Bu Hafta İçin Saatler 

30KİSLEV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5776

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

15:57

   17:17

-----

Yeruşalayim

15:59

17:19

Tel Aviv

16:16

    17:18

12ARALIK

Tel Aviv

16:19

17:21

İstanbul

16:21

    17:03

2015

İstanbul

16:22

17:05

İzmir

16:40

17:20

 

İzmir

16:42

17:22

     MİKETS-מקץ

                                                                                                                                              

                                                                                             

                                                                               PeraşaÖzetİ(Bereşit1:1-68)
                                                                                      [www.chabad.org]

Yosef’in köleliği, Paro’nunilginç bir rüya görmesi ile son bulur. Paro, rüyasında yedi besili ineğin yedi cılız inek tarafından yenip yutulduğunu, ardından yedi dolgun başağın yine yedi zayıf başak tarafından yutulduğunu görür. Yosef, bu rüyanın yorumu olarak yedi verimli yılın ardından yedi kuraklık yılının geleceğini ve bolluk yılları müddetince tahıl depolanması gerektiğini bildirir. Paro,Yosef’i Mısır’a vezir olarak atar. Yosef, Potifar’ınkızı olan Asenat ile evlenir ve Menaşe ve Efrayim adında iki oğluolur.

Kuraklık tüm bölgeye hakim olur, ancak Mısır’da yemek bulunabilmektedir. Yosef’in on kardeşi erzak almak üzere Mısır’a gelir, ancak en küçükleri olan Binyamin, babaları Yaakov’un güvenlik kaygısından dolayı evde bırakılır. Kardeşlerinin onu tanıyamamasına rağmen, Yosef kardeşlerini tanır ve onları casuslukla suçlar,kardeşlerin aksini ispat edebilmeleri için Şimon’u rehin olarak alır ve en küçük kardeş olan Binyamin’in Mısır’a getirilmesini emreder.Kardeşler, tuhaf bir şekilde aldıkları erzak için ödedikleri tüm paranın kendilerinde kaldığını fark eder.

Yaakov ancak Yeuda’nın ebedi ve şahsi kefalet sunmasının ardından Binyamin’in gönderilmesine razı olur. Bu sefer Yosef onları nazik bir şekilde ağırlar ve evinde bir yemeğe davet eder. Ancak, doğa üstü güçlere sahip olduğunu iddia ettiği gümüş kupasını Binyamin’in çantasına yerleştirir. Ertesi sabah, evlerine doğru yola çıkmaya hazırlanan kardeşler Yosef’in adamları tarafından durdurulur, üzerleri aranır ve gümüş bardak bulunur bulunmaz tutuklanırlar. Yosef, onları serbest bırakacağını,fakat Binyamin’i kölesi olarak alıkoyacağını söyler.

                                            

                                                       Mİ-DRAŞ YİTSHAK

                                                              Rav İsak Alaluf

                                                                         YOSEF ,KARDEŞLER VE HANUKA MUCİZESİ

Yosef kardeşleriyle karşılaşmak üzeredir. Bir çoğumuzun bildiği gibi Yosef kardeşlerini tanır ve onlara katı davranır. Bir şekilde Binyamin’in Mısır’a gelmesi için her şeyi yapar ve bunu başarır. Binyamin ile karşılaşması onun kalbinde bir merhamete neden olup ağlamasını sağladıysa da bu merhamet kadehini Binyamin’in çuvalına koyması konusunda bir engel teşkil etmez. Binyamin köle olarak tutulmak ve kardeşlerinden ayrılmak üzeredir. Önümüzdeki hafta okuyacağımız peraşada Yeuda’nın konuşması sonucunda birdenbire Yosef kimliğini açıklar. Ben Yosef’im. Babam hala hayatta mı?

Hiçbir çabaya gerek olmaksızın tekrar hataya düşüp eski bozuk yollarına dönmesine yol açabilecek çok özel durumla yüzleşmiş ama eski hatasına geri dönmemiş olan kişi gerçek anlamda teşuva yapmış olan kişidir. Rambam Teşuva kurallarını bizlere öğretirken bu prensibin gerçek bir teşuva için mutlak gerekli olmadığını ama gerçek bir teşuva yapan kişinin bu şekilde kendini kanıtlayabileceğini öğretmektedir. Yosef kardeşlerine karşı kendini üstün durumda görüp eski davranışlarına kolaylıkla dönebilecek bir durumdadır. Artık kimseden korkusu yoktur ve Mısır başvekili bu gelenleri durumdan duruma sokabilecek bir konumdadır. Ancak Yosef bunu yapmaz ve onlara kendini yalnız iken tanıtır.

Burada bir sorunun daha açıklığa kavuşması gereklidir. Eğer Yosef eski davranışlarından dolayı pişman olup teşuva yapan biriyse ve kardeşlerine artık üstünlük taslamayıp kendini tanıtacaksa neden Binyamin’in gelmesinde bu kadar ısrarcı olmuştur?

Rabi Aşer Margaliyot (Z’’L) durumu şöyle açıklar. Yosef Rahel’in oğludur. Kardeşlerinin nefretini kazanmasının nedenlerinden bir tanesi de Yaakov’un “sevgili eşinin” oğlu olmasından kaynaklanır. Binyamin de Rahel’in oğludur ve Yosef ile aynı konumdadır. Yosef kardeşlerinin Binyamin için gerekli fedakarlığı yapıp yapmayacaklarını kısacası eski davranışlarından dolayı teşuva yapıp yapmadıklarını görmek istemektedir. Bunun için de Binyamin’e davranışlarını kendi gözü ile görmek istemiştir.

Evli bir çift bir arada geçen yıllardan sonra geçimsizlik nedeniyle ayrılmaya karar verirler ve bir süre ayrı yaşarlar. Bu ayrılık süresince duygularını tartarlar ve eş olmadan yaşamalarının anlamsız olduğu kanısına varırlar ve tekrar eski eşler birbirine kavuşur. Aradaki derin sevgi yanlışların affedilmesi için yeterli olmuştur. Bu hafta Yosef ve kardeşlerinin yakınlaşmasının okunduğu haftalarda Hanuka mucizesi de yaşanmaktadır. Helen kültürüne adapte olup Tanrı’dan uzaklaşan birçok Yahudi Makabi zaferinin ardından Yahudiliğe geri dönüş yapar. Tanrı sonsuz sevgisi ve merhameti ile Yahudilerin geri dönüşünü kabul eder. Bu karşılıklı sevginin büyüklüğünü göstermesi açısından önemlidir.

Rabi Yeşayau Halevi Horrowitz  Yosef ve kardeşleri ile ilgili peraşaların her zaman Hanuka bayramı sırasında okunduğunu öğretmektedir. Kohelet’in 3/1 yerinde yazılı olan “her şey için bir zaman her hedef için bir an vardır” sözüne uygun olarak bilinmelidir ki bayramlar ve oruçlar Tanrı ile bir arada olmak, buluşmak  zamanlarıdır. Bir her fırsatta Tanrı ile bir arada olmak için zaman yaratmışızdır. Çünkü Tanrı ile birlikte olmak O’nun değerleri ile yaşamak bizim için hayati önem taşımaktadır.

Bir zamanlar Berit milayı, Şabat’ı, Tora öğrenmeyi, yeni ayın ilanını yasaklamak suretiyle Yahudiliği yok etmek isteyenler artık tarihin tozlu raflarındaki yerlerini çoktan almışlardır. Şair Hayim Nahman Bialik Mısır piramitlerini gezerken oradaki firavun mumyalarından birinin kulağına “yok etmek istediğin toplumdan sana selam getirdim” demiştir.  Rav İsrael Meir Lau Titüs kemerinin başındaki konuşmasında “Bet Amikdaş’ı yıkarak bu kapıdan zaferle geçen Titüs’den arta kalanlara bakınız” demiştir. Kendi öz benliğini korumak suretiyle bu günlere kadar birçok felaketi atlatarak gelen Yahudi toplumu bir arada ve değerlerine bağlı olduğu sürece var olmaya devam edecektir. 

Aydınlığın karanlığa, tek Tanrı inancının putperstliğe, bilgeliğin cehalete ve erdemli davranışların mezalime karşı zaferini anlatan ışıklar bayramında yakılan her bir küçük ışık büyük bir meşalenin parçası olacak esenlik ve barış yolunda hepimize rehber olacaktır.

                                                                                       DİVRE TORA

                                                                                    Rav Berti Derofe

“Şimdi – Paro, zeki ve bilge bir kişi belirlemeli ve onu Mısır ülkesi üzerine atamalıdır.”

Yosef, Paro’nun rüyalarını yorumladıktan sonra, ona bolluk zamanı boyunca yiyecek toplayıp saklamaktan sorumlu olacak, bilge ve anlayış sahibi birini bulmasını söyler. Rabi Eliyau Lupyan, böyle bir göreve getirilecek kişinin bilge ve anlayış sahibi birinden çok, düzenli ve çalışkan biri olmasının daha mantıklı olduğunu söyler ve Yosef’in neden özellikle bilge ve anlayış sahibi birini önerdiğini sorgular.

Doğrudur ki, bu yiyecek istifleme işi sıradan bir yiyecek istifleme olsaydı, Yosef, bilge ve anlayış sahibi özelliklerini dile getirmeyebilirdi. Fakat bu farklı bir durumdur. Burada özel bir bilgelik ve anlayışa ihtiyaç vardır. Çünkü bilindiği gibi bolluk zamanlarında —özellikle de rüyanın yorumundaki gibi bolluğun aşırı olduğu zamanlarda— yiyecek insanların gözünde değer kaybeder. İnsanlar yiyeceğin bol olduğunu bildiklerinden dolayı ekonomi yapmaz, israfa başlarlar. Buna karşın kıtlık zamanında, her bir buğday tanesinin değerini bilir, artan her yemeği ziyafet gibi görüp saklarlar.

Burada da yedi bolluk yılında yaşarken, kıtlık yılları için yiyecek saklama işini yapacak kişinin, daha bolluk içindeyken, kıtlık yıllarının sanki o anda geldiğini hissetmesi gerekecektir. Kişi ancak böyle bir hisle, gerektiği şekilde yiyecek saklayabilir. Böyle bir hisle davranabilmek için kişinin, yiyecek toplama ve saklama gibi yeteneklerden çok, bilgelik ve anlayışa ihtiyacı vardır. Bilge kişi, doğacağı gören kişidir. O sadece gelecekte ne olacağını bilmez, aynı zamanda geleceği şu anda görür. İşte bu yüzden Yosef, Paro’ya bilge ve anlayış sahibi birini önermiştir.

Biz de Bu Dünyada, manevi bakımdan bolluk içerisinde, Tanrı’nın buyruklarını yerine getirebilme şansıyla yaşıyoruz. Uzun ömürlerimiz boyunca, sayısız mitsva yapma ve iyi edimlerde bulunma fırsatıyla karşı karşıya kalıyoruz. Gelecek Dünya yaşamı, mitsvalar bakımından kıtlık yılları gibidir. Kişi, o dünyaya geçtikten sonra artık hiç bir mitsva veya iyilik yapamaz ve zehutlarını arttıramaz. 

A-Gaon MiVilna ölüm döşeğinde ağlamaya başlar. Etrafındakiler çok şaşırır ve bu ağlamaya bir anlam veremezler. Rav, ömrü boyunca aralıksız olarak Tora öğrenmiş ve hayatını Tanrı’ya adamış biridir. Şüphe yoktur ki, Gelecek Dünya’sı garantidir. O zaman neden ağlamaktadır? Rav tsitsitlerini eline alır ve şöyle der: “Çok ufak uğraşılar gerektiren eylemlerle, maneviyatta en yüksek seviyelere ulaşılabilen eylem dünyasından ayrılmak ne kadar acı. İşte, ne kadar basit olan ve sadece bir kaç kuruşa satın alınabilen, tsitsit giyinme mitsvasıyla, kişi Şehina’nın yüzünü karşılama seviyesine yükselebilir. Ama Gelecek Dünya’da artık böyle bir şansım olmayacak…”

 

                                                                    ASE   LEHA   RAV : KENDİNE RAV SEÇ

                                                                                   RAV ELİYAU KOEN Z’’L:MAHAZİKE-TORA

                                                                                     Yemek ve İçmekten sonraki Berahalar

B- Birkat a-Zimun :

Bar-Mitsva yapmış ve en az üç veya daha fazla kişi, bir arada  “ Birkat  a-Mazon “ söylemeyi  gerektiren bir yemek yediklerinde “ Zimun “ yapmaları gerekir. Kelime anlamı “ davet “ demek olan bu Beraha, grubun içinden genellikle yaş veya bilgi bakımından saygıdeğer biri tarafından yapılır.

Yemeğin bitiminde “ Mayim aharonim “ (ellerin yıkanması) yapıldıktan sonra, “Zimun” yapan kişi “Rabotay nevareh” der. Herkes bir ağızdan “ Yei Şem ad… mevorah meata vead olam “ der. Kendisi de bu cümleyi tekrarladıktan sonra   “ Nevareh şe-ahalnu mişelo “ der. Arkasından herkes “ Baruh şe-ahalnu mişelo, uvtuvo a-gadol hayinu “ cümlesi ile cevap verir. Kendisi de aynı cümleyi tekrarlar  ve yüksek sesle        “ Birkat a-mazon “ berahasına başlar. Diğer iştirakçiler de Beraha’yı onunla ve alçak sesle beraber söylerler.

“ Birkat a-mazon “ berahası  için Rabilerimizin bu davet etme merasimini uygun görmelerinin sebebini Poesek’ler bu berahanın Tora tarafından  emredilmiş olmasına bağlarlar. Gaye sıradan Tanrıya bir teşekkür duası söylemek değil, O ‘nun büyüklüğünü, bütün canlılara beslenme ve var olmaları için gereken besin çeşitlerini sağladığını ve  onları kullanma gücünü verdiğini idrak edebilmeleri için, ortam hazırlamaktır. (Kitsur Şulhan aruh, Mekor Hayim 36/1).

“Zimun” on veya daha fazla kişi ile yapıldığında (Minyan) “Zimun`”u yapan kimse, eline bir dolu şarap bardağı alır ve davet cümlesine Tanrı`nın ismini de katar. Şöyle ki “Nevareh Elokenu şe-ahalnu mişelo” Diğerleri de “Baruh Elokenu  şe-ahalnu mişelo, uvtuvo a-gadol hayinu” der.

Üç kişi beraber yemek yiyip “Zimun” yapmaya hak kazandıklarında, içlerinden biri kendi başına “Birkat a-Mazon” deyip masadan kalkamaz. Diğer ikisinin yemeklerini bitirmelerini beklemelidir. Üçünden ikisi yemeklerini bitirip “Birkat a-Mazon” söylemek istediklerinde, öbürünü beklemeleri şart değildir. Yemeğe biraz ara vermesini ve ”Zimun” a cevap vermesini ondan istiyebilirler. Yiyen kişi      “Birkat a-Mazon “ un  “a-zan berahamav et akol” kısmına kadar bekler ve yemeğine devam eder.

Unutkanlık neticesi biri “Zimun”u unutup “Birkat a-Mazon” demişse, kalan ikisi onun gitmemesini ve onları bekleyerek “Zimun” a iştirak etmesini istiyebilirler. Beraha söylemiş olmasına rağmen, onlara katılır ve “Zimun” a cevap verir. İkisi “Zimun” suz Beraha demişse, üçüncüsü “Zimun” yapma hakkını kaybeder.

İki kişi yemeğe otururp, üçüncüsü yemeğin sonuna doğru onlara katılmışsa, “Zimun” yapabilirler. Hatta yemeği bitirdiklerinde bile, Beraha söylemedikleri müddetçe, bir üçüncüsü onlara yemeğe katılabilir ve “Zimun” yapma ortamı meydana gelmiş olur.

                                                                                    TARİHİMİZDEN

                                                                              RABİ YONA BEN REY

1715 yılında Selanik’te doğdu. Eğitimini en iyi şekilde tamamladıktan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun başkanti İstanbul’a  yerleşti ve burada bir öğrenim evinin başkanlığını yaptı. Zamanın en büyüklerinden Rabi Şlomo Amarliyo’nun “Dvar Moşe” kitabında sürekli olarak temas halinde bulunulması gereken bir bilge olduğu zikredildi. Lale Devri’nin bitimindeki sarsıntılardan sonra çok zor bir durumda hahambaşılık görevini üstlendi. Birçok öğrenci yetiştirdi                     

 

                                                                                   MİMAAYAN

                                                                            KAYNAKLARIMIZDAN

                                                                                   Rav İsak Alaluf

                                                                                    Sukot ile Şabat

İki büyük Rav aralarında tartışmaktadırlar. Biri şöyle der: Suka mitsvası ne kadar yücedir. Orada bütün varlığınla bir mitsvanın içinde olduğunu hissediyorsun. Bütün benliğinle bir mitsvanın parçası olduğunun bilincine varıyorsun.

Diğeri arkadaşına hak verir ama şunları da ekler: Bütün saygımla dediklerine katılıyorum ama bir eksik var. Suka mitsvasını hissedebilmen için öncelikle onu inşa etmen gerekir. Halbuki Şabat mitsvası ne kadar farklı. Şabat gününe intikal ettiğinden itibaren bütün benliğinde hiç bir şey yapmadan o havayı teneffüs edersin. O mitsvadan çıkma şansına sahip değildin. Halbuki Suka'ya girip çıkabilirsin. Onun için Şabat günü bütün benliğimizle hissedebilmemiz için çok daha özel bir gün gibi gelir.

Not: Rav David Sevi’nin bir anlatımından alınmıştır.

                                                                                    HAFTANIN SÖZÜ

                                                                “Ki bu Tanrı’nın evi ve göklerin kapısıdır.”

                                                                                (Tora-Bereşit-Vayetse)