Bu Hafta İçin Saatler

  6  TİŞRİ

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5777

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

17:40

   18:51

-----

Yeruşalayim

17:32

   18:43

Tel Aviv

17:57

    18:52

 8  EKİM

Tel Aviv

     17:48

   18:44

İstanbul

18:20

    19:00

2016

İstanbul

18:09

    18:49

İzmir

18:24

19:12

İzmir

18:14

19:02

     VAYELEH-וילך

                                                      12 EKİM 2016 KİPUR     ŞOFAR 18:55                                                                                                                                                     

                                                                                             

                                                                                    PeraşaÖzetİ
                                                                                      [www.chabad.org]

Vayeleh ("gitti") peraşası, Moşe'nin dünyevi yaşamının son günlerini anlatır. "Bugün yüz yirmi yaşındayım" der halka, "artık çıkıp gelemeyeceğim". Liderliği Yeoşua'ya devreder ve daha sonradan güvenli bir şekilde Aron Aberit'te saklamaları için Leviler'e vereceği Tora rulolarını yazar (ya da yazmayı tamamlar).

"Akel - Tüm halkı toplama" mitsvasına yer verilir: Her yedi yılda bir, Şemita döngüsünün ilk yılındaki Sukot'ta, tüm Yisrael bütün halkı - erkek, kadın ve çocuklar - Yeruşalayim'deki Bet-Amikdaş'ta toplanmalı ve kral orada halka Tora'yı okumalıdır.

Peraşa, Bene-Yisrael'in Tanrı ile olan antlaşmasına sırt döneceğini, bunun sonucunda Tanrı'nın, Yüzü'nü gizleyeceğini söyleyerek son bulur. Ama Tanrı, Tora'nın sözlerinin gelecek nesillerde hiçbir zaman unutulmayacağı teminatını da verir.

 
 

                                                                                                                   Mİ-DRAŞ YİTSHAK

                                                       Rav İsak Ala    luf

                                                                              GELİŞİMİNİ TAMAMLAMAK

TİZKU LEŞANİM RABOT. NEİMOT VE TOVOT.

Genellikle birlikte okunan Nitsavim peraşasını Vayeleh peraşasından ayırmak mümkün değildir. Çünkü Moşe Rabenu’nun hayatının son gününde yaptığı konuşmanın dersleri her iki peraşada da bulunmaktadır. Bu iki peraşaRoş Aşana civarında okunur. Genel bir görüşe göre Nitsavim ve Vayeleh peraşalarında bulunan sert uyarıların aynen Ki Tavo peraşasındaki  lanetlere benzer bir şekilde sene biterken geride kalması amaçlanır. Ancak bazı durumlarda bu peraşalar yeni yılın ilk peraşalarıdır ve yeni yılın yaşam dolu geçmesi için verdikleri önemli satır başları vardır.

Nitsavim peraşasının hemen ilk satırı bir gerçeği anlatmaktadır. Herkesin bir arada olduğu bir toplanma anıdır. Bütün uyarılara rağmen var olmayı sürdüren Yahudi toplumundan söz etmektedir. Ancak bu durumun kendisi de ciddi bir uyarıdır. Moşe halkı çok önemli bir konuda uyarmak istemektedir.

Melekler ile insanlar arasındaki farklardan biri meleklerin belli bir görevlerinin olması ve var olduklarından yok oluşlarına kadar hep aynı görevi icra etmeleri bir değişim veya gelişim göstermemeleridir. Yürümeyi, konuşmayı hiçbir şey yapmayı bilmeden dünyaya gelen insanoğlu ise gelişmelere açıktır. Sürekli gelişir aynı zamanda hayatını geliştirir. Peygamberler kitabında melekler için “omdim – duruyorlar” insanlar için ise “olhim – yürüyorlar” ifadeleri kullanılır. Bir insan gelişmeyi bırakarak geldiği seviyeden memnun olduğu anla yanlış yapar. Sürekli olarak ve özellikle manevi alanda gelişmek ruhanilikte daha da yukarılara çıkmak zorundadır. Moşe halka “nitsavim – duruyorsunuz” derken kırk yıl sonunda geldikleri seviye çok yüksek dahi olsa durmalarının mümkün olmadığını yaşam amacına ters düştüğünü öğretmektedir.

Bu hafta okuduğumuz Vayeleh peraşasında Moşe yüz yirmi yaşında olduğunu artık çıkmaya ve gelmeye hali olmadığını söyler. Moşe gelişimini tamamlamış geride aşılmamış tek bir engel bırakmamıştır. Moşe’nin daha da gelişmesi ancak Erets Yisrael’deki mitsvaları yapması ile mümkündür ancak bu durum da Tanrı tarafından yasaklanmıştır. Yarden nehrini geçemeyecek olan Moşe gelişiminin, hayati amaçlarının ve dolayısı ile de hayatının sonuna geldiğini ilan etmektedir.

Aseret yeme teşuva boyunca sürekli olarak söylediğimiz “zohrenu lehayim – bizi yaşam için anımsa” cümlesine istinaden Tanrı’nın bir sorusu vardır: Neden yaşam istiyorsun? Sen sürekli günah işleyen birisin ve yerinde saymak için mi hayat isteğinde bulunuyorsun? Buna cevabımız aynı cümle içinde yer almaktadır.

Bizi yaşam için hatırla, çünkü sen bir baba gibi yanlış yapsa da çocuklarını bağışlayan ve onlara yaşam vermek isteyen Tanrı’sın. Bizi yaşam kitabına yaz. Bu yaşam kitabı sadece gününü gün edenlerin ve bir maneviyat olmadan yaşayanların değil Sen’in yolunda giderek ilerleyenlerin yaşam kitabı olsun.

Rabi Hayim Brinz gelişmeyen kişinin kendi kendini tükettiğini öğretir. Rabi Samson Rafael Hirsh ise “sameah – mutlu” sözcüğü ile “tsomeah – gelişen” sözcüğünün etimolojik olarak yakın olduğunu ve mutluluğun gelişim ile doğru orantılı olduğunu söyler.

Peraşalarda “ayom – bu gün” sözcüğü oldukça fazla kullanılır. İçinde bulunduğumuz durum, şu anki pozisyonumuz son derece önemlidir. Geçmişimizdeki hataları tekrarlamamak, onlardan uzak kalmak geçmişimizi, geleceğe yönelik manevi yatırımlar da yarınımızı öneli hale getirebilir ama esas olan günümüzde yaptıklarımızdır. Peraşalarımızda yer alan “atem nitsvavim ayom lifne Ad… E.loehem – bu gün Tanrı’nın karşısında duruyorsunuz” cümlesinin çağrıştırdığı şeylerden biri de budur.

Dr. Twerski bir alkoliğe söylenecek en zor sözlerden birinin bu günden itibaren artık alkol almasının mümkün olmayacağı ifadesinin olduğunu öğretir. Genç birine artık alkol ile işin bitti demek son derece zordur. Genç bunu kabullenmekte zorlanır hatta isyan eder. çünkü hayatının bir döneminde alkole bağımlı kalmıştır. Gelecekte bu yanlışı yapmamak için her zaman bilinçli olmak zorundadır.

Benzer şekilde bu gün inancımızı yerine getirmiş olabiliriz. Yarın da bunu devam ettirebilmek için her zaman tetikte olmalı ve rehavete kapılmamalıyız. Çünkü belli bir yere gelmenin getirdiği rehavet sadece duraksamamıza değil gerilememize de neden olacaktır. PirkeAvot maneviyat konusunda duraksayan birinin aslında gerilediğini öğretir.

Günümüzden söz etmişken birkaç konuya daha değinmek gerekebilir. Maşiah döneminin en önemli işaretlerinden birisi insanların bir teşuva dalgası ile dönüş yapmalarıdır. İnsanlar dalgalar halinde teşuva yapmaya başlamaları Maşiah döneminin gelmesine işarettir. Bu noktada insanlar uyarılmak da istenir. Maşiah geldiğinde “iman etmek” son derece kolaydır ama yararı yoktur. Çünkü artık zaman geçmiştir. Günümüzde bunu yapmak için bir an evvel adım atmak son derece önemlidir. İş işten geçmeden yapılması gerekenleri yapmak Maşiah döneminde bizlere yaşam imkanı tanıyacaktır.

Yine aynı sözcükle ilgilenirken teşuva yapmış bir kişiye geçmişini hatırlatmanın doğru olmadığını anımsamak gerekir. Geçmişte yapılanlar bir daha yinelenmediği sürece sorun değildir. Samimi bir teşuva beyaz bir sayfanın açılmasını sağlamıştır. Geçmişte yaptığımız hatalardan ziyade bu gün nerede durduğumuzu bilmek de önemlidir.

Tora bütün bu uyarıları dinledikten sonra birçoklarının şöyle bir düşünceye kapıldıklarını söyler. “Kalbimin peşinden gittiğim için banim için barış olacaktır.” Cümlemizi açarsak düşünce iyi bir kalbe sahip olmanın yeterli olduğu görüşün savunmaktadır. Tora’nın emirlerini uygulamaktansa iyi bir kalbe sahip olmak yeterlidir.

Bir iş adamı emrinde çalışan birine akşama kadar yirmi görev verir ve bunların mutlaka bitirilmesini ister. Çalışan gününü kahve içerek, gazete okuyarak geçirir. Akşam olduğu zaman patronunun yanına gelir ve öncelikle ona çocuğu için aldığı oyuncağı gösterir. Patron hediyeye teşekkür eder. çalışan nezaket ve samimiyetle hatır sorar. Herhangi bir konuda yardımcı olup olmayacağını öğrenmek ister. Bütün bu nezaket ifadelerinden sonra patron sabah verdiği yirmi görevi yerine getirip getirmediğini sorar. Çalışan olumsuz cevap verince en azından kaç tanesini yerine getirdiği sorusu gündeme gelir. Bunun da cevabı olumsuzdur. Patron çalışanına muhasebeyi ziyaret etmesi gerektiğini söyler ve işine son verir.

Tanrı yerine getirmemiz için hepimizin bildiği görevler vermiştir. Şabat günü ile, bayramları ile, Kaşerut ve aile saflığı ile, Talet, Tefilin ve Tefila ile bu mitsvaların ne olduğu hepimizce bilinmektedir. İyi ve nazik bir insan olmak bizi bu görevlerden muaf kılmamaktadır. Sadece bu görevleri yerine getirmek ve iyi insan olma vasıflarından uzaklaşmak da istenen şey değildir. Pirke Avot ikisinin kombine bir şekilde işlemesinin kişinin ulaşması gereken hedef olduğunu paylaşmaktadır.

Aseret Yeme Teşuva içinde olduğumuz bu zaman içinde nerede olduğumuzu ve nereye doğru gittiğimizi bilmek yazılacağımız yaşam kitabının özelliği ve kalitesi açısından son derece önemlidir.  Kipur gününde affedilmenin ve arınmanın güzelliğini yaşamak dileği ile KTİVA UGMAR HATİMA TOVA…

                                                                                       DİVRE TORA

                                                                                        Rav İzak Peres

 Moşe’nin son günleriydi. 120 yaşındaydı ve vaat edilen toprakları görmeden ölecekti. Yine de kendine acımıyordu. Sadece halkı için endişeleniyordu. Peraşa ‘Ve Moşe gitti ve konuştu…’diyerek başlar. Moşe halkının kendisine gelmesini beklemedi. Onun yerine gitti ve halkı topladı. Gerçek bir lider kendisini halka adamalı ve onlarla konuşmak için inİsiyatif kullanmalıdır. Ve  Moşe sonuna kadar böyle bir liderdi.

Vina’lı Rav Eliyau da böyle bir liderdi. Ona Vilna’lı Gaon denirdi ve başka hiçbir söz onu bu kadar iyi tarif edemezdi. O kadar zeki ve iyi bir liderdi ki kendi zamanının tüm önemli insanlarını gölgede bırakmıştı. Yine de kendini halktan hiç uzak tutmamış, onlarla ilgilenmişti.

Bir gün RavTalmud’un önemli bir parçasını hazırlarken bir öğrencisinin odaya girdiğini farketmedi. Öğrencisi selamlaşmak için elini uzattığında onu görmedi. Geri çevrildiğini düşünen öğrencisi çok kırıldı. Odadan çıkarken Gaon’un eski öğrencilerinden biri olan Rav Hayim’e rastladı ve Gaon’un bu küçük düşürücü hareketinden yakındı. Rav Hayim, öğrenciyi teselli etmeye çalışsa da bir faydası olmadı.’Bende bir sorun olduğunu düşünmüş olmalı.’ dedi öğrenci.

Rav Hayim öğrencinin yanından ayrılarak Gaon’un odasına girdi. En sevdiği öğrencilerinden birinin yanına geldiğini gören Gaon onu sevinçle selamladı. ‘Neden bu kadar üzgün görünüyorsun?’diye sordu. ‘ Öğrencilerinizden biri birkaç dakika önce size selam vermek üzere odanıza girdiğinde onu görmezden geldiğiniz için kendini küçük düşürülmüş hissetmiş. ‘şeklinde cevap verdi Rav Hayim.

‘Haz ve Şalom’dedi Gaon. ‘Düşüncelerime o kadar dalmıştım ki onun burda olduğunu fark etmemişim. Nerde bu genç adam şimdi?’ Onu bulmam gerek.’ dedi.

Vilna Gaon aceleyle odasından çıktı ve öğrenciyi bulana kadar onu aradı. Öğrenci kendisine seslenen birini duydu ve arkasına baktığında büyük Rav’ın kendisine doğru geldiğini gördü. Rav, öğrencisine yaklaşıp ona sarıldığında öğrenci şaşkına uğradı. ‘Sevgili oğlum, istemeden de olsa seni üzdüysem beni affet. Diğer öğrencilerimi nasıl seviyorsam seni de öyle seviyorum. Eğer seni fark etmediysem kafamın tamamen başka yerde olmasındandır. Beni affedebilecek misin?’dedi.

Rav’ın göstermiş olduğu bu içtenlikten fazlasıyla etkilenen gencin gözleri doldu. Sonra Gaon’un en sadık öğrencilerinden biri oldu. Gaon, başkalarının duygularına kendi gururundan daha fazla önem veren,  özelliklerini sonuna kadar taşıyan çok değerli bir kişiydi.

Hazon İş SimhaTora’da eve yürürken bir Yahudiliğe dönmüş bir adam ile karşılaştı. Adam, Yahudiler’in ona yakınlık göstermediğinden yakındı. Oysa Tora’da Yahudiliğe dönenlere sevgi gösterilmesi gerektiği yazıyordu. Bunun üzerine Hazon İş adama, onu bir şarkıyla onurlandıracağını söyledi. Adamın gönlünü aldığından emin olana kadar şarkı söyleyip dans etti.

İnsanlar pek çok problemlerinde Hazonİş’den tavsiye isterlerdi. Ölümünden iki gün önce akrabaları, artık insanların ona gelmesine izin vermediler, çünkü kendisi çok zayıf düşmüştü. Hazon İş yine de ‘ İnsanların bana gelmelerini nasıl engellersiniz? Bu insanlar, kalpleri kırık olduğu için bana geliyorlar.’dedi.

Aba Şaul şöyle söylemiştir: ‘Tanrı’nın özelliklerini benimsemelisiniz. O, nasıl şefkatliyse siz de öyle olmalısınız. Tora’nın bütün mesajı Tanrı’nın merhametinden _______________’ (Behaya, Ree 29)

                                                         GENÇ NESİLDEN ÖGRENİYORUZ

                                                                                              Beri Bahar

                                                                                              GÜÇLÜ VE CESUR OL

“Moşe Yeoşua’yı çağırdı ve ona tüm Yisrael’in gözleri önünde “güçlü ve cesur ol” dedi…”Devarim 31:7

Vayeleh Peraşası’nda Moşe’nin artık hayatının son gününe geldiğini görmekteyiz. Bu yüzden Erets-Yisrael’ de halka öncü olması için Yeoşua’yı lider olarak atar.Ona bir çok öğütler verir. Bu öğütlerden biri de “Güçlü ve cesur ol”’dur. Moşe bu sözleri halka da söylemiştir. Ancak halka söylediğiyle Yeoşua’ya söylediği arasında temel bir fark vardır. Halka güçlü ve cesur olmalarını söylerken yakında girişecekleri savaşlarda takınmaları gerken tavrı kastetmektedir. Ancak Yeoşua söz konusu olduğunda, Moşe, savaşlardaki güç ve cesaretin ötesindeki halkın yönetimi için gereken güç ve cesaretten de bahsetmektedir. Bu aynı zamanda kendi egosuna hakim olması gerekliliğini de içerir. Nitekim en mütevazi kişilerin bile, belirli bir konuma geldikten sonra kibir tuzağına düşebilir.

Hahamlarımız bu iki sözcüğe bazı açıklamalar getirmişlerdir: “Tora’da güçlü, doğru davranışlarda cesur ol” Yani “ Görevini Tora’yı temel alarak yerine getirme konusunda güçlü, Tora’nın yönergelerini yerine getirirken çıkabilecek engelleri aşma konusunda cesur ol”. Kısacası burada anlatılmak istenen “teoride güçlü, uygulamada cesur oldur” bunlar Yahudi bir liderden beklenen en önemli özelliklerdir.

                                                                                 PİRKE AVOT

                                                        Rav İsak Alaluf

                                                                     NEŞAMA’NIN DUYACAĞI SES – 3

İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik serbest seçim yapabilme özelliğidir. Hayvanlar özgür değildirler. Çünkü onlar içgüdülerini izlemek ve onun emrettiği şeyleri yapmak zorundadırlar. İnsan bazen vücudunun isteklerine direnebilen tek varlıktır. Kişi moral eğitimi ve etik yönden içten gelen bu içgüdüleri yönlendirebilir, izleyebilir veya reddedebilir. Ancak kendini bırakmak ve teslim olmak kişiyi insan durumundan daha aşağılara düşürür. Hiçbir vakur insan bunun olmasına müsaade etmez.

Serbest seçim hakkı insanlara Tanrı tarafından verilmiş olan bir hediyedir. Diğer toplumlar sadece yedi kuralı uygulamak suretiyle yani Noah’ın oğullarının yedi mitsvasını gözetmek kaydıyla bunu sağlayabilirler. Ancak Yahudiler Tora’ya bağlıdırlar. Talmud Masehet Kiduşin 30/B’de Tanrı’nın şöyle ifadesine yer verir: “Ben insanı yetser ara ile yarattım. Onun panzehiri olarak da Tora’yı verdim. Eğer Tora’yı izleyecek olursan o asla hakim duruma gelmez. Bir Yahudi için Tora’dan başka bir panzehir, Tora’dan başka veya daha güçlü bir savunma mekanizması yoktur.

Agada’da dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta vardır. Mısır esaretinden çıkış bir “bağımsızlık günü” olarak kutlanmaz. Pesah politik anlamda bir özgürlük değil köleliğe karşı bir başkaldırıştır. Mısır esaretinin etkilerinden kurtulduktan kısa bir süre sonra Bene YisraelHorev dağının eteklerinde dururlar ve    burada onları gerçek anlamda özgürleştirecek olan Tora’yalavuşurlar. Tora bizlere gerçek anlamda özgürlüğü ve sorumluluğu vermiştir. Bu sorumluluk da bizlerin daha özel bir konuma gelmesini sağlamıştır.

Mişna aslında çok açıktır. Orada durduklarında atalarımıza konuşa ses hala bizlere bilinçaltımızda seslenmektedir. Bizlere nelere ihtiyacımız olmadığını ve asla köle olmamamızı hatırlatmaktadır. Kölelik sadece ağır çalışma şartları altında gerçekleşmez. İnsan bazen kötü niyetli birinin, bazen alkol veya uyarıcı ilaçların bazen de kendi egosunun kölesi haline gelebilir. Ancak bir kişi kendini Tora öğrenimine adyacak olursa gerçek anlamda yükselişe geçer. Bu yükseliş onu bütün canlıların üstünde serbest seçim hakkı olan bir varlık haline getirir.

                                                                  MİMAAYAN

                                                                                                  Rav İsak Alaluf

                                                                                                       YOM A-ŞİŞİ

Yaratılış anlatılırken günler boyunca yaratılanlar söylenir hemen arkasından akşam oldu ve sabah oldu falanca gün diye paragraf bitirilir. Sadece altıncı günde günün isminin önünde bir "he" harfi vardır ki, bu harf İngilizce'deki "the" sözcüğü ile aynı anlamı taşır. bu harfin neden altıncı günün önüne konarak "yom aşişi" şeklinde okunmasının nedenini Raşi iki farklı şekilde öğretmekte.

He harfi İbranice'de beş sayısına tekabül eder. Bu harfin buraya konması gelecekte Bene Yisrael'inbeş kitaptan oluşan Tora'yı kabul edeceklerinin ve dolayısı ile kainatın  bu amaçla yaratıldığının bir göstergesidir.

İkinci öğretisinde ise Raşi bu harfin neden altıncı günün başına eklendiğini sorgular. Bunun cevabı yine Tora'nın alınışı ile ilgilidir. Bene Yisrael Tora'yı Sivan ayının altıncı gününde alacaklardır. Bu yüzden bu güne bir he harfi ilave edilmiştir.

                                                                                HAFTANIN SÖZÜ

                                                                       

                                                                          Tanrı’ya dön ey Yisrael! (Oşea)