Haftanın Peraşası BülteniSinay’dakitecrübenin ardından Tanrı Yisrael Ulusu için bir dizi kanun verir.

Bu Hafta İçin Saatler

 27ŞEVAT

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5776

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:38

   17:58

-----

Yeruşalayim

16:44

18:04

Tel Aviv

16:57

    17:59

 6 ŞUBAT

Tel Aviv

17:04

18:06

İstanbul

17:12

    17:55

2016

İstanbul

17:20

18:04

İzmir

17:17

18:07

İzmir

17:25

18:15

MİŞPATİM- משפט'ם

                                                                     9-10 Şubat 2015 Roş Hodeş Adar                                                                                                                  

                                                                                             

                                                                               Peraşa Özetİ
                                                                            [www.chabad.org]

Sinay’daki tecrübenin ardından Tanrı Yisrael Ulusu için bir dizi kanun verir. Bunlar arasında, Yahudi köleler; cinayet, adam kaçırma, saldırı ve hırsızlık konularındaki cezalar; zarar ve tazminatları konu alan medeni kanunlar;borçlanma kuralları; dört çeşit emanetçi ve mahkemelerde adaletin yerine getirilmesi için gereken kurallar vardır.

Peraşa ayrıca yabancılara karşı yanlış davranmamak, yıl içindeki bayramlar, Yeruşalayim’deki Bet-Amikdaş’a getirilmesi gereken tarımsal bağışlar, et ve sütün birlikte pişirilmesi yasağı ve dua konularına değinir. Böylece Mişpatim peraşası, 23 “yap”, 30 “yapma” şeklinde olmak üzere, toplam 53 mitsva içerir.

Tanrı Bene-Yisrael’i Erets-Yisrael’e getireceğine söz verir ve buranın sakinlerinin putperest uygulamalarından etkilenmemeleri konusunda uyarır. Bene-Yisrael, Tanrı’nın emrettiği her şeyi “yapacaklarını ve dinleyeceklerini” beyan ederler. Moşe Rabenu, Yisrael kampının sorumluluğunu Aaron ve Hur’a bırakarak Sinay dağına çıkar ve Tanrı’dan Tora’yı almak üzere orada kırk gün kırk gece kalır.

 
 

                                                                                                                      

                                        Mİ-DRAŞ YİTSHAK

                                              Rav İsak Alaluf

Geçen hafta okunan Yitro peraşası ile Tora bir süre için hikaye anlatmaya ara verir ve kuralları işlemeye başlar. Bu haftaki peraşa elli dört mitsva içerir. Bütün Bereşit kitabında sadece üç mitsva vardır. Tora öğrenmek Tanrı’nın bilgeliğini öğrenmektir. Bu herhangi bir kürsü profesörünün öğretilerini çalışmaya benzemez. Çok daha derin ve dikkatli çalışılmalıdır.

Peraşamız iki kişinin kavga etmesi durumunda birinin arkadaşını taş veya başka bir şeyle yaralaması ve yatağa düşmesine neden olması durumunda zarar veren kişinin (mazik) zarar gören kişiyi (nizak) tazmin etmesi gerektiğine hükmetmektedir. Bunu ödeme yapma yoluyla, sağlık giderlerini karşılama veya iş kaybını telafi etme şeklinde yapabilir. Peraşamız burada “verapo yerape” demekte ve tedavi etmek fiilinin iki şeklini peşpeşe kullanmaktadır. Raşi burada “yeşalem sahar anofel – düşenin kazancını öder” ifadesine yer vermekte ve ödeme yapılmasının gereğini öğrenmektedir. Gemara Bava Kama’da bu sözcüklerin böyle kullanılmasının Tanrı’nın doktorlara iyileştirme yetkisini tanıdığına delalet ettiğini söylemektedir. Normal şartlar altında bir kralın hapse attığı birini kimse kralın izni olmadan kurtarmaya cesaret edemez. Burada da Tanrı’nın verdiği bir rahatsızlığı iyileştirme yetkisi olmadan bunu doktorun kullanması Tanrı’ya karşı gelmektir. İşte Gemara bu pasuktan doktorlara bu yetkinin verildiğini öğrenir.

İspanya’da yetişmiş büyük Rabilerden olan Avraam Ebn Ezra bu pasuğu daha farklı açıklar. Ona göre fiziksel anlamda görünen zararların, yaraların, hatta kırılan kemiklerin tedavisi için doktorlar yetkilidir. Ama içsel rahatsızlıklar için doktorların müdahale etme hakkı yoktur. Günümüzde Rabiler bu görüşün ardından gitmeseler de bu görüşün dayandığı kaynakları öğrenmek Talmud Tora’mızın bir parçası olacaktır.

Bir elektrik tamircisi çok iyi değilse yaptığı yanlış sonucunda maddi zarar verebilir. Otomobili tamir eden eğer hata yaparsa başka seçenekler kullanılabilir. Ama doktor vücudu tam olarak bilmediğinden  hata yapacak olursa kişi bunu hayatıyla ödeyebilir. Ebn Ezra’nın söyleminde yer alan hiduş burada gizlidir. açık olan şeyler, bilinen şeyler için elbette doktorlar müdahale haklarını kullanmalıdırlar. Çünkü olay açıktır ve bellidir. Ama bilinmeyen şeyler için müdahale etmeye hakları yoktur çünkü vücut onlar tarafından çok iyi bilinmemektedir.

Bizler günümüzde bu görüşü takip etmemekteyiz. Kaldı ki günümüzde tanı koyabilmek için yardımcı bir endüstri vardır ve bu gün geçtikçe daha büyümekte ve önemli hale gelmektedir. Röntgen’den tahlillere, genetik tanılardan mikrobiyolojik ve patolojik araştırmalara kadar amaç tanıyı doğru bir şekilde  koyabilmektir.

Maran Şulhan Aruh’ta doktorlarla ilgili olan bölümde (siman şin – lamed – vav) gidilecek doktorun konusunda uzman ve branşının en iyisi olmasını gerekli görmektedir. Aksi durumda olay “Şfihut damim” olarak nitelendirilir. Bir başka deyişle tıp fakültesinde okuyan bir hekim adayının branşının en iyisi olmak için çaba göstermesi ve sürekli olarak kendini geliştirmesi şarttır.

Birçok meslekte uzman olan kişiler zamanla bu rutine alışır ve gevşer. Bazı mesleklerde bu gevşeme hayati önemde değildir ve verebileceği zarar ufak tefek durumlarla geçiştirilebilir. Ama bazı mesleklerde gevşeme şansı hiç yoktur. Örneğin havalimanında hava trafiğini düzenleyen ve kontrol eden kişilerin ne kadar tecrübeli olurlarsa olsunlar gevşeme şansları yoktur. Aksi durumda bir hata büyük felaketlere neden olabilir. 

Yeni bir doktor mesleğine başladığı zaman son derece dikkatli ve titizdir. Hata yapmaktan korkar. Henüz branşında en iyisi değilken hata yapmamak için tekrar tekrar kontrol eder. bütün yönleriyle araştırır. Zamanla iyi oldukça tecrübe kazandıkça mesleğinde daha gevşek olmaya başlar. Muayeneler birkaç saniyede bitirilir. Hatta telefonda ilaçlar verilir. Bu gevşeklik doktorun “bar minan” birinin hayatına istemeden kast etmesine kadar gidebilir. İşte Gemara istenmeden bile olsa bu gevşeklikten dolayı doktoru sorumlu tutar .

Günümüzde hastalık anında doktora gitmek gerekir. Rav Hida hastalık durumunda Tanrı’ya güvenerek doktora gitmeyi reddeden kişinin “gaava” sahibi olduğunu söyler. Çünkü her şeyden önce bu düşünce büyük tsadiklerin düşüncesidir ve bizler onlar kadar büyük tsadik değiliz. Ayrıca o büyük tsadiklerin günlerinde sıklıkla mucizeler görünürken günümüzde fazlaca mucize görülmemektedir.

Ancak hastayı tedavi eden Tanrı’dır. Doktor bir şaliah konumundadır. Tanrı doktorun ellerinde, beyninde, kalbinde ona yol göstermektedir. Bu gerçeği bilmesi gereken hastadan ziyade doktorun ta kendisidir. Tanrı “memit umhaye – öldüren ve yaşatan”dır. Tanrı “rofe hole amo Yisrael – İsrael toplumunun hastalarının hekimi”dir. Doktor uzmanlaştığında hastayı kendisinin iyi ettiğini söylediğinde hata yapar. Çünkü burada doktor bir gurura kapılmaktadır.

Fiziksel hastalıklarımız genellikle ruhani hastalıklarımızın veya yanlışlarımızın belirtisidir. Geçmiş zamanlarda kişiler hastalıklarının tedavisi için peygamberlere gider ve neden hasta olduklarını öğrenirlerdi. Hastalığın nedeni olan yanlış veya günah ortadan kalkınca bir başka deyişler “refuat anefeş” sağlanınca bedensel sağlık yani “refuat aguf” da yerine gelirdi.

Gemara Rav Huna ile ilgili bir maase anlatır. Dört yüz varil şarabı olan Rav Huna’nın şarapları sirkeye döner. Rav Huna fiziksel ve ruhani olarak bütün tetkikleri yapar ama bir sonuç elde edemez. Rabilerin bulunduğu yeşivaya gider ve Rabilerden bunun nedeni olabilecek bir yanlışının olup olmadığını sorar. Rabilerden biri bir çalışanının parasını ödemediği için başına bunun gelmiş olabileceğini söyler. Rav Huna durumu bildiğini ama hırsızlık yaptığı için bu parayı ondan esirgediğini söyleyince Rabi “hırsızlık yapanın yargılanacağı ve cezalandırılacağı yer Bet Din kurumudur. Sen ona ödeme yapmak zorundasın” deyince hemen o çalışanın parasını öder. Gemara Rav Huna’nın sirke olan şaraplarının yeniden şaraba döndüğünü anlatır. Kiminin görüşüne göre de sirke pahalılanır ve maddi kayıp olmaz.

Yolda giden bir arabanın benzin lambası yanmaktadır. Bu benzinin bitmek üzere olduğuna delalettir ama sürücü buna pek kulak asmamaktadır. Hatta tamirciye giderek o lambanın iptalini bile ister. Günümüzde bizim yaptığımız bundan farklı değildir. Fiziksel rahatsızlıklarımızı aldığımız ilaçlarla bastırarak asıl problemi maskelemeye çalışıyoruz. Elbette günümüzde bizlere hangi günahın neye sebep olduğunu belirtecek bir peygamber yoktur. Arizal gibi büyük  Rabiler döneminde yol gösterici olabilmişler ve insanlara ışık tutmuşlardır. Örneğin adamın biri omuzlarının çok ağrıdığını söyleyerek Arizal’e gelir. Rabi ona “mayim aharonim” yapıp yapmadığını sorar. Olumlu cevap alınca yıkama ile beraha arasında konuşup konuşmadığını sorar. Bunun da cevabı “evet” olunca derdin çaresi bulunur. Gemara “tekef lintila beraha” demektedir. Arizal bunu “tekef – hemen” sözcüğünden anlar. Tekef ile katef – omuz” aynı harflerle yazılır.  

Bazen  Tanrı bizlere bununla ilgili bizim anlayabileceğimiz dilde bazı mesajlar gönderir. Bunu anlayıp anlamamak insana ve duruma bağlı olan bir şeydir. Ama elimizde altı yüz on üç mitsvalık bir menü ve alt mitsvalardan oluşan bir yan menü vardır. Yaşamımızda yapacağımız küçük olumlu bir değişiklik eklenen bir mitsva, vazgeçilen bir avera belki de o hastalığın şifası için bir anahtar olabilecektir. Çünkü o hastalık bizi uyarmak için gönderilmiştir.

Bu gün kuşkusuz hepimiz rahatsız olduğumuzda en iyi doktora gitmek isteriz. Eğer doktorumuz iyi olduğu kadar inançlı biri ise bu iyinin daha da iyisidir. Hepimiz gibi doktorlarımız da akıllarından hepimizin üzerinde bir güç olduğunu bilmek ve inanmak zorundadırlar.

Yeruşalayim kuşatmasından sonra kral Hizkiyau ölüm derecesinde hastalanır. Zamanın peygamberi Yeşayau ona Tanrı’nın sözünü iletir ve yaşamayacağını bildirir. Hizkiyau Tanrı’ya dua eder. peygamber daha sarayın merdivenlerindeyken Tanrı krala yaşamının kurtulduğunu müjdelemesi için peygambere emir verir. Hizkiyau çoğalma mitsvasını yerine getirmediği için bu hale gelmiştir. mitsva bir süre sonra yerine getirilir. Hizkiyau on beş yıl daha yaşar.  

Tanrı doktorlara hastayı iyileştirme yetkisi vermiştir. En güç durumlarda bile hastanın moralini bozmak doktorların yetkisi dahilinde değildir. Doktorların görevi Tanrı’nın yardımı ile bilgisini kullanarak hastayı sağlığına kavuşturmaktır. Yaşayıp yaşamayacağına sadece Tanrı karar verebilir.    

                                                                                               DİVRE TORA

                                                                                           Rav Yeuda Adoni

Yitro Peraşası ve Mişpatim Peraşası birbirini tamamlayan iki peraşadır. Yitro Peraşası Sinay dağında Tanrı’nın bize Tora’yı verişinden söz eder. Sinay dağında, Tora’mızla tanışıyor, Tanrı’ya  olan sorumluluklarımızı algılıyoruz.

Mişpatim  Peraşasına gelince yaşadığımız toplumda insanlara olan görevlerimizi bütün teferruatı ile görmekteyiz. Kişiye verilen zararın muhakkak tazmin edilmesi gerekir bu önemli adil bir kuraldır. Maddi veya manevi bir zarara uğrayan kişinin mağdur duruma düşmemesi gerekir. Peraşamızda çok ilginç konular ile karşılaşmaktayız. Hırsızlık ve kölelik .

Tora’mıza göre kimse kimsenin kölesi olamaz kuralı çok önemlidir. Peraşamızda kişi bir köle satın alırsa ile başlıyan pasuğunda  ona nasıl davaranacağını analatır ve şöyle der: Bir kişi bir köle satın alırsa, onu altı yıl çalıştırıp yedinci yıl azad etmesi gerekir. Hangi şartlarda  insan başkasının kölesi olur?

 On emirde Lo Tignov çalmayacaksın! Eğer bir kişi bu suçu işlemişse kendini çok çirkin olan bu davranıştan arındırması gerekir. Her şeyden önce çaldığını ödemesi gerekir. Eğer ödeyemiyorsa zarar verdiği kişiye kendini satacaktır.

 VEİM EN LO VENİMKAR BİGNEVATO

İşte bu kölelik ,çalanın ıslah olabilmesi için verilmiş bir cezadır. Bu şekilde yalnız zararı ödemekle kalmadığı gibi kendini de bu kötü alışkanlıktan kurtarmış olur. Kölenin yanında çalışacağı kişi ona zalim davranmayıp ona aileden bir kişi imiş gibi davaranacaktır, aşağılayacı işlerde çalıştırılmayacaktır ve yedinci yıl onu azad edecektir.

 Tanrı’ya yönelik olduğumuz görevler  ve hemcinslerimize olan görevler :

Tanrı’ ya ve Tora’mıza olan bağlılık tam olması gerekir. Adaleti sağlayan kişilere saygı Tanrı’ya   saygıdır, zira onlar adil olan Tanrı’mızın kurallarını uygularlar.

 İnsanlarla ilişkilerimiz çok dürüst olmalıdır, birbirimizi aldatmamak ve kendimize yapılmasını istemediğimiz hiçbir şeyi başkasına yapmak gibi.

 Talmud da adı geçen Rav Safra tüccardı. Duasını yapmakta olduğu bir zamanda bir alıcı gelir. Şu malını bu fiyata verirmisin? Diye sorar Rav Safra susar zira duasına ara vermek istemez alıcı fiyatı yükseltir, gine Rav Safra susar Rav Safra duasını bitirince sana bu malı ilk söylediğin fiyata veriyorum der. İşte dürüstlük için örnek bir davranış.

                                                 

                                                              ASE   LEHA   RAV : KENDİNE RAV SEÇ

                                                                                    RAV ELİYAU KOEN Z’’L:MAHAZİKE-TORA

                                                                                                   BİRKAT AMİTSVOT

                                                                          Mitsvalara Söylenen Berahot’lar

F – Tora teriminin kapsamı ve Beraha sayısı :

Öğrenimden evvel Beraha söylenmesi gereken Tora neleri kapsar ? Kısaca  şöyle cevaplayabiliriz. Kutsal kitapların tümü, Tora teriminin kapsamına girer. Bunlar :

1-Tora şe-bihtav. Yazılı Tora Moşe Rabenu’nun beşkitabı (Humaş), Neviim ve Ketuvim. Kısaca TANAH

2-Tora şe-beal pe. Sözlü Tora. Bunun içine  Mişna, Gimara (Talmud), Zoar ve Midraş’ların bütün çeşitleri (Raba ve Tanhuma  gibi) girer. Ayrıca bu kategorinin içine, bu kitapların içeriğini tefsir eden çeşitli eserler (Raşi ve Ramban gibi ) Alaha’yı kesen Posekim’lerin tümü (Rambam ve Şulhan – Aruh gibi ) ve çeşitli Tefila’ları içeren bütün dua kitapları (Sidur ve Mahzor  gibi ) da girer.

Tora öğrenimi derken kasıt, yalnız içeriğini anlamak-kavramak değil, metinlerini tam olarak anlamadan bile okumak da girer. Bunun için Poskim’lere göre, sabahları yataktan kalkarken, Birkat a-Tora söylemeden hiçbir pasuk veya da dua söylenmemelidir. (Şulhan Aruh-Orah Hayim 46/9 )

Günde bir kere söylenen Tora öğrenimi Berahası, esasında üç ayrı Beraha’dan oluşur. Bunlar:

1-Al divre  Tora. Bu Beraha diğer mitsvot”lardan evvel söylenen Berahot”lar gibi, esas Tora öğrenimi içindir.

2-Ve aarev na. Bu Beraha’nın içeriği, okuyup veya öğreneceğimiz Tora metninin, bize güzel, çekici ve hoş gelmesini ve bunu karşılık beklemeden yapmamızı (Tora lişma) temenni etmektir.

3- Aşer Bahar banu. Tanrı’nın tüm uluslar arsından bizleri seçerek, kutsal Tora’yı bizlere bahşettiği için teşekkür etmektir.

Tora öğrenimi mitsva’sından  başka, hiçbir mitsvadan evvel üç Beraha söylemeyi Rabilerimiz buyurmamışlardır. Bu ayrıcalık, Tora öğreniminin ne kadar değerli olduğunun bir delilidir.

Bir evvelki yazımızda gün boyunca aralıklarla dahi okuduğumuz veya öğrendiğimiz Tora’dan evvel, Beraha söylemeye gerek olmadığı, sabahki Beraha’nın bütün gün için geçerli olduğunu yazmıştık. Ancak Şabat, pazartesi ve Perşembe günlerinde okunan Sefer-Tora’ ya  çağrıldığımızda bu kural geçerli değildir. Sefer-Tora’dan evvel ve sonra olmak üzere iki Beraha söylenir. Birinci Beraha “ Aşer Bahar banu “ sonraki  ise “Aşer natan lanu” dur. Bu kuraldışının sebebi, Sefer-Tora’nın kutsallığı ve ona gösterdiğimiz saygıyı ifade etmektir. (Şulhan Aruh-Orah Hayim 139/8)

                              

                                                                        TARİHİMİZDEN

                                                                      RABİ MOŞE LEVİ

 

1872 ile 1908 tarihleri arasında bu görevde bulunmuştur. Sultan Abdülazziz, Beşinci Mehmet ve İkinci Abdülhanid dönemlerinde  hahambaşılık yapmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun mali açıdan zor bir dönem geçirdiği günlerde Theodore Herzl İstanbul’u ziyaret etmiş ve padişah ile görüşmüştür. Hahambaşı kaymakamı unvanına sahip olan Rabi Moşe Levi de bu görüşmede hazır bulunmuştur. Herzl padişahtan o zamanın Filistin bölgesine göçü serbest bırakması ve bunun karşılığında da maddi yardım önerisi getirmiştir. Padişah bu öneriyi nezaket içinde geri çevirmiş ancak işin içinde olduğunu zannettiği hahambaşılık kaymakamı Rabi Moşe Levi’yi çok sert bir şekilde azarlamıştır. Rabi kendisinin ve cemaatinin bu işle bir ilgisi olmadığını zor olsa da kabul ettirmiştir. Rabi Moşe Levi 1908 yılında görevinden istifa etmiştir. Yerine hahambaşı olarak Rabi Hayim Nahum seçilmiştir.   

                                                                                  MİMAAYAN

                                                                            KAYNAKLARIMIZDAN

                                                                                  Rav İsak Alaluf

HEM TSADİKLER HEM DE OLMAYANLAR İÇİN

Raşi bir Midraş aktarır: Moşe Rabenu, Tora'yı almak üzere Tanrı Katı'na çıktığı zaman, Tanrıyı, "Öfkesini Geciktiren" sözlerini yazarken bulur. Bunun üzerine Tanrı'ya "Tsadikler için mi?" diye sorar. Ama Tanrı "günahkârlar için bile" diye cevap verir. Moşe "ama günahkârlar yok edilmeyi hak eder?" diye üsteleyince Tanrı "yaşamın üzerine yemin ediyorum ki] der," bu niteliğimin günahkârlar için de geçerli olduğuna dair söze ihtiyacın olacak!". Daha sonra Altın Buzağı ve casuslarla ilgili bu olayın ardından Moşe Rabenu Tanrı'nın Huzurunda Tanrı'nın "Öfkesi'ni Geciktiren" niteliği için dua eder. Tanrı ona "Hani Bana sadece tsadikler için' demiştin?" diye sorar. Moşe "Ama Sen de 'günahkârlar için bile'" diye cevap vermiştin" der ve devam eder: "Efendim'in Kuvveti büyüsün ve o Sözü'nü uygulasın" (Raşi). Elbette Tanrı'nın Kuvveti sonsuzdur ve daha da büyümesi diye bir şey söz konusu değildir. Moşe bu sözleri kullanırken "Tanrı, Öfkesi'ni Geciktirme niteliğinin etki alanını genişletip, daha önce söylemiş oldu­ğu gibi günahkârları da kapsayacak şekilde işletsin" anlamını kastetmiştir.

Vedat Kohen’in katkılarıyla…

                                                                                         HAFTANIN SÖZÜ

Kötülükten uzaklaş ve iyilik yap (Teilim 35)