunları yaşamasını istediyse bunları yaşayacaktır.Bu “emuna” dediğimiz inancın vücuda gelmesidir. Yaakov hataları olsa da mükemmel bir tsadiktir. Sıkıntıları olduğu gibi güçlü bir emuna sahibidir.Diğer tarafta Esav’ın sahip oldukları Yaakov’un gözü önündedir ve bu Yaakov için daha da zor bir testtir. Tora yolunda gitmeyenlerin sahip oldukları rahat yaşamın Tora yolunda ilerleyip de sıkıntı içinde olanların gözü önünde cereyan ettiği gibi.Yaakov burada da sorgulamamıştır. Gerçek bir tsadik Tanrısal yargıyı sorgulamaz ama kabullenir. İşte Yaakov’un hayatını anlatırken birden bire Esav’dan söz etmesini Rabiler Yaakov ile Esav arasındaki yaşam ve inanç farkını vurgulamak için Tora’nın kullandığını belirtirler.

Rabi Elhanan Wassermann Hafets Hayim olarak bilinen Rabi Yisrael Meir Kagan’ın öğrencisidir. Kendisi ekonomist olmamasına rağmen dünya ekonomisi ve krizler ile ilgili makaleler yazmış ve ekonomik sorunların dini öğelerle olan bağlantısını incelemiştir. 1939 yılındaki ekonomik bunalım ile ilgili yazdığı yazılar ekonomik çevrelerde de ilgiyle izlenmiştir.

Rabi’ye göre İbranice’de para anlamına gelen sözcüklerden bir tanesi “zuz” sözcüğüdür. Bu sözcük aynı zamanda hareket anlamına gelen “lazuz” fiilinden türemiştir. Ekonomik kriz olmaması için paranın hareket halinde olması, durmaması, el değiştirmesi ve para akışının devamlı olması gerektiğini savunur.Halbuki donmuş ve hareketsiz para, kazanmayı zorlaştırır. Bu zorluk da bir noktada kriz çıkmasına neden olur. Rabi Wassermann bu konunun aslında güvenle olan ilişkisini de açıklar. Çünkü para akışının durması için güven denilen kavramın azalması ve bitmesi gerektiği görüşündedir.

Rabi bu durumun inanç eksikliği ile olan ilgisini de araştırır. Kişilerin Tanrı inancı eksildikçe Tanrı da kişilerin birbirlerine olan güven ve inançlarının eksilmesini veya yok olmasını sağlar. Bu eksiklik zaman içinde para akışını durdurur ve sonunda kriz patlak verir.

Amerikan Merkez Bankası gibi yüksek kurumların başında olan kişilerin söyledikleri bütün dünya medyası, ekonomik çevreler tarafından ilgi ve dikkatle izlenir. Bu söylemlerde görünen bir iyimserlik değerlerin yükselmesine, görünün bir kötümserlik ise borsa gibi kurumların alaşağı olmasına neden olur. Çünkü kurumun başındaki kişi güven telkin etmiştir ve söyledikleri önemlidir. Ancak kurumun başındaki kişi kararsızlık veya bilinmezlikten  söz ettiği anda krizin patlak vermesi için fitil ateşlenmiş olur. Çünkü güven artık kaybolmuş ve belirsizlik ortaya çıkmıştır. Rabi Wassermann buradan bir sonuca ulaşır. Tanrı ile insan arasındaki inanç tesis edildiğinde insanlar arası inanç da tesis edilir bu da ekonomik krizlerin önlenmesi için bir adımdır.

İnsan çok para kazandığı zaman inanç yani emuna hep bir yerlere gizlenir. Ego ortaya çıkmaya başlar. Devarim peraşalarında yer alan “kohi veotsem yada asa li et ahayil aze – gücüm ve cesaretim bana bu günü kazandırdı” düşüncesi ön plana çıkmaya başlar. Çünkü başarılı oldukça insan bu başarının Tanrı’dan değil kendisinden geldiğini zanneder ve buna kendisini de inandırır. Tanrı mutlaka ona ve onun gibilere başarının ne kadar kırılgan ve geçici olduğunu gösterir.  Onları yeniden inanca davet eder. Kişi buna uyar veya uymaz ama zaman içinde bunu anlamaya başlar.

Amerikalı bir milyarder parasının çokluğu karşısında “asla açlıktan ölmeyeceğini” ilan eder. Bir gemi kazası sonunda bu milyarder dehidrasyon sonunda yaşamını yitirmiştir.

Bir Rus kozmonot uzaya gidip geldikten sonra “göklere çıktığını ama orada Tanrı ile karşılaşmadığını” beyan eder. Rus kozmonot bir süre sonra ebedi aleme göçer ve büyük bir ihtimalle Tanrı ile karşılaşır. Ancak bu kez dönüp de Tanrı’yı gördüğünü ifade edecek şansa sahip değildir.

Şahrit duasında Şema bölümünün ardından Tanrı’nın bizim için olan iyi özelliklerini içeren on beş kelime ile başlayan “veyatsiv” bölümü vardır. Gündüz günlük güleçlik iken herşey insana olumlu görünmektedir. Tanrı yardım etmiştir ama biz de çalışarak başarmışızdır.Güç bizdedir.Bu zamanlarda Tanrı’ya inanmak son derece kolaydır. Kişinin şükür sözleri bile farklıdır.

Arvit duasında Şema bölümünü “veemuna” adlı inançtan söz eden bölüm izler. Gece karanlık iken işler yolunda değilken inancın büyüklüğü o zaman su yüzüne çıkacaktır. Gerçek bir inanç mı yoksa güzel zamanlarda söylenen sözler mi o zaman kendisini belli edecektir. Kral David Teilim 92 mizmorunda “leagid baboker hasdeha veemunateha balelot – gündüz iyiliğini gece de inancını söylemek”den söz eder. Gece olunca inanca daha fazla ihtiyaç duyulur.

Yaakov inancıyla bir zorluktan diğerine “yelehu mehayil el hayil” koşar ve hepsini yenmeyi başarır. Kural en karanlık gecenin bile bir sabahının olacağıdır. Kutuplarda altı ay süre ile gece olsa bile güneş bir altı ay için mutlaka doğacaktır. Yaakov inancıyla bunu başarmış ve hayatının sonunda yeniden ışığa kavuşmuştur.

 

DİVRE TORA
Rav Berti De Rofe

 
Peraşamızın başında Yaakov’un ünlü rüyasıyla karşılaşıyoruz. Yaakov rüyasında, gökyüzüne kadar ulaşan bir merdiven üzerinde melekler inip çıktıklarına şahit olur. Pasukta “...veine malahe Elo-im olim veyoredim bo” yazar. Yani tam çeviriyle “...ve işte Tanrı’nın melekleri çıkıyorlar ve iniyorlar onda”. Hahamlarımız Masehet Hulin’de pasuktaki “bo” yani “onda” kelimesinden, meleklerin Yaakov’un gökyüzünde Tanrı’nın tahtının üzerindeki görüntüsüne baktıklarını öğretirler. Melekler gökyüzüne çıkmış, Yaakov’un görüntüsüne bakmış, daha sonra inip yeryüzündeki Yaakov’a benzeyip benzemediklerini bakmışlardır.

Burada gemara neden bahsetmektedir? Gökyüzünde bir Yaakov daha mı vardır? Yapılan karşılaştırmanın amacı nedir? Eğer o da Yaakov ise o zaman aralarında neden fark olsun ki?

Rav Soloveçik bu gemaraya dayanarak, her insanın bu dünyadaki görüntüsünün yanında, aynı zamanda gökyüzünde de ruhani bir görüntüsü olduğunu öğretir. Kişi bu dünyada doğduğu anda, gökyüzünde de potansiyelini doldurduğunda ulaşacağı bir görüntüsü oluşur. Kişinin bu dünyadaki amacı da, manevi düzeyde maksimuma ulaşıp gökyüzündeki görüntüsüne kavuşmak, yani potansiyeline ulaşmaktır.

Bir keresinde Rav Zuşa şöyle demiştir: “Bu dünyadan ayrıldığımda bana neden Moşe Rabenu olmadın diye sorarlarsa cevap verebilirim. Bana neden David Ameleh olmadın diye sorarlarsa da cevap verebilirim. Fakat tek bir soruya verecek cevap bulamam. O da ‘Neden Rav Zuşa olmadın?’.

Melekler de Yaakov’un evinden ayrıldığı bu anda ona bir hatırlatma yapmak istemişlerdir. Ona, bu dünyadaki amacının, kendi potansiyelinin maksimumuna ulaşması olduğunu hatırlatmışlardır. Bu sadece Yaakov Avinu için değil, ondan çıkan bütün Yisrael Halkı için de geçerlidir. Tanrı’nın isteği olsun ki hepimiz bu dünyada manevi olarak bizden beklenenin maksimumuna ulaşalım ve Tanrı’ya gerçek potansiyelimizle ömür boyu ibadet edebilelim.

 

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar
YAAKOV RAHEL İLE KARŞILAŞIR

 
Yaakov sık adımlarla doğu insanlarının ülkesine doğru yola çıktı. [Ulaştığı yerdeki] Çayırda bir kuyu gördü… Yaakov dayısı Lavan’ın kızı Rahel’i, gördüğü zaman, öne çıktı ve taşı kuyunun ağzı üzerinden yuvarlayarak dayısı Lavan’ın davarını suladı. Yaakov Rahel’i öptü ve yüksek sesle ağladı.” Bereşit 29: 1-2, 10-11


Bu haftaki Peraşa’da Yaakov’un kuyuda Rahel ile karşılaşmasını görmekteyiz. Burada yine bir kuyu, Yahudi tarihinde başrol oynayan bir karaktere eş bulunmasına sahne olmaktadır. Eliezer’de Rivka’yı kuyu başında bulmuştur; benzer şekilde Moşe Rabenu’da Tsipora’yla kuyu başında karşılaşacaktır. Avraam’ın ve Yitshak’ın hayatlarının anlatımlarında da gördüğümüz üzere, kuyular simgesel anlamda önemlidirler. Otoriteler “bilgeliğin” yeraltı suyuyla simgelendiğini söylerler. Çünkü su toprağın altına gömülüdür, orada saklıdır ve ona ancak, onun yaşamı için önemli olduğunu ve onu yüzeye çıkarmak için gereken çabaya değer olduğunu anlayanlar ulaşabilirler. Mişle’de de yazdığı gibi “Bilgeliği” simgeleyen bir başka sembol de kadınlardır: “Kadınların bilgeliği, evini kurar” (Mişle 14:1). Avraam, Sara’nın isteği üzerine Agar ve Yişmael’i gönderirken tereddüt ettiğinde, Tanrı ona Sara’nın söylediği her şeyi yapmasını söylemiştir. Dolayısıyla, “bilgeliğin” insani sembolü [kadın] ile doğadaki sembolü [yeraltı suları] bağlantılıdırlar.

 

YAZILI VE SÖZLÜ TORA
Rav İsak Alaluf
HAKİMLER (ŞOFETİM)

 
Gideon’un vefatından sonra Bene Yisrael yeniden yanlış yola saparlar. Gideon arkasında büyük bir aile bırakmıştır. Oğullarından biri olan Avimeleh tahta geçme sevdasıyla halka tesir eder ve kendini kral ilan etmeyi başarır. Babasının diğer oğullarının tahta geçmemesi için de onları öldürtür. Sadece Yotam adlı küçük kardeşi bundan kurtulur. Yotam bu katliamdan kaçarak halkı ikaz eder. Ne yazık ki bir süre sonra halk Avimeleh’in idaresine isyan eder. Avimeleh zor kullanmak suretiyle halkı sindirmeye çalışır. Halk bir kuleye saklanınca Avimeleh orayı ateşe verir. Kulenin tepesindeki bir kadın Avimeleh’in başına değirmen taşı atarak ölümüne sebep olur. Halk üç yıllık bu zulümden sonunda kurtulmuş olur.

Bu olaydan sonra halkın başına Pua’nın oğlu Tola, ve Gilad şehrinden Yair gibi idareci hakimlerin geçtiğini TaNaH’ın satırlarından öğreniyoruz.

MİMAAYAN
Rav İsak Alaluf
TEFİLA – 2

 
Masehet Berahot dördüncü perek’te “Tefilot avot tiknum – Tefilalar atalar tarafından getirilmiştir” derken buna kanıt aramaya çalışır. Bu kanıtlardan biri Avraam ile ilgilidir. Avraam Sedom şehri için dua ettikten sonra yukarıda da izah ettiğimiz gibi Tanrı ondan ayrılır ve Avraam yerine döner. Ertesi gün Avraam yine Tanrı ile dialog kurduğu yerdedir. Tora bunu “Avraam Tanrı ile durduğu yerde” şeklinde verir. Gemara buradan hareketle eklemede bulunur: En amida ella tefila – Tefila’dan başka duruş yani amida yoktur.”

Aynı yerde Gemara Yitshak’ın Tanrı ile “konuşmak” için açık araziye çıktığını belirtir. “Lasuah asade” derken sika yani dialog kavramını kullanır. Gemara burada da “en siha ella Tefila  derken Tanrı ile dialogun Tefila olduğunu belirtir.

Yine aynı yerde Yaakov’un “vayifga bamakom o yerde buluştu” sözüne atıfta bulunulur ve buluşmanın da Tefila olduğunu belirtir.

Raşi Bareşit 30/8’e göre Tefila aynı zamanda “bağlanmak” anlamına gelir. Gerçek Tefila insanı Tanrı’ya yakınlaştırır ve bağlar. Bu da insanı ruhani olarak yücelten bir deneyimdir.

 

HER HAFTA İKİ ALAHA

 

*Her tuvalete gidildikten sonra eller yıkanır ve “aşer yatsar” berahası söylenir. Bu berahanın metni ve anlamı dua kitaplarında yer almaktadır. Burada şunu eklememiz gerekir.Bu beraha vücudumuzun kusursuz işleyişinin devamı için son derece önemlidir.

*Sabahları Tefilin takıp Tefila söylemeden hiçbir iş yapılmamalıdır. Tefila öncesinde yola çıkmamak, yiyip içmemek doğrudur. Rabi Baruh Şlihter Torat Hayim kitabındaki Tefila kurallarında kişinin bu süre içinde çay veya kahve içebileceğini eğer yemeden duramıyorsa bir şeyler yiyebileceğini öğretmektedir.

HAFTANIN SÖZÜ

 

Rabi Şimon şöyle der: Üç taç mevcuttur. "Tora tacı, Keuna tacı,Krallık tacı. İyi ismin tacı bunlardan üstündür."
(Pirke Avot: 4/13)