Haftanın Peraşası BülteniTazria peraşası "Tuma ve Taara - Manevi Kirlilik ve Saflık" kurallarını ele almaya devam etmektedir...

Bu Hafta İçin Saatler

8 NİSAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5779

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:30

19:43

-----

Yeruşalayim

18:35

19:48

Tel Aviv

18:47

19:45

13 NİSAN

Tel Aviv

18:51

19:51

İstanbul

19:26

20:07

2019

İstanbul

19:34

20:15

İzmir

19:24

20:15

İzmir

19:31

20:22

METSORA- מצורע


ŞABAT GADOL
19 – 27 NİSAN 2019 PESAH

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Vayikra 6:8-8:36)

 


İyileşen bir Metsora'nın (Tsaraat'a yakalanmış kişi) Koen tarafından iki kuş, çömlek bir kap içerisinde bulunan doğal kaynak suyu, sedir ağacından elde edilmiş bir parça odun ve bir tutam zufa otu kullanılarak saflaştırılmasını sağlayan özel bir işlemin detaylarını anlatarak başlar.

Bir evin duvarlarında kırmızımsı ya da yeşilimsi lekeler belirmesi, bu evinde rahatsızlıktan etkilenmiş olma olasılığını gösterir. On dokuz gün kadar sürebilen bir işlem sonucunda, Koen evin saflaştırılabileceğine ya da yıkılmasına karar verir.

Tuma, erkekte meni ya da diğer akıntılar, kadında adet veya diğer kanamalar sonucunda da ortaya çıkabilir ve Mikve'ye dalarak arınmayı gerektirir.


ZAHOR ET YOM AŞABAT – ŞABAT GÜNÜNÜ HATIRLA

 


Bir masada yemek yiyen en az üç kişi varsa bir tanesi diğerlerini Birkat Amazon öncesinde davet yapar. “Nevareh şeahalnu mişelo – Mübarek kılalım çünkü Tanrı’ya ait olandan yedik” ifadesine diğerleri “baruh şeahalnu mişelo uvtuvo hayinu – Kendisi’ne ait olandan yediğimiz Tanrı kutsaldır. O’nun iyiliği sayesinde yaşıyoruz” şeklinde yanıt verirler. Eğer masada on kişi varsa Nevareh sözcüğünden sonra “E.loenu” sözcüğü, cevapta da Baruh sözcüğünden sonra E.loenu sözcüğü eklenir.  

HAFTANIN SÖZÜ

 


Kaderi belirleyen, şans değil tercihlerdir. (Bilge kişi)

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
Özgürlük - 2

 


Özgürlük kavramının anlatımına devam ederken bir minag  - gelenek paylaşalım. O gece seder tepsisinde yumurta da bulunur. Bir görüşe göre yumurta “korban hagiga” anısına yenir. Bir başka görüşe göre ise yumurta Bene Yisrael’i simgeler. Diğer yiyecekler pişirilince yumuşar ama yumurta sertleşir. Bene Yisrael de sıkıntılarla daha kenetlenir ve katılaşır. Bir başka görüş ise yumurtanın her iki geula’ya gönderme yapması yönündedir. Yumurta tavuğun içinde iken ona bağlıdır. Zamanı gelince bu bağlılıktan kurtulur ve dışarı çıkar. Bu kurtuluşun ilk adımıdır. Hemen ardından zamanı gelince yumurtanın içinden bir civciv çıkar. Bu da kurtuluşun ikinci adımıdır.

Devarim kitabının 18. bölümünde Kenaan topraklarına giren toplumun karşılaşacağı şeyler anlatılırken oradaki toplumun yani Kenaanlılar’ın “meonenim ve kosmim – büyücü ve yıldızlara” inandıkları belirtilir. Pasuğun devamında ise “veata lo hen – sen böyle değilsin” demektedir. Bazı toplumlarda kişi bir eksiklikle doğduğuna inanır ve o eksikliği giderebilmek için bir çaba göstermez. Kaderinin böyle olduğuna, bir rahatsızlığı olduğuna, kendinden daha güçlü bir kuvvet tarafından kontrol edildiğine inanır daha doğrusu inanarak kendini eksikliğinden dolayı aklamak ister. Halbuki Yahudiler böyle değildir. Eksikliklerimiz ve yanlışlarımız yine bizim tarafımızdan düzeltilebilir. Kişi Tora’yı izleyerek kendi eksikliklerinden kurtulabilir. Sabah dualarından şöyle bir pasuk vardır: “Umotar adam min abeema ayin – insanı hayvandan üstün kılan “ayin”dir.”  “Ayin” sözcüğü “hayır” sözcüğü anlamını taşır. İnsanı hayvandan ayıran şey direnebilmesi ve “hayır” diyebilmesidir. Bir hayvan aç iken önüne konan yemeği yer. Ancak Kipur gününde bizler aç veya susuz iken karşımıza getirilen su veya yemeği yemeyi reddederiz. Bu da bizleri hayvandan üstün kılan özelliktir. Tekrar konumuza dönelim. Eğer eksikliklerimizi gidermemek için bahanelerin arkasına saklanacak olursak o zaman “hayır” demeyi bilmezsek özgürlüğün de bir anlamı kalmaz. Bu yeteneği, gücü bize veren Tora’dan ve onun kurallarından başkası değildir. Pesah bayramında bunu anımsamak ve Pesah sederini bir Tora şölenine çevirmek hepimizin elindedir. 

Şabat çıkışında Avdala yapılır. Kutsal olan ile olmayan arasında bir ayırım söz konusudur. Bunu yapabilmek için de akla ihtiyacımız vardır. Aklımız olduğu sürece ayırım yapma yeteneğimiz vardır.  Şabat çıkışında yaptığımız dört farklı Avdala için de bizler Pesah gecesi dört bardak şarap içmekteyiz. “Amavdil ben kodeş lehol – kutsal olandan kutsal olmayanı ayırmak”, “Uven or lehoşeh – ışıktan karanlığı ayırmak”, “uven Yisrael laamim – Yisrael’i diğer toplumlardan ayırmak” ve “uven yoş aşevii leşeşet yeme amaase – yedinci günü diğer altı iş gününden ayırmak.” Bu ayırımı yapmak için de akla ihtiyacımız vardır. Bu akla sahip olmak bize o mutluluğu vermekte ve bizler şarap içerek bu mutluluğu anlatmaktayız. Şimdi bu bardakların ve ayırma cümlelerinin Seder masasındaki karşılıklarına bakacağız.

İlk bardak Kadeş yani Kiduş okunurken içilir. Kiduş “mekadeş Yisrael veazemanim – Yisrael ve bayramları kutsayan” cümlesi ile biter. Bu beraha ile günün kutsallığı ilan edilir. Bu gün kodeş’tir ama dün değildir. Burada ilk ayırım yapılır. Kutsal olan ile olmayan ayırt edilir. İkinci bardak aydınlıkla karanlığın ayırt edildiğini anlatır. Agada bitiminde “meafela leor gadol – karanlıktan ışığa çıktığımızı” ifade ederiz. İkinci bardak da söylediğimiz gibi karalık ile aydınlığı ayırt eder.

Agada okunurken Allel’den iki bölüm okuruz sonra araya yemek yeme sırası gelir. Yemek yedikten sonra Allel okumaya devam ederiz. Bunu Allel duasını bölmek için yapmayız çünkü bizler yemek yerken bile konuştuğumuz Tora ile Tanrı’ya ibadet etmeye devam ederiz. Alaha’ya göre bir goy “ola” korbanı getirebilir. Çünkü hepsi Tanrı’nındır. Ama bir kısmının herkes tarafından yenebileceği “şelamim” korbanı getiremez çünkü insanların da yiyebileceği bir korbanın olabileceğini anlayamaz. Sefat Emet adlı kaynak “veahalta vesavata uberahta – yiyeceksin, doyacaksın ve dua edeceksin” pasuğuna ilginç bir açıklama getirir. Pasuk “tevareh – dua et” demesi gerekirken “uberahta – dua ettin” demektedir. Çünkü Bene Yisrael yemek yerken bile Tanrı’ya ibadet etmektedir. Bilgeler “veahalta” sözcüğünü korban hagiga, “vesavata” sözcüğünü tok olarak yenen korban Pesah’a bağlarlar. Uberahta ise Tanrı’ya teşekkür etmektir. Şimdi üçüncü bardak diğer toplumlarla aramızdaki farkın ayırdına vardığımız için ve bu akla sahip olduğumuz için Birkat Amazon sonrasında içmekteyiz.

Buraya kadar geçmişten, çıkıştan, özgürlükten söz ettik. Birkat Amazon sonrasında Allel okurken gelecekten Maşiah günlerinden söz etmeye başlarız. Galut günleri bilgelere göre altı çalışma günü gibidir. Maşiah günleri ise bütünü Şabat olan günler gibidir. İşte Allel okunduktan sonra içilen dördüncü bardak da geçmiş ile geleceği, altı çalışma günü ile Şabat gününü birbirinden ayırt etmektedir.

Görüldüğü gibi dört bardak şarap da dört ayırım için içilmektedir. Bunları ayırt etmek için sahip olduğumuz aklın sevincini yansıtmaktadır.    Pesah kendini yabancı yaşam tarzından soyutlayıp Tora yaşam tarzına adapte etmektir. Gemara bütün meyvelerin genetik çaprazlanmaya müsait olduğunu ama üzüm meyvesinin buna izin vermediğini öğretir. Bu yüzden de ayırt etmek ile ilgili bir işlem yaparken şarap içmek doğru bir seçimdir. Pasuk “velo yiye baem negef – onlarda karışıklık olmayacak” demektedir. “Negef – karışıklık” sözcüğü “gefen – şarap” sözcüğü ile aynı harflere sahiptir. Bene Yisrael karışmayı reddettiği sürece kendi gibi yaşamaya devam ettiği sürece asma gibi karışık çaprazlamaları reddettiği sürece sıkıntı da yaşamayacaktır. Bu gün gelinen nokta ne yazık ki istenenden çok farklı boyutlara kaymaktadır.

Pesah gecesi özgürlüğe açılan o pencereden içeri girmek ve durumumuzun farkında olmak için mükemmel bir fırsattır. 

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

 

Peraşamız Metsora adı verilen, bet amikdaş olduğu zaman bazı hatalardan ötürü insanların bedenlerinde görülebilen yaralardan söz etmektedir. Bu yaralara cüzzam adı da verilmektedir. Bu hastalıkları teşhis edip tedavisini yapmak yalnız Kohen’lerin uzmanlığı dahilindeydi. Bilindiği gibi Kohen’ler Bet Amikdaş’taki tüm faaliyetlerden sorumlu idiler. Peraşamız da Metsora yani Lepra, cüzzam olmuş kişinin yapması gereken, Koen’e görünmedir diye başlar. Zot Torat ametsora veuva el a Koen. Arahim Gemarasında Metsora kelimesini iki heceye ayırarak Motsi şem Ro arkadaşı aleyhine kötü konuşan kişi. Yani bu davranışta bulunan her hangi bir kimse bu hastalığa yakalanır. Laşon ara olarak isimlendirilen dedikodu çıkaran, konuşan kişinin bu hastalığa tutulması felaketinde bulunur. Bu hastalıktan mustarib olan kişi Koen’e gider. Koen onu bir veya iki hafta insanlardan uzak tutar, sonuçta Koen onun temizlendiğine kanaat getirir ve insanlar arasında hayatını sürdürür. Burada Koen’in kullandığı yöntem, kişinin susmasını bilmesi, konuşarak birçok hatalar işlememesini öğretmektir zira Şelomo Ameleh şöyle demiştir. MAVET VEHAYİM BEYAD LAŞON ölüm ve hayat insanın dilinin ucundadır. Düşünmeden konuşulan sözler insanı felaketlere sürükler. Pirke Avot kitabında Şimon Beno adında bir bilge şöyle der: Bütün ömrüm bilgeler arasında geçti, deneyimlerim sonucunda hayatta susmaktan daha değerli bir şifa olamayacağı kararına vardım, söz gümüşse sükût altındır. Söz bir gümüşse susmak iki gümüştür. Kutsal kitabımız olan Tanah’ta dilimizi, eğitici çok güzel sözler okumaktayız. Teilim kitabında Netsor Leşoneha mera dilini kötü konuşmaktan koru, dudaklarında yala söz çıkmasın kötüden kaç, iyilik yap barış peşinden git. Aaron Akoen’in karakterinde sevgi vardır, barış vardır. Pirke Avot kitabında Aaron Akoen’i şöyle anlatır. Aaron Akoen’in doktrinlerine sahip ol: Barışı sev barış peşinde koş insanları sev onları Tora’ya doğru yola inanca yaklaştır. Bilgelerimiz: Arkadaşı aleyhine kötü konuşup dedikodu eden kişi arkadaşının tüm günahlarına kendi sahip olur derler. Bu kötü davranışlardan insan nasıl kurtulabilir? Başta gördüğümüz gibi Koen bu hastalığa tutulan kişiye iki tane kuş korban ettirdi. Neden kuş? Kuşlar bütün gün öterler, susmasını bilmezler. O insan görsün ki yersiz konuşmanın hiçbir yararı yok, bilakis bu davranış insana mutsuzluk ve zarardan başka hiçbir şey getirmez. Rabi Şimon Ben Yohay Zohar kitabında şöyle demiştir: Ben, Tanrıdan insana iki ağız vermesini dua etmek isterdim. Birini yalnız kutsal kitaplar okumaya ve dua etmeye ikincisini de günlük konuşmalara kullana bilsin. Fakat gördüm ki insan tek bir ağızla ortalığı karıştırabiliyor. Tanrı’nın yaptığı her şey doğru her şey yerinde kanaatine vardım. Metsora yani bu cüzzam hastalığından kurtulan kişi korbanı yanında en büyük ve yüksek bir ağaç olan Erez ağacının bir dalını ve en küçük bir ot olan Ezov otunu getirirdi. Bunlar şu anlamı taşırdı: İnsan Erez ağacı kadar bir büyüklük, gurur sahibi ise her türlü günaha açık demektir, her türlü hatayı işler; Çünkü kendinden büyük kimseyi tanımaz ve tasavvur etmez. Öyle ise ne yapmalı? O ezov küçük bir ot gibi kendini görüp etrafında ki ondan da değerli insanları görsün onlardan öğrensin çünkü insanın her zaman öğrenmeye ihtiyacı vardır. Bunu inkar edemeyiz fakat gurur herkesi küçük görmek insanın öğrenmesine engel olur. Sonunda zararlı çıkan yine kendisidir. Bilgelerimiz kendine kötü olma tavsiyesinde bulunurlar. Bu sözün anlamı: Kendine fayda getirecek sana doğru yolu öğretecek kaynakları kurutma ve yolları kesme.

 




 

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

“Eğer (metsora) maddi gücü (yukarıdaki korbanlara) yetmeyecek kadar fakirse...” Vayikra 14:21

Fakir ve zengin olan bir adamın sunusu aynı değildir - kendi durumlarına göre sunu yapmalıdırlar.
Negaim Mişnasında eğer zengin bir Metsora fakirin getirdiği bir sunuyu getirirse yükümlülüğünü yerine getirmediği yazılıdır.

Aynı görüş bir Yahudi içinde geçerlidir. Tanrı’ya hizmet etmeye gelince birisi elinden gelenin en iyisini yapmalıdır ve Tanrı’nın kendisine verdiği potansiyeli tamamiyle kullanmalıdır. Kötü hareketlerimizi diğer arkadaşlarımızın aynı şekilde yaptıklarıyla karşılaştırarak onları doğruymuş gibi sayabiliriz, ancak bu çok büyük bir hatadır. Arkadaşın manevi olarak aynen “fakir bir adam” gibi olabilir - muhtemelen seninle aynı kapasiteye ve bilgiye sahip değildir. Eğer onun gibi hareket edersen daha yükseklere ulaşma zorunluluğunu yerine getiremediğini görürsün. Potansiyel ne kadar fazlaysa, beklenti de o kadar fazladır.(Hafets Hayim)

Pasukta şöyle yazılıdır, “...yukarıda, göklerde ve aşağıda, yeryüzünde…”Devarim 4:39, maneviyatla uğraşırken(gökyüzü), birisi “üstünde” olan birine bakmalıdır, kendisinden daha mükemmel olanlara ve onlar gibi olmaya çalışmalıdır. Ancak fiziksel zevklerle uğraşırken(yeryüzü), birisi kendisinden daha “alçaktaki” bir insana bakmalıdır. Kendisinden daha aza sahip olanlara bakmalıdır, böylece elindekilerle mutlu olacaktır.

AMEN
(PELE YOETS’TEN DERLEMELER)

 

Kadiş okunurken de “amen” ile cevap vermek gerekir. Bu yanıtı engelleyen kişi ciddi anlamda sorumlu olur. Kadiş okuyanların “amen” söylenmesine fırsat yaratmaları için Kadiş’in sakin ve tane tane okunması gerekir. Böylelikle dinleyenlerin “amen” kaçırma ihtimalleri asgariye indirgenir. Özellikle “amen yee şeme raba” dedikten sonra “dekudşa berih U” cümlesinde de “amen” demeye yetişmek için söyleyenlerin dikkatli olmaları gerekir.