Bu
Hafta İçin Saatler |
7 TEVET |
Gelecek
Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
5776 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
15:59 |
17:19 |
----- |
Yeruşalayim |
16:03 |
17:23 |
Tel
Aviv |
16:19 |
17:21 |
19ARALIK |
Tel
Aviv |
16:22 |
17:24 |
İstanbul |
16:22 |
17:05 |
2015 |
İstanbul |
16:26 |
17:08 |
İzmir |
16:32 |
17:22 |
|
İzmir |
16:36 |
17:26 |
VAYİGAŞ- ויגש |
||||||
22 Aralık 2015 Asara
Betevet(Oruç) |
PeraşaÖzetİ
[www.chabad.org]
Yeuda
Yosef’e yaklaşarak Binyamin’in serbest bırakılması için onu ikna etmeye
çalışır. Bu yolda Binyamin’in yerine köle olarak kendisini teklif eder.
Kardeşlerinin birbirlerine sadakatinin artık tam olduğunu gören Yosef, gerçek
kimliğini onlara açıklar: “Yosef’im ben!” der. “Babam hala hayatta mı?”
(Bereşit 45:3). Kardeşler utanç ve pişmanlık duygularıyla geri çekilirler;
fakat Yosef onları sakinleştirir: “Beni buraya sattığınız için üzülmeyin;
kendinizi suçlamayın. Çünkü [anlaşılan] Tanrı beni, hayat kurtarmak amacıyla,
sizden önce göndermiş!” (Bereşit 45:5). Kardeşler haberi hızla Kenaan’a
ulaştırırlar. Yaakov, en sevdiği oğlundan 22 yıl ayrı kaldıktan sonra, oğulları
ve aileleriyle birlikte, toplam 70 kişilik bir topluluk halinde Mısır’a gelir.
Yolda Tanrı’dan bir söz alır: “Mısır’a inmekten korkma. Çünkü seni orada büyük
bir ulus haline getireceğim. Mısır’a seninle birlikte inecek, ayrıca seni
oradan kesinlikle çıkaracağım” (Bereşit 46:3-4). Yosef kıtlık yılları boyunca
yiyecek ve tohum satarak Mısır’ın tüm servetini toplar. Paro Yaakov’un
ailesine, yerleşmeleri için tüm Goşen bölgesini verir ve Yisrael ailesi, Mısır
sürgünü içinde çoğalıp zenginleşir.
Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav
İsak Alaluf
HER ŞEY AÇIĞA ÇIKINCA
Her
şey karmaşık ve düzensiz olduğunda insanoğlu başına gelenlerin neden olduğunu
anlayamaz. Sıkıntılar birbiri ardına geldikçe de sürekli olarak bunların neden
olduğunu sorgular ve adım adım yanlışlarına ulaşır. Yosef’le karşılaşmalarından
itibaren başlarına ne geldiyse kardeşler hiç ses çıkarmadan katlanmışlardır.
Geçen hafta Mikets peraşasında da okunduğu gibi kendilerini kardeşleri ne karşı
işledikleri günah konusunda suçlu hissetmektedirler. Bu his onların başlarına
gelen bazen talihsiz bazen de garip olaylara katlanmalarına sebep olmaktadır.
Ancak şu anda başlarına gelen olay çok daha farklı ve inanılmazdır. Yosef’in
başına gelenlerle en ufak bir ilgisi daha bulunmayan Binyamin Mısır yöneticisi
tarafından alıkonulmak istenmektedir. Yeuda ve kardeşlerin buradaki durumun
Yosef olayı ile bir ilgisi olmadığını anlamışlardır. Olaylar karşısında hiç
şikayet etmeyen sesleri dahi çıkmayan kardeşler bu olay karşısında sessiz
kalmayacaklarının sinyalini Yeuda’nın girişimi ile verirler.
"Vayigaş
elav Yeuda - Yeuda ona yaklaştı." (44/18) Rabi Yeuda şöyle der: "
Vayigaş" sözcüğü savaş için yakınlaşmak anlamına gelir. Rabi Yeuda bunun
kaynağını Şemuel II 10/15'de yer alan cümlede bulur. " Yoav ve
beraberindekiler savaş için yakınlaştılar". Rabi Nehemya
"vayigaş" sözcüğünü fikir vermek amacıyla yakınlaşmak olarak anlar.
Bunun kaynağını da Yeoşua kitabı 14/6'da bulur. " Yeuda oğulları Yeoşua'ya
yaklaştılar." Bilgeler ise aynı sözcük için dua için yakarmak için
yakınlaşmak ifadesini kullanırlar. Bunun da kaynağı Melahim I 18/36'da yer alan
bir cümlededir. "Minha sunumu vakti geldiğinde Eliyau Anavi
yakınlaştı." Midraş Raba'da Rabi Elazar hepsini birleştirir ve şöyle bir
açıklama yapar. Onun görüşüne göre Yeuda Yosef'e üç amaçla yakınlaşmıştır. Eğer
yalvarmamı istiyorsan yalvarmaya hazırım. Konuşmak fikir alış verişi yapıp
çözüm aramak istiyorsan ona da varım. Ama eğer amacın savaşmaksa bil ki bundan
da çekinmeyeceğim.
Midraş
Raba'da yazılı olan bu Midraş bizlere aslında Yahudi toplumunun davranış
tarzını ortaya koymaktadır. Yahudi toplumu genellikle sorunlarını konuşarak
fikir alış verişi ile çözmekten yanadır. Yahudiler barışı korumak için eğer
suçlu konumda iseler yakarmaktan da çekinmezler. Yeuda örneğinde görüldüğü
üzere suçlu taraf konumunda bulunan Yeuda yakarmak hatta yalvarmaktan
çekinmemektedir. Yalvarırken de haklılığını ortaya koymak için elinden gelen
çabayı da göstermektedir. Yapmış olduğu duygusal konuşmada babasının durumunu
defalarca dile getirmektedir.
Yeuda'nın
simgesi aslandır. Aslan yakınları ve sevdikleri sıkıntı içinde, hayati tehlike
içinde olduğu zaman savaşmaktan asla ve asla çekinmez. İşte Yeuda da bu
özelliğini kabileler içindeki lider konumunu ortaya koymak üzeredir.
Şimdi
Yosef için iki seçenek vardır. Ya bu oyunu sürdürecek, ya da olayın Tanrısal
planın bir parçası olduğunu kardeşleri ile paylaşacaktır. Yosef olması
gerektiği gibi ikinci seçeneği tercih eder ve kendini tanıtır. Ancak bu
tanıtımda ilginç bir cümle daha kullanır. “Aod avi hay – babam hala yaşıyor
mu?”
Kli
Yakar adlı eser Yosef’in bu sorusuna iki farklı yaklaşımla açıklama getirmeye
çalışır. Yeuda’nın defalarca “babasından” söz etmesini belki de Yosef’in
merhametini uyandırmak için kullanılan bir ajitasyon olarak değerlendirir.
Çünkü Yeuda babası ile Binyamin arasında “nafşo keşura benafşo – canı onun canı
ile bağlı” gibi bir bağ olduğunu Yosef’e söylemiştir. Bu söz sayesinde Yeuda,
Yosef’in Binyamin konusundaki ısrarından vazgeçebileceğini düşünüyor olabilir.
Ancak aynı kaynak bu açıklaması üzerinde fazla durmadan daha etkili bir açıklama
getirir.
Yosef,
bunca yıldır babalarının gözleri önünde acı çekmesine, boş yere matem tutmasına
kardeşlerin nasıl katlandıklarını anlamakta zorlanmaktadır. Yosef burada “avi –
babam” sözcüğünü kullanmış, “avihem – babanız” veya “avinu – babamız” dememiştir.
Yosef burada kardeşlerine etkili ve
sitemkar bir şekilde babasına neden böyle davrandıklarının hesabını
sormaktadır. Yosef’in sözlerini şu şeklide anlamak da mümkündür. “Çektirdiğiniz
bunca acıya, sıkıntıya rağmen babam hala hayatta kalmayı başarabildi mi?”
Her
ne kadar Yosef bunu söylemek istediyse de olayların gelişiminin Tanrısal
olduğunu kardeşlerine iletmek suretiyle aralarında ne geçerse geçsin yeni bir
sayfanın açılmakta olduğunu ifade etmekten de geri kalmamıştır.
Bene
Yisrael’in tarihinde yeni bir sayfa açılmak üzeredir. Tanrı’nın Avraam’a
verdiği sözün gerçekleşmesinin ilk adımı olan Yaakov’un “kendilerinin olmayan
bir ülkeye” yani Mısır’a gelişi sağlanmaktadır. Yaakov bütün ihtişamı ile bir
ataya yakışır şekilde Mısır’a inmektedir. Gelecekte Tanrı Yaakov’u Mısır çıkışı
ve Kızıldeniz’in yırtılmasına tanık olmak için çıkış zamanında oraya getirecek
ve sözün gerçekleştiğini görmesini sağlayacaktır.
DİVRE
TORA
Rav Selim Eskenazi
Yosef'in biraderleri, babaları Yaakov
Avinu'ya kardeşleri Yosef'in hala hayatta olduğunu ve Mısır'da hükümdar
olduğunu söylediklerinde, babaları Yaakov Avinu onlara inanmaz.
Babalarına Yosef'in onlara söylediği
tüm sözleri iletirler, Yosef'in kendisini taşıması için gönderdiği arabaları
(agalot) görünce babaları Yaakov'un ruhu rahatlar.
Raşi şöyle açıklamaktadır:
Yosef, kardeşlerine; babalarıyla
ayrılmadan evvel derinlemesine öğrendikleri Tora parçası ile ilgili bir işaret
vermiştir. Babasına "Egla arufa" (Peraşat Şofetim 21:1-9 bakınız)
konusunda derinleştiklerini hatırlatan "Agalot" (kendisini taşıması
için gönderdiği arabalar) kelimesi olmuştur. Oğlunun yokluğunun yol açtığı
mutsuzlukla ondan ayrılan Şehina bu mutlu sahneyle ona tekrardan geri
dönmüştür.
David aMeleh şöyle demektedir:
"Lule Torateha şaaşuay, az avadti
beonyi" Beni çılgınca mutlu eden Tora'n olmasaydı, içinde bulunduğum zor
durum sebebiyle kendimi kaybederdim"
Nesiller boyu tsadiklerin bu dünyada
çektikleri acılara rağmen Tora'ya büyük bir sevgiyle yapıştıklarını, içinde
bulundukları zor durumlarda bile Akadoş Baruh U ile yaşadıklarına kanıt olan
gülücüğün suratlarından eksik olmadığını bilmekteyiz.
Mir Yeşivası'nın Roş Yeşivası Rav
Natan Tsvi Finkel zt"l, hayatının son 20 senesinde Parkinson hastalığından
çekmesine rağmen, büyük mucizelerle senelerce Yeşivanın liderliğini yürütüp,
vücut olmadan ruhun olduğuna canlı şahitlik yapmıştır. Her gün tefilin
mitsvasını kendi başına yerine getirebilmek için başkalarından yardım almayı
reddetmiş ve tefilini koluna bağlaması her gün yarım saat sürmüştür. Bütün
çektiği acılara rağmen emunasıyla ve güler yüzüyle tüm dünyaya örnek
olmuştur.
Bazı kardeşlerimizin şöyle bir yorum
yaptıklarına şahit olmuştum: "Teşuvaya dönen biri hani mutlu oluyordu,
filanca kişiyi tanıyoruz teşuvaya dönmeden evvel herşeyi güzel gidiyordu,
teşuvaya döndü hayatı tepe taklak gidiyor". İnsanların başına gelenler
günahlarının bedeli olarak mı geliyor sorusunu bir kenara koyarsak, Tora hayatı
insanların problemlerini çözer, ve kişinin herşeyi güllük gülistanlık olur
düşüncesi pek doğru bir düşünce sayılmaz.
Kim Yaakov Avinu'dan daha tsadikti,
Yitshak Avinu'dan, Avraam Avinu'dan… Başlarına gelmeyen kalmadı. Belki de bakış
açımız şöyle olmalıdır: Tora; içinde bulunduğumuz durum ne olursa
olsun,bizlere ne şekilde mutlu olmamız gerektiğini öğretmektedir.
David aMeleh şöyle demektir:
"Torat Aş-em temima, meşivat
nafeş" Aş-em'in Tora'sı saftır, insanın ruhunu geri getirir.
Yaakov Avinu, oğlu Yosef'ten ayrı
kaldığı süre içerisinde üzüntü içinde yaşarken, oğluna fiziksel olarak
kavuşmadan önce; oğlundan ayrılmadan evvel öğrendikleri Tora bölümünü
hatırlaması, Şehina'nın ona geri dönmesine sebep olmuştur. Beraber öğrendikleri
Tora bölümü baba oğul arasında derin bir ruhani bağ oluşturmuş, Yosef'in
ortadan kaybolması ile Yaakov Avinu'nun hayatında ciddi bir ruhani eksiklik
yaşanmıştır. Tekrardan bu bağın oluşması, Yaakov Avinu'yu mutlu etmiş bunun
sonucu olarak da Şehina ona geri dönmüştür.
Akadoş Baruh U bizleri bütün
sıkıntılardan korusun, hepimiz huzurlu bir hayat istiyoruz. İçinde
bulunduğumuz durumun ne olduğundan bağımsız olarak derinlemesine Talmud
öğrenmek, Tora'nın derinliklerine inmek fiziksel dünyanın yol açtığı engelli
görüşümüzü ortadan kaldıracaktır.
Ne mutlu yapabilen kişiye!!!
ASE LEHA RAV : KENDİNE RAV SEÇ
RAV ELİYAU
KOEN Z’’L:MAHAZİKE-TORA
Yemek
ve İçmekten sonraki Berahalar
C- Birkat Meen Şaloş
“ Birkat a-Mazon “ Talmud’ta ve özellikle Mişna’da “Şaloş
Berahot “ (üç beraha) diye adlandırılır.. Buna sebep Tora’dan olan “ Birkat a-Mazon” un üç beraha’dan oluşmuş
olduğundandır. Bunlar sırasıyle (1) Birkat a-zan (2) Birkat
a-arets (3) Birkat Bone Yeruşalayim “Bone Yeruşalayim”
sonuncu beraha olduğundan, “temenni” ifade eder ve “Amen” kelimesi ile sona
erer (Not: Alaha’ya göre, Amida tefilasında olduğu gibi bir
Berahot grubunda yer alan sonuncu Beraha’dan sonra Berahotları söyleyen de
kendi Beraha’sına “Amen” der.)
Dördüncü Beraha olan “ a-tov ve a-metiv” ise
sonraları Rabilerimiz tarafından eklenmiştir. (Miderabanan) “Meen Şaloş”
“Meen Birkat a-Mazon” gibidir.
İbranice Meen = gibi
demektir. Kısacası özetlenerek kısaltılmış bir “Birkat a-Mazon”
metnidir.
“Meen Şaloş”un başı ve sonu değişik, özü aynı olan üç nüshası vardır.
Bunlar :
1.Al a-mihya ve al a-kalkala (2) Al a-gefen ve al peri a-gefen (3) Al
a-ets ve al peri a-ets ‘ tir.
2.Al a-mihya ve al a-kalkala, tahıldan mamul ve ilk berahası “Bore mine
mezonot” olan yiyeceklerden sonra söylenir. İstisna olarak,
pilav’ın ilk berahası “Mezonot “ olmasına rağmen, son berahası “Bore
Nefaşot “ tur.
3.Al a-Gefen ve al peri a-Gefen. En az bir Reviit (86 cc) kadar şarap içildikten sonra söylenir.
4.Al a-ets ve al peri a-ets. Erets Yisrael`in övüldüğü yedi cins meyvanın, beşini
teşkil eden zeytin, hurma, üzüm, incir ve nar meyvalarını yedikten sonra
söylenir. Her cins meyvadan “kezayit”
kadar yemeyip te, birkaç meyva ile beraber, bu ölçüye varmış veya geçmişse,
hepsine birden “al a-ets ve al peri a-ets” der.
Roş-Hodeş, Şabat ve Yom-Tov günlerinde, “Birkat
a-Mazon”da olduğu gibi, bu günlerin önemini belirten cümleler, metine
ilâve edilir. Bunlar, Tefila kitabında açıkça bulunur.
“Birkat a-Mazon” gibi “Meen Şaloş” da yenildiği
yerde oturarak söylenir.Aynı zamanda Mezonot, Şiva Minim ve Şarapta yiyip içmişse, hepsinden
kendi başlarına Beraha aharon`a gerektirecek miktar tüketmişse, üç nüshayı
birleştirerek söyler. Şöyle ki, Beraha`nın başlangıcı “Baruh Ata Ad…E…..
meleh a-olam al a-mihya ve
al a-kalkala, al a-Gefen ve al peri a-Gefen, al a –ets ve al peri a-ets
…olur ve gerisi normal olarak devam eder. Sonda da yine üçünü bir arada
birleştirerek, Beraha`yı bitirilir.
TARİHİMİZDEN
AVRAAM ROZANES
1720 ile 1745
yılları arasında Hahambaşılık görevini sürdürmüştür. Rabi Rozanes Sultan 3.Ahmed
ve 1. Mahmud dönemlerinde bu görevi üstlenir. Çağdaşı ve kendisinden önce sadece üç yıl bu görevde bulunmuş olan Şemuel
Halevi ile birlikte birçok öğrenci yetiştirmiştir. Ishak Rapoport tarafından
kaleme alınan Bate Kehuna adlı eserde Romanes tarafından yazılan responsalar
vardır. Çok ileri yaşta Yeruşalayim’de vefat etmiştir.
MİMAAYAN
KAYNAKLARIMIZDAN
Rav İsak Alaluf
Bir şamaş yirmi yıldır bir Rabi’ye hizmet etktedir. Yirmi
yıl sonra ondan ayrılmak istediğini ve parnasasını kazanmak zorunda olduğunu
ifade eder. Rabi çok üzülse de şamaşının isteğini kabul eder ve yolları
ayrılır.
Rabi’nin evinde kızının evlenme parasının biriktirildiği bir
kumbara vardır. Ele geçen her bozuk paranın atıldığı bu kumbarada yıllar sonra
altı bin altın dinar birikmiştir. Şamaşın ayrıldığı gün bu kumbara da kaybolur.
Rabi’nin eşi bunun nedenini şamaşa bağlar ve ondan başkasının bu parayı
çalamayacağını ifade eder. Rabi’den şamaşı bulmasını ve parayı da geri almasını
ister. Eşinin söylemlerinden sıkılan Rabi çaresizce o köy senin bu köy benim
şamaşını aramaya koyulur. Uzak bir köyde adı Hayim olan bir kişinin yeni
geldiğini ve bakkal dükkanı açtığını duyar. Bakkala giden Rabi şamaş ile
karşılaşır. Şamaş Hayim Rabi’sini önünde bulunca ona sarılır, sevgi ve
saygısını gösterir. Ama Rabi Hayim’e karşı soğuktur. Hayim nedenini sorunca da
kısaca hikayeyi anlatır. Hayim başını öne eğer ve kendisinin bu hırsızlığı
yaptığını söyler. İkibin dinarı harcadığını kalan dörtbin dinarı ise hemen
verebileceğini söyler. Hatta kısa bir zamanda harcadığı parayı da
tamamlayacağını ekler.
Başka çaresi olmayan Rabi dörtbin dinarı alıp eve döner.
Haklı çıkmaktan çok memnun olan karısı şamaş hakkında söylenmeye devam eder. Bu
sırada Rabi’nin evine gelen bir polis onu karakola davet eder. Durum
şaşırtıcıdır çünkü Rabi karakolun sokağından bile geçemeyen bir insandır.
Karakola gelen Rabi orada ilginç bir durumla karşılaşır. Arka sokakta yer alan
bir meyhaneye her gün bir adam erken saatte gelir ve geç saatte gidermiş. Çok
içmesine rağmen hiç para ödemezmiş. Ancak son birkaç haftadır hem daha fazla
içmeye hem de para ödemeye hatta başkalarına ikram etmeye başlamış. Durum
polislerin dikkatini çekmiş ve sorgu sonunda Rabi’nin paralarını koyduğu
kumbarayı çaldığını itiraf etmiş. Beşyüz dinar eksiği ile kumbarasını alan Rabi
eve gelir ve durumu karısına anlatır. Şamaşı boş yere suçlayan karısı şu anda
çok zor durumda kalmıştır.
Bu sırada kapı açılır ve içeriye şamaş Hayim kalan iki bin
dinar ile girer. Rabi şamaşını yan odaya alır ve neden böyle davrandığını
sorar. Şamaş şöyle cevap verir: “O kadar umutsuzdunuz ki parayı kendimin
çaldığını söylemek sureti ile sizi rahatlatmak istedim. O kadar yıl ekmeğinizi
yiyen bir kişi olarak bunu yapmak istedim. Rabi şamaşına sarılır ve ona şöyle
bir beraha verir. “İnşallah senin oğlun ve onun oğlu da para sıkıntısı
çekmesin. Hep refah içinde yaşasın. Şamaş Hayim önce bir oğul daha sonra da bir
erkek torun sahibi olur. Torununun ismi Hayim Rotschild’dir.
Rabi’nin berahası gerçekleşmiştir. Talmud’da dediği gibi “Tsadik mevareh Akadoş
Baruh U mekayem – Tsadik dua eder Tanrı da bu duayı yerine getirir.”
HAFTANIN SÖZÜ
Üç anahtar Tanrı’nın elindedir ve bunu başkalarıyla paylaşmaz.
Yağmurların anahtarı, doğumun
anahtarı ve Tehiyat ametim anahtarı
(Gemara Masehet Taanit)