Bu Hafta İçin Saatler

25 HEŞVAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5780

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:01

17:15

-----

Yeruşalayim

16:00

17:14

Tel Aviv

16:17

17:16

23 KASIM

Tel Aviv

16:15

17:15

İstanbul

17:26

18:05

2019

İstanbul

17:22

18:02

İzmir

17:33

18:23

İzmir

17:30

18:20

HAYESARA-חיי שרה


28 -29 KASIM 2019 ROŞ HODEŞ KİSLEV

PERAŞA ÖZETİ 
[www.chabad.org] 
(Bereşit 23:1-25:18)

Bene-Yisrael'in ilk annesi Sara, 127 yaşında vefat eder. Avraam, eşini metheden bir konuşma yaptıktan ve kaybının verdiği acıyla ağladıktan sonra, onu Mearat Amahpela'ya (Mahpela Mağarası) gömebilmenin yollarını aramaya başlar. Burası Adam ve Hava'nın da gömülü oldukları yer olduğu için, Avraam, söz konusu yerin sahibi Hiti milletinden Efron'a yüklü miktarda ücret ödemekten çekinmez. Avraam sadık hizmetkarı Eliezer'i, Yitshak'a uygun bir eş bulması için görevlendirir ve kendisine, bu kızı sadece Avraam'ın Aram Naarayim'de yaşayan ailesinden seçeceğine dair yemin ettirir. Eliezer Aram Naarayim'e doğru yola çıkar ve Tanrı'ya, belirli bir işaret vermesi için dua eder. Kuyu başına geldiğinde karşısına Rivka çıkar. Eliezer kendisinden su isteyince Rivka sadece ona su vermekle kalmaz, Eliezer'in on devesinden her biri için de kuyudan su çeker. Bu olağandışı nezaket, Rivka'yı Yitshak için en uygun eş ve dolayısıyla Bene-Yisrael için en uygun "ikinci anne" adayı olarak işaretler. Rivka'nın babası ve daha çok dayısı Lavan ile yapılan görüşmeler sonucunda Rivka Eliezer'le birlikte Kenaan'a doğru yola çıkar. Yitshak Rivka'yı, annesi Sara'nın çadırına getirir, onunla evlenir. Rivka'yı çok sever ve bu, annesini kaybetmesinin ardından kendisine bir teselli olur.

Avraam, Agar'la tekrar evlenir. Bu noktada Agar'ın ismi, davranışlarını düzeltmiş olması sebebiyle Ketura olarak değişmiştir. Avraam bu evlilikten doğan altı çocuğuna hediyeler vererek onları doğuya gönderir. 175 yaşında vefat eden Avraam, oğulları Yitshak ve Yişmael tarafından, Mearat Amahpela'da Sara'nın yanına gömülür.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ

Günlük duaların belkemiğini oluşturan Amida on sekiz, daha sonra eklenen “Lamalşinim” berahası ile birlikte on dokuz beraha içerir. Şabat ve bayram günlerinde Amida’nın ilk üç ve son üç berahası değişmez. İlk üç beraha ataların sadakatinin anlatıldığı “magen Avraam”, Tanrı’nın kudretinin ve ölülerin dirilişinin söylendiği “mehaye ametim” ve Tanrı’nın kutsallığından söz eden “AE.l akadoş” kutsamalarıdır. Arvit hariç diğer Amida ve Musaf duasında üçüncü beraha öncesinde “Keduşa” dediğimiz bölüm Amida tekrarında okunur. Amida “laamod – ayakta durmak” fiilinden türeyen bir sözcüktür. Amida sırasında ayakta durulur. Sessiz Amida Hana peygamberin dua ettiği gibi “dudaklar kımıldatılarak ancak sessizce” okunmalıdır. Tekrar Amida’larında ise cevap verme zorunluluğu vardır. Tanrı ile iletişimin kurulduğu en önemli dualardan olan Amida saygı ile çekinerek ve sükûnet içinde okunmalıdır.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
ÖFKE

 

“Kişisel Gelişim.” Her tarafta bu konu ile ilgili seminerler, tartışmalar düzenlenir. Halbuki verilişi zamanımızdan üç bin yıldan daha önce olan Tora, onun açıklamaları, bizden istedikleri kişisel gelişim için son derece önemli esasları içermektedir. Pirke Avot dediğimiz Yahudiliğin etik kitabının giriş bölümünde Rabi Dr. Avraam Twerski bu kitabın amacının insanı “rafine” etmek olduğunu öğretir. Bu kitabı okuyan, anlayan bir Yahudi davranışlarını mutlaka düzenlemek için çaba harcar. “Dindar” olup da birçok etik değerden yoksun olan kişilerin sayısı hiç de az değildir. Saygı, empati, karşısındakinin fikirlerine saygı duymak ve en önemlilerinden biri olan öfkeyi kontrol etmek dini yaklaşımı ne olursa olsun insanlarca daha az önemsenmektedir. Bu da kim olursa olsun saygısız, garip bir toplumun şekillenmesine neden olmaktadır.

Putperestlik. Bilge öfkenin bir insanın sahip olacağı en kötü özellik olduğunu anlatmaktadır. Öfkesini kontrol edemeyen kişi “putperestlik” günahını işlemiş gibi olmaktadır. Öfkenin mutlak bir tamiri de yoktur. Öfkelenen kişinin ruhu onu terk eder ve yerine anlamsız, değersiz tuma yüklü sentetik bir ruh gelir.

Avoda zara yani putperestlik yapan kişi akıl dışı bir ideoloji ile hareket ettiği için akıl almaz şeyler yapar. Seyahate giderken put dükkanını Avram’ın eline bırakan ve geldiğinde her tarafı yıkık bulan Terah bunun nedenini sorunca Avram öfkelenen putlardan birinin diğerlerini kırdığını söyler. 

Güncel bir örnekle ne demek istediğimizi anlatmaya çalışalım: Futbol maçları öfkeli kalabalıkların bir araya geldiği yerlerden biridir. Kaybeden takımın taraftarlarının “öfke” ile koltukları yaktıkları, insan yaraladıkları hatta öldürdükleri kendilerine zarar verdikleri sır değildir. Nitekim yirmi yıl önce bir adam takımının yediği gole sinirlenerek yumruğu ile duvara vurur. Eli ciddi şekilde zarar gören adam uzun zaman elini kullanamaz. Öfke ona akıl almaz şeyler yaptırmıştır. 

Rabi Yaakov Kanievsky Steipler Rabi olarak bilinir. Mısır’a gönderilen ikinci ceza olan “kurbağa” cezasına dikkat çeker. Bu cezada nehirden önce dev bir kurbağa çıkar. Mısırlılar bu kurbağayı vurdukça daha fazla kurbağa ortaya saçılır ve memleket bunlarla dolar. Rabi burada basit bir soru sorar. Her kurbağa vurulduğunda daha fazla kurbağa çıkıyorsa neden Mısırlılar onu vurmaya devam ederler? İşte kızgın olan öfkeli olan insana bu soru sorulmaz. Çünkü kendini frenleyemez.  Öfke insana akıl almaz şeyler yaptırır.

Günün birinde Rabi Yaakov Ades netilat yadayim yapmak üzere kabı eline alır. Kabın yanında her zaman havlu vardır ancak küçük bir çocuk bunu o gün alıvermiştir. Rabi netila yapar ama bir türlü havluyu bulamaz.  Sakin bir şekilde havlu istediğini konuşmadan belirtir, havlu gelir ve Rabi normal bir şekilde yemeğine devam eder. Olayın bizim başımıza geldiğini düşünelim. Önce konuşamadığımız için sessiz ama kızgın bir şekilde “nerede bu havlu” sorusu sorulur. Amotsi sonrasında “havluyu kim aldı araştırması” yapılır ve ceza aşamasına geçilir. Çünkü egomuz, kibrimiz bunu yapmamızı emreder. Gaava sahibi olan ve bu yüzden öfkesine yenik düşen kişi Tanrı’nın kararlarını yargılar ve bir süre sonra da kendisini O’nun yerinde görmeye başlar. İşte putperestlik işte öfke.

Gemara “kol akoes kol mine gehinom şoltin bo” demektedir. Bazıları bu Gemara’yı öfkeli olan cehenneme gider şeklinde açıklar. Bu doğru olsa da bu Gemara aslında başka bir şey öğretmektedir. Her öfkelenen kendi cehennemini bu dünyada yaratır. Her şey ona batmaya başlar. Kendine göre her şey herkes onun aleyhindedir. Sürekli bu konuda kafa yora kişi sonunda bu dünyada kendi cehenneminde kaybolur.

Pisagor “öfke çılgınlıkla başlar pişmanlıkla biter” derken kişinin kendine hakim olmadığı sürece özgür olamayacağını vurgulamaktadır.

Biraz esneklik. Pirke Avot “leolam yiye adam rah kakane” diye öğretirken insanın esnek olması gerektiğini söylemektedir. Bet Amikdaş’ta sürekli meydana gelen on mucizeden bir tanesi ayakta durduklarında sıkışık olmalarına rağmen secde zamanı geldiğinde herkese yer açılmasıdır. Bu olay hem bir mucize hem de gelecek kuşaklara mesaj niteliğindedir. Belli bir direnme ile sürekli olarak dimdik duran, esnemeyen, direten kişi her zaman sıkışık, her zaman üzgün ve streslidir. Ancak arada bir esneyen bükülebilen kişi daha rahat davranır. Sürekli diretme bir öfke belirtisidir. Şlomo Ameleh “öfke aptalın cebindedir”  ifadesini kullanmakta ve akıllı insanın öfkelenmek için acele etmediğini vurgulamaktadır. Rabiler öfkenin insanın bir numaralı düşmanı ve yenmesi gereken bir canavar olduğunu düşünürler. Rabiler öfke anında sakinleşmek için içten bir beraha söylemenin faydasını öğretmektedirler.

Rabi Dr. Twerski birçok fiziksel hastalığın nedeninin öfke olduğunu öğretir. Bunlar içinde migren, depresyon, yüksek tansiyon ve diabet vardır. Rabi öfkelenen insanın aslında kendine zarar verdiğini öğretir.

Aşamalar ve çareler: Rabilere göre öfkenin üç aşaması var. Bunlardan birincisi kızmak ve bu da duygularla ilgilidir. Bazen bir söz, bir hareket bizi kızdırabilir. Buna refleks olarak kızarız. Zaten öfke olarak kast ettiğimiz şey bu guruba girmemektedir. İkinci aşamamız hiddetlenmek. Bunu bazen sözlerimizle bazen de davranışlarımızla ifade ederiz. Bazen de sessiz kalırız.

Üçüncü aşama ise kin duymaktır. Öfkelendikten sonra bazen bu öfkemizi bir türlü atamayız. İçimizde kurarız ve bu da kine dönüşür. İlk gurup insani bir refleks olduğu için yargı daha hafiftir. Diğer ikisi için ise çaba harcamak gerekir.

Trafiktesiniz. İstenmeyen şeyler hep oluyor. Çabuk hiddetlenenler için biçilmiş kaftan. Ama beş dakika sonra her şey sakinleşmiş. Ama verdiği zararı geri döndürmek o kadar da kolay değil.

Bu hafta okuduğumuz peraşada Avraam Efron’un binbir oyunu ile karşı karşıyadır. Avraam’ın istediği Mearat Amahpela’yı elden gelen en yüksek fiyata satmak için yapmadığı numara yoktur. Avraam bu süreçte hep sakinlikle hareket eder. Çünkü öfke ile hareket etmenin zararının büyüklüğünün farkındadır.

Birkaç öneriye ne dersiniz? Öfkenizi öteleyin. Sefer Hasidim’e göre ani tepkiler vermekten kaçının. Büyük yanlışlar ani tepkiler sonucu ortaya çıkar. Sıkıntıların bir sınav olduğunu kabul edin. Tanrı’dan gelen ne varsa “iyi” olduğunu unutmayın ve daha rahat karşılamaya çalışın. Kibir ve egomuz sayesinde verebileceğimiz tepkilerin ne sonuçlar doğuracağını tahmin etmek zordur. Egomuzun bizi esir almasına izin vermeyin. Sonumuzun gittiğimiz yolun ne olduğunu sıklıkla kendinize hatırlatın. Sıkıntılar kapara içindir.

Hasid bile olsak zor da olsa sinirlenebiliriz. Mesilat Yeşarim’e göre öfkenizi yüzeysel tutmaya özen gösterin. Derinleştirmeyin. Kin seviyesine kadar indirmeyin. Suçlu da olsa günahkar da olsa birini uyarırken sakin ve kibar konuşun. Onu rencide edecek laflardan uzak durun. Bağırarak sağa sola vurarak konuşmayın. Eğer bunları leşem şamayim yaptığınızı zannediyorsanız bu yanlıştan hemen dönün. Doğruyu ve iyiyi öfke ve kızgınlıkla değil sükûnet ve iyilikle anlatın.

Amida duasında Tanrı’nın sizi öfke, gurur, kibir ve egodan uzak tutması için istediğiniz dilde mutlaka dua edin. Tanrı bizleri bütün kötülüklerden koruyacaktır, amen.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
Kaynak: www.hidabroot.org
Rav İzak Peres


Sabah ekmek yemek zorunlu mudur?

Her insanın her sabah tefila sonrasında yemek yemesi tavsiye edilir. Bu Tora’nın veya Rabilerin bir emri değildir. Gemara, Bava metsia (107/B) Kişinin ruhunun daha sakin ve telaşsız olması için yemek yemesinin doğru olduğunu belirtir. Ne yiyeceği çok önemli değildir. Önemli olan, ruhunu sakinleştirmek amacıyla yemesidir. RaMBaM, ilhot deot dördüncü bölüme göre, bünyesine göre bir şeyler yemesi doğrudur.

 

DİVRE TORA
Rav Selim Eskinazi
İYİ HABER MÜJDELEMEK, İYİ BİR İNSANIN İŞARETİDİR

 

Raşi açıklıyor: Niye Sara İmenu’nun vefatı, Yitshak Avinu’nun babası Avraam Avinu tarafından kurban edilmesi girişimine bitişik yazıldı? Melek, Sara İmenu’ya Yitshak’ın kurban edilişi ile ilgili haberi vermeye geldiği zaman (ki oğlu Yitshak, Tanrı’nın sonsuz merhameti ile kurban edilmedi), “oğlun şehita bıçağının önüne geldi ve nerdeyse şehita yapılacaktı” dediği için Sara İmenu vefat etti.

Rav Şimşon Pinkus zts”l, buradan muhteşem bir ders öğretmektedir. Ağzımızdan çıkan sözleri, başkalarına aktarırken, bu sözleri büyük bir titizlikle seçmeliyiz.

Melek, aslında güzel bir haber vermek için görevlendirilmesine rağmen, Sara İmenu’ya “oğlun şehita bıçağının önüne geldi” dediği için, Sara İmenu, cümlenin devamı olan “neredeyse şehita yapılacaktı ama Tanrı merhamet gösterdi ve onun canını almadı” sözleri duymadan ruhunu teslim etti. Şayet, Melek, “Sara, öncellikle sana güzel bir haber veriyim, Yitshak yaşıyor” deseydi, Sara İmenu, heyecandan vefat etmeyip, yaşamaya devam edecekti. Görüyoruz ki, sözlerin sırasını değiştirmek bile, kimi zaman hayat tehlikesi içermektedir. Eğer, Melek görevini itina ile yerine getirmiş olsaydı ve sözlerini doğru dizgide sunsaydı, Sara hayatta kalacak ve Sara’nın içindeki mutluluk seviye seviye yükselecekti. Melek bu yaptığıyla, iyi bir elçi olmaktan çıkıp, Satan’ın elçisi oldu.

Tabiki bu ders günlük hayatımızda da devamlı olarak karşımıza çıkmaktadır. Okuldaki bir veli, diğer bir veliye telefon açar, ve der ki: “bugün okul gezisinde ne oldu biliyorsun değil mi?” “hayır bilmiyorum” der diğer veli, “geziye gittikleri otobüs kaza yaptı”, “ve??? Herkes iyi mi?” “evet, merak etme, herkes Baruh Aş-em kazadan sağlam çıktı”, herkesin iyi olduğu haberini vermeden evvel bir an bile olsa, o velinin oturduğu yerden sıçramasına sebep olur, evet doğrudur, Aş-em yişmor, her zaman kalp krizi geçirilmez, fakat o an kişinin kalbine bıçak saplanmış gibidir.

Örnekleri çoğaltmak pek tabiki mümkündür. Ne mutlu o kişiye ki yaptıklarının, gelecekte neler doğuracağına, daha evvelden hesaplıyor.

Eğer Aş-em yişmor, iyi olmayan bir haber, arkasından güzel olmayan sonuçlar doğurabiliyorsa, iyi bir haber de hayli hayli aynı doğrultuda kişiye hayat vermektedir. Verilen haber küçücük ve önemsiz bir haber gibi gözükse de, kalbi ve ruhu yaşatma niteliğine sahiptir.

Mesela, kişinin, evine normal zamandan biraz daha geç geleceğini eşine haber vermesi ve özellikle çocukları için devamlı endişelenen anne babalara haber verilmesi, telefon bekleyen kişinin ruhuna huzur verecektir.

    David aMeleh’in Şemuel Bet’de söylediği gibi: “vayomer aMeleh iş tov ze veel besora tova yavo” “ve kral şöyle dedi: iyi bir insan ve iyi bir haber gelecek”

HAFTANIN SÖZÜ

 

Bir insan, başkalarının peşinde koşmak yerine her zaman takip edilmeyi tercih etmelidir.
(Gemara Bava Kama 93/A)