Bu Hafta İçin Saatler

21 Elul

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5775

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:21

19:41

-----

Yeruşalayim

18:12

19:32

Tel Aviv

18:41

    19:43

    5 Eylül

Tel Aviv

18:32

19:34

İstanbul

19:18

    19:58

2015

İstanbul

19:06

19:46

İzmir

19:27

20:16

İzmir

19:17

20:03

           Kİ TAVO

                                                                                                                                              

                                                                                  

PERAŞA ÖZETİ (Devarim 26:1-29:8)

[www.chabad.org]

Moşe, Bene-Yisraele talimat verir: Tanrı’nın ebedi mirasınız olarak verdiği ülkeye girdiğinizde ve oraya yerleşip toprağı ekip ürünleri toplamaya başladığınızda, meyve bahçelerinizin ilk olgunlaşan meyvelerini (Bikurim) Bet-Amikdaş’a getirin ve Tanrı’nın sizin için yaptığı her şey için minnettarlığınızı ilan edin.

Peraşamızda, Leviler ve yoksullara verilen onda birlik paylardan ve Ree peraşasının başında söylendiği gibi Gerizim ve Eval dağlarında, berahaların ve lanetlerin nasıl duyurulacağından da bahsedilir. Moşe, insanlara Tanrı’nın seçilmiş halkı olduklarını, onların da aynı şekilde Tanrı’yı seçtiklerini söyler.

Ki Tavonın son bölümünde Toheha (“Sert Uyarılar”) bölümü yer alır. Toranın emirlerini uygularlarsa Tanrı’nın ödül olarak vereceği berahaları sıraladıktan sonra, Moşe, Tanrı’nın emirlerini terk etmeleri durumunda başlarına gelecek hastalık, kıtlık, yoksulluk ve sürgün gibi kötü olayların uzun, sert bir hesabını verir.

Moşe, insanlara sadece bugün, halk olarak doğumlarından kırk yıl sonra, “bilmek için bir yürek, görmek için bir göz ve duymak için bir kulak”a sahip olduklarını söyleyerek sözlerine son verir.

                                                                                        DİVRE TORA

                                                                                       Rav Naftali Haleva


‘’Babası ve annesini hor gören lanetlidir.’’(27:13)
Eval Dağı'nda okunan lanetler arasında, ebeveyn ile ilgili olan bu lanet diğerlerinden ayrılır. Bu ayırımın sebebi belki de çoğu zaman anne -baba saygısını yerine getirme eksikliğinin çok "hafif" bir ihlal olduğunu düşünmemizdir . Pasuğun tam tercümesine "hor görmek" her ne kadar uygunsa da Raşi ve Rabi Samson Hirsh, bu kelimeyi "ucuzlaştırmak" olarak anlarlar. Bu açıklamaya göre insanın anne babasını yüksek değerde tutma eksikliği lanete neden görülmektedir.
Bu saygıyı bu denli önemli kılan nedir? Baal Aturim, Talmud'dan şu alıntıyı yapar:  "Her insanın yaratılışında üç ortak vardır. Anne, baba  ve Tanrı." dolayısıyla insanın anne babasına gösterdiği saygı, Tanrı'ya duyduğu saygının bir parçasıdır. Bu ortaklığın olumlu bir sonucu da vardır. Hahamlarımıza göre, Eval Dağı'nda ilan edilen tüm lanetlere karşılık, Gerizim Dağı'nda ilan edilen birer beraha vardı.
Buradan anlaşıldığı üzere, insanın anne-babasına yüksek değer vermesi, beraha alması için yeterlidir.
Insanların ebeveynine itaat "etmemesi" gerektiği durumlar vardır. Ebeveyn ancak çocuklarının Tora'ya aykırı davranmalarını istedikleri zaman çocuklarının anne -babalarının sözünden çıkmaları gerekir. Ancak yine de evlat, onlara saygısını sürdürmekle yükümlüdür. Zira, onlar, kendisinin dünyaya gelişinde, Tanrı'nın ortaklarıdır ve yaşamları boyunca böyle kalacaklardır.

Anne -baba Tanrı ortaklığını, İbranice'nin yapısal özelliklerinden de çıkarmak mümkündür. Türkçe'deki  "insan" kelimesinin İbranice'deki karşılığı "Adam" dır ve bu kelime Alef -Dalet-Mem harfleriyle yazılır. "Adam " kelimesini parçalandığımızda bir Alef harfi ve Dam kelimesi "kan"anlamına gelir ve insanın fiziksel özelliğini yansıtır. Alef harfi de İbranice Alfabesi'nin ilk harfi olarak daima Tanrı'yı simgeler. Böylece,  insanın ruhunu veren Tanrı (Alef) ile fiziksel özelliğini (Dam) veren anne -baba'nı ortaklığı'ndan insan (ADAM) meydana gelir.

Talmud anne baba mitsvasının uygulanışını değişik örneklerle açıklar.
Rabi Tarfon, yaşlı annesinin, yatağına çıkabilmesi için kendisini bir basamak yere sererdi. Bir keresinde Rabi Tarfon, annesinin ayakkabısız olduğunu gördüğünde, ayaklarının taşlı zeminle temasını engellemek amacıyla annesi yürürken ellerini yere yerleştirdi ve annesi Rabi Tarfon'un ellerine basarak yürüdü.
Rabilerimiz, Rabi Tarfon'un bu yaptığını bile, Kibud Av Vaem mitsvasının yarısını bile yerine getirmeye yetmediğini belirtirler.

Talmud aynı zamanda Dama Ben-Netina'dan bahseder. Dama Yahudi değildi ve babasına gösterdiği saygı sebebiyle Talmud tarafından övülmektedir.

Koen Gadol göğsünde, üzerinde Urim Vetumim adı verilen taşların bulunduğu bir levha taşırdı. Bunların bir tanesi kullanılabilirliğini yitirmişti. Geniş aramalar sonunda, levha için en uygun taşın Dama Ben-Netina'da bulunduğunu öğrenen zamanın liderleri, bu kişiye gelerek yüksek miktarda para önerirler. Dama bu teklifi geri çevirir. İstenen taş babasının yastığının altında bulunmaktadır ve babası da o sırada uyumaktadır. Liderler, Dama'nın fiyat arttırmak için bu taktiğe başvurduğunu düşünerek teklifi arttırırlar. Fakat birçok deneme sonunda fiyatın çok yükselmesine rağmen, Dama babasını rahatsız etmeye yanaşmaz. Sonuç alamayan liderler geri dönerlerken Dama içeri girer ve babasının uyandığını görür. Taşı alıp liderlere yetişir ve teklifi kabul ettiğini söyler. Liderler kendisine en son teklif ettikleri miktarı vermeye kalkınca Dama bunu reddeder ve taşı ancak ilk teklif karşılığında vereceğini belirtir. Çünkü babasına gösterdiği onur kendisi için yeterlidir.
Talmud Dama Ben-Netina'nın Tanrı tarafından eşsiz bir şekilde ödüllendirdiğini belirtir. Olayın bir yıl sonrasında Dama'nın sürüsünde bir tane Para Aduma ( Kızıl İnek ) doğar. Bu inek, Bet - Amikdaş'taki arınma törenleri için gerekliydi ve çok seyrek olarak görülürdü. Olay duyulunca toplum liderleri Dama'ya gelerek büyük miktarda para karşılığı ineği satın alırlar. Talmud Dama'dan bu konuda alınacak çok büyük derslerin bulunduğunu vurgular.

                                                                                               TANRI BİLİNCİ

                                                                                             Rav Berti Derofe

“Ve toprağın ilk [çıkan] her [çeşit] meyvesinden alacaksın…”(26:2)

“Başlangıçta…yarattı — Dünya “İlk” ismini alan Bikurim mitsvası uğruna yaratıldı.”(Bereşit Raba 1:6)

“Darke Musar” kitabı, “Hahamlarımızın, Dünya bunun uğruna yaratıldı dediği Bikurim mitsvasını bu kadar özel yapan nedir?” diye sorar.

Tanrı’nın varlığına inanmak için kişinin aslında çok fazla bir uğraşıda bulunmaya ihtiyacı yoktur. Sonuçta yaratılmış olan her varlık kendinin bir yaratıcısı olduğunun en büyük kanıtıdır. Fakat buna karşın insanın yaptığı her hareketin ve bunların sonuçlarının da Tanrı tarafından yönetildiğine inanmak gerçekten güçtür. İnsanın doğası her zaman için yaptıklarının kendi eseri olduğuna inanmaya daha yatkındır. Halbuki aslında, aldığımız her bir nefes için Tanrı’ya teşekkür etmeli ve onu övmeliyiz. Çünkü Tanrı, her an bize yaşam gücü vermektedir. Eğer Tanrı kişiye bir an bile yaşam gücü vermeyi kesse, kişi varlığını sürdüremez ve bu aynı zamanda bütün evren için  de geçerli bir prensiptir.

Bu yüzden kişinin, sanki kendi gücüyle ve bilgeliğiyle yaptığını düşündüğü herşeyin, aslında Tanrı’nın gücüyle var olduğunu ve kendisinde kaynağı Tanrı olmayan hiç bir gücün var olmadığını anlaması gerekir. Ki Tetse Peraşası’nın başında da aynı fikri görmekteyiz. Peraşa şöyle başlar: “Düşmanına karşı savaşa çıktığında…” Savaşa çıkmak demek, büyük bir ordu, atlar ve savaş silahları demektir. Fakat bütün bunlara rağmen kişinin inanması gereken şey pasuğun devamındadır—“Ve Tanrı onu senin eline verecek…” Çünkü aslında senin yaptığın sadece bir uğraşıdır. Sisteme göre sen, gerekli uğraşıyı yapmak zorundasın, fakat yönetim, başarı veya başarısızlık, bunların hepsi Tanrı’nın elindedir.

Bikurim Mitsvası da bu çok önemli temel prensibi kalbimize işlememiz için verilmiştir. Kişi bütün sene tarlasıyla uğraşır. Toprağı sürer, eker, biçer ve bütün ürünleri evine getirir. Daha sonra Koen’e gider ve şöyle der: “Ve işte şimdi topraktan çıkan, Tanrı’nın bana verdiği ilk ürünleri getirdim…” Bu sayede kişi kendi gücüyle yaptığı düşüncesini kalbinden çıkartır ve herşeyin aslında Tanrı’dan geldiği bilincine varır.

Talmud Masehet Roş Aşana 16A’da şöyle der: “Önümde Krallıklar söyleyin ki sizin Kral’ınız olayım.” Kişi’nin Tanrı’nın dünyayı yarattığına inanması yeterli değildir. Kişinin aynı zamanda bütün vücudunda ve yaptığı her harekette Tanrı’nın Krallığı’nı kabullenmesi gerekir. Bu inanç, kişinin yaptığı her hareketin kaynağının aslında Tanrı olduğu ve kendisinden hiç bir gücü olmadığı bilincine varmasını sağlar.

Bu yüzde Hahamlarımız Midraş’ta, “Dünya Bikurim mitsvasının uğruna yaratıldı” deraşasını yapmışlardır. Çünkü Yeryüzü ve Gökyüzünün yaratılmasının asıl amacı, insanın, bütün yaratılışın ve içerisindekilerin, Tanrı kaynaklı olduğu ve her an onları ayakta tutmaya ve yönetmeye devam ettiği bilincine varmasıdır. Bikurim mitsvası da üzerinde düşünülünce kişiyi bu bilince vardırdığından dolayı Hahamlarımız, “Dünya Bikurim mitsvası uğruna yaratılmıştır” demişlerdir.    

                                                                                               ASE LEHA RAV-KENDİNE RAV SEÇ

                                                                       RAV ELİYAU KOHE Z’’L-MAHAZİKE TORA

                                                                                               BERAHOT

A- Berahot . Tarifi, kapsamı ve kökü .

Berahot konusu Alaha ‘da geniş yer tutar. Bundan evvelki yazılarımızda bu konuya bir giriş yazısı ile değinerek “ Şeehiyanu “ “ Agomel “ ve “ Birkat areiya “  Alahot‘la­ rını işlemiştik. Bu kez Berahot konusunu enine  boyuna inceleyecek, önce genel kuralları ardından da, değişik alanlardaki alahot ‘ları açıklamaya çalışacağız.

Beraha / Berahot kelimesinin Türkçe anlamı “ Bereket “ tir Yani var olan bir şeye eklemelerde bulunmak, çoğaltmak demektir. (Ansk.Talmudit 4.cü cilt sh.292) İnancımıza göre dünyada var olan her şey Tanrı ‘ya aittir. Bir şeyi elde ettiğimizde, ondan faydalanmaya başlamadan evvel, Tanrı ‘ya  bunu bize bahşettiği için şükreder ve ondan gereken bereketini görmemizi dileriz.

“ Birkat a-Mazon” (ve bazı Posek ‘lere göre de “ Birkat a-Tora “ ) hariç, bütün Berahot ‘lar  Rabilerimizin buyruğudur. (Miderabanan ) “Birkat a-Mazon “ Tora’nın 613 emrinden biridir. “ ve-ahalta ve-savata u-berahta “Yemek yeyip doyduktan sonra Tanrın Aşem ‘e şükret”(Devarim 8/10) Her Beraha ‘nın başlangıcında, Tanrı ‘nın ismini (Amonay ) ve dünyadaki hükümranlığını (Meleh     a-Olam) ifade etmek gerekir. Bunlardan biri veya da her ikisi, ifade edilmediğinde, Beraha geçersiz sayılır ve tekrar doğru olanı, yani Rabilerimizin uygun gördüğü tekst’i söylemek gerekir.

Bazen Berahot ‘ların text’i kısa bazen de uzundur. Her durumda text’i kelime kelime söylemeli, yarım yamalak veya çabuk çabuk okumamalıdır. Okurken yani Beraha ‘yı söylerken başka bir şeyle meşgul olmamalı, dikkatimizi ağzımızdan çıkan kelimelerin anlamına vermeliyiz.

Genellikle Beraha ‘lar ya faydalanacağımız şeyden veya da yapacağımız Mitsva ‘ dan evvel söylenir. Bu durumda yiyecek veya Mitsva, sağ elde tutulur ve Beraha ‘nın bitiminde konuşmadan ve hiç ara vermeden yemeye veya da Mitsva ‘yı yapmaya geçilir. Konuşulduğunda veya konuşmadan bile, uzun süre ara verildiğinde Beraha ‘yı tekrar etmek gerekir. Bu bakımdan yenecek şeyler evvelden ağıza  konacak şekilde elde hazır tutulmalıdir.

Örneğin kabuklu meyvalar önce soyulur, yenip yenemiyecek durumda olmaları kontrol edilir ve ancak ondan sonra Beraha söylenir. Aynı şey Mitsvotlar için de geçerlidir . Talet veya Tefilin ‘e Beraha söylemeden evvel, onların Mitsvaya uygun olup olmadıkları         kontrol  edilir,açılarak  elde  hazır  tutulur  ve  bilahare   Beraha  söyleyerek  giyilir  veya  takılır.

                                                                                        

                                                                                       EREV ROŞ AŞANA KURALLARI

                                                                                           El Gid Para El Pratikante

1. On Teuva gününe buruk bir kalple girmek amacıyla Erev RoAanada Taanit yapma adetinde olanlar vardır.

2. Bu şekilde oruç tutmak isteyen bir kişi, RoAanadan önceki gece uyumadıysa gece boyunca yemek yiyebilir. Fakat uyuyup da gece yarısı Selihota kalkmışsa yemek yiyemez; sadece kahve, çay, su vb. şeyler içebilir.

3. Erev RoAanada yapılan Selihotun ardından, 3 kişi Bet Din şeklinde oturtulur ve onlardan Nederleri, yani söz verilip de yerine getirilmeyen vaadleri iptal etmeleri istenir. Bu mini törene “Atarat Nedarim” adı verilir.

4. Erev RoAanada ne gece, ne de gündüz Şofar çalınmaz. Ancak eğer sinagogun Tokeası [Şofar çalan kişi] alıştırma yapmaya çok ihtiyaç duyuyorsa, bunu kapalı bir odada ve kimsenin duymayacağı bir şekilde yapabilir.

5. Erev RoAanada mezarlığa gidip Tsadiklerin mezarlarının başında dua etme adeti vardır. Burada elbette amaç ölülere değil, [gömülü olan Tsadiklerin sevaplarına yaslanarak] Tanrı’ya yalvarmaktır. Duadan önce çok Tsedaka verme adeti vardır.

6. Erev RoAanada Tahanunim yapılmaz; fakat bir gün öncesinde Minhada ve gece yarısından sonra okunan Selihotta Tahanunim yapılır.

7. Erev RoAana, tıraş olunur ve bütün vücut yıkanır. Fakat tıraşı, öğleden önce olmaya özen gösterilmelidir.

HAFTANIN SÖZÜ

Tanrım, Yüce Yargı Gününden kim korkmaz ki?

Mahzor