Bu Hafta İçin Saatler

  21ELUL

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5776

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

17:58

   19:08

-----

Yeruşalayim

17:49

   18:59

Tel Aviv

18:15

    19:10

24EYLÜL

Tel Aviv

     18:06

  19:01

İstanbul

18:44

    19:24

2016

İstanbul

18:31

    19:11

İzmir

18:46

19:34

İzmir

18:35

19:23

   Kİ TAVO-כי תבוא

                                                                                                                                                            

                                                                                             

                                                                                    PeraşaÖzetİ

                                                     [www.chabad.org]

Moşe, Bene-Yisraele talimat verir: Tanrı’nın ebedi mirasınız olarak verdiği ülkeye girdiğinizde ve oraya yerleşip toprağı ekip ürünleri toplamaya başladığınızda, meyve bahçelerinizin ilk olgunlaşan meyvelerini (Bikurim) Bet-Amikdaş’a getirin ve Tanrı’nın sizin için yaptığı her şey için minnettarlığınızı ilan edin.

Peraşamızda, Leviler ve yoksullara verilen onda birlik paylardan ve Ree peraşasının başında söylendiği gibi Gerizim ve Eval dağlarında, berahaların ve lanetlerin nasıl duyurulacağından da bahsedilir. Moşe, insanlara Tanrı’nın seçilmiş halkı olduklarını, onların da aynı şekilde Tanrı’yı seçtiklerini söyler.

Ki Tavonın son bölümünde Toheha (“Sert Uyarılar”) bölümü yer alır. Toranın emirlerini uygularlarsa Tanrı’nın ödül olarak vereceği berahaları sıraladıktan sonra, Moşe, Tanrı’nın emirlerini terk etmeleri durumunda başlarına gelecek hastalık, kıtlık, yoksulluk ve sürgün gibi kötü olayların uzun, sert bir hesabını verir.

Moşe, insanlara sadece bugün, halk olarak doğumlarından kırk yıl sonra, “bilmek için bir yürek, görmek için bir göz ve duymak için bir kulak”a sahip olduklarını söyleyerek sözlerine son verir.

 
 

                                                                                                                                             Mİ-DRAŞ YİTSHAK

                                                              Rav İsak Ala luf

MERHAMETLİ UYARILAR MI?  AMA NASIL ?

Ki Tavo peraşası bilindiği gibi birbirinden ürkütücü ve uyarıcı 98 tane ikaz içermektedir. Bu lanetlere “Tsah tohahot” da denmektedir. Bunların gerçekleşmesi de Yahudilerin Tanrı sözünü ve yolunu terk etmeleriyle orantılı olarak karşımıza çıkmaktadır. Benzer şekilde Behukotay peraşasında da Tanrı’nın ağzından dinlediğimiz uyarılar vardır. Ancak peraşamızdaki bu uyarılar Moşe tarafından yinelenmektedir. Her fırsatta bizi savunan Moşe Rabenu’nun neden bu uyarıları yaptığı gerçekten dikkat çekicidir.

Gemara Masehet Megila’da bu uyarıların tek bir aliya için okunduğunu öğreniriz. Bir kişi uyarılardan birkaç pasuk önce Tora okumaya davet edilir. Uyarılar okunur. Birkaç pasuk daha devam edilir ve aliya bitirilir. Çünkü Ezra Asofer’in de “takana” olarak belirttiği gibi bir kişi Tora okumaya davet edildiğinde beraha söyler ve “baruh” sözcüğü ile başlar. Okuma bittiğinde yine beraha söyler ve “baruh” sözcüğü tekrarlanır. Buradan hareketle Tora okumaya ve okumanın tamamlanmasına her zaman beraha gerekir. Bu yüzden uyarıların ortasında başka bir aliya yapılmaz.

Bir başka gelenek bu uyarılar okunurken Hazan’ın sesini alçaltmasıdır. Çünkü yeteri kadar dehşet verici olan bu uyarıların yüksek ses ile daha da korkutucu olması önlenmektedir.

Gemara Masehet Megila 31B’de Ezra Asofer’inTora’da yer alan iki uyarı peraşasını özellikle bu şekilde yerleştirdiği belirtilir. Buna göre Ki Tavo peraşasında yer alan ikazlar Roş Aşana öncesinde Behukotay peraşasında yer alan ikazlar ise Şavuot öncesinde okunmaktadır. Ki Tavo peraşasında yer alan lanetlerin okunmasının sebebi RoşAşana’da okunan “Ahot Ketana” ilahisi ile bağlantılıdır. Bu ilahinin Nakarat bölümü Tihle şana vekilelotea – yıl lanetleriyle sona ersin” ifadesini barındırır. Böylelikle bu yılda okunan, çekilen bütün olumsuzlukların da eski yıl ile birlikte tarihe gömülmesi temenni edilir. Yine aynı ilahide söz edildiği gibi yeni yılın bereketiyle başlaması dilenir. “Tahel şana uvirhotea – yıl bereketleriyle başlasın.” Burada bir soru sormak gerekir. Lanetlerin eski yılda okunması ile nasıl lanetler eski yılda kalacak ve bizleri terk edecektir?

Bu sorunun yanıtını temel Yahudi prensiplerinden birinde bulmak mümkündür. Öncelikle Tora öğreniminin değeri ve önemi hepimizce bilinmektedir. Bet Amikdaş zamanında her gün yapılan korbanlar ve getirilen Ketoret ile kainat beraha ile dolmaktadır. Günümüzde ise bu bölümlerin öğrenilmesi ve okunması ile bu berahayı yeniden aldığımıza inanmaktayız. Gemara “Kol aosek betorat hatat keilu ikriv hatat – Hatat kurbanları ile kim ilgilendiyse yani onları öğrendiyse hatat kurbanını getirmiş gibidir” demektedir.  Oşea peygamberin sözlerinden öğrendiğimiz “Unşalma parim sefatenu – kurbanları dualarımızla ödüyoruz.” Prensibi de çok önemlidir. Bu gün Tora’nın emrettiği şekilde korbanların icrası mümkün değildir. Yalnızca onlardan bahsederek onları yerine getirdiğimizi var saymaktayız. Bu cümle her sabah “korbanot” okumadan önce tekrarlanır. Çünkü bizler korbanot okuyarak sabah korbanını, ketoret yakılma düzenini okuyarak da bu işlemi gerçekleştirmeyi ummaktayız. 

Bu haftaki peraşada yer alan ve en önemli mitsvalardan biri olan Bikurim bu gün yapılması mümkün olmayan kurallardandır. Bu mitsva o kadar önemlidir ki Gemara “Bereşit bişvil bikurim şenikret reşit bara E.loim şamayim vaarets” şeklinde not düşmekte ve kainatın yaratılışının sebeplerinden biri Bikurim mitsvası olarak verilmektedir. Masehet Bikurim okumak ve öğrenmek sureti ile bu mitsva da yerine getirilmiş gibi kabul edilir.

Hafets Hayim kendi akademisinde bir gurubun mutlaka Korbanot kurallarını okumalarını iki nedenden dolayı istermiş. Bunlardan ilki Bet Amikdaş yeniden inşa edildiğinde korbanot’un nasıl yapılması gerektiği konusunda fikir sahibi olan bir gurup oluşturmak. İkincisi ise bu bölümleri okuyarak Korbanot’u gerçekleştirebilmek.

Bizler haftanın peraşasında yer alan bu uyarıların başımıza gelmesini değil sadece kitapta uyarı olarak kalmasını isteriz. Bilginler işte bunun için bu pasukların büyük bir itina ve dikkatle okunması gerektiğini savunmaktadırlar. David AmelehTeilim’de “aşre agever aşer teyaserenu Yaumito ratehat elamedenu” demektedir. Burada Tanrı’dan gelen sıkıntılara maruz kalan kişinin ne mutlu olduğu ifade edilir. Ancak pasuğun ikinci kısmı olayı daha açık anlatmaktadır. Tora’da öğrenen. Yani başımıza felaketlerin gelmesindense bunları Tora’da okuyup öğrenmek ve kalbimizde teşuva yapmak istediğimiz şey olarak karşımıza çıkmaktadır. Birçok kişi bunları sadece okumak ve uzaklaşmak olsun diye o aliya’ya çıkmak ister.

Gemara Ezra Asofer zamanında Avodazara’nın ortadan kalktığını öğrenir. Eski zamanlarda insanlar için son derece popüler olan Avoda zara günümüzün laşon ara günahı kadar çekicidir. Ezra Asofer bu günahın ortadan kalkması için Tanrı’ya dua etmiş ve duası kabul olunmuştur. Günümüzde bu günahı işleyen Yahudi sayısı çok fazla değildir. Bu yetser ara vardır ama zayıftır. Buradaki soru bu günahın ortadan kalkması için neden Ezra Asofer dua etmiştir de Moşe Rabenu bunu yapmamıştır. Gemara bunun yanıtını şöyle verir. Moşe kutsal topraklara girme zehutuna sahip olmadığından bu duayı yapamamıştır. Moşe kutsal topraklara girebilmek için “Eberana” şeklinde dua eder. Ebera sözcüğünün sayısal değeri 278 olup Ezra sözcüğünün sayısal değeri ile aynıdır. Moşe Yisrael’e girmek ve bu duayı yapmak ister yoksa bu duanın Ezra tarafından yapılacağının bilincindedir. RaMBaM putperestlik yapan kişinin 51 günah işleyeceğini bunlardan 49’unun yapma ikisinin de “yap” dediği mitsvaları çiğnemek olduğunu söyler. Moşe’nın duasında yer alan “na” sözcüğünün sayısal değeri de 51’dir.

Bu peraşayı Roş Aşana bayramından önceye Ezra’nın koyacağını bilen Moşe Rabenu bu uyarıları buraya ekleyerek aslında bizi lanetlemek değil korumak istemiştir. Eski yılda bu uyarılan okunmak suretiyle sanki yerine gelmiş gibi kabul edilecek ve eski senenin gitmesi ile tarihe karışacaktır. Uyarıların yer aldığı iki peraşa olan Ki Tavo ve Behukotay’ın ilk harflerini alarak “ktav – yazılı” sözcüğünü oluştururuz. Bu da uyarıların sadece yazılı kalmasını istediğimizi yineler niteliktedir.

Behukotay peraşasındaki uyarılar “vezaharti et beriti Yaakov veet et beriti Yitshak veet et beriti Avraam ezkor veaarets ezkor” teselli cümlesi ile sona erer. Bazı Rabiler bu cümlenin aslında en can yakan cümle olduğunu söylerler. Çünkü Tanrı bize geldiğimiz yeri de hatırlatmaktadır. Eğer basit bir yerden gelseydiniz sorun yoktu ama sizler Avraam, Yitshak ve Yaakov’dan gelmektesiniz ve suçunuz daha da ağırdır diyerek bir uyarı daha eklenmektedir. Ancak Radbaz gibi birçok Rabi ise bu cümlenin teselli edici olduğunu öğretirler. Radbaz Ki Tavo uyarılarının ardında bir teselli cümlesinin olmadığını söyler. Gerçekten de “Mısır’a satılıp köle olarak alıcımızın dahi olmayacağı” söylendikten sonra “elle divre aberit” sözleriyle peraşa devam etmektedir.

Bilgeler buradaki tesellinin aslında uyarılan içinde olduğunu söylerler. Uyarıların birçoğunda Tanrı’nın merhamet özelliği olan dört harfli ismi geçmektedir. Rav Hida bunun sayısını yirmi altı olarak verir. Buradan Tanrı’nın isminin ve sayısal değerinin çarpımıyla yirmi altı kez yirmi altı ve altı yüz yetmiş altı sayısına erişiriz. Bu sayı “kötülükler” anlamına gelen “raot” sözcüğünün sayısal değeridir. Şimdi Teilim’de yer alan cümleye bakalım: Rabot raot tsadik umikulam yatsilenu Ad… - tsadik’e birçok kötülük gelir ama hepsinden de Tanrı kurtarır. Radbaz’ın söylemi şimdi daha açıktır. Uyarılarda yer alan Tanrı’nın merhamet özelliği taşıyan ismi başımıza ne kadar olumsuz olay gelirse gelsin Tanrı’nın bizi kurtaracağını anlatmaktadır.

Teilim 136 Allel agadol büyük teşekkür mizmoru olarak bilinir. David yirmi altı kez Tanrı’ya teşekkür etmekte ve her cümlesini “ki leolam hasdo – çünkü iyiliği ebedidir” şeklinde bitirmektedir. Basit anlamı ile yirmi altı cümleden oluşan bu mizmor Tanrı’nın dört harfli isminin sayısal değeri olan yirmi altı cümle içermektedir. Bir adım daha ileri giderek başka bir yöne bakalım.

Gemara parnasa dediğimiz geçimin Tanrısal kaynaklı olduğunu ve Tora sayesinde dünyaya geldiğini söyler. Pirke Avot “im en Tora en kemah” diyerek bunu doğrular. Parnasa aynı zamanda Tora öğrenen bilgeler yolu ile de dünyaya gelir. O bilgeler fakir olsalar da bereket dünyayı besler. Örneğin Rabi Hanina ben Dosa için Gemara “parnasa oğlum Hanina sayesinde gelmektedir” demesine rağmen kendisi basit bir şekilde keçi boynuzu ile karnını doyurmaktadır. Yine Rabi Şimon bar Yohay mağarada on üç yıl boyunca keçi boynuzu yiyerek ve su içerek beslenmiştir ki bu ağaç Şabat günü için hurma ağacına dönüşür.

Parnasa dünyaya ancak Tora ile gelmiştir. o halde bu süre zarfında insanlar nasıl geçimlerini sağlamışlardır?

Adam Arişon ile Moşe arasında yirmi altı nesil vardır. Tanrı Tora gelene kadar yirmi altı nesile “hesed” yaparak geçimlerini sağlamalarını mümkün kılmıştır. İşte David Ameleh bu yapılan “hesed” için Tanrı’ya yirmi altı cümle ile teşekkür etmektedir.

Maarşa bu yirmi altı nesil içinde bazı insanların Tanrı’nın merhamet içeren ismini dünyaya getirmek için çabaladığını öğretir. Sözgelimi Noah onunca nesildir ve olumlu davranışlarıyla “yud” harfini dünyaya getirmiştir. Peleg “he” harfini dünyaya getirir ve Tanrı’nın isminin yarısı tamamlanır. Peleg Arameik lisanda “liflog – yarım” fiilinden türer. İsmin yarısını tamamladığı kabul edilir. Avraam diğer bir “he” harfini getirmiştir. Bu yüzden ismine “he” harfi eklenmiştir. Son olarak da altı nesil sonra Moşe “vav” harfini getirir ve isim tamamlanır.

David neden yirmi altı neslin parnasasının hesed olarak verilmesine teşekkür etmiştir? Zaten olmuş bir olay için teşekküre ne gerek vardır?

İnsan eğer iyi davranışlarda bulunmazsa ve Tanrı gelecekte onun iyi bir şey yapacağını görürse onu cezalandırmaz yaşamasına izin verir. Gelecekte olumsuz bir şey yapacağını görürse de cezalandırmaz çünkü o olumsuz davranışından kişi vaz geçebilir. Buna örnek olarak yanan çalıda Tanrı ile Moşe arasındaki konuşma verilebilir. Tanrı Moşe’den İbraniler’i kurtarmasını isterken Moşe bunu hak etmediklerini söyleyerek itiraz eder. tanrı gelecekte Mısır çıkışında halkın Tora alacaklarını söyleyerek bu kredinin onlarda olduğunu beyan eder.

Tanrı kainatı yarattığı zaman “yom aşişi” der. Gemara bu günün 6 Sivan olduğunu ve Tora’nın alındığı tarih olduğunu paylaşır. Tanrı kainatı Tora’nın alınacağı gün için yaratmıştır. Daha Bereşit açıklamalarında da olduğu gibi amaç Reşit Tevuato olan Yisrael’in Reşit Darko’yu yani Tora’yı sahiplenmesi ve uygulamasıdır.

Benzer şekilde David de Tanrı’ya yirmi altı nesle parnasa verdiği için teşekkür ederken o yirmi altı neslin yaptıkları için değil gelecekte Tora’yı aldıkları için Tanrı’ya teşekkür etmektedir.

Bu olay günümüze de bir göndermedir. Belki biz bu gün Tora’nın mitsvalarını tam olarak yerine getirmiyoruz ama gelecek sene için daha iyi olacağımıza dair umudumuz beklentimiz var. Yamim Noraim’de Tanrı’ya bunu da hatırlatıyoruz. Nasıl ki gelecekte Tora alacakları için kainatı yarattıysan, nasıl gelecekte Tora alacak nesle ulaşmaları için yirmi altı nesle hesed yaparak parnasa sağladıysan her türlü günahı bilerek veya bilmeyerek işleyen bizlere de merhamet ederek gelecekte yapacağımız iyi şeyler için bizlere bir şans daha vermeni diliyoruz.

Teilim lemaan şimha Ad… vesalahta laavoni ki rav  u – Sen’in ismin için Ad… günahlarımız bağışlar çünkü onlar çoktur” demektedir. Tanrı’nın “Ashem” ismini kullandığımız zaman bütün zamanları hatırlarız. “Aya – ove – yiye.” Burada söylenmek istenen şudur. Geleceği çok iyi bilen ve bütün zamanları isminde barındıran Tanrı’m lütfen ismin için gelecekte bizim veya çocuklarımızın yapacakları olumlu şeyler için yaptığımız günahları bağışla.

Şimdi peraşamıza geri dönelim: evet belki biz yaptıklarımızla bütün bu uyarıların gerçekleşmesini hak ediyor olabiliriz. Ama Tanrı’m sen kainatı gelecekte alınacak Tora için yarattın ve onlara kredi verdin. Yirmi altı nesle parnasa sağladın ve Tora’nın alınmasını Bene Yisrael’in yaşamasını sağladın. Lütfen bize de kredi vererek gelecekte yapacağımız iyi şeyleri gör. Bu lanetler “yazılı” olarak kalsın. Onları okuyunca yaşamış gibi olalım. Ama Sen bize lütfen Tora’da yazılı o pasuktaki gibi davran.

“Veatem adevekim BA’d..E.loehem Hayim kulehem ayom.”

                                                                                       DİVRE TORA

                                                                                        Rav Naftali Haleva

                                                                             ŞOFAR VE ÖZÜMÜZE DÖNEBİLME

Ki Tavo peraşaşının son bölümünde  Tora'nın emirlerini uygularlarsa Tanrı'nın ödül olarak vereceği berahaları sıraladıktan sonra, Moşe, Tanrı'nın emirlerini terk etmeleri durumunda başlarına gelecek hastalık , kıtlık, yoksulluk ve sürgün gibi kötü olayların uzun, sert bir hesabını verir.

Roş-Aşana'dan yaklaşık bir  hafta uzaklıktayız.....

Tora'nın yolunda ilerleyerek beraha dolu bir yıla girebiliriz.

Yahudi düşünürleri insanın, yaşamında ve kişisel gelişiminde iki önemli etkeni incelemesi gerektiğinden söz ederler. İlki, iç dünyamızı irdelemek ve özümüzü görebilmek; ikincisiyse özümüzün ötesini ve yaşamını çözümlemektedir.

Kutsal yazıtlarımızda, insanın iç dünyasındaki benliğini ararken, Tanrı'nın kıvılcımını hissedecek potansiyele sahip olduğundan söz edilir. Yani insan özündeki kutsiyetle, aynı anda Tanrı'yı da bulur.

İkinci etkenle ilgili olarak Yeşayau Peygamber şöyle der: "Başınızı kaldırıp göklere bakın. Tüm bunları kim yarattı ?" Bu sözler bize, dünyanın tek bir yaratıcısı olduğunu ifade etmekle birlikte, insanın Yaratan'ına karşı sorumlulukları olduğunu ve kişisel gelişiminde özünden ötesini irdelemesi gerektiğini hatırlatır. Tanrı fikrinin olmadığı yerde evren terk edilmiş durumundadır

 Bu da insanın amaçsız bırakır ve yalnızlığa sürükler. (Tıpkı Roş- Aşana sofrasında dualarımızda ifade ettiğimiz gibi) dünyada ve ülkemizde zamanında yaşanılan terör saldırıları ve terör düşüncesinin arttığı ve bu sebeple dünyada yaşanılan vahşet Tanrı fikrinin olmasının istenmediği, amaçsız bir evrenin göstergesidir.

Ne yazık ki, insanın kendi iç dünyasını derinlemesine incelemesini ve Tanrı'yı bulmasını engelleyen bazı sosyal kültürel faktörler vardır. Bunlardan bir tanesi, kalabalık şehirlerde modern hayat şartlarının ve teknolojik ilerlemelerin, ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkilenmesidir.

Bir diğer önemli faktör, insanın kutsallık anlayışını kaybetmesiyle birlikte, yeni bir düşünce tarzının ortaya çıkmasıdır.

Dini ve manevi öğretilerden uzak bir yaşam düşüncesi, yalnızca fiziksel öğelerin hakim olduğu, maddiyata dayalı bir yaşantıyı yeğlemek demektir. Bu tür bir yaşam, sağladığı rahatlık ve konfor nedeni ile yalnızca teknolojiyi, tıbbi ve bilimi değerli etkenler olarak görürken, manevi değerleri ve uygulamalarını reddeder.

Bu inançla yetiştirilen bir çocuk, kendisine rahatlık yada maddi açıdan hiçbir " yarar sağlamayacağını " düşündüğü dini ve manevi değerleri önemsemez.

İnancını manevi değerlerle pekiştirmeyen bireyler Tanrı'nın kıvılcımını asla hissedemeyecekleri gibi, zamanla bunun zararını da görürler. Ne yazık ki bazen geç kalmış olmalarından dolayı, bu zarardan geriye dönmezler ve yaşamlarının geri kalanını mutsuzluk ve huzursuzluk içinde tamamlarlar. 

Zaman içinde bilgelik anlayışının değer kaybetmesi insanın ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkilemeye başlamıştır. Bilgelik, yaşamın anlamını görebilmek ve insan olmanın yollarını aramak açısından çok önemli bir rol oynar. Teilim (111:10) kitabında belirtildiği gibi; Reşit hohma yirat Ad... - Bilgeliğin temeli, Tanrı korkusudur.

Günümüz modern düşünce tarzında, Tanrısal bilgeliğin yerini teknoloji ve bilim almıştır. Artık bilgelik anlayışı başarı ve güçle tarif edildiğinden, hahamların ve düşünürlerin öğretileri demode olmuştur.

Kişiliğin yitirilmesi, kutsallık kavramının değerinin azalması ve temel bilgeliğin öğretilerine gereken önemin verilmemesi sonucu, bizler bugün özümüzü görememekte ve yaşamın gizemini çözümleyememekteyiz.

Bu sorunlardan herkes nasibini almakta, aile fertleri arasında huzursuzluk, eşler arkasında sevgisizlik ve saygısızlık , bireysel olarak mutsuzluk görülmektedir. Bizler bu sorunların çözümlerini Tora'mızda aramak ve manevi değerlerimize sadık bir toplum olmanın gururunu yaşamak yerine, farklı çözümler arayarak zaman kaybetmekteyiz.

İç dünyamızı irdelemek, özümüzü görebilmek ve yaşamı çözümlemek için Roş-Aşana tam anlamıyla bir ilaçtır. Eğer ondan gerektiği gibi yararlanırsa, Roş-Aşana, bizleri doğru yolda yürümeye ve tüm gücümüzü harekete geçirmeye teşvik eder.

Tişri ayının ilk ve ikinci günlerinde kutlanan Roş-Aşana geçen bir yıldaki yaşam biçimimiz hakkında hesap vermemiz için bize bir fırsat sağlar.
Roş-Aşana yalnızca kişisel geçmişi yargılamanın değil, Tanrısal iradeye uygun bir yaşam sürdürmenin yani hür iradesiyle Tanrı'ya boyun eğmesinin başlangıç noktası sayılmaktadır.

Bu düşüncelere paralel olarak Roş-Aşana günü çalınan Şofar'ın sesi her Yahudi'ye yeni bir ruh ve taptaze duygular kazandırır.

Sefer Ahinuh'ta (Öğretiler Kitabında ) Şofar'ın çalınmasının nedenini anlamak için insan doğasını anlamamız gerektiğini belirtilir. Fiziksel bir varlık olan insan, ancak kendisini olağan ve gündelik işlerinden koparıp, ona heyecan ve ilham verecek bir araçla harekete geçer. Şofar aracılığıyla tüm yargılanacak olanlar uyanır.

Bilindiği gibi Şofar'ın bir ucu geniş, diğer ucu dardır. Şofar'ın dar ucundan çalınmasının ve çalınırken geniş ucunun yukarı bakmasının derin bir anlamı vardır.
Teilim'de şöyle der: Min ametsar karati ya aneni bemarhav ya -Seni darlıktan çağırdım Tanrım, bana genişlikten cevap ver (Teilim 118:5) Bir başka deyişle Şofar "darlığı" ve "genişliği " ile, insan ve Tanrı arasındaki bağlantıyı sağlayan bir iletişim aracıdır.

Şofar'ın dar ucu çağrımızı, geniş uç ise Tanrı'nın olumlu yanıtını simgeler.
Şofar'dan üç farklı ses duyulur: Tekia,şevarim ve terua

1.Tekia : (düz ve uzun ses) Kral'ın taç giyme töreninin sesi olup, Tanrı'nın kralımız olduğunu bize ve dünyaya ilan eder.
2. Şevarim: (orta uzunlukta üç ses) Üç yakarışı, yani bağlanma, gelişme ve başarma arzusuyla dolu Yahudi kalbinin hıçkırıklarla ağlama sesini simgeler.
3. Terua: (birbirini izleyen kısa ve güçlü on ses) Saat alarmını andıran bu sesler, uyuyan maneviyatımızı, ruhumuzun derinliklerinde gizli kalmış duygularımızı uyandırır.

Görüldüğü gibi Şofar'ın sesi ve şekli bizlere ilham verme ve özümüzü görebilme açısından çok etkilidir. Ama tabii özümüze dönmenin yolu, Roş-Aşana bayramında duyulan Şofar'ın sesinden alacağımız enerjiyi, yapacağımız vicCACdan hesaplaması (heşbon anefeş) ile birleştirmekten geçer.

Selihot duaları, Yamim Noraim Roş-Aşana bayramı ve Kipur'da ettiğimiz tüm dualar  (Roş -Aşana sonrasındaki özel yiyecekler, okunan dualar, sinagogda çalınan Şofar, kuyu başındaki Taşlih duası, tutulan oruç, verdiğimiz tsedaka ve yapılan kaparalar) özümüze dönmemizi ve yeni yıla, yeni doğmuş bir bebek gibi saf girmemizi sağlar.

Dualarımızdan biri olan Amida'nın sonunda şu satırı söyleriz : "Ağzımızdan çıkan sözler ve kalbimizdeki hisler Tanrı'nın huzurunda kabul edilsin."
Bu cümleyi söylememizin nedenine gelince .... Dualarımızı oluşturan sözcükler toz halindeki kahveye benzer ama tek başına bir tat vermez. Tadını elde edebilmek için sıcak suya ihtiyaç vardır. Peki dualarımızın ve bayramlarımızın ihtiyacı olan sıcak su nedir. Yanıtı yürekten duyulan hislerdir. Işte bu hisler içimizi doldurdukça, bayramlarımızın enerjisi ve Şofar'ın sesi ruhumuzu ısıtacak ve bu sayede özümüzü görebilme ve yaşantımızı çözümleme fırsatını bulabileceğiz.

Bu enerjinin bütün yıl hepimize refakat etmesi ve Tizku Leşanim Rabot temennisi ve duası ile

                                     GENÇ NESİLDEN ÖGRENİYORUZ

                                                           Beri Bahar

                                                                        TANRI SENİ BAŞ KONUMUNA GETİRECEK- VE KUYRUK DEĞİL

                                                                                                                                                                              

Tanrı seni baş konumuna getirecek- ve kuyruk değil. Yalnızca üstte olacaksın ve altta olmayacaksın- [yeter] ki Tanrın Aşem’in bugün sana gözetmeni ve uygulamanı emretmekte olduğum emirlerine itaat et.” Devarim 28: 13

Ki Tavo peraşasında, eğer Tanrı’nın sözünü dinlersek Tanrı’nın bizi çok iyi bir konuma getireceğini, ama dinlemezsek başımıza felaketler geleceğini görmekteyiz. Yukarıdaki pasukta da yazdığı gibi “Tanrı seni baş konumuna getirecek- ve kuyruk değil.”. Buradaki “Baş” yöneten, “Kuyruk” yönetilen anlamına gelir.

Peki baş olan biri aynı zamanda kuyruk; yani başkalarının emri altında olabilir mi? Tabiki de olabilir! Ama Moşe Rabenu, Tanrı’ya bağlı kalındığı takdirde böyle bir durumun bile olmayacağını belirtmektedir. Bene-Yisrael, başka hiçbir ulusun emri altında olmaksızın lider konumunda olacaktır.

Şimdi ise pasuğun başka bir kısmına bakalım. “Yalnızca üstte olacaksın ve altta olmayacaksın” bu kısım ise eğer Tanrı’ya bağlı kalırsak; her türlü insani konuda, gerek fiziksel gerekse manevi ve ahlaki alanlarda, bireysel, ailesel ve ulusal yaşamda, tüm insan, hedeflerde en üst düzeye erişeceğimizi, ama tam tersini yaparsak; düşük, aşağılık, kötü biri olacağımızı anlatır.

                                                                                              PİRKE AVOT

                                                                                                 Rav İsak Alaluf

                                                                                    NEŞAMA’NIN DUYACAĞI SES - 1

“Behol yom veyom bat kol yotset mear Horev. – Her gün ve gün Horev dağından bir ses çıkar.” Şeen leha bene horin ella mi şeosek betalmud Tora – Tora öğrenimine kendini adayandan daha özgür bir adam olamaz.”

Rabi Yeoşua ben Levi’ye atfedilen bir Mişna’yı açıklamaya gayret edeceğiz. Rabi Erets Yisrael’dekiAmoraim yani Gemara bilginlerinin ilklerindendir. Rabi Yehuda Anasi’nin öğrencilerinden Bar Kapara’nın öğrencisi olan Rabi Lod şehrinde yaşamış ve zamanının en büyük Tora bilginlerinden olmuştur. Rabi öğretmeninden öğrendiği ve sonradan unuttuğu bir çok alahayı daha sonra kendi yetenekleri sayesinde ve Midraş’a göre Eliyau Anavi ile karşılaşmalarında öğrenir. Masehet Ketubot 77 B, Rabi’nin Gan Eden’e hala canlı iken girdiğini bizlere öğretir.

Rabi PinhasKehati Horev dağından duyulan sesin Tora’yı küçümseyen insanları sert bir şekilde uyardığını ifade eder. Bu ses farklı yorumlara neden olmuştur. Tosefot Yom Tov adlı kaynak Talmud Masehet Yevamot 16/6’ya dayandırarak verdiği yorumda bu sesin peygamberliğin en düşük seviyesi olarak algılandığını öğretir. Bu ses birçoğumuz tarafından da doğrudan duyulamamaktadır.

Baal Şem Tov bu konuyu irdelemeye bir soru ile başlar. Bizler bu sesi duyamadığımız halde bu ses bizler için ne ifade eder? Yanıtını yine kendisi verir. Doğrudur bizler insan yapımızla bu sesi duyamayız ancak sahip olduğumuz neşama bu sesi duyabilme yeteneğine sahiptir. bir kişi Tora anlamda ne zaman yetersiz bir duruma düşse hemen kendini Tora öğrenimine vermelidir. Çünkü bu dakikada neşama Horev dağından çıkan ve Tora öğrenmedikleri için insanları eleştiren sesi duyar.

Baal Şem Tov’un açıklaması günümüzde bilimsel olarak da anlaşılabilmektedir. Bilinçaltına ilişkin bir etki tamamen bu konuda etkin olabilmektedir. İnsan göremeyeceği ve duyamayacağı şeyleri bilinçaltı ile algılama yeteneğine sahip olduğunu göstermiştir.

                                                                                                                                                                                       

                                                            MİMAAYAN

                                                              Rav İsak Alaluf

                                                                                                 İNSAN VE BEKLENTİLER

"Anitsanim niru baarets et azamir igia vekolato rnişma beartsenu - dünyada çiçekler görüldü, şarkı söyleme zamanı geldi ve ve kumruların sesi dünyada duyuldu" (ŞirAşirim)Yukarıdaki ŞirAşirim cümlesi Zohar kitabının Vayera peraşasında şöyle açıklanmaktadır. Tanrı kainatı ve dünyayı yarattığı zaman hiç bir şey insan olmadan faaliyete geçmemiştir. Nihayet Adam Arişon geldiğinde çiçekler ortaya çıkar ve kumruların sesi duyulur. Çünkü Adam yani bir anlamda dünyayı yönetecek kişi yaratılmıştır. Ancak Adam bekleneni vermez ve günah işleyerek Eden'den kovulur. Adam için ekmeğini çalı ve dikenlerin muhalefetine rağmen kazanma zamanı gelmiştir. Tanrı on nesil bekledikten sonra benzer bir başarıyı Noah'dan bekler. Tufan sonrasında dünyayı yeniden Noah ve ailesi oluşturacaktır. Noah da bekleneni veremez ve tufan sonrasında şarap bağı diker, sarhoş olur ve zor durumda kalır. Tanrı yine on nesil beklemek zorunda kalır. Kipur gününde Musaf'ta yer alan bir Tefila2da söylendiği gibi dünyanın yaratılışının 1948. yılında Avraam bir yıldız gibi parlayarak ortaya çıkar. Şimdi çiçeklenmenin ve kumruların sesinin duyulma zamanı gelmiştir. Hele Avraam Berit Mila emrini yerine getirdiği zaman onunla çok daha düşük düzeyde iletişim kuran Tanrı artık çok daha üst düzeylerde iletişim kurmaya başlar. "Vayera elav Ad... -  Tanrı ona görünür

                                                                                                           HAFTANIN SÖZÜ

Tanrı ve hakikati bulma adına yapılan tartışmalar sonunda başarıya ulaşır. Tanrı ve hakikati bulma adına yapılmayan kavga ve tartışmalar sonunda hiçbir olumlu sonuca varmaz. (PirkeAvot 5/17)