Haftanın Peraşası BülteniTanrı Moşe’ye bir Mişkan yapmasını emreder ve bu konuda gereksinim duyacağı tüm detayları öğretir.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  24 Şubat

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2007

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:57

6:09

-----

Yeruşalayim

5:02

6:14

Tel Aviv

5:11

6:11

6 Adar

Tel Aviv

5:17

6:16

İstanbul

5:35

6:15

5767

İstanbul

5:41

6:21

T E R U M A

 Hatırlatmalar:

ü  1 Mart Perşembe: Taanit Ester

ü 3 Mart Şabat: Şabat Zahor

ü 4 Mart Pazar: Purim

ü 5 Mart Pazartesi: Purim Şuşan

 

Bu HP  …..’nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Şemot 21:1 – 24:18)

[www.ohr.org.il]

 

Tanrı Moşe’ye bir Mişkan[1] yapmasını emreder ve bu konuda gereksinim duyacağı tüm detayları öğretir. Bene-Yisrael’den bu amaç için değerli maden ve taşlar, kumaşlar, deriler, yağlar ve baharatlar bağışlamaları istenir. Mişkan’ın dış avlusunda tamamen yakılan sunuların gerçekleştirileceği bir sunak (Mizbeah), ayrıca yıkanmak için bir tür su tankı (Kiyor) bulunacaktır. Toplanma Çadırı bir perde ile ikiye ayrılacaktır. Dış bölüm sadece Koen’lerin, yani Aaron’un soyundaki kişilerin girebileceği bir bölümdür. Burada her hafta değiştirilen oniki ekmeğin yer aldığı bir masa (Şulhan Lehem Apanim), yedi kollu büyük bir şamdan (Menora) ve tütsünün yapılacağı altından yapılmış bir sunak (Mizbah Azaav) olacaktır. En içteki bölme ise Kutsallar Kutsalı’dır (Kodeş Akodaşim) ve buraya sadece Koen Gadol ve sadece yılda bir gün – Yom Kipur’da – girebilecektir. Tanrı’nın Sinay Dağı’nda Bene-Yisrael’e söylediği On Emir’in yazılı olduğu taş levhaları içeren sandık (Aron Aberit) bu bölmede bulunacaktır. Peraşa gerek alet edevat ve kapların, gerekse de Mişkan’ın yapımlarını oldukça detaylı bir şekilde açıklamaktadır.

 

DEVAR TORA

[Rabi Berel Wein – www.torah.org]

 

Altın Eşyalar İçin Cemaat Fonları

 

Bu peraşa, kişinin parasını değerli bir amaç uğruna bağışlamasına değinir. Fakat değindiği konu tsedaka değildir. Tsedaka ya şahsen ya da yardım kuruluşları aracılığıyla ihtiyaç sahibi kişilere yapılan yardımlardır. Bu peraşada Tora’nın söz ettiği Teruma (bağış) da gönüllü olarak yapılan bir harekettir, fakat özellikle tüm ulusu ilgilendiren bir yapı olan Mişkan’ın inşası için bağışlanan mal ve hizmetleri kasteder.

 

Normal şartlarda, hayırsever karakterli kişiler bile bu tip projelere bağışta bulunmaya çok sıcak bakmama eğilimi taşırlar. Genel yaklaşım “Buna zaten ihtiyaç yok ki!”dir. Ya da “illa yapılacaksa da sade bir şey olsun. O kadar süsleyip püslemeye ne gerek var? Sadelik, altın, gümüş ve değerli taşlardan daha iyi değil mi? Üstelik fonları yardıma muhtaç insanlara yardım etmek veya daha değerli nedenler için harcamak varken, bu boşa bir harcama değil mi? Hem, Tanrı’nın, içinde barınması gereken bir yapıya ne ihtiyacı var ki?” Bu ve benzeri, gayet mantıklı görünen sorular, peraşamızda verilen temel mitsvayla çelişkili görünmektedir. Eğer bu iddialar doğru olsaydı, Tora’nın Mişkan’ın inşası için emrettiği tüm bu bağışlar, iş gücü ve harcanacak zaman ne içindir? Bu temel sorunun cevabı sadece bu peraşanın değil, Şemot kitabını sonuçlandıran sıradaki dört peraşanın anlaşılması için gereklidir.

 

Tora dış görünüme önem verir. Kişisel giysiler, görüntü ve toplumsal yapılarla ilgilenir. Küçük ve özel dualar yerine, Yahudiler’in dua merkezlerinde büyük çapta ve daha merkezî bir şekilde toplanmalarını tercih eder. Mişkan’ın inşasında ve daha sonra Yeruşalayim’deki Bet-Amikdaş’ta her ayrıntıya önem verir, çünkü toplumun, beraberliğin, sayıların, törendeki ihtişamın ve Tanrı’nın büyüklüğünün önemini takdir etmemizi ister. Bu beraberlik duygusunu güçlendirmek için, Tora, herkesten, yeteneğine, zenginliğine ve becerilerine göre, Mişkan’ın inşasında katkıda bulunmasını istemiştir. Kişinin kendini cemaatin genelinden ayırması, giderek daha küçük bir çevreyle sınırlı kalması, küçük bir grupla ayrı olarak dua etmesi, Tanrı’ya hizmetini keyfine göre ayarlaması, refah ve arzular, uzun vadede hem kişi, hem de toplum için yıkıcı olur. Hahamlarımız bize, dua için toplanan insanların çokluğunun, Kral’ı onurlandırdığını öğretirler.

 

Bet-Amikdaş’ın yıkılışından sonra, sinagog, sürgünde yayıldığını tüm ülkelerde Yahudiler’in “küçük Mabet”i olmuştur. Eğer “küçük Mabet”, Mişkan gibi, bir güzellik olarak, saygı duyulacak ve geniş kitlelerin toplanacağı yer olarak görülmüyorsa, o zaman toplumsal hayatımızda çok büyük bir şey kaçırıyoruz demektir. Eğer Mişkanımızı doğru ve mükemmel bir şekilde inşa edersek, o zaman Tanrı’nın “içlerinde barınacağım” diye bize verdiği sözün yerine getirilmesini, toplumsal ve kişisel olarak umut edebiliriz.

 

DEVAR TORA

[Rabi Şemuel Weiss – www.tfdixie.com]

 

Karmaşık Hesap

 

Yeryüzünde inşa edilmiş binaların en güzeli, en azından Yahudi görüşüne göre, başta Mişkan, sonra da Bet-Amikdaş’tı. Mişkan’daki bölmelerin en önemlisi, Kodeş Akodaşim olarak adlandırılan en iç odadır. Bunun sebebi de, Tanrı’nın Yahudiler’e verdiği On Emri içeren Antlaşma Sandığı’nın (Aron Aberit) o odada olmasıydı. Fakat Hahamlarımız bize Antlaşma Sandığı hakkında çok şaşırtıcı bir özellik anlatırlar. Talmud şöyle der: Mişkan’ın tüm ebatlarının hesabı yapılırsa, Aron’un hiç yer kaplamadığı ortaya çıkacaktır (Talmud – Yoma 21b). Şöyle ki, Kodeş Akodaşim’in içi “x” genişliğe sahip ise, Aron’un her iki kenarından karşıdaki duvara kadar olan uzaklık “x/2” idi. Böylece Mişkan’ın günlük mucizelerinden bir tanesi, Aron Aberit’in hiç yer kaplamamasıydı. Bir şekilde, normal ölçülerin ötesindeydi. Diğer bir deyişle, ilmin olağan kurallarına göre, Aron Aberit’in varlığı açıklanamıyordu. Bir bakıma, Aron Aberit’in mucizevî ve gizemli yapısı bizimkine benzer.

 

Biz Yahudiler nasıl devamlılığımızı sürdürebiliyoruz? Tarih kurallarına göre, çok uzun zaman önce Yunanlılar, Romalılar ve Persler gibi biz de yok olmalıydık. Yine de, bizi yok etmek için harcanan sürekli ve yoğun çabalara rağmen, düşmanlara meydan okuyoruz ve var olmaya devam ediyoruz.

 

Konu Yisrael olduğu zaman, hesap yapmayın; bir sonuca ulaşamazsınız. Tora’ya, geleneklere ve öğretilerimize bağlı kaldığımız müddetçe, üçüncü ve son Bet-Amikdaş’ı inşa edene kadar düşmanlara meydan okuyup sürekli gelişmeye devam edeceğiz.

 

BİR MİtSVA

[Rabi Hayim Aşer Levene – www.torah .org]

 

İdur Mitsva: Ne Kadar Güzel Bir Mitsva

                        

Bir müziksever olduğunuzu düşünün.

 

Size ilham veren şey, havada uçuşan modern şarkılar değil, klasik bestecilerin ezgili ve ritmik müziğidir.

 

Ve coşkunuzu alevlendiren, duygulandıran ve sizi tamamen esir eden bir müzik aleti, olsa olsa piyanonun notaları olur. O halde, Rahmaninof’un nefes kesen muhteşem bir piyano konçertosunu dinlemeye ve tadını çıkarmaya ne dersiniz?

 

Evet, başlangıçta, bu sevdiğiniz klasik eseri size çalması için dünyaca meşhur bir piyanisti seçerdiniz. Ve performansını tam olarak deneyimlemek için, mutlaka, mükemmel akustiği ile meşhur uluslararası bir konser salonunda, eseri büyük bir Steinway piyanoda çalmasını tercih etmekten daha iyi bir şey yapmazdınız.

 

Mitsva uygulamasını tamamen kavrayabilmek için, bir Yahudi’nin, aynı şekilde, Tanrı’nın emrini bütün güzelliği, ihtişamı ve mükemmelliği içinde deneyimlemesi en çok arzu edilen şeydir. Tanrı’nın emrini yerine getirmenin mutluluğu, mitsva uygulamasına karşı bağlı ve sevgi dolu bir tutum takınarak ifade edilir. Yahudiler her emri en güzel şekilde uygulamaya çalışırlar.

 

Eylemin güzelliği ve önemi kullanılan yöntemlerin niteliği ile bağdaşır. Aynı şekilde, Yahudiler’in çabaları ve teşebbüsleri sadece esas emri yerine getirmeye çalışmaz, aynı zamanda, “İdur Mitsva”ya, yani mitsvayı en güzel şekilde yerine getirmeye de odaklanır. Hahamlarımız, “Bu benim Tanrım ve O’nu şereflendireceğim” (Şemot 15:2) pasuğunu, emirleri en görkemli şekilde güzelleştirmeye yönelik bir teşvik olarak açıklarlar.

 

Ve bütün bunlar, Yahudi’nin mitsvayı sevmesinin bir sonucu olarak gerçekleşir.

 

Bu görüşün tam bir ifadesi, peraşamızda söz edilen, çöldeki Mişkan’ın ve seneler sonra, Yeruşalayim’deki Bet-Amikdaş’ın mükemmel inşasında kendini belli eder.

 

Kutsal Mekân’ı inşa etme sorumluluğu, Kızıl Deniz yarılırken deneyimledikleri kurtuluşta ortaya çıkmıştır. Bu da, daha önce söz edilen pasuğun farklı bir bakışla ulaşılabilecek şu anlamıyla ifade bulur: “Bu benim Tanrım’dır ve O’na bir Mabet inşa edeceğim” (Şemot 15:2).

 

Altın, gümüş ve değerli taşlar gerekli olan yapının bir parçasıydı. Fakat bunlar Yahudi milleti tarafından sevgi ile tedarik edilmişti, çünkü Şehina, yani Tanrı’nın Kutsal Mevcudiyeti için mükemmel bir mekân yaratmaya çalışıyorlardı. Bu teşebbüste becerilerini yönlendirmek için, sanatkârlar ve el ustaları toplandı. Esasında, millet o kadar cömert davranmıştır ki, Moşe, halktan bağışlarını kesme talebinde bulunmuştur.

 

Tıpkı piyanistin seçtiği ve tercih ettiği aletinin bir büyük Steinway olması gibi, Avodat Aşem, yani Tanrı’ya yönelik İbadet söz konusu olduğunda da, bir Yahudi, en güzel bir şekilde yazılmış bir tefilin edinmeye çabalar ve güzel, pahalı ve kusursuz bir etrog (=ağaç kavunu) satın almakta tereddüt etmez. (Talmud – Şabat 133b). Tıpkı müzisyen gibi, Yahudi’nin amacı da, en iyi aletleri kullanarak, ibadeti en cazip hale getirerek, en mükemmel sonuca ulaşmaktır. Amacı, bütün koşulları ve farklılıkları ile kanunları yerine getirme bilgisi ve bağlılığı içinde, yaşam boyu, piyanistin sanatını icra ederken yaşadığı adanmışlığı yansıtmaktır.

 

İdur mitsva, Tanrı’nın emrini, sevgi dolu bir istekle yerine getirmeyi vurgular. Bunu bir yük olarak değil, bir zevk olarak algılar. Kurtulmayı veya kaçınmayı gerektiren bir görev, ya da yerine getirilmesi gereken bir sorumluluk olarak görmez. Onun yerine, Yaradan’ına yaklaşmak için en harika ve zevkli fırsat olarak görür.

 

Sınır tanımayan bir “hibuv mitsva” yani “mitsvaya yönelik sevgi” göstermek şaşılacak bir şey değildir. Mitsva, Tanrı’ya yönelik sevgiyi göstermenin bir ifadesidir. Buna göre, gereken bütün çaba, para, enerji ve daha birçok şey neşeyle harcanır. Tanrı’ya derin bir sevgi duyan Yahudi mitsva söz konusu olduğunda asgari gereklilikle yetinmez. Kaşerut’un en katı standartları için mücadele eder; sadece uzman bir Sofer’in, açık ve belirgin bir yazıyla, gereken tüm zihinsel niyet ve yoğunlaşmaya yazmış olduğunu bildiği bir mezuzayı kullanmaya gayret eder (Rav Moşe Hayim Luzato, Mesilat Yeşarim 18. bölümde, bunun kutsallık özelliğini nasıl yansıttığını gösterdiğini belirtir). Yahudi’nin mitsva için asgari gereklilikle yetinmemek uğruna daha büyük masraflardan kaçınmaması onun mitsvaya yönelik sevgisini yansıtır (bkz. Talmud – Suka 41b ve Baba Kama 9a).

 

Örneğin, Şabat akşamı Kiduş’u söylerken alelade bir bardak değil de parlak gümüşten bir kadeh kullanan bir kişi, bu eylemi sadece alışkanlıkla değil, mitsva sevgisinin bir sonucu olarak yaptığını kanıtlamış olur. Kişi sevdiği şey için her zaman daha fazlasını ister. Sevdiği bir şey söz konusu olduğunda, onu sadece en iyi şeyler memnun eder. Bu şekilde, yaptığımız bütün işlerde ortaya çıkan güzellik, görkem ve itina, Şehina’yı barındıran Mişkan ve Bet-Amikdaş’ın inşasında yaratılan mükemmelliği örnek alır.

 

Yahudilik özü itibariyle güzeldir. Buna bağlı olarak, Tanrı ile olan ilişkimizin de aynı derecede güzel olmasını isteriz. Evet, Yahudi yaşamı kelimenin tam anlamıyla “sevgili”dir. Zaten başka türlü de olamazdı.

 

Her GÜn YAPILAN MİTSVALAR

[www.pirchei.com]

 

“Amen”

 

Bir berahanın sonunda kullanılan “Amen” kelimesi, berahayı kabul ettiğimizi ifade eden bir imzadır. Bu sözcük “EmetGerçek” ile aynı kökten gelir ve söylenenlerin tasdik edildiğini belirtir. Dolayısıyla bir kişi bir beraha söylerken Tanrı’nın tüm bereketin kaynağı olduğunu dile getirirken, onu dinleyip “Amen” cevabını verenler bu konuda hemfikir olduklarını beyan etmiş olurlar. Dolayısıyla “Amen” cevabı vermek, berahanın kendisi kadar önemlidir. O halde, kişi berahanın sonundaki “Amen” kelimesini saygılı bir şekilde söylemelidir.

 

Buna bağlı olarak söz konusu cevap için bazı kurallar vardır:

  1. “Amen” cevabını veren kişi, berahayı dinlemiş olmalıdır. Ancak bir kişi beraha söylerken oradaki diğerleri duyup “Amen” cevabını vermişse, orada bulunan ama herhangi bir sebeple berahayı sadece kısmen işitmiş bir kişi de, berahayı duyanlara güvenerek “Amen” diyebilir.
  2. E-l Meleh NeemanTanrı, Güvenilir Kral” kelimelerinin baş harfleri de “Amen” sözcüğünü oluşturur. Bu da söz konusu sözcüğün onaylama anlamıyla paraleldir. Bir kişi Amen derken bunu kesik yapmamalı, örneğin “…men” dememeli, sözcüğü anlaşılır bir şekilde ağzından çıkararak “E-l Meleh Neeman” ifadesini telaffuz edecek kadar süre boyunca uzatmaya gayret etmelidir.
  3. Bazı kişiler Kadiş ya da Beraha söylenirken, “Amen” cevabı için çok aceleci davranmaktadırlar. Bu yanlıştır. Kişi beraha ya da Kadiş’teki cümlenin tamamlanışını duymadan önce “Amen” dememelidir. Buna karşılık cümle bittikten sonra da “Amen” demek için çok fazla beklememelidir. Cümle bitmeden önce, ya da bittikten sonra 2-3 saniye geçtikten sonra verilen “Amen” cevabı, “Amen YatomYetim Amen” olarak adlandırılır – bir “Amen” bu nedenle vaktinde söylenmelidir. (“Amen” konusunda bunlardan başka kurallar da vardır.)

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi – Rabi Nisim Behar]

 

Mezuza Kuralları

1.      Mezuza’nın çakılı olması gereklidir. Asılı olan bir Mezuza hiç takılmamış sayılır. Mezuza çakılmadan önce şu beraha söylenir: “Baruh Ata AD... E-loenu Meleh Aolam, Aşer Kideşanu Bemitsvotav, Vetsivanu Likboa Mezuza Bizleri emirleriyle kutsayan ve bizlere Mezuza sabitlememizi emreden, Evrenin Kralı, Sen, Tanrımız; Mübareksin”.

2.      Aynı zamanda birden çok Mezuza çakılırsa ilkinin berahası hepsi için yeterlidir.

3.      Mezuza kendinden düşerse tekrar çakmak için bir kere daha beraha söylemek gereklidir.

4.      Yaşanmak için yapılmayan yerlerde Mezuza zorunluluğu yoktur. Bu yüzden Suka’ya Mezuza konmaz. Fakat dükkanlara ve işyerlerine Mezuza takmak şarttır.

5.      Banyo vs. amacıyla  kullanılan odalara Mezuza konmaz.

6.      Çok yüksek kapılı bir odaya Mezuza, normal bir insanın omuz hizasına takılır.

7.      Diaspora’da (Erets-Yisrael’in dışında) ev kiralayan bir kimse, ilk 30 gün için Mezuza mitsvasından muaftır.

8.      Başka bir Yahudi’nin kiralayacağı bir evden çıkan biri, çıktığı evden Mezuzalar’ı sökmemelidir. Ama yeni kiracının Mezuzalar’ın değerini sahibine ödemesi şarttır.

 

Haftanın Sözü

[Rav Avraam Yitshak Akoen Kook]

 

Yaradılış mucizelerini, onların mevcudiyetinin Tanrısal boyutunu, uzaktan size görünen loş bir görüntü olarak değil, içinde yaşadığınız bir gerçek olarak görerek hayranlıkla seyredin?

                                                               

Haftanın Peraşası’nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 – 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza’ya getiriniz.

 



[1] Mişkan: Tam anlamıyla “Barınak”. Çölde ve daha sonra Bet-Amikdaş’ın inşasına kadar Erets-Yisrael’de Bene-Yisrael’in Tanrı hizmeti için kullandığı portatif yapı.