Bu Hafta İçin Saatler

9 KİSLEV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5780

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

15:59

17:14

-----

Yeruşalayim

16:01

17:16

Tel Aviv

16:15

17:15

7 ARALIK

Tel Aviv

16:16

17:17

İstanbul

17:21

18:01

2019

İstanbul

17:21

18:02

İzmir

17:29

18:19

İzmir

17:30

18:20

VAYETSE-ויצא



Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Bereşit 28:10-32:2)

 


Esav'dan kaçan Yaakov Beer-Şeva'dan ayrılır ve annesinin ailesinin yaşadığı yer olan Haran'a doğru yola çıkar ve Moriya Dağı'na ulaşır. Burada uyur ve yeryüzü ile gökler arasında uzanan bir merdiven üzerinde inip çıkan meleklerle ilgili bir rüya görür. Tanrı kendisine Erets-Yisrael'i vaad eder, büyük bir milletin babası olacağına ve onu koruyacağına dair söz verir. Yaakov uyanır ve eline geçen her şeyden Tanrı için onda birlik bir bölüm (Maaser) ayıracağına dair adak adar.

Sonunda Haran'a ulaşır ve kuyu başında kuzini Rahel ile karşılaşır. Rahel'in babası Lavan'la, yedi yıllık çalışma karşılığında Rahel ile evlenme konusunda anlaşır. Ancak Lavan, Rahel'in yerine Lea'yı geçirerek Yaakov'u aldatır. Yaakov Rahel ile de evlenmek için yedi yıl daha çalışmayı kabul eder. Lea dört oğul doğurur - Reuven, Şimon, Levi ve Yeuda. Bunlar Bene-Yisrael'in ilk kabileleridir. Rahel ise kısırdır ve Yaakov'a kendi veremediği çocuğu kazandırmak için, hizmetçisi Bila'yı Yaakov'a üçüncü eş olarak verir. Bila Dan ve Naftali'yi doğurur. Bu arada doğurmaya ara veren Lea da aynı amaçla kendi hizmetçisi Zilpa'yı Yaakov'a eş olarak verir ve Zilpa da Gad ile Aşer'i doğurur. Daha sonra Lea tekrar doğurmaya başlar; oğulları Yisahar ve Zevulun ile, Dina adını verdiği kızı doğar. Tanrı sonunda Rahel'i bir oğulla mübarek kılar. Yosef doğar.

Yaakov Lavan'dan ayrılmaya karar verir, ancak Yaakov'un kendisine kazandırdığı zenginliğin farkında olan dayısı onu göndermeye yanaşmaz. Kendisiyle bir iş anlaşması yapar. Bu yıllar boyunca Lavan Yaakov'u oyuna getirmeye çalışsa da başarılı olamaz; Yaakov gittikçe zenginleşir. Altı yılın sonunda Lavan'ın, servetine göz dikmeye başladığını hisseden Yaakov ailesini alır ve Lavan'a haber vermeden Kenaan'a dönmek üzere yola koyulur. Onları takibe koyulan Lavan, rüyasında Tanrı tarafından Yaakov ve ailesine zarar vermemesi yönünde uyarılır. İki taraf bir antlaşma yapar ve Lavan evine döner. Artık Yaakov'un düşündüğü tek şey, yıllar önce intikamından kaçtığı Esav'la gerçekleşecek tarihi yüzleşmedir.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ

Yitshak Avinu tarafından getirilen Minha duası öğle zamanı geçtikten sonradan itibaren gün batımına kadar okunur. Teilim, Pitum Aketoret ve Amida bölümlerinden oluşan Minha’da Şabat, Kipur ve oruç günlerinde Sefertora çıkarılır. Minha’da da “Tahanunim” adını verdiğimiz af dileme duaları vardır. Ertesi günde bu duaların okunmadığı Minha duasında Tahanunim okunmaz.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
BİLGELİĞİN YEDİ ÖZELLİĞİ

 

Giriş: Pirke Avot beşinci bölümün yedinci Mişna’sında şöyle öğretir:  “Görgüsüz olanda yedi, bilge olanda da yedi özellik vardır. Bilge olan yaşça veya bilgice kendinden büyük birinin önünde konuşmaz.  Arkadaşının lafına girmez. Yanıt vermekte aceleci davranmaz. Konu ile alakalı yanıtlar verir. İlk soruyu önce sonrakileri daha sonra yanıtlar. Bilmediği soruya bilmediğini söyler. Gerçekleri kabul eder.  Bu özelliklerin tersi de görgüsüzde bulunur.”

Golem: Pirke Avot yine birçok mesaj vereceği bir Mişna’ya odaklanmamızı istemektedir. Son derece detaylı olan bu açıklamaları elden geldiğinde kısa ve özet şeklinde sunacağız. “Görgüsüz” için kullandığı “golem” terimi aslında eksik, bitirilmemiş, tamamlanmamış anlamına gelir. Bu terim aslında bilgi ve görgü alanında kendini geliştirmemiş insanlar için kullanılır. Bu kişilerde yedi özellik bulunacağını belirten Mişna bunları saymak yerine bilge kişide yer alan özellikleri saymaya girişir. Bu da olumlu lisan kullanmak geleneği ile paraleldir.

İlk özellik: Özelliklerden birincisi bilge bir kişinin yaş veya bilgi olarak kendisinden büyük birinin karşısında sessiz kalmayı bildiğini anlatmaktadır. Mişna bu özelliği anlatırken aynı zamanda genç olsa dahi bilgi konusunda bilgili olanların karşısında konuşmamanın bir erdem olduğundan söz etmektedir. Buna en güzel örnek Yosef’tir. Yosef Mısır ülkesinden “avreh” olarak bilinir. Burada “av” sözcüğü baba anlamına gelir ve Yosef’in bilgili bir kişi olduğunu gösterir. “Reh” ise genç anlamındadır ve bunların birleşimi genç yaşına rağmen Yosef’in bilge bir kişi olduğunun altını çizer.

Çoğunlukla şahit oluruz. Bilen de bilmeyen de konuşur durur. Ortaya laf olsun diye atılan bir lafa “alahik” otorite olunsa da olunmasa da yanıtlar verilir. Gemara bilgisiz birinin bilgiç konuşmasını içinde bir iki kuruş bulunan boş bir tsedaka kutusunun gürültüsüne benzetir. Ortalıkta sadece gürültü vardır. Kutu ağzına kadar doluysa zaten gürültü çıkarmaz. Durur ve söyleyeceklerini söyler.

İkinci özellik: Mişna’nın söz ettiği ikinci özellik arkadaşının lafına girmemek ve sözünü kesmemek ile ilgilidir. İki kişinin tartışmasında çoğumuz “lafımı bitirmeme izin ver” sözünü sıklıkla kullanırız. Çünkü karşımızdaki bizi dinlememekte sürekli olarak sözümüzü kesmeye çalışmaktadır. Böyleleri sadece kendi düşüncelerinin doğru olduğunu bilmekle yetinmez aynı zamanda karşısındakinin düşüncesinin de ne olduğunu bildiğini zanneder. 

Üçüncü özellik: Mişna bilge kişilerin özelliklerini sayarken üçüncü sırada “yanıt vermek konusunda aceleci olmayan” kişinin bilge olduğunu iddia etmektedir.

Günümüz dünyasında birkaç saniye içinde ulaştığımız arama motorlarının yanıtları gibi özellikle alahik konularda peşin yanıtlar bekleriz. Ancak bu konularda çabuk verilen yanıtlar genellikle doğru yanıtlar olmaz. Konunun önce iyi bir şekilde düşünülmesi, analiz edilmesi daha sonra yanıtlanması gerekir. David Ameleh Teilim’de “ki ekah moed ani meşarim eşpot” diyerek de yargıdan önce mutlaka durumun analiz edilmesi ve çok iyi düşünülmesi gerektiğini bu sayede doğru kararlar alınacağını söylemektedir.

Yitro peraşasının sonunda Mizbeah’a basamaklarla çıkılmaması gerektiğini söyleyen bir cümle vardır. Bu cümlenin sonrasında “yargı” kurallarının işlenmeye başladığı bölüm başlar. Bilgeler basamakların hızla ve birden bire çıkılması durumunda yargının aceleye geleceğini bunun için daha yavaş ve temkinli hareket edilmesinin önemli olduğunu anlatmaktadırlar. 

Dördüncü özellik: Diğer özellikte konu ile alakalı sorular sorulup ilgili yanıtlar verilmesi öğretilir. Soru soran kişi sorusunu konuşulan konu ile alakalı bir şekilde sormalıdır. Yanıt buna göre alakalı gelecektir. Rabi Yeuda Anasi ile ilgili anlatılan bir öykü Gemara Masehet Şabat 3’de bulunmaktadır.

Günün birinde “Rav” adı ile bilinen bir bilge zamanın lideri Rabi Yeuda Anasi’ye bir soru sorar. O sırada Rabi farklı bir konu üzerinde çalışmaktadır soru da farklı bir yerden gelir. Her ne kadar Rabi buna doğru yanıt verdiyse de Rav’ın amcası Rabi Hiya yeğenine kızar. Farklı bir yerden soru sormasının doğru olmadığını söyler. 

Beşinci özellik: Mişna’nın söylediği ilk ve son ile ilgili olarak ilginç bir benzetme yapılır. Bazen insanlar Rabilerin öğretileri konusunda “bunu kim yazdı” “Tanrı mı söyledi”, “o zaman internet var mıydı” şeklinde sorularla karşımıza gelirler. Teknoloji söz konusu olduğunda sonraki nesil her zaman önceki neslin önündedir. Bilgelik ve ruhanilik konusunda ise durum tam tersidir.  Günümüzde durum nasıldır bilinmez ama henüz yüz yıl kadar önce yaşamış olan Hafets Hayim gibi bir bilge görünürde yoktur. Bilgeliği, yazdığı kitapları hala anlaşılmaya çalışılmaktadır. Rabi Hayim Palaçi’nin rüyasına giren tsadikler ona Tora’nın sırlarını bahşetmişlerdir. Bu kitapları günümüzde anlamak için çalışmalar devam etmektedir. Rabenu Yosef Hayim mi Bağdad yani Ben İş Hay her Motsae Şabat Eliyau Anavi ile ders yapmaktadır. Rabi Yosef Hayim David Azulay yani “Hida” melekler ile ders çalışmaktadır. Yani ilkler her zaman sonra gelenlerden çok daha bilgedirler. Çünkü Sinay nesli onlara daha yakındır. Bu yüzden herkesin kendi yerini ve konumunu bilmesi gerekir. Bu yüzden bir önceki neslin koyduğu kurallar değiştirilemez.

Altıncı özellik: Bilmediğine “bilmiyorum” diyebilmek. Eğer bir insanın kendine ve bilgisine güveni varsa bilmediğine “bilmiyorum” diyebilmelidir. Her şeyi bildiğini zanneden kişi basit bir komplekse sahip olmaktan öteye gidemez. Örneğimizi peygamberlerin en büyüğü ile vermeye çalışalım.

Çölde Bene Yisrael ikinci sene Pesah bayramını kutlamaktadırlar. Pesah korbanı getirilmiştir. Ancak “tame” olan bazı kişiler bu korbanı getiremezler. Soru Moşe Rabenu’ya iletilir. Moşe soruyu dinler ve bilmediğini Tanrı’ya sormak gerektiğini ifade eder.

Yedinci özellik: Bir Yeşiva başkanının sahip olması gereken en önemli özelliklerden biri nedir sorusu bir öğrencisi tarafından Rabi Hayim Brisk’e sorulur. Rabi bunu şöyle yanıtlar. “Diyelim ki gece boyunca ayakta kaldın ve öğrencilerine bir ders hazırladın. Derinlere indin. Yeni hiduşlar buldun. Kendine göre harika bir ders oldu.  Dersi verdiğin sırada veya sonrasında bir öğrencin bir soru sorup da bütün dersinin aslında bir yalandan ibaret olduğunu kanıtlasa bile asla ona haklı olmadığını söyleme. Gerçeği kabul et. İnşa etmiş olduğun dersini bir anda yeknesak et ama gerçeği söylemekten geri kalma.” Rabi Hayim Brisk bizlere Mişna’mızın söylemek istediği yedinci özelliği “doğrudan ayrılmamak” esasını Yeşiva başkanı olmak üzere kendisinden fikir almaya gelen öğrencisine bu şekilde anlatmaktadır.

Sonuç olarak “Mode al aemet” doğru söyleyene müteşekkir olmak demektir.  Bu da doğruyu bize gösterenlere teşekkür etmek anlamına gelir. Şlomo Ameleh “bilgeyi uyar seni sevecektir” derken yapıcı eleştirinin değerini söylemektedir. David Ameleh Teilim’de “bakamim alay mereim tişmana oznay – beni eleştirenler bana geldiğinde kulaklarım duyar” derken bu konunun önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Peraşamızda Yaakov Lavan tarafından getirilen eleştirilere bile dikkat etmiş haklılığını gösterdikten sonra onunla tartışmaya başlamıştır.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
Kaynak: www.hidabroot.org
Rav İzak Peres


Mayim aharonim unutulursa ne yapılır?

Birkat Amazon söylemeden evvel ‘Mayim aharonim’ dediğimiz parmaklarımızı su ile yıkama ritüeli unutulacak olursa;  Birkat Amazon’un ortasında hatırlandığında ve elleri yemekten dolayı kirli ise, hatırladığı yerde, konuşmadan ritüeli uygular. Elleri temiz ise bu riteli Birkat Amazon’dan sonra yapmalıdır. Mayim Aharonim için her hangi bir beraha söylenmez ancak ‘mayim aharonim hova’ ifadesi kullanılır. Mayim Aharonim ile Birkat Amazon arasında konuşulmaz. Konuşulduğu taktirde bir kez daha Mayim Aharonim yapar. 

 

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

 

Yaakov Avinu Beer Şeva’dan çıkar ve Haran’a varır. Raşi bu cümlenin derin anlamını açıklamak zorunda kalır. Zira dürüst bir insan yaşadığı mekanı terk edip başka bir yere göç etmek zorunda kaldığı zaman, o ikamet yerinin bütün güzelliklerini ışığını; yani o bölgenin yaşamında örnek olduğu tüm davranışları beraberinde götürür. Beer Şeva sözcüğünün anlamı, Beer: kuyu, şeva: şevua kelimesinden türer, anlamı yemindir. O yöre insanları en küçük bir olayı kanıtlamak durumunda yemine başvururlardı, kendilerini yemin ederek kanıtlarlardı. Yaakov Avinu, Beer Şeva’dan Haran’a bir gün gitti. Bilgelerin dediklerine göre Beer Şeva- Haran arası yol yetmiş gündür. Yaakov Avinu bu yolu on iki saatte aldı. Bu nedenle Yaakov Avinu Beer Şeva’dan çıktı, Haran’a vardı. Cümlesinden hemen sonra” Vayifga bamakom” oraya vardı cümlesi ile başlar. Yaakov Avinu’ya kısa bir yol gibi göründü. Talmud lisanı ile bu olaya “kefisat, adereh” “yol yürüdü”. Yaakov Avinu yürümedi yol yürüyerek onu amacına götürdü.

Yine bilgilerimizin açıklamalarına göre “Vayifga” kelimesi tefila, dua anlamını taşır. “Makom” yer kelimesi de Tanrı’yı ifade eder. Dualarımızda dile getirdiğimiz gibi “Baruh amakom” Tanrı mübarektir. Yaakov Avinu Haran’a vardığında Moriya Dağını geçmiş ve duasını yapmamıştı, üzüldü. Tekrar kutsal olan Moriya Dağına gidip dua etme arzusunu duydu. Fakat Tanrı O’na Moriya Dağını gösterir ve orada duasını yapar. Yaakov duasını yaptıktan sonra uyur. Zira hava kararmıştı. Bu olaydan Yaakov’un yaptığı dua, arvit (gece) duasıydı. Bu bağlamda, Talmud; gemara berahotta tefilot avot tikenum tefilaları yani günlük yaptığımız şahrit (sabah), minha (öğle), arvit (gece) dualarını Avraam, Yistshak ve Yaakov yapmışlar ve bizlere intikal ettirmişlerdir.

Bereşit kitabının muhtelif peraşalarından bunları öğrenmekteyiz. VAYERA peraşasında 22/3 Vayaşkem Avraam Baboker Avraam erkenden kalktı. 24/63 Yitshak hakkında, akşam olmadan Yitshak duasını yapmak üzere çıkar. Bu cümleden de Yitshak’ın minha duasını yaptığı anlaşılır. 28/11 güneş batar, Yaakov Avinu duasını yapar ve uyur. Bu da arvit duasını, Yaakov Avinu’nun yapıp bize intikal ettirdiğini açıkça anlamaktayız. Yaakov Avinu gece uyumak için vayikah meavne amakom. O mekanın taşlarını toplayıp, kendine yastık yaptı. Bu cümleye dikkat edecek olursak birçok yerden taş toplayıp kendine yastık yaptığı anlaşılır. Halbuki bu cümleden hemen sonra Yaakov taşı aldı ve başını dayadı. Cümlenin başında taşlar çoğul olarak söylenmişken, cümlenin devamında taş tekil olarak söylenmektedir. Bunun yanıtını bir midraş ile açıklayabiliriz. Yaakov Avinu’nun topladığı tüm taşlar her biri bu kutsal kişinin başı altına, ben gireceğim diye yarışırlar. Tanrı bu taşların yarışını görünce bu taşların hepsini birleştirir ve bir taş haline getirir. Yarışan taşlar arasında Tanrı bir barış getirdi, hepsinin arzusunu yerine getirerek bir sevgi bağı, barış bağı meydana getirdi. O gece Yaakov Avinu rüyasında ayakları yere değen, başı göklere yükselen ve meleklerin inip çıktıkları bir merdiven görür, uyanır. Tanrı O’na seslenir. “Ben Avraam ve Yitshak’ın Tanrısıyım, korkma her zaman senle olacağım ve gideceğin her yerde sen koruyacağım.”

HAFTANIN SÖZÜ

 

“Beni eleştirenler bana geldiğinde kulaklarım duyar.” (Teilim 92)