Haftanın Peraşası BülteniKorah, Midraş'agöre Moşe'nin eskiden beri karşıtı olan Datan ile Aviram'la birlikte, Moşe'nin liderliğine ve Aaron'un Koenlik sıfatına meydan okuyan bir isyan başlatır...

 

Bu Hafta İçin Saatler

3   TAMUZ

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5776

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:12

20:29

-----

Yeruşalayim

19:10

20:26

Tel Aviv

19:29

20:31

9  TEMMUZ

Tel Aviv

19:27

20:28

İstanbul

20:25

21:04

2016

İstanbul

20:19

21:00

İzmir

20:17

21:07

İzmir

20:14

21:04

      KORAH-קרח

 

Peraşa Özeti

                                                                                                            [www.chabad.org]

Korah, Midraş’a göre Moşenin eskiden beri karşıtı olan Datan ile Aviramla birlikte, Moşenin liderliğine ve Aaronun Koenlik sıfatına meydan okuyan bir isyan başlatır. İsyancıların arasında, halkın ileri gelenlerinden, Koenlik müessesesine layık olduklarını ispatlamak için kutsal Ketoret (tütsü) sunmaya kalkan 250 kişi de vardır. Sonuçta toprak açılıp asileri yutar ve bir ateş ketoret sunumlarını yakıp tüketir.

Bunu takip eden salgın hastalık, Aaronun Ketoret işlemini gerçekleştirmesiyle sona erer. Aaronun asası, mucizevi şekilde tomurcuklanır ve Tanrı’nın onu Koen Gadol olarak atayışının bir kanıtı olarak badem üretir.

Tanrı, Koenlere, her tahıl ürününden, şaraptan ve yağdan “Teruma” adlı bir bölümün, davar ve sığırın ilk doğanlarının ve diğer bazı armağanların verilmesini emreder.

 

 

Mİ-DRAŞ YİTSHAK

Rav İsak Alaluf

 

İNANCI DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMAK

Moşe Rabenu gibi bir liderin yaptıklarına bakarak onun toplum tarafından büyük bir çoğunlukla kabul edildiğine inanabilirsiniz. Mısır çıkışı, çölde geçen olaylar, Moşe’nin kendini siper etmesi gibi fedakarlıklar onun zaman içinde kabul edilen bir lider olmasını sağlamıştır. Normal görüntü öyle olmalı iken Korah ve yandaşları hiç beklenmeyen bir şekilde Moşe ve Aaron’a karşı isyan hazırlarlar ve bunu hayata geçirirler. Korah Moşe’nin lider konumda bulunmasına karşı değildir. İlk karşı çıktığı olay ağabeyi Aaron’un Kohen Gadol durumunda bulunmasıdır. Moşe bu atamanın kendi tarafından değil de Tanrı tarafından gerçekleştirildiğini anlatmaya çalışsa da bunu başaramaz. Moşe isyancılar tarafından  kendi yakınlarına çıkar sağlamak için liderlik konumunda bulunmakla suçlanır. Korah’ın bir isyanı daha vardır. Bu isyan Levi kabilesinin lider seçimi ile ilgilidir. Korah bu mevkiyi hak ettiğini düşünürken bu mevki küçük kuzeni Elitsafan ben Uziel’e verilir. Bu da Korah için patlama noktasıdır.

Bu isyan nedeniyle Korah toprak tarafından canlı bir şekilde yutulmakla cezalandırılır. Sadece kendisi değil oğulları hatta Gemara’ya göre bebekler bile toprak tarafından yutulur. Rabiler talmide hahamim ile gereksiz ve çıkar uğruna tartışmaya giren bir kişinin sadece kendisinin değil aynı zamanda bütün ailesinin ceza görebileceği konusunda uyarırlar. Korah herkesin öğretmeni olan Moşe ile yersiz ve gereksiz bir tartışmaya girmiş ve kendi sonunu kendisi hazırlamıştır. Ailenin lideri Tora’ya karşı gelirse bütün aile risk altına girer.

Rabiler de bu konuda çok hassas olmalıdırlar. Rabi Eliyau Manni Hevron şehrinin Rabisidir ve Rabi Nisim Yaini ile birlikte Tora öğrenirler. Onlar genellikle büyük bir Kabalist olan “Raşaş” adı ile bilinen Rabi Şalom Şarabi’nin öğretilerini okurlar. Raşaş’ın torunu da büyükbabasının öğretileri üzerine “Divre şalom” adı altında bir kitap yazmıştır. Rabi Manni o kitapta yazılan bir şeyi onaylamadığını ve torunun büyükbabayı anlamadığını ifade eder. bu olayın hemen ardından Rabi Manni teşuva yapana kadar ağzının kilitlendiği rivayet edilir. Raşaş onun rüyasına girerek durumu anlatır ve doğacak çocuğuna “Şalo.m adını vermesini ister.  Onun için özellikle büyük Rabileri eleştirirken biraz daha dikkatli olmak boş yere konuşmamak hatta mümkünse hiç konuşmamak  önerilir.

Korah aynı zamanda Tanrı’ya ve Tora’ya karşı gelmiştir. Tanrı onu Kendisine karşı geldiği için değil Moşe’ye karşı geldiği için cezalandırır. Tanrı Kendisine karşı işlenen suçları affeder. Bilindiği gibi insanlara karşı işlenen suçların affı için kırılan kişinin gönlünün alınması gereklidir.

Çölde yürüyen bir Rabi’ye görünen Eliyau Anavi ona toprakta bir yarık gösterir. Bu yarık hala tütmekte ve oldukça sıcaktır. Peygamber Rabiye kulağını yaklaştırmasını söyleyince Rabi “Moşe emet vetorato emet” lafını duyar. Eliyau Anavi bu sözleri binyıllardır söyleyen kişinin Korah’dan başka birisi olmadığını öğretir.

Bu isyana karışan iki kişi hakkında da biraz konuşmak gerekir. Datan ve Aviram. Bu iki kişi Mısır günlerinden beri Moşe’ye karşı gelmiş olan kişilerdir. Onların tek derdi Moşe ile savaşabilmek ona karşı gelmektir.  Birkaç örnek verelim: Mısır’da Mısırlıyı öldürdükten bir gün sonra Moşe Datan ve Aviram’ın kavga ettiğini görür. Onlara tartışma nedenlerini sorar. Bu onlar için Moşe’ye karşı geçecek yaşamın ilk adımı olur. Paro’ya Moşe’nin bir Mısırlıyı öldürdüğünü söyleyen, Man yağdığında ertesi güne man saklayan, Şabat günü man toplamak için dışarı çıkan onlardan başkası değildir. Onlar için tek amaç Moşe’ye karşı gelmektir. Korah kendisine yandaş ararken onlara önce Kohen Gadol mevzuunu sonra da Levi lideri olma mevzuunu açar. Karşılık alamaz. Moşe’ye karşı isyan dediğinde sadık iki yandaşı daha olur. Moşe bu ikisine mesajlar gönderir ve davet eder. Cevap “lo naale – gelmeyiz -  çıkmayız” şeklindedir.

Sözcükler büyük güce sahiptirler. Sözcükler kontrat gibidir. Sözcükler yakın veya uzak geleceğimiz için bir potansiyel inşa ederler. Ağzımızdan çıkan sözcükler için çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü onların ne koşulda nasıl kabul göreceği bilinemez. Gemara “al tiftah pe lesatan – kötülüğe ağzını açma” demekle bizleri uyarır. Datan ve Aviram yaptıkları bu yanlışı tamir etmek için bir çaba göstermezler ve lo naale – çıkmayız ifadesini kullanırlar. Onlar Korah ile birlikte yutuldukları toprağın ağzından asla çıkamamışlardır. 

Kişi çocuğunu azarlarken, veya sinirli anında bir şeyler söyleyecek iken çok dikkatli olmalıdır. Ağızdan çıkan sözler bazı durumlarda hoş olmayan sonuçlara neden olabilir. Bu sözlerin gücü hiç istenmeyen şeyler doğurabilir. Özellikle konulacak isimler son derece önemlidir. Bir çocuğa isim koyarken isminin iyi bir isim olmasına özen gösterilmelidir. Korah iyi bir isim değildir. Hatam Sofer Vayişlah peraşasının sonunda tamamı yanlış yapan Esav’ın prenslerini sayarken onlardan birinin adının “aluf Korah “ olarak geçtiğine dikkat çeker. Korah  bu olumsuz kişinin getirdiği olumsuzluktan da etkilenmiştir. Çünkü isimler ile yaşamımız birbirini çok fazla etkileyen olgulardır.

Sefarad dünyasında yaygın bir gelenek vardır. İlk doğan erkek çocuğun büyükbaba, ikinci erkek çocuğun da dedenin ismi ile çağırılması güzel bir gelenek olarak bilinir. Aaron Akohen’in ilk oğlu olan Nadav ile ikinci oğlu Aviu bilginlere göre yanlış isimlendirilmiştir. Aaron ilk oğluna kayınpederi olan Aminadav’ın ismini vermiştir. İkinci oğuna da “babası odur” anlamına gelen ve kendi babası Amram’ın ismini çağrıştıran bir isim uygun görmüştür. Bilginler isimlendirmenin ters yapıldığını bu yüzden de Mişkan’ın açılış töreninde bir trajedi yaşandığını ileri sürerler. Bu şekilde davranan kişilerin trajedi yaşayacakları anlamına gelmeyen bu olay ismin önemini anlatmak için verilen örneklerden biridir.

Yahudi inancında olan birinin mutlaka inanması gereken on üç prensip vardır. Bunlara “iman prensipleri” denir ve RaMBaM tarafından kaleme alınmıştır. Bunlardan birine göre bazı insanlar peygamberlik gücüne sahiptirler. Peygamberin sözleri gerçektir ve Tanrı’dan alınmıştır. Kişinin buna tam bir imanla ve şüphe gerektirmeden inanması gerekir. Bu insan yetser ara’yı kontrol altına almış biridir. Özel bir insandır ve özel bir karakteri vardır. Kendini saflaştırmıştır. Amacı maddiyat yerine maneviyat konusunda yükselmeye çalışmaktır. Diğer insanlardan farklılıkları vardır. Bu yetenekleri bazen onu melek seviyesine bile çıkarabilir. Bu noktada Tanrı ona bazı sırları ve geleceği açıklayabilir. Rabiler arasında nasıl seviyeler varsa peygamberler arasında da seviyeler vardır. Bir peygamber dışında hepsi peygamberliğini uykuda ve trans halinde alır. Vucudu titrer. Kendinde değildir. Tanrı onlarda melek aracılığıyla konuşur. Genelde çok açık bir mesaj değildir. Bu bir imaj olabilir. Yirmiyau’nun gördüğü kaynayan kazan veya Yaakov’un gördüğü merdiven gibi. Peygamberler bunu yorumlama yeteneğine de sahiptirler.

Peygamber kendisini peygamberliğe hazırlamalıdır. Bunun ilk şartı peygamberin iyi bir ruh halinde   bulunmasıdır.  Depresif halde  olmamalıdır. Yaakov Yosef satıldığından beri büyük üzüntü içinde olduğundan  yirmi iki yıl boyunca peygamberlik yeteneğinden yoksun kalmıştır. Bir başka örnekte ilk kral olan Şaul bir peygamberdir ama depresyon sıkıntısı vardır. Bu rahatsızlığını geçirmek için kendi de bir peygamber olan ve geleceğin kralı sıfatıyla tahta geçecek olan David başlangıçta kral Şaul’a keman ve arp çalmak süratiyle onu sakinleştiren kişilerden biridir. Müzik genellikle kişinin sakinleşmesine ve daha maneviyatı yüksek bir seviyeye çıkmasına yardımcı olmaktadır.  Bu her müzik türü için geçerli olmasa da bunun gerçeklik payı vardır.

Ahaşveroş’un verdiği yüz seksen günlük partide eksik olan tek şey müziktir. Çünkü müzik aynı zamanda kalplerin teşuva yapması için iyi bir araçtır. Kalbi ve ruhu açar. Ahaşveroş bunu istemediği için partisinde müziğe yer vermemiştir.

İnsanoğlu olarak birçok fiziksel ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyaçlar bu kadar bariz iken nasıl olur da bir kişi peygamberlik seviyesine ulaşabilir. Çünkü daha önce dediğimiz gibi peygamberler genellikle maddiyatı çok minimalize eden ancak maneviyatı çok yükselten kişilerdir. Bunun yanıtı içimizde çok derinlerde mevcuttur. Hepimizin sahip olduğu “neşama” bizlere bunu sağlayabilir. Neşama beyinde bulunur. En küçük neşama bile en büyük meleklerden daha üstündür. Çünkü neşama’nın kaynağı Tanrı’dır ve elektriğini onursal tahtın bulunduğu yerden alır. Fiziksel ihtiyaçlarımız, keyif aldığımız şeyler bu elektrik akımını zayıflatırken manevi anlamda geçilen yol bunu güçlendirir. İşte peygamberlerin yakaladığı da budur. Basit bir örnek verelim. Avraam’a bir oğlu olacağını müjdeleyen bir melektir. Melek bir elçi olarak Avraam’a hizmet etmektedir.

Peygamberler içinde Moşe’nin özel bir yeri vardır. Bir insanın ulaşabileceği en yüksek derecede peygamberliğe ulaşmıştır. Uyanık bir şekilde doğrudan aracı olmadan Tanrı ile net ve açık bir şekilde konuşur. İnsan olarak biz büyük bir insanın önünde endişe ile beklerken Moşe Tanrı ile her istediği zaman konuşabilir durumdadır. Rav “şah” Vilna Gaon’u yeşivaya gelecek olursa saklanacağını ifade eder. Çünkü Gaon meleklerle ders çalışmaktadır. Tanrı tarihte bir kez bizlerle doğrudan konuşmuş ve on emrin ilk ikisini vermiştir. Sonuç herkesin ölmesidir. Daha sonra yeniden canlanma yaşanır.

Moşe Tora alınışından üç gün önce saflaşmak için eşlerden uzak durma emri vermiştir. Tanrı olaydan sonra “çadırlara dönme” yani aile yaşamına geri dönme emri verirken Moşe’ye orada durmasını  emreder. Moşe her zaman hazır olmak için kendini eşinden soyutlamıştır. On üç prensipte de Moşe Rabenu’nun bütün peygamberlerin efendisi olduğu yazılıdır. Buna inanmayan kişi ebedi dünyadaki hakkını kaybeder. En büyük Rabilerin inanılmaz güçleri vardır ama onlar peygamber değildirler. Bu derecede bir peygamber ile nedensiz mücadele etmek ve isyan etmek için insanın çok da mantıklı bir neden bulması son derece zor görünmektedir. Çünkü herkes Moşe’nin peygamberliğine ve Tora’yı getirdiğine şahitlik etmiştir. Moşe’nin peygamberliği mucizeler ile teyit edilmemiştir. Gözlerimizle Sinay dağında  yaptığımız şahitlik bunu teyit eder.

İşte Korah bu inancı yerinden oynatmaya yeltenmiştir. Bu yüzden de Moşe hiç olmadığı kadar keskin bir davranış içine girmiştir. Çünkü Korah’ın farklı bir şekilde ceza görmemesi bütün inancın bir anda yok olup gitmesi demektir. Korah ile birlikte olan Datan ve Aviram da benzer şekilde cezalandırılır. İkiyiz elli kişilik Sanhedrin üyeleri Tanrısal bir ateşle yanarlar. Ancak Tanrı Korah’ın oğullarını korur ve onları kurtarır. Onlar da Teilim’de yer alan on mizmoru yazarak Tanrı’ya şükranlarını dile getirirler.

 

                                                                                                      DİVRE TORA

                                                     Rav Yuda Adoni

Bilgelerimiz; ‘’Her kim ki arkadaşı için Tanrı’ya hayır duasında bulunur ise, Tanrı o hayırları kendisine bağışlar .’’der

Bu neden ile halkın ruhani liderinin, halkı için her zaman hayır dualarında bulunması gerekir.

Devarim kitabında, Vaethanan peraşasında her hangi bir kişi istemeyerek kazara bir kişinin ölümüne neden olmuşsa ‘’Are miklat’’ adı verilen özel sığınma yerleşim bölgelerinde koruma altına alınırdı. O kişi dönemin Koen Gadol yani Baş Koen’inin ölümüne kadar o yerleşim bölgesinde kalır,o Kohen Gadol’un ölümünde ancak bağımsızlığına kavuşurdu.

 Koen Gadol’un bu olayla ne ilgisi olabilir?

 Zira Koen Gadol o dönemin ruhani reisi mevkiinde bulunmakta olan kişi idı. Döneminde böyle olayların olmamasına dua etmeliydi. Çünkü bu durumda düşen kişi de bir an önce bağımsızlığına kavuşabilmek için Koen Gadol’un ölmesine için dua ederdi.

David Ameleh Teilim kitabında ben hastalar için her zaman sağlık dualarında bulunurum der. Bu nedenle Tanrı her zaman sağlık bahşeder.

Hayatta insan, varlığına güvenerek, olumsuz davranışlarda bulunmamalı, zira Şelomo Ameleh Mişle kitabında: Zenginlik insanı olumsuz olaylarla karşılaştırır. İşte bu hafta okuduğumuz Peraşa’nın kahramanı ‘Korah’ yalnız zenginliğine güvenerek haksız nedenlerle Moşe Rabenu ve Aaron Akohen’e karşı gelmiştir  ve bu hatasını hayatı ile ödemiştir.

 MoşeRabenu hakkında şöyle konuşmuştur. Moşe Rabenu bizlere istediği gibi konuşuyor, kendisini haksız yere mevkilere getiriyor. Bu konuda Raşi’nin bir açıklaması şöyledir: Aynı zamanda Rabenu Bahya ve Even Şoev,Korah bir rüya görür, çocuklarının neslinden  Navi Şemuel dünyaya gelecektir. Şemuel zamanın büyük bir Navisi idi aynı zamanda onun neslinden , 24 Navi daha çıkacaktır. Şöyle düşünürüz, ben bu kadar değerli bir aileye mensubum çocuklarımdan da bu kadar önemli naviler dünyaya gelecektir, Moşe Rabenu karşısında neden susayım? Korah bunları düşünerek hayatta kalacağına kanaat getirmiştir. Fakat doğru düşünememiş başta çocukları onun düşüncesinde olmalarına rağmen pişmanlık duyup Teşuva yaptılar ve hayatta kaldılar.O ise Tanrı tarafından cezalandırılıp hayatını kaybetmiştir.

Bu konuda Aramban R.Moşe Nahmani ve Even Şoev’ingörüşleri ; Korah bu mücadeleyi, Meragelim yani Moşe Rabenu’nun Kenaan topraklarına 12 öncü gönderip olumsuz bir rapor getirmelerinden sonra yapmıştır. Zira bu olaydan önce halk Moşe Rabenu’ya çok bağlı ve sözünden çıkmaz durumda idiler, Meragelim öncüler olayı halkın cesaretini kırdı ve Korah’ın sözleri onlara cazip geldi. Moşe Rabenu bu kargaşa içinde kendini çok çaresiz gördü. Tanrı’ya dua eder,  yer açılır Korah ,Dotan, Vaaviram ve bu olaya karışan 250 kişiyi yutar. İşte bu olay karşısında Korah’ın oğulları Teşuva yapar ve Pinhas Peraşasında şöyle ifade eder. ‘’Uvne Korah Lo metu ‘’Korah’ın oğulları ölmedi ve nesli bu şekilde devam etti. Şemuel Anavi bu nesilden dünyaya geldi.

 

                                                                                             PİRKE AVOT

                                                                           Rav İsak Alaluf

RABİ MEİR’İN SÖZLERİ (ÜÇÜNCÜ BÖLÜM)

“U malbaşto anava – (Tora) ona alçakgönüllülük giydirir.”

Alçagönüllü olmak bir Tora çalışanının en önde gelen özelliklerinden biridir. Yanlış yönlendirilen anava aslında yıkıcıdır. Kişi zaman zaman kendini hissettiren olmalıdır. Tora çalışanı ne zaman alçakgönüllü olacağını bilir ancak liderlik edeceği yeri ve zamanı da anlar.

Birçok büyük Rabi için alçakgönüllü olmak bir yaşam tarzıdır. Onlar giyimleri ile bunu hissettirirler. Birçok kişi yoldan geçen HafetsHayim’i bile tanımaz. Dışarıdan hiçbir farkları yok gibidir. Tora öğrenen kişi kendini asla diğerlerinden üstün görmez. Başkalarını kıracak şekilde davranmaz.  Yakın zamanın iki büyük bilgini arasında geçen bir anektod  alçakgönüllü davranışların nereye kadar vardığını gösterir.

Aynı sinagogta tesadüfen bulunan Rabi Akiva Eiger ile Lisa’lı Rabi Yaakov Tora’nın okunmasını dinlemektedirler. Rabi Akiva genellikle Tora liderlerinin Tora okumaya davet edildiği bir gelenek olan parçanın okunması sırasında Tora okumaya çağırılır. Rabi Yaakov’un bu onuru kendisinden daha fazla hakettiğine inanan Rabi Akiva çağırıyı duyunca sararır ve sendeler. Kimse bunun nedenini anlayamaz. Durumun farkına varan Rabi Yaakov şunları söyleyerek Rabi Akiva’yı sakinleştirir. “Rabi sizin  cemaatiniz benim Lisa’daki cemaatimden daha büyüktür. Onun için bu onuru fazlasıyla hak ediyorsunuz.”

“Venaase kemaayan amitgaber, uhnaar şeeno posek – güçlü bir su kaynağı, kesilmeyen bir nehir gibidir.”

Kendi egosunu kontrol altına alan başkalarına öğretmeyi amaç edinen Tora çalışanları yukarıdaki cümleyi hak ederler. Bir su kaynağı ne kadar yararlı kullanılırsa o kadar fazla su üretir. Aynı şekilde bir Tora bilgini  bilgisini ne kadar fazla öğretebilirse  bilgisini o derece arttırmış olur.

Tora “mayim hayim” olarak adlandırılır. Diğer su kaynaklarının aksine bu kaynağın her damlası tazedir. Örneğin Talmud öğrenen kişi tartışmaları anlamak için efor sarfeder,  bilgilerini hep taze tutar. Bilginlerimiz bunu kar sularının erimesiyle coşan, çağlayan nehirlere benzetirler.  Gimara Masehet Taanit 25/B’de şöyle der. “Yukarıdan ne kadar su eklenirse o nehir iki misli çağlar.” Talmud iki muhteşem Tora bilgini olan Rabi Akiva ve Rabi Eliezer’in çok geç yaşta Tora öğrendiklerini yazar. Ancak öğrenimleri “lişma” olduğundan her öğrendikleri Tora parçası adeta çiçek açmış ve zamanının en büyük bilginlerinin yetişmesini sağlamıştır.

Talmud bir bebeğin ana rahminde olduğu zaman bir meleğin kendisine bütün Tora’yı öğrettiğini söyler. Bebek doğmadan bütün Tora’yı unutur. Burada sorulacak soru madem ki unutulacaktı neden bütün Tora öğrenilir? Bunun cevabını şöyle verebiliriz. Öğrenilen Tora unutulmaz ancak zihnin çok gerilerine itilir. Böylelikle kişi öğrendikçe onu hatırlar. Ne kadar çaba harcanırsa o kadar geride kalan Tora bilgisi açığa çıkacaktır.

   MİMAAYAN

       Rav İsak Alaluf

 

          “HE” HARFİNİN ÖĞRETTİKLERİ

Yaratılış anlatılırken günler boyunca yaratılanlar söylenir hemen arkasından akşam oldu ve sabah oldu falanca gün diye paragraf bitirilir. Sadece altıncı günde günün isminin önünde bir "he" harfi vardır ki, bu harf İngilizce'deki "the" sözcüğü ile aynı anlamı taşır. bu harfin neden altıncı günün önüne konarak "yom aşişi" şeklinde okunmasının nedenini Raşi iki farklı şekilde öğretmekte.

He harfi İbranice'de beş sayısına tekabül eder. Bu harfin buraya konması gelecekte Bene Yisrael'in beş kitaptan oluşan Tora'yı kabul edeceklerinin ve dolayısı ile kainatın  bu amaçla yaratıldığının bir göstergesidir.

İkinci öğretisinde ise Raşi bu harfin neden altıncı günün başına eklendiğini sorgular. Bunun cevabı yine Tora'nın alınışı ile ilgilidir. Bene Yisrael Tora'yı Sivan ayının altıncı gününde alacaklardır. Bu yüzden bu güne bir he harfi ilave edilmiştir.

 

                                                                        HAFTANIN SÖZÜ

                             Tanrı’m dudaklarımı aç ki ağzım sana terennüm etsin. (Teilim 51)

                                                    )