Haftanın Peraşası BülteniYisrael halkının on beş malzeme ile katkıda bulunması istenir.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

2 Adar

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5772

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:57

6:10

-----

Yeruşalayim

5:03

6:15

Tel Aviv

5:12

6:11

  25 Şubat

Tel Aviv

5:18

6:17

İstanbul

5:37

6:17

2012

İstanbul

5:43

6:23

T E R U M A

 Hatırlatmalar:

ü  3 Mart Şabat: Şabat Zahor

ü  7 Mart Çarşamba: Taanit Ester

ü  8 Mart Perşembe: Purim

ü  9 Mart Cuma: Purim Şuşan

 

Bu HP .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Şemot 25:1-27:19)

[www.chabad.org]

 

Yisrael halkının on beş malzeme ile katkıda bulunması istenir: Altın, gümüş ve bakır; mavi, erguvani ve kırmızı yün; keten, tiftik, hayvan derileri, ağaç, zeytinyağı, baharat ve bazı değerli taşlar. Tanrı, Moşe'ye bunlarla "Benim Adıma bir Kutsal Mekân yapsınlar; böylece içlerinde barınacağım" (Şemot 25:8) der.

Moşe'ye, Sinay dağının tepesinde, Tanrı'nın barınacağı bu mekânın nasıl inşa edileceği hakkında, halk çölde yolculuk ederken kolayca sökülmesi, taşınması ve yeniden monte edilmesi için ayrıntılı talimatlar verilir.

Mişkan'ın iç odasında, sanatsallıkla işlenmiş bir perdenin arkasında, üzerinde On Emir'in hakkedilmiş olduğu Tanıklık Levhaları'nı içeren sandık (Aron Aberit) bulunacaktır. Sandığın kapağının üzerinde, saf altından yapılmış, kanatlı iki melek figürü (Keruvim) yer alacaktır. Dış odasında yedi kollu Menora ile üzerine özel ekmeklerin yerleştirildiği Masa olacaktır.

Mişkan'ın üç duvarı, dik duran 48 kalasın birbirine eklenmesinden meydana gelecektir. Bu kalasların her biri altınla kaplanmış olup, gümüşten yapılmış bir çift temel yuvaya yerleştirilecektir. Tavan, üç kat örtüden oluşacaktır: [a] çok renkli yün ve ketenden işlenmiş goblenler; [b] tiftikten yapılmış bir örtü; (c) koç ve Tahaş derilerinden yapılmış ikinci bir örtü. Mişkan'ın ön cephesinde, beş direkle tutturulmuş, işlemeli bir perde olacaktır.

Mişkan ve onun ön tarafında bulunan bakırla kaplanmış Mizbeah'ın etrafı, keten perdelerle çevrelenecektir. Bu perdeler 60 tahta direk sayesinde ayakta duracak, direkler bakır kazıklarla desteklenecektir. Direklerin üzerinde gümüş çengeller ve süslemeler bulunacaktır.

BAĞIŞLAR

[tannentorah.com]

 

Bu haftaki peraşanın başlangıcında bağış anlamına gelen Teruma sözcüğü üç kez geçmektedir. Bu üç tekrar üç tür bağışla ilgilidir: İlki, yirmi yaşını geçmiş her erkeğin genel Mişkan fonuna yarım şekel vermesiyle ilgiliydi. İkincisi çölde, Mişkan'ın duvar kalaslarının yerleştirildiği gümüş yuvalara tahsis edilmişti. Üçüncüsü, Mişkan'ın inşası için her erkeğin, kadının ve çocuğun yüreğinin arzu ettiği kadar vermekte serbest olduğu genel bağışlardı. Bu bağışların arasında akasya ağaçları, kumaşlar ve hayvan derileri, altın, gümüş, bakır ve başka malzemeler de vardı. Yarım şekellik bağış "kendi başımıza sadece bu kadarını başarabiliyoruz" fikrini simgeler. Bir noktada başka biriyle birleşip beraber çalışmamız gerekir, böylece "bir bütün" oluştururuz.

İkinci bağış bütün Mişkan'ın temeli içindi. Gümüş yuvalar nasıl Mişkan'ın en alçak yeri olmalarına rağmen, her şeyin üstünde durduğu temeli oluşturuyorlarsa, aynı şekilde hepimiz manevi anlamda aynı özden çıktığımız gerçeğine dayanarak, Tanrı'nın isteğini yerine getirmeyi arzu eder, kabul eder ve onaylarız. İşte bu nedenledir ki, bu iki bağış da kişinin ekonomik durumuna bakılmaksızın, herkesi aynı düzeye yerleştirir. Tıpkı bu gümüş yuvalar gibi, kendi hayatımızda da bu temel seviye, üzerine inşa edilecek her şeyin temelini oluşturur.

Üçüncü bağış grubu, kişi hangi alanda vermeyi arzu ediyor veya gücü yetiyorsa, "yüreğinin arzu ettiği kadarı" şeklinde tanımlanmıştır.

Kişi "yüreğinin arzu ettiğini" vermeyi ister - sadece o kişinin katkıda bulunabileceği kilit noktayı, esas alanı tespit etmek gerekir. İşte bu yüzden, Tora bize altın verebilenlerin altın, gümüş verebilenlerin gümüş verdiğini anlatır.

Tanrı bize maddi şeyleri manevi nitelikli şeylere dönüştürmemiz için verir. Bunu tüm yüreğimizle, canımızın arzu ettiği şekilde yapmamız için, verme eyleminin kendi yeteneklerimiz ve kabiliyetimizle orantılı olması gerekir. Özde hepimiz birbirimize benzeriz, ama özel yetenekler söz konusu olduğu zaman, hepimizin yüreğinin arzu ettiği farklı alanlar vardır. En iyi katkıda bulunduğumuz alanlar o konuda üstün olduklarımızdır. Tora bu gerçeği tanır ve kişisel güçlerimizi fark edecek ve onları sonuna kadar kullanacak bir şekilde bağışlamamızı ister.

DEVAR TORA

 [Rav Moşe Benveniste]

KİBİR VE TEVAZU

Rabi Levitas İş Yavne Omer: Meod Meod Eve Şefal Ruah Şetikvat Enoş Rima (Pirke Avot 4/4). Yavne şehrinden Rabi Levitas der ki, kişinin son derece mütevazı olması gerekir çünkü her faninin sonu topraktır.

Rabi Levitas öğretisinde insanın çok çok alçakgönüllü olmasını tavsiye ediyor, Rambam lakaplı Rabi Moşe Bar Maymon bu öğretiyi tasvip edip kişinin kendini beğenmişlikten son uca kadar kaçınması gerektiğini söyler. Aslında Rambam çoğu kez kişinin davranışlarında orta yolu seçmesini öğütler. Bütün aşırı uçları tehlikeli görür. Örneğin ona göre kişinin ne cimri olması gerekir, ne de servetini sorumsuzca tüketmesi. Cimri adam kimseye faydalı olmaz. Servetini sorumsuzca harcayan kişi ise sonunda başkalarına muhtaç olur. Rambam'a göre orta yol Dereh Azaav, yani altın yoldur.

Bir örnek daha; kızgın ve sert mizaçlı olmak güzel bir davranış değildir, diğer taraftan tepkisiz adam daima ezilir. Rambam'a göre orta yolu takip etmek gerekir. Şöyle ki; her an kızgınlık içinde tepki vermeyecek, fakat gereğinde kendisini savunup korumasını bilecektir.

Tüm davranışlarımızın üç boyutu vardır. İkisi en uçtadır, biri ortadadır Rambam'a göre en doğru davranış orta yoldur. Sadece kendini beğenmiş kişinin bu kaidenin dışında olmasını düşünür. Böyle biri en uç köşeye çekilerek son derece mütevazı ve alçakgönüllü olması gerekir. Rabenu Bahye, Hovat Alevavot kitabında tevazu hakkında okuyucuya uzun uzun nasihatler verir. Örneğin şöyle bir olay anlatır: Bir din bilginine şunu sorarlar: Neden insanlar hep senin kapını çalıp senden öğüt isterler? Aslında daha büyük bilginler var. Cevabı şöyle oldu: Yaşamım boyunca her karşıma çıkan kişiyi benden üstün gördüm. Örneğin karşılaştığım kişi benden daha bilgili ise, şüphesiz - Yirat Şamayim - Tanrı korkusu onda benden daha fazladır. Eğer rastladığım kişi benden daha az bilgili ise o zaman yine benden üstündür derim, çünkü Tora'daki emirleri yerine getirmesem bilerek yapmış olurum. O kişi ise bilmeyerek yapmaktadır. Yaşlı bir kişiye rastlarsam o benden fazla yaşadığı için benden fazla sevap işlediğini düşünürüm. Eğer genç ise günahları benden daha azdır derim.

Rabenu Bahye öğretisini bu şekilde sonlandırır: Mütevazı kişiyi herkes sever; alçakgönüllü kişiye Gibor - Yiğit sıfatı yakışır.

Talmud gitin 36/B şöyle der: Mütevazı kişi kimdir? Aneelavim Veenam Olevim Şomeim Herpatan Veenam Meşivim. Mahcup edilse de mahcup etmeyen, kendisini küçümseyen kişilere cevap vermeyen gerçekten mütevazıdır.

Veoavav Ketset Aşemeş Bigvurato (Şofetim 5/3) Herkes güneşin parlak ışığını görür gibi mütevazı kişilerin değerini bileceklerdir.

Peygamberimiz Moşe Rabenu bize şu şekilde sesleniyor: (Devarim 8/11) İşamer Leha Pen Tişkah Et Ad.. Elokeha... Sakın yüce Tanrıyı unutma! Tanrıyı bize kim unuturur? Kendini beğenmişliğimiz.

Pen Tohal Vesavata Uvatim Tovim Tivne Veyaşavta .... Vehesef Vezaav Yirbe Lah ... Veram Levaveha Veşahahta Et Ad... Elokeha ... Veamarta Kohi Veotsem Yadi Asa Li Et Ahayil Aze.  Kendinizi sakının ki; Yemek yiyip doyduğunuzda güzel evler inşa edip yerleştiğinizde..... altınınız ve gümüşünüz çoğaldığında gururlanıp sizi Mısır'dan kurtaran Tanrıyı unutup sonunda bu serveti yapan kendi yeteneğimiz ve güçlü elimizdir demeyesiniz.

Ne mutlu o kişiye ki, ‘her şey yüce Tanrı'nındır' diyebilir.

Tekrar görüşmek ümidiyle,

Rav Moşe Benveniste

MAASE

Sadece Verdiğine Sahipsin

 

Bu haftaki Peraşa'nın açılış cümlesi şudur: "Ve benim Adıma bir bağış alacaksın". Pasukta "Ve benim Adıma bir bağış vereceksin" değil de, "Ve benim Adıma bir bağış alacaksın" denmesi, veren kişinin aynı zamanda alan kişi olduğunu belirtir. Esasında, kişinin aldığı şey verdiği şeyden daha büyüktür.

Bu konu aşağıdaki öyküde çok güzel ifade edilmiştir. Ortaçağ Avrupa'sında bir haham kralın sarayında üst düzeyli danışman olarak atanmıştı. Bir ara, hahamdan sahip olduğu malların kaydı istendi.Zengin olan haham uzun bir liste hazırladı ve onu krala verdi.

Ancak araştırma sonucunda, mallarının birçoğunun listelenmediği ortaya çıktı. Bakanlar bulduklarını krala sundular ve hahamı kralı kandırmakla suçladılar.

Haham durumu şöyle açıkladı: "Kral benden mallarımı açıklamamı istediği zaman, ben sadece yardım amacıyla bağışladığım malları ve fonları dâhil ettim. Bunlar her zaman bana ait olacağını bildiğim mallarımdır. Diğer bütün mülkler gerçekten benim değildirler, çünkü bugün bana aitler, ama yarın belki elimden alınabilirler..."

Gerçekten de, veren kişi esasında alan kişidir. Çünkü ancak vererek bu mallara sonsuza dek sahip olabiliriz.

ŞABAT ALAHALARINA GİRİŞ

[Rabi Daniel Schloss - www.pidyon.org]

Şabat alahalarıyla ilgili bu yazı dizisi Mişna'da (Şabat 7:2) listelenen 39 melahaya dair temel prensipleri, Rabinik yasaklamalarla birlikte ele alacaktır. Bu dizi Şabat kanunlarını orijinal kaynaklarından öğrenmenin yerini tutma amaçlı değildir. Amaç, Şabat'ın ayrıntılı kanunlarını anlamakta, hatırlamakta ve uygulamakta yardımcı olacak bir rehber sunmaktır. Şabat çok önemli bir konu olduğundan, burada yazılanlardan uygulamasal sonuçlara varılmamalı, çıkabilecek sorularda bir Rav'a başvurulmalıdır.

Şabat Günü Bir Karışımdan Bir Şeyi Ayırmaya Dair Kurallar

 

Not: aşağıdaki üç Melaha da benzerlikleri yüzünden birlikte ele alınmaktadır.

Melaha 5: ZORE - Savurmak

Av Melaha: Rüzgârı kullanarak tahıl saplarıyla tanelerini birbirinden ayırmak.

Melaha 7: BORER - Ayıklamak (ayrıca sınıflandırmak)

Av Melaha: Tahıl tanelerinin arılığını iyileştirmek üzere, aralarındaki çalı çırpıyı ve taşları ayırmak.

Melaha 8: MERAKED - Elekten Geçirmek

Av Melaha: Kalın unu ince undan ayırmak.

Bu üç Melahadaki ortak temel prensip: Bir karışımı istenmeyen unsurlarından ayırmak ve/veya sınıflandırmak için bir şeyi bir karışımdan ayırmak, ayıklamak.

Notlar:

- Bu Melahalar sadece yiyecek maddeleriyle sınırlı değildir. Bunlar aynı zamanda yemek takımları, oyuncaklar, giysiler, kitaplar ve karışmış olan herhangi bir şey için de geçerlidir.

- Bu bağlamda "iyi" terimi, o anda arzu edilen şeyi, "kötü" terimi ise o anda arzu edilmeyen şeyi ima etmektedir (ayıklama işini yapan kişinin bakış açısından).

Bu melahalar 3 bağımsız öğeden oluşur:

1. Bir karışımı, şimdi değil de daha ileri bir zamandaki kullanım veya depolama için ayıklamak.

2. Bir karışımda kötü olanı iyi olandan ayırmak (elle bile olsa).

3. Bir karışımı, özel bir eleme aleti kullanarak ayıklamak.

Eğer bu öğelerden herhangi birisi gerçekleşirse, yapılan eylem bir melaha olarak kabul edilir ve Şabat günü yasaktır. Bu melahaların temel prensibi "bir karışımı saflaştırmak veya ayıklamak" olduğu için bu yasak şu durumların herhangi birinde geçerli değildir:

A. Ortada bir karışım yoksa; veya

B. Karışımın içinden hem iyi hem de kötü öğeler birlikte çıkarılıyorsa; yani kötülerle birlikte bir miktar iyi de ayrılıyorsa; veya

C. Eğer ayıklama işlemi içinde hiçbir saflaştırma süreci gerçekleşmiyorsa; veya

D. Eğer kişi bir saflaştırma ve arıtma işlemi değil de, söz konusu nesneyle bir yeme /veya kullanma) işlemi gerçekleştiriyorsa.

Önümüzdeki yazılarda bu dört maddeyi genişleteceğiz.

 

PERAŞADAN DERSLER

[Rabi Şelomo Ressler - www.weeklydvar.com]

Teruma peraşası, Bene-Yisrael çölde yolculuk ederlerken Tanrı'nın, Kutal Mevcudiyetini yoğun bir şekilde barındıracağı yer olan Mişkan'ın inşasının başlangıcıdır. Mişkan'ı inşa etmek için malzemelerin toplanması gerekiyordu ve Tanrı Bene-Yisrael'e birkaç çeşit malzeme toplamalarını emretti. Tora metal, yün, kıl, deri ve tahta gibi ihtiyaçların listesini yaptıktan sonra bize Bene-Yisrael'in "aydınlatmak için yağ" ve "mesh yağı ile ve tütsü için baharat" topladıklarını anlatır. Tora bu maddelere gelene kadar sayılan diğer malzemelerin ne için olduğunu söylememişken, neden özellikle bu maddelerde kullanım amacını söyleme gereği görmüştür?

Olası bir cevap şu olabilir: diğer malzemelerin özellikleriyle yağ ve baharatın özellikleri arasında iki temel fark vardır. Her şeyden önce diğer malzemeler önemli olmasına rağmen, üretimleri için hiçbir çaba gerektirmiyordu. Oysa yağ ve baharatın üretilmesi ve muhafaza edilmesi gerekiyordu. Mişkan'ın inşa edilmesi için değerli taşlara sahip olmayan insanların, onun yerine hâlâ kendi çabalarıyla bağış yapma fırsatları vardı! İkincisi, yağ ve baharat Mişkan'ın inşasında en "verimli" malzemelerdi: Yağ etrafındaki her şeye ışık veren Menora'nın yakılması için kullanılıyordu ve baharat etrafa güzel kokular saçıyordu. Buradaki mesaj açıktır... Hayatta en verimli ve güzel şeyler bizim fiilen çabamızı gerektiren şeylerdir. Baharatın kokusu vardır ve yağ aydınlatır, ÇÜNKÜ birisi onları yapmak için zaman ve çaba harcamıştır!

Günümüzde de aynı şeyi söylemek mümkündür... İyi bir insan ve iyi bir Yahudi olmak güzeldir; aynı zamanda bizi ve başkalarını ödüllendirir, ama bu da sadece bunu anlamak ve geliştirmek için zaman ve çaba harcadığımız İÇİNDİR!

ALİHOT OLAM

[Sefer Yalkut Yosef - Rabi Yitshak Yosef]

 

Ebeveyni Sözle Onurlandırma Kuralları

1. Kişi ebeveynini sözle nasıl onurlandırır? Onlarla bir krala hitap ediyormuşçasına, sakince, yumuşak dille ve saygılı bir şekilde konuşur. Bunun yanında onlarla konuşurken arsızca değil, mahcupça bir tavır takınmalıdır. Ama anne ve babasıyla [Ravı'yla konuştuğu zaman olduğu gibi] saygılı lisanla [İbranice veya Ladino konuşuyorsa üçüncü tekil şahıs kullanarak; Türkçe konuşuyorsa "siz" diye hitap ederek] konuşmak zorunda değildir; samimiyet ifade eden senli benli konuşabilir. Bu nedenle, örneğin babasına "baba" veya "sen" diye hitap edebilir. Bir başkasıyla konuşma sırasında annesi ile babasından "annem, babam" diye bahsedebilir. Yine, ebeveyninin bulunduğu bir ortamda bir başkasıyla konuşuyorsa, sükûnet içinde, düşük bir ton ve usturuplu bir tavırla konuşmalı, saldırgan bir tavır ve ekşi bir yüz ifadesi takınmamalıdır.

2. Anne veya babaya yiyecek veya içecek takdim ederken esas olan bunu güler yüzle yapmaktır. Eğer onları her gün lezzetli etlerle besliyorsa, ama bunu sevimsiz bir yüz ifadesiyle yapıyorsa, bunun için Tanrı katında cezayı hak eder. Bunun aksi de doğrudur. Eğer babasına, iyi bir niyetle, örneğin daha ağır bir durumdan kurtarmak için, bir değirmende buğday öğüttürüyorsa bile, eğer onun kalbine hitap ederek teskin ediyor ve niyetinin gerçekten iyi olduğunu gösterip babasını buna ikna edebiliyorsa, Gelecek Dünya'yı miras edinir. Bu nedenle, anne ile baba evlatlarına misafirliğe geldikleri zaman, onları sevinç ve güler yüzle karşılamak ve aile fertlerine de onlara saygılı davranmaları için tembihte bulunmak önemli bir mitsvadır.

3. Anne veya babasını sıkıntılı veya endişeli gören biri onları sakinleştirmek ve neşelendirmek için kalplerine hitap ederek yatıştırıcı şeyler söylemelidir. Ayrıca, eğer bilmeleri gerekmiyorsa, onları üzecek şeyleri söylemekten kaçınmalıdır.

 

Haftanın Sözü

[www.weeklydvar.com]

 

Eğer bir iş yapılmayı hak ediyorsa, "iyi" yapılmayı hak ediyor demektir.

 

Haftanın Peraşası'nı, t e b e r r u d a b u l u n a r a k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.