Bu
Hafta İçin Saatler |
2KİSLEV |
Gelecek
Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
5776 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
16:02 |
17:22 |
----- |
Yeruşalayim |
15:59 |
17:19 |
Tel
Aviv |
16:22 |
17:24 |
14KASIM |
Tel
Aviv |
16:18 |
17:20 |
İstanbul |
16:34 |
17:15 |
2015 |
İstanbul |
16:27 |
17:08 |
İzmir |
16:50 |
17:29 |
|
İzmir |
16:45 |
17:24 |
TOLEDOT-תולדות |
||||||
|
PeraşaÖzetİ(Bereşit1:1-68)
[www.chabad.org]
Yitshak, Rivka ile evlenir.
Çocuksuz geçen 20 yıldan sonra duaları cevap bulur ve Rivka hamile kalır.
“Çocuklar karnında itiştikleri” için zor bir hamilelik geçirir. Tanrı, ona
“rahminde iki ulus var” der, “büyük olan, küçüğüne hizmet edecek”.
İlk önce Esav doğar;
arkasından, onun topuğunu tutar halde çıkan Yaakov gelir. Esav büyür ve “usta
bir avcı, bir kır adamı” olur; Yaakov ise “çadırlarda oturan basit biridir”;
kendisini eğitime adamıştır. Yitshak, Esav’ı, Rivka ise Yaakov’u daha çok
sever. Bir gün, avdan yorgun ve aç olarak dönen Esav Behorluk hakkını (ilk
doğan olarak sahip olduğu hakları) Yaakov’a bir tabak kırmızı mercimek yemeği
karşılığında satar.
Peliştiler’in hüküm sürdüğü
Gerar ülkesinde, Yitshak Rivka’yı kız kardeşi olarak tanıtır; çünkü onun
güzelliğine göz diken biri tarafından öldürüleceğinden korkar. Toprağı eker,
babası Avraam’ın kazdığı kuyuları tekrar açmanın yanında yeni kuyular da kazar.
İlk iki kuyu için Peliştiler’le kavga çıkar; ancak üçüncü kuyunun sularından
sükûnetle yararlanır.
Esav, iki Hiti kadınla evlenir.
Yitshak yaşlanır ve görüş yeteneğini kaybeder. Ölmeden önce Esav’ı mübarek
kılmak istediğini bildirir. Esav babasının en sevdiği yemeğin hazırlanması için
avlanmaya gittiği sırada Rivka Yaakov’a Esav’ın kıyafetlerini giydirir, daha
kıllı olan ağabeyini anımsatması için kollarını ve boynunu keçi kılları ile
örter, benzer bir yemek hazırlar ve Yaakov’u babasına gönderir. Yaakov
babasından “göklerin çiyi ve yeryüzünün yağı” hakkında bir bereket duası alır
ve kardeşine karşı üstünlüğe sahip olur. Esav döndüğü ve aldatmaca ortaya
çıktığı zaman, Yitshak’ın ağlayan oğluna verebileceği tek şey, onun kılıcı
sayesinde yaşayacağına dair kehanette bulunmaktır. Yaakov hata yaptığı zaman,
küçük kardeş Yaakov, ağabey Esav’ın üzerindeki üstünlüğünü kaybedecektir.
Yaakov, Esav’ın gazabından kaçmak ve dayısı Lavan’ın ailesinden
kendisine bir eş bulmak için evden ayrılır. Esav, üçüncü bir kadınla evlenir:
Yişmael’in kızı Mahalat.
Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
TANRI İLE OLAN BAĞLANTIYI KORUMAK
Peraşamızın
hemen başında Rivka’nın çocuk sahibi olmasındaki sıkıntıyı, onun ve Yitshak’ın
dualarını bunun sonucunda da Rivka ile Yitshak’ın ikizlerle bereketli
kılınmasını okuyoruz.
Talmud
dört ata annemizin de çocuk sahibi olmakta sıkıntı çektiklerine dikkat çeker.
Sara, Rivka ve Rahel çocuk saihibi olmak için uzun yıllar beklemişlerdir.
Çoğumuzun bildiği gibi Tanrı bunu özellikle yapmıştır çünkü “Tanrı tsadiklerin
dualarını
arzulamaktadır.”
Bunun anlamı Tanrı atalarımızın ve ata annelerimizin dua etmesini istemiş bu
yüzden de onları bir zaman için çocuksuz bırakmıştır.
Bu
sistemin adaletli olup olmadığı hakkında bir soru birçoğumuzun zihnini meşgul
eder. Yaşamlarını Tanrı sevgisi ve O’nun yolunda yürümek olarak belirleyen
ataların ve eşlerinin dua etmeden de çocuk sahibi olmaları kadar olağan bir şey
yoktur. Çünkü onlar zaten tsadik ve tsedekettirler .
Dua
kavramındaki temel yanlış anlamadan dolayı bu sorunun sorulması normaldir.
Tanrı’ya ibadet etmenin gerçek anlamı nedir? Yanlış bildiğimiz nokta dua etmeyi
sadece istediğimiz şeylerin elde edilebilmesi için kullandığımız yol olarak
görmektir. Yani karşımızda bir makine var. Biz oraya bir jeton atıyoruz ve
istediğimiz şey anında elimize geliyor. Genellikle de belli bir şey isteyeceğimiz
zaman o şeyle ilgili Teilim parçasını okumak suretiyle isteğimizin anında
gerçekleşeceğini umarız. Çoğumuzun yaptığı budur ve ne yazık ki çok da doğru
olmayan bir yoldur. Bu perspektiften baktığımızda Tanrı’nın ataları ve ata
anneleri neden çocuksuz bıraktığını ve onların dualarını istediğini anlamak
kolay değildir.
Tefila
bu söylenenlerin hiç biri değildir. Tefila sözcüğünün anlamı “bağlanmak” olarak
dilimize çevrilebilir. Örneğin Tefilin bu kökten türer. Vücudumuza Tefilin
takarken kutucukların içindeki kutsal metinlerle vücudumuz arasında bir
bağlantı oluşturmaya çalışırız. Tefila Tanrı ile bağ oluşturabilmek için
kullandığımız yollardan biridir. Tanrı ile bağlantımızı Tefila ile sağlarız.
Tefila sadece sözleri söylemek değil bu sözlerin anlamını kavrayarak Tanrı’ya
ulaşabilmektir. Dudaklarımızın basit bir
hareketi ile dua ederken bütün duyularımız, duygularımız, düşüncelerimiz
ile Tanrı ile bağlantı kurmak için odaklanmamız gerekir. Bunu yapmadığımız
zaman olay sadece basit bir dudak hareketi ile sınırlı kalır.
Rav
Yeuda Alevi tarafından kaleme alınan Ha Kuzari adlı eserde tsadikler için dua
zamanının günün en önemli zamanı olduğu yazılıdır. Yaşam amacı Tanrı ile
bağlantı kurmak olan birinin Tefila yapmaktan daha önemli bir şeyi yoktur. O
kişi ekonomik olarak refaha ermek veya çok istediği bir eşyayı satın almak için
değil Tanrı’ya yakın olmak için dua eder. onun Tefilası onu daha da yükseklere
taşıyacak bir asansör gibidir.
Tefila
yaptıklarında duydukları heyecan tsadik insanların yüzüne yansır. “Netsiv” adı
ile bilinen Volozhin’li Rav Naftali Tsvi Yehuda Berlin Rivka’nın Yitshak’ı ilk
gördüğünde devenin üzerinden düşmesinin nedenini Yitshak’ın duasına bağlar.
Rivka dua ederken Yitshak’ın yüzündeki ifadeyi görmüş ve Tanrı’ya nasıl
yakınlaştığını fark etmiştir. Bu yakınlık onu etkilemiş ve baskıdan devenin
üzerinden düşmüştür.
Bilgelerimizin
“Tanrı tsadiklerin Tefila’sını arzular” ifadesini şimdi daha rahat algılamak
mümkündür. Tanrı o tsadiğin Tefila yaptıkça Kendisine yakınlaşacağını bilir.
Tanrı tsadiklerin Kendisine yakınlaşmaları için bazı olayları idare eder ve
hazırlar. Dualarımızın kabulü Tanrı ile yakınlaşmanın bir artısı olarak
karşımıza çıkar. Asıl ödül Tanrı ile yakınlaşmaktır.
Bizler
için bu olay hayatın zorluklarına ve değişimlerine nasıl yaklaşmamız
gerektiğinin bir göstergesidir. Bilgelerimiz ata annelerin kısır olmalarının
bir tesadüf olmadığını onları Tefila yapmaya yakınlaştıran bir zorluk olarak
karşımıza çıktığını anlatırlar.
Hayattaki
değişimler Tanrı ile yakınlaşmak için bulunmaz bir fırsattır. Duaların kabul
edilmesi elbette önemlidir ama asıl olan kendimiz ile Tanrı arasında bir bağ
kurabilmektir. Bu bizleri manevi anlamda daha da yüceltir.
Çünkü
Tanrı bizler için “iyi” olanı zaten bilmektedir. Bizlere düşen görev bu bağlantıyı
korumak, kuvvetlendirmek ve isteklerimizin gerçekleşmesi için ümitsizliğe
kapılmadan dua edebilmektir. Tanrı zamanı geldiğinde bizlere bunu
sağlayacaktır. Ama asıl kazanç Tanrı ile aramızda meydana gelen özel bağ
olacaktır.
DİVRE
TORA
Rav Selim Eskenazi
Yitshak Avinu ve Rivka İmenu doğal
yollardan çocuk sahibi olamadıkları için, tsadikler için doğayı değiştiren Yüce
Tanrı'ya dua ederler. Kutsal Toramız bizlere Yitshak Avinu'nun duasının kabul
olduğunu müjdelerken, Tora'nın vazgeçilmez açıklayıcılarından Raşi, Masehet
Yevamot 64a'daki gemara parçasını getirmektedir. Gemara, pasuğu şöyle
açıklamaktadır: Yüce Tanrı; Yitshak Avinu, "tsadik ben tsadik" yani
hem kendisi tsadik hem de tsadiğin oğlu olduğundan Yitshak'ın duasını kabul
eder. Fakat Yitshak'ın duası kabul görmüşken, kendisi tsadeket olmasına rağmen,
babası Betuel, "raşa" olduğundan Rivka'nın duası kabul
edilmemiştir.
Hahamlarımız şöyle öğretirler:
"Baal teşuva" yani teşuvaya dönmüş birinin ulaştığı merdivende,
"tsadikim gemurim"(kusursuz tsadikler) bile duramazlar.
Teşuva'ya dönmek sadece Tora'dan uzak
bir şekilde büyütülen bir kişi için geçerli değildir, en büyük tsadiklerin bile
teşuvaya dönmeleri gerekmektedir.
Fakat günümüzde "baal
teşuva" konsepti, Tora'dan uzak bir şekilde büyütülen kişilerin Yüce
Tanrı'ya dönmeleri için kullanılmaktadır. Biz de bu bağlamda açıklayacağız.
Avraam Avinu, putperest birinin oğlu
olmasına rağmen, "emet"i yani gerçeği aradığı için, Yüce Tanrı'yla
irtibata geçme seviyesine ulaşmıştır. Kutsal Toramız, fiziksel dünyaya
verilmeden evvel bile, Avraam Avinu, Yüce Tanrı'nın İsteği ve aynı anda
fiziksel dünyada yaşama rehberi olan Tora'yı tamamen uygulamış ve hatta kendi
radyo kanalını Şamayim'e yani Tanrının kanalına ayarlayabildiği için
Rabilerimizin koyduğu mitsvaları bile yerine getirmiştir.
Avraam Avinu, "tsadik ben
raşa" olmasına rağmen "tsadik gamur"un bile duramayacağı bir
seviyeye ulaşmıştır.
Bir taraftan "tsadik ben
tsadik", "tsadik ben raşa"ya tercih edilirken, diğer taraftan
"baal teşuva", "tsadik gamur"a tercih edilmektedir. Bu
denklem bize "beni çöz" demektedir.
Şöyle açıklayabiliriz: Ruhaniyet
yolunda ilerleme şevkine sahip "Baal Teşuva", bu yolda ilerlerken
sınırlarını biraz da kendisi belirlemektedir. Arkasından gideceği ravı, hangi
mitsvaları ne şekilde yapacağını, hangi akımı takip edeceğini kendi özgür
seçimiyle seçmektedir. Bulunduğu durumun şartları doğrultusunda, hangi uygulama
onu memnun ediyorsa, o yolun arkasından gitmektedir.
Bir taraftan içinde bulunduğu Tora'dan
uzak ortamda Tora'nın ışığına ulaşabilmek için büyük bir çaba harcarken diğer
taraftan verdiği uğraşı göz önünde bulundurup, dengeleri koruyabilmek adına
çareler aramaktadır.
Fakat "Tsadik ben tsadik"in
böyle bir lüksü yoktur. Bu sebeple Avraam Avinu'nun oğlu Yitshak Avinu'nun
seviyesi bu söylediğimiz seviyeden daha yüksek bir seviyedir. Bir kişinin,
Avraam gibi bir tsadikle aynı evde yaşarken, onun yaptıklarından
öğrenirken,onun yolunu devam ettirmesi fakat onu kopyalamaması ve kendi
yetenekleri ve karakter özellikleri doğrultusunda Tanrı İbadeti'ni uygulaması
çok yüksek bir seviyedir. Avraam Avinu'yu tarif eden "mida"(karakter
özelliği) "hesed"(iyilik) iken, Yitshak Avinu'nunki
"gevura"(yargı)dır. Yitshak Avinu, yaptığı şeyleri kuru bir şekilde
kopyalarak değil, Avraam Avinu'dan öğrendiği ibadet doğrultusunda kendi
yeteneklerini de katarak, Am Yisrael'in atalarından biri olma ünvanını
kazanmıştır.
"Baal teşuva"nın devamlı
olarak ruhaniyet yolunda ilerleme şevkine sahip olması, onu "tsadik
gamur"dan daha yüksek bir merdivene taşırken, Tora yolunda saf ve kutsal
bir atmosferde büyütülen bir kişi bahsettiğimiz ilerleme şevkine sahipse,
olabilecek bütün seçeneklerin üstündedir.
Çoğunluğu İstanbul'da ve İzmir'de yaşayan, İspanya'dan gelen
biz Judeo Espanyol Yahudileri çok köklü bir tarihe sahibiz. Tarih boyunca
yaşadığımız topraklardaki Hahamlarımız, Tora öğretim merkezleri olan
yeşivalarımız tüm dünyaya ışık tutmuşlardır. Dünyanın dört bir tarafından
Hahamlar, Tora öğrencileri, bu topraklarda öğrenim görmeye gelmişlerdir. Erets
Yisrael'deki Hahambaşıların nerdeyse tamamı İstanbul ve İzmir'den, Erets
Yisrael'e aliya yapan hahamlardan oluşmaktadır. Bizler kendi
yeteneklerimiz doğrultusunda Tora yolunda "emet"i araştırma
maceramızda, ünleri dünyaya yayılmış Hahamlarımızın yolundan ilerlersek,
Sinay'dan bu güne kadar devam eden zincirimizde bizden evvelki nesillerde
kopukluklar olmuş olsa bile, zincire bağlanmamız sayesinde "tsadik ben
tsadik" seviyesine ulaşabiliriz
ASE LEHA RAV : KENDİNE RAV SEÇ
RAV ELİYAU KOEN Z’’L:MAHAZİKE-TORA
F- “ Birkat a-reah “ Güzel
koku berahaları:
Faydalandığımız yiyecek ve içeceklere Beraha söylediğimiz
gibi, faydalandığımız güzel kokulara, kullanmadan evvel de Beraha söylemek
gerekir. Bir şartla ki kokuyu koklamak niyeti olmalıdır. Koklamak niyetinde
olmayan biri, kokuyu algılamasına rağmen, beraha söylemez.
Buna örnek : Güzel kokuları olan limon ve benzeri meyva
yendiğinde, niyet meyvayı yemek olduğundan, kokularına beraha söylenmez. Ancak
meyvayı soyup yemeğe hazırlanmadan evvel, koklamayı niyet eden, koklamadan
evvel koku beraha ‘sını söyler.
Güzel koku saçan bitki, meyva, çiçek veya onların esanslarına
beraha söyleyebilmek için, onları elde tutmalı veya da yakınlarında bulunmalıdır. Kokuları var olup ta, kendileri veya
esansları ortada yoksa, beraha söylenmez. Örneğin, güzel koku saçan çiçek veya
bitkiler, kapalı yerde uzun zaman kaldıktan sonra, oradan alınmışlarsa, o
kapalı yere giren biri, güzel kokuyu koklamasına rağmen, beraha söylemez.
Koku berahaları dörde ayrılır. (1) Bore atse besamim.
(2) Bore isbe besamim
(3) Bore mine besamim
(4) a-Noten reah tov ba-perot.
(1) “ Bore atse besamim “
berahası, aynen meyvalarda olduğu gibi,.gövdesi seneden seneye var olup, yaprak
ve çiçekleri senede bir veya iki kere yenilenen bitkilere söylenir. Örneğin
:Gül, Hanımeli ve Adas gibi.
(2) “ Bore isbe besamim “ berahası, gövdesi seneden seneye kalmayan her sene
aynı yerde olmayıp, ve topraktan her zaman yeni leri çıkan
bitkilerin saçtığı güzel kokulara söylenir.
Örneğin :Ruda, Nane ve Narkis
gibi.
(3) “ Bore mine besamim “ Ağaç veya topraktan
çıkmayan veya da şüphede bulunduğu, emin olmadığı bütün kokulu şeylere söylenen
berahadır.“ Şeakol “ berahası
gibi genel bir
berahadır.
(4) ” a-Noten reah tov ba-perot ” Berahası ise,
yenilen meyvaların güzel kokularına söylenir. Limon ve Etrog gibi .
Taze ekmek, yeni çekilmiş kuru kahve ve enfiye gibi şeylerin
kokularına, Beraha söylenmesi gerekip gerekmediği hakkında Posek`ler
arasında derin görüş ayrılıkları olduğundan, en iyisi bunları koklamaya niyet
edilmemelidir. Koklayacağı takdirde Beraha söylenmemelidir. (Mekor Hayim
48/11-12).
Kötü kokuları gidermek için kullanılan çeşitli deterjanlara
ve spreylere, Beraha söylenmez.
TARİHİMİZDEN
RABİ YOSEF MİTRANİ
1569 Yılında Tsfat şehrinde dünyaya geldi. “Hamabit” lakabıyla bilinen Rabi Moşe Mitrani’nin oğludur. Sekiz yaşında iken Şulhan Aruh eserinin yazarı olan büyük bilge Rabi Yosef Karo tarafından takdis edilmiştir. Tsfat şehrinde bulunduğu süre içinde Rabi Şlomo Sagiş gibi büyük Kabala üstatlarından ders almış alaha ve Talmud bilgisini geliştirmiştir. Rabi Yosef Mitrani Talmudist ve Posek yani kanun koyucu bir bilge olarak bilinir. İstanbul’a geldikten sonra uzun yıllar Tora öğretmenliği yapar. Çok uzaklardan Rabi’nin öğretilerini dinlemeye gelen kişilerin mevcudiyetinden söz edilir. Hasta ve fakir olanları koruma altına alması ile de tanınır. İstanbul’da Hahambaşı mevkiine kadar yükselen Rabi Mitrani 1639 yılında İstanbul’da vefat eder.
MİMAAYAN
KAYNAKLARIMIZDAN
Rav İsak Alaluf
TANRI’NIN BİZDEN BEKLENTİSİ
İlginç bir Midraş Bilgelik, Peygamberlik, Tora ve
Tanrı'ya sorulan "Günahkar birinin cezası nedir" sorusunu
işlemektedir. Bilgeliğe sormuşlar: "Günahkâr birinin cezası nedir?"
Onlara "günahkârları kötülük kovalayacaktır" pasuğuyla cevap vermiş.
Peygamberliğe sormuşlar: "Günahkâr birinin cezası nedir?" Onlara
"Günahkâr can, ölecektir" pasuğuyla cevap vermiş. Tora'ya sormuşlar
"Günahkâr birinin cezası nedir?" Onlara "Korban getirsin ve
kefareti ödenmiş olur" demiş. Tanrı'ya sormuşlar "Günahkâr birinin
cezası nedir?" diye. Onlara "Teşuva yapsın ve bu onun kefareti
olacaktır" demiş. Bu Midraş Tanrı'nın merhametinin ve iyiliğinin her şeyin
üstünde olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle Selihot dualannda okunan
Bezohri al mişkavi duasının nakaratında "Nipela Na Beyad Ad... Ki Rabim
Rahamav — Tanrı'nın Eli'ne düşelim; çünkü
merhameti boldur" cümlesi söylenir. Bir
başka Midraş da Gökleri ve yeryüzünü
kendime karşı şahit kılıyorum ki Tanrı, oturup insanı bekler ifadesi
kullanılır. Bir adamın kendi oğlunu, bir
kadının kocasını beklemesinden çok daha fazla ve ümitli bir şekilde, Tanrı,
insanın teşuva yapmasını bekler. Kısacası Tanrı bizim O'na dönmek için bir
hareket yapmamızı beklemektedir. Teşuva için adım atanlara doğru yolu Tanrı
gösterecektir.
HAFTANIN
SÖZÜ
Kötülükten uzaklaş ve
iyilik yap.
(Teilim 37/27)